Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 HAZİRAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
lliJvt^FiM \_JİVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Geçinmek için 5
asgari ücret
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk-Iş Araştırma
Merkezi'nin
hesaplamalanna göre 4
kişılik bır ailenin açlık
sının 474 milyon lira,
yoksulluk sının ise 1
milyar 442 milyon lira
olarak belirlendi.
Açıklamada, insanca
yaşamak içın 5 asgari
ücret gerektiğıne dikkat
çekilerek günlük 48
milyon liralık yoksulluk
sınınna karşın asgari
iicretın günlük 20 milyon
lirada kaldığı belirtildi.
Yılda 76.6 bm
• ANKARA (AA>-
Türkiye'de 2003 yılında
76 bin 668 iş kazası ve
440 meslek hastalığı
meydana geldi. 1596
sigortalı, iş kazası ve
meslek hastalığı sonucu
sürekli işgöremezlik
durumuna düştü ve 811
sigortalı öldü. Türkiye'de
iş kazası ve meslek
hastalığı olaylannda bir
önceki yıla göre yüzde 4,
ölüm olaylannda ise
yüzde 12 oranında
azalma meydana geldi.
Marketlere
ambulans
zorunluluğu
• ANKARA (ANKA)-
Türk Standartlan
Enstitüsü (TSE)
lıipennarketlere de
standart getirdi. Buna
göre TSE'li olmak
isteyen hipermarketler
ilkyardım dolaplan,
ilkyardım eğitimi almış
en az bir personel
bulunduracak ve
müşterilerin
rahatsızlanmasına karşı
özel ambulans hizmeti
veren bir fırma ile
sözleşme yapacak.
Dünya Bankası'na göre Türkiye'de 10.3 milyon yoksuldan 4.5'i sigortasız
i kişiden biri yoksulANKARA (AA) - Dünya
Bankası'na göre. Türkiye'de
10 milyon 300 bin yoksul bu-
lunurken bunlann 5.8 milyo-
nu yeşil kartlı, 4.5 milyonu
ise hem yoksul hem de sigor-
tasız.
Bu arada kuruluş, genel
sağlık sigortası için yüzde
12.5 oranında prim kesilme-
sini öneriyor.
Dünya Bankası 'nca hazır-
lanan "Türkiye'de Genel
Sağhk Sigortasına Hazırhk"
konulu raporda, ülkede bu
alanda yaşanan gelişmeler ile
alternatif çözüm önerileri or-
taya konuldu. Türkiye'de si-
gortalı olmayanlann sayısı-
na dair tahmin kargaşası bu-
lunduğu öne sürülen rapor-
da, bu konuda 2 ile 22.2 mil-
yon arasında rakamlar konu-
şuldugu, SSK'li adedi için de
20 ile 30 milyon arasında tah-
• Raporda genel sağhk sigortası için devletin, sadece yoksullar
adına hane başına asgari ücretin yüzde 12.5'i kadar prim ödemesi
önerildi. Halen sigortalı olanlardan ise sigortalanabilir gelirin yüzde
12.5'i oranında prim kesilmesi gerektiği ifade edildi.
minler yapıldığı belirtildi.
Halen geçerli olan yeşil
kart sayısıyla ilgili olarak da
2 ile 11 milyon arasında de-
ğişen rakamlar telaffiız edil-
diği kaydedilen raporda,
DPT ve Ulusal Sağlık Hesap-
lan Araştırmasfndan alınan
bilgiler ışığında şu değerlen-
dirmeleryapıldı:
• Türkiye'de 1992'denbe-
ri 12 milyonu onaylanan top-
lam 15 milyondan fazla yeşil
kart başvurusu yapılmıştır.
Yeşil kart, sadece 1 yıl için
geçerlidir. Her yıl verilen ye-
ni yeşil kart sayısı 1 ile 1.4
milyon arasında değişmekte-
dir. Yeşil kart yenileme baş-
vurulanyla ilgili veri ise bu-
lunmamaktadır.
• Sigortalı olmayanlann
sayısı 20.9 milyon olarak tah-
min edilmektedir. Bu rakam
sağlık sigortası olmayan yok-
sullan ve yoksul olmayanla-
n kapsamaktadır.
• Yoksul sayısınm 10.3
milyon olduğu tahmin edili-
yor. 5.8 milyon yoksulun ye-
şil kartı vardır. Kalan 4.5 mil-
yon kişi ise yoksul ve sigor-
tasızdır.
t/ Mali sürdürülebilirlik
tahmininde SSK sigortalıla-
nnın sayısı 23.02 milyon,
Bağ-Kur sigortalılannın 9.15
milyon, Emekli Sandığı si-
gortalılannın 10.7 milyon,
yeşil kart sahiplerinin 5.8
milyon, sigortası olmayanla-
nn ise 20.9 milyon olarak
alındı.
Dünya Bankası raporunda,
tüm kamu fonlarının (SSK,
Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve
Yeşil Kart) Genel Sağlık Si-
gortası Fonu altında toplan-
ması teklif edildi.
Onerfler
Dünya Bankası raporun-
da, genel sağlık sigortası ge-
lir önerisi ile sistemin yıllar
itibanyla ekonomik faturası
da ortaya konuldu.
Raporda, genel sağlık si-
gortası primleri konusunda
şu önerilerde bulunuldu:
• Devlet, sadece yoksul-
lar aduıa hane başına asgan
ücretin yüzde 12.5'i kadar
sağlık sigortası pnmi öde-
yecek.
• Yoksul olmayan sigor-
tasızlar, hane başına sigorta-
lanabilir gelirin yüzde 12.5'i
kadar sağlık sigortası primi
ödeyecek.
• Halen sigortalı olanla-
nn tamamı, hane başına si-
gortalanabilir gelirin yüzde
12.5'i kadar sağlık sigortası
primi ödeyecek.
Rapora göre, mevcut du-
rum devam ederse Türki-
ye'de 2005 yılmda yaklaşık
20 katriryon, 2011 'de 20 kat-
rilyonun biraz üzerinde,
2015'te de yaklaşık 40 kat-
rilyon lira genel sağlık har-
camasında bulunulacak. Bu
rakam 2021 'de 60 katrilyo-
na, 2025 'te ise 80 katrilyon
liraya çıkacak.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Grup kalkındırma hamlesinde yıl sonuna kadar 10 ilde 10 üretim noktası oluşturacak
Dizayn'dan Anadolu'ya fabrikalar
BAŞAKSEZEN
MERStN - Dızayn Grup, "Ana-
dolu Üretim NoktalarT projesi
kapsamında yıl sonuna kadar 10 il-
de 10 fabrika açacak.
1987 yılmda kurulanve 1992 yı-
lından beri yerden ısıtma borulan
ve bina içi temiz ısı borulan üreten
Dizayn Grup, Anadolu'nun kalkın-
masına model oluş-
turmayı hedeflediğı
projenin startını
Mersin'de verdi.
Açılışta yaptığı
konuşmada, bir pro-
jenin başanlı olabil-
mesi için teknoloji,
pazar ve marka gü-
cü, kurumsal kültür
ve özkaynağın ge-
rekli olduğunu belir-
• Anadolu'nun
kalkınmasına model
oluşturacak projede
Mersin'deki
fabrikayı Gaziantep
ve Çorum'da üretim
noktalan takip
ten Dizayn Grup Yönetim Kurulu
Başkaru Ibrahim Mirmahmutoğul-
lan. "Şu ana kadar bu modetin be-
nimsenmemesi Anadolu'daki po-
tansiyeliıı kavranmamasından kay-
naldamyor" dedi. Türkiye'nin tek-
nolojisini geliştiren bir ülke olma-
masının gelecek yıllarda ülkemizi
dünya pazarlannın dışına iteceğini
söyleyen Mirmahmutoğullan, "Biz
teknoloji üreten ve ürettiği kn<m
hovv'ıpazarlavan birfirmavız.Ana-
dolıTda geliştirdiğiıniz en son tekno-
lojiyi kullanacağız. Yani Anado-
hı'ya teknolojimizi taşryoruz" diye
konuştu.
Bu projenin Anadolu'yu çok faz-
la heyecanlandırdığını belirten
Mirmahmutoğullan, "ÖrneğinEr-
zurum'da da yaönm
planlıyoruz. Orada
bir tane bile fabrika
yok. Teknok>jinin, kat-
ma değeri yüksek
ürün üreten bir fabri-
ka açılacak olması
halka moraJ veriyor"
dedi.
Türkiye'de denge-
siz bir sanayi büyü-
bulunduğunu
Bi-
edecek.
— — — — — mesı
belirten Mirmahmutoğullan,
zini üretim yapüğunız ürünler ha-
cünü olduğundan nakiiyesi çok ma-
Byetlkiir. Bu nedenle pazann içinde.
yani yerinde üretilniesi daha akılb-
cadır. Bu proje Anadoiu'nun kai-
kmmasına katkı sağlayacağı kadar
Dizayn Grup'un da hıziı geüşimi
için de çok büyük önem taşımakta-
dır" dedi.
Mersin'den sonra sırada Gazian-
tep ve Çorum fabrikalannın bulun-
duğunu söyleyen Mirmahmutoğul-
lan, "Eyfül sonunda Mardin, ekim
ayı içerisinde Srvas fabrikalan üre-
time başlayacak. Yıl sonuna kadar
sırasryla tzmir, Ordu, Van, AntaJya
ve Erzurum fabrikalan devreye gi-
recek" dedi.
DÜNYA EKONOMÎSİNE BAKIŞ / ERGtN YILDIZOĞLU
Irak'ın işgaliyle birlikte, Ortado-
ğu jeopolitiği, üç farklı ama birbi-
ri içine geçmiş projenin çarpışma-
ya başlamasıyla oluşan bir bur-
gaca takıldı. Tasanmcılanna "mü-
kemmel bir duruma" ulaşmayı
vaat ettiği için, bu özelliklerinde
dolayı, bu projelere aslında "fan-
tezi" demek daha doğru olur.
"Büyük Ortadoğu Projesi", 100
yıllık egemenlik, hatta bir impara-
torluk vaat ediyor. "Büyûk Israil
Projesi", Filistin sorununu çöz-
meden kalıcı güvenlik vaat ediyor.
"Büyük Kürdistan Projesi" bü-
yük bir ülke ve devlet vaat ediyor.
Olanaksızlıklar yumağı
"Büyük Ortadoğu Projesi",
enerji kaynakları üzerinde deneti-
mi, bölge ülkelerinin "piyasa eko-
nomisine" açılarak tüketimin, ya-
irımlann canlandırılması, ulusla-
farası mali sermayenin değerlen-
mesine uygun bir biçimde dönüş-
türülmesini hedefliyor. Irak sava-
şı bu sürecin ilk adımıydı ama bu-
•ada, fantezi hızla müstehcenliğe
dönüştü; ABD'nin de BOP'nin al-
sndan tek başına kalkamayacağı
nanıtlandı. Şimdi, Bush yönetimi,
3irleşmiş Milletler'i, Avrupa Birli-
ği'ni ve NATO'yu devreye sokma-
,a çalışıyor. BM'in, AB'nin devre-
ye girmesiyle, ister istemez Al-
•nanya, Fransa gibi büyük devlet-
erin ağırlığı artıyor, BOP giderek
"ortak" bir projeye dönüşüyor.
'JATO devreye girmeye başlarsa
ûu dönüşüm hızlanacak.
Diğertaraftan, ABD'de, başlan-
çıçta, BOP'yi sürdüren "neo-
:on" ekibin siyasi gücü zayıflıyor.
5u ekip Filistin sorununu BOP'ye
»atmıyor, Israil'in çıkarlarına/ gü-
»enliğine, özellikle öncelik veri-
»rdu. ABD dış politika çevrelerin-
de Avrupa'yla işbirliği, Arap ka-
nuoyunun duyarlıklannı dikkate
2ma, Filistin - Israil sorununda
•dengeli davranma" eğilimi güç-
^nirken, muhafazakâr kesimde
terail'e yönelik eleştiriler sertleşi-
•pr. (J. Raimando, "The Stab in
ve Back?" - Israil Kürt kartını oy-
i-jyor. ABD iki ateş arasında kalı-
pr, Antiwar, 24/06)
Böylece, Israil-Filistin sorunu
Oıtadoğu, Üç Fantezi
ve Arap ülkelerinin yönetici sınıf-
lannın tercihleri// etkileri BOP'nin
kapsamına girmeye başlıyor. Su-
riye ve Iran bağlamında bir rejim
değişikliği olasılığı BOP'nin ufku-
nun dışına çıkıyor. NATO ve AB
aday üyeliğinden dolayı Türki-
ye'nin "görevleri" ve jeostratejik
önemi artıyor
Doğal olarak, bu gelişmeler,
Irak, Suriye, Iran gibi büyük dev-
letlerin parçalanarak tehdit ol-
maktan çıkanlması, boru hattı yo-
luyla Musul petrolüne, Lübnan ve
Irak'taki suya ulaşılmasına, Filis-
tin sorununu "çözmeden" kalıcı
bir güvenlik sağlanmasına ilişkin
"Büyük Israil
Projesi"yle
çelişiyor. Üste-
lik, Israil'in,
Irak'ın bölün-
mesi yönünde-
ki çabaları,
"BKP'ne (ör-
neğin, J. Ariel
-Editör-, S.
Dror - Israil
Savunma Ba-
kanlığı Sözcüsü - "The Mirage of
United Irak", Maariv, 25/06) ver-
diği destek, onu, hem BOP'yi iz-
leyen güçlerle (ABD ve AB) hem
de bölgedeki en önemli ikinci
stratejik müttefiki Türkiye ile çeliş-
ki içine sokuyor. Üstelik, peşmer-
gelerden, "IV. Kuşak Savaşlan"
bağlamında kullanılabilecek güç-
ler inşa ettiğine ilişkin haberler
(Hersh, New Yorker), Israil'i, Su-
riye, Iran'ın yanı sıra ABD'nin
Irak'taki hesaplan ve Türkiye açı-
sından da bir istikrarsızlık, hatta
tehdit unsuru olarak algılanacağı,
Kürtler aleyhine tercih yapmaya
zorlanacağı bir noktaya itiyor.
"Büyük Kürdistan Projesi"
(öm: Ardişir Raşidi-Kalhur - Kur-
dish American Education Society
Başkanı- Kurdish Media, 24/04)
ise Israil ve aslında bir bölge dev-
leti olmayan ABD dışındaki tüm
diğer bölge ülkelerinin varlıklany-
la çelişen bir proje. Bu yüzden,
BOP bölge düzeninde açmaya
başladığı gedikten geçerek ilerle-
meye çalışıyor. Ancak, BOP dö-
nüştükçe bu gedik daralacak. BM
karannın, Kürtlerin otonomi hak-
kını içeren Irak Geçici Yönetim
Yasası'nı tanımaması (yarattığı
düş kırıklığı için: Nesrin Bervva-
ri, - Wall Street Journal, 24/04),
bu daralmanın başladığını göste-
riyor. Dahası, bu projenin arkasın-
da biıieşik bir liderlik yok. Bremer
ve Brahimi bile KDP'yi ve KYB'ni
Kürtlerin temsilcisi olarak değil, iki
Iraklı grup olarak görüyor, bir Ge-
çici Konsey üyesinin yardımcısı-
nın dediği gibi (Bilal Ahmad, Kur-
dish Media, 24/06), böylece bö-
lünmeyi sürdürmeye dikkat edi-
yor. Şimdi,
"Büyük Kür-
distan Proje-
si" bir yana,
ABD'nin Şiiler
ve Sünnilerle
uzlaşma çaba-
ları, Irak Kürtle-
rinin otonomi
projesini bile
tehlikeye atıyor.
50 Hazlran'dan sonra
30 Haziran'da, böyle birzemin-
de gerçekleşecek "devri-teslim-
den" sonra, Irak'ta yönetim
150.000'den fazla askerle ve dün-
yadaki en büyük askeri üssüyle
varlığını koruyacak olan ABD adı-
na Büyükelçi John Negropon-
te'de olacak. Emektar bir CIA aja-
nı olan Alawi'nin, ABD'nin Irak'ta-
ki varlığını savunmasından (New
York Times, 04/06) BM görüş-
meleri sırasında, ABD askeri ope-
rasyonlannda yetkinin Irak yöne-
timine verilmesine ilişkin öneriye
karşı çıkması da zaten, başba-
kanlığının bir "paravana" olaca-
ğını göstermiyor mu?
Devri-teslimden sonra Irak'ta
yaşanabilecek gelişmelerin bazı
ipuçları geçen hafta kendilerini
gösterdiler: Hersh'in Israil'in Ku-
zey Irak'taki varlığıyla ilgili yazısı,
Irak'ta direnişçilerin geniş çaplı,
eşgüdümlü ve kanlı saldınsı, Ala-
vvi'nin sıkıyönetim ilan etme teh-
didi, yeni Irak "kuklalarının" NA-
TO'yu resmen davet etmeleri,
ABD'nin Irak'taki askerlerinin sa-
yısını daha da arttırmaya hazırian-
dığına ilişkin haberler?.. Irak hal-
kının (Kürt, Sünni ve Şii Arap,
Türkmen) birbirinden kötü iki ola-
sılık arasında sıkıştığını gösteri-
yor. Birinci olasılık, "gevşekfede-
rasyondan" iç savaşa, karşılıklı
"etnik temizliğe" açılan Irak'ın
parçalanması sürecine ilişkin.
İkinci olasılıktaysa kanlı bir direni-
şe ve gittikçe daha baskıcı yön-
temlere başvuracak terörist bir
yönetim var. Adaylar da hazır.
Negroponte'nin uzmanlık alanı
1980'lerde Latin Amerika'da as-
keri diktatörlüklere karşı akıl ho-
calığı (ölüm tugaylan kurmak da
dahil) (Washington Post 21/06).
Alavvi de 1970'lerde Baas Parti-
si'nin istihbarat örgütünün, özel-
likle de Avrupa'daki muhalifierine
yönelik "sert" tutumuyla,
1990'larda Irak içindeki terörist
saldırılardaki rolüyle biliniyor.
(WSWS, 17/04, Ignatius, Was-
hington Post, 25/06)
Irak'ın bütünlüğünün korun-
ması, istikrarın sağlanabilmesi
için "koalisyon" güçleriyle işbir-
liği yapan Iraklıklann sayısınm gi-
derek artması, bunun için de can
güvenliği sorununun, Irak altya-
pı hizmetlerinin hızla iyileşmesi
gerekiyor, SSCB dış istihbarat ör-
gütünü başkanı, Ortadoğu uz-
manı, eski dışişleri bakanı Yev-
geni Primakov'a göre bugün bu
koşullar yok (The National Inte-
rest, 23/04). Öyleyse geriye,
güçlü, baskıcı bir yönetimden
başka seçenek kalmıyor. Ne ki,
bu arada, gittikçe artan sayıda
Iraklı direnişe katılıyor; direniş,
muhafazakâr Ingilizgazetesi Da-
ity Telegraph'ın ("The sophisti-
cated Baathist war game",
25/06), ABD Savunma Bakan
Yardımcısı Aımrtage'ın dahi hay-
ranlığını kazanacak bir beceri
sergiliyor (Washington Post,
26/04), direnişi yöneten, eski Irak
ordusu generalleri de kendilerin-
de, yabancı gazetecilere rande-
vu verip görüşme yapacak cesa-
reti bulabiliyorlar. (A. L. Grange,
Asia Times, 25/06)
10 bin kişiye iş
5 yıl içerisinde Anadolu'da her fabrika için
7-10 milyon Euro arası, toplamda 10
fabrika için ise 70-100 milyon Euro arası
yaünnı öngörcn Dizayn Grup, bu proje
kapsamında dolayfa olarak 10 bin Itişiye
istihdam sağlavacak. Mersin fabrikasuıı
Gaziantep ve Çorum fabrikalannın takip
edeceği açıklandı. Anadolu projesi dışında,
yurtdışı projelerine de devam eden Dizayn
Grup, Azerba\can'da 3 yıl içinde
tamamlamayı bedefkdiği 15 mihon
dolartak \aünm kapsamuıda 400 kişiye
istihdam sağlamayı planlı>or.
Katılımsız Olmuyor!
Bu ayın ortalannda yapılan Avrupa Birliği Parlamentosu-ABP
seçimleri, yoğun bir biçimde demokrasi sorunu tartışmalanna
yol açacak sonuçlar verdi.
Sonuçlardan birincisi ve daha önemlisi, seçime katılma ora-
nının olağanüstü düşüklüğüdür. Ikincisi de siyaset yelpazesinin
iki ucunda yer alan partilerin ve özellikle bağımsızlann, merke-
zin hemen solunda ve sağında yer alan büyük partilere göre, se-
çimlerden güçlenerek çıkmış olmalandır.
AB Pariamento seçimlerinde katılım oranı, 25 ülkenin ortala-
ması olarak yüzde 45 dolayında kaldı. Avrupa seçmeni sandık
başına gitmedi. Seçim sonuçlannın asıl kaygı verici ya da uya-
ncı bulunan tarafı budur. Bu olgu başlı başına bir demokrasrye
ne oluyor sorusunun sorulmasına ve de yoğun bir biçimde tar-
tışılmasına neden oluyor.
Seçime katılma oranının azlığı geneldir; bu bakımdan, AB'ye
yeni katılan üye ülkelerle kendilerine eski demokrasi denilen ül-
keler arasında büyük bir fark bulunmuyor. Bu nedenle de alınan
sonuçlar, çağdaş demokrasinin beşiği olan Avrupa'da, seç-
menin seçime, giderek siyasete sırt çevirmesi biçiminde yo-
rumlanıyor. Seçmen, neyin öcünü alıyor sorusuna yanıt aranıyor.
Ek olarak, AB seçimlerinde, bağımsızlann ve diğer uç partile-
rin eskiye göre daha başanlı olmalan, demokrasinin nrteliği ko-
nusunu gündeme getiriyor. Bu sonucun alınmasında, parlamen-
tosu, kurullan ve bürokrasisiyle AB konusundaki olumsuzluklar
sıralanıyor. özellikle de AB sürecinin, siyaseti seçmenden uzak-
laştıracağı kanısı doğuyor. Ancak bunlarla da yetinilmiyor; de-
mokrasi-seçmen ilişkisi sorununun çok daha derin nedenlerinin
olabileceği üzerinde duruluyor
özellikle, Almanya, Ingiltere, Fransa ve Italya gibi biriiğin bü-
yük ülkelerinde, iktidar partilerinin büyük oranda oy kaybına uğ-
ramış olmalan, yoğun bir biçimde tartışmaya açılıyor. Bu ülke-
lerin siyasi partilerinin yönetimleri, partilerini ve siyaset yapma
biçimlerini, günümüzün, öznel ve nesnel gelişmeleri çerçevesin-
de mercek altına alıyor. Tüm AB ülkelerinde, siyasi partilerin, da-
ha etkin işlemesi ve toplumun sorunlannın çözümüne daha doğ-
ru yanıt vermesi için neler yapılması gerektiği siyaset gündemi-
nin birinci sırasında yer alıyor.
• • •
Son yıllarda, gerek üretim yapısında yaşanan büyük dönüşüm-
ler, gerekse düşünce düzeyindeki değişimlerin siyasi parti yapı-
lan üzerindeki etkileri veri alınarak öznel çözümler üzerinde du-
ruluyor. Üretim sürecine beyin gücüyle katılanların sayısınm art-
mış olması; ışsizlik, yani üretıme katılamayanların durumu;
sorunlanna tekil çözümler isteyenlerin sayılannın çokluğu vb. ye-
ni siyasal açılımlan zoriuyor.
Köklü değişimlere ayak uydurmak isteyen partiler, daha se-
çimlerin sonuçlan kesinleşirken harekete geçmiş bulunuyor. Par-
ti yönetimleri, soruna, hiçbir biçimde, bizim yaptığımız doğru-
dur anlayışıyla yaklaşmıyor; öncelikle kendilerini sorguluyor. İlk
olarak, parti içinde, egemen kılmış olduklan hoşgörü ve dostluk
ortamının sağladığı olanağı sonuna kadar kullanıyor; tam bir
kendine güvenle her konuda yeni önerileri özümseyecek de-
mokratik iç işleyiş süreçlerini tam olarak çalıştınyor. Kurullann
ve örgütlerin tam katılımı sağlanarak günlerce süren tartışma-
laria, partiler, seçimler sırasında nerelerde, neden ve nasıl, ba-
şanlı ya da başarısız olduklannı araştınyor; eksiklerini saptama-
ya uğraşıyor; sonra da kendi iç dinamiklerini harekete geçirerek
partilerini yeniden yapılandırma projeleri üzerinde zihin yoruyor;
birlikte neler yapabiliriz sorusuna yanıt anyor.
Bu aşamadan sonra da sıranın, ilgili toplum kesimlerinin gö-
rüşlerinin düzenli olarak alınması ve yine, birlikte neler yapa-
biliriz sorusuna somut yanıtlar bulunmasının yollannın araştınl-
masına gelmesi gerektiği belirtiliyor.
Avnjpa partileri, değişime öncülük etmelerinin, kendileri için
ne kadar yaşamsal olduğunun bilinciyle, bugünlerde, büyük bir
fırtına sonrasının toparianma çabalanyla çırpınıyor. Çözümü, ke-
sinlikle siyasal katılımın daha da artınlmasına dayandınyor, bu-
nun kaçınılmazlığını, deneyimleriyle biliyor. Bu amaçla, karşılık-
lı görüş alışverişini egemen kılıyor; birbirini suçlama yerine hoş-
görüyü ilke ediniyoriar. Eskisiyle, yenisiyle, AB üyesi ülkelerin
partilileri, üyeleri, milletvekilleri ve yöneticileri, politika üretimine
katılımı duyumsamanın ortak tadıyla davranıyor; partilerini
iktkJara taşımanın karariılığıyla çalışıyor. Böyle olunca da par-
tililer, Aziz Nesin'in bir öyküsünde konu ettiği gibi, "bir çuvala
doldurulmuş kediler gibi birbirierini yemiyorlar."
Sonuç olarak, demokrasinin, öncelikle, başta kendi üyeleri ol-
mak üzere, insan onurunu, özgüriüğünü, eşitliğini ve de katılı-
mını esas alarak güçlenecek siyasal partilerin eliyie sağlıklı bir
gelişme göstereceğine kesin gözüyle bakılıyor.
yakup@metu.edu.tr
İSTANBUL 10. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
Dosya No. 2003 74"
Ortaklığın gıdenlmesıne ılışkın. aşağıda tapu kaydı. kıymeti. satış gün ve saatı önemli özellikleri ile satış şartlan behrtılen. Is-
tanbul, Emmönü. Kazganısadi Mahallesi'nde Türkeli Caddesi'nde kâin 192 pafta. 1178 ada, 2" parsel sayıh 265 00 m2 mıktarlı
taşınmazın tamamı. Istanbul 10 lcra Müdürlüğü'nde izalei şüyu \e açık arttırma suretiyle satılarak paraya çe\Tİlecektır. İİK. 127
M4 göre saüş ilanının tebliği: Adreslen tapuda kayıtlı olmayan alakadarlara. göndenlen tebligatlann tebliğ imkânsızlığı halınde
ışbu satış ılanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur.
Tapu kaydı: Eminönü Tapu Sıeıl Müdürlüğü'nün 16.12.2003 tarih ve B021TKG4344701 6371 yev. sayılı yazısına göre Emi-
nönii ilçesi. Kazganısadi Mahallesı. Türkeli Caddesi'nde kâin 192 pafta, 1178 ada. 2
7
parsel sayılı, 265.00 mİ miktarlı arsa nite-
liğindeki taşınmaz malın 8 16 hissesı Hediye Nevin Sezer. 8 16 hissesi Transal Motorlu .-\raçlar Sanayi \e Ticaret Anonim Şirketi
adlanna kayıtlı olup kaydında 15.7.1993 tarih \e 2935 ye\Tniye ile Hediye Nevin Sezer"den Mustafa Ferdi Altuner'e intikal ede-
cek hıssesıne işlenmış hacız şerhi mevcutrur ifadesı ver almaktadır.
İmar durumu: Emmönü ılçesı Beledi>e Başkanlığı Imar Müdürlüğü Durum Bürosu'nun 3112 2003 tarih ve 59 sayılı yazısın-
da Eminönü. Kazganısadi Mahallesı. 192 pafta, 1178 ada. 2"
1
parsel sayılı yenn bır kısmımn ıptal edılen 1 500 ölçeklı ımar plan-
lannda çocuk bahçesinde kaldığı, koruma kurulu karan ile "tanhı ve kentsel SİT alanı" olarak ilan edıien bölgede olduğundan
Istanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabıat Yarlıklannı Koruma Kurulu Karan ile geçiş dönemi yapılanma koşullan çerçevesinde l.A
maddesi kapsamında beledıye tarafından değerlendirileceğı. koruma kurulundan karar alınmadan imar durumu tanzim edileme-
yeceği belirtılmıştır Halihazır durumu: Satışa konu taşınmaz. Emmönü ılçesı, Nışanca Mahallesı, Türkeli Caddesf nde ver alan
125 kapı No'lu yerdır. Yapılan ıncelemede. taşınmazın giriş kat + 4 normal kat T çekme kat olmak üzere 6 katlı bıtışık nızamlı
kâgır görünümlü bina olduğu, bıtışiğinde sol cephede otopark. sağ cephede otel bulunduğu, taşınmazın halihazırda boş olduğu.
kat alanının çekme kat dışmda yaklaşık 105 m2. çekme kat da yaklaşık 60 m2 olup toplam ınşaat alanının yaklaşık 585 m2 oldu-
ğu. binanın gıriş kapısının demir doğramalı, kat döşemelennin ahşap katlı, pencerelenn alûminyum doğramalı olduğu. arka kıs-
mmda yaklaşık 160 m2 alanlı bahçesinin bulunduğu, binanın elektnk ve su tesisatının çalışmadığı, uzun süredir boş ve oldukça
bakımsız durumda enkaz görünümünde olduğu gözlenmıştir. Muharamen kıymeti: Tamamına 150.000.000.000.-TL. kıvmet tak-
dir edılmiştir. Saüşşartian: Yukandaaçık tapu kavdı. ımar ve halihazır durumu ve kıymeti behrtılen taşınmazın. 1. satışı 6 Ağus-
tos 2004 Cuma günü saat 10.30'dan 10.45'e kadar Istanbul 10. lcra Müdürlüğü'nde açık arttırma suretiyle vapılacaktır. Bu arttır-
mada tahmin edılen kjymetın yüzde 60'ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alaeaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı
ile ıhale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şartıv la, 2. satış 16 Ağustos 2004 Pazar-
tesi günü aynı yer ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememışse gaynmenkul en çok
arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttınna ilanında göstenlen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar kı
arttırma bedelimn malın tahmin edılen kıymetınm yüzde 40'mı bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann top-
lammdan fazla olması ve bundan başka paraya çevırme ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı
çıkmazsa satış talebi düşecektir. a- .Arttırmaya ıştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetın ve alacağa mahsuben ıştirak edecekle-
nn kendinden önceki sırada bulunan alacaklılann alacağının (muhammen bedelin yüzde 20'siyle sınırlı olarak) yüzde 20 si nispe-
tınde pev akçesi (nakit memleket parası) veya bu miktar kadar mıllı bir bankanın "şartsız. kesin ve süresiz" teminat mektubunu
vermeleri lazımdır. Yabancı para kunında günlük değışımler olması ve 805 sayılı kanunun 1. maddesine göre "döviz" teminat
olarak kabul edilmez. b- Satış, peşin para iledir, alıcı ıstedığinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebiiir. lhaleye itiraz vaki ol-
ması halinde dahi (alacağına tekabül eden satış bedelını müşteri sıfatıyla ödemekte imtina suretiyle -alacağına- mahsuben ihale
yapılmamış olması şartı hariç) satış bedeh nakden icra veznesıne yatınlır (md. 134 4). Tellaliye resmi. ihale pulu, tapu harç ve
masraflan ile Katma Değer Vergisi f 150 m2'ye kadar olan net meskenlerde yüzde 1. mesken olmasına rağmen işyeri olarak kulla-
nılmış dairelerde, metruk durumda olan binalarda, tarla, bina, han, otel v e arsalarda yüzde 18 olarak KDV müşteriden tahsıl edi-
lır), tahJiye ve teslim giderleri öncelikle müşteri tarafından ödenir. Bınkmış emlak vergisi, cezalan ve ferileri ile tellaliye ve tapu
satım harcı satış bedelinden müşteriye iade edılir. c- thaleye ıştirak edenlerin icra satış dosyası. tapu kaydı. şartname. ilan ve teb-
ligatlan incelemek suretivle ıhaleye katıldığını kabul ettiği. satılacak taşınmazın tapu kavdında varsa taşınmazın bütünleyici par-
çalannın (MK. md.684, 862), taşınmazın eklentilerinin (MY. Md.686, 862). hukuki semerelerinin (MK. md.879). taşınmazın bır-
leştirilmesı durumunun (MK. md 859). 1IK. 128 md. göre taşınmaz mükellefiyetlennin (ıntifa hakkı MK. m.794. orurma hakkı
MK. m.823, üst hakkı MK. m.834. kaynak hakkı MK. m.837. ırtifak haklan MK. m.838, kaydi hayatla ölünceye kadar bakma ak-
dı BK. m.507| mükellefiyetleri nazara aldığı kabul edilir. d- Uygulamada rehin bedelinin ödenmesinde ve alacağa mahsuben sa-
tışta ttK. 140, 151, 268. md. emredicı hükmüne rağmen sıra cetvelı düzenlenmemekte olduğundan. taşınmaz üzerinde hacız. ipo-
tek. satış vaadi vesaır haklan olan ıleılılenn ihaleyi takip ederek satış tarihinden itibaren yedi gün içinde IİK. Md. 100. 151 ve
268. 4792 sayıh S.S. Kurumu K Md.21. 1479 sayılı Bağ-Kur K. Yasası md.17. 3065 sayıh'Katma D.V Kanunun 55. Amme Ala-
cağının Tahsıh Hakkındakı Kanunu md.21. MK "766, 789, 777 2, 796 1 tfK. 83/C-2. 100. 142 1, 151. maddelerine göre sıra ve
alacağm ashna yönelik şikâyet ve ıtıraz dava haklannı kullanmalan ve icra dosyasına dava açtıklanna daır derkenar ıbraz etmelen
gerekır. e- Ipotek sahibı alacaklılarla diğer ılgililerın (*) bu gavnmenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan
ıddialannı dayanağı belgelen ile on beş gün içinde daıremize bıldırmelen lazımdır. Aksı takdırde haklan tapu sicili ile sabit ol-
madıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. f- lhaleve katılıp daha sonra ihale bedelını yatırmamak suretiyle ihalenin feshıne
sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri. teklif ettıklen bedel ile son ıhale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca satış
bedelını yatırması ıçın verilen 10. gün sonundan itibaren temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. Ihale farkı ve temer-
rüt faızı aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak. bu fark, varsa öncelikle teminat bedelınden alınacaktır. g-
Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daırede açık olup tebligat pul masrafı venldığı takdirde isteyen alıcı-
ya bır örneği gönderilebilir. h- Satışa ıştirak edenlerin şartnamevı görmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacakları. başkaca
bılgi almak ibtevenlenn 2003 74"
1
esas sayılı dosya numarasıvla müdürlüğümüze başviırmalan ilan olunur. 07.05.2004
(*) tlgilıler tabırine inıfak hakkı sahıplen de dahıldır. Basın: 29353