Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9WEMM)Z 2004PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Ziya Gökalp 'in ölümünün 80. yılında sosyologlanmıza armağan kitaplar
Sosyolojimizin köşetaşlanÜISLAIS KAY>ARDAC
.Vrınağan kitaplar konusuna
jundan crcekı yazımda değin-
nıştun (1)0 yazının asıl konu-
;u fclsefeclerimiz için Iıazırla-
ıan armajan kitaplar idi. Bu
.azada ise ele alacağım konu sos-
lOİoglarınız için hazarlanan
ırnoağankitaplanolacak. Böy-
eolmakk birlikte, bızdeki sosyo-
oji tarihinden de söz etmek ısti-
>onım.
Üniversitelerimizde sosyolo-
iye >er \erilmesı Ziya Gökalp
ıle başlamaktadır. Bu sosyoloğu-
-nuz 1915':e Istanbul Üniversite-
;ı'nde sosyoloji kürsüsünü kur-
muş. 1919"a kadaı burada ders
^ermıştir (2), bu bılım alanında
iJnemli çalışmalan vardır.
Ziya Gökalp 1924'te öldü, ölü-
münün sekseninci yılındayız. Bu
yildönümune özellikle işaret ettik-
ten sonra. yazılan, kıtaplan ve ça-
lışmalanyla kültür hayatımıza
büyük emeğı geçen Ziya Gö-
kalp'i burada saygı ile anıyo-
rum.
Sosyoloji kürsüsünde (daha
sonra bölüm oldu) ders verenler
bır süre Gökalp'in yolunu izledi-
v
*r. Bugüne kadar kürsü ve bölüm
aaşkanlığı yapan hocalardan bir-
kaçının adını veriyorum: Mehmet
Izzet. Necmettin Sadak, Hilmi
Ziya Ülken, Nurettin Şazi Köse-
mihal, Ümit Meriç, Baykan Se-
zer.
İlk armağan Mehmet
İzzefe
Baykan Sezer'in ölümünden
sonra bölüm başkanlığı Prof. Er- 1- Ziya Gökalp, 2- Kemal Tahir, 3- Cavit Orhan Tütengil, 4- Hilmi Ziya Llken, 5- Ziyaeddin Fındıkoğlu, 6- Baykan Sezer
tan Eğribel'e geçti. Şimdi onun
ve arkadaşlannın çalışmalannı
görüyoruz.
Istanbul Üniversıtesı Iktisat Fa-
kültesi'nde ise sosyoloji derslen
1933'te başlamış, ayııı zamanda
tktisat ve Içrimaiyat Enstitüsü
kurulmuştur. Bu enstitüde ilkin
Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu ve
CaVit Orhan Tütengil gibi ho-
calar ders verdiler.
Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya
Fakültesi'nde Sosyoloji Kürsüsü'nün
kurulması ise 1938'dedir. Niyazi
Berkes ve Behice Boran'm üniver-
siteden uzaklaştınlmasına yol açan
)laylardan sonra kürsü kaldınldı.
Bugün Türkiye'de yetmiş ikı üni-
versite bulunuyor, yırmisinde sosyo-
loü bölümü var. Bu bılgileri verdik-
ten sonra armağan konusuna geçiyo-
rum:
Sosyologlanmıza ilk armağanın
Mehmet Izzet için hazırlandığını
scyleyebiliriz. Bu değerli hocanın er-
ken ölümü üzerine Istanbul Üniver-
sitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi o-
nun için özel sayı hazırlamıştı (3).
Aradan uzun zaman geçtikten sonra
l«7
7
'de Ziyaettin Fahri Fındıkoğ-
lıı Armağam ile karşılaşıyoruz.
tktisat Fakültesi Sosyoloji Bölümü
l'töO'larda, orada verilen konferans-
\zn ve hocalann kimi yazılanm, dızi
ktaplar halinde numaralayarak ya-
ymlamayabaşlamıştı. Onüçüncü ki-
üp Ziyaettin Fahn Fındıkoğlu'nun
aıısına, on beşinci kitap Hilmi Ziya
A rmağan kitap hazırlanan ilk toplumbilimcimiz Mehmet Izzet'ti (1931). Bunu, uzun bir
aradan sonra Ziyaettin Fındıkoğlu Armağanı izledi (1977). Cavit Orhan Tütengil (1981),
Kemal Tahir (2003) ve Baykan Sezer (2004) ise Armağan kitap yayımlanan diğer
toplumbilimcilerimiz.
n da sayabiliriz:
Felsefecı Selahattin Hilav.
iktısatçı Sencer Divitçioğlu
(6), iktısatçı tdris Küçükö-
mer.
Baykan Sezer'e Arma-
ğan'da onun çalışmalarıyla ü-
gıli yazılardan sonra Kemal
Tahir'in yazısı var (7): Tarih-
sel Gerçeklerimizi Kavra-
mak tçin Yapılacak Çalış-
malara Giriş. Aynı yazann
bir yazısını daha görüyoruz:
Osmanlı tmparatorlu-
ğu'nun Çökmesi. îki yazı da
ilk kez burada yayımlanıyor.
Onlann arkasından, felsefe-
ci-sosyolog Hilmi Ziya Ülken
hocamızın roman konusun-
daki uzun incelemesini gör-
mek ilginç oluyor. înceleme-
yi okurken konunun tarihi,
sosyolojisı ve felsefesiyle ilgi-
li çok şey öğreniyoruz.
Sosyolojinin tarihi, yönte-
mi, bizdeİri sorunlan, günü-
müzdeki durumu üzerine ya-
zılmış öteki yazılar da yararlı
bilgiler içeriyor. Bu bilimin ül-
kemizde yaklasık yüz elli yıl-
lık süreç içinde nerelerden
nereye geldiğini, hangi aşa-
maya ulaştığını öğreniyo-
ruz. Edindigimiz bilgiler,
yalrıız sosyologlan değil,
tarihçileri, felsefecileri de
ilgilendiriyor.
Baykan Sezer'e Arma-
ğan, iki yıl önce yitirdiği-
miz değerli sosyoloğun,
öğrencileri ve dostlan ta-
rafından özenle çalışılıp
hazırlanmış bir vefa göster-
gesi olarak ayn bir anlam
taşımakta.
Vefasızhğın, saygısızlı-
ğın, değer bilmezliğin kol
gezdıği bir ülkede böyle bir
olayla karşılaşmak insanı
sevindirivor.
Ülken'in anısına aynldı. Fındıkoğlu
için tam armağan niteliği taşıyan ki-
tabın ise ölümünden sonra 1977'de
yayımlanabıldiğini yukanda söyle-
dim.
Cavit Orhan Tütengil 1979'da terör
kurşunlanyla öldürülünce, Sosyolo-
ji Konferansları nın on sekizinci kı-
tabı ona armağan olarak hazırlarup
yayımlandı. 1981 'de eşi, dostlan ve
arkadaşlan Tütengil'e Saygı başlık-
lı bir kitap daha yayımladılar ki, o da
armağan sayılır Verdiğim bu bilgile-
re Iktisat Fakültesi Dergisi'nin Tü-
tengil Anısına Armağan olarak ya-
yımlandığını da ekjemek gerekiyor
(4). Yine Istanbul Üniversıtesı Ede-
biyat Fakültesi Sosyoloji Bölü-
mü'nün çahşmalanna dönecek olur-
sak şunlan söyleyebiliriz:
Doğu Batı Tartışmaları
Baykan Sezer'in başkanlığı zama-
nında, yıllıklann, çalışma günlerin-
deki konuşma metinlerinin, arma-
ğanlann ve armağan adı verilen ki-
taplann yayrmlanmasına özen göste-
nldı. 2003'te yıllıklann onuncu ki-
tabı, Sosyoloji Merkezi ile Kemal
Tahir Vakfi'nın ortak ürünü olarak
Kemal Tahir'in Ölümünün Otu-
zuncu Yılı Anısına başlığı ıle yayım-
landı.
2004'te yayımlanan Baykan Se-
zer'e Armağan bu dizınin on birin-
cı kitabıdır (5). Prof. Ertan Eğribel ile
Doçent Ufuk Özcan tarafindan ha-
zırlandı. Bu armağandan söz ederken
Baykan Sezer'in yaşamöyküsüne kı-
saca değinmek yararlı olacak:
Baykan Sezer; Galatasaray Lise-
si'nde öğrenci iken değerli romancı-
mız Kemal Tahir'in kıtaplannı oku-
muş, etkilenmişti. Üniversıtede öğ-
rencıliğe başladıktan sonra yazann
kendisiyle tanıştı. 1968'de tstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sos-
yoloji Bölümü'nü bitirdi. Akademik
hayatına aynı bölümde asistanlıkla
başladı. 1982'de bölüm başkanhğına
yükseldi. buradaki görevi 1993 'e ka-
dar sürdü. 1998'de emekliye aynldı.
2002"de öldü.
Onun düşünce ve çalışmalannı,
Türkiye'de 1960'lann sonlanna doğ-
ru oluşan, tanh anlayışı. diyalektik
yöntem, özellikle Doğu-Bah kavra-
mındaki değişmelerle bağlantılı ola-
rak değerlendirmek gerekiyor:
Marksıst tarih felsefesindeki feodal
toplumdan burjuva toplumuna geçi-
şin diyalektiğiyle ilgili bilgiler bızde,
çoğunlukla Batılı felsefecilerle Batı-
h tarihçilerden ahnmadır. Oysa
Marx'ın metinlerinde başka bilgiler
de vardrr ki, çok kısa olarak şöyle di-
le getirebiliriz:
PeflerbiHrllK örneğl
Batı toplumlan ile Doğu toplumla-
n feodalite (beylik düzeni) açısından
birbirinden ayn özellikler gösterir.
Aradakı farklıhk üretim biçimlennın
değişik olmasından kaynaklanmak-
tadır. Doğu toplumlanndaki Asya
Üretim Tarzı'nın (kısa deyişle
ATÜT'ün) belirleyici etkileri unutul-
mamalıdu-.
Türkiye'de bu yöntem anlayışı-
nın önemini vurgulayan ve bu alan-
da özgün düşünce üretenler arasın-
da Kemal Tahir'den başka şu adla-
l) Felsefecilerimiz İçin
Yayımlanan Armağan Ki-
taplar (Uvgarlık Bilincinin
Amtları) Cumhuriyet,
lTemmuz2004.
2) Ziya Gökalp, 1919 da Istan-
bul daki işgal kuvvetleri tarafindan
Malta Adası na sürgüne gönderil-
mişti.
3) Istanbul Darülfönunu Edebi-
yat Fakültesi Mecmuası, cilt 17, sa-
yı 5 (1931).
4) Prof. Dr Cavit Orhan Tüten-
gil'in Anısına Armağan, tÜ Iktisat
Fakültesi Mecmuası, cilt 38 (savı 3-
4).
5) Baykan Sezer'e Armağan: Ya-
vına hazırlayan: Ertan Eğribel, Ufuk
Özcan, Istanbul 2004, Kmlelma Ya-
yıncthk. 549sayfa. Armağan 'ın ikin-
ci başlığı: Baykan Sezer ve Tiirk
SosyolojisL
6) Sencer Divitçioğlu nun bu konu-
daki yazılarınm yanında bir de kita-
bı var: Asya Tipi Üretim Tarzı veAz
Gelişmiş Clkeler, 1966, Istanbul.
7) Kemal Tahir in soyadı, yazılar-
da kullanılmıyor. Soyadı Tipi'dir.
8) Bu yazının 1 ve 2. bölümleh Ye-
ni İnsan dergisinde yayımlanmıştır
(sayı 90, Haziran 1970) 3., 4. ve 5.
bölümleri ilk kez Baykan Sezer'e Ar-
mağan da vayımlanıyor.
ÎREYSEL SÎLAHSIZLANMA ETKİNLİĞÎ
Yaşama hak tanımak...Lültür Servisi - Umut Vakfı ve Istanbul Kısa
llmciler Derneği işbirliğiyle düzenlenen
Bireysel Silah(SIZLANMA): Yaşama Hak
"aııyın!' konulu Kısa Film ve Animasyon
>ocak Gösterimleri 2-6 Ağustos tarihleri arasmda
Je/oğlu îmam Adnan Sokak'ta yapılacak.
[tlinlikte, Umut Vakfı'nın her yıl geleneksel
laak düzenlediği Bireysel Süahsızlanma ödüllü
aışmalan çerçevesinde; 2001 yılında
:eçekleştirdiği 'Gençlik ve Silah' konulu Kısa
/Iıtrajlı Film ve 2003 yılında düzenlediği
Breysel Süahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın!'
:oıulu 1 Dakıkalık Çizgi Film yanşmalanna
:aılan yapıtlar gösterilecek. Gösterimde yer
ılicak toplam 58 adet film, yılda ortalama 3000
ciinın bireysel silahlarla yaşamım yitirdiği
Firkıye'de bireysel silahlanma sorununa farklı
•>saş açılarını yansıtacak.
-. Vğustos'taki açılışa Ahmet Misbah Demircan
feyoğlu Belediye Başkanı), Halil Y'ılmaz
isıııbul îl Emniyet Müdür Yardımcısı), Oktay
Gizeloğlu (Istanbul Kısa Filmcıler Derneği
fCrucu Genel Başkanı), Özben Önal (Umut
Vkfı Kurucu Üyesi) katılacak. Etkinliğin
siından 'KİUV', 'tsimsiz' (Umut Sanat),
'^îter', 'Son Dilek', 'Naylon Düşler' (kısa
Fmi, 'Başka Dünyalar', 'Tetikleme', '28/09',
'Isimsiz' (C. Singin). 'tçteki' (kısa film),
'Insanlıktan Çıkış', 'Silaha Hayır',
'Beyinsel Silahlan - m a \ 'Sesler', 'Oyun
Bitti', 'Faldık Pışık' (kısa film), 'Robotica',
'tsimsiz' (Halil O. C ) , 'Oyun', 'Hayatı
Iskalamak', 'Tehlikeli Oyuncak', 'Bu Bir
Oyun Değildir' gösterilecek.
Etkinlik kapsamında sonraki günlerde de;
'Isimsiz' (Umut Sanat), 'Bireysel
Silahlanma'. 'Yüz Yüze', 'Yeter', '28/09',
'Sessizliğin Çığbğı' (kısa film), 'Çarpışma',
'Çark', '2003', 'Silah', 'Duvar', 'Yaşama
Hak Tanıyın', 'Tetikleme', 'Silah
Korkudur', 'Turhan Soner', 'KİUV', 'En
Tropipi Pışık' (kısa film), 'Robotica',
'Leylek', 'Beyinsel Silahlan - ma',
'Bombalon', 'Oyun Bitti', 'tnsanlıktan
Çıkış', 'Cenk Singin','KİUV', 'Vur Totoyu',
'Hayatı Iskalamak', 'Why Not', 'Gun
CTRL', 'Eşrefül Malükat', '28 /09', 'Sesler',
'Yüz Yüze', 'Karakutu', 'İstanbul'da
Sıradan Bir Gün', 'Yeter', 'Bu Bir Oyun
Değildir', 'Robotica', 'Yaşama Hak
Tanıyın', 'Otuzdört Sessizliğin Çığlığı'
(kısa film), 'Turhan Soner', 'Beyinsel
Silahlan - ma', 'tsimsiz' (Halil Ö. C ) ,
'Silaha Hayır', 'Tetikleme' adlı filmler
izlenebilecek.
(0 212 275 76 00 (5705) - 0 212 293 65 11)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
f
Mayi ve Kara'dan
Bugüne
Sabahattin Eyuboğlu, 'Mavi ve Kara' adlı
denemesini 1958 yılında yazmış. Yani aradan
kırk altı yıl, yarım yüzyılı zorlayan bir zaman
geçmiş. Buna karşın bugün elimde yetki ol-
saydı, bu denemenin sanat eğitiminin verildiği
tüm kurumlarda tekrar tekrar okutulmasını ve
öğrencilerle tartışılmasının sağlanmasını zo-
runlu kılardım.
Bu yakınlarda yitirdiğimiz bir başka Aydınlan-
ma İnsanı Vedat Günyol, 'Mavi ve Kara 'nın
Çağdaş Yayınları tarafindan 1994'te yapılan 4.
basımı için kaleme aldığı önsözün bir yerinde,
bu denemeye atfen şöyle demiş: " 'Bir dostum
dedi ki bana' diyor Eyuboğlu, 'uygarlığı para
kazanmak isteyenler doğurmuştur. Buna inan-
mayışım şundan: Para kazanmak isteyen öle-
ceğine inanmayan insandır. Ölecegine inan-
mayan insan derin düşünemez; derin düşüne-
meyen insan hiçbir şeyi değiştiremez; hiçbir
şeyi değiştirmeden de uygarlık olmaz.' " 'Ma-
vi ve Kara' başlıklı deneme, uğraşı ve aktöresi
sanatsal yaratıcılık olan kişinin, başka deyişle
'o/an'ı sanatsal düzlemde tartışma konusu ya-
parak, eser aracılığıyla 'olması gereken'\n yo-
lunu işaret etmekle yükümlü kişinin içinde ta-
şıması gereken dünyayı özetleyen, eşsiz bir
yazıdır. Hiçbir şey değiştirmeden uygarlık diye
bir şeyin olamayacağına, gerçek anlamdaki sa-
natçıların ise bu değişimin başkişileri oldukla-
rına her zaman gönülden inanan Eyuboğlu, de-
nemesinin hemen başında şöyle der: "Maviy-
le sanat, karayla para demek ıstiyorum... Şu
son yıllarda kara maviyi, yani para sanatı bulan-
dınyor gibi geliyor bana. Belki hep böyleydi de
ben şimdi farkına vanyorum: Olabilir. Saflığıma
verin. Istereski gerçek olsun, isteryeni gerçek:
Paranın sanatı yenmesinden daha acı bir şey
düşünemiyorum insanlık için. Birçok sanatçılar
tanımadık mı hep? Para kaygulan olmadığı za-
man, zamanlannı ve kendilerini aşıyor, piraşkı-
na geceyi gündüze çeviriyorlardı. Sanatları pa-
ra getirmeye başlar başlamaz değişiverdiler:
Sanatı bakkallara inat seçmişken bir çeşit bak-
kal oluverdiler; içlerindeki maviyi haraç mezat
sattılar. Belki rahat ettiler; ama para para, ku-
rum kurum kunıttu hepsini. Bir adlan kaldı, sa-
natçı..."
Peki, bu satıriardan Eyuboğlu'nun sanatçının
para kazanmasına karşı olduğunu mu çıkar-
mak gerekir? Yazar, böyle bir yanlış anlaşılma
olasılığını da engellemiş: "Sanatçı hep züğürt
kalmalı demek istemiyorum. Yoo. En çok onun
kazanmasını isterim. Elimde olsa ciğeri beş pa-
ra etmeyen nice zenginlehn parasını ona verir-
dim; ama onun para peşine düşmesine razı de-
ğilim. O zaman sanatçı, maviyaratıcı olmaktan
çıkıyor da onun için... Sanatçısını parasız bıra-
kan bir toplumun utanması gerekir; ama sanat-
çı, gerçek yaratıcı olmaktan çıkmış birinin de
sanat adına para kazanmaktan utanması gerek-
mez mi? Dünyamızı dolduran bayağılıklann ço-
ğu parayı seçmiş sanatçıların yüz karasıdır..."
İçinde yaşadığımız ve 'Tüketim Toplumu'
başlıklı bir modelin ısrarla egemen kılınmak is-
tendiği bir dünyada, böyle bir modelin en uç
noktada insanı da tüketeceğinin bilincine her-
kesten önce varmak ve bir şeylerin değişme-
sine katkıda bulunarak, tüketim temeline da-
yanmayan bir uygarlığın insana en yakışır uy-
garlık olduğunu kanıtlamak zorunda olan sa-
natçının kendisi, o tüketim düzeninden kendi-
ne de pay biçmeye kalkıştığında, ne olur? Böy-
le birdurumda söz konusu modelin baş hedef-
lerinden biri de gerçekleşmiş, yani sanat da
tükenme sürecine girmiş olur!
Sanatçının, aslında muhalefet etmekle yü-
kümlü olduğu -ve çoğunlukla, öyle yaptığını da
böbütienerek söylediğü- bir düzenin parasal
nimetlerine göz dikmesi, sanatın tarihi boyun-
ca yaratıcılığın sancılarının arasmda günlük sı-
kıntıların sancılarının da yer aldığı gerçeğine
gözlerini kapatması, çoğu kez Eyuboğlu'nun
dediği gibi: "Önce para kazanayım, sonra sa-
natyapanm" ilkesiyle(!)yolaçıkması, onunken-
di sanatçılığını yadsımasından başka bir sonuç
vermez. Daha örneğin eğitimlerini yeni tamam-
lamtş, çiçeği burnunda sanatçı adaylarının pa-
rasal açıdan 'rahat etmeyi', kendilerini düşün-
sel altyapı bakımından güçlendirmekten çok
daha fazla önemsemeleri, sonuçta ortaya sa-
natçı değil, ama Eyuboğlu'nun o doğru deyi-
şiyle, ancak manatçı çıkarabilir!
e-posta: ahmetcemal ' superonline.com
acem20< hotmail.com
Kısa Film ve Animasyon Sokak Gösterimleri 2-6 Ağustos tarihleri
arasında Beyoğlu tmanı Adnan Sokak'ta yapılacak.
BUCUN
•AKBANK KÜLTÜR SANAT
MERKEZİ'nde saat 18.00'de lazer disk'ten
Anne - Sophie Mutter (keman), Judith
Blengen (soprano), Francisco Araiza (tenor)
ve Rias Oda Korosu'nun solist olarak
katıldığı J.S. Bach'ın 'Keman Konçertosu
No. 2, Magnificat' konseri.
(0 212 252 35 00)
•RUMELtHtSARI'nda saat 21.15'te Funda
Arar konseri. (0 216 556 98 00)
•İFSAK'ta 19.30-21.15 saatleri arasında
'Tebeşir Festivali' tFSAK karma gösterisi.
(0 212 292 42 01)
ULUSLARARASI ADALAR FESTİVALİ
• BURGAZADA KALPAZAN1C\YA da
saat 14.30"da Işıl Özgentürk'ün katıldığı
'Sait Faik Kısa Film Atölyesi.
(0 212 245 79 84)
• BURGAZADA da saat 18.00 de Sait Faik
Müzesi zıyareti. (0 212 245 79 84)
BURGAZADA OĞRETMENEVt'nde saat
19.00'da Vecdi Sayar'ın yöneteceği
'Çokkültürlü Yaşam' başlıklı söyleşinin
konuklan Hrant Dink, Mine Kınkkanat,
Etyen Mahçupyan, İzel Rozenthai, Robert
Schild, Stefanos Yerasimos.
(0 212 245 79 84)
• BURGAZADA MEYDANI'nda saat
21.00'de Trakya Blues konseri dinlenebilir.
(0 212 245 79 84)