17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2004 PAZARTES 8 Istanbul HABERLERÎN DEVAMI TURKİYE Edirne B 28 Sinop B 25 Adana A 38 B 32 Samsun B 25 Kocaelı B 28 Trabzon B 24 Çanakkale B 30 Giresun B 24 Izmır A 35 Ankara A 29 Manısa A 36 Eskışehır A 29 Aydın A 40 Konya A 30 Denızlı A 37 Sıvas B 26 Zonguldak B 24 Antalya A 26 Kare Mersin Dıyarbakır Şanlıı/rfa Mardin Siırt Hakkân Van A A A A A B B 33 38 40 37 37 29 24 B 23 Doğu Karaaenız ıle Doğu Anadolu'nun öo- ğusu parçalı bulutlu. dı- ğer yefler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı; yurdun doğu kesımlerınde bıraz aza- lacak, öığer yerierde önemlı bnr değışıklık ol- mayacak. Rüzgân ku- zey ve doğu yonlerden hafrf ara sıra orta kuv- vette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Y B Y Y Y Y B Y 1b 17 18 21 19 19 22 25 Münih Y 26 Zürih Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y B B B B B B B 21 30 36 29 30 27 30 33 Y 26 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahire Y B B B B Y Y A 16 35 20 34 27 28 25 38 A 39 Taşkent Tahran Aç.K Farçalı : Sıslı , Bulctiu ^ Çok Dulutlu ı Yağmurtu ı Gok gürurtulu Yüzde36.3ü depresyonda Işsizlik aile ortamını bozuyor I Baştarafı 1. Sayfada incelenmesi" konulu araştırma yaptı. Cumhuriyet Üniversitesi Iktisadi ve tdari Bilımler Dergisi'nde yayımlanan araştır- ma sonuçlanna göre, işsizlik sürecinde ai- lenin tutumuyla ilgili bır soruya, araştır- maya katılanlann yüzde 46.2'si. bu dö- nemde "aüesinin tutumunun olumsuz- laştığı" yönünde yanıt verdi. Işsizlik sû- recinde işsiz bireyin ailesine karşı tutu- mundaki değişim incelendiğinde ise işsiz- lerin yüzde 35.7 sinin bu süreçte ailesine karşı olumsuz tavır takındığı belirlendi. Araştırma sonucunda, işsizlerin çoğunun aiJe ortamının bu süreçten sonra bozuldu- ğu anlaşıldı. Deneklerin yüzde 69.8'i işsizlikten sonra ai- le ortamının bozuldugunu belirtti. Bu oran, erkeklerde yüzde 71.8, kadınlarda yüzde 65.5 olarak belirlendi. Deneklerin yüzde 89.6'sının işsiz olması nedeniyle İcızgınhk duyduğunun da saptandıgı araş- tırmada, kadın işsizlerin yüzde 82.8'inin, erkek işsizlerin yüzde 92.7'sinin. duru- mundan dolayı kızgın olduğu anlaşıldı. Araştırmaya katılanlann yüzde 53.8'inin çevresinin rutumlannın işsizlik sürecin- den sonra olumsuzlaştığı, bu oranın ka- dınlarda yüzde 34.5, erkeklerde ise yüzde 62.9 olduğu belirlendi. işsizlik sürecinde toplum baskısını duyumsadığını belirten- lerin çoğunlukta olduğunun anlaşıldığı araştırmada, işsiz erkeklerin yüzde 80.6'sının, işsiz kadınlann ise yüzde 56.9'unun toplum baskısını önemsediği tespit edildi. İ; bulma umutlan yok Araştırma sonucunda, hem kadınlarda hem de erkeklerde iş bulmayı ümit edenlerin sayısının fazla olduğu, araştırmaya katı- lan kadınlann yüzde 32.8'inin, erkeklerin de yüzde 29.8'inin iş bulma umudu olma- dığı ortaya çıktı. Erkeklerin yüzde 53.2'si. kadınlann yüzde 50'si ise gelecekten umutlu olduğunu kaydetti. İşsizlerin yüz- de 86.3'ünün depresyonda olduğunun an- iaşıldığı araştırmada, kadınlann yüzde 75.9'u, erkeklerin ise yüzde 91.1'i dep- resyon yaşadıgını belirtti. Erkek işsizlerin kadınlara, ilköğretim mezunu işsizlerin yükseköğretim mezunlanna, asgari ücret- le çalışmak isteyen işsizlerin istemeyenle- re, konut sahibi olmayan işsizlerin olanla- ra. yeterli ve dengeli beslenmeyen işsizle- rin beslenenlere ve iş bulma umudu olma- yan işsizlerin bulunanlara göre daha fazla depresyonda olduğu da belirlendi. Tasarılara 'kadrolasma' hükmü Sürgünlerin yolu açıldı EMİNE KAPLA.N ANKARA - AKP hükümeti, kadrolaşmada sınır tanımıyor. Son olarak Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlüğü'nü kadrolasma hedefıne alan AKP, TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu'nda Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ile Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü "nün teşkilat yasa tasanlanna "kadrolaşma" hükmü ekledi. Buna göre iki kurumun personelinden ataması yapılmayanlar diğer kurumlara nakledilecek. AKP hükümeti, bu hükümle partiye yakın personelin atamasını yaparken, istemediklerini diğer kurumlara gönderecek. Atanmış sayılacaklar TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu'nda eklenen hükümle, şu düzenleme getiriliyor: # Kadm ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı kadrolannda yer alan memurlar ile fiilen bu genel müdürlükte gorev yapmakta olan diğer memurlardan kadro ve unvanlan değişmeyenler, tasanyla ihdas edilen kadrolara hiçbir işlem yapılmaksızın atanmış sayıîacak. # Kadro unvanı değişen veya kaldınlanlar ile kadro ve unvanı değişmediği halde atanmış sayılamayanlar, durumlaruıa uygun kadrolara 6 ay içinde atamalan yapıhncaya kadar genel müdürlükçe gereksinim duyulan işlerde görevlendirilebilecek. # Ataması yapılamayan personel, 6 aylık sürenin bitiminden itibaren Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilecek. Bu personel diğer kamu kurum ve kuruluşlanna nakledilecek. Eski SPD üyeleri ve öıgüt temsilcileri partinin solundaki bir oluşum için harekete geçtiler Alman solu bölüııüyor OSMAN ÇÜTSAY FRANKFURT - Almanya Başbakanı Gerhard Schrö- der'ın tavızsiz izlediği ve "Bun- lann alternatifî yok" dediği ne- oliberal politıkalar, sonunda par- tısi SPD'yi de bölünmenin eşiği- ne getirdi. Berlin'de hafta sonun- da yapılan bır toplantıda, çok sa- yıda sendikacı, eski SPD üyesi ve ATTAC başta olmak üzere birçok sol örgüt temsilcileri, izlenen po- litikalara Almanya çapında karşı çıkacak ve SPD'nın solunda ola- cak bir oluşum ıçin harekete geç- me karan aldı. SPD'nin solunda- ki bu oluşumun partileşme kara- nnın sonbaharda alınacağı, ama ana hedefinin Schröder'in poliri- kalannın ıçerdığı sosyal devlete yönelik saldınlan göğüslemek ve çalışan sınıflann kazanımlannı korumak olduğu vurgulandı. Kuzey Almanya'da kurulan "Seçim Alternatifi" ıle Güney AJmanya'daki "Emek ve Sosyal Adalet Girişimi" adlı sendikal tabanla eski SPD üyelerinin taşı- dığı ıki örgüt, Berlin'de "VVahlal- ternarive Arbeit und soziale Gerechtigkeit" (Seçim Altema- rifi Emek ve Sosyal Adalet) baş- lığı altında birleşme karan aldı. En geç 2006'daki genel seçimler- de "SPD'nin solunda bir alter- natif olarak" seçmen karşısına çıkacakJannı ilan eden yeni olu- şumun sözcüleri, daha şimdiden Almanya'nın 70 bölgesindeki gruplann düzenli çalışmalannı sürdürdüğünü kaydettiler. Sendlkalar uzaklaşıyor Son yıllarda 120 bine yakın üye kaybettiği ileri sürülen SPD'den sadece bu yılın ilk üç ayında 22 bine yakın üyenin aynldığını, üye olanlann sayısının ise 4200'den az olduğunu belirten SPD Genel Sekreteri Klaus Uwe Benneter, kan kaybını giderecek bır alaş ol- madığını kabul etti. Başbakan Schröder'in sendi- kalara yönelik uyanlan ve bu ara- da ülkenin en büyük sendikala- nndan "Verdi" Başkanj Frank Bsirske'yi "içeriksizlikle" suç- Iaması, SPD ile sendikalar ara- smdaki 140yılhkgelenekseliliş- kilerin en soğuk döneminde oldu- ğunu ortaya çıkardı. Yeşiller Partisi üyesi de olan Bsirske, geçen hafta Almanya'da- ki Schröder politikalannın "ba- şarısızlığının kanıtlandığını" ileri sürmüştü. Bu arada ülkenin bir başka büyük sendikası IG Me- tall Başkanı Jürgen Peters'in, sendikalann başka ortaklar ara- ması gerektiğı yolundaki açıkla- malan da SPD ile sendikalar ara- sındaki bağlann kopmak üzere olduğuna bir başka ışaret olarak yorumlandı. Ancak SPD Genel Başkanı Franz Müntefering, yaptığı bir açıklamada, parti ile sendikalar arasındaki tarihsel bir- Iiğin henüz parçalanmadığını sa- vundu. Sendikal tabandan art ar- da gelen açıklamalar ise SPD'ye yönelik düş kınklığının onanl- maz boyutlarda olduğunu ortaya çıkardı. Bu arada SPD seçmenJe- ri üzerinde yapılan bazı kamuoyu araştırmalan, bu kesimin yeni bir sol partiye sempatiyle bakacağı- nı gösterdi. Oluşumun geleceğl yok Öte yandan Schröder ve çevre- sindeki SPD üstyönetimi. parti ıçindeki sol parti arayışlannın yaygınlaşmasına izin verileme- yeceğini, çeşitlı açıklamalarla ka- muoyuna duyurmayı sürdürüyor. Almanya 'da SPD'nin solunda bir parti gınşiminin sadece muhafa- zakârlann işıne yarayacağını be- lirten ve SPD'nin izlediği neoli- beral polıtikanın alternatifi olma- dığını ileri süren yönetim çevre- leri, yeni sol oluşumun bir gele- ceğı olmadığını da savunuyorlar. Bülent Arınc. Karar gözden geçirilmeli Haber Merkezi - Mec- lis Başkanı Bülent Annç, AİHM'nin türban konu- sunda verdiği karan yan- lış bulduğunu ve bu kara- nn hukukçular tarafından ciddi biçimde ele alınma- sında yarar gördüğünü söyledi. Hollanda'nın Lahey kentinde gerçekleşririlen "Avrupa Birliği (AB) Parlamento Başkanlan Konferansf'na katılan Annç yurda döndü. Ata- türk Havalimam'nda ga- zetecilerin sorulannı ya- nıtlayan Annç, AİH- M'nin türban konusunda verdiği kararla ilgili bir soru üzerine, "Avrupa tnsan Hakları Mahke- mesi Sözleşmesi içinde özgürlükler vardır ve bu özgürlüklerin sınırı da belirtilmişrir.AtHM ba- zen bu sözleşmedeki hü- kümlere uygun karar alabiliyor, bazen de bu sözleşmenin farklı ola- rak yorumlanabildiğine şahit olabiliyoruz" dedi. Türbanı üniversitelerde yasaklamış hiçbir Avrupa Konseyi üyesi ülkenin ol- madığını öne süren Annç, "Fransa'da bir örnek vardır, ancak bu örnek diğer Avrupa ülkeleri tarafından farklı şeldl- de algılanmış ve eleşti- rilmiştir" dedi. Maliye Bakanı Unakıtan, türbanlı eşiyle birükte protokol sıralanndaki yerini aldı. (Fotoğraf: AA) Kamusal alanda türban Haber Merkezi - Cumhurbaş- kam Ahmet Necdet Sezer'in tür- ban konusundaki hassasiyetini resmi davetlerde ortaya koyması- na veAİHM'nin, türban yasağının laikliğin gereği olduğu yönünde- ki karanna rağmen AKP'liler tür- banı kamusal alana sokmakta ıs- rar ediyorlar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün eski Ma- lezya Başbakanı Maharir Bin Muhammed onuruna verdiği ye- meğe türbanlı eşi ve kızı da katı- lırken bir derneğin davetlisi olarak Bursa'ya giden Maliye Bakam Kemal Unakıtan da protokolde türbanlı eşiyle yer aldı. AKP hükümetinin iktidara gel- mesinden sonra sık sık yaşanan türban krizleri NATO zirvesine de damgasını vurmuştu. Zirve sıra- sında Dolmabahçe Sarayı'nda bir yemek veren Cumhurbaşkanı Se- zer, Başbakan'ı eşsiz davet etmiş, Başbakan Erdoğan ise bütün li- derlerin smokinle katıldığı yeme- ğe takım elbise ve kravatla katıla- rak adeta 'protesto' etmişti. Er- doğan bir gün sonra ise Topkapı Sarayı'nda düzenlediği davete ka- tılan liderleri eşiyle birlikte ağır- layarak türbanı kamusal alana ta- şımıştı. Kısa bir süre sonraAİHM, Leyla Şahin adlı öğrencinin açn- ğı davada Türkiye'yi haklı bulmuş ve türban konusuna son noktayı koymuştu. Türban yasağırun laiİc- liğln gereği olduğunu vurgulayan AIHM, "rürbana müdahalenin meşru" olduğunu vurgulamıştı. Ancak ne Cumhurbaşkanı Se- zer'in hassasiyeti ne deAHÎM'nin bu karanAKP'liJeri türban ısrann- dan vazgeçiremedi. Erdoğan dün, NATO zirvesi sırasında Sezer'in kendisini eşsiz davet ettiği Dol- mabahçe Sarayı Hasbahçe'de eski Melazya Başbakanı onuruna ver- diği yemeğe türbanlı eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra türbanlı kı- zı Sümmeya'yı da getirdi. Protokolde oturdu Batı Trakya Türkleri Dayanış- ma Derneği Bursa Şubesi'nin da- vetlisi olarak Bursa'nın Osman- gazi ilçesine bağlı Gündoğdu Kö- yü'ndeki piknik alanında düzenle- nen "6. Batı TrakyalıJar Panayı- n"na katılan Maliye Bakanı Una- kıtan da resmi protokole aynlan yere türbanJı eşiyle birlikte otura- rak türban inadını sürdürdü. Incirlik'te 1 yılABD'yeyetmedi Washingtonyönetiminin,Adana 'daki üssü, 'rotasyon' ve 'acil durumlarda y kullanabilmeyi sağlamak içinAnkara 'nın 'nabzınıyohladığı' bildirildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tncir- lik'i Irak"ta askeri güçlenn "rotasyonu" ıçin kullanan ABD, Türkiye'nin, verdiği bu iznin kapsamını genişletmesini istiyor. Washington yönetiminin, yeni Küresel Savunma Strateji- si çerçevesinde gelecekteki operasyonlarda da Incirlik'i "rotasyon" ve "acil durumlar- da" kullanabilmeyi sağlamak içinAnkara'nın "nabzını yokJadığı" öğrenildi. Dışişleri kay- naklan, "Amerikahlar bunu dile getiriyor- lar, ancak henüz resmi bir talep yok" açık- lamasını yaparken, Incirlik Üssü'nde rotas- yon amacıyla kullanılan geçici çadırlann, pre- fabrike binalara dönüştürülmesi soru işaretle- rine neden oldu. AKP hükümeti, Bush'un ziyareri öncesin- de 22 Hazıran'da "sessiz sedasız" çıkardığı kararnameyle ABD'nin Incirlik'i Irak için kullanımını 1 yıl daha uzattı. Irak'a yönelik "lojistik destek. askeri personel, malzeme ve teçhizat geçişlerine" hukuki dayanak oluşruran bu kararname, prarikte ise încır- lik'in ABD planlannda yeni bir rol üstlenme- sinin önünü açıyor. ABD'ninYeni Küresel Sa- vunma Stratejisi'nde en önemli konsepti, as- keri güçlerin sayısı değil, "çabuk konuşlana- bilir yetenekler" oluşturuyor. ABD, dünya çapında kriz bölgelerine yakın, üslerden fark- lı statüde yeni "ileri operasyon" ve "gûven- lik işbirliği" alanlan tasarlıyor. Bu alanlarda, rotasyona bağlı ya da çok az sayıda kalıcı ABD askeri varlığı öngörülüyor. AJBD,Jürb- ye ve bölgedeki diğer ülkelerin Sonsuz Özgür- lük ve Irak'ın Özgürleştirilmesi operasyonla- nnda "güçlerin rotasyonu" ve "acil durum- lar" için sağladıklan desteği, bu yeni strate- ji çerçevesinde sürdürmelerini bekiiyor. Danıgmalar yapılıyor ABD'li bir yetkili, yeni Küresel Savunma Stratejisi çerçevesinde Pentagon'da çok çeşit- li düşüncelerin ele alındığını, müttefiklerle danışmalarda bulunulduğunu kaydederken, henüz nihai bir karar alınmadığı için Türki- ye'den de resmi bir talebin söz konusu olma- dığını kaydetti. Dışişleri kaynaklan ise, AB- D'nin Incirlik'i "rotasyon" bağlamında da- ha kapsamlı bir şekilde kullanma düşüncele- rinden haberdar olduklannı, ancak bu yönde bir talebin henüz gelmediğini ifade etriler. Böyle bir talebin gelmesi durumunda ise anayasa açısından hukuki sorunlann çıkaca- ğına işaret ediliyor. Anayasa uyannca, Türki- ye'de yabancı askerlerin bulunması Meclis ka- ran gerektiriyor. Hükümet ise ABD askerie- rinin Irak'ta rotasyonu konusunda Bakanlar Kurulu kararnamesini dayanak olarak göster- mişti. Bu yapılırken, ABD askerlerinin Tür- kiye'den yahiızca transit geçiş yaptıkJan öne sürülmüştü. ABD ile Türkiye arasında, Ba- kanlar Kurulu kararnamesine dayanarak ge- çen yıl Aralık ayında yapılan anlaşmayla, yak- laşık 60 bin Amerikan askerinin 4 ay süreyle Incirlik üzerinden rotasyonu planlanmıştı. Bu çerçevede ocak-nisan aylan arasında, yakla- şık 10 bin ABD askerinin tncirlik üzerinden rotasyonu gerçekleştirildi. Rotasyonun tamamlanmasına karşuı, Incir- lik'te kullanılan geçici çadırlann prefabrike binalara dönüştürülmesi, ABD'nin, üssü ge- leceğe dönük olarak da rotasyon amaçlı kul- lanmak istediği şeldinde yorumlanıyor. 4 G U I V D E M ML'STAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada "Ya beni sev ya CHP'yi terk et!" Olamaz... CHP'de olmamalı... Baykal'ın en çok önem verdiği konu şu: "Kavgalı partiye oy vermezler. CHP'de iç huzurv sağlayacağız." Doğru bir yaklaşım ama, hafta sonundaki kurultay bu hedeften uzaklaşım! CHR genel başkanlık yapısı anlamında DSP'leşi- yor. Muhaliflerin aralanndaki tek ortak yön ise şu: Baykal'a karşı olmak! Bu mantıkla parti içinde yeni umut filizlenmeleri sağlanamaz. "Baykal'la olmuyor" diyenlerin, bu sap- tamanın devamında somut biçimde "şununla olur" diyebilmesi gerekiyor. Bu gidişle kurultayiar "kurulu taylar"\n istenen yön- de oy verdiği sığ bir zemine dönüşecek. Hafta sonundaki çalkalanmanın ardından önümüz- deki dönemi izlemeye devam edeceğiz. Baykal'ın kapalı kapılar ardında konuştuğu saat- lerde, Başbakan Erdoğan da Istanbul'da Birtik Vak- fı'nda akla "ikilik" getiren ilginç bir konuşmayapıyor- du. Erdoğan, imam hatip liselerine ilişkin YOK degi- şikliğinin tartışıldığı günlerde meslek liselerinin yete- rince ayağa kalkmadığmı söyledi. Erdoğan "YÖK Ya- sası Köşk'ten döndükten sonra ikinci kez gönderile- bilirdi" dedi ve devam etti: "Bunun bedeli var. Biz hükümet olarak bu bedeli ödemeye hazır değilız. Çûnkü daha önce ödenen 6e- deller var. Bu meslek liselerinde okuyanlara da aynı bedeli ödetmeyiz. Toplum buna hazır olduğu zaman bu adım atılır." Erdoğan, Türkiye'yi kucaklama hedefindeki bir başbakandan çok, amacına ulaşmak için her şeyin olgunlaşmasını bekleyen, gizli gündemi olan bir lider havasında konuştu. Anlatamadığımız da buydu! AB tezgâhı! Erdoğan'ın gündeminde doğal olarak Avrupa In- san Haklan Mahkemesi'nin (AİHM) oybirliğiyle verdi- ği türban karan da vardı. önümüzdeki günlerde AB'- den müzakere tarihi almak için yeni bir Avrupa turu- na çıkacak olan Erdoğan'ın türban karanna iliş-kin görüşü şöyleydi: "AİHM'nin tezgâhından ben de geçtim. AİH- M'ye müracaat ettikten sonra 4yılgeçti, benim dos- yam daha önlerine gelmemişti ama, Imralı'dakizatın dosyası hemen önlerine geldi ve yürütmeyi durdur- ma karan alındı." Her şeyi birbirine katarak, toplumun hassas nok- tası neresiyse oraya ne bulduysa batırarak konuşan Erdoğan'ın AB'ye bakışı da bir kez daha netleşmiş oldu: AB'yi hedeflerime ulaşmak için yerine göre eldiven yerine göre merdiven olarak kullanınm. Amacıma ters bir karar alırlarsa da sırtımı dönmekte gecikmem... Yıllar önce Erbakan hedeflerini anlattıktan sonra şöyle demişti: "Bu mutlaka olacak. Kanlı mı olacak kansız mı, bu- na bütün Türkiye karar verecek!" Erdoğan'ın "Şuaşamada bedelödemeyehazırde- ğiliz. Toplum buna hazırolduğu gün..." diye başlayan sözleri nedense bende Erbakan'ı çağnştırdı! Erdoğan bunlan söyleyince imam-cemaat örneği Birlik Vakfı'nın "Meseleler ve Çareler" toplantısında söz alan öteki konuşmacılar, laikliği bir labirente ben- zetmekten, eğitim deyince salt dini anlamaya kadar her şeyi söylediler. Son sözümüz medyaya... Cumhuriyet ve Vatan ha- riç hiçbir gazete, Erdoğan'ın konuşmasını gerçek içe- riğiyle vermedi. Bunun yerine işin kolayını seçti: CHP'ye saldırmak! CHP de malzeme verdikten sonra neden olmasın! Geçen gün eski bir siyasiyle sohbet ederken konu gazetelere geldi. "Onlarartık Ayvalık mürekkebi kul- lanıyor" dedi, devam etti: "Biliyorsunuz en iyi yağ Ayvalık'tan çıkaıi" ankcumı < cumhuriyet.com.tr SÖYLEŞİ ATTİÛİLHAN '...Ortaklaşa Umut: Avrasya!..' • Baştarafı Arka Sayfada lam temeller üzerinde durmaktadır. Avrasya- cılık, bu gerçeğin hesa- ba katılması, gelişme- nin bu yönde ilerleme- si; ve bu temel üzerin- de, toplumsal öncelikli ekonomik modellere ağırtık verilmesinde ıs- rariıdır..." (Aralık, 2001) Peki nedir Ruslan -git- tikçe Türkleri de- böyle birsonuca ulaştıran dür- tü? Varsayımlar mı, yok- sa yaşanmış, acısı çekil- miş tatsız deneyimler mi? Galiba ıkıncisü... Ellerlceblmlzdedlr!.. (Rusya, aynen bizim gibi. 'Deli Petro'dan sonra 'Batılılaşmak de- neyimini' yaşamıştır; devlet olarak önce güç- lenir görünmüş, coğraf- ya olarak hayli büyümüş, ama Osmanlı gibi, za- manla aydını halkına 'ya- bancılaşmış'.yani bır an- lamda 'kültürsûzleşmiş', sonunda batmıştır. 'Le- nin (Sovyet) Parantezi', aynı bizim 'Atatürk Pa- rantezi' gibi, Ruslara ra- hat bir soluk almak imkâ- nını yaratıyordu. Tanzimat sonrasında. Osmanlı da benzer 'Ba- tılılaşmayı denemiş, o da Çarlık Rusyası gibi batmıştır. 'Yabancılaş- ma'yı yanı 'kültürsüz- leşme' dolayısıyla, 'bö- lünme' ve 'dağılma' sendromu aynıydı. 'Sov- yet Parantezi', onca ku- suruna rağmen, Ruslara nasıl kendi sosyal yapı ve ruhsal bünyelerine uy- gun, bir kamu bilincini beslemiş ve büyütmüş- se; 'Atatürk Parantezi' de -bazı aşınlıklara rağ- men- Türk toplumuna hem kaybettiği 'kendine güveni' kazandırmış, hem de 'ulusal kimliğini' pekiştirmek olanağını vermişti. Halbuki Yelt- sin'in 'taklit liberalliği', nasıl Rusya yı -ecne- bi'nin çıkanna- temelle- rinden sarsmış, eğriyle doğruyu birbirine kanş- tırmışsa, Özal'ın 'taklit' li- beralliği de Türkiye'yi te- mellennden sarsıyor, yanlışladoğrunun birbiri- ne kanştırılmasına yol açıyor; üstelik, kimin eli- nin, kimin cebinde oldu- ğu belirsiz, tek kesinlik şu ki, 'encebi'nin eli, çıkmamak niyetiyle, bi- zim cebimizdedir... Buradan bakılınca, ne görülüyor? Avrasya'nın, her iki ülke için 'ortakla- şa umut' olduğu mu?..)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle