22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 26 TEMMUZ 2004 PAZAR HABERLER TGCBaşkanı Erinç, Basın Özgürlüğü Ödülü töreninde Erdoğan'ın tavn ve yeni TCY tasansını eleştirdi: Basınözgürlüğüyinetehlikede M. GC Başkanı Erinç, "Sayın Başbakan"ın. kendisine soru soran bir meslektaşımıza yönelik tavnnı yadırgadığımızı belırtmeyi zorunJu görüyoruz. Soru sormak gazetecinin. yanıt verıp vermemek de haber kaynağuun doğal hakkıdır" dedi. İstanbulHaberServisi - Türkiye Ga- zeteciler Cemıyeti'nin (TGC) gele- neksel "BasmÖzgürtüğü Ödülü". tö- renlegazeteci Ragq>DuraıTa verildi. Dolmabahçe Sarayı Hasbahçe'de düzenJenen tören, büyük önder Ata- türk, basın şehıtlen ve Sakarya'daki trenkazasında hayannj kaybeden yurt- taşJar içın yapılan saygı duruşuyla başladı. Törende konuşan TGC Baş- kanı Orhan Erinç. 3 7 kişinin can ver- dıği ve "gefiyorum" dediğı uzman- larca belırtilmış olan "hızlandınlnuş tnen faciaa"nın. mutluluklannı göl- geJedığını ıfade etti. Yenı Basın Yasası nı, basın özgür- lüğü açısından olumJu bir gelişme olarak nitelendirdikJerini diie getiren Erinç, özeJlikJe 12 Eylül hukukunun başlıca ilkelerinı yansıtan eskı yasa- nın yüriirlükten kaldınlmış olması- nın bile yeni yasaya ayn bir değer ka- zandırdıgmı vurguladı. Erinç, ko- nuşmasıru şöyle sürdürdü: "Ancak TürkCeza Vasa Tasansı'nın TBMM TGC'nin geteneksel "Basın Özgürlüğü Ödülü" gazeteci Ragıp Duran'a verildi. Törende daha sonra sürçkfi basın kartı taşunaya hak kazanan 69 gazeteciye. aralaruıda İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürii Celalettin Cerrah, Türkhe Barolar Biriiğj Başkanı Özdenür Özok'un da buiunduğu davetülerce anı armağanlan sunuldu. (AAı Adalet Komisyonu'nda oluşturulan iceriği hem kaldınlan hapis cezalan- nın geriye döneccgi hem de basın yo- luvla işienen suçlar kapsamında ge- tirikn soyut suç tanımİan nedeniyle daha ağır sansür sonucu doğuracak bir sürece gireceğunizi gösteriyor. Sa- vunduklan görüşler nedeniyle bu- gün hapLsteohnalanndan rahatsızhk duyduğumuz meslektaslanmjza, ge- lecekte nicelerinin kaöJması tehlike- sinin tedirgüıh'ğini yaşryoruz.* Basın özgürlüğünün sağlanmasın- da ceza ve sınırlama öngören yasala- nn ıyıleştırilmesmın yeterli olmaya- cağını, medyadaki çarpık yapılaşma ile gazetecılerin kimJik ve kişiliklen- ne yönelik olumsuzlukJar gidenlme- diğı sürece halkın bilgilenme ve ger- çeklen öğrenmehakkının tam anlamıy- !a gerçekleşemeyeceğini kaydeden Ennç, "SaymBaşbakan"ın,kendisine soru soran bir meslektaşunıza yönelik tavnnı vadırgadıgunızı beiirtmeyi zo- runlu göriiyoruz. Soru sormak gaze- tecinin. yanıt verip vermemek de ha- berkaynağmm doğal hakkKÜr. Geçnus- te de basın mensuplanna haddini bil- dirnıeyi görevieri arasında sayan baş- bakanlar obnuştur.Ancak Avrupa BSr- ligi müktesebatına uyum sağlama sü- recine girmiş olan bir ülkenin başba- kanına, kendisine sorulacak sorulan da beiiıieme yetkisine sahip okiuğu iz- lenimini doguran tutumun vakışma- dıgına inanıyoruz" dıye konuştu. Okuducu dan soru önergesi Erdoğan'a 'yenigerilirn yaratma'uyarısı • ÇocukJannı imam hatiplere gönderenleri kendilerine destek olmamakla eleştiren Erdoğan'ın konuşmasını soru önergesiyle gündeme getiren CHP'li Okuducu, "Bu söyleminiz, değişik düşünce ve değerleri taşıyan toplum kesimleri arasında çatışma çıkrnasına neden olmaz mı?" dedi. ANKARA(AN- KA)-CHPtstan- bul Mületvekili GüldaJ Okuducu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, bazı açıklamalannın degışik düşünce ve değerlen taşı- yan toplum kesimleri ara- sında çatışma çıkarabile- ceği uyansında bulundu. Okuducu. Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle ha- zırladığı soru önergesın- de, meslek liselenne uygu- lanan katsayının değişti- rilmesine ilişkın TBMM'de kabul edılen, ancak Cum- hurbaşkanı tarafindan tek- rar görüşülmek üzere TBMM'ye ıade edilen ya- sayı gündeme getirdi. Ya- saya, birçok sivil toplum kuruluşu ile siyasi parti ve Genelkurmay Başkanlığı iJe YÖK'ün de karşı çık- tığını anımsatan Okuducu önergesinde, Başbakan Er- doğan ın. 3 Temmuz'da Birlik Vakfi tarafindan dü- zenlenen "MeseJeJerveÇa- reler" konulu toplantıda yaptığı konuşmadaki ifa- delerinedikkatçekti. Oku- ducu. Erdoğan'ın, "Mes- lekfoeleriofyında, özeffik- le meslek liselerinde yav- rutannıokutaniar. çocukJannın du- rumunasahipçık- mamışlardır. Bu- nun karsısına di- kilenlere toplum gereken cevabı vçrmemiştir" şekün- dekı sözJerini anımsattı. Beklediölniz cevap ne?' Katsayının değiştirilme- sine ilışkin yasayı benim- semeyen toplum kesımle- rine karşı, meslek lisesın- de çocuklannı okutanlar- dan vermesini beklediği cevabın ne olduğunu soran Okuducu, Erdoğan'a şu sorulan yöneltti: v'Bu söyleminiz, deği- şik düşünce ve değerleri ta- şıyan toplum kesimleri arasında çatışma çıkma- sına neden olmaz mı? »^Yaptığımz tespit ve konuşmanızın diğer bö- lümleri düşünüldüğünde, şu anda Cumhurbaşkanı tarafindan TBMM'ye ia- de edilen yasa tasansını, katsayı uygulamasını be- nimseyenlerin, bunu be- nimsemeyenlerin karşısı- na dikildıkleri zaman mı tekrar gündeme getirme- yi düşünüyorsunuz? Olümüneisyanınsekizinciyılı 19% yüında gercekleştiriJen süresiz açbk grevi ve öliim orucu e>1eminde yasamınJ \itiren 12 kişi dün Karacaahmet ve Gaziosmanpaşa'daki Cebeci Mezarhgı'nda düzenlenen törenlerle anıldı. Anma törenJerinde. REFAHYOL hükümeti döneminde gerçekleştirilen ölüm orucu e\1emi ik siyasi tutuklu ve hiikümJüJere donük teslfrn alnıa. kimliksizkştinne, işçileti emekçileri sindirme çabalarma u de\Tİmci bir yanıt" vçrildiği betirtildL Karacaahmet Mezarhğı'nuı içinde toplanan Tutukhı ve Hükümlü \akmlan Birfiği (JVYAB) üyesi yaklaşık 100 kisi algıt, alktş ve sloganlaria 1996 ölüm orucu eyleminde vasammı yitiren Hüsevin Demircioğtu'nun mezanna yürüdü. "1996'dan 2001 "e Süresiz Açak Grevi ve Ölüm Orucu Şehitieri OJümsüzdiir" pankartuun arkasmda >ürüyen TUYABTılar, eDerinde eylemler sırasmda yaşamını yitiren 12 kisinin fotoğnaflannı taşMhlar. Demircioğhı'nun mezan basında y^pılan sa>gı duruşunun ardmdan TUVAB'blar adına açıklamayı okuyan Semiray Yılmaz. "Bundan 8 >Tİ önce hapishanelerde deMimci tutsaklann iradesinin teslim ahnnıasına karşı >ükseltilen mücadele bugün de vohınıuzu a>dinlaüyor" dedL )eni Ceza Infaz \asasi, tektipelbise da\ ı atması, D, Ltipihapishaneler, zorunlu çaüşnrma gjbi yöntemlerie devrünci iradenin bir kez daha sınanmak istendiğini ifade eden Vıhnaz, "Tesiün otanama karariıhğı, kazanma azmiyle bir kez daha tarihe not düşmeye haztnz" dhe konuştu. Saat 13J0 sıralannda Gaziosmanpaşa'daki Cebeci Mezarbğı'nın girişinde toplanan X4YAD"hlar da "84'ten 96"va. 2000-2004 ölüm orucu direnişimiz sürüyor" pankartrvia, sioganlan marşlar eşliğinde. 2000 yıhndaki ölüm orucu eyleminde yaşamını yitirenleriD mezanna doğru yürüdüler.Yaklaşık 150 kişiük TMAD'h grup vapdan basın aaklamasmın ardmdan dağüdL (Fotoğraf: UGUR DEMİR) 2004 yıh Basın Özgürlüğü Ödü- lü'ne değer görülen Ragıp Duran'ı da kutlayan Erinç, Duran'a ödülünü sun- du. Galatasaray Ünh ersıtesi Uetişim Fakültesı'nde öğretim üyehği de ya- pan Duran, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada. "Kamu çıkanna, yurttaşlann can gü\enüğineonemver- meyen shasi iktidan. güç ve mülk sa- hipk'rini uyarmanıngazeteci ilemuha- biîierin normalgörevi olduğunu'' ifa- de ederek bu göre\in önümüzdeki dö- nemde daha fazla bir şekiJde yapıla- cağını umduğunu söyledi. Teketcl medya Tekelcı medya anJayışına karşı çık- maya çalıştığını, çünİdi tekelcı med- yanın toplumdaki binlerce sesi ıkti- darın sesı olarak tercüme ettiğini, ba- zı gazetecılerin ABD'nin Irak'ı iş- galını alkışladığını \-urgulayan Duran. medyanın sadece Türkıye'de değil bütün dünyada prestij kaybettiğini dıle getirdi. Bu arada. Büvoik Seçici Kurul'un bu yıl kurum bazında ödü- le değer kuruluş bulmadığı belırtil- di. Cumhurbaşkanı .4hmet Necdet Sezer'ın, sansürün kaldınlmasının yıldönümü dolavısıyla Erinç'e gön- derdiğı mesajın okunduğu törene, TBMM Başkanı Bülent Annç, Dev- let Bakanı Beşir Atalay, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürii Dr. Hilmi Bengi de kutlama mesajı gönderdi. 16-18 AğustOS Hacıbektoş'ın onurkonuğu RaufDenktaş SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHtR - 41. Ulusal ve 15. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma TörenJeri 'nin bu yılki onur konuğu KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş olacak. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da davet edildiği etkinlikler kapsamında gazetemiz Imtıyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk "Aydınlanma ve AJeviBk" konulu bir konferans verecek. Hacıbektaş Beledıye Başkanı AB Rıza Sefananpakoğhı. öğretileri ile tüm dünya insanJığma dostluk, banş, hoşgörü çağnlan yapan ünlü düşünür Hacı Bektaş VeB'nin 16- 18 Ağustos tarihleri arasında adma yakışır bir dizi etkinlikle anılacağmı belirtti. Kıbrıs'ın Celeceğl' Bu yılki törenlere Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan'ı da davet ettiklerini ıfade eden Selmanpakoğlu, onur konuğunun KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olacağmı açıkladı. Denktaş'ın, 16 Ağustos günü Hacı Bektaş Velı Kültür Merkezi salonunda "Kıbns'ın Geleceğj" konulu bir konferans vereceğini belirten Selmanpakoğlu, "Aynca Irak'taki Türkmenler bu yıl ilk kez etkinliklere katılacak. Kerkük Türkleri >aklaşık 50 kişiük bir ekiple gelecek. Aynca KKTC, Almanva, Arnavutluk'tan da kaühmın olnıasuıı bekliyoruz" dedi. 3 gün sürecek etkinlikler kapsamında resim, karikatür ve fotoğraf sergileri açılacak, konferans ve paneller düzenlenecek. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr San/rım üç yıl kadar önceydi. Gaze- tedeki odamda telefonla konuşuyor- dum, diğer telefon çaldı. O zamanki oda arkadaşım Ergun telefonu açtı, "Seni anyorfar" dedi. Ben de telefonla konuştuğum için beklemesini istedim. öyle yaptı ve açık telefon cihazını ma- sanın üzerine bıraktı. Ben konuşmamı sürdürdüm, 5 dakikadan fazla konuş- tuğumu hatıriıyoaım. Masanın üzerin- de açık duran diğer telefon cihazını alıp "Alo" dedim. "Alo, ben Rahşan Ece- vrt" diyen sesi duyduğumda telaşlan- dım ve de üzüldüm. Rahşan Hanım, bütün kibarlığıyla telefonun başında beklemişti. Bu, Ecevitler'e özgü tipik davranıştı. 3eni cevaben ararken sekreter kullan- namıştı, telefonumun meşgul olduğu- iu duyunca beklemeyi seçmişti. Bu javranışı eleştirenler olduğunu biliyo- •um. Belki bana sorsalar ben de böyle Javranmayacağımı söyleyebilirim. An- ;ak bu davranışın arkasında kendine öz- jü biravil tutum yattığını, birzarafet yat- Rahşan ve Bülent Ecevit'e Sevgilerle... tığını da kabul etmeliyiz. Rahşan Ecevit'i yeni çıkacak bir ka- nun nedeniyle düşüncelerimi söyfemek ıçin aramıştım. Aynı düşüncede oldu- ğumuzu öğrendiğimde çok sevindim. Eski dostluğumuza dayanarak karşılık- lı dertleştik. Rahşan Hanım bana hükü- metle ilgili şikâyetlerini, ben de kendi- sine siyasi durumla ilgili eleştirilerimi söyledim. Konuştuklarımızın birçoğu aramızda kaldı. Ecevitler siyasi yaşa- mımızın ayrılmaz ikilisiydi. Önlann sı- yasetteki sertliklenyle gündelik yaşam- lanndaki yumuşak tutumlan acaba bir çelişki miydi? Yoksa bir gerçeğin iki yü- zü müydü? Rahşan ve Bülent Ecevit çiftiyle 12 Eylül askeri darbesinde aynı kaderi ve aynı mekânları paylaştık. Bü- lent Ecev/t. 12 Eylül döneminde ikinci tutuklanmasında "UdeıierHapishane- si" diye adlandınlan Ankara Mencez Ko- mutanlığı içindeki Ordu Dil ve Istihba- rat Okulu'nun yerine kurulan Askeri Tu- tukevi'ne getirilmişti. Aynı tutukevinde birlikte iki ay kaldık. Ecevit'le geçirdiğimiz iki ayı günü gü- nüne not etmiş ve daha sonra yayım- ladığım "LiderlerHapishanesi"(5. bas- kısı önümüzdeki günlerde Gendaş Ya- yınlan'ndan çıkacak) kitabında bu gün- lükleri kullanmıştım. Orada ülkenin ge- leceğine ve geçmişine ilişkin çok şey ko- nuştuk. Rahşan Ecevit, göruş haftada birgün olduğu halde hemen hergün avu- katlarfa birlikte geliyor, tutukevinin ha- valandırmasına çıktığımızda Bülent Ece- vit'le uzaktan da olsa haberleşip sa- vunmasına ilişkin konuşmalar yapıyor- du. Bülent Ecevit, bu sohbetlerimizin bi- rinde, "12 Eylül'den sonra şiiryazıyor musunuz" sorumuzu şöyle cevapla- mıştı: "12 Eylül'den beri maalesef şiir yazmtyorum. Şiir benim günlük çalış- malanm sırasmda bir dinlenme aracıy- dı. Biraz da kompleksten olacak; işi bitti, şimdi şiire sarıldı demesinler di- ye yazmıyorum, şiir çevirmiyorum. Bu kompleksı de aşmak gerek, ama yapa- mıyorum. Şiiıierim bazen Meclis kür- sülerinde bile sömürü konusu yapıldı. Rurnlarüzerine yazdığım şiiri Kıbns Ba- nş Harekâtı'ndan iki ay önce MHP- MSP eğilimlibirmilletvekili, san/nm adı Mehmet Attınsoy, kürsüden okumuş ve şunları söylemişti: 'Bu şiiri yazan ki- şı, Yunanistan'a karşı haklanmızı nasıl savunur?" Ecevit, o sohbetimizde "Pülümür'lü Kadın" şiirinin öyküsünü de anlatmış- tı: "Püiümür'e gitmiş, deprem bölge- sini geziyorduk. Kolumagirdi, deprem- de yıkılmış yerteri bana gösterdi. öy- lesine candandı ki. Ona az sayılacak bir para da verdim. Onurtu birşekilde sı- kılmadan aldı. O bakışı, gözlerini hâlâ unutamıyorum." Ecevitler. zaman zaman darbelerfe ve tutuklamalaria kesiten aktifsiyasi ya- şama artık veda ediyorlar. Son 50 yılı- mıza en fazla damgasını vuran çiftler- den birisiydı Ecevitler. Kişisel olarak ise benim için, daha doğrusu bizim için ay- n biryerleri olduğunu söyleyebilirim. Si- yaset bir yana, onlarla kişisel dostluğu- muz sürdü. Zor zamanlarda destekle- rini gördük. Son olarak Terörle Müca- dele Yasası'nın 8. maddesinden mah- kûm olduğumda Rahşan ve Bülent Ece- vit çifti destek verdiler. Erteleme yasa- sının çıkanlıp cezaevine girmemin en- gellenmesinde büyük rolleri oldu. Ecevit çıftinin Türkiye'nin siyasi ya- şamındakj yeri ve roki uzun birtarihi olay- dır. Onu aynca tartışacağız, değerlen- direceğiz. Şu kadarını söyleyebilirim: Türk siyasi yaşamında solun en yüksek oyu almasını sağlayan lider olarak anım- sayacağız Bülent Ecevit'i. Onlara yeni yaşamlannda mutluluk ve sağlıklar diliyorum. 2000'Iİ YILLARD. ERDAL ATABEK Memleketin Durumu 2004... Geçen hafta "Dünyanın Durumu 2004 "e şc bir değinmiştik. Hafta geçmeden "Memleketin Durumu 20i de ortaya çıkıverdi. Hızlı tren felaketi aslında ne çok şeyi anlatıyo Bu olay sadece "hızlı tren-eski raylar" konu değildir. Olayda, hükümetin üniversitelerle girdiği zıtla manın büyük payı vardır. İTÜ'den Prof. Aydın Erel'ın demecıni birkaç gı önce okumuştum: "Hızlı trene binmem, sevdiklerimi de bindı mem" diyr ordu. Ama iktidar, büyük olasılıkla "bize karşı olank nn engellemesi" diye bakmıştır. "Bize karşı olan engelleyiciler". Başbakan bir gazeteciye de "Ideolojikeleştiriya pıyorsunuz" diyor. Ideolojık? Yani, "bir düşünceye bağlısınız, her şeyi om uyaıiıyorsunuz" demek. Tam da Başbakan'ın yaptığını anlatıyor. İktidan oluşturan "odakdüşünce"yegöreuyar- lanan işler. "Biz dedik mı yaparız" böbürlenmesi. "Kimseye kulak asmayız" diklenmesi. "Kasıtlı konuşuyorlar" önyargısı. "Biz â/âsını biliriz" yanılsaması. "Liyakat değil, sadakat" temefli kadrolaşmalar. Mekanik bilimi yüzyıllann deneyimiyle oluşmuş. Termodinamik çok önemli bilim kolu. Elektrik, elektronik, yol, ray, hız, kütle birbiriyle bağlantılı kavşaklar oluşturmuş. Bilimi yanıltamazsınız. Doğayı aldatamadığınız gibi. Doğa, ona yaptığınız saygısızlığı, sonradan "do- ğal afet" diyeceğinız tokatla ödetir. Bilimi atlamanız ise duvara çarptığınız zamar anlayacağınız bir büyük yanlıştır. Ne ki, duvara çarpanlarla bilimi atlayanlar çoğu kez aynı kişiler değildir. Sorumluluğu kabul etmeyeceksiniz. Başbakan orada haklı: "Hangi kazada hükümet, bakan istifa etti?" Hiçbirinde. Bu memlekette hıçbır kazada kim- se istifa etmedı. Ama bu bizde böyle. Pek çok ülkede böyle de- ğil. istifa önemli de değil. Kimsenin istifası bu felakette ölenleri geri geti- remez. önemli olan, bir ülkenin hesap sorma gücünü gösterebilmesi. Işte bu memlekette o güç yok. Yapanın yanına kâr kaldığı bir mem/eket burası. Van'daki uyuşturucu konusu neden kapanıp gi- decek? Bu toplum hesap sormayı bilemediği ıçin. Hızlı tren felaketi de aynı nedenle yavaş yavaş uzaklaşacak. Bu toplum onun hesabını da sorumlulara öde- temeyecek. Yann uçaklar mı? öbür gün başka neler? Izmir'in Urla'sında Kuran kursu öğrencisi 15-16 yaşlannda altı genç kız denızde oyun oynariarken açılmaya başlamışlar. Yüzme bilmeyen kızların bağrışmalanna koşanlar olmuş. Erkeklerin yardı- mını istememişler. Beşi boğulmuş, biri zoriukla kurtanlmış. Bu nasıl bir afet? Doğal mı, sosyal mi? Yüzme bilmeden denizde oyun oynamak. Boğulurken erkek eline değmemek için yardım istememek. Hangi ortaçağa gidiyoruz? Asıl felaket nerede? Yoksa asıl felaket toplumun kendisinde mi? e-mail: erdalatak o superonline.com faks:0212 513 90 98 SifaVrikapı IVIezarüğı'ndaki törene ailesinin yanı SH ra çok sayida sendikacı da katücu. (Fotoğraf AA) Sendikacı Budak'ın katledilişinin 23.yılı tstanbul Haber Seni- si - DtSK'e bağlı Deri- Iş Sendikası 'nın eski ge- nel başkanJanndan Ke- nan Budak. ölümünün 23. yıldönümünde Siliv- rikapı Mezarhgı'nda dü- zenlenen törenle anıldı. Budak'ın annesi Müş- kinaz. kardeşleri Gül ve Ruşen Budak. eski DISK Genel Başkanı Rıdvan Budak ve çok sayıda sendikacının ka- tıldığı anma töreni, say- gı duruşu iJe başladı. Tö- rende konuşan DİSK Genel Başkanı Süley- manÇefebi 12 Eylül dö- neminde öldürülen Bu- dak'ın kimüğinin ve ver- diğı mücadelenin unu- tulmadığını belırterek "Asırlar geçse de Bu- dak'uı mücadelemizde koyduğu tavır, bizvebiz- den sonraki kusaklarca unutulmayacakür" de- di. Budak \e bu müca- delede \erdikleri diğer şehitler için yapabile- cekleri en iyi şeyin sımf mücadelesini büyütmek olduğunu vurgulayan Çelebi. konuşmasını şöyle sürdürdü: "O,flke- IL dürüst bir mücadele- de yerini aldL DİSK'in kuruluş ilkeleri devanı edecektir. Değişime uğ- ra>an. mücadefe alanuı- da gösterilen zaaflardır. Sadece sendikacılarır değil,demokrasidea in- san haklanndan yana olan herkesin bu saldın- bra karşı ortakmücade- lede yer alması gereldr. Ancak o zaman Kenan Budak. Kemal TürkJer gibi smıf mücadelesin- de şehit verdiklerimize karşı görevimizi yerine getirmiş oluruz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle