19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2004 PAZAR 10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I <lishab<Scumhuriyet.com.tr Yavaş yavaş... Hasan Şaş... B aşlığa bakıp da "Bu ne saçma sapan cümle" deyip geçmeyin... Turist olarak Mısır'a yolunuz düşüp Türk olduğunuzu söylediğinizde ilk duyacağınız kelimeler bunlar oluyor!.. Hasan Şaş'ı birbakıma anlıyorsunuz. Dünya Kupası'nda Brezilya'ya attığı o nefis gol burada da yankı bulmuş diye düşünüyorsunuz. Ama "yavaş yavaş" da ne demek oluyor! Hele ikisıni bir arada söylemek de neyin nesi... Evet... Son dönemde gazetelerde sayfa sayfa tur ilanlannı görünce eşimle birlikte yılhk iznimin bir hattasmı merak ettiğimiz bu ülkede geçirmeye karar verdik. Ve daha Mısır'a gitmeden "ilk KAHIRE AYKUT KÜÇÜKKAYA golü" uygun fiyatlan ile dikkatleri çeken büyük tur şirketimizden yedik!.. Pazar günü Kahire'de otelimize yerleşmemiz gerekirken; biz o saatlerde hâlâ Atatürk Ha\ alimanı'ndaydık. Otelimize geldiğimizde ise Mısırhlar pazartesi gününe merhaba diyorlardı. Ancak hiçbir şeyi kafaya takmamaya kararlıydık... Öğleden sonra yapılan "PiramitterGeasi" tüm yorgunluğumuzu üzerimizden aldı. 4 bın 500 yıllık "Giza Piramiüeri" tüm ihtişamıyla karşımızda duruyordu. O da ne!.. Birden kendimi bir devenin üstünde buluyorum... Mısırlı Ali, bizi küçük görmüş olacak ki kaptığı gibi devesinin üstüne atıyor, eşimi de yanıma... Böylece Kahire'de ilkpazarlığı Ali ile yapıyoruz. Birkaç dakika içın 20 dolar istiyor. İstanbul'dan geldik deyince fiyat bir anda 10 dolara düşüyor; memnun kalmasa da 2 dolarda anlaşıyonız. De\ e sahibi bize "cûnri" diyedursun Mısır'ın Giza bölgesinde yer alan dünyanm yedi harikasından biri olan üç pirarrudin gızemi bizi esir alıyor. Gündüz yetmiyor, akşam bir saatlik slayt göstensine gidiyoruz. Piramitler ve "Sfenks", ışık gösterisiyle gözümüzde daha da büyüyor... tkinci günümüzde durağınuz Mısır'ın tanhi Kahire Müzesi olacak... Kaldığımız Intercontinental Otel'in önündeki taksici Süleyman Amca'yla günlüğü 20 dolara anlaşıyoruz... 60 yaşlanndaki şoförümüz sevimli mi sevimli... Turumuzun gözbebeğı Figen Kalaycılar, fahn rehberimiz oluyor. Tarih nasıl anlatılır... Yüzlerce eser bir arada... Birden kendimızi Tütankamun un hazinesinde buluyoruz... "Altın odaya" resmen yapışıyoruz. Sonra mumyalann sergilendiği oda... Herkes fısıl fısıl "Aaa bak saçlan da duruvor. Yaa binlerce yıl nasıl dunıyorlar" dıye söylenıyor. Akşam otele döndüğümüzde "ikinci golü" kalemizde görüyoruz. Iki turistin odasına giriliyor, birisi de bizimki. Otel yetkihlen zaranmızm bir kısmını karşılıyor. Bir gün sonra yine Kahire sokaklanndayız. Trafik kurailannın hiçe sayıldığı kentte cami ve kiliseleri dolaşıyoruz. Papirüs satıcısıyla pazarlı|a girişiyoruz. Söylediği fiyatın neredeyse onda birine anlaşıyoruz. Kahire'deki son gecemizde Nil'de tura çıkıyoruz... Bizim Türkler Mısırlı dansözün pabucunu dama atıyor. Kahire'de geçen 3 günün ardmdan otobüs Mısır'daki ikinci durağınuz Şarm el Şeyh'e yol alıyor, biz de piramitlerle son kez göz göze geliyoruz. Büyük Piramit 'Keops-Khufiı'ya şöyle bir göz kırpıyoruz, tur bitene kadar kalemizde gol görmüyoruz!.. ü Haycübarbekü partisine!.. G eçen hafta açıklanan bir anketın sonuçlan çok fazla sayıda Amerikalının dikkatim çekmese de, kanımca Amerikan seçmenının davranışlanna ışık turması balamından oldukça ilginç. Quinnipiac Araştırma Enstitüsü'nün 1160 kayıtlı seçmen üzerinde, 18-24 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği telefon anketinde katılımcılara, Başkan Georg e Bush'la mı yoksa Demokrat aday John Kerry ile mi barbekü partisi yapmayı tercih ettüderi soruluyor. Ne ilgisiz soru demeyin, Amerikan halkı eglenmeyi çok seviyor ve barbekü partisi hayatlannda önemli yer tutuyor. Anketi yanıtlayanlann yansı yanıt olarak Bush derken sadece yüzde 39'u Kerry'yi seçiyor. Genye kalan yüzde 11 ıse sorunun yanıtım bilmediğini söylüyor. Bugün seçim olsa kime oy verirdiniz sorusuna gelınce, katılımcılar az bir farkla neredeyse ikıye aynlıyor. Bush'a yüzde 43. Kerry'ye yüzde 42. bağımsız aday Ralph Nader'a yüzde 6 destek çıkıyor, kalan yüzde 7 ıse oy hakkını kullanmayacağını büdiriyor. Araştırmayı yapan enstitünün başkanı Mickey CarroU, Amerikan halkının başkan seçerken adayın deneyimi ve liderlik nitelıklennin yam sıra "sıradan bir vatandaş" olabilme özelliklerine de önem verdiğini söylemiş. Bu bakınıdan Bush bir miktar öndeymiş. Demek ki bu nedenle her Amerikan başkan adayı kampanya sırasında bir köpek ya da bir çocuk severken poz veriyor, bisiklete biniyor, eline bir müzik aleti alıp çalmaya çalışıyor. ilginç bir dığer sonuç da, "aile işmin idare edilmesi" konusunda NEW YORK ZÜLAL KALKANDELEN seçmenlerin yüzde 46'sının Bush'a güvenmesi! Işte bu ınanılır gıbi değıl. Amenkan halkı, tüm yasadışı uygulamalanna karşın hâlâ Bush'a güvenmeye devam edıyor. Neden Florida'da yaşanan oy sayım skandalıyla başkanlık koltuğuna oturan. uluslararası camıayı karşısına alma pahasına savaş naralan atarak tüm dünyayı diktatoryal uygulamalanyla yönetmeye kalkan, Amerika'yı dış politikasında yalmzlaştıran, başansızlığı içte ve dışta çoktan kanıtlanmış bir politikacının halkın gözündeki kredisi bıtmiyor? Hangi "güven verici" özellikleri nedenıyle bir aile işinın ıdaresinde tercih edilebilir Bush karakterinde birisi? Yasalan kendi çıkarlan doğrultusunda değiştirebilmesi mi? îş dünyasıyla uygunsuz ilişkiler içinde olması mj? Bütçe açığını Amenkan tarihınde görülmemış boyutlara vardırması mı? Yoksa Arap petrol zengınlen ve Bin Ladin aılesı ile sıkı dostluklar kurmuş ohnası mı? Neden Amerikan halkmın önemli bir kesimi gerçeklen görmüyor diye zaman zaman merak ediyor insan. ama aslında gerçek şu ki, Amerika, medyanın ve Beyaz Saray'ın icat ettiği kurgulanmış gerçeklik içinde yaşıyor. Ne göreceğinize, ne duyacağınıza. neye inanacağınıza birkaç politikacı, işadamı ve büyük medya patronu karar veriyor. Bunun adına "demokrasi" diyorlar ve inanmanızı bekliyorlar. Unutmayın, 2 Kasım 2004'te Amerika'da büyük bir barbekü partisi varmış. Ben söylemıyorum. Beyaz Saray Sözcüsü ve Rupert Murdoch öyle diyor.... kzulal" yahoo.com Rumsfeld'e protesto Bangladeş'in Irak'a 'banş gücü' askeri göndermesi konusunu ele alnıak üzere Dakka'da bulunan ABD Savunma Bakaru Donald Rumsfeld, protesto edildi. RumsfekTin ziyareti nedeniyle önceki gün de başkent merkezinde binlerce kişi protesto gösterisi yapmıştı. Kent merkezinde dün toplanan göstericiler, "Geri dön Rumsfeld. EUerinde Iraknlann kam var" şeklinde slogan attı ve Amerikan bayrağuu yaktı. (Fotoğraf: AP) 60 yıl önce yaşanan olaylar"Altnnş yüda anılardan çok şey silinir. Ancak şuradaİa barakalar, bizi topladıklan alan, SS'lerin haykumalaru. Onlan unutmak mümkun mü?" Mezar taşlan arasında yaşlı iki insan dolaşıyor. Başlan önlerinde, düşünceli. Biri elıyle az öteyi gösteriyor. "Evet şurası olmalı" diyor yamndakine, "her sabah çalışmaya götürmeden önce toplandıklan alan". Kulaklannda SS'lerin bağınp çağırması. ötelerden duyulan köy kilisesinin çan sesleri. 1944'ün Ağustosu'nda Eugeniusz ile kardeşi FehYı, Varşova ayaklanmasının hemen ardından buralara getirdiklerinde biri 16, öteki 17 yaşuıdaydı. Babalanyla birlikte önce Auschvvitz'e. oradan da Bisingen çalışma kampına sürülmüşlerdi. Arduvaz denen siyah kayrak taşmı çıkarmak için dağlan, tepeleri delik deşik etmişlerdi. Bugün yeşiller ortasznda şirin bir kasaba STUTTCART AHMETARPAD olan Bisingen, Stuttgart'ın güneyınde, Tübıngen yakınlannda. Naziler burada 24 Ağustos 1944'te açtıklan çalışma kampında savaşın son günlerine dek on bine yakın esır çalıştırmıştı. Onlara "siyasi suçlu" demışlerdi. Ilk kafile, Polonya'dan getirilen lOOOesirdi. "Ardından. daha iki ay geçmemişti ki Danzig kampından da tam 1500 esir getirdiler; Fransızlar, Ruslar. Baltık ülkelerinden insanlar" dıye konuşuyor Felıx. "Bugün gibi anımsıyorum. Vagonlan açtilar, önce yolculukta ölmüş olan 36 esirin cesedini indirdiler." Hemen ıki yaş büyük ağabeyi Eugeniusz atılıyor: "Birçoğu o kadar bitkindi ki işe sürülmediler. kısa süre sonra ölüp gittiler. Kamp doktorunun umurunda biie değildL O sadece SS subaylannın sağbğı ile ilgaenhordu.-" On üç ayn ülkeden tam 1187 insan Bisingen'de, yaşanunı bu topraklarda yitırmıştı. Az ötede uzanan büyük toplu mezarlarda yatıyorlar. Altmış yıldır. Köle gibi çalıştınlmış, nedensiz yere döve döve öldürülmüş. açlık, soğuk ve bıtkınlıkten yaşamlan sona ennış. cesetleri toplu mezarlara atılmış insanlar. 1989 yılında, kuruluşundan kırk beş yıl sonra Bisingen kampına dıkılen anıt-heykele, burada yaşamlannı yıtirmış esırlerin adlannı ıçeren pirinç levhalar takılmış. Istırap içinde yere çökmüş çıplak bir erkek. Ellen arkasında, çektiği eziyetin izlen yüzünde. Fakat başı dimdik, bakışlan yukanlarda. Tannsında. Bu heykel yöre halkının ginşımlen ve bağışlanyla dikilmiş. "Babamız, bir SS subayına karşı çıktıgı için öldürülmüştü" dıye Felıx konuşuyor Sanki mınldanıyor. "Yam başımızda~." Sonra cebinden bir mendil çıkanp, üzerinde babasının adı yazan levhayı titreyen ellenyle parlatıyor. tki kardeş donuk bakışlannı anıt- heykele dikmiş, dualar mınldanıyorlar. www.ahmet-arpad.de Kanada sandık başına S onhaftalarda Kanada. birhokeyden,bir de seçımlerden konuşuyor. Hatırlarsamz daha evvel size, şimdi iktidarda olan Liberal Parti'nın bulaştığı "sponsorhık" skandalından bıraz bahsetmiştım. Kısaca, hükümetin, halkın vergilerini sponsorluk adı altında bazı firmalara yedirdiğı ortaya çıkmıştı. Seçım anfesinde, muhalefet partilerinin bir numaralı kozu bu skandal oldu doğal olarak. Fakat bu sorunun dışında, konuşulan, tartışılan daha bırçok konu var Kanadalının hayatında. Refaha ermış bir toplumun ne gıbı sorunlan olduğunu, onlara nasıl yaklaştıklannı, seçmenin görevdeki memurundan neler bekledığını görmek... Bu süreci ızlemek gerçekten ılguıç. Politikacı elbette. her yerde politikacı. Fakat sanınm seçmen her TORONTO 1*1 BERNADEMİRYOL yerde aynı seçmen değıl. Benim gözlemim; Kanada halkı seçimlen bir fırsat olarak görüyor ve politıkacısından hesap soruyor. Ülkesi ve aslında kendisı ıçın somut beklentıleri var ve bu beklentilere somut cevaplar anyor memurundan Ilk gördüğümde epeyce şaşırdığım, çok da hoşuma giden bir başka şey de, tüm liderlenn hep birlikte çıkıp. aynı sorulara aynı süre zarfında cevap verdikleri tartışma programlanydı. Her liderin ayakta bir kürsü önünde. seçmenin sorulanna cevap verdığı bu TV programlan, insana, politikacının aslında seçmenin nzasını almaya çalışan bir memur olduğunu hatırlatıyor. Saatlerce ayakta terleyen. süresini aşhğında, konuşması zaman tutan biri tarafından sertçe kesilen bu memurlar, hiç de bizim Süleyman amcaya benzemıyorlar tavırlanyla. Gayet alçakgönüllü, kendilerini ispatlamaya çalışan yeni yetmeler gibi bu koskoca adamlar. Seçım kampanyalan hızla devam ediyor. lıderler o şehırden bu köye dolaşıp duruyor son ıki haftadır. 28 Hazıran'da kabınenin hangı partılerden oluşacağı belli olacak. Kimilen artık Liberallerin gıtmesinin zamanı geldiğını söylüyor, Muhafazakârlara yaklaşıyor. Kanadalılann hassas olduğu, aynı cinsin evliliği ya da kadının kürtaj hakkı gibi kimi meseleler, sanıyorum koltuk sayılannı belirleyecek. Kanada, ABD'ye göre bu konularda daha açık fikırli, daha az rurucu. Buna rağmen son skandallardan sonra Liberaller çok kan kaybettiler. Pek yakında Kanada'run karannı göreceğiz, ben de gelişmeleri sizle paylaşmaya devam edeceğim. ORUŞ/ TANJU EKDEMAmim i(Ej Düşününüz; siyasal islam rejimiy- le, çoğulcu demokratik bir sistem iç içe yaşayabilir mi? Islamın dogmala- nyla özgür düşünce yan yana olabi- lir mi? Ekonomisini, kaynaklarını ya- bancı güçlerin kontrolüne vermiş bir ülkede sosyal devlet yaşatılabi- lir mi? Bu faaliyetlerin arkasında ikin- ci cumhuriyetçilerin ve bir kısım iş âle- minin bulunuşu, gerçek etkileyenle- rin emperyal güçler olduğunu göster- mektedir. ABD'nin Büyük Ortado- ğu Projesi (BOP) derken Türki- ye'yi bir cephe ülkesi olarak ilan et- mesi bir tesadüf müdür? Doğal- dır ki, bu projenin Türk ulusal güçle- ri (Atatürkçü düşünceyi özümse- yen) için kabul edilebilir biryanı yok- tur ve elbette bunun gerçekleşmeme- si için ulusal kurtuluşun Kuvayı Milli- yesi gibi mücadele edilecektir. Ama Türkiye'ye egemen güçler ve etkilediği kamuoyu açısından, bu pro- je kapsamında ABD elinde yükselen ve AB'ce desteklenen Kuzey Irak'ta- kı Kürt devlet örgütlenmesinin gele- cekte yaratacağı olası durumlar, ulu- sal güvenliğe yönelmiş büyük ve teh- likeli bir tehdrt olarak algılanmıyor mu? O zaman hiikümet başkanının 16 Şu- bat 2004 tanhinde, "Genişletilmiş Or- tadoğu Projesi içinde Diyarbakır bir yıldız, birmerkez olabilir. Bunu başar- mamız lazırv " sözleri nasıl yorumlan- malıdır? Görünen odur ki Türkyönetimi, po- litikaçıdan ülkemizin geleceğini, ABD ve AB'ye tabi olmakta gören ve bu- nu.temin için her türiü fırsat ve olana- ABD'nin Büyük Ortadoğu Girişimi ve Türkiye (3) ğı cesurca kullanan bir danışmanlar ve etkili olanlar kadrolanyla sanlmış ve bunlann belirli bir istikamette yöneti- mi etkilemeleriyle Cumhuriyetimizin 80 yıllık tarihinde görülmemiş bir şe- kilde reform adı altında Atatürk'ün kurduğu üniter ulus devletin kuruluş- ları, yasalan, direnç noktalan tasfıye edilmeye başlanmıştır. Her şey hatta anayasamız ABD ve AB'nin istekleri- ne göre şekillendirilmek istenmekte- dir. Bu ortamda devletin önemli çe- kirdek milli kuruluşlannın, ulusun bey- ni olan ilim müesseselerinin bu dönü- şümü bilinçle değerlendirmesi, dik- katlerini ulusal çıkar ve ulusal güven- lik boyutunda, hatta devletin bekası açısından konuya odaklandırması, gelişmeleri durduımak için yaşamsal nitelikte bir görev olmaktadır. NATO şemsiyesi altında... BOP projesi kapsamında, ABD açı- sından kıvama gelmiş (Kemalist Cum- huriyetin ulusal direnç noktalan yıkıl- mış ve ulusal ekonomisi ve doğal kay- nakları emperyal güçlerin finans ka- pitalince kontrol attına alınmış) bir Tür- kiye'ye oynatılmak istenen önemli as- keri roller olacağı düşünülmektedir. BunlarTürkiye'nin, Batı'nın (ABD'nin) bir askeri kalesi olarak üslerle ve as- keri malzeme depolarıyla donatılma- sı ve bölgedeki en disiplinli, en eği- timli ve erımuharip unsur ojarak gör- Büyük Ortadoğu Projesi ilk kez Başbakan Recep Ta\Aİp Erdoğan'm bu yıhn ocak a>imn son günlerüıde gerçekleştirdiği ABD zfraretinde gündeme gelmişti. dükleri TSK'nin bölge müdahale gü- cü olarak kullanılma talepleridir. Eğer Batılı güçler anlaşırlarsa bu güç, bir NATO şemsiyesi altında NATO veci- beleri, görevleri gereğı görevlendirile- cek, Batı'nın bölgededemokratikleş- me, modemleşme, özgürieştirme, ba- nş getiıme işlevine katkıda bulunma gibi gerekçelerle kıiz bölgesinde gö- rev yapan asli bir unsur haline getiril- mek istenecektir. Bu tezimiz bugün ABC'nin NATO bünyesinde, Afganis- tan'da, Türkiye'ye oynatmak istediği rolle ilgili talepleri teyit eder mahiyet- tedir. Tüm bu faaliyetler, Türkiye'de Türk ekonomisine, Türkiye'nin mo- dernizasyonuna, çağdaşlaşmasına, Batı'nın desteği görünümüyle sunul- mak istense biie Türkiye'yi istikrar- sızlaştıracağı ortadadır. Türkiye'nin ulusal çıkarlan gözetilerek ve ulusal gü- venliği sağlanarak, komşularıyla ba- nş içinde yaşayarak çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ve toplumsal gö- nenç düzeyini yükseltme dinamik ül- küsüne de aykırıdır. Ulus devletin çökertilmesi Unutulmaması gereken nokta Tür- kiye'nin antiemperyalist ilk kurtuluş savaşını utku ile sonuçlandırarak tüm mazlum ulusların gönlünde bağım- sızlık ve özgürlük ışığını yakan örnek ülke olmasıdır. Türk ulusu ve zinde güçleri böylesine bir kaderi ve ülke- sinin böylesine rolleri oynamasını is- temeyecektir. Üniter ulus devletin gi- derek çökertilmesini ve küreselleşme adı altında kendisine Sevr koşulları- nın dikte edilmesini kabullenmeye- cektir. Bunun için ulusun bilinçlendirilme- si, yönetimlerin demokratik yollarla uyarılması yaşamsal önem taşımak- tadır. Bu girişimleri ve oluşturmayı amaçladığı yapıyı Cumhuriyet devle- ti, ülkesi ve ulusu bugujı fiilen yaşa- maya başlamış durumdadır. Bu iti- barla durum son derece ciddidir. Bu proje gündemde olmakla bera- ber ABD'nin bugüne değin uyguladı- ğı yöntemlerle gerçekleştirilmesi güç hatta olanaksızdır. Projenin bilinen yöntemlerle gerçekleştirilmesine ça- lışılması bu vasi saha üzerinde ABD'yi giderek çöküntüye götürecek ve ola- sıdır ki dünya bu proje nedeniyle bü- yük dramatik terör olaylannı, ulusal di- renişleri, alçakyoğunluklu çatışmala- rı yaşayacaktır. Zira siz hiçbir rejimi çeşitli dış ter- tip ve düzenlerle, olmazsa askeri güç- le tamamıyla yok edemezsiniz. De- mokrasiye geçemezsiniz. Demokra- tik düzenler, iç dinamiklerin uzlaşma- sıyla belirli bir süreç içinde oluşabilir. Binlerce insanın mezarlarının üzerin- de banş ve hoşgörüyü tesis yıllar alır. İnsanların en ilkeli biie dışarıdan ya- pılacak açık ya da gizli yabancı mü- dahaleleri kabule meyyal değildir. Iş- birlikçi azınlık her yerde olabilir. Ama bir an gelir ki uluslannın önünde tüm hüviyetleriyle çıplak olarak teşhis edi- lirler. Bu değerlendirmelerimizin kanıtla- rı halen Irak'ta yaşanıyor. Demokrasi vaat edilirken insan soyunayakışma- yan işkenceler orada, ülke insanları- nın birbirine karşı kamplaşmalanna sebep olacak uygulama orada, Sad- dam'ın birgenerali asayişi sağlamagö- reviyle yeni kurulmaya başlanan Irak ordusunun başı olarak orada. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle