Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 HAZİRAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Şef - şef yardımcılığı
sınavı ve hukuk
Uzman ve yan dal uzmanı hekim ye-
tiştiren eğitim hastanelerinde, eğitimi
verecek ve klinikleri yönetecek şef-şef
yardımcılannın hangi yöntemle atama-
larının yapılacağı, 1997'deki biryönet-
melik değişikliği ile bir düzene oturtul-
muştu. "Muştu" diyoruz, çünkü bu dü-
zeni ilk altüst eden, bir önceki Sağlık
Bakanı Osman Durmuş'tu...
Durmuş'tan önce, şef ve şef yardım-
cılan, ilk iki aşaması OSYM; uygulama,
eğitim becerisi ile bilimsel yayınlann
değerlendirildiği, üçüncü aşaması da
kura yöntemi ile oluşturulan jüriler ta-
rafından gerçekleştirilen sınavlar so-
nucu atanıyorlardı. Durmuş'tan sonra,
yönetmelikte altıyı aşkın değişiklik ya-
pıldı, beklendiği üzere sınavsız atama-
iar yapıldı, sınav sistemleri ve jürilerin
oluşumu çorbaya döndürüldü. Doğal
olarak, Türk Tabipleri Birliği (TTB), dü-
zenlemelere karşı dava açtı ve kazan-
dı. Danıştay karannda, özetle "1997'de
yapılan düzenleme ile kabul edilen
yöntemin eşit, adil, nesnel olduğu, ka-
mu yaran ve hizmet gereklerine uygun
bu düzenlemeleri değiştiren yönet-
melik hükümlerinin ise hukuka aykın ol-
duğu" vurgulandı. AKP iktıdarı, huku-
ka çok saygılı ya, Danıştay'ın bu kara-
nnıuygulamamaklakalmadı, 15Ağus-
tos 20O3'te, Osman Durmuş hüküm-
lerini aynen yönetmelik haline getirdi.
TTB yeniden dava açtı ve yönetmeli-
ğin tamamı ile bu yönetmeliğe dayalı
olarak 5 Temmuz 2004'te yapılacağı ilan
edilen şef-şef yardımcılığı sınavının ip-
talini istedi. Danıştay 5. Dairesi, geçen
günlerde yürütmeyi durdurdu ve karar
21 Haziran 2004 günü Sağlık Bakan-
lığı'na iletildi.
Sağlık Bakanlığı anlamış olmalı.
önünde tek seçenek var: Yönetmeli-
ğı, 1997'deki biçimine oturtmak.
IŞ1HANSU
Bir 'Açık Pencere' alıntısıDeğinilerden, alıntılardan,
küçük fıkramsı yazılardan
oluşan köşelerin öncüsüdür
Melih Aşık ustamız.
Ankara Kulisi de dahil
benzer köşeler Melih Aşık'ın
iz sürücüleridir.
Melih Aşık'ın "Açık
Pencere"s\; günceli alır,
yoğurur, kısacık anlatır.
Güldürür, düşündürür,
şaşırtır, kimi kez de kimilerini
küplere bindirir.
Güncel ne? Bush'un
Türkiye'ye gelişi ve
dolayısıyla patlayan
bombalarörneğin...
Eğitimsizlikten midir, anlamsız
cesaretten midir, "Türk polisine
bir şey olmaz" önyargısından
mıdır, bilinmez, Esat
Karakolu'ndan polis memuru
Bekir Bayar'ın topuğu ve dizi,
Hilton Oteli'nin önündeki
bombalı paketi ayağı ile
kurcalarken parçalandı değil
mi, alın size işlenecek bir
olay...
Melih Aşık, yeni çıkan ve
yazılannı dertediği "Açık
Pencere'den 2000'li Yıllar"
kitabında bir telsiz
konuşmasını aktanyor.
"5443 Merkez: Cemal
Gûrsel Caddesi'nde şüpheli
birpaketvar.
- Anlaşıldı, çevre güvenliğini
alın, uzman gönderiyorum.
- Merkez, uzman ekibe
gerek kalmadı, paket boş.
- Boş olduğunu nasıl
anladınız?
- Efendim üzerinden kamyon
geçti."
Prof. gazetecinin
kimlik bilgileri
Türkiye zıyareti öncesi ABD Başkanı
Bush ile NTV adına röportaj yapma ola-
nağı sağlanan, "Sayın Başkan, bazı ülke-
lerin demokrasiyi geliştirme isteğinizipay-
laşmadığını biliyoruz. Ne gibi ikna yöntem-
leri kullanmayı düşünüyorsunuz?" yö-
nündeki pek tarafsız soruların sahibi, Bil-
gi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. ll-
ter Turan'ın kimlik bilgilerinden küçük
notlar:
Orta ve yükseköğrenimini ABD'de ta-
mamlamış. Amerikan Board Heyeti'nce ku-
rulan okullann mezunlan ve Amerikan Bo-
ard personeli tarafından kurulan Sağlık
ve Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi.
Ridgeway Uluslararası Güvenlik Çalışma-
ları Merkezi'ne bağlı "Amerikan Hege-
monyasına Karşı Meydan Okumalar Ça-
lışma Grubu"nur\ üyesi. Özdem Sanberk
ve llter Türkmen gibi isimlerle birlikte
Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu üyesi.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün döne-
minde oluşturulan ve Mehmet Artan, Ali
Bayramoğlu, Eser Karakaş'ın da yer al-
dığı 40 kişilik "Avrupa Birliği lletişim Gru-
bu"nun üyesi...
New Yorker dergisinin muhabiri Sey-
mour Hersh'in, geçen haftaya dam-
gasını vuran haberi, Israıl'in Irak'ın ku-
zeyindeki Kürtlere komando eğitimi
verdiğini içeriyordu. Her ne kadar Is-
rail yetkilileri yalanlasa da, son Milli
Güvenlik Kurulu toplantsında bile gün-
deme geldiğine göre, konunun öyle
yabana atılacak, önemsenmeyecek
boyutta olmadığı anlaşılıyor.
Dışişleri Bakanlığı Ekonomik Işler
Daire Başkanı Fevzi Uslubaş da Je-
opolitik dergisinin son sayısındaki ma-
kalesinde aynı konuyu işlemiş...
Uslubaş, ABD'nin Irak'a müdaha-
lesinin arkasında, bölgede Arap ül-
Ortak Bir Tutum Gerek
keleri için yeni bir sorun olacak bir
"Kürt antitezi veya devleti" kurularak
Arap-lsrail uzlaşmazlığında Israil'e da-
ha fazla taviz verilmesi arayışının var-
lığına dikkat çekiyor. Mart 2004'te ka-
bul edilen ve "fiili Kürt antitezinin fe-
deral bir yapı içinde meşruiyet ka-
zanmasım" sağlayan, Türkmenleri de
azınlık olarak adlandıran Irak Geçici
Idari Yasası'nı anımsatıp şöyle diyon
"...Bushyönetimi tarafından ortaya atı-
lan ve henüz mahiyeti ile parametre-
leri tam olarak açıklanmayan Büyük
Ortadoğu Projesi veya girişimi, böl-
geye tedricen demokrasi ve insan
haklan gibi Batı nonvlannın getirile-
ceği iddiasını taşımakla birlikte, bu
projenin yenisi oluşturulmadan mev-
cut nizam ve müesseseleri ortadan
kaldırması halinde, bölgede büyük
bir istikrarsızlığa sebebiyet vereceği
ve esasen çok hassas dengeler üze-
rindeki bölgenin böyte birilave olum-
suzluğu kaldıramayabileceği aşikâr-
dır. Aynı şekilde K. Irak'taki Kürt olu-
şumunun 'Büyük Kürdistan' için do-
mino etkisi yapması ve Suriye ile
Iran'ın 'Kürt girdabına' sürüklenmesi
durumunda, Türkiye'nin de bundan
etkilenmesikaçınılmaz gözükmekte-
dir."
Uslubaş, 12 Mart 2004'te Suriye'nin
Kamışlı ilçesinde patlak veren, daha
sonra Halep ve Şam'a sıçrayan Arap-
Kürt çatışmasının "iyi tahlil" edilme-
sinden yola çıkarak şu yoaıma vanyor.
"Bölge ülkelerinin biraraya gelerek
Kürtpolitikasında ortakbirtutum sap-
tayamamalan halinde BOP'un, büyük
Ortadoğu istikrarsızlığı veya büyük
Kürdistan devletine dönüşmesi riski
mevcuttur. Bu da Israil'in menfaatle-
rine uygun, bölge ülkelerinin ise aley-
hine bir gelişme olacaktır."
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORLNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Sakatiarm Vergi ve
Sigorta Durumlam
SORU: Ben, %40 özüriü olarak işe ahndım. %40 özürlülük
en alt seviye imiş. Benim gibi ve daha iist seviyede özüriü kon-
tenjanından işe başlayanlann ne gibi avantajlan vardır.
1) Vergi kesintilerinde indirimden yararianıriar mı?
2) Kaç yılda emekli olurlar? (Sakathk derecelerine göre ka-
demeli bir uygulama yapılryormuş.)
3) SSK prinıJeri indirunli kesilir mi?
(S.S.)
YANIT:
1) 193 sayılıGelir Vergisi Yasasrnın 31. maddesi "Sakathk
İndirimi" ile ilgilidir. Bu maddede sakatlar üç dereceye aynl-
mıştır. Yasa uyannca:
"Çahşma gücünün asgari %80'ini kaybetmiş bulunan hizmet
erbabı birinci derece sakat, %60'ını kaybetmiş bulunan hizmet
erbabı ikinci derece sakat, asgari %40'mı kaybetmiş hizmet er-
babı ise üçüncü derece sakat sayıhr."
Üç dereceye aynfan sakatlardan "sakathk derecelerine göre
bemienen ayhk tutarlar", hizmet erbabının ücretinden indiri-
lır.
Sakatlık indirimi:
- Birinci derece sakatlar için 440.000.000 lira
- ikinci derece sakatlar için 220.000.000 lira
- Üçüncü derece sakatlar ıçm 110.000.000 liradır.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakd turk.net
İş Gücü
Kavbı
%80
%60
0
o40
L'cretlerde
Sakathk
Derecesi
1. Derece
2 Derece
3 Derece
Aylık Celir Vergisi Sakathk tndirimi
Ücret
tndirimi
440 000 000
220.000 000
110.000.000
Vergi
Oranı
%15 00
% 15.00
\ 15.00
Vergi
tndirimi
66.000.000
33.000.000
16 500.000
Özetle, ücretle çalışanlardan, birinci derece sakatlar ayda 66
milyon, ikinci derece sakatlar ayda 33 milyon ve üçüncü dere-
ce sakatlar ayda 16 milyon 500 bin lira daha az gelir vergisi
öderler.
2) 6 Ağustos 2003 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 4958
sayılı yasa ile "sakathğınedenhle vergi indirimindenyararian-
maya hak kazanmış" sigortalılardan, sakathk derecesine göre
belirlı sıgortalılık süresi içinde belirli prim ödeyenlere "yaşla-
n ne olursa olsun" kademeli bir ayncalık getirilmişti. Bu ayn-
calığa göre:
Sakatlık
Derecesi
1. Derece
2. Derece
3. Derece
507
3 sayıh
Vergi İndiriminden Yararlanan Sigortalı
Sigorta
Süresi
15 Yıl
18 Yıl
20 Yıl '
vasa ile yürürlükten kaldınld
Prim
Günü
3.600
4.000 ;
4.400
1.
Yaş
Sının
Yok
Yok
Yok
Yukandaki süreleri ve prim günlerini tamamlayan sigorta-
lılar *yaşlan ne olursa olsun", yaşlılık aylığuıdan yararlandı-
nlmaktaydı. Ne yazık ki, bu uygulamaya, 28 Ocak 2004 gün-
lü Resmi Gazete'de yayımlanan 5073 sayılı yasa ile son veril-
miştir.
5073 sayılı yasayla getirilen ve günümüzde geçerli yeni uy-
gulamaya göre:
"Sigortah olarak ilk defa çahşmaya başladığı tarihten önce",
sakat olup bu sakatlıklan sonucu "çalışma gücünün en az
2/3'ünü (yüzde 67) yitirdiği" SSK hastanelerince düzenlenen
"sağhkkurulu raporlan" ile belgelenenler "malul" sayılmak-
tadır. Ve:
"Malul sayıbnayı gerektirecek derecede hastahk veya anza-
sı bulunan" bu anza ve hastahğı sigortalı olmadan önce oluş-
tuğu için "maluflük aylıgından yararlanamayan sigortahlar, yaş-
lan ne olursa olsun en az 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve
en az 3.600 gün malullük, yaşhhk ve ölüm sigortalan ödemiş
olmak şartıyla yaşhhk a> lığından yararianırlar."
Kısaca, yaşhhk aylığından yararlanmak için. sigortalıhk sü-
renizin en az 15 yıl, prim ödeme gün sayınızın en az 3.600 gün
ve bunun yanı sıra çalışma gücünüzün de en az 2/3'ünü
(%66.66) yitirmeniz durumunda yaşhhk aylığından yararla-
nabilirsiniz.
3) Sigorta primleri sigortalı payı, bugün için tüm sigortah-
lara uygulanan oran, ücretin %14'üdür (on dört). Işveren pa-
yı ise işyennin tehlike sınıfı ile işyerinde yapılan işlerin ağır,
yıpratıcı ve zehirleyici olmasına göre % 19.5 ile %27 arasın-
da değişmektedir.
HARBt SEMİH POROY semihporoyfd yahoo.com
OTOBÜSTEKİLER KEMAL IRGENÇ
ı
I
klt
ı
Fı
k_urgenc(a yahoo.com
faffı 2{fqf
UATo Yif
t
fc?HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BILGİIS
NATO TOPLANTISI
öONLERİNDE
tSTAHBUL
ÜPHELİ PAKET
AMİRIM HEMEN EKİP l L
' ŞUPHELİ PAKET TA$IYAN
' BİRINE RASTLADIM !..
1 1 1 1 I 1 I I I I I I I I I i I
TARİHTE BUGÜN ML MTAZ ARIKAM 28 Haziran ıctncnuımtaz-arikan.cotn
P//M/VÛ£UO 43 OYUN YAZM/STff.
, OYUM ,
L-UlGl P/&4NP£U.O DOGMtlŞTV. £O. YÛZYfLfA/
8/IS. İ&OHrYLE y/\Prro4etUA yANSlUAS/NA NEP&l OL
MUŞ7V. Srg BA/erM/l, OA/l/A/ tCÖTtİM-
İŞT£ 8A2I OYUNlARt- "ALT/ KrŞt
". *£İ2e ÖYLE " "OH//VMO/&UA4& .
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Tirveler Hep
Fare Doğurur!
7
TESEV'in German Marshall Fund'la birlikte düzenle-
diği "Yeni Bir Yol Kavşağında Atlantik Ittifakı" konulu
panelin açılış gecesinde keyifli bir masaya düştüm. Ya-
nıbaşımda oturan llter Türkmen'e sordum:
"Zirveden ne beklemeliyiz?" llter Bey "En somut
beklentiAfganistan" diye konuyu özetleyiverdi: "Afga-
nistan'da seçimlerin güvenli bir şekilde yapılabilmesi
için NATO desteğigerekli. Bunun dışında tabii Irak var.
Ama NATO bağlamında Irak'a destek yalnız eğitimte
sınıriı olabilir. Bir de transatlantik banşma havasının
temini söz konusu..."
"Eh o zaman bu kadar gürültü patırdı; dağ fare dp-
ğurmuş olmuyor mu" deyince, llter Bey cevabı yaptş-
tınverdi: "Liderier hep bir araya gelir ve fare doğurur.
Zirvelerin hepsi böyledir!"
Hafta sonu Çırağan Sarayı'nda yapılan TESEV top-
lantısı, "zirve" öncesi kulislenn nabzını ölçmek açısın-
dan ilginç bir platform sağladı. Batı'nın en önemli "think-
fan/c"lerinden gelen temsilciler, stratejistler, diplomat-
lar, akademısyen ve gazetecilerin katıldığı panellerin
dışında, kondorlarda yapılan birbirinden renkli yorum-
lar, ıkı gün boyunca dünya liderterinin dudaklanna ya-
pıştınlacak resmi deklarasyonlardan daha faydalı bir na-
bız ölçme ortamı yarattı.
NATO'ya bu tepki neden?
Yıllardır Türkiye'ye gelip giden ve ülkemizi çok yakın-
dan tanıyan bir Batılı diplomat örneğin, "Hemen herke-
simde karşılaştığı yüksek dozlu NATO karşıtı havaya
hayret ettığini" söyledi bana. Irak savaşı ve tezkere kri-
zinin Türk halkında yarattığı Amenkan karşıtlığının, "sa-
dık müttefik" Türkiye'de NATO ile özdeşleşen boyutJa-
ra ulaşmasına şaşmıştr. "Biz bu tür birAmerikan ve NA-
TO karşıtlığını, Soğuk Savaş döneminde, Avrupa 'daya-
şadık. Bugün Avrupa'da NATO'ya böyle bir tepki yok.
Soğuk Savaş'ta bazı Avrupa ülkelerinde gördüğümüz tür-
den birABD/NATO karşıtlığınıyirmiyıllıkarayla şimdi Tür-
kiye 'de görüyoruz. Nedirbu? Bunu nasılaçıklıyorsunuz"
diye sordu bana.
Ben de dilım döndüğünce kendisine tezkere dönemi
tortulannı anlattım; buna paralel olarak son bir yıl içinde
NATO'nun "neocon" polıtikalann aracına dönüşmesi yo-
lunda bir izlenım doğduğunu beiirttim. Ve bunun bir "kre-
dibilite" soaınu yarattığını söyledim. NATO ile bağlantı-
landınlmak ıstenen "BOP projesi nedeniyle 'ateşten
gömlek' türü bir cephe' ülkesine dönüştürülmeniiz iv
timalinden kamuoyu hiç hazzetmedi.." dedım. Ama
ne soylersem söyleyeyım, muhatabımın şaşkınlığı geç-
miyordu Ben de onun Türkıye'deki "hava değışiklığine"
bu kadar şaşırmasına şaşmıştım. "Nasıl olmuştu da NA-
TO 'nun en sadık müttefikı bu kadaranı ve güçlü bir NA
TO karşılığı akımına kapılmıştı" karşılıklı şaşkınlıklanmı-
zı paylaştık.
Istanbul zırvesının en ilginç yönü belki de işte böyle-
sine "keskin ve gecikmeli algılama farklannın" tescili ve
tespiti olacak. NATO artık çünkü bildiğimiz NATO'dan tü-
müylefarklıbırşey. "Terıd/falgılamasıfarklı, "misyonu"
farklı. "hedefleri" farklı, "cepheanlayışı" farklı. '9O'lıyıl-
larda kendisine yeni misyonlararayan NATO'nun 11 Ey-
lül'den bu yana giderek başka bir şablona oturmaya
başladığını fark etmesine etmiştik. Ama Istanbul'da bu
yeni misyonun tarifi -her gün NATO ile uğraşmayan biz
sıradan faniler için de- artık netlik kazanacak. 49 'da üye
olduğumuz ıttifaktan çok farklı bir ffWa/on parçasına dö-
nüşmüş olduğumuz kafamıza dank edecek: 'Yeni NA-
TO'nun en önemli ekseni güney. Türkiye de bu eksenin
biricik ve en cana/ıcı cephe ülkesidiri' gerçeği iri, kalın
puntolaria beynimizin kuytulannda kayda geçecek.
En özet biçimıyte Prof. Duygu Sezer Bazoğlu'nun yo-
rumuyla ifade etmek gerekirse: "11 Eylül'den bu yana
pişirilen tüm projelerin birbirine eklemlendiğiyerolacak
Istanbulzirvesı...": "Alan dışı tanımını" uzata uzata yer-
küreyi kapsayacak biçimde gevşetmekten tutun da, Af-
ganistan'da NATO variıgını güçtendırmeye, mustakbel üye
ve ortaklıklar için "açık kapı" politikasını hızlandırmaya,
BOP'yı bir biçimde NATO ile ilintilendirmeye, Irak'a as-
keri eğitim desteği vermeye, "güçlendirilmiş diyalog" ve
"Istanbul girişimi" adı altında NATO-Akdeniz diyaloğu-
nu canlandırmaya ve hatta Karadenız'i "stratejikbirböl-
geye" dönüştürme düşüncetenne dek.. ayn ayn parça-
lann hepsinin aslında tek bir projenin, "büyük-yeni NA-
TO projesinin" parçası olduğunu anlamış olacağız. Par-
çalan bir araya getiren bu büyük "bütün" -bir anlamda
ilk kez- Istanbul'da doğacak.
Buna artık siz "fare" mi dersiniz, "Drakula" mı.. onu
bilemem.
BULMACA SEDAT YAŞAYAIV
1 2
SOLDANSAĞA:
1/Doğanmbil-
gisine büyüsel
işlemlerle van-
labüeceği inan-
cı. 2/ Sara has-
talığına verilen
bir başka ad. 3/
Kısa namlulu
birtop Hamur
açılırken yapış-
maması için
serpilen un. 4/
Olumsuzluk
belirten bir önek... Do-
ğu Karadeniz dağlan-
nın yüksek kesimlerin-
de yaygın geçici kırsal
yerleşme... Kale hen-
deği. 5/Otomobil söz-
cüğünün kısa söyleni-
şi... Gemilerde turlü iş-
lerde kullanılan bir tür
demirhalka. 6/Kuran'ı
güzel, yüksek sesle ve 9 |
usulünce okuma. 7/Sar-
ma, kuşatma "— Kuynığu ": Aziz Nesin"üı öykü ki-
tabı. 8/ Islam ınancına göre kıyamet günü bütün ölü-
lerin dirilerek toplanacağı yerin adı. 9/ tsrail yapımı
suıkast silahı... Medyumlann ruhlarla temasta bulun-
duklan zaman içine girdikleri değişik bilinç durumu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Özerklik. 2/Kaba, biçimsiz... Hoşa giden duygula-
nım. 3/Giysılerin buruşukluklannı gidermekte kulla-
nılan araç... "Denizayısı" dadenilen bir foktürü. 4/Gü-
ney Amerika'da yaban ha^anlannı yakalamaktakul-
lanılan kement. . Verme, ödeme. 5/Türkiye'ninplaka
işareti... Demiryollannda traverslerin altına, şoselerde
düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş kmklan. 6/
Amerika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan büyük bir
sürüngen.. "Müjde— ": Sinemaoyuncumuz.7/Bilen-
miş kesıci bir aracm yüzünde kalan ve bileği taşıyla
giderilen metal çapağı... Alan Parker tarafından sine-
maya da aktanlan ünlü bir müzikal. 8/ Bir kumar ara-
cı. 9/Topu düşman ateşinden koruyan zırhlı bölme...
Notada durak -şareti. , | »