18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12A&UST0S 2004PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Koruma hukukundaki yeni düzenleme 'mimarlık kültüründen' yoksun kaldı 'Umut Yasası'nda kaygılarKültür ve Tabiat Varlıklannı Ko- ruma Yasası'nda değişiklik yapan "5226 Sayıh Kanun" artık yürür- lükte Tarihsel ve dogal mırasın ya- şatılmasıyla ilgıli başka yasalarda da yeni kurallar getiren düzenleme, ay- nı alanda yaşanagelen kimi sorunla- n gıdermeyı amaçlıyor!.. Anımsanacaktır, yeni yasa henüz "tasarı" halindeyken de değerlen- dirmış ve "olumlu" gördüğümüz bazı önemlı maddelerinden ötürü "Korumada Umut Yasası" demiş- tik.(Cumhuriyet- 17Hazıran2004). Ancak, başka bazı önemli maddele- rindeki "çekincelerimizin" de dik- kate alınmasını dılemıştik. TBMM'de kabul edılerek Cum- hurbaşkanlığf ndan da onay alan ya- sada olumlu bulduklanmız aynen yürürlüğe girerken Mimarlar Oda- sı'nca daha önce rapor olarak da su- nulan çekincelerimiz ıse hemen hiç "önemsenmedi" Oysa, yasadan beklenen yararla karşı çıktığımız maddeler arasında "doğrudan" bır ilişkj vardı. "Öncelikli" ve temel amaç, kül- tür ve tabiat varlıklannın "korun- masını" sağlayıcı önlem ve olanak- lan güçlendirmek olduğuna göre, bunu "zayıflatacak" düzenlemele- re yönelik eleştirilerimızin de dik- kate alınması gerekmez miydi?.. Hem de koruma konusunda yıllar- dır en etkin ve kalıcı çalışmalara im- za atan bir meslek kuruluşunun da görüşlen olarak... Olumlu gördüklerlmlz Yasanın başlıca olumlu yanlarını yeniden özetleyecek olursak; 1- "Koruma Kurulları"nın güçlendirilmesiyle birlikte yine "Bakanlığa" bağlı kalması. Böy- lece ulusal ve evrensel miras üze- rindeki kimi "yerel çıkar beklen- tilerinin" süregelen ve olası tahn- batlarına karşı yasal önlemin sürdü- rülmesi. 2- "Doğal Sitler'Mn yaşama kül- türü ile iç içe doğal varhklar olarak aynı yasayla korunmalannın devam etmesi; böylece bu alanlann "Çev- re ve Orman Bakanlığı'na dev- ri" tartışmalarına son verilmesı, 3- Bünyelerinde, ilgili uzmanlar- dan "koruma birimi" kuracak ye- rel yönetimlere, "tescilli yapılara bakım izni" yetkisinin tanınması: böylece "belediyelere koruma so- rumluluğu" da verilerek bu birim- lerin teşvik edilmesi, 4- Kültürel mirasın korunması n ııııııı rn 1 arihi ve geleneksel mimarinin örneklerini banndıran SÎT alanlarmm korunması için hazırlanan planlarda 'mimarların' değil, sadece plancıların 'müellif' olabilmesi koşulu, yeni yasanm böylesi mimari peyzajlarda da gelişen en vahim yanlışı...(solda Galata, sağda Şirince) için yeni "mali olanakların" ve desteklerin sağlanması, kesin yapı yasağı bulunan özel mülklerle ima- ra uygun hazine arazisi takasının kolaylaştırılması, 5- Özellikle Ankara'daki Mimar- lar Odası yetkililerinin TBMM'de yaptıklan girişimler sonucunda, ta- rihsel yapı ve dokularla ilgili hiz- metlerin "ihale" ve "yapı dene- tim" yasaları dışında tutularak, bunlara ait kurallarla yaratılan "özensiz uygulamalara" karşı da önlem alınması. tşte bu gibi "yararlı" gelişmele- rinönünüde açmakyerine, yeni ya- sadan beklenen olumlu süreci "ter- sine etkileyecek" düzenlemeler arasındakı u en vahim" olanlarına gelince... Slt kararlarına 'müdahale!' Bunlann başında, "Sit kararla- rıyla ilgili Yüksek Kurul yetkisi" geliyor. Yeni yasaya göre, imarplan- lannda onay haklan bulunan kurum- lar (belediyeler, valilikler, kimi ba- kanhklar ve hatta son olarak TO- Kl...) SlT'lerdeki koruma planlanna ya da sınır belirlemelenne ait Koru- ma Bölge Kurullan kararlan için "Yüksek Kurula itiraz" edebile- cekler ve bu kurulun kararı kesin olacak... Böyle bir hükmün, Koruma Bölge Kurullannın ulus ve bilim adma üst- lendikleri "saygınlıklarını" zede- leyeceği gibi, önemli oranda "bü- rokratlann" yer aldığı Yüksek Ku- rul'u da "iş bitirilen siyasi organ" imajıyla yıpratacağını belirtmiştik. Yüksek Kurul'un yine "tavsiye ka- rarı" alması ve son yetkinin de Böl- ge Kurullarında kalmasımn ise "amacı sağlamaya" yeteceği yö- nündeki görüşümüz kabul edilme- dı... Şimdi, Bölge Kurullarından "bek- ledikleri ödünü" alamayanlar, amaçlanna "Ankara'dan" ulaşma- mn tahmin edilebilecek sıyası ilişki- leri içine girecekler... Mimarlık koruma dışında Diğer bır çekincemız de özellikle "mimarük mirasının" yoğun olarak bulunduğu ve "bu nedenle" gözetil- meleri için ilan edilen "Kentsel SİT"lerdeki koruma planlamasında. konunun ve uzmanlıgın "doğası" ge- reğince öncelikle "mimarların" ye- ki ve eşgüdümündekı ekiplere sorum- luluk verilmesi yerine sadece "şehir plancüarının müellif olmalan" ku- ralıydı. Bu itirazımız da gözetılmedı. Eği- tim programlannda "mimarlık tari- hi", "mimarlık kültürü". "gelenek- sel mimari", "mimari restorasyon" vb. gibi doğrudan bu alaru içeren ko- nular bulunmayan plancılar, aynı de- ğerlenn nasıl, hangi kurallarla ve ne gibi önlemlerle yaşatılıp korunacak- lanndan "tek başlarına sorumlu" kılındılar... Korumada plancılaratanı- nan "mimariyi belirleme" yetkilen. aslında bu konuda ülkemizde dayatı- lan "genel yanlışın" bir ürünü. Kent planlamasıyla mimarlık arasında, başka hemen hiçbir ülkede rastlanma- yacak düzeyde yaratılmakta olan "ay- rışma", şimdi de Koruma Yasası'na "aynı aymazhkta" aktanlmış oldu. Oysa, hiç değilse "tarihsel kent do- kuları ve mimarlık mirası" açısın- dan bunun kabul edilemeyeceğini "kültürden" sorumlu bir bakanlık da savunmalı ve kendi yasasında aynı yanhşı yapmamalıydı... Bin yıllara uzanan uygarhk tarihiy- le mimarlık tarihi özdeş bir ülkenin koruma yasasında "mimarlığın" bu denlı dışlanması, ne TBMM'yi ilgi- lendirdi. ne de Çankaya'yı... Yeni yasanın diğer sakıncalı yön- lenne gelecek yazılanmızda da de- ğineceğiz. Bunlara dayalı başlatıla- cak uygulamalarda hemen açığa çı- kabilecek sorunlan belgelemek ve aynı belgelerle yine bu maddelere yönelik yargı sürecini başlatmak ise duyarlı İtişi ve kurumlara düşüyor.. 'Tiyatronun Narin/Çetin Divası' A Kültür Servisi - Türk tiyatrosunun yaramaz kızı olarak adlandınlan Işık Yenersu'nun yaşamını anlatan belgesel tamamlandı. Çekimleri Istanbul ve Ankara'da yapılan, yönetmenliğini Kerime Senyücel'in üstlendiği 'Tiyatro'nun Narin / Çetin Divası' başlıklı belgeselde Işık Yenersu'nun yaşamından, özellikle de 40 yıllık sanat yaşamından kesiüer kendisınin, yakın arkadaşlannın ve meslektaşlannın gözüyle sanatseverlere ulaştınlıyor. Belgeselde Ediz Baysal, İlhan Selçuk, Macide Tanır ve Yüdız Kenter ile Işık Yenersu üzerine yapılan söyleşiler de yer alıyor. 1963 yılından bu yana Devlet Tiyatrolan oyuncusu olan; 40 yıllık sanat yaşamı boyunca tiyatronun yanı sıra televizyon ve sinema fılmlerinde de oyuncu olarak yer alan: Metin Erksan ve Yümaz Güney'in yönetmen yardımcılığını yapan, Devlet Tiyatrolan'nda çok sayıda oyunda rol almasının yanı sıra pek çok oyunda da yönetmenlik yapan Yenersu, yaklaşık on yıldır sahnelerden uzakta. Sanat yaşamı boyunca pek çok ödül alan Yenersu'nun bu ödüllerinin içinde en Belgesel Işık Yenersu'nun 40 yıllık sanat yaşamına ayrıntılı bir bakışla eğiliyor. önemli ikisi; Tunç Başaran'ın 'Sen de Gitme TriandafiUs' adlı filmdeki rolü ile 'Uluslararası İskenderiye Film Şenliği'nde kazandığı 1995-En tyi Kadın Oyuncu Ödülü ile 2004yû\ Afife Jale, 'Muhsin Ertuğrul Omür Boyu Başan Ödülü1 olarak belirtüebilir. ltınoluk Belediye Başkanı Ismail Aynur'un yapacağı açıhş konuşmasmm ardmdan açılacakolan, çeşitli sanatçılann resimlerinden oluşan sergi Cumhuriyet Alanı'nda gezilebilecek. 15 Ağustos Pazar 20.00'de Ayhan Şahenk Salonu'nda Altan Erkekli "Inadına Yaşamak" oyununu sahneleyecek. Altınoluk Antandros 4 Yaşama Saygı' Kültür ve Sanat Festivali Kültür Servisi - Her yıl ağustos ayında düzenlenen "10. Altınoluk Antandros 'Yaşama Saygı' Kül- tür ve Sanat Festivali" 13-15 Ağustos tarihleri arasında düzenle- necek. 13 Ağustos Cuma saat 16.30'da Gera Parkı'ndan Cumhu- riyet Alanı'na kadar uzanan kortej yürüyüşüyle başlayacak olan festi- val. Ankara Kulübü Seymenler Ekibi ve Kastamonu Sepetçioğlu Ekibinın katılacağı Atatürk Anı- tı Açılış Töreni ile devam edecek. Altınoluk Belediye Başkanı İsma- il Aynur'un yapacağı açılış konuş- masının ardından açılacakolan, çe- şitli sanatçılann resimlerinden olu- şan sergi Cumhuriyet Alanı'nda ge- zilebilecek. Erendiz Atasü, Erhan Bener, Osman Şahin.Tuna Kire- mitçi ve Turgay Fişekçi" nın ko- nuşmacı olarak katılacağı' Yaşasın Edebiyat' ve İonna Kuçuradi, Özdemir Özok, Talat Hal- man.Taner Dedeoğlu ve Ze>Tiep Oral'ın katılacağı 'Yaşama Saygı' adlı paneller de yapılacak. 3 ayrı gösteri Festıval kapsamında, a>nca,Gül- sen Tuncer'in 'Bir kucak Gül' başlıklı şiir dinlctisi ve 'Bedenin Renkleri' adlı. İzmir Devlet Ope- ra ve Bale Müdürlüğü'nün katkı- larıyla hazırlanan, kareografilerini Ashley Page, Goyo Montero ve Jan Linkens'ın yaptığı üç ayn gös- ten de ızlenebılecek. Festı\alın 'lmza Köşesi' bölümünde Eren- diz Atasü, İonna Kuçuradi.Tuna Kiremitçi, Turgay Fişekçi, Talat Halman, Osman ŞahinZeynep Oral yer alacak. Ankara Devlet Tiyatrosu'nun katkılanyla hazırla- nan ve Nihat Genç'in yazıp Erdal Küçükkömürcü'nün yönettıği 'Çiçekleri Sarıkız'a Yedirdim' adlı tiyatro o>-unu, Antandros Am- fi Tiyatro'da görülebilecek. 'Güneşe Masallar' başlığı altın- da Mehmet Başaran ve Nurgül Ateşın 'Çocuklarla Sohbet' adı- nı taşıyan etkınlığinın yanı sıra TRT Halk Konseri de festıval kap- samında izlenebılecek Festıval sü- resince Belediye Halk Kütüpha- nesi'nde, Singertarafından destek- lenen 'Kırk Yama-Ödüllü Yanş- ma' düzenlenecek. (0266 39611 68}- ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Lukacs'ın Estetiğine Donuş ••• Ünlü Macar filozofu ve estetik uzmanı Georg Lukacs'ın dört ciltlik başyapıtı 'Estetik'in birinci cildi, benim çevirimle ilk kez 1978 Mart'ında ba- stlrnıştı. Sonraki yıllarda bunu eserin ikinci ve üçüncü ciltlerinin yine benim yaptığım çevirileri izledi. Bu arada yayımlanan ciltlerin yeni basım- lan da yapıldı. Gelgelelim Marksist estetiğin bu temel eserinin dördüncü ve son cildinin çevirisi- ni ancak bu yaztamamlayabildim. Şimdi basıma hazırlanmakta olan bu cildi gördükçe, birinci cil- din basımından bu yana geçen yaklaşık 26 yıllık süreyi çeşitli bakımlardan düşünmeden edemi- yorum. Herşeyden önce ortada, benden kaynaklanan büyük bir gecikme var. Hesabını tam olmasa bi- le kısmen vermek zorunda olduğum bır gecikme. Çünkü ilk üç cildin ardından hızım, yolun bir ye- rinde kesilmiş ve bu, hiç kuşkusuz -bir özür diye alınmaması gereken ve çevirmenin gecikmesini tümüyle bağışlatması olanaksız- kimi nedenler- den kaynaklanma bir durum. Sanırım birtür bezginlik, bu nedenlerin başın- daydı. Tıpkı Lukacs'tan yıllar sonra, bir başka büyük düşünürün. VValter Benjamin'in başyapı- tı 'Pasajlar'\ çevirdiğim sırada olduğu gibi, Lu- kacs'ın 'EsfeMc'ini çevirmeye başladığımda, böy- le bir başyapıtın dilimize kazandırılmasının nice zamandır biraz bölük pörçük yapıda olan Mark- sist estetik tartışmalarını -elbet yine tartışmaya açık- sağlam bir yörüngeye oturtacağına inan- mıştım. İlk cildin başındaki önsözümde şu satır- lar vardı: "Lukacs'ın amaçladığı, Marksizm ile sa- natı felsefe düzeyinde ilk kez bir kuram çerçeve- sinde karşılaştırmaktı. Lukacs'a varana değin, Manc'ın, Engels'/n, Lenin'/n, Franz Mehring'/n ve daha başka Marksist kuramcıların yazılannda sanat ve kültür sorunlarına doğrudan ya da do- laylı değinen birçok bölümler vardı. Ancak bu ya- zarlardan hiçbirinin başlı başına bir bütün oluş- turan bir estetik kuramı ortaya koymuş olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Bu girişim, ilk kez Georg Lukacs tarafından gerçekleştirildi, bugün kuramı ne açıdan eleştirilirse eleştirilsin, Lukacs'ın Marksist estetiğin yaratıcısı olduğu tartışılmaz bir gerçektir..." Birinci cildin yayımlandığı yıllar, Marksizmin ve buna bağlı olarak Marksist estetiğin ülkemizde yoğun biçimde tartışıldığı yıllardı. Benim bu kap- samlı çeviri çalışmasıyla amaçladtğım ise, bu tar- tışmalann bilgi temeline elimden geldiğince bir katkıda bulunmaktı. Sanırım gözden kaçırdığım nokta, bu iklimde- ki tartışma geleneğinin varlığını çoğunlukla ger- çek bilgi temelinde değil, fakat ağızdan ağza ge- çip kapılan alıntılar temelinde sürdürdüğüydü. Lukacs'ın 'Esfef/A-'inin ilk üç cildindeki neredey- se uçsuz bucaksız savlar, kavramlar ve kuram- lar malzemesi, çok dar bir kesimce tartışma ko- nusu yapıldı. Yanlış anlaşılmasın, burada söyle- mek istediğim, elbette Lukacs'ın görüşlerinin o ileri sürdü diye benimsenmesi gerektiği değil. A- ma Marksizm ve Marksist estetik deyınce bir za- manlar mangalda kül bırakmayanların büyük ço- ğunluğu, Marksist estetiğin başyapıtını da hesa- ba katmayı gereksiz buldular. Yakın zamanlarda ise bir yazıda şöyle bir değerlendirmeyi bile oku- ma mutluluğuna(!) erdik: "Toplumcu gerçekçilik dedikleri birşey vardı ve o yıllarda yaşamasrna izin verilen tek gerçekçilikti. Ne işler ya! Nelerie uğ- raştık! Lukacs diye bir Macar köylüsünü getirip burnumuzun dibine dayadılar, estet diye..." Yani Batı'da, Marksist olanlar ve olmayanlar tarafın- dan Marksist estetiğin kurucusu sayılan Lukacs, meğer aslında estet bile değilmiş de, "estet di- ye burnumuzun dibine dayanmış"\ Sanırım biraz yukarıda sözünü ettiğim bezgin- liğim ve 'Estetik'in son cildini çevirme konusun- daki isteksizliğim, yıllar boyunca hep yaşadığı- mız düşünce ikliminin bu çoraklığından kaynak- landı. Ama şimdilerde böyle bir isteksizliğin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Lukacs, 'Este- tik'\n ciltlerinin başına hep Marx'ın şu kısacık sö- zünü koymuş: "Bilmiyortar, ama yapıyorlar." O zaman bilgiye ve bilmeye değer verenlerin, bil- meden yapanların üstüne gitme savaşımında yıl- gınlığa düşme haklan ve lüksleri yok; hele Berlin duvarının yıkılmasıyla ve eski Doğu Bloku'nun dağılmasıyla birlikte Marksizm'in de kesin sonu- nun geldiğine inanan cahillerin bolca olduğu bir ülkede! Bu düşüncelerden yola çıkarak. 'Estetik'in son cildinin çevirisini yepyeni bir şevkle tamamla- dım... e-posta: ahmetcemal" superonline.com acem20fn hotmail.com Dünya Ezgiteri' İzmiTte • İZMİT (AA) - Genç Kocaeli Yüksek Öğrenim Deraeği'nin (KYÖD) düzenlediği 'Dünya Ezgileri Projesi' kapsamında Izmit'e gelen 10 genç müzisyen, yarm Izmitli müzikseverlerin karşısına çıkacak. Farklı kültürleri bir araya getirmek amacıyla bu yıl ikincisi düzenlenen etkinlik kapsamında yapılacak konserde bas gitarda Italyan Abel Polese, gitarda Ingiliz Paul Drury. saksofonda Kanadalı Christie Parent. çelloda Fransız Emeline Graizeau, kemanda Sırp Igor Vincetic, vurmalıda Alman Maria Guba, vokalde Fransız Agathe Jeannojtot, davulda îsveç Remo Vogt, piyanoda tsveç Angales Chacon ve flütte Yavuz Bakır görev alacak. Müzisyenlerin Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde vereceği konserde. her sanatçı ülkesine ait bir ezgi çalacak. Fransız solist Agathe Jeannojtot da bazı parçaları seslendırecek. Ataol Behramoğlu dinletisi •Kültür Servisi - Ataol Behramoğlu, Çanakkale Belediyesi'nce düzenlenen 'Çanakkale Kültür Festivali' kapsamında bugün saat 21.3O'da Çanakkale Amfiteatr'da, yann saat 21.30' da ise Kilitbahir Kalesi'nde şiirseverlerle buluşacak. Şiir dinletisinde müzisyen Haluk Çetin, Behramoğlu'nun şiirlerinden yapılmış şarkılarla yer alacak. *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle