19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-12 HAZİRAN 200-4 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 11 • •• "Türkiye, Bangladeş'in IKO genel sekreteri adaymı çekmesi için Pakistan'ı araya soktu Başkanbk yanşıkızışıyor• Pazartesi tstanbul'da başlayacak İKÖ doruğu öncesinde Türkiye, Bangladeş ve Malezya adaylannı geri çekmezken Ankara, İslamabad'ı devreye sokarak Bangladeş'i saf dışı bırakmaya çalışıyor. Bangladeş'in adayınm 'savaş suçlusu' olduğu öne sürülüyor. SERKAN DEMJRTAŞ ANKARA - îslam Konferansı Ör- günVnün(ıKÖ) 1 4-16 Haziran gün- lennde Istanbul'cLa yapacağı dışişle- ri bakanları zirvesinde genel baş- kanlık yanşı yaşanacak. Türkiye, 4 yıl önce YaşarYaJaş'layaşadığı ba- şansızlığı bir darıa tekrarlamamak içintüm gücüyle Prof. Dr. Ekmelet- tin Ihsanoğlu'nu seçtirmeye çalışır- ken Bangladeş ve Malezya da aday- lannı gen çekmeye yanaşmıyor. Ihsanoğlu"nun yanı sıra Bangla- deş 'ten Başbakar» Danışmanı Sala- uddin QuaderCh«wdury ile Malez- RUS DIŞİŞLERİ BAKANI SERCEİ LAVROV CELİYOR AYHAN ŞÎMŞEK ANKARA - Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov. Türkiye'ye ilk ziyaretini gelecek hafta gerçekleştirecek. Islam Konferansı Örgütü'nün (ÎKÖ) 14-16 Haziran'da Istanbul'da yapılacak doruk toplantısına davet edilen Lavrov'un, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le görüşeceği ve Kıbns'taki son gelişmelerin değerlendirileceği bildirildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, NATO doruğu kapsamında Türkiye'ye yapacağı ziyareti iptal ederken Lavrov ilk ziyaretini gelecek hafta gerçekleştirecek. ÎKÖ'de gözlemci statüsü isteyen Rusya. Istanbul'daki zirveye konuk olarak katılacak. Gül ile Lavrov'un Lavrov İstanbuTda tKÖ topiantıianna kaülacak. yapacaklan görüşmede öncelikli gündem maddelerinden biri Kıbns olacak. NATO zirvesinde ülkesini temsil edecek olan Lavrov, bir ayda iki kez Istanbul'u ziyaret edecek. Hükümet, Rusya'yı Kıbns Türklerine açılım konusunda ikna etmekte başansız olmuştu. Rus diplomatik kaynaklar, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'nde Kıbns konusunda sergilediği tutumu sürdürdüğünü belirtirken, Genel Sekreter Kofi Annan'ın raporu doğrultusunda Kıbns Türklerine tecridin kalkmasına karşı olmadıklarını kaydediyorlar. Kuzey Kıbns ile ticaret yapılabileceğini de belirten Rus diplomatlar, bunun "yeşil hat" üzerinden olmasında ısrar ediyorlar. ya'dan Büyükelçi Hasmi bin Agam. Yıl sonunda boşalacak ÎKÖ Genel Sekreterliği ıçin yarışıyorlar. tKÖ'nün, aday gösteren ülİcelerin kendi aralannda anlaşarak zirveye tek adayla girilmesini istemelerine kar- şın hiçbir ülke geri adım atmadı. Türkiye ve Bangladeş, 2OOO'de de karşı karşıya gelmişler, her iki ülke- nin de geri çekilmesi sonucu Fas adayı seçilmişti. Türkiye ve Bangladeş, 4 yıl önce fedakârlık yaptıklannı belirterek bu seçimde mutlaka genel sekreterligi almak istiyorlar. Zirvenin ev sahipliğini üstlenen Türkıye, bu konumunun getirdiği avantajı da kullanmayı öngörüyor. Dı- şişleri Bakanlığı Müsteşar Yardım- cısı Büyükelçi Baki İlkin'i Pakis- tan'a gönderen Türkiye, Islamabad'ı devreye sokarak Bangladeş'in ada- yını geri çektirmeye çalışıyor. Dip- lomatik kaynaklar, henüz hiçbir ada- yın geri çekilmediğini, ilk başlarda daha düşük profil ızleyen Malez- ya'nın da adayını seçtirmek için bas- tırdığını belirttiler. Genel sekreterin 3 günlük zirvede belirlenmesine ke- sin gözüyle bakıhyor. En yüksek profil Türkiye'nin Türkiye'nin bir başka avantajı da adaylar arasında en yüksek profile sahip olması. iKÖ'nün Islam, kül- tür ve bilim tarihi alanlanndaki yan kuruluşu IRCICA'nın direktörlüğü- nü 20 yıldır sürdüren ve Islam bilim dünyasında saygın bir isim olarak tanınan thsanoğlu, Bangladeşli ada- ya göre çok üstün nitelikler taşıyor. Chowdury'nin adaylığı, ülkesin- de ve insan haklanna önem veren ts- lam ülkelerindeki aydınlar ve sivil toplum kuruluşlannca tepkiyle kar- şılanıyor. Chovvdury'nin babasının, Bangladeş ile Pakistan arasında 1971 'de yaşanan savaşlar sırasında Pakistan ordusuyla işbirliği yaptığı ve Pakistan Hareketi adlı örgütün li- deri olduğu kaydediliyor. Chovv- dury'nin adının da 1972'den itibaren birçok adam öldürme olayına kanş- tığı, sonaştumnalann önlendiği sav- lanıyor. OLI7NPOWELL'DAN AĞIR İTİRAF Tardon, terörde azalnıa olmamış' Dtş Haberler Ser*isi - Washing- ton'ın. "teröre karşı savaşın ka- zamlmasının kanıta" olarak sun- duğu 2003 Dünyaı Terör Rapo- ru'nun, yanlış olduğu ortaya çık- tı. Dışişleri Bakanı Coün Pövvell, terörün azaldığını öne süren ra- por için "masumbiridariyanhs" dedı. Povvell, 29 NisaJi'da bakanlı- ğınca yayımlanan ra- _. porda belırtildiğınin tersine dünyada te- rör olaylannın arttı- ğmı belirtti. Powell, küresel terör saldın- lannın 2003 "te son 34 yıluı en düşük dü- zeyinde olduğunu öne süren raporun yanlışlığını itiraf ederken *Şu anda gÖ- rünen, masum bir idari yanhş. Yeni bir birimin.yeni eteman- lanyla yaptığı yanhşhk" dedi ve raporun düzeltılmiş halinin yakın- da yayımlanacağını belirtti. Boucher da kabul etti Bakanhk sözcüsü Richard Bo- ucher da, raporda "çeşitli hatalar" bulunduğunu kabul etti, ancak bunlann hiçbirinin "art niyetle • ABD Dışişleri Bakanı, hazırladıklan terör raporunun yanlış olduğunu, saldınlann arttığını söyledi. yapılmadığınT söyledi. Sözcü, "Anlaşılan o ki geçen yıtan bütün olaylan hesaba katılmamış" de- di ve bu yanlışlığı, raporu kale- me alan birimde yapılan yeni dü- zenlemeye bağladı. 'Rapor çarpıüldı' iddiası Dışişleri Bakanlığı'nın rapo- runda, dünyada terör olaylannın 1969'dan bu yana en düşük düzeye indiği kaydediliyordu. Baş- kan George Bush yö- netimi, bu sonuçla- nn, 11 Eylül saldın- lanndan sonra önce- liği "teröriemücade- leye" veren ve bu ge- rekçeyle Irak'a saldı- ran Amerikan yöne- timinin, "zaferyohm- dafleriediğininbirka- nıtı" olarak sunul- """*' muştu. Dışişleri Ba- kanlığı Terörle Mücadele Birimi Başkanı CoferBlackde raporda, toplam 190 terör saldırısından söz edilmesıni "iyi haber" olarak nitelemiş ve bu eğılımın 2004'te de süreceğini açıklamıştı. De- mokrat Parti Senatörü Henry \Vaxman. hükümeti, raporu çar- pıtmakla suçlamıştı. Çatışmadan arta kalan Irak'ın başkenti Bağdat'ta,Ameri- kan askerleri ile Şii milisler arasın- da çıkan çaüşmada 3 Iraklının öl- düğü, çok sayıda kişinin yaraiandığı bildirildi. Bağdat'ın Şiilerin çoğunlukta olduğu Sadr mahallesinde önceki gece Amerikan askerleriyle milisler arasında çıkan çatışmada 1 Iraklı öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Önceki gün yaşa- nan çaüşmalarda parçalanan bir aracın önünden Iraklı çocuklar bisikledegeçtiler. İ Ikenin güneyindeki Necef'te günlerdir süren çatışmalar nedeniyle dün yapılması planlanan cunıa namazı da kılınmadı. (Fotoğraf: AP) Köpekle korkutmaya üst düzey izin Washington Post gazetesi, askerlerin kaç tutukluyu köpek korkusu nedeniyle altlanna işetecekleri konusunda yanşma bile yaptığını yazdı Dış Haberler Servisi- ABD stihbarat görevlilerinin, [rak'taki Ebu Garib Ceza- jvi'nde yaptıklan sorgular- Ja, ağızlık takılmayan köpek- erin kullanılması emrini ver- likleri ve askerlerin rutsak- lan korkutma yanşına giriş- dkleri öne sürüldü. Amerikan Was- _ _ . hington Post gaze- resinin, köpekler- len sorumlu asker- enn soruşturma- ardaverdikleriıfa- delere dayandırdı- ahaberine göre, ıralık ve ocak ay- annda üst düzey ıskeri istihbarat jörevlileri birçok sez Iraklı esirlerin iorgulanmalan sı- -astnda odaya köpek getiril- mesini istedi. 15santimetre yakınında... Köpeklerden sorumlu iki asker, Çavuş Michad Smith ve ^a\ıış Santos Cardona, ceza- îvındekı asken istihbarat yet- dısi Albay Thomas Pap- pas'ın, köpeklerin kullanıl- -nasını onayladığını düşün- • Irak'taki Amerikalı askerler soruşturmalar sırasında köpek sokulmasının istendiğini iddia ettiler. dükleri için bu isteğe uyduk- lannı belirtti. Smith, sorgu- culann emriyle, ha\ layan kö- pekleri sorgulanan kişilerin 15 santimetre yakınına kadar yaklaştırdıklannı söyledi. Soruşturma açümadı Gazete, köpeklerin sorgula- ,™. „ . mada kullanılma- sının askeri istih- baratın kullandığı soruşturma mer- kezlerindeki yet- kili subay tarafin- dan onaylanması gerektiğinı yazdı. Habere göre, kö- peklerden sorum- lu iki asker, kaç tu- tukluyu köpek kor- kusu nedeniyle alt- lanna işeteceklen konusunda "yanşma" bile yapmışlar. Haberde, Smith ve Cardo- na'nın, cezaevindeki ışkence ve kötü muamele nedeniyle haklannda soruşturma açıl- mamış olduğu belirtildı. Ordu sözcüsü Yarbay Pa- mela Hart ise gazeteye yap- tığı açıklamada, "konunun araştınkhğınr söyledi. • TALATTAN AÎHM^YE ÇAĞRI Yeni koşullara göre davranılsın' Dış Haberler Servisi - KKTC Başbakanı Mehmet AK Talat, Avrupa İnsan Hak- lan Mahkemesi'nin (AİHM), BM planıyla ilgili Kıbns'ta yapılan halkoylaması sonuç- lannı göz önüne alması ge- rektiğini söyledi. Talat, Av- rupa Konseyi'ndeki (AK) temaslan çerçevesinde dün sabah ilk önce AİHM Başkanı LuziusWfldhaber ile bir araya geldi. Gazetecılerin sorulannı yanıt- lavan Talat, AİHM'nin, Kıb- ns'ta ortaya çıkan yeni koşullara gö- re çalışmalannı sürdürmesi ge- rektiğini bildirdi. Referan- dumda Kıbrıslı Türklerin banş planını kabul ettiğini. Rumlann ise reddettiğini anımsatan Talat, "Planı ka- bul eden KKTC dışlanıp. reddeden Rumlar Kıbrıs'ın tamamını temsil edemez ve AİHM'ye sanki hiçbir şey olmamış gibi şikâyet başvu- rusunda bulunmava devam • KKTC Başbakanı, referandum sonuçlanmn göz önüne alınmasını istedi. edemez. Bu gerçeği Avrupa \e uluslararası kamuoyu an- ladL V\ Udhabtre görüşleri- nıizi açıkladık" dedi. Talat, görüşme su-asında. KKTC'de Rumlann toprak ve mülk iddialanyla ilgili şikâyetlerini değerlendir- mek amacıyla kurulan ko- misyonun çalışmalan hak- kında da bilgi verdiğini söyle- di. Talat, daha sonra AK'nin dönem başkanı Norveç'in Bü- yükelçisi Torbi- an Froysnes ile görüştü. KKTC Başbakanı Talat, dün akşam saat- lerindeyse Av- rupa Konseyi Genel Sekre- teri W'alter Schvrimmer ile bir araya geldi. Bu arada, A\rupa Konse- yi'ndeki Yunan ve Rum bü- yükelçileri, Talafın Stras- bourg'da en üst düzeyde kar- şılanmasına tepki göstere- rek Avrupa Konseyi'nin il- gili temsilcilerine protesto mektubu gönderdi. AÇIKÇA ŞÜKRÜ SİNA GÜREL Yarım Yüzyıllık Tarih Dersleri Adı değiştirilip, "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi" dense de, aslında herkesin "BOP" diye bil- dıği Amerikan tasarısı "genişletilmiş" G-8 toplantı- sında görüşüldü. Bizim gazetelerimizde daha ziya- de Tayyip Erdoğan'dan esirgenen kırmızı halı ve Bayan Erdoğan'ın katıldığı "first lady"se\ yemekte yer almış olsa da, bu toplantıdan çıkan ciddi, hatta vahim sonuçlar var... Bir kere, toplantıya masaya eklenen bir sandalye- de degil, G-8'in asıl üyesi olarak katılan devletlerden de -başta Fransa olmak üzere- bu "proje"ye karşı çıkışlar olduğu anlaşılıyor. Ikincisi, G-8 üyesi olma- dan bu toplantıya katılan devletlerden önce, katılma- yı reddedenlere bakmak gerekir. Üstelık bu devlet- ler, başta Mısır ve Suudi Arabistan olmak üzere, "proje"ye destek vermek şöyle dursun, ABD'nin ha- zırlamaya çalıştığı Ortadoğu girişimine karşı bir "Arap Cep/7es/"oluşturuyoıiar. Bu ikilinin oluşturduğu "cep- he"ye Arap Birliği başkanlığını yürüten Tunus da, katıldığını açıkladı. Demek ki, BOP girişimi, daha başlangıçta, böl- ge devietlerini aynı amaç çevresine toplayan bir girişim olmaktan çıkıp, Ortadoğu da cepheleş- meyi başiatan bir olumsuz adıma dönüşmüş du- rumda. Şımdılik, bir yanda Mısır, Suudı Arabistan ve Tunus, öte yanda da Cezayir, Bahreyn, Ürdün ve Ye- men. Zaten Ortadoğu'da, özellikle Arap devletlerini içine alan bir "proje"yi, Irak işgal altındayken, Filis- tin sorunu çözülmeden ve Araplar arasında "de- mokratik" ilerlemeyi en önde sağlamış bulunan Fi- listin halkının tecrit ve yok edilişi sürdürülerek yürür- lüğe koymaya kalkışmak, ancak böyle bir bölünme ile sonuçlanabılirdi... Mısır ve Suudi Arabıstan'ın "proje"ye karşı çıkış gerekçeleri anlamlr. Ikı devlet, BOP'un Arap dünya- sını "çıkarlar dünyası"na dönüştüreceğine inandık- lannı ve bölgeye "yabancı müdahale"ye kesinlikle kar- şı olduklarını açıklamışlar. G-8 bildirisi ise toplantının sonuçlannı açıklıyor. Bildiriye göre, bölgede "özgüriük, demokrasi ve re- fahın gelişiminin desteklenmesi" için bir girişim baş- latılmış ve bu çerçevede "demokrasi yardım diya- loğu" adlı bir mekanizma oluşturulmuş. Bu meka- nizmanın eşbaşkanlan ise "demokratik ortak" ola- rak Türkiye, "bölge ülkesi" olarak Yemen ve G-8 üyesi olarak Italya olmuş... Demek ki Türkiye G-8'in "demokratik ortağı" olarak, bökjede "demokrasiyar- dım diyaloğu" işinin -tabii bu "iş" ne anlama ge- liyorsa- başını çekenlerden olacak. Ve bölgede cepheleşmeye yol açacağı artık belli olan bir bölge-dışı girişimin bölgedeki "önder'liğini ya- pacak... Tıpkı 1950'lerde olduğu gibi... 1950'lerin başında Demokrat Parti iktidan, "Soğuk Savaş militanlığı"na ilk adımı Ortadoğu Komutanlı- ğı içinde yer almaya hevesli görünerek Ingiltere ile birlikte adım atmaya kalkışmıştı. Kolonyalizmin tas- fiye olduğu bir dönemde bu, ne kadar da ileri görüş- lü bir adımdı! Ardından 1955 Bağdat Paktı, ABD'nin önderfiğinde kurulan ve Türkiye'nin en ön safta, yı- ne militanca yer aldığı biriiktelik oldu. Ama bu giri- şim, Ortadoğu'yu emperyalizme ve sömürgeciliğe ta- raf olanlar ve olmayanlar olarak ikiye bölmekten baş- ka bir işlev göremedi. Son olarak da Türkiye, 1957'de Amerikan Başkanı Eisenhower'in adıyla anılan "dokt- rin"\n baş savunucusu oldu. Eisenhower I957'de "doğal kaynakları bakımından Batı için yaşamsal öneme sahip olan Ortadoğu 'da 'uluslararası komü- nizm'/n dolaylı (bilvasıta) veya doğrudan saldırısı karşısında bölge ülkelerine yardım edeceğini" açık- ladığında, bu yardıma talip olan ilk ülke Türkiye ol- du. 1957 ve 1958'de Lübnan ve Suriye'de iktidar de- ğişiklikleri olduğunda, bunlan ABD'den önce "ulus- lararası komünizmin dolaylı saldırısı" olarak yorum- layıp, bu ülkelere en önde müdahale etmeye kalkı- şan Türkıye'yi, ABD "fes/c;'n"etmişti. DP iktidan son bulmadan yalnızca on sekiz gün önce, 9 Mayıs 1960'taTürkiye ile ABD arasında Ortadoğu'daki "do- laylı" saldırılara karşı işbırliğini öngören bir protokol imzalanrnıştı. Bağdat Paktı ve Eisenhower Doktrini, Ortado- ğu'yu iki cepheye ayıran girişimler olmaktan öte- ye geçmedi. Türkiye de, bu cepheleşmeye Batı adına öncülük eden, üstelik Ortadoğu ülkelerin- deki iç siyasal gelişme ve iktidar değişiklikleri- ne bile ABD adına müdahale edebileceğini gös- teren bölge devleti olmaktan öteye gidemedi... Yarım yüzyıl öncesinden bugünetaşıyabileceğimiz tarih derslerini acaba öğrenebılecek olan var mı? Asıl öğrenilmesi gereken ders ise, iç ve dış politi- kanın nasıl birbirleriyle bağlantlı olduğu ve ken- di iktidar teminatlannı dışarda arayan iktidarla- nn dış polirikada ne kadar "hesapsız" adımlar atabilecekleri değil mi? [email protected] Alman Dışişleri Bakanı Fischer. Ankara'ya hayır demek ahmaklık Dış Haberler Servisi - Almanya Dışişleri Ba- kanı Joschka Fischer, Türkiye'nin "orta dö- nemde" Avrupa Birli- ği'ne (AB) alınması ge- rektiğini savunarak -Şimdi demokratik dö- nüşüm yolunda olan bu ülkeyeretyanıü vermek korkunç derecede ah- maklık ohır" dedi. Fischer, Yeşiller Par- tisi'nin Avrupa Parla- mentosu seçimleri kampanyasının kapa- nış etkinliğinde yaptı- ğı konuşmada Türki- ye'nin AB sürecine de- ğinirken "Türkiye, or- ta vadede AB'ye alın- mah" yönündeki görü- şünü yineledi. Fischer. Düsseldorf'ta Bırhk 90 Yeşiller Par- tisi'nin seçim mitingin- de yaptığı konuşmaday- sa, Türkiye'nin henüz AB üyesi olma zamanı gelmediğini, ancak Türk hükümetinin ül- keyi yeniden yapılan- dırma konusunda iyi yolda olduğunu belirt- ti ve "Türldye'de, Av- rupa'nın değerler siste- mine uvıım sağlanması başanlırsa, Türkiye'nin AB ü\eügi İslamcı te- rörle mücadeJede önem- K bir adım olur" dedi. Fischer, CSU Genel Başkanı Edmund Sto- iber. CDU Genel Baş- kanı Angela MerkeFin AP seçimleri öncesi "Türk karşıtı ortam" yaratma çabasmı "ap- talhk'' olarak değerlen- dirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle