Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYF/S CUMH'JRİYET 19 TEMMUZ 2004 PAZARTES
HABERLERtN DEVAMI
TÜRKIYE
tstanbu'
Ecirne
Kcc aelı
Çarakkale
Izmır
Vanisa
A/dın
Dsnizlı
B
B
B
B
A
A
A
A
29
31
29
30
35
35
37
35
Sınop PB 25 Adana A 34
Samsun Y 24
Trabzon Y 23
Giresun Y 22
Ankara B 21
Eskışehır B 29
Konya B 27
Sıvas PB 24
Zoıgudak PB 23 Antalya A 36 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıirt
Hakkân
Van
A
A
A
A
A
B
PB
33
38
37
34
37
30
24
Y 19
Yurdun kuzey ve do-
ğu kesımlen parçalı yer
yer çok bulutlu, Orta ve
Doğu Karadenz ıle Do-
ğu Anadolu'nun kuzeyı
sağanak ve gok gürul-
tulusağanakyağışlı dı-
ğer yerter az bulutlu ve
açık geçecek Hava sı-
caklığı yurdun kuzey-
doğu ve guneydoğu
kesımlennde bıraz aza-
lacak. dığer yertercfe ar-
tacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
20
22
24
23
22
23
25
24
Münıh Y 23 Zürıh
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
B
Y
B
B
B
B
23
33
33
29
31
27
30
31
Y 25 Şam
Moskova
Afkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bıskek
Tıflıs
Kahire
Y
A
Y
Y
PB
Y
Y
B
23
35
30
28
30
26
16
35
B 38
"aşKent
Tahran
Parçalı bulırtlu i Sıslı , BuUlu ^ ÇOK bult • Yağmjriu sKarlı i Sulu kar t GOK gunjltjlû
Sözleşmeli çalışacaklar
Memurlann
haklanna darbe
AJNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hü-
kûraeti, geçen hafta Meclis'te kabul edilen
Kamu Yönetimi Yasasfnda yer alan "sözleş-
meli personel uygulamasının yaygınlaştınl-
ması. memur sayısının azaltılması" hedefi-
nı, devlet personel rejımi değişıkliğiyle yaşa-
ma geçinneye hazırlanıyor. Hükümetin tasiak
çalışmalanna başladığı "devlet personel reji-
mi" değişikliğiyle, Kamu Yönetimi Yasası'yla
taşra teşkilatlan kapatılan bakanlıklar ile ta-
mamen iağvedilen Köy Hızmetleri Genel Mü-
dürlüğü personelinin de aralannda bulunduğu
1.5 mılyon memurun sözleşmeli statüye geçi-
rilmesi planlaruyor. Başbakanlık Devlet Perso-
nel Başkanlığı, Maliye Bakanlığı ve diğer ilgi-
li kuruluş temsılcileriyle akademısyenler tara-
fından hazırlanan "Devlet Personel Rejimi
Yasa Taslağı"yla devlet memurluğu sıfatının
kapsamj daraltılıyor. Buna göre on binlerce
kamu çahşanının memurluk sıfatı sona erecek.
Taslakta, askerler, üst düzey bürokratlar. hâ-
kım ve savcılar ile emniyet mensuplan gibi
sadece asli fonksiyonlan itibanyla devlet hiz-
metini yürütenlerin memur olarak kalmaları
öngöriilüyor. Buna karşuı bürün kamu kurum-
lanndaki sekreter, odacı, bilgisayarcı, tercü-
man, daktilograf gıbi kadrolarda çalışanlar ise
sözleşmeli personel statüsüne geçirilecek. Tas-
lağa göre, "özel sağlık hizmetleri yaygınlaş-
ögı" gerekçesiyle, sağlık personeli ile teknik
hranetler sınıfında çahşan personel de sözleş-
meli statüye kaydınlacak. Hükümet bu deği-
şikliğin zeminini Kamu Yönetimi Yasası'yla
hazırladı. Yasaya göre, taşra teşkilatı kapatılan
bakanlıklar ile tamamen lağvedilen Köy Hiz-
metleri Genel Müdürlüğü personeli yerel yö-
netimlere, "ibtiyaç fazlası" personeiin ise hü-
kümetin belirleyeceğı yerlerde gereksinim du-
yulan kurumlara aktanlacak. Yasada, esnek
çalışma sistemiyle görev yapacak sözleşmeli
personel çahştınlması, memur sayısının azal-
tılması da temel hedefler arasında.
İmamlar ve öğretmenler
Öğretmenlik konusunda Avrupa üücelerindeki
sistem incelenirken din görevîileri konusunda-
ki karar ise hükümete kalıyor. Taslakta öngö-
rülen diğer düzenlemeler özetle şöyle:
tf Memur ya da sözleşmeli olacak unvanlar
tek tek sayılacak.
^ Kamu görevlilerine ilişküı 11 ayn hizmet
sınıflamasına son verilerek un\
r
an sistemine
geçilecek.
%/ Maaş hesabında kullanılan 40 farklı kalem
uygulamasına son verilecek. Maaş sistemine
eklenecek bir başka kalemle, Istanbul ile mah-
rumiyet bölgelerinde çahşan memurlara yük-
sek maaş için yetki almacak.
1/ Devlet memurlannın ve diğer kamu görev-
lilerinin maaşlarının tümü Emekli Sandığı ke-
seneğine tabi hale getınlecek.
Sağlık Bakanlığı etkilenecek
Doktorlar, belediye
personeli olacak j
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -TBMM'de
kabul edilen Kamu Yönetimi Temel Yasası, ka-
muda en fazla personeli bulunan Millı Eğitim
Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nı etkileyecek.
Sağlık Bakanlığı 'nın tüm taşra teşkilatlan kapa- '
tılırken doktorlar artık belediyede çalışan "söz-
leşmeli personel" haline dönüştürülecek. An-
kara Tabip Odası, "Sosyal Devletin Tasfiyesi
ve Sağük" adh raporunda, Kamu Yönetimi
TemeJ Yasası'nın sağlık alanını nasıl etkileye-
ceğini araştırdı. Merkezi yönetimin görevlerini
kısıtlayan yasanın. sağlık alanını yerel yöne-
timlere bıraktığına işaret edilen raporda, taşra
teşkilatı kaldınlarak görevleri ıl özel idareleri-
ne bırakılacak bakanlıklardan birinin de Sağlık
Bakanlığı olduğu vurgulandı. Raporda, sağlı-
ğın yerel yönetimlere bırakılması ıle bölgesel
eşitsızlikJerin artacağı uyarısında bulunuldu.
Sorunlann ülkesel düzeyde planlandığı zaman
çözülebildiği anlatılan raporda, Sağlık Bakan-
lığı'nın taşra örgütlenmesinin yasaklandığı, sa-
dece Ankara"da bakanhk merkezine sahip bir
kuruma dönüştürüldüğü vurgulandı.
Yasal güvenceler ortadan kalRıyor
Bu nedenle il ve ılçelerdekı rûm sağlık müdür-
lüklerinin il özel idarelerine devredileceği kay-
dedilen raporda, "Dolayısıyla bu andan itiba-
ren doktorlar merkezi yönetimin personeli
oJmayacaklar. yerel yönetimin personeli ola-
rak iş görecekler" denildi. Raporda, Belediye
Yasası'na göre "yerel yönetimlerde istihdam
esas olarak sözleşmelîliğe dayanır" hükmü-
nün yer aldığı ifade edildi. Bunun da memur
statüsündeki tüm kamu çalışanlannın sözleş-
meli olarak istihdam edileceği anlamına geldi-
ği belirtilen raporda, "Memurluk ile gelen
anayasal ve yasal güvenceler ortadan kal- '
karken bürün şüvencelerden yoksun son de- ;
rece korumasız yeni bir istihdam tarzı orta- '
ya çıkmaktadır" denildi. •
.» „ -J
Yoksullıık arüyorHACER BOYACIOĞLU
ANKARA - Dünya Bankası,
BM ve DtE tarafından son 4 ay
içinde yapılan araştırmalar Tür-
kiye'nın "voksulluk fotoğrafı-
nı"çekiyor. Araştırmalann orta-
ya koyduğu gerçelder şöyle sıra-
lamyor:
• Dünya Bankası, haziran ayı
içinde hazırladığı bir raporda;
Türkiye'deki yoksul sayısını
10.3 milyonkişi olarak belirledi.
• De\let Istatistik Enstitusü
ise nisan ayı içinde yayımladığı
voksulluk araştırmasında; Tür-
kiye genelinde 18 milyon 441
bin kişınin (Türkiye nüfusunun
yüzde 21.95'i) voksulluk sınınn-
da yaşadığını açıkJadı. Kentler-
de yoksulluk sınınnda yaşayan-
lann oranı yüzde 21.95. kırsal
bölgelerde ise yüzde 34.48 ola-
rak saptandı.
• Araştırmada, 926 bin kişı-
nin, yani Türkiye nüfusunun
yüzde 1.35'inin açlık sınınnın
altında yaşadığı kaydedildi.
Kentlerde açlık sınınnda yaşa-
yanlann oranı yüzde 0.9, kırda
ise yüzde 2.01 olarak belirlendi.
• Araştırma, işsizlerden daha
TÜRKİYEDE CERÇEK
ANKARA (ANKA) - DİE'nin, Uluslararası
Çalışma Örgütü'nün (ILO) tanımlarmı
esas alarak hesapladığı yüzde I2.4'lük işsiz-
lik oranı, söz konusu uluslararası standartlar
nedeniyle işgücü dışında tutulan "işsizle-
rin" eklenmesiyle yüzde 22'ye kadar yük-
seliyor. DÎE'rün de uyguladığı ILO yönte-
minde, çeşitli nedenlerle daha önce çalıştığı
işinden uzaklaştınlmış ve işine geri çağnl-
mayı beklediği içın başka bir iş aramayan ile
bölgede iş bulunmadığına inandığı için iş
aramayıp ancak 2 hafta içinde işbaşı yapma
ORANI YÜZDE22
ya hazır olduğunu bdirten kişiler işgücü içe-
risinde kabul edilmiyor. DlE'nin açüdadığı
son hane haUa işgücü anketlerinde bu du-
rumda olanJann sayısı 1 milyon 796 bin kişi
olarak belirlendi. Mevsimlik çalıştığı içın iş
aramayan ve işbaşı yapmaya hazır olmayan
922 bin kişi istihdam ve dolayısıyla işsizler
arasmda bulunmuyor. DİE'nin uluslararası
standartlar nedeniyle işsiz kabul etmediği
söz konusu kişiler de işgücüne dahil edildi-
ğinde bu yılın ilk 3 aylık dönemi için işsiz
sayısı, 5 milyon 521 bin'e yükselıyor.
cıddi biçimde yevmiyeli çalı-
şanlann yoksullukla savaşmak
zorunda kaldığını da gösterdi.
Buna göre ücretlı ve maaşlı ça-
lışanlann yüzde 13.64'ü. yev-
miyeli çalışaniann yüzde 45.
01 'i. işverenlerin vüzde 8.99'u,
kendı hesabına çalışanlann yüz-
de 29. 91'i. ücretsiz aile işçile-
rinin yüzde 35.33'ü. işsizlerin
yüzde 32.44'ü. ekonomik ola-
rak aktif olmayanlann yüzde
22.15'i yoksul. Çocuklann yok-
sulluk içindeki payı küçümsen-
meyecek düzeyde. Türkiye'de 15
yaşından küçüklerin yüzde
34.55'i yoksul. Çocuklarda yok-
sulluk oranı kentlerde yüzde
30.59 olurken kırsalda bu rakam
yüzde 41. l'e kadar yükselıyor
Ulusal gellrin yuzde 2.3 ü
• BM Kalkınma Programı ta-
rafından geçen hafta açıkJanan
"İnsani Gelişme Raporu"na
göre ise Türkiye nüfusunun yüz-
de 2'si günlük 1 dolann altında,
yüzde 10.2'si günlük 2 dolann
altında gelirle yaşıyor.
• Raporda, en yoksul yüzde
10'luk kesimın ulusal gelirin
yüzde 2.3 "ünü aldığı; buna kar-
şın en zengin yüzde 10'luk ke-
simde bu oranın yüzde 30.7'ye
çıktığı bilgileri de yer alıyor.
Türk-lş tarafından her ay dü-
zenli olarak yayımlanan "açlık
sının çalışması". araştırmalara
yansıyan yoksulluğun hızlı artı-
şınm nedenlerini de özetliyor.
Türk-îş'inraporlannagöre 1994
yıJında 7 milyon 281 bin lira olan
açlık sının 10 yıl içinde 33 kat
arttı. 2004 yıh Haziran ayında
yayımlanan raporda açlık sının
474 milyon lira olarak belirlenir-
ken yoksulluk sının da 1 milyar
422 milyon lira olarak açıklandı.
Hayatsız kadınlann dramı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ankara Ticaret Odası (A-
TO) tarafından hazırlanan "Ha-
yatsız Kadınlar Dosyasf'na
göre, ülkedeki hayat kadınlan-
nın sayısı 100 bine yaldaşıyor.
Dosyada, 350 kadından birinin
fuhuş batağının eşığınde olduğu
vurgulanırken 3 büyük kentte
genelevde çahşmak için 30 bin
kadının "vesika" beklediğine
dikkat çekildi. ATO Başkanı Si-
nan Aygün. "Ortaya çıkan tab-
lo 10 yıldır kötü yönetilen bir
ülkenin, bir ekonominin fatu-
rasıdır. Hayatın kadınlan de-
ğil, kral çıplak" dedi.
ATO'nun "Neler oluyor bi-
ze" başhğı altında hazırladığı ra-
porlardan ikincisi dün açıklandı.
Rapordaki veriler özetle şöyle:
• Türkiye'de faaliyet gösteren
56 genelevde kayıtlı yaklaşık 3
bin hayat kadını çalışıyor. Tescil-
li hayat kadını sayısı 15 bini ge-
çiyor. Çok sayıda da vesikasız
çahşan kadın var.
• Genelevde çahşmak için ge-
rekli olan vesika, taksi plakasın-
dan farksız. 3 büyük ilde 30 bin
kadın genelevde çahşmak için
vesika bekliyor. Yalnızca Diyar-
bakır'da yasal olmayan bine ya-
kın randevu evı bulunuyor.
• Türkiye genelinde vesikah
ya da vesikasız çahşan hayat ka-
dınlanmn sayısı 100 bine yakla-
şıyor. Kadın nüfusunun 35 mil-
yon civannda olduğu hesaba ka-
tıldığında, her 350 kadından bi-
rinin fuhuş batağının eşiğinde
olduğu belırtılıyor.
• Fuhuş sektöründe 1 yılda
dönen para asgari 3-4 milyar do-
lar. Fuhuştan yüz binlerce insan
maddi anlamda yararlanıyor.
Pasta bu kadar büyük olunca
devreye fuhuş mafyası giriyor.
'Çocult hayat kadını'
• 18 yaşından küçük hayat ka-
dınlan "çocuk hayat kadını"
sınıfına giriyor. 2000 yılında sa-
dece tstanbul'da çocuİc hayat ka-
dınlannın sayısı 500 olarak be-
lirtiliyor. 2000 yıJında yapılan 1.
Çocuk Kurultayı'nda, çocuk fa-
hişe olayınm korkutucu boyut-
lara geldiği, fahişelik yaşının
15 'e kadar düştüğü, bazı araşhr-
macılara göre ise bu yaşın 12 'ye
kadar indiğine vurgu yapıhyor.
• Kadınlann yüzde 30"u koca-
MuhafizAlayı 84.yaşında
Cumhurbaşkanhğı Muhafız Alayı Koınutanlığı'nın 84. kuruluş
yüdönümü, CumhurbaşkanıAhmet \ecdet Sezer ve Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün de katıldığı törenle kutlandı.
Törene eşi Semra Sezer ile gelen Cumhurbaşkanı Sezer, Orgene-
ral Özkök tarafından karşılandı. Törende konuşan MuhafizAla-
yı Komutanı Kurmay Albay Ferit Güler, "Alajımızın temel göre-
vi, bize emanet edilen muhafızları Cumhuriyetimizin çağdaş de-
ğerlerini özümsemiş, bilime ve bilgiye inanan, insani. yurdunu ve
doğayı seven, yeterli donanıma kavuşmuş olarak yetiştirmektir"
dedi. Muhafız alayı, tüfekli ve tufeksiz gösteri sundu. (Fotoğraf: AA)
sı, yüzde 10'u baba, anne, ağa-
bey gibi yakınlan, yüzde 3.4"ü
beraber olduklan erkekler tara-
fından satıhyor. Para karşılığı
cinsel ılişkiye girenlerin yüzde
63.4'ü resmi nikâhlı, yüzde
12.2'si ise imam nikâhlı.
• Hayat kadınlannın yüzde
8'i, 16 yaş öncesinde aile için-
den birinin cinsel tacizine uğru-
yor. Aile dışından cinsel tacize
uğrayanlann oranı ise yüzde 20.
• Yasalar, fuhuşu "kazanç
amacıyla bir kimsenin vücu-
du üzerinde başkalannın cin-
sel davranışlarda bulunması-
na katlanmasıdır" diye tanım-
lı>or. Ancak yaşananlar bu ta-
nım çerçevesinde kahnıyor. Ha-
yat kadınlarına sıklıkla eziyet,
işkence, aşağılama, horlama, ha-
karet gibi her türlü kötü mu-
amele yapıhyor.
Temel nedenler
• Fuhuşa yol açan neden-
lerin başında yoksulluk geh-
yor. Kırsal kesimde kız ço-
cuklannm işgücünden yarar-
lanılmak istenmesi, erken
yaşta veya zorla evlilikler,
eğitimın yerini alıyor ve baş-
ta fuhuş olmak üzere her tür-
lü tehlikenin kapısı açılıyor.
• Namus, ahlak, şeref, hay-
siyet, doğruluk, dürüstlük,
adalet. helal kazanç gibi de-
ğerlerin sürekli erozyona uğ-
radığı toplumsal yapı, fuhuş
için uygun zemini oluşturu-
yor. Televizyon ekranlannda
özendinci mahiyetteki pınltı-
lı hayat görüntüleri fuhuşun
ana hazırlayıcılan arasında.
• Sektörde sadece TürkJer
çalışmıyor. Büyük bölümü
Ukra>Tia. Moldova, Gürcis-
tan, Azerbaycan ve Beyaz
Rusya'dan ülkemize gelen
yabancı uyrukJu hayat kadı-
nlan vücutlannı pazarlıyor.
• 2001 yılında ölen gene-
lev patroniçesi Matild Ma-
nukyan. 1994yıhndanitiba-
ren birçok kez vergi rekort-
meni oldu. Bu örnek bile, fu-
huş sektörünün parasal açı-
dan dev bir sektör olduğunu
ortaya koyuyor.
Erdoğan, Annç'ı yalanladı: Lojman yok
ANKARA/EKtNLtK
(Cumhuriyet) - Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan TBMM
Başkanı BülentAnnç'ın millet-
vekillerine lojman yaptınlaca-
ğını açıkJamasma karşın böyle
bir şeyin söz konusu olmadığını
ıddia etti.
Erdoğan, Bahkesir'in Mar-
mara ilçesine bağh EkinlikAda-
sı'nda geçirdiği tatilinin son gü-
nünde gazetecilerin sorulannı
yamtladı. Toplu Konut Idaresi
(TOKÎ) tarafirKİan yapılarak 80-
100 milyar lira arasındaki bir fi-
yatla milletvekillerine sahlacak
olan lüks konutlar için sıraya gi-
rildiği yönündeki bir soru üzeri-
ne Erdoğan şunlan söyledi:
"Devletin şu anda, milletvekil-
lerine lojman yapmak gibi bir
gayreti yoktur. Maalesef hâlâ
medyamızın bir kısmı bu tür
yalan haber üretmekle siyaset
ve siyaset adamına gölge dü-
şürmenin gayreti içindedir.
Böyle bir şey kesinlikle yoktur
ve bunu TOKİ üzerine yıkmış-
lardır. TOKİ'nin böyle bir ta-
sarrufu söz konusu değildir.
Yalan haber yazılırsa, ben
bunda kasıt aranm."
Annç ise geçen günlerde ya-
sama yılının kapanışı nedeniyle
verdiği resepsiyonda, TOKİ'den
millervekilleri için konut proje-
si üretilmesi istendiğini söyle-
mişti. Annç. şöyle konuşmuştu:
"Benim milletvekili arkadaş-
larımın bir konut edinmesine
yardımcı olmamdan, bunun
için TOKİ'vi aracı kılmam-
dan daha tabii ne oiabilir?
TOKİ'nin elinde yüzlerce yer
var,isterse Hazine'den binler-
ce yer daha alabilir. Bu proje
devam ediyor, sonuna kadar
devam edecek."
Milletvekillerinin birbirleriy-
le komşuluk yapmak istedikleri-
ni kaydeden Annç, konut proje-
sinin bir yıl içerisinde bıteceğı-
ni. milletvekillerinden isteyen-
lerin 3 tip evden istedigine peşi-
natını, aidatını ödeyerek sahip
olacağını ifade ermişti.
GUNDEM Ml STAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
güne gelelim...
Derviş, seçim dönemi boyunca ortalıkta yoktu. Bir
ara "Hastayım"dedi, "diskkayması var". Ama aynı dö-
nemde istanbul'da, Ankara'da olmadıktoplantılardü-
zenledıği ortaya çıktı. Bir kaymanın olduğu gerçekti a-
ma, bu dısk değildi. Anlaşılıyordu kı Derviş, 28 Mart
yerel seçimierine değil, 29 Mart sabahı CHP'nin uğra-
yacağı hezimete hizmet üzenne çalışıyordu.
Derviş, mart boyunca sosyal demokrasının nasıl ol-
ması gerektiğine kafa yordu, 50 sayfayı aşan bir me-
tın hazırladı. Sonra dağıttı! Yanlış anlaşılmasın, metni
dağıttı...
Seçimlerden CHP'nin yanı sıra AKP de umduğunu
bulamayınca, bir başka anlatımla başarısızlık hezimet
boyutuna varmayınca Derviş ekıbının tasarladığı, "Bay-
kal'la ı^e 6 okla gitmez" hazıriığı havada kaldı.
İlk toz dumanın çökmesinden sonra Derviş, bir kez
daha ayağa kalktı. CHP'de eksıkliklerden çok fazlalık-
lara dikkat çekti. Kemalizm fazla, 6 ok fazla...
Bu ve benzerı görüşlerinı her platformda dile geti-
ren Derviş, bunu en lyi yapabilecegı kurultay plarfor-
munu nedense kullanmamayı yeğledi.
Kaçak güreşiyor.
Geçen haftayı "Kemal Derviş haftası" ılan etsek ye-
ridir. An hareketiyle başladı, Izmır'le devam ettı. An ha-
reketinin yıldönümü toplantısına katıldı, Erdoğan'ın po-
litikalarını doğrularken türban konusunda da yasaklar-
la hareket edilemeyeceğıni söyledi. Toplantıya katılan
deneyimli gazeteciler doğal olarak bir sonraki gün bu-
nu süitunlarında duyurdular.
Derviş hemen bir yalanlama gönderdi. Nedense bü-
tün gazeteciler yanlış anlamıştı.
Ancak daha yalanlamanın mürekkebi kurumadan
Kemal Bey Izmir'den seslendi:
"CHP'de başbuğ gibi hareket edilmez. Tek adam
portresi hiçyakışmıyor. Buyönetim anlayışıyla olmaz..."
AKP çelişkisi
Bu aşamadan sonra durum artık salt Kemal Derviş'ın
çıkışı, haklılığı haksızlığı değildir. Ortaya şu soru-yo-
rumlar çıkmıştır:
1- Kemal Bey madem CHP yönetimını başbuğ tıpı
buluyordu, bunu neden partinin kurultayında söyleme-
di. Baykal'a güvensizlik oyu vermedi, oylama sırasın-
da salondan ayrılmayı yeğledi?
2- Kemal Bey, türbanın yasaklarla çözülmeyeceği-
ni söylüyor. Oysa daha ıkı hafta önce Avrupa insan
Hakları Mahkemesi (AİHM) oybirliğiyle Türkiye Cum-
huriyeti devletının politikasını onayladı. Türkıye'nin AB
katında müzakere temsilciliğini üstlenebılecek kadar
donanımlı olan Kemal Bey, bir AB kurumunun kararı-
nı kabul etmiyor mu?
3- Kemal Bey ve benzer düşünenler türban-kamu-
sal alan konusunu öne getirip CHP'yı eleştırıyorlar.
Acaba AKP'yi hiç eleştirmeyi düşünmüyorlar mı? Ke-
sinlikle aynı şey değil ama, sadece örnekleme anla-
mında vurguluyoruz; AKP iktıdarından sonra kamuya
ve belediyelere ait lokantalara kamusal alan gerekçe-
siyle içkı yasağı getırildi. Bu ikiyüzlülük değil mi?
4- Kemal Bey'in ana sorumluluğu ekonomı. Halen
uygulanmakta olan politikalarda onun payı var. Son bir
hafta içinde BM'den DİE'ye, Dünya Bankası'ndan ba-
ğımsız araştırma kuruluşlarına kadar pek çok kesim
Türkiye'deki yaşam kalitesınin düşmekte olduğunu ra-
kamlarla açıkladı. Türbandan fikir özgürlüğüne kadar
her konuda görüşü olan Kemal Bey'in bu konuda ne-
den görüşü yok?
5- CHP'nin daha lyi konumda olması için bir araya
gelip "Böyle gitmez" diyen milletvekillerini "çapulcu"
ilan eden Genel Başkan Deniz Baykal, Kemai Bey'e ne-
den bir şey demiyor?
6- Kemal Bey'in her şeyden önce Türk toplumuna
karşı dürüst olması gerekir. CHP'de ıstedığı polıtikalar
yaşama geçmeyecekse ayrılma hakkını da kullanabı-
lir. Bugünkü koşullarda AKP'ye toz kondurmadan fıkır
özgüriüğünden söz edersenız, o olsa olsa zıkir özgür-
lüğü olur. Bunu fikir diye yutturmaya kalkarsanız da
"fî"si gider "kir"\ kalır!
ankcumfr; cumhuriyet.com.tr
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"...'Batr, Ne Zaman
'BatT Olmuş?••
• BaştarafıArka Sayfada
gin, 'Rus Jeo/Politiği/Avrasya Yaklaşımı'. Küre Yayınlan, s.
216/217).
Aslında Roma'nın Hıristiyanlığı benımsemesi, daha o za-
man, Romalıların o bıreyci ve hükmedıcı, başka ulkelerı 'ez-
mek' ve 'eritmek' yöntemını; Doğu Hıristiyanlığı'nın. mıstik
ve kamusal toplumculuğuna karşı dikmış ve böylece yeryü-
zünde, yüzyıllarca sürecek diyalektık bir gerilım oluşmuştu.
Hatırtarsanız, bu 'Tesbit', Alphonse de Lamartineın. 'Os-
manlı Tarihi' isimlı eserinde. yapılmıştır.
lyi de bunun, Fener Patrikhanesi ıle ilışiğı ne?..
Batı Hıristiyanlığı'na alternatif, Ortodoksluk!
"...(buraya dikkat!) jeo/polrtik bir olay olarak Batı, aslın-
da Hıristiyan Kilisesi'nin, Ortodoksluk ve Katoliklik olarak,
bölündüğü aşamada ortaya çıktı. Katolik âlemi, bundan
sonra kavramsal anlamda, Batı'nın esası oldu. O andan
başlayarak Katolikler, kendilerini -aynen Roma gibi- tüm
insanlıkla; kendi tarihlerini, Dünya'nın tarihiyle; kendi me-
deniyetlerini, Medeniyet'le özdeşleştirdiler. Diğer bütün
medeniyetler ve gelenekler, aşağılanan birtarzda 'vahşi',
'barbar ülkeler'le eş tutuldu. (buraya dikkat!) Bu tür 'insa-
ni olmayan' kategoriye, yalnızca Hıristiyan olmayan halk-
lan değil, tüm Ortodoks 'Roma'yı da dahil etmişlerdir..."
"...(oysa) bu 'câmia', tahrif edilmemiş, otantik bir Hıris-
tiyanlık alanı idi. Bu arada önce Bizans, sonra Rusya ol-
mak üzere, Ortodoks ülkeler, Hıristiyan olduklanndan do-
layı, Katolikler tarafından böylesi saldırgan bir düşman-
lıkla karşılaşıyorlardı. (buraya dikkat!) Çünkü Ortodoksluk,
'farklı' bir Hıristiyanlık örneğini, Batı'da oluşan ve bir dö-
neme kadar, tek Hıristiyan devletçiliği iddiasını sürdüre,.
medeniyet düzeninin tamamına; cihanşümul, açık, tari-
katçı olmayan, radikal bir alternatif (seçenek) sunmakta i-
di..." (a.g.e.s, 282)
Günümüzde "ABD, Batı sermayesinin tecessümü, mer-
kezi, ekseni ve özüdür"; hal böyle olunca, Avrasya'nın fet-
hı tasarımında, önce Ortodoksluk düzeyınde duruma hâkım
olması; bunu gerçekleştırmek için de, eskıden olduğu gibi Or-
todoksluk âlemınde Moskova'ya alternatif olarak, Haliç kı-
yılannda oluşacak Ökümenik Rum Patrikhanesi'ni oluştur-
ması gerekmez mi?
Işin tuhafı, bu teşebbüs yeni de sayılamaz; ucu, ta Clinton
ve Çiller dönemıne kadar uzanıyor.
Biz de uzanalım mı?