28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1S T O M U Z 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 /»K'ye Devlet Ayıbı TBMM'den geçirilen Kamu Yöreti mı Temel Yasası, yakla- şık65yıllkbirkurumu,Yüksek Deretleme Kurulu'nu (YDK) dümdüzediyor. YDK; KİT'leri parasal, yönet- sel.hu kuksal, ekonomik yön- dendenetler. Bunların çağdaş işletnecilik kurallanna göre ça- lışıp çalışmadıklarını saptar. YDK denetimi kamuya açıktır, çünkü kurul. denetimi TBMM adına yapar. Kamu Yönetimi Temel Yasa- sı ile YDK, Sayıştay ile birîeş- tiriliyor. Hem de Yüksek De- netleme Kurulu başkan ve üye- leri, unvanyitimine uğratılarak Sayıştay denetçiliğine indirili- yor. YDK başdenetçi ve denet- çilerınin durumu da Sayıştay Başkanı'nın değerbilirliğine bı- rakılıyor. Hangi Sayıştay Baş- kanı'nın? TBMM çatısı altında "Ben kamusalalan tanımam" diyen Sayıştay Başkanı'nın. CHP'li Kemal Sağ, yasa Meclis'te görüşülürken, YDK'ye yapılanları "Devlet ayıbı" diye niteleyip taşı gediğine koydu: "Çağdaş denetimin tüm tek- niklerini bilen, aydın, çağdaş insanlar Atatürk'ün kurduğu kurulla beraber tasfiye edili- yor. YDK'nin başkan ve üyele- riyle diğermeslekpersoneli, bu haksızlık karşısında onurlarını kurtarmak için elbette emek- liliklerini isteyeceklerdir. Ama bilinmelidirki, yanlış hesap bir gün düzeltilecek, hak yerini bulacaktır." IŞIK KANSU cbftt.tr An, vız vız vızCHP'li Haluk Koç, Mustafa Gazalcı. Oğuz Oyan. AN Topuz, Onur Öymen, Kemal Sağ, Izzet Çetin ve diğerieri, üç saat uykuyla Meclis'te çalışıyorlar, AKP'nin emekçinın haklannı budayan, Cumhuriyet'in altını oyan sözde kamu yönetimi reformuna karşı, Maliye Bakanı'nı affeden yasaya karşı dimdik duruyorlar! Ya Kemal Derviş? Derviş'i, o gün TBMM'de görmek ne mümkün? Kendisi, 1998'den bu yana ABD'nin "genç siyasetçi adaylannı siyasi yaşama hazırlama" amacıyla uluslararası çalışmalar yapan kuruluşu "Amerikan Genç Siyasi Liderler Konseyi" (ACYPL) ile değişim programı sürdüren An Hareketi'nin kokteylinde... Çok yoğun Kemal Derviş... "Türbanı başörtüsüne tercih ederim" diyor. "CHP'nin türbanlı bir belediye başkanı olsaydı, türban meselesi kendiliğinden çözülürdü" diyor. AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ın kamusal alanı sulandıran sözlerine destek çıkıyor. Bir gözlem: "Kemal Derviş hâlâ CHP'de ne arıyor?" sorusunu daha sık dillendiren CHP'li milletvekili ve CHP'li üye sayısı giderek artıyor... TBMM'ye dayatma Mübarek yasa değil, anayasa san- ki... Kamu Yönetimi Temel Yasası'nın geçici 5. maddesi şöyle: "Bu kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlannın kuruluş ve gö- revlerine ilişkin kanun, kanun hükmün- de kararname ve diğer mevzuatlann- da gerekli değişiklikler bir yıl içinde yapılır." Başta Başbakanlık Müsteşan Ömer Dinçer ve arkadaşları olmak üzere ya- sayı hazırlayanlar, yasa yapma tekni- ğini bile bilmiyoriar. Bırakın hukukçu olmayı, sade yurt- taşlar bile bilir ki, hiçbir yasa başka bir yasayapılması konusundayasamaor- ganına dayatmada bulunamaz. Böyle bir dayatma varsa, Meclis'in iradesi- ne yasayla ipotek konmuş demektir. Haydi diyelim, Meclis'in yapısı değiş- ti ya da milletvekilleri, Kamu Yönetimi Temel Yasası'nın söz konusu geçici 5. maddesi gereği çıkanlması dayatılan yasaları bir yıl içinde yürürlüğe sok- mak istemediler, ne olacak? Olacağı belli: Prof. Dr. ömer Dinçer karmaşası... Inadına çıkardılar yasayı, inadına... Laik, demokratik, sosyal hukuk devle- tine sahip çıkan Cumhurbaşkanı'na inat... Anayasaya aykırılık uyarılarına inat... Ulus devlete inat... Eşit yurttaş- lığa, sosyal devlete inat... Memurlann, işçilerin tepkilerine inat... Kamu Yönetimi Temel Yasası'nın ge- çici 7. maddesinin ilk bölümünü oku- yalım: "Bu kanun uyannca bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşlann kuruluş ka- nunlannda yapılacak düzenlemelerne- deniyle kadro unvanı değişen veya kaldınlanlar, durumlanna uygun boş kadrolara atanırtar." Ne demektir bu? CHP Grup Başkanvekili Haluk Memurlar, 'ihtiyaç fazlası' oluyorsunuz! Koç'un söylemiyle şu demektir: "Yasa gereğiyapılacak düzenleme- ler ile kamu personelinin kadro un- vanlan değişikliğe uğrayacak ve pek çok memur kadro unvarlannın değiş- tirilmesi sonucu görevlerinden oto- matikman alınmış olacaklardır. Uygu- lamada çok sayıda kamu personeli, kadro unvanlan değiştirilmek suretiy- le görevden alınacak, yeni oluşturula- cak kadrolara ise siyasi iradenin gö- rüşleri doğrultusunda yeni atamalar yapılacaktır. Böylece, Cumhuriyet ta- rihi boyunca görülmemiş bir siyasi kadrolaşma ve kamu personeli kıyımı yaşanacaktır..." Işin bir başka boyutu var ki memur- lar henüz ayırdında değil belki. Sağlık Bakanlığı'ndan tutun Çevre ve Orman Bakanlığı'na, Sanayi Bakan- lığı'ndan tutun Kültür ve Turizm Ba- kanlığı'na, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan tutun Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne degin birçok bakanlık ve kuruluşun yerelleş- mesi sonucu, bu kurumlarda çalışan binlerce, onbinlerce memur, yasanın deyişiyle "ihtiyaç fazlası" olacak! CHP, geçen hafta TBMM'ye verdiği bir değişiklik önergesiyle aslında yasa- nın yürürlüğe girmesi halinde olup bi- tecek olanlan özetledi: "Yasada öngörülen personel rejimi, kamu personeli sayısının azaltılması, sözleşme rejimine geçiş ve esnekleş- meyiyeni personelpolitikasının teme- li yapmaktadır. Hem üst düzey yöne- ticiler siyasi kadro haline getirilmekte, hem de statü hukuku terk edilerek, kamu hizmetinde istihdam, sözleşme- li personel üzerine kurulmaktadır. Dü- zenleme, esnek çalışma koşulları ge- tirmekte, kamu görevlilerini örgütsüz ve iş güvencesinden yoksun bırak- maktadır." Memurlan, kamu çalışanlannı kap- kara bir dönem bekliyor. Tıpkı Cumhu- riyet yönetimi gibi. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL 'Özgürlükleri Yıkmak İçin Özgürlü&erden Yararlanılması (...)' Bu yazının başlığı Anayasa Mahkemesf nın 5 Temmuz 1989 günlü Resmi Ga- zete'nin 15.sayfasında yayımlanan (EsasSayısı: 1989 l,K.ararSayısı: 1989 12ı karanndan aiınmıştır Anayasa Mahkemesi "nin kararlanndaki anlatımlar, birçok yazan kıskandıra- cak ve örnek alınacak kadar yalın. özlü ve gerçekeidir. Avmpa Insan Haklan Mahkemesı'nin. "başörtflsü" ile uzaktan yakından bir ılgisi olmayan "türbaıT için aldığı karar bizce önemli \e değerlidir. Ancak. yıllar öncesinden günümüze kadar gelen süreçte. laik Türkıye Cum- hunyeti'nin saygın kurumlan olan: - Anayasa Mahkemesi. - Yargıtay. - Danıştay'ın "türban" konusundaki kararlan, AİHM "nin v erdiği karardan daha önemlidir. "TürbaıT olarak bılinen bir dinsel simge olarak gördüğümüz bu başörtûsü- nün -dinselamaçlT olduğunu. AİHM'den yıllar önce Danıştay Sekizincı Daıre- sı görmüş \e karara da bağlamıştır. (* ı"(_) baa ktzianmızın vekadmlanmıaıısırf laikCumhuriyetilkelerine kar- şı çıkarak. dine dayalı bir devlet düzenini benimsedikleriıü betirtmek amacı ik haşlannı örttûkleri bilinmektedir. Bu kişiler için başortüsü masum bir abşkanlık otanaktan çıkarak kadın özgür- lüğiıne \e Cumhuriyetimiziıı temel flkelerine karşı bir dünya göriişünün simgesi hafine getaıektedir. (_)" 20 yıl önce alınan bu karar. yeterli görülmemiş, bu kez. Anayasa Mahkeme- si"nebas\ırulmuştur Anavasanın 153. maddesi uyannca "yasama, yüriitme ve \argıorgaıılaruu.idaremakamlanıu.gerçek\«tüzeUdşiJeri" bağlaması gereken. Anayasa Mahkemesi'nin türbanı dinsel bir giysi olarak gördüğü. 1989 12 sa\ı- lı kararı da .eterlı görülmedi. Bu kez de hukuk yurtdışında arandı. Kışisel görü- şümüz. laik Türkıye Cumhunyeii'nin saygın kurumlan olan Anayasa Mahke- mesi. Yargıa) \e Danıştay'ın verdıği kararlann. AİHM kararlanndan önde gel- diğıvönünıiedır. "Türban, masum bir başörtüsü mü yoksa dinsel bir devlet düzeninin benim- «ndiğini gostereobir simge rnktir?" sorusunun yanıtını, Anayasa Mahkemesi'n ın 1989 yılındialdığı "989/12sayüıkarar"ındanvaptığımızalıntılardanöğrenelım. 1_) LaikHk. ortaçağ dogmatizmini yıkarak aklın öncülüğü, bfliınin aydınlığı ile «HişeiL czgürlük ve demokrasi anlayişııu. uluslaşmanın. bağımsızlığın, ulusal egeaıenliğiı >e insanhk idealinin temeU kılan bir uygar yaşam biçimklir. (_) La- iklik; egemnliğe. demokrasne, özgürlüğe ve bflgi bileşimine dayanan topiumsal hiraühm: g>asal sosv^l v« küJtürel y-aşamuı çağdaş düzenJe>icisidir. Onunınu üstin tutank bireyv IdşiUk \e iizgür düşünce olanaklaruu veren, bu yoOa siyaset- •ician a\ nrunı gerekli kılarak vicdan ve dinsel inanç özgüıiüğünü sağlayan ilke- lir. Hukukuı iküiğini, ayncabklan \e eşhsiziiği kaldıraa dinsel somürüyü önle- .en si>asal •«sosvalkurumlan güçlendiren laiklik.öğretime ve eğmme de ışık tut- THctur. (_ Gerçekten laiklik. kurtuluş. kuruluş ve yenRten doğuş evrelerini kap- \ın. insaı haklanna dayalı olarak geleceğe uzanan bağunstdık, özgüriük, uy- jartk \* bsnş vüriivüşünü, ulusal gücü özedeyen Türk De\Tİmi'nin kaynağı \e enetidir. (.) lerkesiı her tstediğini yapması en eski ve en yeni demokrasilerde bile söz ko- ımı (legikir. Özgürlükleri yıkmak için özgûrtüklerden yararlanılması da düşü- ıüemez. <.ı ;h sidırumu,salt bir biçimsel görünüm konusudeğüdir. Laiklik,düşünsel ya- )inn değişDİuııesidir. Çağdaş, sağtakh toplum oluşturmanuı koşuludur. Kişi, iç •e os, düırçsıvla, beden ve ruh yapısnia bir bütündür. Giysi. IdşUiği >ansıtan bir ınçur. [Hısel olsun olmasın. giysiler aynca laiklik ükesine a> kın. de> rim yasala- inn öngoijüğü düzeniemeyle çefa'şen giysiler uygun karşılanamaz. Dinsel nite- ikeki gi>-*r aynca laiklik ilkesine ters düştüğünden daha yoğun bir aylonhk >lısturur. _) Devrim yasalan birbirnte sıkı iBşki içindedir. Hepsi laiklik konu- .uıda aynıir alanı düzenleyerek ülkenin çağdaş \aptsuu kurmuşlardır. Her biri jaü başm bûyük önem taşıyan \e birer devrim anıtı olan bu yasalar, Türkıye rımhurryti'ni sonsuza dek yaşatacak değerdedir. (_) "ağdaş iir görünüm taşımayan başörtüsü v« onunla birttkte kuüanılan befli licmdeki j ) i bir avncahktan ötede bir ayTim aracı nitehgindedir. (_) Çağdışı Migöriinüı veren bu durumun giderek yaj gmlaşmasL Cumhuriyet devrim \e aiük flkjö yönünden sakıncalara da açıktır. Demokrasiden yararlanarak laik- iğ karşı cnşjar din özgüriüğünün kötüye kullanılnıasKÜr. Dinin biıieştiriciliğ>- ıchoşf»isüne, inandırarak benimsetme özenine aykuı yanuş yorum ve değer- edinnelfe dayah bölücülükler, dinden soğutmaya aeden olacak tutumlar din •aıjısıyfcfc a bağdaşmaz. (_.)" Vna\ a.s Mahkemesi. Yargıtay ve Danıştay"ın ~maswn bir başörtüsü" olarak •<medığ"türban" üzenne \erdiği ve bağlayıcı niteliktekı kararlanndan son- aviırtdı-şıa taşınan türban içm AİHM de Türk yargı kurumlannm kararlanna 'lmi; v son noktaşı koymuştur. uıştaı-sz \nayasa Mahkemesi karannda yer alan "Giysi Idşfliği >ansıtan bir Mçur'arjşüne >-ürekien katılıyoruz. Aynca kişilerin oldugu gıbı, ülkelerin de iilıği \a-ar. Anayasa Mahkemesi. Yargıtay. Danıştay ve A\rupa tnsan Hakla- ı.lahkerrsinin kararlannda "İürbaıun", Türkiye'nin kişılığını yansıtmadığı •çeğini îjlayan kimilennin. türbanın *Türkiye''nin gerçeği olduŞu yönünde »lûk çâltharcamalannın yurtiçinde ve yurtdışında "hoşkarşılanınadığı"göz- (den kaunlmaktadır. ion otsi. "türban". ülkemizi \ ansıtan güzel ve onaylanacak birgörüntü de- »iir ve fcgörüntü laik ve çağdaş bir Türkiye'nin görüntüsü "hiç mi hiç" değil- (*) Kaynak: Danıştay Dergisi. 1985. sayı: 56-57. sayfa: 317) HARBİ SEMİH POROY semihporoyio yahoo.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGEMÇ k_urgenc<Jı yahoo.com HAYAT EPÎK Tİ1ATROSL MUSTAFA BİLGÜ BİZDE Mİ OLABİLİR.. Bt EL TAVLA PARTÎSÎNE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Temmuz utnc.mumtaz-arikan.com Fransa I Imparahmı ' M. Mapoleon ve bir Chassepor hif&ği- FRANSA-PRUSYA SAI/AŞI BAŞLIYOR! Prasya Krvlı LMthdm ve. bir Alman iğnelı HJfe. 1S7O 'TE BUGÜN, F*A P&USYA'YA SAVAŞ AÇ7T. AveuPA'DA ÜSJÛNLÛK YA^~ GlŞlNDA OLAN İKİ OEVLET ÎSPANYA TAHrr HEDENİYLE ÇATtŞACAICTI? ''1868'PE, E.ISABEUA'NIN OLÜMÜYLE BOŞALAN İSPAMTA TKHTtNIN YENİ: AM\ K PeasyA KKAUNIN AIOSABASI PIZEUS LBOPOLO MOHEN2OLLEHN'OI. F&INSA, PRUSYA 'NIN Y£Nİ gf'Ç OYi/A/a OLAtZAK GÖ&&ÜĞÜ SU DU£UMA KA£Ş! Ç.IKTI• LEOPVLP 'ÜN ÇEKÎLAiESf IÇ/N YA'm ELÇİ fOUAPf. REPDEDÎUNCE &BSAVAÇ AÇT1. İMPAlSATOZ M-MAPOLEOM, 2TO BİN KİŞtUK OGDUSUNUN* SAY/CA AZUĞtNA <AeÇfU, (JZUfJ MEmJLL,İ 7ÜF£tO£RİNE SÜV£-NÎYOISİ>U. P/SüSYA KJSALI r/VflHEİM İSE İĞNEU TÜFEKLERİYtS ŞieAZ 2AYIF AMA,J8O BİN fdpYLE GÜÇLÜ VE CHSİPUNÜ OLAM ORDÜSUNOAN ÇOK ŞEY SEAX/YoeX3O. SONUÇ OMUM SEKLEPİĞf 6İSİ GE/SÇEKLBÇECEJÇ, P/SANSlZ ORûUSü SÜTÜN CEPUELEfZDE k£SlM Bif? " " " İLAN TC ÜSKÜDAR2.AİLE MAHKEMESİ'NDEN 2003 460 Davacı Mehmet Tura vekili Av. Mustafa Açıkgöz tarafuı- dan davaü Nazile Tura aleyhine açılan boşanma davasında; Davalı Ismail ile Saime kızı 23.11.1982 doğumlu Niğde- merkez-Elmah köyü cilt no: 52. hane no: 78 bsn: 37'de nü- fusa kayitlı Nazile Tura adına çıkartılan tebligat bila teblığ iade edildiğı, yapılan tüm araştırmalara rağmen adresleri de tespıt edilemediğınden gazete ilanı ile tebliğine karar veril- mış olmakla. Duruşma günü olan 23.09. 2004 günü saat 09.30'da bız- zat hazır bulunması veya kendisıni bir vekille temsil ettir- mesi, aksi takdirde HLMK. 213-377 maddeleri gereğince yokJuğunda duruşmalara devam edıleceğı ve karar verilebi- leceği dava dılekçe yerine geçerli olmak üzere ılanen tebliğ olunur 18.06.2004 Basın: 32886 İLAN TC MANAVGAT1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 200443 Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne izafeten Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekili Av. Neşe Iplikçi tarafından davalılar Inci Arda ve arkadaşlan aleyhine açılan vakıf şerhinin iptali davasının ya- pılan açık yargılamasuıda verilen ara karan uyannca; Davalılar Hasan Cnal, Inci Arda ve Akif Daryavuz'a usuliine uygun çıkanlan tebligat bila ikmâl iade edılmış. zabıta aracılığı ile araştuma yapılmış ve tüm aramalara rağmen davalılar Hasan Ünal, İncı Arda ve Akif Daryaviiz bulunamamış olduğundan; Davalılar Hasan Ünal. lnci Arda ve Akif Daryavuz'un duruş- ma günü olan 09.09. 2004 günü saat 10.15'te rnahkememiz du- ruşma salonunda hazır bulunması veya kendisıni bir vekille tem- sil ettirmesı aksi takdirde yargılamanın gıyabmda yapılıp karar verileceği tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. 23.06.2004 Basm: 32806 SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU 'Tiirkiye Kilit Ülke...' "Avrupa Islamla birarada nasıl yaşayacak?" Fransa'da olduğu gibi Italya'da da en çok tartışı- lan, en güncel konu bu... Çizme'nin etkin siyasi stre- teji dergisi "LJrnes" son sayısını bu konuya ayırdı. Ga- zeteciler, diplomatlar, "think-tank''ciler ve entellek- tüellerin referans kaynağı olan, bazı sayılan 50-60 bin kopya satan "dergi" gerçekte her ay bir kitapçık gi- bi çıkıyor. Islama aynlan son sayı 335 sayfa. içinde Türk- iran- Arap Islamından Uzakdoğu'ya dek Müslüman dünyasına ait ne isterseniz var. Islam uzmanlan ile yapılmış söyleşiler, analiz ve makalelerin ana konu- su "Avrupa Islamı". "Avrupalı Islam diye birşey varmıdır?"; "IslamAv- rupa'nın değerleriyle ne ölçüde örtüşüp, bütünleşe- bilir?"; "Çok kültürlülük diye ifade edilen Islamın farklılıklanyla Avrupa ne oranda banşabilir?", "Bu çok kültürlülüğü ne denli özümseyebilir?" Konu bu. Düşünen elitin Islam üzerinde böyle derinlemesi- ne kafa yormasına yol açan neden 11 Eylül değil sa- dece. Avrpa'ya akan Müslüman göçmen sayısında- ki geometrik artış ve Türkiye'nin AB üyeliği perspek- tifi, Islamla "kalıcı bir Avrupa gerçeği olarak yüzleş- meyi" artık zorunlu kılıyor. u Limes"'m son sayısına bakınca bunu anlıyorsunuz. "Avrupa'nın ideolojisi Hıristiyanlık..." Avrupa Anayasası'nın girişinde yazsın yazmasın, "Limes" "Eski Kıta'nın ideolojisini Hıristiyanlık" ola- rak tanımlıyor (s. 10). "Jeopolitik, ekonomik, seman- tik-retorik canavaharyaratan Avrupa'nın Hıristiyan ideolojisi, bugün hâlâ faal.." diyor dergi: "Bazı hü- kümetler, Inebahtı silahlannın gürültüsünü andıran garip bir saplantıyla 'Avrupa'nın Hıristiyan kökenle- ri' üzerinde hâlâ ısrarediyor. Türklersessiz kalsa da, Avrupa Müslümanlannı pek hoşnut eden birşey de- ğil bu..." "Islam tehdidinin bertarafedilmesi ve Avrupa'dan Islam'ın kovulmasıyla" özdeş anlamda kullanılan "Inebahtı"; bugüne hâlâ referans alınan bir kavram olarak kullanılıyor. Çünkü Avrupa'da Islamın "öteki- leştirilmesi" Türkler üzerinden "/neba/7f/"daolmuş. Bu açıdan bakıldığında Avrupa bugün 7 Ekim 1571 'de kaldığı yerden devam etmek durumunda. Yani uzuuuun bir yolun, çok kısa zamanda kat edil- mesi söz konusu. Bir yanda "Ortaçağ Islamında" ısrar eden Avrupa'nın Islamcılan; biryanda "haçlızihniyetinisürdüren" Av- rupalılar düşünüldüğünde yol hakikaten çok uzun. An- cak yolun jet hızıyla aşılması da şart. Şart, çünkü 30 milyon Müslüman nüfus var artık bu kıtada ve gele- ceği gören herkes Avrupa'daki Müslüman nüfusun azalmayacağını; bilakis artacağını söylüyor. UNDP'nin son raporu örneğin, -hükümetlerin ters yöndeki tüm çabalanna rağmen- yaşlı nüfusu ayakta tutabilmek için önümüzdeki bir yıl içinde dahi Avrupa'daki top- lam göçmen sayısının ikiye katlanması gerektiğini kaydediyor. Bu göçmenlerin önemli bölümü Müslü- man ülkelerden geliyor. "Ama Islamı da Türkıye..." Bu baş döndürücü süreçte "kültürler arası duvar- lar" nasıl aşılacak? "Limes"in yanıt aradığı soru bu. Bu noktada işte bir''Avrupa- Islam sentezi modeli" olarak Türkiye'nin AB üyeliğinin önemi gündeme ge- liyor. "Avrupa Islamı diye yeni birmodel keşfetmeye ge- rekyok. Iberikyanmadasıyla Türkıye, Avrupa'da çok kültühülüğün geçmişte en iyi örneklerini verdi".. .di- yor "Limes" ve devam ediyor: "Türkıye bu projede kilit roie sahip. (AB üyeliğiyle) 70 milyon Müslüma- nın Avrupa'ya entegre olması korkutucu görünebi- lir... Ancak -adını böyle koymasakda- 'Hristiyan Av- rupa' uğruna Ankara'nın yüzüne kapıyı çarpmanın bedeli ağır olur. Avrupa'nın tüm Müslümanlan nez- dinde inandıncılığımızı yitiririz. Avrupa Müslüman- lan haklı olarak inançları yüzünden aynmcılığa uğ- radıklannı düşünecektir. Ortaooğu'nun 'cihad'yan- lısı Islamcılan başta olmak üzere, Türkıye'yi de aşı- n Islamın kucağına itmiş oluruz... 'Boöaz Köprüsü metaforu' artık gerçeklik kazanmalı. Islam ve de- mokratik değerler, Doğu ve Batı, Asya ve Avrupa ara- sında; iki tarafın da yararlanacağı zengin etkileşim bunu gerektiriyor..." llginç değil mi? Daire bakın nasıl tamamlanıyor? Islam ve Avrupa arasındaki "duvar"; dört yüz kusur yıl önce inebahtfda Türkler üzerinden örülmüş. Şim- di gene Türkler üzerinden kalkacak. Tabii eğer kal- karsa... B U L M A C A SEDAT YAŞAYAJ\ SOLDANSAĞA: 1/Birnesneyı, o nesne olma- 1 dantasanmla- 2 ma yetisi. 2/ „ Ayakkabı ka- lıbının çapı... 4 Uluslararası 5 Basın Enstitü- sü'nün simge-g si. 3/Bırişlet- 7 menin ani ba- Q tışı...Lantanın simgesi. 4/Gü- zel çiçekli bir süs bit- kisi. 5/Aritmefikte bir ku\"vetin derecesini veren sayı... Sığ su- larda yaşayan bir ba- hk. 6/'"—- ırak mı de- dim Aha diyordu" (¥. H.Dağlarca)...Birtür erkekdeve. 7/Hıristi- yanlarda manastırda 8 yaşayan. hiç evlenme- 9 miş papaz... Eski Mısır'da gûrieş tannsıTS/Çembe- rin çe\Tesinin çapına oranını gösteren sayı... "Afet —-": Tarihçimız. 9/ '"Tıkırtı, horultu" örneklerin- de olduğu gibi, bir şeyin çıkardığı sese benzer ses- lerle yapılan ve "yansıma'" da denilen sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Halk dilinde eylül ayına verilen ad... Italya'nm en uzun ırmağı. 2/lÖ3Aral'ınbirromanı... Durgun. din- gin. 3/Temelağırlıkbirimi... Demirin simgesi. 4/Bir- birini karşılıklı olarak etkileme işi. 5/Bir nota... Yat limanı. 6/Trabzon-Erz\ınım karayolunda bır dağ ve geçit... Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kulla- nılan altı düz tekne. 7/Bir soru eki... Vurmalı bir çal- gı... Japon lirik dramı. 8/Hava akımlanndan yarar- lanarak uçan, motorsuz hava taşıtı. 9/ Saydam taba- ka üzerine çeHlen pozitif fotoğraf...-Sarp geçit. >
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle