18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SPCPR Dünya 1 'Babygol' Michael Ovven'ın futbol öyküsü başarılarla dolu. 0 Ada'nın son futbol ilahı Galler'de doğdu İngiliz oldu Galler doğumlu Owem İngiliz ulusal takımını seçiyor, kırmızılılarda 1T yaşında yılın en iyi genç oyuncusu seçiliyordu. 18 yaşından 59 gün aldığında da Şili maçıyla ulusal takımın engenç unvanlı oyuncusu oluyordu. E M RE TtLEV imana yaklaşan her ge- mısev/inçvehüznübe- raberinde getirdi. Kır- gın ve kaybedilmiş insanlar arayış- lanndabeklentilerini bulabilecekler miydi? Çıkış noktaları ne, sıkışmış- lığın kurtuluşu nasıl olmalıydı? 196O'lı yıllann sonu ve 1970'ler ile bugüne kadar müziğin altın yüz- leri bu kentte doğdu. Beatles mü- ziği ile bu kenti tuzun acı veren ta- dından korurken, esintiye kalkan futbol takımı oldu. Kabukları yine bu markalar ile kınlırken İngiliz fut- bolunda marka ekip aynı dönem- de parladı? Kent iki dev ekıp Ever- ton ve Liverpool takımlarını yaratır- ken 1970'lerin sonu ve 1980'lerin başına damgasını vuran ekip kent- le aynı adı taşıyan Liverpool oldu. Hükümetin limanları kapatma ka- rarı ardından, işçilerin üzerlerinde- ki baskı ve kahreden parasızlık dö- neminde hep sığındıklan yer bu ta- kımın mabediydi. Anfield şarkılann, çıkışın ve her şeyden öte kurtulu- şun, tepki koyuşun adresi oldu. İn- giliz futbolunda onlar farklı yüzle- rini hep sergilediler. Bazen öfkele- rıni kontrol edemedi ve statları ka- na buladılar. (Juventus - Liverpool maçı - Heissel katliamı) Toshack, Daglish, Keagen, Barnes ve birçok isim. Yetmişle- rin sonunda bu isimler ile büyüyen bizler, sokak maçlarında kimbilir kaç kere aynı takım için mücade- le etiğimiz arkadaşımız ile kavga ettik. Kim Tochack, kim Keagen olacak kavgası... Sonrasında durak- lama dönemi. 1992 yılında kurulan Premier lıgde zirve arayışı...Ama hep hüs- ran. Roy Evans ardından Arse- nal'in Fransa ekolü ile şampiyon- luğa ulaşması ile özenilen başan için değişim. Ve Gerard Houllier ismi- nin takımın başına getirilişi. Son dönemde her Liverpool takımı ta- raftan birbirierine kurtuluşu sordu. Sıkıntıya çözüm aradı. Fransız eko- lünün Ingilteredamgası, VVenger'in Arsenal başanlan yolu çizdi. Dil de- ğişti. Ingiltere'de Fransızca konu- şulmaya başlandı... Arayışlar sü- rerken 1.76 boyunda, hızlı, çabuk etkili ve son vuruşlarda süper be- cerikli bir isim Anfield stadını sallı- yordu. Nereden çıkmıştı? Kimdı? Nereliydi? 1997 mayısında yıldızı parlayan bu genç, gelecekte İngi- liz futbolunda Fenomen olacak Micheal Owen'dı. Fransızca yet- mez... Ingilizcegerekirdedi... Ve bir Galli Ingilizlerin onuru- nu kurtardı... Galler doğumlu Owen İngiliz ulusal takımını seçiyor, kırmı- zılılarda 17 yaşında yılın en iyi genç oyuncusu seçiliyordu. 18 yaşında Ünlü futbolcular barajı nasıl aştıklarını anlatıyor l- 1 K R ET DOĞ A N ^ A A ichel Platini ^ M l / r hada tam bir ^ ^ § V I natçıydı: özell de frikik atarken. Barajın ü rinden yay çizecek bir şeki filelere gönderdıği falsolu tof ra sadece seyirciler değil, ta cilerde ağzı açık bakakalındı. anılan bu frikikleri izlemek fı bof severter için tadınadoyutm bir güzellikti. , BrezHyaftlarfalsolu serbei vuruşlann öncüleriydi. 50'li ve 6Û'lı yıllarda Didi, 70'lerde Rivd- lino, 8O'!erde Zico bu işin us- talanydı. Bugün Japonya ulu- sal futbol takımını çalıştıran Zi- co frikik sırrını şöyle anlatıyor* "Ben üst köşelere ve yan di reklereyoğunlaşıyorum. Sonıt canımın istediğince gerilip to pa sertbir şekilde ayağtmın /ç/vj le vuruyorum. Ama en önemfl, si özgûvendir. Ceza sahasınıri' bir-İki metre dışmdaki serbest vuruşlann neredeyse tamamı- nı gole çevireceğimi düşünür- düm." Zico modern topların, kramponlann etkili olacağına pek inanmıyor. "Benceenönem- lisiyetenek ve çaJışmadır." 1982 Dünya Futbol Şam- piyonası'nda İskoçya'nın kale- sini koruyanAlan Rough, usta- nın frikik golünü çok iyi anımsı-. yon "GözlemcilerimizZico'nutt arbkfrikikatmadığını, bu işi Eder 4 ve Fateo'nun üstlendiklerinibil- dirmişdi. Zico topunbaşınageç- tiğinde şaşırdım. Top omuzla- nmınüzerindengeçti. Öylesine hızlı, öylesine falsoluydu kiye- rimden bile kıpırdayamadım." Roberto Carlos'un 1997'de Fransa'ya karşı 30 met- reden attığı frikik golü unutul- mazlar müzesinde yerini çok- tan aldı. Kalenin birkaç metre uzağındangeçeceği sanrfan top hızlakeskinbirvirajdönen oto- Carios tekniğini şöyfe açıklıyor: "Evet benim frikiklerim sert ve falsofudur. Topun ortasına sol ayağımın dışıyla vururken üç ayak parmağımı kullanıyorum. Brezilya'da bu tekniğe Os tres dedos, yani Üç Küçük Parmak derler. Ama şimdi Ispanya'da benim frikiklerime yeni bir isim taktılar: akıllı bomba. Hızlı, şid- detli ve hedefini vuran frikikler olduklan için." Roberto Carlos riyor: "Bunun açıklaması çok basit: topa yüreğimle vuruyo- rum. " Almanların frikik ustası Bemd Schneidertekniğini şöy- le analiz ediyor: "Benim dikka- tim ilkin topa yöneliktir, onun konumuna, kaleye uzaklığına bakarım, sonra bir zayıf tarafı var mı diye barajın nasıl kurul- duğuna bakarım, özellikle de kalecinin durduğu yer önemii- dir. Topa son güçle astlıp vur- mak bana göre degil. Ben fal- solu vuruşlan severim. Sağ aya- ğımın içiyle vurduğum için ka- leye 20-23 metre uzaklıktaki sol çapraz bölgeler en sevdiğim yerlerdir. Ama insan maçta fri- kik yerini seçemiyor." Schne- ider düzenli olarak çalışmanm önemini vurguluyor. "Her hafta iki kez yanmşar saat frikik çalı- şınm. Anrenmandayüzde 70'ini gole çeviririm. Ama maçlarda böyie sipariş frikikler çok nadir karşınıza çıkar." Hoilanda ulusal futbol takı- "~ mının kalecisi Edwin Van der Sar: m '*Küçükken bana dendi ki. dort beş kişilik birbarajkurarsın. uzun köşeyide sen altrsın. Ama bu işin teorik kısmı. Frikik atma sanatı öyle gelişti kiartık futbolcular ba- rajın üzennden topu tam doksa- na gönderebiliyoriar. Pratikte ora- ya en hızlt şekilde ulaşman gere- kiyor." Defanslann frikiklere karşı ^iştîrdiği yöntemler de var. Ye- yıl önceAjaxda Edvvin Van der ir bir deney yaptı: beş kişilik bir jraj kurdurduktan sonra kendi- kalenin ortasında durdu. Vuruş ıında baraj ikiye ayrıldı. üçü sa- ı ikisi sola gitti. Bu sayede to- ın nereye gittiğini görebiliyor- ı. Rakipler baraja kendi adam- ını koymayı akı! edinceye dek jthile çok işe yaradı. Pierre van îoijdonk u şimdiye dek gördü- _ ı en iehlikeli frikikçi olarak nite- ; lendiriyorVan der Sar: "Uzun boy- lu bir futbolcu. Normalde böyle birinden böytesine falsolu bir vu- ruş beklenmez." 2002 UEFA Ku- pası finalinde Borrusia Dort- mund'lu futbotcular ceza sahası- nın yakınında faul yapmama tali- matı almışlardı ama Marcio Amo- roso bunu unutunca Van Hooij- donk cezayı kesti. Hiç kuşku yok, böylesine usta ayaklara sahip ta- kımlar maça 1 -0 önde başlıyorlar. Topa yürekleriyle vuruyorlar çün- kü. Tery Owen oğlunu futbolcu yapabilmek için her olanağı kullandı. Babadan gelen genler onu farklı kıldı. 5 yaşındaki yaşıtlan ayak parmaklan ile oynarken o ayaklanyla topu köşelere gönderme becerisini ediniyordu. 59 gün aldığında da Şili maçıyla ulusal takımın en genç unvanlı oyun- cusu oluyordu. Daha sonra bu re- kor Rio tarafından kırıldı. 11 Şubat 1998 yılında yaşadığı bu en önem- li an için Ovven "Müthişti. Sinihi, en- dişeli, heyecanlı ve hırslıydım"ta- nımlamasını yapıyordu. İngiliz ulu- sal takımı teknik dırektörlüğünü yu- rüten ve 1998 Dünya Kupası son- rası kovulan Glenn Hoddle "Onu izlemekmüthiş keyıf. Insanda tan- siyon fıhatıyor" diyordu. İngiliz fut- bolunun bu altın ismi 1998 Dünya Kupası'nda attığı gollerin ardından Arjantinli G. Batistuta ile karşıfaş- tınlıyorve "Batigol" lakaplı bu oyun- cuya nazire yapan İngiliz medyası tarafından "Babygol" tanımla- ması iledeğerlendiriliyordu. Bel- kide onun için söylenen en önemli söz "O halklann oyunu futbolda, bağlayıcı ve bağımlı- lıkyaratıcı birilaç; hem takıma , hem size" diyen Barnes'ın ta- nımıydı. O futbolun en önemli yü- zü... O futbolun tekmelerden yılmayan, yıkılmayan süper bü- cürü. Peki bu yetisi ve yapısı nereden geliyor? Yanıt basıt: Genlerinden. Babası da bir fut- bolcu olan Ovven, genlerinde futbol heyecanı ve tutkusunu taşıyor. Everton, Bradford City ve Chester takımlarında forma giyen baba Tery Ovven oğlunu futbolcu yapabilmek için her olanağı kullandı. Babadan ge- len genler onu farklı kıldı. 5 ya- şındaki yaşıtlan ayak parmak- lan ile oynarken o ayaklanyla topu köşelere gönderme bece- risini ediniyordu. Yaşı 10 oldu- ğunda 20 yıl önce lan Rush'ın rekorlar kırdığı okulda Deeside Area Primary School's perfor- mansıyla parmak ısırtıyor ve bu kez 1992 yılında o rekorlan al- tüst ediyordu. Dünya gençler şampiyonasında 1997 yılında Malezya'da yıldızı parlayan Owen 1997-1998 en başarılı genç ödülü ardından birçok önemli başarı yaşıyordu. 2000- 2001 yılında ise Liverpool ile ku- paları süpürüyor ve Premier lig şampiyonluğu hariç 5 önemli kupaya damgasını vuruyordu. FA Cup, Ug, UEFA, Süper Kupa kazanılanlar arasında... En önemli yanı hızı Defans oyunculannın kor- kulu rüyasının en önemli yönü hızı. Çabukluk ve top hakimiyetindeki beceri buna ek- lenince fark yaşanıyor. Baba Tery oğlunun evde sandalyeleri dizerek aralarından topu geçir- me ve çalım atma çalışması yap- tığını ve çalışmayı daha 6 yaşın- da geliştirdiğini söylüyor... Ovven isminin marka oluşunda etkili olan ve 19 yıllık profesyonel oyunculuğunu şimdi 48 yaşın- da amatör ekiplerde sürdür- meye çalışan babasının payı büyük. Öyle ki 1972 yılında Rush'ın kırdığı rekorlan aynı okulda paramparça edişindeki en önemli etken babasının 10 metrelik kısa deparlar ardından sürekli şut çalışmaları yaptır- ması. Şimdi bilim buna "pat- lama enerjisi" diyor... Işte Ovven kesitleri. Aslındatüm yazının tek özeti var... "Adam olacak çocuk kendini belli ediyor..." akizifyalin(cLyahoo. com Pardon! Fair Play mi Dediniz? Spor Ekı'nin bu haftaki kapak konusu Fair-Play üzerıne. Ingilizce bir değiş olsa da artık sokaktaki ço- cuktan, YÖK'ün başındaki Teziç üstada kadar herkes bu ifadenin ne anlama geldiğini biliyor. Ne var ki 'dostluk', 'centilmenlik', 'iyidavra- nış', 'temizoyun' işimize gelmiyor. Kazanma uğruna birbirimizın gö-. zünü oymayı bile normal karşılıyo- ruz, Ister şampiyon adayları olsun, ister küme düşme grubu, kendi ış- • lerine bakacaklarına, "O niye ye- nildi, ötekiniye berabem kaldı, o onu . niye oynatmadı, oraya kaçpara git- ti" drye ortalığa desteksiz iddialar atı- yorlar. Tribünlerdeki küfrü anlatma- ya gerek bile yok sanırım. Insanla- nn ne aileleri kalıyor, ne kışilikleri, ne oturduklan makamlar. TMOKfTürki- ye Milli Olimpiyat Komitesi) Fair- Play Komitesi Başkanı Erdoğan Anpınar başta olmak üzere uzman- lann görüşleri sizleri hayrete düşü- recek. Gerçi olanaksız gibi gözükse de gönül istıyor ki rüzgâr artık ters- ten esmeye başlasın ve en azından bundan sonra Türkiye bir fair-play ülkesi olsun. Ve yenilen bir takımın taraftan, 90 dakıka bitiminde kaza- nanı gönülden alkışlayıp rakip yan- daşla kolkola stadı terk etsin. 25. sa- yımızın iç sayfaları yine renkli. Ab- dülkadir Yücelman'ın Mersinii Ahmet yazısı, Mi Abalı'nın Fikret Ünlü röportajı ilgi çekici. Voleybol ve basketbol sayfa- lanmızdaki Fenerbahçe röportajla- n ise San-Lacivertli dünyanın futbol dışmdaki branşlara yaklaşımını or- taya koyuyor. Emre Tilev'in Ovven değerlendirmesı, Esra Peker'in çok ünlü bir atlet olacakken, ayağı ka- yan 'küçük Süreyya' Nilgün Yıl- maz söyleşisi ilginç. Söz atletizm- den açılmışken, gerçek Süreyya Ay- han'ın geçen hafta Antalya'da ya- şadıklan sanınm uzun süre konuşu- lacak. Ama umarım bu tip aksak- lıklarson olur. Çünkü şimdiden ken- dimizi Atina sıcağında gelecek 'ta-. rihi' altına hazırlıyoruz. 25. sayımız-I ı daki poster seçimimizı' ise Fenerbah- * çe'den yana kullandık. Çünkü Sarı - Lacivertliler iç saha dış saha de- meden şampiyonluğa koşuyor.. Yeniden görüşmek dileğiyle. IK KÖŞE Spor Servisine; Çarşambaları çıkarmış oldu- ğunuz ekten dolayı hepınizi tebrik edenm. Özellikle yaklaşan olımpiyat- lar öncesi yayınladığınız olimpiyat yazılarını son derece yararlı buldu- ğumu belirtmek isterim. Bunun ya- nında olimpıyatlara yönelik biraz da güncel yazılar, katılacak ülkeler ve sporcular hakkında bilgiler veren dosyalar hazırfarsanız çok daha gü- zel olacağını belirtmek isterim. Ba- şarılannızın devamını dilerim. Handan Kapıcı Sevgili Spor çalışanlan; Yirmi dört haftadan beri çıkar- dığınız spor ekini ilgiyle ve keyifle ta- kip ediyorum. Hemen hemen bü- tün sayılarını biriktirmeye çabalıyo-" rum. Ancak, elimde kimi sayıların, eksik olduğunu belirtmem gerek. Bunları nasıl edinebileceğim hak- kında bir bilgi yayınlarsanız sevini- rim. Hepinize iyi çalışmalar... Hakan Yaprak Çıkardığınız bu ekten dolayı • sizleri tebrik etmek istiyorum. Her haf- ta gerek geçmişten gerek güncel olaylar arasından ele alıp inceledi- ğiniz olaylar son derece ilgi çekici. Ancak, son zamanlarda verdiğiniz posterlerin futbol ağırlıklı olduğunu belirtmek isterim. Özellikle dünya- ca ünlü pek çok yabancı sporcu du- rurken bunlann posterierini niye ver- mediğinizi merak ediyorum. Onur Gürsel Spor servisi çalışanlan; Sporun son derece dejenere ol- duğu, özellikle futbolun hegemon- yası altına girdiği bugünlerde böy- lesine bir dergi çıkardığınız için hepinize teşekkür ederim. Sema Bindere 5MAYIS2004 SAYI 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle