Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SS-AYFA CUMHURİYET 8HAZİRAN2004SALJ
10 DIŞ HABERLER dishab(g cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
On Binlence Canı Yakan Yalancı Mum
Hani sirkl-erde "junklör" denilen
bazı cambazlar vardır! Aynı anda
beş-on topu, sırayla havaya atıp dü-
şünmeden tutariar, ara vermeksizin
topJara havada yer değiştirirter. Ya da
bazı palyaçolar vardır! Onlar da tek
başlanna a/nı anda üç- beş müzik
aracını biriikte çalartar. Bu ustalann
yaptıklarına "tek adam gösterisi"
denilir. Ahrrtet Çelebi de bu türde,
üstelik uluslararası alanda tek başı-
na gösteri yapan bir Iraklı.
Şiı kökenli, Saddam Hüseyin düş-
manı, zengin bir aileden geliyor. 1958'de
Irak'ta kraliyet devrilip Baasçılar ikti-
daragelince, ailecek ülkeden kaçmış-
lardı. Universrteyi ABD'detamamlamış,
üstün zekâsı ile matematik doktorası
da yapmıştı. Bu matematik yeteneği,
siyasal arenada siyasal güçler arasın-
da çeşitli denklem cambazlıklan yap-
masına olanak sağlıyordu.
"Saddam'ın en önemli muhalifı"
olarak tanınması sonucu Washington-
Londra işbirliği ile Irak'ı işgal ettirebi-
lecek bir güce sahip olmuştu. Daha
sonra George W. Bush'un Penta-
gon'a yönetici olarak getireceği, ara-
larında Cumhuriyetçi şahinler Donald
Rumsfeld ve Paul Wotfowitz'in de bu-
lunduğu bazı kişıler gönderdikleri bir
mektupla Bill
Clinton'u ikna
ederekÇeleb»i'nin
VVashington'da
önlenemeyen
yükselişine ortam
hazırtamışlardı.
Kurduğu "Irak
UlusalKongresi",
bir anlamda sür-
gündeki Irak hü-
kümeti rolünü oy-
nuyordu. örgüt
saglayacağı Irak
istihbaratı karşılı-
ğında Penta-
gon'dan ayda 335
bin dolar gelir elde ediyordu.
Gerçekten Çelebi çok önemli bilgi-
lere ulaşabiliyordu. Ürdün'deki bires-
ki ABD Büyükelçisi "Ahmet'e birşey
sorsam yanıtını 10 dakika sonra alıyor-
dum" diyor. 1995'te sürgünde düzen-
lediği bir askeri darbe girişimini Sad-
dam önlemişti. Bush'un Beyaz Sa-
ray'a girmesiyle, Çelebi'nin yolu Was-
hington'a daha çok sık düşer oldu.
1990'ların başında bir yandan CIA,
öte yandan Saddam'a karşı Iranile iş-
birliği yapmıştı. Ancak sonraki yıllar-
da CIA kendisini dışlayacaktı. Öysa,
Pentagon, Çelebi'yi Saddam'ı devi-
recek tek adam gözü ile görüyordu.
Çelebi, Pentagon'u Saddam'ın nük-
leer, kimyasal, biyolojik silah yaptığı-
na inandırdı. Pentagon'u ikna için
Irak'tan kaçırttığı üç görevliyi Was-
hington'un şahinlerine tanık olarak
sundu. Bu arada Kuzey Irak'taki Kürt-
leri Saddam'a karşı bir askeri darbe-
ye yönlendirdi. Daha sonra Kürtlerin
desteğini alabilmek için Türklerin Ku-
zey Irak'a girmemesi, Kürtlere federal
bir yapı sağlanması konusunda Pen-
tagon üzerinde etkili oldu.
Irak'ın işgal edilmesi durumunda
Amerikalı askerterin çiçeklerle karşıla-
nacağını yine tanıklar ile °neo- conser-
Çelebi, Hatemi'yle de göriişmüştü.
vative (yeni tutuculan)" ikna etti. Çe-
lebi, Pentagon'u; Pentagon da Bush'u
ikna edince ABD, Ingiltere, ispanya ile
biriikte Irak'ı işgal etti. Çelebi, işgalin
hemen ardından Nisan 2003'te ABD
askerlerince Saddam'a karşı kurtan-
cı havasında, omuzlar üzerinde Nasi-
riya kentine getirildi. Iraklılar Çelebi'yi
daima "ABD'nin kuklası" olarak gör-
mekteydiler, Pentagon bu gerçeği bi-
le göremiyordu. Birkaç gün içinde Sad-
dam'ın heykellerinin devrilmesinden
dolayı mutlu olan Bush, Çelebi'nin
söylediği kitle imha silahlanndan hiç-
birini Irak'ta bulamadı. Bush ve şahin-
lerin itiban sarsıldı. Amerikan askerle-
rinin çiçeklerle karşılanmalan yerine
cenaze çelenkleri ile uğurlanmaları
ABD kamuoyunda tepkilere yol açtı.
Oysa Çelebi'nin kirli geçmişi bilini-
yordu. Biz bile bu geçmişe bu köşe-
de değinmiştik. Sürgün yaşadığı (jr-
dün'de banka yönetirken yaptığı yol-
suzluktan dolayı 22 yıl hapis cezası-
namahkûm olunca, Amman'dan kaç-
mıştı. Çelebi'nin tran- Irak, Iran-ABD,
Irak-Kürt, Şii-Sünni, Kürt-Türkmen gi-
bi çapraz ilişkilerini önce CIA fark et-
miş, 90'lann başında "güveniliradam-
lar" listesinden çıkarmış, Beysbolcu-
lann "çapraz top" deyimini Çelebi'nin
kod adı olarak
kullanmaya baş-
lamıştı.
Pentagon'un
denetimindeki
Irak'ta CIA ajanla-
n ile Irak polisi 20
Mayıs'ta Çele-
bi'nin evini basa-
rak didik didik
edipbilgtsayarve-
rilerine el koydu-
lar. "Irak Geçici
Yönetiminin" en
önemli adamla-
nndan biri olarak
dünyaya tanıtılan
Çelebi'nin evinin basılması herkesi şa-
şırttı. ABD, bugüne değin 100 milyon
dolar harcadığı Çelebi'yi birdenbire
neden çöp sepetine atma gereğini
duymuştu?
Basına Çelebi'nin Iran'a ABD'nin
haberleşmesine ilişkin gizli şifreteri ver-
diği haberleri sızdırıldı. Kendisi birŞii
olan Çelebi, yedi yıldır ilişkide oldu-
ğu Şii ıran'a gizli şifreteri vermekte te-
reddüt etmemişti. Olayı, CIA'nın kar-
şı şifre çözme uzmanlan ortaya çı-
karmışlardı. iran'ın gizli iletişiminde
kullandıkları şifreyi çözen CIA uz-
manlan, Çelebi'nin tahran ile şifre
bağlantısını Iran kaynaklanndan sap-
tamışlardı. Çetebi'nin, VVashington'da
doğrudan Kongre'ye bilgi verme is-
teği henüz yerine getirilmedi. Tabii bu
arada yanıtsız kalan bazı sorular da
vardı. Çelebi mademki sahtekâr ve
casustu peki neden ABD'nin şifrele-
ri onunla paylaşılmıştı?
ABD yetkililerinin Çelebi'nin evin-
de el koydukları belgeler arasında
Ayetullah Humeyni'nin "Oğlum Ah-
met'e" sözleriyle imzaladığı bir Ku-
ranıkerim de vardı. "Yalancının mu-
mu yatsıda" sönmüştü, amaon bin-
den fazla masumun canını yaktıktan
sonra!
CIA başkanlığından günah keçiliğine
George (Yeorgios) J. Tenet, New
York'a göç etmiş bir Yunan ailesinin ço-
cuğudur. Başkan Bill Clinton, Tenet'i
CIA Müdüriük koltuğuna oturtmuştu.
Şimdiye kadar bu koltukta en uzun
oturan ikinci CIA Müdürüydü. ABD Dı-
şişleri Bakanı Colin Povvell ile biriik-
te Çelebi'yi sahtekâr olarak görenler-
den biriydi. 20 Mayıs'ta Çelebi'nin
Irak'ta evi basıldı. 3 Haziran'da ise Te-
net istifasını Bush'a sunmak zorunda
kaldı. iki olayın arasından iki hafta bi-
le geçmemişti. istifanın zamanlaması
şaşkınlık yarattı. Tenet'in ardından yar-
dımcısı ve CIA'nın 31 yıllık casusu Ja-
mes L Pavitt de emekliliğini istedi.
Demokratlar11 Eylülterörolayından
sonra Tenet'ten desteklerini çekmiş-
lerdi. Bu olayı önceden öğrenemeyen
Tenet suçlanmıştı. Aynca, o kadar pa-
raya, o kadar teknolojik ve uydu des-
teğine karşın Hindistan- Pakistan nük-
leer silah denemelerini de önceden
saptayamamıştı. Hele Irak içinden in-
sanlardan birinci elden bilgi toplama-
yı becerememiş, bu iş Çelebi'nin ta-
şeronluğuna ihale edilmişti. Haber al-
ma konusunda FBI ile daima itişmiş-
ti. Bir kongre üyesi CIA tarihinde, Te-
net'in dönemindeki kadar büyük ha-
ta yapılmadığını öne sürdü.
Tenet'in elbette başanlan da vardı.
Afganistan'da Taliban yönetiminin so-
na ermesini sağladığında alkışlanmış-
tı. Nijer'in Irak'a uranyum sattığına iliş-
kin sahte belgeye ilişkin sözlerini
Bush'un konuşmasından çıkarttırarak
ABD Başkanı'nın yeni bir yalan daha
söylemesini önlemeye çalışmıştı.
Bush, Avrupa gezisi ve NATO do-
ruğundan önce Tenet'in "üzüntü ve-
rici istifasını" 11 Temmuz'dan geçer-
li olmak üzere açıkladı. CIA'nın eski
başkanlarından Stansfield Turner
"Tenet'e seçim öncesi günah keçisi
rolü verildi" yorumu yaptı. önümüz-
deki günlerde Kongre'nin istihbarat
komisyonu, 11 Eylül olayı dahil bir di-
zi suçlamalar içeren istihbarat raporu-
nu açıklayacaktı. Böylece Tenet, tan-
nlara kurban ediliyordu.
Tenet istifasına gerekçe olarak "ai-
le" nedenini gösterdikten sonra ekle-
di: "Tek neden bu... Ne birfazla nede
bireksik birgerekçe gösterebilirim..."
Böylece ABD'de yalnızca atlan de-
ğil "topal ördek" gördükleri CIA baş-
kanlarını da vuruyorlardı. Eski Ge-
nelkurmay Başkanı olmasına karşın
güvercinlerin başı olarak Irak işgaline
karşı çıkan Dışişleri Bakanı Colin Po-
vvell da Bush'un yeniden seçimi kazan-
ması durumunda görevini sürdürme-
yeceği haberini basına uçuruyordu.
Bir Clinton'a bir de Bush'a bak!
28-29 Haziran'da Istan-
bul'da yeni üyelerin de katı-
lımıyla NATO doruğu topla-
nacak. Anımsanacağı üzere
1999 Ekim'inde benzeri bir
doruk için Türkiye'ye gelen
Clinton Ankara'yı ziyaret
ederken; eşi HillaryAspen-
dos'u, daha sonra ise ailecek
Efes'i gezmişlerdi.
Kucağına aldığı küçük bir deprem-
zede çocuğun Clinton'un bumunu sık-
ması dünya basınında baş köşeye ta-
şınmıştı. Aradan yaklaşık 4.5 yıl geç-
ti. Şimdi yine bir doruk için Bush ge-
leceği Türkiye'de olağanüstü güven-
BiU Clinton
lik önlemleri altında Ankara'ya
da uğrayacak, Türkiye'yi gezeme-
den aynlacak. Türkiye'nin herye-
rinde "Bush Gelme" gösterileri-
nin düzenleneceği açıklanıyor.
4.5 yıl içinde ne oldu da Türkiye'de
Amerika'ya karşı değil ama baş-
kanına karşı bu kadar olağanüs-
tü tepki doğdu? Clinton'un ziya-
retini düzenleyen eski büyükelçi
Mark Parris'in öğrencisi olan, Bush'un
bu gezisinde aynı sorumluluğu yükle-
nen, Beyaz Saray'la direkttelefon bağ-
lantısı bulunan bugünkü Büyükelçi
Eric Edelman'ın sorunu iyice irdele-
mesini dileriz.
G-8 Zirvesi, Türkiye ile îslam dünyası ülkeleri arasmda soğukluk yaratabilir
Kuşkulu BOP yolcıüuğu
Elmek: oacar@superonline.com Fax:0312.442 79 90
• Bush, BOP
girişiminde Erdoğan'ı
'model ülkenin
başbakanı' sıfatıyla
fotoğrafkaresine
alıyor. îslam
dünyasının "laik devlet
niteliği" nedeniyle hep
şüpheyle bakîığı
Türkiye'nin
Başbakanı'nın vereceği
mesajlar çok önemli.
ANKARA(CumhuriyetBü-
rosu) - Başbakan T^ip Erdo-
ğan, îslam dünyasının büyük
kuşku ve tepkiyle karşıladığı
Büyük Ortadogu Projesi'nde
(BOP) aktif rol üstlenmek
amacıyla ABD'de yapılacak
G-8 toplantısına gidiyor. ABD
Başkanı George Bush'un Mı-
sır ve Suudi Arabıstan gibi ül-
kelenn reddetmesinden sonra
zirveye davet ettiği Erdo-
ğan'dan, BOP'a "güçlü siyasi
destek" vermesini beklediği
kaydediliyor. Laik Türkiye'yi
"model iüke" olarak îslam ül-
kelerinin önüne sunacak olan
toplantının, Ankara'nın, baş-
ta bölge ülkeleri olmak üzere
Îslam dünyasıyla ilişkilerini
olumsuz etkileyebileceği de-
ğerlendiriliyor.
Erdoğan'ın 5 günlük ABD
zıyareti bugün başlayacak.
Başbakan, ABD'nin Georgia
eyaletindekı Sea Island'da ger-
çekleştirilecek G-8 Zirvesi
kapsamında 9 Haziran'daki
öğle yemeğine katılacak ve
BOP'la ilgili bir konuşma ya-
pacak. Erdoğan'ın ikili temas-
lan arasında Bush'la görüş-
^çerçevesi
çîzilecek
Georgia eyaleündeki zirve için ahnan gii\enlik önlemleri çerçevesinde sokaklar trafiğe kapatıldı. (AP)
me bulunmuyor. Erdoğan, da-
ha sonra Chicago'ya geçecek
ve "AcademyOfAchievement''
tarafından düzenlenecek top-
lantılara katılacak.
ABD'nin Fas'tan Afganis-
tan'a kadar uzanan ve Büyük
Ortadogu olarak adlandınlan
coğrafyada sosyal ve ekono-
mik dönüşümü sağlayarak ra-
dikal Islamdan kaynaklanan
terorizmin kaynaklannı ku-
rutmayı amaçlayan BOP gıri-
şimi, en önemli gündem mad-
desi. Toplantıya, "demokratik
ortak" Türkiye dışında Afga-
nistan, Irak. Ürdün, Cezayir,
Bahreyn ve Yemen "bölgesel
ortak" sıfatıyla katılacak. Mı-
sır, Suudi Arabistan, Kuveyt,
Fas, Katar ABD'nin davetini
reddetmişlerdi.
Bush'un planında Türki-
ye'ye de önemli görev düşü-
yor. Türkiye'nin laik yapısıy-
la bölge ülkeleri için "model
ülke" olabileceğini düşünen
Bush, Erdoğan'dan da bölge-
nin dönüşümünde etkin işbir-
liği desteği istiyor. Başbakan'ın
da konuya sıcak baktığı, ko-
nuşmasında bunun ipuçlannı
vereceği belirtiliyor. Erdoğan,
daha önce "örnek ülke" ol-
manın Türkiye açısından ya-
rarlı olacağını kaydetmişti.
Genelkurmay ve Dışişleri
Bakanlığı ise BOP'a temkin-
lı yaklaşıyor. Dışişleri'nin ha-
zırladığı "tutum belgesinde"
model ülke olarak sunulmanın
dış politika açısından zararlı
olacağı belirtilmişti. Dışişle-
ri, îslam ülkelerine dayatma
yapmak yerine ıç dinamikle-
rin gelişmesine destek \erilme-
si gerektiğini düşünüyor.
Erdoğan'a tepki
Cumhuriyet Kadınlan Der-
neği Genel Başkanı Şenal Sa-
nhan dün yaptığı açıklama-
da, Erdoğan'ın zirveye katıl-
masının kaygı yarattığına işa-
ret etti. •'Ibmlı İslam" politı-
kasının laıkliğe dönük saldı-
nlann önemli bir ayağını teş-
kil ettiğinı belırten Sanhan,
"G-8 Zinesi'ne pek çok Arap
ülkesinin aksine Erdoğan'ın
kaübyor olmast ülkemiz açı-
sından kaygı verki bir tablo
yaratmaktadır" dedı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ABD'nin,
Ortadogu'yu
"demokratikleştinne" iddiası
taşıyan ve bugüne kadar
teorik olarak tartışılan Büyük
Ortadogu Projesı (BOP), G-8
Zirvesi'nde somut bir
çerçeveye kavıışturulacak.
Washington, bölge ve G-8
ülkeleri ile görüşmelen
sonucunda BOP'a ilişkin
yaklaşunında cıddi
değişiklüdere gitti. Türkiye,
ilk taslaklarda "hedef ülke"
iken şimdi "demokratik
ortak" oldu. Ele aluıacak son
taslakta Büyük Ortadogu
kavramı yerini,
"Genişletibniş Ortadogu ve
Kuzey .\frika" kavTamına
bırakıyor. G-8 ülkelerinin
liderleri, "bölgeniıı kendi
talepleri dogrultusunda"
demokratikleşmeyi,
ekonomık ve sosyal
reformlan
destekleyeceklerini
açıklıyorlar. Büyük Ortadogu
için önerilen yeni yapı
"Gelecek Forumu", G-8
ülkeleri ile bölge ülkeleri
dışişleri bakanlanndan
oluşacak. G-8 ülkelerinin
"bö^e halklanmn
belirle\ecekleri öncelikler
çerçevesinde" reformlara
yardımcı olacak, ancak farklı
özellikler reformlara karşı bir
"mazeret" olamayacak.
Abdullah Gül, Mısır'daki görüşmelerde Türkiye'nin BOP'un bir parçası olmadığını söyledi:
Maııı iMkeleiTiıiıı ale)lımeyse yer ahnayız
Kahire'de Mısır
Dışişleri Bakanı
Ahntet Mahir'in
yurtdışında olması
nedeniyle yerine
vekâlet eden dış
ilişkilerden
sorumlu Devlet
Bakanı Fe\-za Ebul
Neca karşıladL
(FotoğrafAA)
Rumlarla 'ticari' ilişki hazırlığı
AB Komisyonu, Türkiye'den Kıbns Rum Yönetimi'yle gümrük birliği ilişkisi
kurmasını istedi. Hükümet gelecek haftalarda bu yönde adım atmayı tasarlıyor
• Diplomatik
kaynaklar, Türkiye'nin
Kıbns Cumhuriyeti'ni
tanımaması nedeniyle
gümrük birliğinde
yaşanan sorun için
"Ticari ilişkilerin
olması, tanınma
anlamma gelmez"
görüşünü
kaydediyorlar.
AYHAN ŞÎMŞEK
ANKARA - AB Komisyo-
nu, Türk hükümetine mektup
göndererek gümrük birliği
(GB) çerçevesinde Kıbns Rum
Yönetımi'yle ilişki kurmasını
istedi. Hükümetin gelecek haf-
talarda bu yönde adım atma-
ya hazırlandığı öğrenilirken
diplomatik kaynaklar, "Bu so-
run teknik bir çerçevede çözü-
lecek. Ticari ilişkilerin olması,
tanınma anlamma gelmez" gö-
rüşünü kaydettiler.
Kıbns Rum Yönetimi'nin 1
Mayıs'ta tüm adayı temsilen
AB üyesi olması, Türkiye'nin
AB sürecinde zorluklar çıkar-
maya devam ediyor. 1996 yı-
lından bu yana AB ile GB için-
de olan Türkiye, siyasi olarak
tanımadığı Kıbns Rum Yöne-
timi 'nin AB üyeliği ve GB 'ye
katılması nedeniyle sıkıntı ya-
şıyor. Hükümet 12 Mayıs'ta
Resmi Gazete'de yayımlanan
kararla, 10 yeni AB ülkesınden
9'unu GB kapsamına aldı. Kıb-
ns'ın tümünü temsil etme id-
diasında olan "Kıbns Cum-
huriyeti" ise dışanda tutuldu.
Kıbns Rum Yönetimi'nin
Annan Planı'na "hayır" de-
mesinin yarattığı psikolojik or-
tamda Türkiye'nin bu karan-
na büyük tepki göstermeyen
AB Komisyonu, aradan geçen
kısa sürede tutum değiştirdi.
AB Komisyonu'ndan hükü-
mete gönderilen mektupta,
Kıbns Cumhunyeti'nin GB
kapsamına alınmasının isten-
diği öğrenildi.
Edinilen bilgilere göre hü-
kümet. AB Komisyonu "na,
"konuyu teknikbazda çözme-
ye çaba göstereceği" mesajı-
nı verdi.
Ankara'da çok çeşitli seçe-
neklerin değerlendirildiği be-
lirtilırken anlacak adımda Kıb-
ns Rum Yönetimi'nin AB için-
de takınacağı tutum ile AB' nin
KKTC'ye yönelik açılunının
etkili olacağı kaydediliyor. Hü-
kümete yakın kaynaklar, GB
çerçevesinde ticari ilişkilerin
kurulmasının, Kıbns Rum Yö-
netimi'nin tanındığı anlamına
gelmeyeceğini sa\-unuyorlar.
Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer
Türkiye 2. Normandiya olur
Dış Haberler Servisi - Nazizme karşı za-
ferin başlangıcı Normandiya Çıkarması'nın
60'ıncı yıldönümü coşkulu törenlerle kut-
lamrken Alman Yeşiller Partisi'nin lideri
ve Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fîsc-
her, "Avrupahlaşınış bir Türkiye, terorizm
ve totalitarizme karşı savaşta D-Day (Nor-
mandiya Çıkarması) olur" dedi.
Yeşiller Partisi lideri Joschka Fischer, Al-
man ekonomi gazetesi Handelsblatt'ın so-
rulannı yanıtlarken Türkiye'nin AB üyeli-
ğine destek verdi. Türkiye'nin AB üyeliği-
nin Avrupa'ya ne kazandıracağına ilişkin so-
nı üzerine Fischer, Normandiya Çıkarma-
sı'nın 60'ıncı yıldönümü kutlamalarını arum-
satarak "Avrupalılaşmış bir Türkiye, de-
mokratik bir ana\asal devlet, çağdaş bir eko-
nomi ve güçlü srvil topluma sahip bir Müs-
hıman ülkeylebağlanükurmak,terorizmve
totaliter anlayışlara karşı savaşın D-Da> "i
olur" dedi.
Fischer, Avrupa'daki bazı ülkelerin Tür-
kiye- AB müzakerelerinin başlaması konu-
sunda kuşkulannın artmasuıı nasıl karşıla-
dığına ilişkin soruya, gerçeklerin iyi araş-
tmlması gerektiğini söyleyerek yanıt ver-
di. Joschka Fischer şöyle dedi:
"Son^AvTupaalarileAnkara'dakiortak-
larmm,Avrupa perspektifini çağdaşbir doğ-
rultuda Türkiye'nin dayanak noktası haü-
ne getirip getirmeyeceğidir. O zaman Tür-
kiye bir istikrar unsuru haline gelir. Diğer
yolu seçip Türkiye'vi dışlarsak ülkenin üze-
rinde Doğu tsJamı perspektifi beKrie>ici olur.
Işte Türkiye o zaman bir istikrarsızlık un-
suru olur."
Dış Haberler Senisi - Istanbul'da gele-
cek hafta düzenlenecek olan îslam
Konferansı Örgütü (ÎKÖ) dışişleri ba-
kanlan toplantısından önce Mısır'a gi-
den Dışışlen Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Abdullah Gül, Türkiye'nin
ÎKÖ genel sekreteri adayı için Mı-
sır"dan büyük destek gördüklerini be-
lırtti. Gül, dün önce Mısır Devlet Baş-
kanı Hüsnü Mübarek ile e\inde bir ara-
ya geldi. Görüşmeden sonra yaptığı
açıklamada Gül, Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer'in yazılı mesajını
Mübarek'e iletmek için Kahire'de bu-
lunduğunu kaydetti. Gül, Mübarek'e
Kıbns'la ilgili son gelişmeleri izah etti-
ğini ve destek istediğini söyledi. Gül,
görüşmede aynca İKÖ dışişleri bakan-
lan toplantısına ilişkin de bilgi verdiği-
nı ifade ederek Türkiye'nin genel sek-
reter adayı Ekmelettin thsanoglu için
destek istediğini kaydetti. Hüsnü Mü-
barek'ten büyük bir yakınlık gördüğü-
nü belirten Dışişleri Bakanı, "Mısır'ın
bütün bu konularda desteğini açık şekil-
de gördüm" dedi. Ziyaret çerçevesinde
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Mu-
sa ile de görüşen Gül, dün Türkiye'ye
döndü. Gül, Mısır ziyareti dönüşünde
gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Dı-
şişleri Bakanı Gül, Büyük Ortadogu
Projesi konusunda, "Orada bu konu-
da farklı bir algüama var. BOP'un
Ortadoğu'ya pek fayda getirmeyece-
ğini düşünüyor ve şüpheci yaklaşı-
yorlar" dedi. Bakan Gül. Büyük Orta-
dogu Projesf nin (BOP) Mısır'daki gö-
rüşmelerinde gündeme geldığini söyle-
yerek Mısırlı yetkililerin BOP'u Filis-
tin ve Irak'taki gelişmelerle de bağdaş-
tıramadığına da işaret eden Gül, bu ne-
denle Kahire'de gerek resmi çevreler
gerekse başında bu konuya ilişkin "çe-
kingen bir tavır" gördüğünü kaydetti.
Gül, kendisine Mısır basınından "Tür-
kiye de bu projenin bir parçası mı?"
sorusunun yöneltildiğini belirterek ko-
nuyu geniş şekilde izah ettiğini ve Tür-
kiye'nin bu proje ile bir alakası olmadı-
ğını söylediğini aktardı. Gül, "Türki-
ye olarak biz herhangi bir projenin
içinde değiliz. Özellikle bu tip bir
proje eğer Îslam ülkelerinin aleyhine
olursa zaten kesinlikle yer almayız.
G-8 toplantısına da biz farklı bir sta-
tü ile gidiyoruz" dedi. KKTC'nın, 14-
16 Haziran'daki îslam Konferansı Ör-
gütü (IKÖ) dışişleri bakanlan toplantı-
sında "Kıbns Türk devleti" olarak
adlandınlıp adlandınlmayacağına yö-
nelik soru üzerine Gül, bundan bir süre
önce Cidde'de yapılan yüksek memur-
lar toplantısında bu konuda alınan ka-
rann dışişleri bakanlannca onaylanma-
sını beklediklerini kaydetti.