19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SS-AYFA CUMHURİYET 8HAZİRAN2004SALJ 10 DIŞ HABERLER dishab(g cumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR On Binlence Canı Yakan Yalancı Mum Hani sirkl-erde "junklör" denilen bazı cambazlar vardır! Aynı anda beş-on topu, sırayla havaya atıp dü- şünmeden tutariar, ara vermeksizin topJara havada yer değiştirirter. Ya da bazı palyaçolar vardır! Onlar da tek başlanna a/nı anda üç- beş müzik aracını biriikte çalartar. Bu ustalann yaptıklarına "tek adam gösterisi" denilir. Ahrrtet Çelebi de bu türde, üstelik uluslararası alanda tek başı- na gösteri yapan bir Iraklı. Şiı kökenli, Saddam Hüseyin düş- manı, zengin bir aileden geliyor. 1958'de Irak'ta kraliyet devrilip Baasçılar ikti- daragelince, ailecek ülkeden kaçmış- lardı. Universrteyi ABD'detamamlamış, üstün zekâsı ile matematik doktorası da yapmıştı. Bu matematik yeteneği, siyasal arenada siyasal güçler arasın- da çeşitli denklem cambazlıklan yap- masına olanak sağlıyordu. "Saddam'ın en önemli muhalifı" olarak tanınması sonucu Washington- Londra işbirliği ile Irak'ı işgal ettirebi- lecek bir güce sahip olmuştu. Daha sonra George W. Bush'un Penta- gon'a yönetici olarak getireceği, ara- larında Cumhuriyetçi şahinler Donald Rumsfeld ve Paul Wotfowitz'in de bu- lunduğu bazı kişıler gönderdikleri bir mektupla Bill Clinton'u ikna ederekÇeleb»i'nin VVashington'da önlenemeyen yükselişine ortam hazırtamışlardı. Kurduğu "Irak UlusalKongresi", bir anlamda sür- gündeki Irak hü- kümeti rolünü oy- nuyordu. örgüt saglayacağı Irak istihbaratı karşılı- ğında Penta- gon'dan ayda 335 bin dolar gelir elde ediyordu. Gerçekten Çelebi çok önemli bilgi- lere ulaşabiliyordu. Ürdün'deki bires- ki ABD Büyükelçisi "Ahmet'e birşey sorsam yanıtını 10 dakika sonra alıyor- dum" diyor. 1995'te sürgünde düzen- lediği bir askeri darbe girişimini Sad- dam önlemişti. Bush'un Beyaz Sa- ray'a girmesiyle, Çelebi'nin yolu Was- hington'a daha çok sık düşer oldu. 1990'ların başında bir yandan CIA, öte yandan Saddam'a karşı Iranile iş- birliği yapmıştı. Ancak sonraki yıllar- da CIA kendisini dışlayacaktı. Öysa, Pentagon, Çelebi'yi Saddam'ı devi- recek tek adam gözü ile görüyordu. Çelebi, Pentagon'u Saddam'ın nük- leer, kimyasal, biyolojik silah yaptığı- na inandırdı. Pentagon'u ikna için Irak'tan kaçırttığı üç görevliyi Was- hington'un şahinlerine tanık olarak sundu. Bu arada Kuzey Irak'taki Kürt- leri Saddam'a karşı bir askeri darbe- ye yönlendirdi. Daha sonra Kürtlerin desteğini alabilmek için Türklerin Ku- zey Irak'a girmemesi, Kürtlere federal bir yapı sağlanması konusunda Pen- tagon üzerinde etkili oldu. Irak'ın işgal edilmesi durumunda Amerikalı askerterin çiçeklerle karşıla- nacağını yine tanıklar ile °neo- conser- Çelebi, Hatemi'yle de göriişmüştü. vative (yeni tutuculan)" ikna etti. Çe- lebi, Pentagon'u; Pentagon da Bush'u ikna edince ABD, Ingiltere, ispanya ile biriikte Irak'ı işgal etti. Çelebi, işgalin hemen ardından Nisan 2003'te ABD askerlerince Saddam'a karşı kurtan- cı havasında, omuzlar üzerinde Nasi- riya kentine getirildi. Iraklılar Çelebi'yi daima "ABD'nin kuklası" olarak gör- mekteydiler, Pentagon bu gerçeği bi- le göremiyordu. Birkaç gün içinde Sad- dam'ın heykellerinin devrilmesinden dolayı mutlu olan Bush, Çelebi'nin söylediği kitle imha silahlanndan hiç- birini Irak'ta bulamadı. Bush ve şahin- lerin itiban sarsıldı. Amerikan askerle- rinin çiçeklerle karşılanmalan yerine cenaze çelenkleri ile uğurlanmaları ABD kamuoyunda tepkilere yol açtı. Oysa Çelebi'nin kirli geçmişi bilini- yordu. Biz bile bu geçmişe bu köşe- de değinmiştik. Sürgün yaşadığı (jr- dün'de banka yönetirken yaptığı yol- suzluktan dolayı 22 yıl hapis cezası- namahkûm olunca, Amman'dan kaç- mıştı. Çelebi'nin tran- Irak, Iran-ABD, Irak-Kürt, Şii-Sünni, Kürt-Türkmen gi- bi çapraz ilişkilerini önce CIA fark et- miş, 90'lann başında "güveniliradam- lar" listesinden çıkarmış, Beysbolcu- lann "çapraz top" deyimini Çelebi'nin kod adı olarak kullanmaya baş- lamıştı. Pentagon'un denetimindeki Irak'ta CIA ajanla- n ile Irak polisi 20 Mayıs'ta Çele- bi'nin evini basa- rak didik didik edipbilgtsayarve- rilerine el koydu- lar. "Irak Geçici Yönetiminin" en önemli adamla- nndan biri olarak dünyaya tanıtılan Çelebi'nin evinin basılması herkesi şa- şırttı. ABD, bugüne değin 100 milyon dolar harcadığı Çelebi'yi birdenbire neden çöp sepetine atma gereğini duymuştu? Basına Çelebi'nin Iran'a ABD'nin haberleşmesine ilişkin gizli şifreteri ver- diği haberleri sızdırıldı. Kendisi birŞii olan Çelebi, yedi yıldır ilişkide oldu- ğu Şii ıran'a gizli şifreteri vermekte te- reddüt etmemişti. Olayı, CIA'nın kar- şı şifre çözme uzmanlan ortaya çı- karmışlardı. iran'ın gizli iletişiminde kullandıkları şifreyi çözen CIA uz- manlan, Çelebi'nin tahran ile şifre bağlantısını Iran kaynaklanndan sap- tamışlardı. Çetebi'nin, VVashington'da doğrudan Kongre'ye bilgi verme is- teği henüz yerine getirilmedi. Tabii bu arada yanıtsız kalan bazı sorular da vardı. Çelebi mademki sahtekâr ve casustu peki neden ABD'nin şifrele- ri onunla paylaşılmıştı? ABD yetkililerinin Çelebi'nin evin- de el koydukları belgeler arasında Ayetullah Humeyni'nin "Oğlum Ah- met'e" sözleriyle imzaladığı bir Ku- ranıkerim de vardı. "Yalancının mu- mu yatsıda" sönmüştü, amaon bin- den fazla masumun canını yaktıktan sonra! CIA başkanlığından günah keçiliğine George (Yeorgios) J. Tenet, New York'a göç etmiş bir Yunan ailesinin ço- cuğudur. Başkan Bill Clinton, Tenet'i CIA Müdüriük koltuğuna oturtmuştu. Şimdiye kadar bu koltukta en uzun oturan ikinci CIA Müdürüydü. ABD Dı- şişleri Bakanı Colin Povvell ile biriik- te Çelebi'yi sahtekâr olarak görenler- den biriydi. 20 Mayıs'ta Çelebi'nin Irak'ta evi basıldı. 3 Haziran'da ise Te- net istifasını Bush'a sunmak zorunda kaldı. iki olayın arasından iki hafta bi- le geçmemişti. istifanın zamanlaması şaşkınlık yarattı. Tenet'in ardından yar- dımcısı ve CIA'nın 31 yıllık casusu Ja- mes L Pavitt de emekliliğini istedi. Demokratlar11 Eylülterörolayından sonra Tenet'ten desteklerini çekmiş- lerdi. Bu olayı önceden öğrenemeyen Tenet suçlanmıştı. Aynca, o kadar pa- raya, o kadar teknolojik ve uydu des- teğine karşın Hindistan- Pakistan nük- leer silah denemelerini de önceden saptayamamıştı. Hele Irak içinden in- sanlardan birinci elden bilgi toplama- yı becerememiş, bu iş Çelebi'nin ta- şeronluğuna ihale edilmişti. Haber al- ma konusunda FBI ile daima itişmiş- ti. Bir kongre üyesi CIA tarihinde, Te- net'in dönemindeki kadar büyük ha- ta yapılmadığını öne sürdü. Tenet'in elbette başanlan da vardı. Afganistan'da Taliban yönetiminin so- na ermesini sağladığında alkışlanmış- tı. Nijer'in Irak'a uranyum sattığına iliş- kin sahte belgeye ilişkin sözlerini Bush'un konuşmasından çıkarttırarak ABD Başkanı'nın yeni bir yalan daha söylemesini önlemeye çalışmıştı. Bush, Avrupa gezisi ve NATO do- ruğundan önce Tenet'in "üzüntü ve- rici istifasını" 11 Temmuz'dan geçer- li olmak üzere açıkladı. CIA'nın eski başkanlarından Stansfield Turner "Tenet'e seçim öncesi günah keçisi rolü verildi" yorumu yaptı. önümüz- deki günlerde Kongre'nin istihbarat komisyonu, 11 Eylül olayı dahil bir di- zi suçlamalar içeren istihbarat raporu- nu açıklayacaktı. Böylece Tenet, tan- nlara kurban ediliyordu. Tenet istifasına gerekçe olarak "ai- le" nedenini gösterdikten sonra ekle- di: "Tek neden bu... Ne birfazla nede bireksik birgerekçe gösterebilirim..." Böylece ABD'de yalnızca atlan de- ğil "topal ördek" gördükleri CIA baş- kanlarını da vuruyorlardı. Eski Ge- nelkurmay Başkanı olmasına karşın güvercinlerin başı olarak Irak işgaline karşı çıkan Dışişleri Bakanı Colin Po- vvell da Bush'un yeniden seçimi kazan- ması durumunda görevini sürdürme- yeceği haberini basına uçuruyordu. Bir Clinton'a bir de Bush'a bak! 28-29 Haziran'da Istan- bul'da yeni üyelerin de katı- lımıyla NATO doruğu topla- nacak. Anımsanacağı üzere 1999 Ekim'inde benzeri bir doruk için Türkiye'ye gelen Clinton Ankara'yı ziyaret ederken; eşi HillaryAspen- dos'u, daha sonra ise ailecek Efes'i gezmişlerdi. Kucağına aldığı küçük bir deprem- zede çocuğun Clinton'un bumunu sık- ması dünya basınında baş köşeye ta- şınmıştı. Aradan yaklaşık 4.5 yıl geç- ti. Şimdi yine bir doruk için Bush ge- leceği Türkiye'de olağanüstü güven- BiU Clinton lik önlemleri altında Ankara'ya da uğrayacak, Türkiye'yi gezeme- den aynlacak. Türkiye'nin herye- rinde "Bush Gelme" gösterileri- nin düzenleneceği açıklanıyor. 4.5 yıl içinde ne oldu da Türkiye'de Amerika'ya karşı değil ama baş- kanına karşı bu kadar olağanüs- tü tepki doğdu? Clinton'un ziya- retini düzenleyen eski büyükelçi Mark Parris'in öğrencisi olan, Bush'un bu gezisinde aynı sorumluluğu yükle- nen, Beyaz Saray'la direkttelefon bağ- lantısı bulunan bugünkü Büyükelçi Eric Edelman'ın sorunu iyice irdele- mesini dileriz. G-8 Zirvesi, Türkiye ile îslam dünyası ülkeleri arasmda soğukluk yaratabilir Kuşkulu BOP yolcıüuğu Elmek: [email protected] Fax:0312.442 79 90 • Bush, BOP girişiminde Erdoğan'ı 'model ülkenin başbakanı' sıfatıyla fotoğrafkaresine alıyor. îslam dünyasının "laik devlet niteliği" nedeniyle hep şüpheyle bakîığı Türkiye'nin Başbakanı'nın vereceği mesajlar çok önemli. ANKARA(CumhuriyetBü- rosu) - Başbakan T^ip Erdo- ğan, îslam dünyasının büyük kuşku ve tepkiyle karşıladığı Büyük Ortadogu Projesi'nde (BOP) aktif rol üstlenmek amacıyla ABD'de yapılacak G-8 toplantısına gidiyor. ABD Başkanı George Bush'un Mı- sır ve Suudi Arabıstan gibi ül- kelenn reddetmesinden sonra zirveye davet ettiği Erdo- ğan'dan, BOP'a "güçlü siyasi destek" vermesini beklediği kaydediliyor. Laik Türkiye'yi "model iüke" olarak îslam ül- kelerinin önüne sunacak olan toplantının, Ankara'nın, baş- ta bölge ülkeleri olmak üzere Îslam dünyasıyla ilişkilerini olumsuz etkileyebileceği de- ğerlendiriliyor. Erdoğan'ın 5 günlük ABD zıyareti bugün başlayacak. Başbakan, ABD'nin Georgia eyaletindekı Sea Island'da ger- çekleştirilecek G-8 Zirvesi kapsamında 9 Haziran'daki öğle yemeğine katılacak ve BOP'la ilgili bir konuşma ya- pacak. Erdoğan'ın ikili temas- lan arasında Bush'la görüş- ^çerçevesi çîzilecek Georgia eyaleündeki zirve için ahnan gii\enlik önlemleri çerçevesinde sokaklar trafiğe kapatıldı. (AP) me bulunmuyor. Erdoğan, da- ha sonra Chicago'ya geçecek ve "AcademyOfAchievement'' tarafından düzenlenecek top- lantılara katılacak. ABD'nin Fas'tan Afganis- tan'a kadar uzanan ve Büyük Ortadogu olarak adlandınlan coğrafyada sosyal ve ekono- mik dönüşümü sağlayarak ra- dikal Islamdan kaynaklanan terorizmin kaynaklannı ku- rutmayı amaçlayan BOP gıri- şimi, en önemli gündem mad- desi. Toplantıya, "demokratik ortak" Türkiye dışında Afga- nistan, Irak. Ürdün, Cezayir, Bahreyn ve Yemen "bölgesel ortak" sıfatıyla katılacak. Mı- sır, Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas, Katar ABD'nin davetini reddetmişlerdi. Bush'un planında Türki- ye'ye de önemli görev düşü- yor. Türkiye'nin laik yapısıy- la bölge ülkeleri için "model ülke" olabileceğini düşünen Bush, Erdoğan'dan da bölge- nin dönüşümünde etkin işbir- liği desteği istiyor. Başbakan'ın da konuya sıcak baktığı, ko- nuşmasında bunun ipuçlannı vereceği belirtiliyor. Erdoğan, daha önce "örnek ülke" ol- manın Türkiye açısından ya- rarlı olacağını kaydetmişti. Genelkurmay ve Dışişleri Bakanlığı ise BOP'a temkin- lı yaklaşıyor. Dışişleri'nin ha- zırladığı "tutum belgesinde" model ülke olarak sunulmanın dış politika açısından zararlı olacağı belirtilmişti. Dışişle- ri, îslam ülkelerine dayatma yapmak yerine ıç dinamikle- rin gelişmesine destek \erilme- si gerektiğini düşünüyor. Erdoğan'a tepki Cumhuriyet Kadınlan Der- neği Genel Başkanı Şenal Sa- nhan dün yaptığı açıklama- da, Erdoğan'ın zirveye katıl- masının kaygı yarattığına işa- ret etti. •'Ibmlı İslam" politı- kasının laıkliğe dönük saldı- nlann önemli bir ayağını teş- kil ettiğinı belırten Sanhan, "G-8 Zinesi'ne pek çok Arap ülkesinin aksine Erdoğan'ın kaübyor olmast ülkemiz açı- sından kaygı verki bir tablo yaratmaktadır" dedı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ABD'nin, Ortadogu'yu "demokratikleştinne" iddiası taşıyan ve bugüne kadar teorik olarak tartışılan Büyük Ortadogu Projesı (BOP), G-8 Zirvesi'nde somut bir çerçeveye kavıışturulacak. Washington, bölge ve G-8 ülkeleri ile görüşmelen sonucunda BOP'a ilişkin yaklaşunında cıddi değişiklüdere gitti. Türkiye, ilk taslaklarda "hedef ülke" iken şimdi "demokratik ortak" oldu. Ele aluıacak son taslakta Büyük Ortadogu kavramı yerini, "Genişletibniş Ortadogu ve Kuzey .\frika" kavTamına bırakıyor. G-8 ülkelerinin liderleri, "bölgeniıı kendi talepleri dogrultusunda" demokratikleşmeyi, ekonomık ve sosyal reformlan destekleyeceklerini açıklıyorlar. Büyük Ortadogu için önerilen yeni yapı "Gelecek Forumu", G-8 ülkeleri ile bölge ülkeleri dışişleri bakanlanndan oluşacak. G-8 ülkelerinin "bö^e halklanmn belirle\ecekleri öncelikler çerçevesinde" reformlara yardımcı olacak, ancak farklı özellikler reformlara karşı bir "mazeret" olamayacak. Abdullah Gül, Mısır'daki görüşmelerde Türkiye'nin BOP'un bir parçası olmadığını söyledi: Maııı iMkeleiTiıiıı ale)lımeyse yer ahnayız Kahire'de Mısır Dışişleri Bakanı Ahntet Mahir'in yurtdışında olması nedeniyle yerine vekâlet eden dış ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Fe\-za Ebul Neca karşıladL (FotoğrafAA) Rumlarla 'ticari' ilişki hazırlığı AB Komisyonu, Türkiye'den Kıbns Rum Yönetimi'yle gümrük birliği ilişkisi kurmasını istedi. Hükümet gelecek haftalarda bu yönde adım atmayı tasarlıyor • Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin Kıbns Cumhuriyeti'ni tanımaması nedeniyle gümrük birliğinde yaşanan sorun için "Ticari ilişkilerin olması, tanınma anlamma gelmez" görüşünü kaydediyorlar. AYHAN ŞÎMŞEK ANKARA - AB Komisyo- nu, Türk hükümetine mektup göndererek gümrük birliği (GB) çerçevesinde Kıbns Rum Yönetımi'yle ilişki kurmasını istedi. Hükümetin gelecek haf- talarda bu yönde adım atma- ya hazırlandığı öğrenilirken diplomatik kaynaklar, "Bu so- run teknik bir çerçevede çözü- lecek. Ticari ilişkilerin olması, tanınma anlamma gelmez" gö- rüşünü kaydettiler. Kıbns Rum Yönetimi'nin 1 Mayıs'ta tüm adayı temsilen AB üyesi olması, Türkiye'nin AB sürecinde zorluklar çıkar- maya devam ediyor. 1996 yı- lından bu yana AB ile GB için- de olan Türkiye, siyasi olarak tanımadığı Kıbns Rum Yöne- timi 'nin AB üyeliği ve GB 'ye katılması nedeniyle sıkıntı ya- şıyor. Hükümet 12 Mayıs'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararla, 10 yeni AB ülkesınden 9'unu GB kapsamına aldı. Kıb- ns'ın tümünü temsil etme id- diasında olan "Kıbns Cum- huriyeti" ise dışanda tutuldu. Kıbns Rum Yönetimi'nin Annan Planı'na "hayır" de- mesinin yarattığı psikolojik or- tamda Türkiye'nin bu karan- na büyük tepki göstermeyen AB Komisyonu, aradan geçen kısa sürede tutum değiştirdi. AB Komisyonu'ndan hükü- mete gönderilen mektupta, Kıbns Cumhunyeti'nin GB kapsamına alınmasının isten- diği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre hü- kümet. AB Komisyonu "na, "konuyu teknikbazda çözme- ye çaba göstereceği" mesajı- nı verdi. Ankara'da çok çeşitli seçe- neklerin değerlendirildiği be- lirtilırken anlacak adımda Kıb- ns Rum Yönetimi'nin AB için- de takınacağı tutum ile AB' nin KKTC'ye yönelik açılunının etkili olacağı kaydediliyor. Hü- kümete yakın kaynaklar, GB çerçevesinde ticari ilişkilerin kurulmasının, Kıbns Rum Yö- netimi'nin tanındığı anlamına gelmeyeceğini sa\-unuyorlar. Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer Türkiye 2. Normandiya olur Dış Haberler Servisi - Nazizme karşı za- ferin başlangıcı Normandiya Çıkarması'nın 60'ıncı yıldönümü coşkulu törenlerle kut- lamrken Alman Yeşiller Partisi'nin lideri ve Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fîsc- her, "Avrupahlaşınış bir Türkiye, terorizm ve totalitarizme karşı savaşta D-Day (Nor- mandiya Çıkarması) olur" dedi. Yeşiller Partisi lideri Joschka Fischer, Al- man ekonomi gazetesi Handelsblatt'ın so- rulannı yanıtlarken Türkiye'nin AB üyeli- ğine destek verdi. Türkiye'nin AB üyeliği- nin Avrupa'ya ne kazandıracağına ilişkin so- nı üzerine Fischer, Normandiya Çıkarma- sı'nın 60'ıncı yıldönümü kutlamalarını arum- satarak "Avrupalılaşmış bir Türkiye, de- mokratik bir ana\asal devlet, çağdaş bir eko- nomi ve güçlü srvil topluma sahip bir Müs- hıman ülkeylebağlanükurmak,terorizmve totaliter anlayışlara karşı savaşın D-Da> "i olur" dedi. Fischer, Avrupa'daki bazı ülkelerin Tür- kiye- AB müzakerelerinin başlaması konu- sunda kuşkulannın artmasuıı nasıl karşıla- dığına ilişkin soruya, gerçeklerin iyi araş- tmlması gerektiğini söyleyerek yanıt ver- di. Joschka Fischer şöyle dedi: "Son^AvTupaalarileAnkara'dakiortak- larmm,Avrupa perspektifini çağdaşbir doğ- rultuda Türkiye'nin dayanak noktası haü- ne getirip getirmeyeceğidir. O zaman Tür- kiye bir istikrar unsuru haline gelir. Diğer yolu seçip Türkiye'vi dışlarsak ülkenin üze- rinde Doğu tsJamı perspektifi beKrie>ici olur. Işte Türkiye o zaman bir istikrarsızlık un- suru olur." Dış Haberler Senisi - Istanbul'da gele- cek hafta düzenlenecek olan îslam Konferansı Örgütü (ÎKÖ) dışişleri ba- kanlan toplantısından önce Mısır'a gi- den Dışışlen Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Abdullah Gül, Türkiye'nin ÎKÖ genel sekreteri adayı için Mı- sır"dan büyük destek gördüklerini be- lırtti. Gül, dün önce Mısır Devlet Baş- kanı Hüsnü Mübarek ile e\inde bir ara- ya geldi. Görüşmeden sonra yaptığı açıklamada Gül, Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer'in yazılı mesajını Mübarek'e iletmek için Kahire'de bu- lunduğunu kaydetti. Gül, Mübarek'e Kıbns'la ilgili son gelişmeleri izah etti- ğini ve destek istediğini söyledi. Gül, görüşmede aynca İKÖ dışişleri bakan- lan toplantısına ilişkin de bilgi verdiği- nı ifade ederek Türkiye'nin genel sek- reter adayı Ekmelettin thsanoglu için destek istediğini kaydetti. Hüsnü Mü- barek'ten büyük bir yakınlık gördüğü- nü belirten Dışişleri Bakanı, "Mısır'ın bütün bu konularda desteğini açık şekil- de gördüm" dedi. Ziyaret çerçevesinde Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Mu- sa ile de görüşen Gül, dün Türkiye'ye döndü. Gül, Mısır ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Dı- şişleri Bakanı Gül, Büyük Ortadogu Projesi konusunda, "Orada bu konu- da farklı bir algüama var. BOP'un Ortadoğu'ya pek fayda getirmeyece- ğini düşünüyor ve şüpheci yaklaşı- yorlar" dedi. Bakan Gül. Büyük Orta- dogu Projesf nin (BOP) Mısır'daki gö- rüşmelerinde gündeme geldığini söyle- yerek Mısırlı yetkililerin BOP'u Filis- tin ve Irak'taki gelişmelerle de bağdaş- tıramadığına da işaret eden Gül, bu ne- denle Kahire'de gerek resmi çevreler gerekse başında bu konuya ilişkin "çe- kingen bir tavır" gördüğünü kaydetti. Gül, kendisine Mısır basınından "Tür- kiye de bu projenin bir parçası mı?" sorusunun yöneltildiğini belirterek ko- nuyu geniş şekilde izah ettiğini ve Tür- kiye'nin bu proje ile bir alakası olmadı- ğını söylediğini aktardı. Gül, "Türki- ye olarak biz herhangi bir projenin içinde değiliz. Özellikle bu tip bir proje eğer Îslam ülkelerinin aleyhine olursa zaten kesinlikle yer almayız. G-8 toplantısına da biz farklı bir sta- tü ile gidiyoruz" dedi. KKTC'nın, 14- 16 Haziran'daki îslam Konferansı Ör- gütü (IKÖ) dışişleri bakanlan toplantı- sında "Kıbns Türk devleti" olarak adlandınlıp adlandınlmayacağına yö- nelik soru üzerine Gül, bundan bir süre önce Cidde'de yapılan yüksek memur- lar toplantısında bu konuda alınan ka- rann dışişleri bakanlannca onaylanma- sını beklediklerini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle