25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMMUZ 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ICa çak Kuran kursunda şeriat eğitimi verilen 32 kız çocuğu ailelerine teslim edildi BaşkentteirticabaskınıAM£ARA (Cumhumet Bü- ros«ı) - .Ankara Pursaklar'da Sü- leymamcı cemaaâne measup la- şilerce Jcaçakve yetkisiz olarak çaliştmJLan Kurankursunajandar- ma baskın yaptı. Baskın sonucu yaşJan 7-17 arasında 32 kız ço- cugru aiIeJerüıe teslim edilirkea yetkisiz ve belgesiz eğitim ver- mekten 2 kişi hakhnda dava açıl- dı. pursakiar, cemaatlerin yofun olarak örgütlendiği yer olarak dikkat çekıyor. Yaz aylaruun gelmesi ve okuJ- lann tatiJe girmesinin ardından • Ankara'nın tarikat merkezi olarak tanınan Pursaklar'daki bir evin mescit olarak düzenlenen bodrum katmda yaşlan 7 ile 17 arasında değişen kız çocuklarına dini eğitim verildiği ortaya çıktı. Yetkisiz eğitim veren emekli imam ve ev sahibi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. tarikat ve cemaatler. izinsiz ve yet- kisiz Kuran kursu açarak özellik- le yaşlan küçük olan kız çocuk- lanna eğitim vermeyi sürdürüyor- lar. Jandarma. kendi bölgesinde bu türyasadışı faaliyetlere yöne- lik operasyonJannı yoğunlaştır- dı. Operasyonlar sonucu, .Anka- ra'nın tarikat ve cemaatlerin yo- ğun olarak örgütlendiği Pursak- lar beldesinde kaçak Kuran kur- su ortaya çıkanldı. Jandarmanın çalışmalan so- nucu Münarsinan Mahallesi 'nde bir apartmanın giriş katında Sü- leymancılar cemaatinin izinsiz ve yetkisiz dini eğitim verdiği- nin belirlenmesinin ardından anı- lan adrese operasyon gerçekleş- tirildi. Operasyonun, yetkili ma- kamlann izni ve koordinesiyle ya- pıldığı bildirildi. Yapılan baskın sonucu dini eğitimin. evin mes- cit olarak düzenlenen bodrum katında verildiği, karşıiıgında bir ücret alınmadığı tespit edildi. Eğitime katılan ve yaşlan 7 ile 17 arasında değişen 32 kız çocu- ğu ailelerine teslim edildi. izinsiz eğitimin 7 Temmuz'da PursaklarUaki izinsiz Kuran kursunun yaz boyunca devam etmesinin planlandığı vefinansmanınınev sahibi tarafindan karşılandığı beiirlendi. başladığı, yaz boyunca devam etmesinin planlandığı ve fînans- manının ev sahibi tarafindan kar- şılandığı belirlendi. Yetkisiz eği- tim veren emekli imam ve ev sa- hibi, haklarında yasal işlem ya- pılarak yargıya sevkedildi. Hâ- kim önüne çıkanlan iki kişi, tu- tuksuz yargılanmak üzere ser- best bırakıldı. Ankara 'da Esenboğa Havaala- nı yolu üzerinde bulunan Pur- saklar beldesine cemaat ve tari- katlar özellikle 1990"lı yıllarda yerleşmeye başladı. Bu güzer- gâhtaki Akyurt'a ilk önce Nak- şibendi Menzi] cemaati lideri Ab- dulreşit Erol bir külliye yaptırdı. Menzil cemaati daha sonra baş- kentteki yapılanmasını südürur- ken Pursaklar'da da örgütlendi. Pursaklar'ın belediye olmasının ardından toplu konut bölgesi ha- hne gelmesi ve Ankara'nın dışın- da kaJması nedenıyle bütün ce- maatler bölgeye aİon etti. Bel- dede artık irili ufaklı çok sayıda tarikat ve cemaatin örgütlendigi biluııyor. Belde, AKP'lı bazı mıllerv ekıl- lerinin burada bulunan şeyhın verdiği iftar yemeğıne ve der- gâhtaki sohbet toplannsına katıl- malanyla da gündeme gelmişti. Kuruluşundan bu yana Milli Gö- rüş çıkışlı partileri destekleyen Menzil şeyhinin AKP'ye yakın- lığı gazetelere de yansımıştı. AKP'li milletvekilierinin şeyhin sohbet toplantısına ilişkin fotoğ- raflan gazetelerde yer almıştı. Atatürk'ün TBMM'deki asker ünıformalı fotoğrafindan ve Mec- lis Muhafız Taburu'ndan rahat- sız olduğunu söyleyen AKP'li Hüsrev Kudu da bu toplantılara katılmıştı. Kızılay yönetimine müdahalenin 'dernek kurma özgürlüğü'ne müdahale olduğu vurgulandı Yargıdaıı AKP 'ye hukuk dersiA>JKARA(CumhurryetBü- rosu) - Anayasa Mahkeme- si'nin. Kızılay'ın eski yöneti- cilerinın görevden alınmalan- na da\anak teşkil eden Der- nekler Yasası'nın ilgili hük- münü ıptalüıe ilişkin karannın gerekçesi Resmi Gazete'de ya- yımlandı. Gerekçede, AKP'nın, Türkıye Kızılay Der- neği 'ıuı yönetim organlartnın görevlerine son venlmesı ve bunJarn yerine geçici kurullar oluşturulmasının anayasanın güvence altına aldığı "dernek kurnMÖzgürfüğune" müdaha- le nitelıği taşıdığı belirtildi. Yük>ek mahkeme, Dernek- )er Yasjsı 'nda yapılan değişik- • Yüksek mahkeme, Bakanlar Kurulu tarafindan Kızılay yönetiminin görevine son verilmesinin 'dernek kurma özgürlüğü'ne müdahale niteliği taşıdığını kaydetti. likle, Bakanlar Kurulu'na Tür- kiye Kızılay Derneği ve Türk Hava Kurumu'nun, "denetle- meye yetkili bulunan mercile- rin raporlan üzerine, organla- nnın görevierine son vermeye ve bunlann görevlerini yerine getirmek üzere geçici kurullar oluşturma" yetkısi verilmesı- ni, anayasanın temel hak ve hürriyetlere ilişkin 13 ve der- nek kurma özgürlüğüne iliş- kin 33 'üncü maddelenne aykı- n buldu. Mahkeme. gerekçeli kararında şunları kaydetti: Türkiye Kıalay Derneği'nin yetkili organlannın iradeleri dışında bu organlann görevle- rine son vmneye vebunlann gö- revlerini yerine getirmek üze- re geçici kurullar oluşturmaya yüriitmenin yetkili kılmması, anayasanın 33'üncü maddesi- nin güvence altınaaldığı dernek kurma özgürlüğü alaıuna ya- pdmış açık bir müdahale nite- Kgindedir. Böyle bir müdaha- lenin her şeyden önce anavasa- nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlerden birineda\andınl- mış olnıası gerekir. Oysa itiraz konusu kural, anayasanın 33'üncü maddesinde belirtilen sınıriama nedenlerinden her- hangi birine davanmanıakta- dır." Eski yöneticiler dava açmıştı Kızılay'ın eski yöneticileri, Bakanlar Kurulu'nun 9 Ocak 2004 tarihlı Resmi Gazete'de yayımlanan ve Türkiye Kızılay Derneği yönetiminin görev- den alınarak geçici kurullar oluşturulmasına ilişkin kara- nnın ıptalı ve yürütmenin dur- durulması istemiyle Danış- tay'da dava açmışlardı. Danıştay 10. Dairesı, Bakan- lar Kurulu karanna dayanak teşkil eden 4552 sayılı Der- nekler Kanunu 'nun 1. madde- sinin anayasaya aykınlık iddi- asını "ciddi" bularak söz ko- nusu hükümleri. iptal istemiy- le Anayasa Mahkemesf ne gö- türmüştü. Anayasa Mahkemesi de Der- nekler Kanunu'nun 71. mad- desinin 4552 sayılı yasa ile de- giştirilen ikinci nkrasının 2 nu- maralı bendınin (a) alt bendi- nin anayasaya aykın olduğuna ve iptalıne, yürürlüğünün dur- durulması isteminin reddine oybirliğiyle karar vermişti. PROF. HlLMlOĞLU'NDAN BAKAN ÇELİK'E 'Hem engelliyor hem eleştiriyor' >IAIATYA (Cumhuri- jet) - Irönü Üniversitesı (Ü)Re.törüProf.Dr. Fa- thrtiln»ğla Milli Eğitim EakanıHüseyin Çelikin "Son yıhrda yükseköğre- tnı alamda ideoJojiyi öne fkarar^azj yöneticilerin staıesrıe Malatv'a, eğitim rıerkez)lma trendini ya- [ala>aıudı" sözlerine ya- ıt verd Son 4 yıldır üni- .ersitern çağdaş seviye- Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu tÜRektöriiProf.Dr.Fa- tih Hilmioğlu Bakan Çe- lik'ın ıddialanna yanıt ver- di. Cnıversitede çağdışı ideolojılerin yapılanma- sına neden olan rektörle- rin. yöneticilerin 1992- 1996 yıllan arasında gö- rev yaptığını belirten Hil- mioğlu, "Bu dönemlerde İnönü Ünhersitesi irticai üniversite sıralamasında devletin televizv onlannda ,ı yaka>dığına dikkat çeken Hilmioğ- ı. "Sapn bakan ve onun mensubu ol- uğu srısal iktidar înonü Üniversite- ı için a^pnuşür ki ne bekhvor. Hiç- ırşe> )ipmamalanna ve her türlü en- ^lemetrine rağmen İnönü Ünrversi- -si 30 viık tarihinin en parlak çıkışı- ı son 4 dda vapnuşür" dedi. Baka:Çelik, önceki gün Malatya alıliği ı ziyaretinde. "Merhum Tur- ı\ ÖzaVlalafya'yı bir eğitim ve sag- i.mer\ olarakdüşünüyordu ve ona >re plaıanuşü. Ama sonraki yülarda füiklfğitim alanda ideolojhi öneçı- ıran bfl yöneticilerin Malatya'ya gel- esKie teüıkle vüksekögretimde Ma- t\a butndiyakalavamadı. Malat\a liadojü'nun sağhk merkezi olabilir- Anıa mitedrvonım ki bundan son- bıınlaolur" dıye konuştu. üçüncühdördüncü sırada gösterilmek- teydi Cniversitemizde sık sık öğrenci olayian yaşanırdı. Hatta 2000 yıündan önceki 10 yû içerisinde 2 öğrenci öldü- rüldü" dedi 2000 yılından ıtibaren üniversitede hu- zurun sağlandığını ve hiçbir öğrenci olayının yaşanmadığını ıfade eden Hil- mioğlu şunlan söyledj: "Üniversiteninin bırakuuz gelişme- sinu gelişmemesi için mali ve personel açısından her türlü engellemeyi vapan sivasilerin bir kunımu eleştirme hakkı oiamaz. Sayın bakan veonun mensubu olduğu siyasal iktidar, İnönü Ünjversi- tesi için ne yapmıştır ki ne bekliyor? Hiçbir şey yapmamalanna ve her tür- lü engeüemelerine rağmen înönü Üni- versitesi 30 yıllık tarihinin en parlak ÇH kışını son 4 vılda yapmıştır.n 'Huzuru bozma' mitingi Sürt'teterörörgütünü protesto mitingi yapıldL Çeşitii srvil toplum örgütlerince dü- zenlenen miting için Kıztar Tepesi DinJenme Parkı'nda toplanan binlerce kişi, "Bizler Türkiye Sevdalısryız", "Huzuru Bozma, Ekmeğimizle Oynama", "Türk- Kürt- Arap kardeştir" ve "Vatan Sana Canım Feda" yazıh döviz ve pankartlarla Cumhuriyet Meydanı'na doğnı vürüdü. Eruh Terör Mağdurlan Derneği Başka- nı Mehmet Can Ozer, Cumhuriyet \leydam'nda düzenlenen mitingde, hiç kunse- nin sağlanan huzurortamını bozmasuıa izin vermeyeceklerini söyledi. Terörün ko- lunu, sevginin kıracağını. 1998 yılından bu yana boşalan köylere yeniden döndük- lerini ifade eden Özer, "Bizler çocuklarunıza güvenli ve huzurlu yaıınlar bırak- makistiyoruz" dedi. Topluluk, daha sonra sessiz bir sekilde dağıldı. (Fotoğraf: AA) Bir anımsatma: Bayram'ı TBMM'ye kimler taşıdı? Kamuoyu geçen hafta Mustafa Bayram adını bir kez daha anımsadı. Hani; adı uyuşturucu, tarihı eser kaçakçılığı, Picasso operasyonu, adam öldürme, polis tokatlama, dava dosyalarının bırden ortadan kayboluvermesi (!), karakol basma olaylanna karışan "eski milletvekili". Mustafa Bayram'a bir zamanlar "dokunulmazlık" zırhını kimlerin armağan ettiğini bir kez daha anımsatalım dedik. Bayram, 1995 seçimlerinde Van'dan ANAP'ın 1. sıra adayı olarak milletvekili seçildi. Herhalde, ANAP lideri Mesut Yılmaz, adının hangi olaylara karıştığından haberdar değildi! Bayram, ANAYOL çökünce bu kez Refah Partisi'ne geçti. Sonraki seçimde FP'den milletvekili seçildi ve daha sonra istifa ederek bağımsız oldu. Oğlu Hecer Bayram da, AKP'nin Edremit belediye başkanı. ANAP-RP-FP- AKP Bayram ve aılesıne sahip çıkarken herhalde ailenin bağlantılarından haberlerı yoktu.' AKP'de ayakta bile yer yokmuş!... AKP'nin CHP'den yaptığı trans- ferler, geçen hafta TBMM kulis- lerinin en önemli espri konuların- dan biri oldu. TBMM Başkanı Bülent Annç'ın Meclis'in tatile girmesi nedeniyle verdiği resep- siyonda da milletvekilleri birbir- lerine takıldı. AKP'li Hüsrev Kutlu, gazetecilerle sohbet ederken CHP'lileri uyardığını söyledi: "Ben CHP'li arkadaşla- rıma 'Lütfen arkadaşlarınıza sa- hip çıkın, bize gelip durmasınlar. Bizde ayakta bile yer yok' diyo- nım." Sohbete CHP Anta/ya Milletvekili Feridun Baloğlu ile AKP'li Hasan Kaya da katıldı. Kaya, Baloğlu'na takıldı: "Bak Feridun, Ekim'de CHP'den 20 milletvekili AKP'ye katılacakmış. Bak şimdi geldi- niz, geldiniz.. 1-2 kişiyi sıkıştıra- biliriz. Ama sonra yer kalmaya- cak ona göre." Baloğlu, altta kalmadı ve AKP'li- lere "Siz Atifla Başoğfu'nı/n bu- gün ne yaptığını biliyor musu- nuz?" diye sordu. "Hayır" yanıtı gelince, gülerek devam etti: "Atilla Başoğlu, bugün 20 AKP'li milletvekiliyle toplantı yapmış. 'Neden ben MKYK'de yokum' deyip olağanüstü kong- re için hareket başlatmış. Hare- ketin adı da 'Muhalefete yürü- yüş hareketi'." Vekiller 'halkla komşu olmak' istemiyor... AKP hükümeti, 3 Kasım seçimlerinin hemen ardından TBMM lojmanlarının satışıyla işe başladı. Ancak, geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanlığı'nın TOKl'den milletvekilleri için toplu konut yapmasını istemesi şaşkınlık yarattı. TBMM Başkanı Bülent Annç, gerekçelerini şöyle açıkladı: "Benim oturduğum apartmanda 18 milletvekili oturuyor. Milletvekilleri yoğun çalışma içindeler. Bakın bu gece buradalar, eşleri ve çocuklan evde yalnız. Bunlar birbiheriyle komşuluk yapmak istiyorlar. O yüzden birbiheriyle aynı apartmanda kalmayı arzu ediyoriar. Bu birlojman değil, insan tabiatının bir icabı. Milletvekillerinin birisi Çukurambar'da, birisi llker'de, birisi Abidinpaşa'da oturacak değil." Annç'ın sözleri, Erdoğan ın. seçimin hemen ardından 10 Kasım 2002'de partisinin milletvekilleriyle yaptığı ılk toplantıdaki açıklamalannı akla getirdi. Erdoğan, vekillerden Meclis lojmanlannda oturmamalarını isteyince, ayakta alkışlanmıştı. Erdoğan, milletvekillerine şöyle seslenmişti: "Millet sizlerle komşu olmak istiyor. Bunun için bütün arkadaşlarım halkımızın arasına tekrar kanşsın." Anlaşılan milletvekillerine 2 yıl halkla komşu olmak yetmiş, artık birbirleriyle komşu olmak istiyorlar... Sözleşme tarîhi... TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger, Meclis'in 2. yasama yılının sona ermesi nedeniyle düzenlediği basın toplantısında komisyonun 1 yıllık performansını anlattı. Düiger, komisyonun çok önemli uluslararası sözleşmeleri görüşerek yasalaşmasını sağladığını aktardı. "Bunlann arasında çok eski tarihlı olanlar var" diyen Dülger, bunun kendisi için ne kadar önemli olduğunu ilgınç bir ömekle aktardı: "Hatta, bunlann arasında 1936 yılından kalan bir İIO sözleşmesi bile var. Yıllardır görüşütememiş. Dûşünün ki 1936'da benim babam bile henüz annemle tanışmamıştı..." Meraklısına not: Mehmet Dülger 1940 doğumlu... THY'den müthiş buluş(î). Kimi "b/ç/an"sürücülerin, arabalannın arkasına "tekrakibim" diye adını kazıdığı Türk Hava Yollan'nın (THY) son dönemde "rakipsiz" olduğu alanlar farklılaştı. Bir "rakipsiz" olduğu alan var ki, yolcuları canından bezdirmiş durumda: Rötarlı seferler. Ancak, THY öyle b/r "cinlik" yapmış ki, neredeyse yaratıcılıkta da "rakip tanımadığını" ortaya koymuş. Ama bu "cinlik" CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu nun gözünden kaçmamış. Konuyu bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıyan Aslanoğlu, önergesine tam da "habercilerin" ilgisini çekecek bir başlık atmış: "THY'den yeni bir müthiş buluş... Tarifeli uçakları tarifesizyap ve hiç rötann olmasın..." Aslanoğlu, bu müthiş (!) buluşu şöyle açıklıyor: "Malatya-Ankara arasında haftanın 1-3-4-5. günlerinde saat 16.30'da tarifeli uçak seferleri vardır. Ancak son günlerde uçuştan 1 gün önce, pazartesi ve cuma uçuşlannın saat 16.30 yerine, saat 21.00'e alındığı ilan ediliyor. Ancak biletlerini 2 gün önce alan yolcular 16.30'da uçmak için havaalanına gittiklerinde tarifeli uçuşun saat 21.00'e alındığı bildiriliyor. Özellikle yurtdışı uçakları için bilet alan bağlantılı yolcular havaalanlarında 24 saat perişan olmaktadır." Aslanoğlu, THY yetkililerine soruyor: "Bunun adı havayolu işletmeciliği değil, tarife tanımaz havayolu değil midir?" TBMM ile birlikte köşemiz de tatile giriyor. Sonbaharda yeniden görüşmek üzere... Ayşe Sayın, Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sarıoğlu tbmmcuınıattnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle