Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2004 PAZARTES
HABERLER
Erdoğan'ın 'imam hatip kışkırtması'na sert tepki gösteren CHP, 'halkı anarşiye teşvik ettiğini' söyledi
Tehlikeli mesajveriyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "imam
hatiptaşlartmasına"siyasi partıler ve
sivil toplum örgütlerinden sert tepki
geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı
CevdetSeM şimdiye kadar hiçbir baş-
bakaniB parlamentoda ve kamuoyun-
da destek bulamadığı yanlışı gerçek-
leştirmek için halkı anarşiye teşvik et-
medığıne dikkat çekerken, DYP Genel
Başkanı MehmetAğar, Erdoğan'ı mil-
letten özür dılemeye çagırdı.
Erdoğan"ın Birlik Vakfi tarafindan
önceki gün düzenlenen bır toplanhda
imam hatip liseleriyle ilgili düzenleme-
lerin Cumhurbaşkanlığı'nca vetosu-
nun ardından yeniden TBMM günde-
mine alınmasıyla ilgili eleştirilere, "Be-
deüni ödemeye hazır değüiz, toplum
bazır olduğunda biz bu adıım atanz"
diye yanıt venrken, velileri de konuya
• Dünyanın hiçbir yerinde bir başbakanın bu türden tehlikeli bir yol gösterme
girişimine rastlanmadığmı söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi, "Hiçbir
başbakan demokratik yollarla parlamentoda ve kamuoyunda destek bulamadığı
yanlışı gerçekleştirmek için halkı anarşiye teşvik etmemiştir, etmez" dedi.
yeterince sahip çıkmamakla suçlama-
sına toplum kesimlerinden tepki yağ-
dı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cev-
det Selvi, Başbakan'ın açıklamalannın
son derece "tehfikefi" mesajlar içerdi-
ğine dikkat çekerek, kendi yanlışına,
yurttaşı "suçlayarak'' ortak etmek is-
tediğini vurguladı.
Dünyanın hiçbir yerinde bir başba-
kanın bu türden tehlikeli bir yol gös-
terme girişiminerastlanmadığmıkay-
deden Selvi, "Hiçbirbaşbakan demok-
ratik yoDarla parlamentoda ve kamu-
oyunda destek bulamadığı yanüşı ger-
çekleştirmek için halkı anarşiye teşvik
etmemiştir, etmez. Bu, ülkede gerçek-
leştirmekistedikleri rejimin açık mesa-
jıdır" diye konuştu.
Devlet adamına yakışmıyor
Erdoğan'ın, bu sözleriyle asıl iste-
diklen rejimi nasıl gerçekleştirecek-
lerinı de ortaya koyduğunu belirten
Selvi şunlan söyledi: "Busözter.han-
gi yohara başvurabüeceklerini ortaya
koyan bir mcsajdır. Kafalarının arka-
sındaki hesaplan ortaya koyuyorlar.
Devletyöneteceklereyakışmayan,dev-
let\çsj\asetadamlannayakışma\'anbir
vaklaşım. Kendi hedeflerine ulaşrrıak
için, amaçlannı gerçeldeştirmek için
herşeyi. ama herşeyi mübah gören an-
layışın sonuçlandır bu sözter. 'Ben he-
defime ulaşmak için papaz kıyafeti de
giyenm, imam kıyafeti de giyerim, her
renge girerim' anlayışınm.taİayyeyön-
teminin ve sakıncah sorumsuzluğunun
göstergesknr.Ama hedeflerineulaşma-
lanna laik. çağdaş, demokratik Türki-
veYeinananlarmüsaadeetmeyecektiıf
CHP Grup Başkanvekili KemalAna-
doJ da, "EğerBaşbakan, 'Arkamda ge-
rekli desteği bulamadım, yeteri kadar
sokaklara dökülmediniz, toplumsal hu-
zuru sarsacak evlemlerde bulunmadı-
nız' diye tabanuu sokaklara dökülme-
ye teş\ik ediyorsa, bu ne başbakanuk,
ne de devlet adamhğı sonımluluğuyla
bağdaşır''dedı. CHPlı AtiDaKart. Er-
doğan'ın, çarpık ve provokatifdemok-
rasi anlayışını ortaya koyduğunu vur-
guladı. CHP'lı Mustafa Gazakı. Er-
doğan'ın bir başbakan olarak üslubu-
na dikkat etmesi gerektiğini belirtti.
Özür dHemeye çağırdı
Başbakan Erdoğan'ın yetiştiği çiz-
ginin 30 yıldır 'İmam hatip ve türban
gyaseti" yapüğmı kaydeden DYP Genel
Başkanı Mehmet Ağar, "Başbakan,
şimdi çözemeyeceğini itirafederek mfl-
leti kandırdığı için millete ktzacağma,
özür düesuı" dedi. Eğitim-Sen Genel
Başkanı Alaatin Dinçer, demokrasi dı-
şı yollan çözüm yolu olarakgörmenin
yanlış olduğunu vurguladı.
ÜNİVERSÎTE AFFI
AKP'den
türban
savunması
AJVKARA (ANKA) - AKP,
üniversite öğrencileri için
çıkarmak istedığı affa karşı
CHP'den "tiirban"
gerekçesiyle gelecek
eleştirilere karşı.
"Üniversiteierden ilişik kesme
karariannda türban ibaresi
olan bir tek öğrenci bile yok.
Türbandan aûlan olmadığı
için afTedilecek öğrenci de yok"
şeklınde savunma yapacak.
AKP'de üniversite öğrencileri
için çıkanlacak af konusunda
ilk teknik hazırlıklarla birlikte,
affa gerekçe olacak tezler de
geliştirilmeye başlandı.
AKP'nin tasarladığı
düzenlemeden 60 bin
öğrencinin yararlanması
hedeflenirken, bu 60 bin
toplam sayısı içinde özellikle
"türbanh" olduklan için ahlan
öğrencilerin "ilişik kesme
kararlanndaki yazılı
gerekçeler" tek tek ıncelendi.
AKP liler, bu incelemeier
sonucu özellikle "türban"
nedeniyle CHP'nin
muhalefetine karşı bir
savunma formülü geliştirdi.
Başbakan Tayyip Erdoğan'a
da iletilen savunma şöyle:
"Hukukta aal olan yaan
belgelerdir ve çıkaracağumz
bir afta bizim için esas olan
ilişik kesme kararianndaki
ifadelerdir. Şu anda ilişik
kesme karariannda türban
ibaresi bulunan bir tek öğrenci
yoktur. Türbanlı olduklan
nedeniyle okula ahnmayan
öğrencilerin zaten çoğunıuı
iKşiği devamsıziık nedeniyle
disiplinsizlik cezasıyla kesilmiş.
Bunun dışmda ilişik kesme
karariannda asla türban
gerekçesi vok. Dolayısıyia
türbandan atılan yok ki
affedikn olsun."
AKP'de, CHP'nin tepki
gösterebileceği bazı atılma
karariannda "laiküğe
aylanhk" ve "devrim
kanunlanna muhalefet"
gerekçelerinin bulunduğuna
dikkat çekildi.
istanbuVdaşeriatçı eğitim verilen Kuran kursundaH 151 kızçocuğu ailelerine teslim ediîdi
Okullann kapanmasıyla bbükte irticai çevreler yasadışı Kuran kurslan açmaya başladı. Kurtköy'de 151 kız çocuğuna yasadışı eğitim verildiği belirlendi.
Irtica kursuna baskın• Istanbul Kurtköy'de
jandarma baskını sonucu
ortaya çıkanlan izinsiz ve
yetkisiz Kuran kursunun
Nakşibendi Ismailağa
cemaatine mensup kişilerce
açıldığı saptandı. Jandarma
sorumlulan savcılığa sevk etti.
ANKARA (Cumhumet Bürosu) -
Ilk ve orta dereceli okullann tatıle gir-
mesinin ardından irticai çevrelerin yaz
aylannda özellikle küçük kız çocukla-
nna yönelik yasadışı Kuran kursu aç-
maya başladıklan tespit ediJdi. Jandar-
manın Istanbul Kurtköy'deyapnğı ope-
rasyon sonucunda Nakşibendi Isma-
ilağa cemaatinin bu yöndeki bir faali-
yeti ortaya çıkanldı. Operasyon sonu-
cunda yasadışı Kuran kursu kapatılır-
ken küçük yaştaki 151 kız çocuğu ai-
lelerine teslim edildi.
Yaz aylannın başlamasıyla çalışma-
lannı yoğunlaştıran jandarma, izinsiz
İSMAİLACA CEMAATİNİN ÖRCÜTLENMESİ
Nakşi Şeyhı Mehmet Zahid Kotku'nun ölümünün ardından cemaatten
aynlan Mahmut Lstaosmanoğhı tarafindan kurulan cemaat ilk önce Fatih
tsmailağa Camıı çevresinde örgütlendi. Şeyhin memleketi olması nedeniyle
cemaat öncelikle Karadeniz, ardından diğer bölgelerde yaygınlaştı. îslama
yaklaşımda çok katı bir yol izleyen cemaat mensuplan "sakal, sank, çarşaf
ve cûbbe" gibi kıyafetleri müritliğin en önemli şartı olarak kabul ediyor.
Cemaat öncülerinin hoparlörle ezan okunmasına ve üniversite eğitimine
karşı çıktıklan biliniyor. Cemaatin kız Kuran kurslannda eğitim gören
Ayfer Ekinci ve Adeviyye Aykm'ın cemaatle ilgili 1997 yılında basına
yansıyan şu demeçlen dikkat çekmişti: "Kıziara bu kurslarda hapis hayab
yaşabhyor. Kıdar yatih kurslarda bûükte yaüyor ve aralaruıda bedensd
iüşki oluyor. Çoğunluğu gecekondudan gelen çocuklar bu kurslarda tarikata
girmeye zotianıyor. Aksaklıklan dik getirenİer Mahmut Hoca tarafindan
cezalanduıhp akıl hastanesine voflanıyor."
Kuran kursu açıldığı bılgisıni alması-
nın ardından tstanbul'un Pendık ilçe-
sinin Kurtköy beldesinde adli makam-
larla eşgüdümlü olarak operasyon baş-
lattı. Operasyon sonucu îsmailağa ce-
maati yandaşlannın 3 katlı bir bınayı ya-
sadışı kuran kursu halıne getirdiklen sap-
tandı. Giriş katı dersane, mutfak ve ye-
mekhane olarak kullanılan binalann
diğer katlannın da yatakhane olarak
kullanıldığı belirlendi.
Belgelerl ekslk
Kurstaki yetkililerin ilk ifadelerin-
de, eğitici olarak çalışan 9 kişinin ge-
rekli belgelerden yoksun olduğu ve ye-
terli formasyonlannın da bulunmadığı
anlaşıldı. Bu egıticilerin, Nakşibendi
tarikatı Ismailağa cemaatinin eğilimle-
ri doğrultusunda eğitim verdikleri dile
getinldi. Tamamı 18 yaşın altında olan
151 kız çocuğunun yasadışı kursta ya-
tılı olarak kaldıklan, bunun karşılığın-
da aılelerinden gıdermasrafi olarak ay-
lık 30-70 mılyon lira alındığı ve üç
öğün de yemek verildiği kaydedildi.
Tutuksuz yargılanacaklar
Yasadışı kuran kursunun 23 Hazi-
ran'da başladığı \e yaz sezonu boyun-
ca devam ettirilmesinin planlandığı
da tespit edildi. Soruşturmamn sonu-
cunda izinsiz dini eğitim verilen kü-
çük yaştaki 151 kız çocuğu ailelerine
teslim edildi. Kursu yasadışı olarak
açan iki, eğitici belgesi olmadan kurs
veren 9 kişi hakkında yasal işlem ya-
pılarak savcılığa sevk edildi. Kurs bi-
nası mühürlenirken, savcılığa sevk
edilenler tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakıldı.
Erdin.
Öğrenci
aff ı siyasi
içerikli
Eğitim Servisi - Geniş kapsamlı affın
kabul edilemez olduğunu söyleyen Üni-
versite Öğretim Cyeleri Derneğı Başka-
nı Prof. Dr Kadir Erdin, "Öğrenci affi
öğrenimin kaütesini düşürdüğü gibi öğ-
rencilerin beklenoleri doğrultusunda ahş-
kannğa dönme noktasmdadır" dedi.
Yüksekögretimde her öğrencinin yük-
seköğretimini tamamlayabilmesi için her
türlü olanak ve esnekliğin sağlandığını
belirten Prof. Erdin, şöyle devam etti:
"Bütün bunlara rağmen yükseköğre-
nimi afla tamanılarmak yükseköğreti-
min özüyle bağdaşmaz. Aynca yükse-
köğretim affi icersine 1990'hyıuarda nıas-
ter ve doktora yapmak üzere gönderilen
öğrencilerin dedahil edilmesi olava fark-
h bir boyut kazandmnaktadır.
'Tepki gösterln'
Master ve doktora yapmak için \airt-
dışma gönderilen bu öğrendler, birer aka-
demisyen adayıdır. Bir akademisyenin
akademisyenlik güzergabmda,afiayer ol-
mamalıdır. Bu öğrencilerin haksıznğa uğ-
ratılarak göre\lerine son verildiği kktia
edünorsa bunun yolu yargKÜr. Ama si-
yasi iktidann geniş kapsamlı öğrenci af-
findan anlaşıidığı kadanyia tamamen si-
yasiiçerikli veyandaşlannm dışbndığı nok-
tasmdan hareketle yaklaşdan öğrenci af-
fina karşı sonımlu ve yetküileri, YÖK'ü,
üniversite öğretim üyelerini ve ülkenin
geleceğinden kuşku duyan herkesi bu
olumsuz geüşmelere tepki göstermeye
da^ct ediyoruz."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
19Aralık2001 tarihindeTürkiye'nin
çeşitli cezaevlerinde jandarma ope-
rasyonlan yapıldı. Bu operasyonadö-
nemin başbakanı Büierrt Ecevit, "Ha-
yata Dönüş" operasyonu adını ver-
mişti. 20 cezaevine yönelik jandarma
müdahalesi sırasında, aralannda ba-
zı askerlerin de bulunduğu 30'dan
fazla insan yaşamınıyitirdi.
Bunlardan birisi de Umraniye Ce2a-
evi'nde tutuklu Alp Ata Akçayöz'dü.
AJp Ata Akçayöz'ün ailesi, onun ölüm
oruçlanna ve içeride yapılan eylemle-
re katılmadığını, eylemcilerden ayn
durmak için kapı önüne geldiği ve bu
sırada atılan kurşunlarla yaşamın/ yi-
tirdiğıni belirtti. Alp Ata, yeni evlen-
mişti ve Berfin isimli bir de kızı vardı.
Annesi emekli öğretmen Günay
Akçayöz, kapı kapı dolaşıp yitirdiği
oğlunun rastgele ateş eden jandar-
ma tarafindan öldürüldüğünü anlat-
tı. Bütün bunlar, birgerçeğin dile ge-
tirilmesinden çok, acılı bir annenin
çaresiz feryadı olarak kabul edildi.
• • •
Akçayöz ailesi, olayın peşini bırak-
Gazetecilerin Ozeleştiri Yapması...
madı, Istanbul 6.ldare Mahkeme-
si'nde Adalet Bakanlığı aleyhine taz-
minat davası açtı. Dava sonuçlandı
ve Adalet Bakanlığı'nı toplam 55 mil-
yar liralık bir tazminata mahkûm et-
ti. Mahkemenin karanndaşunlarbe-
lirtiliyor: "Maddi olayın açığa kavuş-
maması tşığındaAlp Ata Akçayöz 'ün
terör örgütlehyle ilgisi ve cezaevi
operasyonuna katılarak gûvenlik güç-
lerine silahla mukavemet ettiği konu-
sunda somutbirtespitolmadığından,
ölümünün anayasa veyasalarda be-
lirtilen meşruiyet sınıriarı çerçeve-
sinde meydana gelmediği sonucu-
na vanlmıştır."
Yukandaki cümteter artk bir yargı ka-
ran. Bu yargı karan 19 Aralık operas-
yonunda bir cezaevinde "silahla mu-
kavemet etmeyen " bir kişinin, devle-
tin güçleri tarafindan öldürüldüğüne
hükmediyor, Alp Ata Akçayöz'ün ba-
bası emekli bir savcıydı, bu nedenle
en azından ailenin yüregindeki acıyı
dindirmek amacıyla böyle bir davayı
açacak gücü gösterebilmişti.
Yalnızca Alp Ata'nın böyle öldürül-
düğünü, diğerlerinin "silahla mu/ca-
vemetecterffen"öldürüldüklerini kim-
se söyleyemez. Bunun böyle olduğu-
nu anlamak için yargıç ya da uzman
olmaya bile gerek yok. 0 olayların
yüzlerce tanığı yaşıyor ve gördükle-
rini anlatıyor. Içeriye atılan yanıcı gaz-
larfa yüzü yanmış kadınlan hep bir-
likte TV ekranlanndan izlemedik mi!
Onlann bir kısmını ben cezaevinden
çıktıktan sonra gazeteye geldiklerin-
de de gördüm.
•••
Aslında buraya kadar bildiklerimiz,
merak eden herkesin kolayca öğre-
neceği şeyler. Ben, birgazeteci ola-
rak operasyonun yapıldığı günlerde-
ki gazeteleri ve TV yayınlannı hatırlı-
yorum. "Içeriden ateş eden terörist-
ler" öldürmüşlerdi içerdekileri. Bir
kısmını da yakmışlardı. Operasyonu
yapan jandarma yetküileri ve bakan-
lık bu açıklamalan yapmıştı. Gazete-
ciler de hiçbir araştırma ihtiyacı his-
setmeden ve bu açıklamalardan azı-
cık şüphe duymadan bunlan gerçek
gibi yansıtmışlardı.
Yalnızca bu olay sırasında değil,
buna benzer birçok "acı" olayda ben-
zer örnekleri yaşadık. Gazeteciler,
"devlet" açıklamalannı, üzerine bi-
raz da kendileri katarak gerçekmiş gi-
bi aktardılar. Aradan zaman geçti,
"asıl gerçekler" ortaya çıktı ve "dev-
let" açıklamalannın ve yapılan yayın-
lann yalan olduğu belgelendi. Şimdi-
ye kadar bu konuda hiçbir ozeleştiri
yapHİmadı. özeleştjri yapılmadığı, oku-
yucuya ve izleyiciye hesap verilme-
diği için, benzer "yanlışlar" heptek-
rar edildi.
Bütün bu olaylarda bir ikilem yaşa-
nıyor: Bir yanda şiddet yanlışı örgüt-
ler, biryanda "devlet". Gazetecilerden,
nasıl olur da "teröristlerie mücadele
eden" devleti zaafa uğratacak haber
verebilir, denerek gerçekleri araştır-
maması istenebiliyor. Bu ikilem, gaze-
teciyi gerçeklerden uzaklaşünyor. Yap-
tığı haberierin çarpık olmasını ken-
dince "meşru" hale getiriyor.
Ölüm oruçlarını başından beri des-
teklemedim. ölümün bireylem biçi-
mi olmasını hiçbir zaman solculukla
bağdaştırmadım. Bu düşüncelerimi
köşemde yazdığım gibi, bu eylemin
içindekilere, başındakilere her sefe-
rinde açıkça ifade ettim.
Şiddet eylemlerine karşı olmak,
ölüm orucunu onaylamamak bir si-
yasi tutumdur. Ancak, vahşi bir "dev-
let" operasyonuyla onlarca insanın
ölümüne neden olmak ise bir ger-
çektir. Bu gerçeği olduğu gibi yansıt-
mak, biz gazetecilerin görevidir. Ne
yazık ki, kritik zamanlarda bu görev
doğru bir şekilde yerine getirileme-
di. "Hayata Dönüş operasyonu "nda
da aynı hatalar aşırı şekilde tekrar
edildi.
Ciddi birozeleştiri yapmanın zama-
nı gelmedi mi?
2000'IJ YDLLARDA
ERDAL ATABEK
Kitaplar...
"Yaralı birsevince sığınmak ise, bende utanma
duygusu doğuruyordu. Düşünmeyle kihenmenin
at başı yarıştığı bir çarkın içindeydim çünkü. Ya-
samanın kaçmakya da öldürmekdiye ikiyola açıl-
dığı bir kavşaktaydım. İki yöne de ancak utancın
adtmlanyla gidiliyordu. Bir üçüncü yol 'akmaya,
esmeye ve köklenmeye' sığınmaktı; yani 'suya,
rüzgâravetoprağa'. 'Doğanınkatınayücelmek' de
denebilir buna. Çünkü, ulaşabilen için, ırmağaya
da çiçeğe; kuşa ya da böceğe sığınmak, yücel-
mektir. 'Doğanınkatınayücelmek' de denebilirbu-
na. Sanıldığının tam tersine, bilinç doğadan uzak-
laşmanın değil, doğaya dönüşün basamaklandır.
Bilgi, doğanın insandakiyansımasıdır." Nihat Beh-
rambirşair. "M//as"biranı-roman. Nihat Behram,
"Mirasım, babamın bir acı kuyusu olan yaşamı ve
aydınlıkkuyusu olanyüreğidir" diyor. Babasının ya-
şamıyla cumhuriyetin tarihini özdeşleştiren bir fel-
sefe, birşiir, birroman. Yaşamından süzülmüş, ya-
şananlardan damıtılmış, her satırına yazann yüre-
ğıni koyduğu bir yapıt "Miras".
Kenan Işık da bir şair. Yaşamı tiyatro ile özdeş-
leşmiş, çok yöniü bir sanatçı.
"Geçip Gitti Kirpiklerimin Arasından" adıyla sun-
duğu kitabında Kenan Işık, "N'olurölAnne" baş-
lıklı bölümde şunlan yazmış:
"Istanbul Devlet fiyatrosu'nda oynanan 'Le-
enane'nin Güzellik Kraliçesi' adlı oyunu tam da o
sırada gördüm.
Ihandalı bir ana-kız hikâyesi.
Yaşamının yegâne amacı yemek içmek olan
yaşlı ana'nın, bu motor fonksiyonunu tatmin et-
mek ve hayatta kalmak adına kız'ının hayatı üze-
rinde kurduğu baskıyı ve bu baskının Irlandalıla-
nn zihinlerinde yarattığı travmayı anlatıyor oyun.
Kemikleşmiş bir sevgi-nefret ilişkisi.
Yaşam alanınızı ne denli daraltırsa daraltsın, bir
anneye başkaldırmak, ona karşı çıkmak ne denli
zor, hatta olanaksızsa, birulusun kendi geçmişin-
den, aidiyetinden kopması da o denli zor.
Irlandalı genç yazar Martin McDonald, bütün
Irlandalılargibinefret ettiğiama birtürtü kopama-
dığı Ingiltere 'yi bencil, obur bir anneyerine koyu-
yor ve her ne pahasına olursa olsun onunla bir-
likte yaşamaktan vazgeçemiyor.
...Sumru Yavrucuk'un emsalsiz bir duyarlılıkla
oynadığı Leenane'nin Güzellik Kraliçesi Maureen"ın,
'öl, n'olur öl ana' demesiyle ölmüyoranası. Canı-
na tak ettiği bir an, kafasını şömine demiri ile par-
çaladığında da ölmüyor.
O tahammül edilmez ana, onu toprağa gömen
kızı Maureen'in kimliğinde devam ediyor yaşa-
maya.
Geçmişimizden, aidiyetimizden kurtulup özgür
olmak, birey olmak, bir anne'nin kafasına indiri-
len birkaç şömine demiri darbesi ile mümkün ola-
bilse keşke, ama olmuyor."
Kenan Işık, olaylan, insanlan, anılarda yaşayan-
lan, farkında olunmadan geçip giden yaşamı yü-
reğiyle duyumsuyor, bilinciyle yorumluyor, ortaya
da yeni denemeler çıkıyor.
"Yorgun ve Yara/ı", birroman. Gülseren Engin'in
yeni romanı. öyküler, tiyatro oyunlan, çocuk kita-
bı ve şimdi de bir roman. Tıp doktoru olan mes-
lektaşım Gülseren Engin bu romanında Osmanlı
Imparatorluğu'nun çöküş döneminde yaşanan
olaylann içinde geçen tutkulu bir aşkı anlatıyor.
Bulgaristan'da Rusçuk'ta başlayan bir kaçış, 1908
yılında Bulgarçetecilerinin yerierinden yurtlanndan
ettiği insanların çektikleri...
"Çeteciler... Bulgar çeteciler geliyor...
Soluk soluğaydı. Bir an kapıda duraladıktan
sonra hızla karşı duvarda duran çiftelerin yanına
koştu. Hacı Şerif, minderdeki köşesinde Kur'an
okuyordu. Ûzerinde ev entansi, başında takkesi,
hafif kamburu çıkmış sırtında yeleği vardı. Oğlu-
nun selamsız sabahsız içeri girişi, üstelik başın-
dan akan kan, onu şaşırtmamış gibiydi. ...Onun
sakinliğine karşın karısı Zeliha Hatun, birden ye-
rinden fırlayıp oğluna koştu. Tülbenti başından
aşağı kaymış, kınalı beyaz saçlan ortaya çıkmıştı.
Duvarda asılı tüfeği kapan ve namluya fişek sü-
ren oğlunun koluna yapışmış, sarsıyor, soru yağ-
muruna tutuyordu."
Gülseren Engin'in yaprtı, tarihin içinde yaşanan
insan yazgısını, acılan, sevgileri, mutluluklan, mut-
suzluklan anlatıyor.
İki kitap adı daha:
"Iris 'eAğıt". Eşi John Bayfey'in Alzheimer has-
talığına yakalanan Iris Murdoch ile ile ilgili sevgi
dolu, acı dolu ortak yaşam değerlendirmesi.
"Umudun Kaynağı". Şempanzeler ile çalışan, on-
lar için çırpınan bir yüreğin, Jane Goodal'ın öy-
küsü. Phillip Berman ile.
Kitaplarla tanıdığımız çok geniş bir dünya Bu dün-
yayı yaşamayanlann küçücük, daracık kutucukla-
n. Nebüyükçelişki...
e-mail:erdalatak'' superonline.com
faks:0212 513
DtHAP'lılapm ÖcaJan eylemi
• ANKARA /lSX4NBUL(Cumhuriyet)- DE-
HAP Gençlik Kollan üyesi bir grup, Kızılay'da
Abdullah Ocalan lehine gösteri yaptı. Yüksel Cad-
desi'nde toplanan grup, "Halkın iradesi tecritle sı-
nırlandınlamaz" yazılı pankart ve çeşitli sloganla-
nn yer aldığı dövizler taşıdılar. Istanbul'da ise Ak-
saray'daki Ozgür Toplum Partisi Istanbul 11 Baş-
kanlığı'nın önünde toplanan yaklaşık 40 kişilik
grup tarafindan, Öcalan'ın salıverilmesi talepleri-
nin yer aldığı basm açıkJaması yapılmak istendi.
Bu sırada gruptakilerden bazılarının slogan atması
ve ellerinde molotofkokteyli olduğunun görülmesi
üzerine polis gruba biber gazı ile müdahale etti.
Bazı götericiler polise molotofkokteyli atarak ara
sokaklara kaçarken polis 14 kişiyi gözaltına aldı.
Öb Çayeli için ihateye çrictı
• ANKARA (Cumhuriyet) - Özelleştirme îdaresi
Başkanlığı (ÖİB), Türkiye'nin en büyük bakır
üreticisi konumunda bulunan Çayeli Balor Işlet-
meleri'nde bulunan yüzde 45'lik hissesinin satışı
için ihaleye çıktı. Blok satış yöntemiyle satılacak
yüzde 45'lik hissenin ihalesinde son teklif tarihi
23 Temmuz 2004 olarak belirlendi. Yüzde 55'i
Kanadalı şirket Lnmet Mining'e ait olan şirketin
yüzde 45'mi alanlar. ortaklık sözleşmesi gereği
kararlarda söz sahibi olabilecek. Şirketin ortaklık
sözleşmesinde kritik kararlar için yüzde 60'lık bir
oran gerekiyor. Geçen yıl 41.5 milyon dolar ihra-
cat, 4.5 milyon dolar da iç satış gerçekleştiren şir-
ketin net kân, 11 trilyon lira oldu.