Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2004 SALI
HABERLER
DIINYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Yazıklap Olsun Ona!
Kendini Tiirk Görmüyor
Arbk Kıbns konusunda yasmaktan bıktım. Ama
her gün öyle olaytar oluyor lcî değinmemek müm-
kün değil.
Kıbns konusunda AKP'nir», medyanın çoğunlu-
ğunun ve tabii ki, Mehmet JMi Talat'ın da politi-
kalannatemelden karşı olan birdostum, KKTC'de-
ki referandum sonuçiarına ateş püskürüyordu.
Doğrusu bu politikaları ben d-e desteklemiyor-
dum ama, onun gibi de düşainrnüyordum.
Hele hele kimi sözlerine çileden çıkıyordum.
ömeğin, arada sırada aşka gelip yumruğunu ma-
saya vurarak bağınyordu:
- Kanla alınan toprak, müz^kere masasında ve-
rilmez!
Gülüyordum ve;
- Yapma Necati diyordunn, bu söylediğin doğ-
ru olsa hiçbir savaştan sonrs anSaşma olmaz; fet-
heden, ışgal eden ettiğiyle kalır.
Sen de teslimiyetçisin derneye dili varmıyor, sa-
dece ters ters bakmakla yetiniyor, benim de ken-
disini anlamamama, yüksetk vatani duygularını
kavramamama üzülüyor, yalnızlık duygusuna ka-
pılıyordu.
Aslında sanınm bütün bunlar soğukkanlı düşii-
nüp, birbinmizi suçlamadan ve kınlıp, danlmadan
tartışma geleneğimizin gelişrnernesinden kaynak-
lanıyordu.
• • •
Geçen hafta geçirdiğim küçük bir rahatsızlık yü-
zünden "geçmiş olsun" dernek için eve geldi.
Konu dönüp dolaşıp Kıbns'a dayandı.
Bir Kıbnslı genç ile karşılaşrnış, delikanlının söy-
lediklerini duyunca kanı beynine sıçramıştı.
- Biz onlan kurtarmak için şehitler verdik, kay-
naklanmızı seferber ettik, ambargolara katlandık,
sıkıntılar çektik, şu yaptıklanna bak, drye bağın-
yordu.
- Sakin ol Necati! dedim, sakin ol!
- Nasıl sakin olayım?!.. Baksana adam kendini
Türkbile hissetmiyor, "Sen Türk değil, Kıbnslıyım"
diyor!
- Karnını doyurabilseydin, ederdi; gözü körola-
sı çaresizlik, dedim.
Ve sonra da ekledim:
- Doğrusu, kendisini Kıbnslı hissetmesi de hiç
fena değil, çünkü konunun asıl çözümü bu nok-
tada.
Sonra anlatmaya başladım: Ta adaya ilk ayak
bastığım 1976'dan beri savunduğum düşünce
buydu. Adanın Türk kökenlileri ile Rum kökenlile-
ri, birincilerkırmızı, ikincilermavi bayrakaltndabir-
birterine yumruk sallayacaklan yerde, kökenleriy-
le olan kültürel bağlannı koruyarak kendilerini Kıb-
nslı hissettikleri zaman çözülecekti sorun ancak.
• • •
Akılsız bir dost değildi, ama duygulan şahlan-
mıştı, ters ters baktı ve;
- 0 zaman sen de Mehmet AJi Talat gibi düşü-
nüyor, Annan Planı'nı kurtancı görüyorsun, dedi.
- Pek değil, dedim.
Sonra da anlatmaya koyuldum:
- Referandumdan sonra, evet diyen Türkler AB
bayrağı ve çeşitli bayraklar sallryordu, bu iyiydi iyi
olmasına ama...
- Ama ne.. diye sordu.
- Aması şu ki, dörtte üçle hayir diyen Rum tara-
fında hâlâ mavi bayraklar vardı.
Ve ekledim:
- Bu onlann hem Türklerte biriikte eşit koşullar-
da yaşamak istediklerini hem de kendilerini hiç Kıb-
nslt falan hissetmediklerini, hatta Atina'nın daha
ılımlı tavnna bakarsak, Yunanlıdan da daha Yunan
olduklannı gösteriyor.
- Gördün mü, dedi.
- Evet gördüm, yıllardır görüyordum ve onun
için de Annan Planı'na karşıydırn, dedim ve ardın-
dan ekledim:
- Ama bunu benim ya da benim gibilerin gör-
mesi yetmiyor, bırak elin keferesini, bizimkiler ve
Mehmet Ali Talat bile görmüyor.
- Onlar gibi olmadığına sevindim, dedi.
Bu defa ben kızmıştım:
- Bunca senedirtanışıyoruz, beni nasıl onlara ben-
zetebilirsin ki?..
Bu kez benim öfkem kontrolden çıkmaya baş-
lıyordu.
- Bak dedim, onlar bu gerçeği, karşılanndaki has-
mı bile tam teşhiş edemiyorlar, şovenizmin sim-
gesi Papadopulos yerine Denktaş'ı düşman sa-
nıyoriar. Ben ıse...
Yine bağırmağa başladı:
- Ihanet işte! Ihanet!.
- Daha da beteri dedim, gaflet ve dalalet.
Sessizlik ve
Sırdır Ötesi
Işıl Özgentürk
Pak'ın yerine Yetiş'in TÜBİTAK başkanlığma atanması hukuka aykın bulundu
Erdoğan'ıyargı 'durdurdu'MUSTAFAÇAKIR
ANKARA -Başbakan RecepTayyip
Erdoğanın TÜBtTAK'a yaptığı ata-
malann hukuksuzluğu yargı karanyla
bir kez daha kanıtlandı. Ankara 1. 1da-
re Mahkemesi, TÜBİTAK Bılim Ku-
rulu'nun NamıkKemal Pak'ın yeniden
kurum başkanlığma seçılmesine iliş-
kin karannı Cumhurbaşkanı'na gönder-
meyerek yerine Nüket Yetiş'i öneren
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
işlemlerini hukuka aykın bularak yü-
rütmesini durdurdu.
Ankara 1. Idare Mahkemesi, TÜBÎ-
TAK Bilim Kurulu tarafindan yeniden
başkanlığa seçilen, ancak atama kara-
n Başbakanlık tarafindan Cumhurbaş-
kanlığı'nagönderilmeyen Pak'ın açtı-
• Ankara 1. îdare Mahkemesi, TÜBÎTAK Bilim Kurulu"nun Namık Kemal Pak'ın yeniden kurum
başkanlığma seçilmesine ilişkin karannı Cumhurbaşkanı'na göndermeyerek yerine Nüket Yetiş'i öneren
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın işlemlerini hukuka aykın bularak yürütmesini durdurdu.
ğı davayı sonuçlandırdı. Ankara 1 No'lu
Idare Mahkemesi'nin karannda, Pak'ın
1 Şubat 2003 tarihinde Bilim Kurulu
tarafindan yeniden kurum başkanlığı-
na seçildiği ve atama işlemlerinin baş-
latılması için karann Başbakanhk'a
göndenldiğine işaret edildi.
'Yasal dayanaktan yoksun'
Kararda, Başbakanlık 'ın ise TÜBİ-
TAK Başkanlığı'na yazı göndererek
yeni bir tasan hazırlandığıru ve bunun
yasalaşması durumunda kuruma yeni
atamayapılacağını ilettiğine dikkat çe-
kildi. Bilim Kurulu karannın Başba-
kanlık'ta bekletilmesinin yasal daya-
naktan yoksun oldu&una işaret edilen
kararda, "TÜBÎTAK Başkanlığı'na
atannıaya ifişldn zincirleme işjemin ilk
aşamasmı oluşturan Bilim Kurulu'nca
Pak'ın seçilmesine ilişkin işlemde 278
sayıh yasa hükürrüerine aykınükoldu-
ğu yönünde bir tespit bulunmadığı gi-
bi, atamanın Başbakan tarafindan
Cumhurbaşkanı'na teklif edilmeme-
sinin de herhangi bir hukuki gerekçe-
ye dayandınlmadığı anlaşümaktadır*"
vurgusu yapıldı.
Anayasa Mahkemesrnın de hükü-
met tarafindan hazırlanan TÜBİTAK
Yasası'nın yürütmesini durdurduğuna
işaret edilen kararda, yüksek mahke-
menin kararlannın yasama, yürütme
ve yargı organlanru, idare makamla-
nnı, gerçek ve tüzel kışilen bağladığı
vurgulandı.
Giderilmesi gflç zarartar doğar'
Anayasa Mahkemesi'nın "yürürlü-
ğün durduruJmasına" ilişkin kararla-
nnın yasa veya kanun hükmünde ka-
rarname hükümlerinden önceki huku-
ki duruma geri dönülmesini sağladığı-
nın yargısal içtıhatlarla kabul edildiği-
ne işaret edilen mahkeme karannda.
şöyle denildi. "tşlemintesisediknğita-
rihte ve halen yürürlükte buhınan 278
sayılı yasanın (TÜBİTAK yasası) 5.
maddesi gereğince Bilim Kurulu tara-
findan Başkanhk'a seçilen ve seçilme-
sine engel bir hati bulunmadığı anlaşı-
lan davacınm. anılan yasa hükmü uva-
rmca atanmak üzere Cumhurbaşka-
nı'na teklif edilmesi gerekirken yerine
bir başkasuun önerilmesine ilişkin da-
va konusu işlemlerde hukuka uygun-
luk bulunmamaktadn-. Açıklanan ne-
denlerle, açıkça hukuka aykın olan ve
uygulanması haKnde giderflmesi göç
zararlara sebebiyet vereceği anlaşdan
dava konusu işlemin 2577 sayıh yasa-
nın 27. maddesi uyannca teminat ahn-
makscm\ihihlnesinindunlurulma9na
oybhüği ile karar verildL"
TUSTAV
Komünist
hareket
arşivlendi
Istanbul Haber Servisi
- Türkiye Sosyal Tarih
Vakfı'nın (TÜSTAV),
1990 yılından beri
yürüttüğü işçi ve sol
harekete yönelik arşiv
çalışması ilk ürününü
verdi. Vakfın
Taksim'dekı binasında.
Türkiye komünist
hareketinin Komintem
dönemi belgeleri,
Türkiye Komünist
Partisi'nin özellikle
yurtdışı örgüt ve
faaliyetlen, Türkiye
Birleşik Komünist
Partisi'nin oluşumuyla
ilgili belgelerden
oluşan arşiv,
meraklılannı beklıyor.
TÜSTAV Başkanı
Nihat Sargın, vakfın bu
arşiv çalışmasını
yapmak amacıyla 1990
yılında kurulduğunu
belirterek "Arşiv
çalışmamız devam
ediyor. Bir taraftan
belgeleri toplarken bir
taraftan da onlan
tarayıp kullanılabilir
hale getiriyoruz" dedi.
Neler yapıldı?
Arşivlerin, düzenli
biçimde korunması
için Uluslararası
Sosyal Tarih Enstitüsü
(USTE) ile işbirligi
yapan TÜSTAV, tarihin
karanlık sayfalannın
gün ışığma çıkanlması
için çalışmalannı
sürdürüyor. Vakıf
bugüne dek Türkiye
komünist hareketinin
Komintern dönemi
belgeleri arşiv
düzenine sokarak
mikrofilme aldı ve
dijital ortama aktardı.
Türkiye Komünist
Partisi'nin özellikle
yurtdışı örgüt ve
faaliyetleri ile Türkiye
Birleşik Komünist
Partisi'nin oluşumuyla
ilgili 25 raf tutan
arşivlerinin dökümünü
yaptı.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Temiz'den ürperten mesaj
Ülkü Ocaklan
silahasanlacak
• Ülkü Ocaklan Istanbul îl Başkanı Temiz,
Türkiye'de ihanet senaryolan bulunduğunu
belirterek bu senaryolar karşısında silahlı
mücadeleyle durulabilmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul Haber Servi- deceyazmakla,çizmekle
si - Ülkü Ocaklan Istan-
AB yemeğinde gergiıılik
Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Kretschmer, Türkiye 'nin
reformları AB baskısı olmadan yaşama geçirmediğini söyledi
bul ll Başkanı LeventTe-
miz, Türkiye'de "Türke
ihanetsenaryolarnun bu-
lunduğunu" öne süre-
rek "Bu ihanet şebekele-
rinin karşısında gerekir-
se sflahh mücadelevledu-
rulabilmetidir. Arük gün
hareket etme günüdür"
diye konuştu.
Tarihçi, Türkolog, şa-
ir ve roman yazan Hiise-
>in Nihal Atsız, Ülkü
Ocaklan tarafindan dü-
zenlenen törenle Kara-
caahmet Mezarlığı'nda-
ki kabri başında anıldı.
"3 MayısTürkçûlük Ba>-
ramı" nedeniyle düzen-
lenen törende konuşan
Ülkü Ocaklan Istanbul
II Başkanı Levent Temiz,
Türkiye'de "Türkeihanet
senaryolannm bulundu-
ğunu" öne sürerek "Mil-
ö davalarm savunması sa-
otmaz. Aynı zamanda bu
mücadeienin her alanda
sürdürübnesi gerekir. Bu
ihanetşebekelerinin kar-
şısında gerekirse silahh
mücadeleyle durulabil-
mefidir. Arük gün hare-
ket etme günüdür" dedi.
Ulkü Ocaklan mensup-
larının ve öğrencilenn
katıldığı törende, Hüse-
yin Nıhal Atsız'a dualar
okundu, Ülkü Ocakla-
n'nın pankartlan ve Türk
Bayrağı açıldı. 1975 yı-
lında ölen Hüseyin Ni-
hal Atsız, dergilerdeki
yazılanndan dolayı 1.5
yıl hapis cezasına çarp-
tınlmıştı. Hüseyin Nihal
Atsız, dönemin Cumhur-
başkanı Fahri Koru-
tüıîc'ün af yetkisini kul-
lanması sonucu 22 Ocak
1974 tarihinde Bayram-
paşa Cezaevi'nden tahli-
ye edilmişti.
Bir ayda 300 partili
HACER BOVAaOĞLU
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Konfederasyonlann AB büyükel-
çilerine verdiği yemeğe. Avrupa Ko-
misyonu Türkiye Temsilcisi Hans-
jörg Kretschmer'ın
eleştirel sözlerinin
gölgesi düştü,
Kretschmer, Türki-
ye'ninAB baskısı ol-
madan düzenleme-
leri yaşama geçirme-
diğini söyledi. TÎSK
Başkanı Refık Bay-
dur, Kretschmer'ın sözlerine. *\D-
safırimizsiniz, ama dışanda tarbşa-
biüriz" yanıtını verirken Hak-Iş Baş-
kanı Uslu, "Siz de bize serbest dola-
şun hakkuu vermediniz. Buna göre
biz de üişkilerimizi bitirmeliydik"
dedi.
TİSK, Türk-tş ve Hak-îş'in AB
üyelik görüşmelerinin başlatılması
için verdiği yemeğe katılan Avrupa
Komisyonu Türkiye Temsilcisi
Kretschmer, Türkiye'nin uygulama-
ya geçmesi için 4 ay bulunduğunu be-
• AB büyükelçilerine verilen yemekte konuşan Kretschmer,
reform yapılırken önemli olanın uygulama olduğunu
belirterek Türkiye'nin yaptığı reformlarda dini özgürlüklerin
eksik olduğunu söyledi. Salim Uslu ise AB'nin Türkiye'ye
serbest dolaşrm hakkı tanımadığını anrmsatarak ''Bu
durumda ilişkileri bitirmemiz gerekirdi" diye konuştu.
Urterek reformlar yapılırken anaya-
sanın bile değiştirilebileceğini. ancak
uygulamanın önemli olduğunu söy-
ledi. Kretschmer, "Reform sadece
yasa çıkarmakla ohnuyor. Uygula-
majıgörmek gerekir.Türkiye'deki re-
formlarda dini özgürlükler eksik"
dedi. Kretschmer'ın sözlerine TİSK
Başkanı Refık Baydur tepki göster-
di. Bu konuyu tartışabıleceklerini
belirten Baydur, "Biz misafıre karşı
boynumuzu eğik tutanz. ta ki kapı-
dan çıkuıcava kadar. Dışanda tarö-
şabiliriz" diye
konuştu.
Hak-Iş Başka-
nı Salim Uslu da
sorunlan karşüık-
lı çözüm nokta-
sında görmek ge-
rektiğini vurgula-
yarak "Siz de bi-
zim serbestdolaşmıhakkımızı verme-
diniz. Bu durumda biztm ilişkileri bi-
tirmemiz gerekirdi'' dedi. AB ülke-
leri büyükelçılerinin de Kretsch-
mer'ın sözlerinin eksiklikleri gös-
termek amaçlı olduğu \nrgusunu
yaptıklan öğrenildi.
Ağar'dan 'baş başa
görüşme'rekoru
ANKARA (ANKA) -
DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar, 28 Mart
belediye seçim sonuçla-
nnı değerlendirme süre-
cinde "görüşme" reko-
ru kırdı.
Ağar, seçimin üzerin-
den geçen bir aylık süre
içınde genel merkeze ka-
pandı. Bu zaman dilimin-
de yaklaşık 300 "teke
tek" görüşme gerçekleş-
tiren Ağar, bu yola, gö-
rüştüğü partililerin istek,
öneri ve şikâyetlerini
"Kendisine daha rahat
bir ortamda" aktarabil-
mesi için başvurdu.
Ağar, bu şekilde seçim
sonuçlannı sorgulamave
genel seçim öncesinde
DYP'nin geleceğe iliş-
kin izleyeceği politika ve
söylemlere ilişkin "yol
haritası" çıkarmayı
amaçladı.
Bu çerçevede 81 il baş-
kanı, 80 ilin belediye baş-
kan adayı, 70 Merkez Ka-
rar Kurulu, 40 Genel Ida-
re Kurulu üyesi ve se-
çimde ipi göğüsleyen ba-
zı belediye başkanlan ile
ayn ayn görüşen Ağar,
son olarak konuyu bu
hafta içinde seçimden
sonra ilk kez toplayaca-
ğı Genel Idare Kurulu
gündemine taşıyacak.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
ALKIM KİTABEVİ
S£ŞIKT*Ş DOLMABAKÇE CAD » O 65 m 12121 259 31 26
KADIKÖY MÛHÜROAR CAD NO SQ TIL İ21&> 449 10 60 pb»
i co*n.tr
Irak'taki işkencelerin en azından
bir kısmının fotoğraflarla belgelen-
mesinin kaderin garip bir cilvesi mi,
yoksa işgalciliğin kaçınılmaz sonucu
mu olduğu, sorusunu sormak gere-
kiyor. ABD ve Ingiltere işe yalanlaria
başlamışlardı. Irak'ın elinde krtle im-
ha silahlan olduğu bahanesiyle dün-
yanın gözü önünde haksız ve zorba
bir işgale giriştiler.
önce, kolay bir zafer umudu için-
deydiler. "Saddam'/n direnemeyen
askerleri" alay konusu edilmişti. İşe
bitmiş gözüyle bakıldı. Ancak bir ül-
keyi işgal etmenin ve o ülkenin hal-
kını aşağılamanın bir bedeli olacak-
tı. Irak halkı tam bir ytldır işgalcilere
direniyor. 0 direnenler "terörist" mi,
yoksa asıl terörist o ülkenin toprak-
larını işgal edenler mi?
Irak'ta haksızlıkla zorbalık iç içey-
di. Işgalciler, bütün halkı düşman gö-
rüyoriardı ve herkese "terörist" mu-
amelesi yapıyorlardı. Aslında bir ba-
kıma haklıydılar. Bütün Irak halkı bü-
yük bir öfke içinde işgalcilere direni-
îşgalci îşkenceci Olur...
yordu. Bunun bedeli binlerce ölüydü.
ABD ve Ingiliz işgal biriikleri, sivil hal-
kı aylardır acımasız bir şekilde öldü-
rüyor.
• • •
Böyle bir zorba gücün cezaevleri-
ni insani bir şekilde yönetmesi müm-
kün olabilir miydi? Böyle bir zorba gü-
cün işkenceye başvurmaması söz
konusu edilebilir miydı? ABD ve onun
istihbarat örgütü CIA'nın yakın tarihi
askeri darbeler, işkencelervecinayet-
lerle dolu değil miydi?
Bu işkence fotoğraflannı gördüğü-
müzde, bizeyabancı birdurumla kar-
şı karşıya olduğumuz söytenebilir mi?
Türkiye'de de buna benzer işkence-
lere, hatta daha ağırlanna yıllarca ta-
nık olduk.
Bu işkencelerin birkısmındaABD'li
istihbarat görevlilerinin de rol aldığı-
nı biliyoruz. Türkiye, Amerika des-
tekli askeri darbelerin ülkesi. "Bura-
sı kontrgerillanın karargâhı, burada
anayasa, yasa geçmez" diyenlerin
liderteri yıllarca bu ülkeyi yönetmedi-
ler mi?
Bir gazeteci arkadaşım, bu yazıyı
yazarken beni aradı ve " 'Türkiye'de
böyle fotoğraflar yayımlanabilir mi'
diye soranlar oluyor, var mı böyle fo-
toğraflar, biz yayımlayacağız" diye
sordu. Düşündüm, Türkiye'de işken-
cenin fotoğrafı var mıydı? Ben böy-
le bir fotoğrafı hatırtamadığımı söy-
ledim. Türkiye'de işkencenin fotoğ-
rafını çekecek imkânı işkenceciler
bizlere vermemişlerdi.
• • •
Irak'taki işgal kuvvetlerinin işken-
cecileri, işkence ettikleri insanların
yanında fotoğraf çektirmekten de
korkmamışlardı. Yapacaklarını yap-
mışlar, sonra da önünde pozlarını
vermişlerdi. Bu işgalci küstahlığın ve
ben istediğimi yaparım anlayışının
karelere yansımasıydı. Aslında bu
Bush yönetiminin, Blairyönetiminin
adım adım geliştirdiği bir politikanın
ürünüydü.
Tabii bu işkence fotoğraflan, Batı
uygarlığının bir başka yüzünü de göz-
lerönüneseriyordu. Bu uygarlık, halk-
lann egemenliğine, toplumlann ken-
di iradesine saygı göstermediği za-
man bir anda "tek dişi kalmış cana-
vara " dön üveriyordu.
Şurası bir gerçektir, kim ki haksız
ve zorba bir iş yapıyorsa bu zorbalık
kaçınılmaz olarak başka zorbalıkları
ve ahlaksızlıkları da beraberinde ge-
tiriyor.
Irak'ın işgal edilmesi haksızdır.
Irak'ta yapılanlar haksızdır. Bush yö-
netimi 11 Eylül'den bu yana insanlı-
ğın önüne sürekli savaşı ve zorbalı-
ğı koyuyor. Israil'de Şaron'un saldır-
ganlığını kışkırtıyor. Onlann demok-
rasi, insan haklan gibi ölçülerinin ta-
mamen çifte standartlı olduğu, bu
fotoğraflarla gözler önüne serildi.
Bu yazıyı yazdığım sırada bir kadın
okuyucum aradı. Fotoğraflar onun
sinirterini bozmuştu. Çılgınlıklaryapa-
bileceğinden söz ediyordu. Bir tep-
ki gösterememenin öfkesi içindeydi.
Bu fotoğraflar, ABD yönetimindeki
tercihlerin ne kadar vahşi ve acıma-
sız olduğunu da kanıtlıyor. Bir başka
gerçeği daha gösteriyor. ABD'de sa-
vaşa ve zorbalığa karşı giderek yük-
selen bir direniş gelişiyor. Bu fotoğ-
rafların basının eline geçmesi ve ya-
yımlanabilir bir duruma gelmesi,
ABD'deki direnişin ne kadar güçlü
olduğunu da kanıtlıyor.
Zorbalar suçüstü yakalandılar. Dün-
yanın öfkesi onlara karşı. Bu öfke
Irak'taki işgalin sona erdirilebilmesi-
ne büyük katkı sağlayacaktır. Dünya-
nın direnişi, banşçı ABD'lilerin çaba-
sı bir insanlık dışı felaketi gözler önü-
ne serdi.
Bu fotoğraflarla biriikte işgalcilerin
işi daha da zorlaştı.