Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 İHAZİRAN 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kurtur(5 cumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAY AKIN
Washoe'yu tanırmısınız?Ernest Hemingway için ölü bir arslan gi-
bıdıa" bıtmış her kıtap. Yıllar öncesinde de
tstanbullu kadınlar, gömlek yaka ve kolla-
nna 'zürefa' denilen bir çeşit oya yaparlar-
dı. Bız de geldik, konulan sayfalanna bir
zürefa gıbi ışlediğimiz 'Istanbul'da Bir
Zünafa' adlı kitabımızın son nefesıne!
Okuyacağınız VVashoe'nun öyküsüdür.
Washoe kim midir? Merakınızı gidermek
üzere, Posta Telefon Telgraf Işletme Genel
Müdürlüğü'nün 261 No'lu yayınını elimi-
z€ alalım. Bu kitabın sayfalannda Was-
hoe'yu size tanıtacak bir yazı bulacağınızı
sanırsanız aldanırsınız. Elimızde tuttuğu-
rnuz tou son derece değerli kitabın kapağın-
da şu ad okunur: 'Yurda Sokulması ve EI-
den Ele Geçmesi Yasak Yayınlar'.
Maymunkeş İmam'ın yaptıkları
Hayır, Washoe Türkiye'de yasaklanan
binlerce kitaptan binnin adı değildir. Siz
iyisi mi, merakınızı bıraz erteleyin de, eli-
nizde tuttuğunuz ve PTT tarafından yayım-
lanan kitabın değerini bilin. Neden mi?
Çünkü, yurda sokulması ve elden ele geç-
mesi yasaklanan yayın adlannın sayfalan-
nı doldurduğu bu kıtap da yasaklanmıştır!..
îstanburda yasaklanan hayvan yalnızca
sokak köpeği olmamıştır. Kuzey Afrika'nın
imparatorluk sınırlanna katılmasından son-
ra kente getirilen ve zenginler arasında bir
süs oyuncağına dönüşen maymunlar da ya-
saklardan paylanna düşeni fazlasıyla almış-
lardır. Halk arasında yaygınlaşan maymun
sevgisine düşman olan, III. Murat'ın ıma-
mı ve sonradan Rumeli Kazaskeri görevi-
ne atanan Molla Abdülkerim Efendi'dir.
Nefretinden dolayı 'Maymunkeş Imam'
olarak anılan Abdülkenm Efendı zamanın-
da, Istanbul'da neredeyse dallanna bir may-
mun asılmayan ağaç kalmamıştır. Iri yapı-
lı maymunlar için özel idam sehpalan bile
hazırlatan Maymunkeş Imam, arabayla Is-
tanbul'u gezer, zavallı hayvanlann ıplennı
bizzat kendi elleriyle çekerdi. Molla Ab-
dülkerim Efendi. kendisinden yıllar son-
ra, Darvvin adlı bir bılginın, insanın may-
mundan geldiği düşüncesini ortaya atacağı-
nı herhalde sezmiş olacak ki, doğadaki tüm
maymunları idam etmeye yeltenmiş ama
ömrü bu katliama yeterlı olmamıştır.
Oysa. Osmanlı donanmasının Akdeniz'de
kurduğu egemenlikte büyük payı vardır
maymunların! Özellikle II. Beyazıt'tan
sonra, maymunların uzağı görmedeki yete-
neklerinden faydalanmak amacıyla onlan
birer dürbün gibi kullanma yoluna gidil-
miştir. Gelibolu ve tstanbul'daki tersaneler-
de özel bir eğitimden geçirilen maymunlar,
görev yaptıkları gemilerin direklerinde göz-
lenni ufuktan ayırmaz ve bir gemi gördük-
lennde aşağıya haber verirlerdı.
Sizı bilmem ama, benim etkisinde kaldı-
ğım ve unutamadığım filmlerin ilk sırasın-
da 'Maymunlar Cehenneminden Kaçış'
yer alır. Film, bir uzay aracıyla maymun-
lann yaşadığı bir gezegene düşen bir grap
insanın kurtulma çabasını anlatır. May-
munlar konuşabilen, zeki yaratıklardır ve
insanlara kendilerine davrandıkları gibı
davranmaktadırlar. Son sahnede, maymun-
lann elinde kobay olmaktan kurtulan bir
insanı, deniz kıyısında atıyla yol alırken
görürüz. Adam birden duraksar ve dızleri
üstüne çökerek ağlamaya başlar. Karşısın-
da, omuzlanna kadar kumsala gömülü,
New York limanı girişindeki ünlü Özgür-
lük Anıtı durmaktadır!
150 sözcük bllen maymun
Son yazımıza adını veren Washoe da,
eğitilen bir şempanzenin adıdır. 21 Hazi-
ran 1966'da, Allen ve Beatrix Gardner
adlı bilim adamlan tarafından 14 aylıkken
satın alınan Washoe'nun apayn bir önemi
vardır. Washoe, insanın doğadaki tek 'dü-
şünen hayvan' olduğu efsanesini yıkan
şempanzedir!
Gardner çifti evlerinin bahçesinde bak-
tıklan Washoe'ya dilsizlerin el işaretini öğ-
retir ilk önce. Şempanzenin yanındayken
kendi aralannda hiç konuşmamayı karar-
laştınrlar. Bılimsel çalışmalarda bir şem-
panze 15 gün boyunca içinden gelir de, bir
kelimeyi günde en az bir kere kullanırsa, o
kelimeyi öğrenmiş kabul edilir. Washoe 22
aylıkken 34, 40 aylıkken 92 kelime öğre-
nir. ilk ögrendiği kelime ise 'more', yani
'daha fazla'dır.
Sözcük dağarcığı genişleyen Washoe,
adını bilmediği eşyalara ad koymaya baş-
lar. Buzdolabını bilmemektedir örneğin, a-
ma dağarcığındaki sözcüklerle onu şöyle
tanımlar: 'Aç-ye-iç'...
1970 yılında, Gardner çiftine verilen
maddi destek bittiğinde Washoe 130 söz-
cük bilmektedir. Hayvanat Bahçesi'ne ko-
nulma ve pek çok şempanzenin ölümüne
neden olan bılimsel deneylerde kullanıl-
ma riskine karşı Gardner çifti, Oklahoma
Üniversitesi'nde ders verdikleri yıllarda
öğrencileri olan Roger ve Debbie Fouts'a
teslim ederler Washoe'yu. 15 şempanzelik
bir gruba katılan Washoe, yeni arkadaşla-
nnın işaret dilini bilmediklerini gördüğün-
de onlara şöyle seslenir: 'Pis maymun!..'
Washoe'ya pıs sözcüğü 'kirli' anlamında
öğretilmişti. Oysa Washoe bu sözcüğü ha-
karet anlamında kullanıyordu. Bu şaşırtı-
cı gelişme ve Washoe'nun diğer şempan-
zelere öğrendiklerini anlatma çabası, in-
sanlara özgü sanılan zekânın maymunlar-
da da var olduğu gerçeğini gözler önüne se-
rer!
Cörmezden gellnen zekâ
Iki çocuğu olur Washoe'nun. Ne yazık ki
ikisi de yaşamaz. Ikinci çocuğu doğar doğ-
maz öldügünden gösterilmez Washoe'ya.
Ölüm haberini vermek üzere yanına gelen
insanlara şunlan söyler: 'Bebek-tut-tut'...
Karşısındakılerın bakışlanndan her şeyi
anlayan Washoe 'O-öldü-O-bitti' der ve
çekildiği köşede oturarak başını öne eğer!..
Bilim otoriteleri VVashoe'nun zekâ sahi-
bi olduğunu kabul etmek istemezler. Çün-
kü, kanunlara göre zeki, düşünebilen can-
lılar üzerınde deney yapılamaz. Bilim de-
neylerinde kullanılan canlılar arasında
maymunlar genış bir yer tutmaktadır.
Bu 'doğal kaynağr kaybetmek ısteme-
yenler, VVashoe'nun zekâsını görmezlik-
ten gelirler. VVashoe ise kendisıne getiri-
len on aylık bir şempanzeyı önce reddeder,
aradan birkaç gün geçtikten sonra 'Benim-
bebek' diyerek sarılır. VVashoe'nun bebe-
ği, annesi bilimsel deneylerde ölen bir şem-
panzedir!
'CLYTEMNESTRA'NIN GÖZYAŞLARI' ISM 2. KAT'TA
Uç ayrı kültürün
mitosla sınavı...Kültür Servisi - Avrupa Birliği
t&-afından Türk-Yunan Sivil
Dyaloğunu Geliştirme
Mkroprojesi kapsamında finanse
ealen 'Clytemnestra'nın
GJzyaşIarT (Clytemnestra at
Peace: Including our Own Other)
Tıyatro Oyunevi'nin katkılanyla
Isanbul Sanat Merkezi 2. Kat'ta
izeyiciyle buluşacak. Atina'da
foklı milletlerden oyuncu, dansçı
ve görsel sanatlarla uğraşan genç
saatçılan bir araya getiren
Persona Theater Company
'Clvtemnestra'nın Gözyaşlan'nı
bıgün, çarşamba. perşembe, cuma
\ccumartesi günleri saat 20.30'da
saneleyecek. Avra
SÜiropouIou'nun yazıp yönettiği
oyjnda Themis Bazaka, Derya
Dırmaz ve Krisrin Linklater
rc alıyor. Tasan, birbirinden çok
fa-klı üç ayn kültürü; Yunan,
Tırk ve Anglosakson bakış
açlannı bir araya getirerek
bıralarda yaşayan kişilerin farklı
ycrumlannı keşfetmeyi amaçhyor.
Cytemnestra rolünü canlandıran
Ymanistan'dan Themis Bazaka,
Tirkiye'den Derya Durmaz ve
lıriltere'den Kristin Linklater,
C'iemnestra karakterinin aynı
saaıe içinde farklı ruh hallerini ve
yaşamının çeşitli dönemlerini
yansıtıyorlar. Oyun,
Clytemnestra'nın kendi
karakterinin varolma sürecini
sorgulayışının yanı sıra insan
ilişkilerinde yaşadığı uç noktalar
nedeniyle, dar coğrafi sınırlan
aşarak insan ruhuna değişik
yerlerden ve kültürlerden
sesleniyor. Yapıtta, Gözyaşlannın
Clytemnestra'sı mitosu ötesinde
bir kişilik çizer. Öldürür ve ölür.
Isyancıdır fakat aynı zamanda
boyun eğer. Ihanet eder ve yozlaşır.
Kişiliği yücelik bahanelerinden
anndınlmış durumdadır. Sinirli,
ürkek, pişman ama aynı zamanda
da kararlıdır. Aynı Clytemnestra'nın
yüzünden aynı anda hem katil, hem
de kurbanı tarihin yüzyıllannı
sırtlanırken görebiliriz. Oyunun
dekorlan Claude Leon'a, kostüm
tasanmı Ioanna Tsami'ye, müzik-
beste Vanias Apergis'e,
ışıklandırma Melina Mascha'ya
koreografi Aliki Kontziou-Goussa
ait. Bu üç gösteri sadece tiyatro
sahnesiyle sınırlandınlmacarak,
Boğaziçi Üniversitesi'nde
20-27 Haziran'da iki seminer
düzenlenecek.
(Oyun için: 0 212 254 96 96
Seminer için: 0 212 359 16 06)
• Ankara Sinema
Derneği'nin yaptığı
anket sonucunda
"Türk Sinemasının
En îyi 10 Filmi"
seçilen 'Yol',
'Umut', 'Sürü',
'Muhsin Bey\
'Masumiyet', 'Selvi
Boylum Al
Yazmalım', 'Anayurt
Oteli','SusuzYaz',
'Gelin' ve 'Uzak'
39. Karlovy Vary
Film Festivali'nde
gösterilecek.
ASD'nin seçtikleri Karlovy Vary Film Festivali'nde gösterilecek
En ivi 10 Türk filmi
NİHAT AKKAYA
ANKARA - Ankara Sinema
Derneği (ASD) tarafından
önceki yıl yapılan anket
sonucunda belirlenen
'Türk Sinemasf nın
En lyi 10 Filmi',
2-10 Temmuz tarihlerinde
gerçekleştirilecek
39. Karlovy Vary Film
Festivali'nde gösterilecek.
Her yıl 700 gazeteci ve
10 bin sinemacıyı konuk
eden festivalin. 130 bin kişi
tarafından izlenmesi
bekleniyor.
Özel gösterlmler de var
1946'dan beri düzenlenen
ve dünyanın en eski
festivallerinden biri olan
39. Karlovy Vary Film
Festivali'nde, ASD'nin
yaptığı anket sonucunda
belirlenen "En lyi 10
Türk Filmi" gösterilecek.
Hülya Koçyiğit
ile Tuncel Kurtiz'in de
katılacağı festivalin
retrospektifler bölümünde
bu yıl aynca, ikisi de
15 yıl önce yaşama veda
eden John Cassavetes ve
Sergio Leone özel
gösterimleri de yer alacak.
Festival kataloğunda en iyi
10 Türk filmi için özel bir
bölüm aynlacak ve toplu
gösterim, festival sırasında
bir basın toplantısı ile
tanıtılacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Telif Hakları ve Sinema
Genel Müdürü Dr.
Abdurrahman Çelik,
"Susuz Yaz" filminin
yönetmeni Metin Erksan,
"Anayurt Oteli"'nin
yönetmeni Ömer Kavur,
"Masumiyet" filminin
yönetmeni Zeki
Demirkubuz, ünlü sinema
sanatçılanndan Hülya
Koçyiğit, Tuncel
Kurtiz, Fono Film Ltd. Şti.
Genel Müdürü Cemal
Okan, KODAT Satış ve
Pazarlama Müdürü Sema
Fener, Ankara Sinema
Derneği Başkanı Dr. Ahmet
Boyacıoğlu ve Avrupa
Filmleri Yönetmeni
Başak Emre, Karlovy
Vary Festivali'nde
Türkiye'yi temsil edecekler.
Türkiye'nin Prag
Büyükelçiliği de 5 Temmuz'da
'Karlovy Vary'de En tyi
10 Türk Filmi'nin tanıtımı
amacıyla kokteyl verecek.
En lyi 10 film
Ankara Sinema Derneği
tarafından gerçekleştirilen
anket sonucunda seçilen
10 Türk filmi şunlar:
Yol (Şerif Gören-1982),
Umut (Yılmaz Güney-
1970), Sürü (Zeki Ökten-
1979), Muhsin Bey (Yavuz
Turgul-1987), Masumiyet
(Zeki Demirkubuz-1997),
Selvi Boylum Al Yazmalım
(Atıf Yılmaz-1977),
Anayurt Oteli (Ömer
Kavur-1986), Susuz Yaz
(Metin Erksan-1964),
Gelin (Lütfi Akad-1973),
Uzak (Nuri Bilge Ceylan-
2002).
ESİNTİLER
ZEYNEP ORAL
Geçmişimiz İçin Bir
Gelecek
Irak işgalinin en acımasız günlerinde bir kez
daha tanık olmuştuk: Yok edilen yalnızca insan
yaşamı, insan onuru değildi... Koskoca bir geç-
miş, insanlığın ortak kültür ve tarih mirası da bu
yok edilişten, bu şiddetten, bu tehditten nasi-
bini alıyordu.
Yedi bin yılın birikimi, Sümerler'in yaratıcı de-
hası, Asurlar'ın görkemi, insanlığa, ilkyazılardan
birini, ilk kanunları, ilk şehircilik planlarmı ve uy-
gulamasını, matematik, geometri, tıp, astrono-
mi bilimlerınde ilk buluşları armagan eden uy-
garfığın izlerini talan ediyordu. En korkuncu, bi-
linmeyen, henüz gün ışığına çıkmamış, envan-
teri yapılmamış, kayda geçmemiş eski yerleşim
merkezleri, höyükler yok ediliyordu. İnsanlığın
ortak değerlerinden, ortak kültür mirasından ne-
ler yitirdiğimizi bile bilemiyorduk... Gelecekte
bilme olanağı ve olasılığı da ortadan kaldırılıyor-
du. İnsanlığın toplumsal belleği siliniyordu. Or-
tak hafızamız yok ediliyordu...
Yalnız Bağdat Müzesi ya da Süleymaniye Ki-
taplığı'nda değil, Mezopotamya'nın tarihi mira-
sının da, Ur, Eridu, Uruk, Nippur, Babil, Ninova
gibi merkezlerin de şiddete maruz kalmasına,
talan edilmesine ve yağmalanmasına tanık ol-
duk...
Yalnız Irak mı? Dünyanın birçok yerinde, işgal
ve savaşın olduğu, insanın öldürüldüğü her yer-
de, insanlığın ortak değerleri de yok edildi. Kam-
boçya'dan Lübnan'a, Afganistan'dan Bosna'ya
birçok ülkede bu tahnbatı yaşadık, tanık olduk.
Ya bundan sonra? Peki bu insanlık suçu sü-
recek mi? Her yeni savaşta, her yeni işgalde,
toplumsal belleğimizi, sanat tarihimizi, kültür
mirasımızı yine kaybetme riskini mi alacağız?
Düşünce ûretmek
Geçen yıl bu düşüncelerle, bu duyarlıkla, bu
endişelerle, bu gidişe dur diyecek yollar ara-
mak üzere bir avuç insan bir araya gelip "Istan-
bul inisjyatifi"ni kurduk. Aramızda arkeolog,
mimar, hukukçu ve akademisyenler vardı.
Kültürel coğrafyamızda olup bitenlere seyircı
kalmaktansa dünya kamuoyuna ve uluslarara-
sı kuruluşlara seslenmeyi yeğledik. Ve bu ses-
lenmeyi Istanbul'dan yaptığımız için adımızı "Is-
tanbul Inisiyatifi" koyduk. Ve ilk iş olarak, önü-
müzdeki günlerde, tam da NATO toplantısının
hemen öncesinde gerçekleşecek bir sempoz-
yum düzenledik. Bir yıldır, (böylesi gönüllü ku-
ruluşlarda her zaman olduğu gibi kimimiz daha
çok, kimimiz daha az) bu toplantı için çalışıyo-
ruz.
Sempozyumun başlığı: "Geçmişimiz İçin Bir
Gelecek". Alt başlığı: "Kültürel Miras Kavramı-
nın Yeniden Tanımlanması ve Korunması İçin
Uluslararası Sempozyum".
Amacı: Düşünce üretmek... Kültürel varlıkla-
ra yönelik suçlara karşı uluslararası kurumları,
antlaşmaları ve mahkemeleri etkin kılacak bir
yapının oluşması için düşünce üretilecek.
Bilgi Üniversitesi kapılarını açtı. (Dolapdere
Kampusu'nda 24-26 Haziran tarihlerinde ger-
çekleşiyor sempozyum.) Dışişleri Bakanlığı Kül-
tür Dairesi (Teşekkürler Şule Soysal), Ağa Han
Vakfı, Yapı Kredi Kültür Sanat ve Yayıncılık, E-
fes Pilsen, Yapa Dış Ticaret, A ve B Tanıtım gi-
bi çeşitli kurumlar destek verdi. Hepsine teşek-
kürlerimiz sonsuz.
Önemli katılım
Sonuçta, doğrusu hâlâ inanmakta güçlük çe-
kiyorum ama, muhteşem bir program ve müt-
hiş zengin uluslararası bir katılım çıktı ortaya.
Sempozyuma Avrupa ülkeleri, Amerika Birle-
şik Devletleri ve Ortadoğu'dan arkeologlar, ta-
rihçiler, hukukçular vetahribatıntanığı Iraklı mü-
zeciler ve gazeteciler katılacak.
Türkiye'deki katılımcıların yanı sıra, dünyada-
ki belli başlı müzelerin ve üniversitelerin uzman-
ları ve temsilcileri; Louvre Müzesi'nden, British
Museum'dan, Berlin'deki Alman Arkeoloji Ens-
titüsü'nden ve Cambridge, Yale, Columbia, Chi-
cago üniversitelerinden, Asurbilimciler, Mezo-
potamya arkeologları konuklarımız olacaklar.
Toplantının bir günü Irak'taki talanı yaşamış
tanıklara ayrıldı. örneğin eski Bağdat Müzesi
Müdürü Navvala Mutavvalli. Onun acısını tele-
vizyon haberleri aracılığıyla bütün dünya paylaş-
mıştı geçen nisanda. Irak Kazılar Müdürü, Bağ-
dat Müzesi'nin şimdiki yetkilileri, Musul Üniver-
sitesi profesörleri ve olaylara tanıklık etmiş ga-
zeteciler...
Hukuk konuları ve yaptırımların ele alınacağı
son günün katılımcıları ise kültürel miras ve es-
ki eser kaçakçılığı konusunda uzmanlar. Bu in-
sanlık suçunu önlemek için hangi iç ve dış di-
namikler harekete geçirilir, hangi mekanizmalar
kurulabilir, araştınlacak.
Ve toplantı sonunda hazırlanacak Istanbul
Deklarasyonu, uluslararası kurumlara, BM Ge-
nel Sekreterliği'ne, UNESCO'ya, Avrupa Kon-
seyi ve Avrupa Birliği organlanna iletilecek, dün-
ya kamuoyuna sunulacak.
NATO zirvesi öncesinde önemli bir misyon
üstlenmiş durumda Istanbul Inisiyatifi.
zeynep@zeyneporal.com
Faks:0212 257 16 50
BUCUN
• AKMERKEZ'de saat 16.00'da yazarımız
Prof. Emre Kongar 'Babalar Günü'
dolayısıyla kitaplannı irnzalayacak.
• GOETHE ENSTİTÜSÜ'nde Bahçeşehir
Üniversitesi Iletişim Fakültesi işbirliğiyle
'Küreselleşme, Amerikanlaşma ve
Günümüz Popüler Kültürü' adlı konferans.
(0 212 249 20 09)
• BEYOĞLU SİNEMASI'nda 'Sinema
Yazarlarının Seçtikleri '04' kapsamında
12.00, 15.00, 18.00 ve 21.00'de '25. Saat'.
(0 212 334 07 34)
ISTANBUL MÜZİK FESTİVALİ
• BOĞAZİÇİ ÜNTVERSİTESİ ALBERT
LONG SALONU'nda 18.00'de Erden Bilgen,
Lars Ranch ve Paolo Crivellaro konseri.
(0 212 334 07 34)