Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 TEMMUZ 2004 PAZARTESİ
4-
CUMHURİYET SAYFi
H i J v d i ı U l l l l ekonomi(Scumhuriyet.com.tr 13
Mire kredi karti
üretilecek
• Ekonomi Servisi -
Eczacıbaşı ve
Gıesecke&Devnent
ortaklığıvla kurulan E-
Kart, kiasık kredi
kartlarının yerine ge-çecek
mınik kredı kartlanrun
üretimıne başladı. Mevcut
kartlann yaklaşık yansı
büyüklüğünde olan yenı
kartlar, sadece dikdörtgen
değıl, kedi, köpek, tarak,
otoraobıl, futbol topu
şeklinde de üretilecek.
Yenı kartlar. boyuna ve cep
telefonuna asılarak ya da
anahtarlık olarak
taşınabılecek.
TEMSA Diamond
ağustosta satışta
• ADANA (AA) - Sabancı
Holding'e bağlı TEMSA
AŞ. 1 Ağustos'ta iç ve dış
pazarda satışa sunacağı
Diamond adı venlen
şehirierarası hızmete
vönelik yolcu otobüsüyle
öaşta Almanya olmak
üzere Avrupa'nın her
yerinde sesmi duyurmayı
planlıyor. Diamond 1
Ağustos 2004"ten itibaren
250 bın Euro'dan satışa
sunulacak.
Türkiye'ye özgü
tavuk geliyop
• AJVKARA (ASKA) -
Tanm Bakanlığı, Ankara
Tavukçuluk Araştırma
Enstitüsü'nde geliştirilen
Atabey, Atak ve Atak-s
olarak isimJendiriJen Türk
tipi tavıddar için Türk
Patent Ensfifüsü'ne marka
tescili için başvurdu.
Türkiye"de her yıl yaklaşık
400-500 yumurtacı
damızlık ihtiyacının
tamanunın yurtdışından
ıthal edildiği ve sektörün
tamamen dışa bağımlı
olduğu belirtilirken proje
ıle bağımlılığın azalhlması
hedefleniyor.
Akbank lon ihracı
için başvurdu
• ANKARA (ANKA)-
\kbank, 1.8 trilyon lira
tutannda yatırım fonu
ıhraç edecek. Banka, B tipi
lıkıt fonunun katılma
relgelerinin ihracı için
Sermaye Piyasası
K.urulu"na (SPK)
;>aşvurdu. Akbank, söz
conusu fonunun 1 trilyon
7
5O milyar liralık katıkna
lelgelerinin ihracını
ilanlıyor.
:l Cezfre'den
rürkjye'de şirket
| ANKARA (ANKA)-
)aha önce Türkiye'de
adecctemsılci düzeyinde
ulunan El Cezire,
uıkan'da şube açmak
macr.la 800 milyarlık
ırkeuoırdu. Katar'dan
ayın )apan El Cezire
levir-onunun kurduğu
rkete "Al-Jazeera
[edyaîletışim Hizmetleri
ımıtei Şirketi" adı
•rildı
Bridil uçaklamna
tcmatil geliyor
ANKARA(AA)-
lUaı Herkül
ılcanna alternatif olarak
•timuongörülen A400M
ılearyla ilgili
ışım.ar Türk Havacılık
LT
:a Sanayiı (TAI)
skrnde bütün hızıyla
an :diyor. Aralannda
kyc nın de bulunduğu
keım ilgili havacılık
etlemın ortak üretim
jnaan geçen yıl
mtayında yürürlüğe
tı scleşme
e.eyıde yürütülüyor.
e ksısamında zirve
afcTAI'de yakJaşık
fcsaım mühendisinin
a:aa bu dev program
aıuıda TAI tasanm
rraannı üç ana grup
ce ürütecek.
2002'ye kadar toplam 121 trilyon zarar eden kurum, 2004 Mart sonu itibanyla 28 trilyon lira kâr etti
KARDEJVÖR diriliyorKERİM ÜLKER
KARABÜK - Türkıye'nın
ilk entegre demir-çelik fabri-
kası Karabük Demır ve Çelik
Fabrikaları (KARDEMlR)
AŞ'de sıcak tamiratı yapılan
Kok Fabrikaları ve yenileme-
si tamamlanan 2 No'lu Yük-
sek Fınn törenle hizmete açıl-
dı.
On ayhk bir dönemde ya-
pılması planlanan, ancak 6 ay
gibi kısa bir sürede tamamla-
nan tesisler için 10.5 milyon
dolarlık yatınm yapıldı.
• Türkiye'nin ilk entegre demir-çelik fabrikası olan KARDEMlR, 10.5 milyon
dolarlık yeni yatınmla üretim kapasitesini arttıracak. 2003-2004 yıllannda 70
trilyon lira borç ödeyen kurum, ERDEMİR'le hammadde temini konusunda
yürüttüğü ortak projeler ile maliyetlerini de aşağı çekmeyi amaçhyor.
Açılış töreninde konuşan
KARDEMlR Genel Müdürii
Osnıan Kılavuz, açılan yeni
tesis ve ünıtelerle yıllık 8 bin
ton olan üretimi 2008 yılına
kadar 1.5 milyon tona. kişi
başına ortalama 240 ton olan
çelik üretımini de 400 ton se-
viyesine çıkarmayı hedefle-
diİderini söyledı.
Kılavuz. Ereğli Demir Çe-
lik Fabnkalan (ERDEMfR)
ile ortak hammadde temini
konusunda çalışmalar yürüt-
füklenni ifade ederek DİV-
HANprojesi ile yerel kaynak-
lan kullanarak maliyetlerini
azaltacakJannı kaydetti. Uy-
gulamaya konan Tren Feri
projesi ile de demiryolu kul-
lanılarak KARDEMtR"in ih-
tiyacı olan hammaddenin
ERDEMİR Lımanrndan
KARDEMİR'e, ERDE-
MlR'in ihtıyacı olan slapın
ise KARDEMİR'den ERDE-
MlR'e nakJedildiğini dile ge-
tiren Kılavuz, bu şekilde ton
başına 5 dolarkâr sağlayacak-
larını vurguladı. TCDD'nin
şahin: Zam yok ama..
Fedakârlık
bekliyoruz
Hükümet. kamu çalışanlannın
zam talebüıe olumlu bir yanıt ver-
meme konusundakı ısrannı sürdü-
rüyor. KARDEMlR'dekı açılış tö-
renine katılan Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı .Mehmet AB
Şahin. zam konusuna değindi. Ça-
lışan herkese e\Tensel standart-
larda ücret vermeyı istediklenni
belirten Şahin "Kurumlarumz
"Geçinemiyoruz, maaşlanmıza
zam yapın' demeyebaşladılar. Yü-
züne kan geimiş olan ülke ekono-
misini yeniden yoğun bakım oda-
sına sokmak istemiyonız. Bütçe
dengesinibozucu birtakun uygula-
malan kimse bizden beklemesin.
KARDEMlR işçilerinin geçmişte
göstermiş. olduğu fedakârüğı bu ül-
kede çalışan herkesten beklemek
hükumet olarak hakkunız" dedi.
KLVRDEMJR'dekJaçıhş töreninekaöJan Başbakan YardımcısıMehmet Ali Şahin ileMa-
hve Bakanı Kenıal l nakıtan, eskiden bütçesinden para çıkan devietin artık KARDE-
MİR'den 6.6 trilyon lira vergi akngını söyledi. (Fotoğraf: AA)
ray ihtiyacını KARDE-
MÎR'in karşıladığını belirten
Kıla\r
uz, "Her ay yakJaşık 4
bin ton ray üretiyoruz. Yeni
kurulacak ray ve profil hadde-
hanesi ile şu anda 36 metre
uzunluğunda ürettiğimiz ray-
lan 2006 yıhnda 72 metre ola-
rak üretmeye başlayacağız"
diye konuştu.
Kapasite yüzde
SOarttı
"2002 }iünda yiizde 50-55
kapasitekullanımoranı ife ça-
bşan, birkaçgünlük hammad-
de stoku bulunan, geçmiş yıl
borçlaruu ödejemeven ve top-
lam 121 trilyon lira zarar eden
KARDE\ÛR"in bugüıı itiba-
n>la üretim kapasitesi yüzde
85-90oranına .yüJöeldi'' diyen
Kılavuz, 2003-2004 yıllann-
da 70 trilyon lira borç ö'dedik-
lerinın ve 2004 Mart sonu iti-
banyla 28 trilyon lira kâr eden
bir kurum haline geldikleri-
nin altını çizdi.
özelleştirmeye
model olsun
Açılış törenine katılan Hak-
lş Konfederasyonu Başkanı
Salim Uslu da KARDEMlR
işçisi ve Karabüklüler olarak
üzerlerine düşeni yaptıklannı
belirterek "Yüzde smr zam-
ma imza arök 4 ay ücretsiz
izin kullandık. Şîzndi cefalan-
mızın sefasuu sürme>e başlı-
}»ruz.ÖzeUeştirmegerekli ise
eğer, işçilerin de katılacağı
KARDEMlR modeli uygu-
lanmaudır" dedi.
ENÎULUSALKALKINMAPLANI'NAAVRUPA'DANUYARI
Dahakapsamlıhawlayın
.ANKARA (AA) - Türkiye'nin bu yı-
lın sonunda müzakere tarihi alması du-
rumun da çok daha önemli hale gele-
cek olan 2007-2013 dönemine ilişkin
Ulusal Kalkınma Planı (UKP) için ön
hazırlıklar başladı. AB Komis-
yonu"nun Genişlemeden So-
rumlu Genel Müdürlüğü bün-
yesindeki Türkiye Masası Şefi
Başkanlığı uzmanlanndan bir
heyet geçen hafta Türkiye'ye
gelerek temaslarda bu lundu.
UKP'nin, ulusal birplan olması nede-
niyle bunun AB tarafından onayının
söz konusu olmadığı ancak bunun AB
tarafiyla paylaşıldığı ifade ediliyor.
AB Komisyonu heyefınin Devlet
Planlama Teşkılatı ile yaptığı görüşme-
lerde AB uzmanlannın mevcut planı
beğendikleri, ancak yeni hazırlanacak
planın daha kapsamlı hazırlanmasını
istedikleri ifade ediliyor.
Yapılan göriişmeler sonra-
sında yeni planın mali yardım
artışına paralel olarak daha
kapsamlı hazırlanması konu-
sunda mutabakata vanldığı
belırtıliyor.
2005 ortalannda yeni UKP
için hazırlıklara başlanılması hedefle-
nirken AB'nın tahsis edeceği fonlann
belli olmasının beklendiği, Komisyon
yetkililennm ise bu konuda net bır şey
söyleyemedikJeri kaydediliyor.
tŞARAUNLARAKTTK MODERNHİZMETALACAK
İŞKUR'ayeniçehre
A\K41U(CuınhuriyetBürosu)-IŞ-
KUR, 20 il ve ilçede oluşturacağı mo-
del ofıslerle, ış ve işçi arayanlara da-
ha nitelikli hizmet vermeyi planlı-
yor. Bu amaçla ihaleye çıkan ku-
rum Ankara, Istanbul, Kayseri ve
Aydın-Söke'deki bürolannda tadilat
yapacak. Bandırma, Gebze, Antalya.
Samsun, Çorum, Niğde, Tokat, Kilis,
Hatay, Elazığ, Diyarbakır, Muş, Si-
ırt. Ağn, Iğdır ve Ardahan'da da
yeni binalar yaptıracak. İŞ-
KUR'un yeni ofislerinin, daha
az bürokratik görünümlü olması is-
teniyor. Ofıslerin iş ve ışe yönelik eği-
tim imkânlan hakkında daha açık ve
ulaşılabilirbılgi sunması, selfservis hiz-
metler için uygun koşullaroluşturması,
ış arayan kişılere ve eleman arayan iş-
verenleredaha fazla ve nitelikli hizmet
sunması amaçlanıyor.
Yeni ofislerin yapısı da her yer-
de aynı olacak. Bütün bina giriş-
lerinde özürlüler için rampa
olu^turulacak. Aynca, özürlü tu-
valetı ve asansör yapılacak.
İç mekânlar, açık ofis ola-
rak dizayn edilecek. ÎŞ-
KUR. aynca 'püot ofis'
olarak belirlediği bazı ofis-
lerindeki personelini daha kaliteli hiz-
met sunumu ıçın eğıtiyor.
DÜNYA EKONOMlStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy@tr.net
Yaklaşık 20 yıldır, ekonomi yönetimi tar-
tışmalarının merkezinde "reform" kavra-
mı var. Ancak dün "reform", devleti eko-
nomiden çıkarma (özelleştirme, deregü-
lasyon vb.), küçültme anlamına gelirken
şimdi, giderek yeniden, düzenleme, dev-
leti güçlendirme, merkezileştirme anfamı-
na gelmeye başladı.
Bu sırada inglrtere'de
Bu değişiklik, salt teori düzeyinde ya-
şanmıyor, hükümetlerin uygulamalannı da
etki/emeye başladı. Sermaye hareketleri-
nin serbestleştirilmesine yönelik eleştiri-
lerbaşladığında, The Economist'in uzun
süre direndikten sonra, geçen yıl teslim
olduğuna, Asya krizinin hemen ardından
dile getirilmeye başlanan (ömeğin Prof.
Jagdish Bhagvvati) bu eleştirilere katıl-
maya başladığına, giderek artan sayıda
ekonomist ve yatırımcının Çin'de devie-
tin ekonomiye müdahale tarzını olumlu
bulmaya, hatta ekonomik yavaşlama sü-
recinin düzenli bir biçimde gerçekleştiril-
mesi açısjndan gerekli görmeye, iç paza-
ra dayalı, kontrollü büyüme modellerine
ilgiyle yaklaşmakta olduklanna daha ön-
ce değinmiştim. Geçen perşembe, Ingil-
tere'de (şçi Partisi hükümeti, tren taşıma-
cılığının stratejik yönetimini özel bir şirket
olan Strategic Rail Autorithy'den alarak
bakanlık tarafından denetlenen Netvvork
Rail'e verdi. Hükümetin, özelleşmeyle
parçalara bölünerek satılan tren yollannın
yönetimini bakanlığının tasarrufu attına al-
ması, medyada "dolaylı kamulaştırma"
ve "merkezileştirme" olarak nitelendi.
ama ne Financial Times ne de The Eco-
nomist'ten güçlü bir itiraz geldi. İşçi Par-
tisi'nin bu adımı, 1980'lerdekı Thatcher
döneminin özelleştirmeci retoriğine tü-
müyle ters, ama Muhafazakâr Parti yöne-
timinin eleştirileri de oldukçazayıfbir ton-
da kaldı.
Sir Rothschild'in korkusu
Ekonomi yönetimi tartışmalarında ha-
vanın. hatta belki de paradigmanın değiş-
meye başladığını gösteren başka ilginç
gelişmeler de var. Hat/riarsınız, milyarder
spekülatörSoros, 1997'dekı Asya krizin-
Soros'tan Rothschild'e
den 6 ay önce TheAtiantic MonthJy'de-
ki "Kapitalist Tehlike" başl/kl/ deneme-
sinde, neo-liberalizmin demokrasiyi teh-
dit ettiğinı söyleyerek daha kurallı, düzen-
li, ahlaklı bir kapitalizm istediğinde, ser-
maye çevrelerinin The Economist gibı
yayınlannda, küreselleşmeye karşı mu-
halefetin tartışıldığı 2000 yılı Davos top-
lantısında alaya alınmrş, eksantrik, nahif
olmakla suçlanmıştı. Soros, ABD başkan-
lık seçimlerinde DemokratParti'yi, 15 mil-
yon dolara yakın bir kaynakla, açıkça des-
teklemeye başlayınca, çok daha şiddetli
saldırıların hedefi oldu. Muhafazakâr ke-
simlerin yayınları, örneğin Fox News,
VVashington Times, Soros için "korsan
kapitalist", "soykınmdan da kurtulmayı
nasılsa becermiş
bir Yahudi" ya da
ateist, göçmen
vb. ıfadeler kul-
lanmaktan çekin-
mediler. Eh. ne de
olsa Soros, "yeni
paraydı"(l) vehiç
utanmadan, ade-
ta yemek yed/ği
eli ısırmaya kaJkı-
yordu...
Peki, ya The
Guardian'da
"Kapitalizm, kendisiiçin tehlike oluşturv-
yor" (Capitalism is a danger to itself,
13/07) başlığıyla Soros'unkileri anımsatan
eleştiriler ileri süren Sir Evefyn Rothsc-
hild'e (1808'de Londra'da kurulan NM
Rothschild'in eski yönetim kurulu başka-
nı) ne demeli! Rothschild de mi "yenipa-
ra"\
Rothschild, "ABD veAvrvpa'dapatlak
veren şirketskandallan kapitalizmegûve-
nisarstı" diyor. Biraz karışık ve kapitaliz-
mi mali sisteme indirgeyen bu yazıdan
(belli ki yazmak, banka yönetmeye ben-
zemiyor) ilk elde şu anlamlar çıkanlabilir:
(1) Karşımızda, köklü aileşirketlerinin ge-
leneğinden yoksun, sistemi manipüle et-
meyi öğrenmiş yeni birahlaksız kapitalist
türü var. Bu yeni türün yarattığı skandal-
lar, kapitalizme güveni sarsıyor. Güven
sarsılırsa mali sistem de işlemez. İlginç bir
rastlantı olarak, emektar iktisatçı J. K.
Galbreight da perşembe günü aynı du-
rumdan yakınıyordu; "Eskiden" diyordu,
"Carneg/e, Rockefeller, Duke gibi ka-
pitalist aileler vardı, şimdi hem şirketle-
rin yönetimindehem dekamu maüyesin-
de, devlet yönetiminde, orduda etkin,
birbiri içine geçmiş, denetlenemeyen bır
bürokrasi var" (The Economics of Inno-
cent Fraud: Tnıth of our Time-Masum
Dolandıncılığın Ekonomisi: Zamanımızın
Gerçeği. Aktaran The Guardian 15/97).
(2) Skandallann gündeme getirdiği tehli-
kelerin yüzünden devletlerin, kurtarmak
ve engellemek bağlamında sürece müda-
hale egilimi giderek artıyor. (3) Kısa dö-
nemli kazanç ka-
dar, ahlaka da
önem vermek ge-
rekiyor. (4) Devlet-
lerin, iş çevrelen-
nin ve yorumcula-
nn (kapitalist sını-
fın organik aydın-
lannın-E. Y) lider-
liği olmadan bu
güven yeniden
kurulamaz. Kısa-
cası, aşırıya kaç-
madan düzenle-
me ve gözetim gerekli. Anımsarsanız da-
ha önce aktarmıştım, dünyanın en büyük
fon yönetimi şirketi Pimco'nun yatınm
şefi Bill Gross da kapitalizmin son 30 yı-
lın en istikrarsız döneminden geçtiğini
vurguladıktan sonra, heç edilmiş fonlann
denetlenmesi gerektiğini savunuyordu
(Financial Times, 16/06). The Econo-
mist'in aktardığına göre ABD Securities
and Exhange Commision da (borsalan
denetleyen kuaıluş) bu fonları daha yakın-
dan izleme ve denetleme yönünde adım-
laratıyor (15/07).
Devleti gerl getlrlnl
Fukuyama, 1990'lann başında, piya-
sanın devlet/eri ele geçirmeye başlama-
sıyla -neo-libera/izm, küreselleşme- tari-
hinin sonuna ulaştığımızı savunuyordu.
Şimdi, bir süredir başka bir hava çalıyor.
Aslında, Fukuyama'nın, Thatcher'ın eski
danışmanlarından, Prof John Gray'in
(London School of Economics) deyimiy-
le "tüm iddialannın yanlış olduğu ortaya
çıkmış birpeygamber" (The Nevvstates-
man, 01/07) olduğu için hiçbir anlamı kaJ-
madığı söylenebilir. Ancak Fukuyama.
ABD sağının, neo-liberalizmin önde gelen
düşünürlerinden biri; bu yüzden savun-
dukları, gelişmeye başlayan yeni "para-
digmanın" belirtileri, hatta kendini meş-
rulaştırma sürecin/n parçası olarak da de-
ğerlendirilebilir. Fukuyama'ya göre son
dönemlerde yaşanan, Enron, VVorldCom
gibi şirket skandallarının. Ingiltere'de
tren yollannın. Kaliforniya'da elektrik işlet-
melerinin özelleştirilmesinin yarattığı
krizlerin nedenı, yeterli devlet denetiminin
yokluğu. The Observer'daki yazısında
Fukuyama, Milton Friedman'ın, Doğu
Bloku ekonomilerıne verdiği "Ne varsa
özelleştirin" tavsiyesiyle ilgili olarak şim-
di, "Amaozamanyanılmışım. Hukukdü-
zeni, özelleştirmeden çok daha temel-
miş meğerse" dediğini de aktanyor.
"VVashington Consensus" (özelleştir-
me, tıcaretin serbestleştirilmesi ve dere-
gü/asyon-diğer bir deyişle "devietin ser-
vetyaratanlannyolundan çekilmesi") po-
litikalannın devletlerin gücünü, en temel
hükümet işlerınin bile yapı/masını aksata-
cak kadar zayıflattığını vurgulayan Fuku-
yama, bu politikalann tahribatının yarat-
tığı boşluğu ulus-devletlerin, ellerindeki
şiddet kullanma tekeline dayanarak yeni-
den doldurmaları gerektiğini savunuyor
(04/07). Fukuyama'nın, birdenbire toplu-
mun piyasadaıî önce ge/cfiğini anımsa-
maya başlaması düşündürücü. Sakın geç
de olsa bu uyanman/n arkasında, top-
lumsal dokuyu kanser gibi yemeye
başlamış olan piyasa mekanizması-
nın, tekrar denetim attına alınmadığı
takdirde nasıl ekonomik, siyasi ve hatta
ekolojık felaketfere yol açabileceğinin,
geçmişte de açmış olduğunun bilgisiyle
gelişmeye başfeyan bir korku olmasın.
Sanınm, düne iadar ma/ derdinde olan
"kasaplar", (Sjroş, Rbthsch/ld, Gross,
Friedman, Fuloıyama vb...), şimdi can
derdine düşmeye başladılar.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Yasa Yapmak
Yasalar, kurailar topluluğu olarak toplumsal do-
kunun ortak bağlantı noktalarıdır. O nedenle bir ya-
sa canlılığ/nı toplumsal yapıyı yansıttığı oranda ko-
rur. Bu nedenle yasa yapma süreci, hukukun çok
önemli alt dallanndan biridir.
Ülke yönetimlerinin demokrasiye yakınlığının de-
recesi esas olarak yasama, yürütme ve yargı erkle-
rinin, uyumlu ancak birbirinden ne ölçüde bağım-
sız çalışabildiğine bağlıdır. Yine de demokrasinin
ışleriiğiaçısından bu üçlünün bağımsızlığı gereklidir;
bu bir önkoşulsa da hiçbir biçimde yeterli degildir.
önemli olan üç erkin her birinin kendi iç devingen-
likleri ve evrimleriyle, toplumun gereksinmelerini kar-
şılamasıdır. Genel seçim/erden sonra ikinci yasama
yılının tamamlandığı bugünlerde bu genel doğrula-
nn, yasama gücü bağlamında ele alınması gerekı-
yor.
• • •
Meclis, esas olarak hükümetin önerdiği tasarılan
yasalaştınyor. Mi/letvekillerinin yasa tekliflerı kural
olarak gündeme giremıyor. Bu olgu Meclis'in çalış-
malannı artan oranda hükümetin istek ve öncelikle-
rine bağlı duruma getiriyor. Asl/nda Meclis'in ne
zaman tatile gireceğinin hafta başında Bakanlar
Kurulu toplantısından sonra açıklanması ve bu du-
rumun genel kamuoyunda hiç yadırganmayıp do-
ğal karşılanması bu durumun ayn bir acı kanıtıdır.
Hükümetin sunduğu yasa tasanlannın çoğu kez
yazı dili daha doğrusu hukuk dili hiç de olması ge-
reken nitelik ve düzeyde degildir. Ancak biçim açı-
sından Türkiye yasaJan bir başka çok büyük sakın-
cayı içeriyor. Hükümetin gönderdiği tasanlar çoğu
kez "bazı kanunlarda" ya da "çeşitlikanunlarda" de-
ğişiklik yapılmasına dairtasan olarak getıriliyor. Bu-
rada "bazı" ve "çeşitli" nitelemeleri. tasannın ıçin-
de "hükümetin istediği herşey vardır" anlamına ge-
liyor. Böyle olunca da yasama sürecınde gerçek bir
kargaşa yaşanıyor.
Yasa yapımında özensizlik 1980'lerde başladı
ve giderek ağırlık kazandı. Örneği çok. Meclis
yaz tatiline girmeden son gün yasalaşan "Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Karamamelerde De-
ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun" bu yasa çıkarma
kargaşasının en somut örneklerinden biridir. Yasa ile
Devlet Memuhan Kanunu; Yükseköğretim Kanunu;
T.C. Emekli Sandığı Kanunu; Taşıt Kanunu; Vergi
Usul Kanunu; Harçlar Kanunu; Amme Alacaklan-
nın Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Veraset ve Inti-
kal Vergisi Kanunu; Devlet Ihale Kanunu; ve sıkı du-
run, bunlara ek olarak 19 önemli yasanın hükümle-
ri de değiştirilmiştir.
Kargaşa çok sayıda degişik yasanın tek bir ya-
sa çatısı altında toplanmasıyla sınırlı kalmıyor.
Tasanların ilgili komisyonlarda görüşülmesi sı-
rasında çok sayıda önerge verilerek tasan, ilk bi-
çimine göre neredeyse tanmamaz duruma ge-
liyor. Ancak örneğimizde olduğu ve hemen tüm
diğer tasanlaria ilgili olarak yapıldığı gibi Genel
Kurul görüşmeleri sırasında da pek çok madde,
orada, ayaküstü denilebilecek bir biçimde ha-
zırianan önergelerle değiştiriliyor; tasanlar, bas-
kı gruplan ya da hükümetten gelen değişiklik
önergeleriyfe uygun deyimıyle yeniden yazılıyor.
önergeler o kadar ayaküstü hazırianıyor ki Meclis'i
yöneten başkanvekili, önerge fotokopilerinin kendi-
sine ulaştınlmadığından şikâyet ediyor; kimi kez de
oturuma "beş dakika ara" vermek zorunda kalryor.
Milletvekilleri, bu noktada, tam anlamıyla ya-
sama sürecinin dışında kalıyor; tasan ile ilgili gö-
rüş gelıştiremiyor; katkı yapamıyor. özellikle de, ge-
ce yanlannı geçen sabah saatlerine uzanan oturum-
larda, sağlıklı ve etkili görev yapma olanağı iyice yok
oluyor.
• • *
Bu arada belirtilmelidirki yasama görevi, yalnız ya-
sa çıkanlmasını değil hükümetin ve onun siyasal so-
rumluluğu aracılığıyla kamuyönetiminin denetimi-
ni de içerir. Denetim görevi, yazılı ve sözlü soru;
araştırma; genel görüşme; gensoru ve Meclis soruş-
turması önergeleriyle yapılır. Iki yasama yılı boyun-
ca verilen çok sayıda sözlü soru önergesiyle, Mec-
lis araştırması ve genel görüşme önergeleri, yanrt-
lanmadan ya da görüşülmeden bekletilmektedir. ör-
neğin, son iki yılda, 3 bin 130 yazılı, 1205 sözlü so-
ru önergesi verilmiş, bunlardan birincisinin yüzde
77.5'i, ikincisinin yüzde 30'u yanıtlanmıştır. Araştır-
ma ve genel görüşme önergelerinde ise ele alınma
oranı çok daha düşüktür.
Meclis'in yasal görevleri arasında Sayıştay üyele-
rinin seçımi de var. Bu yıl ocak ayında bu konudaki
ön hazırlıklar yapıldı. Ancak Meclis, Sayıştay seçim-
lerini sonuçlandıramadı. Bu durum biryönüyle Mec-
lis çalışmalanna hükümetin etkis/nin varfığını göste-
riyon Sayıştay seçimlerini hükümetin engellediği ka-
nısı yerleşiyor. Diğer yönüyle de Meclis'in bu göre-
vini zamanında yapmaması, bütçe denetiminden
sorumlu olan Sayıştay'ın çalışmalarının aksaması-
na yol açıyor.
Kısaca, başta yasama olmak üzere TBMM'nin ça-
lışmalannın çok daha etkın olması gerekir. Tasanla-
nn, teknik yönden iyi hazırlanması ve Meclis'te çok
daha uzun sürelerde tartışjlması bir zorunluluk sa-
yılmalıdır.
yakup@metu.edu.tr
2 yeni mağaza acılması gündemde
Benetton Türkiye'
Filistin'den ilgi büyük
Ekonomi Servisi - Be-
netton Türkiye, ürün sağ-
ladığı Israü ve Filistin'i
Benetton çizgisinde bu-
luşturdu. Benetton'un bir
ay önce Fılistin'ın Ra-
mallah kentinde açtığı
mağazada tüketiciler
"Made In Turkej Benet-
ton* markalı ürünlere bü-
yük ilgi gösterdi. Firma,
satışlannın çok iyi oldu-
ğu Filistin ve Israil'de ye-
ni mağazalar açacak. Be-
netton Türkiye Genel
Müdürii Zeynep Selgur,
2003 yılından beri Israil
mağazasının, bir aydır da
Filistin'in Ramallah ken-
ündeki mağazanın tüm
mal tedarikini Türki-
ye'den karşıladığını söy-
ledi. Israil pazannda Be-
netton'un hızla büyüdü-
ğünü, Filistin'de sahşla-
rın çok I>T olduğunu be-
lirten Selgur, şunlan söy-
ledi: "îsraiTe 6 a\tk do-
nemde 25 bin adeilik mal
verdik. Filistin'e bir ayda
12 bin adedik mal verdik.
ama sürekli mal isfiyor-
lar. Mağazaya hücum oi-
nıuş,çok hıdı saoşperfor-
mansı var. Filistinçok ba-
kir pa/ar ve gidecek çok
yol var. Bu >il sonuna ka-
dar oradaki bayimiz 2
mağaza daha arahîKr"