25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Futbol Cumhuriyet " Dünya Kupası finallerinde Güney Kore ile karşılaşan ve3-2 kazanan ulusal takımımız, maçsonrası Koreli futbolcularla birlikte el ele tribünleri selamlamıştı. 8u görüntü fair play'e •örnek ^luştururken, futbolun keyif veren bir oyun olduğunu dünyaya haykırıyordu. Holigan terörü, küfür ve şiddetin merkezi haline gelen stadyumlar geçmişini arıyor Hoşgörü maçlara gelmez oldu Baştarafı 1. sayfada. nasıl açıklanabilir? Sadece ekono- mik nederlerle mi? Elbette hayır. Çünkü, olay çıkaran, küfür eden ki- şiler sadece ekonomik gücü olma- yan insanlar değil. VIP ve localarda yeralan izleyiciler de aynı davranış- ları sergiliyor. Yoksa sorunlu insan- lar mı maçlara geliyor? Eskiden insanlar maçlara eg- lenmek için gidertiyatro izter gibi kar- şılaşmayı izlerlerdı. Rakip takıma seyırci kısrtlaması getirilmezve maç- lar hep birlikte izlenirdi. Ancak stad- yumlar şimdi taraftarterörü, küfür ve şiddetin merkezi durumuna geldi. Futbol, son yıllarda saha içi ve sa- ha dışı taşkınlığın tırmandığı spor dalı olarak anılmaya başlandı. Ancak ne yazık ki yeşil sahalardan gelen pis kokular küfür ve şiddetle sınırlı değil. Vural'ın kuşkulu istifası Son günlerde "teşvik primi" ve şike söylentileri de doruğa çıktı. Hatta bir Ç.Rİze - A.Sebat maçı sonrası ev sahibi ekibin tek- nik direktörü Yılmaz Vural'ın kuş- kulu istifası kafaları karıştırdı. Peki ne oldu? Vural bir anda suçlu ilan edildi. Rizelı yöneticiler "Yılmaz Vu- ral'a Türkiye'deki hiçbir takım kapı- sını açmamalı" diyerek Vural'a tep- ki gösterdiler. Yani Vural kötü adam oldu. Diyanet Işleri Başkanlığı da bu tartışmaya girip "Şike haram, teş- vik normal" gıbi ilginç bir açıklama- da bulundu. Sonuçta futbolumuz- da bir temiz eller operasyonu şart oldu. Şikeyi yakalayana aşk olsun Baştarafı 1. sayfada. - On yıldır, bir değişiklikle aynı isimler gö- rev yapıyor. Beşimiz de avukatız. Başkan ve ıki üye geçmişte futbol oynamışlar, bense izleyici düzeyinde ilgiliyim. - Yeterli kanrl olmaksızın kanaate daya- lı şike karan verilebilir mi? - Kurul olarak kanaate dayalı şike kararını çok verdik. Güner önündeki rapor klasörünü kanştın- yor, ama ne hafızasında ne klasörde yer alan sü- per lig düzeyinde verilmiş bir şike karan yok şimdiye dek. Ömek olarak 1998'de oynanan Ine- gölspor - Bilecikspor maçının raporundan "... maddi menfaatkarşılığında maçın oynandığı..." ökuyarak verilmiş şike karanna değinıyor. An- cak hatırladığım kadanyla, federasyonun verdi- ğiböylebirkararolmadığınısöylediğımde, "Fe- derasyonun, bizim karanmızın aksine verdiği pek çok karar var" diyor. Çok ilginç! Federas- yon, şikeyi araştırsın, ortaya çıkarsın diye bir "uzman hukukçular kurulu" oluşturuyor, sonra öna dosya gönderiyor, sonra da gelen raporla- ra itibaretmeyip aksi yönde kararveriyor!.. Ger- çekten çok ilginç... - Teşvik primi sizce şike midir? - Evet, karalanmızda, teşvik primi verilme- mişse ve müsabakanın sonucuna etkili olmuş- sa şikedir. Sözü, geçen sezon sonundaki "şaibeyu- mağına" getiriyorum. Hatırlanacağı gibi son haf- tada, Elazığspor deplasmanda Diyarbakırspor'u, Bursa evinde "eksik" Gençlerbirlıği'ni yener- ken, deplasmanda Istanbulspor'la berabere ka- lan Altay bir puan farkla ligden düşmüştü. Maç- lardan sonra Altay Başkanı Ahmet Taşpınar televizyonlarda, Bursalı federasyon üyesi Le- vent Kızıl'ın Istanbulsporlulara 500 milyar lira teş- vik primi verdiğini söylemiş, Istanbulsporlu fut- bolculardan Selçuk, Mehmet ve Musa da ya- pılan röportajlardaki ses kayıtlannda, bunu doğ- rulayan yönde ifadelerde bulunmuşlardı. Öte yandan Diyarbakır teknik direktörü Ümrt Kayı- han da, futbolculannın kendisıni değil, başkanı dınlediklerini söylerken, kullandığı imalı ifade nedeniyle gorevinden aynlmak zorunda kalmış- tı. Dosyalannı inceledikleri Istanbul ve Diyarba- kın'daki maçlarla ilgili neleryaptıklarını soruyo- rum. - Bu iki dosyayla ilgili sadece istanbulspor- lu futbolcular Mehmet (Yozgatlı) ve Musa ile gö- rüştük. Birde haberi yapan gazete muhabiri ve müdürüyle. Dinlediğimiz ses kayıtlannda, fut- bolculann para aldıklan yönünde izlenim uyanı- yordu. Ancak kendileri ses kayrtlanndaki ifade- lerin aksine savunma yaptılar. Gözlemci rapor- ları ve diğer belgelerlde herhangi bir bulgu yok- tu. Maç kasetlerini izlerken anormallik görme- dik. -TekAİzyonlardaherşeyiaçıkaçıkanlatan Ahmet Taşpmar'la görüştünüz mü? - O konu dosya kapsamında olmadığından araştırrna yapmadık. Görüşmedik. - Ümrt Kayıhan'la görüştünüz mü? - Görüşme gereğini duymadık. - llgililerin telefon kayıtianna ulaştnız mı? - Hayır, kurulumuz buna gerek duymadı. Ne "araştırma" ama!.. Adeta "Araştırma- va Kurvlu" gibi çalışmış. "Teşvik primi şikedir" jiyen bir kurul... "Teşvik primi aldık" diyen fut- şolcular... "Teşvikprimi verdiler" dıyen bir baş- can... Ve federasyon karan: Ligin tesciline... İ-MAYIS2004 Serdar Bilgili herkese ders verdi VALİ GÜLER: MÜDAHALE ETTİM Istanbul Valisi Muam- mer Güler statlardaki şid- detin önlenmesi için devletin üzerine düşen her yükümlü- lüğü yerine getirdiğini ve ge- tirmeye de devam edeceğı- ni söyledi. Vali Güler, her yıl lig fikstürü belirlendikten son- ra il Spor Güvenlik Kurulu'nun toplandığını ve yapılması ge- rekenlerle ilgili prensip kara- rı aldıklarını belirterek, gele- cek sezon için de yapılacak hazır- lıklarla güvenliğin arttırılacağını ve olumsuzdavranışlarda bulunanla- nn yaptınmlaria karşılaşacağını söy- ledi. Polis güçlerinin artık statlarda yalnızca çevre güvenliği ile ilgilen- Futbolumuzdaki şiddeti, küfü- rü, şike ve teşvik primi iddiaları ile fairplay anlayışının bugünlerde düş- tüğü durumu spor otoriteleri ile tar- tıştık: Ertuğrul Dilek (Eski MHK Başkanı) Profesyonelliğin Türkiye'de yanlış algılanması ve günümüzde endüstri halini alan futbolda dönen büyük paralar ne yazık ki sportif ba- kış açısını bozuyor. 50 yıl önce böy- le şeylere rastlamak olası değildi. Taraftarlık ve fanatizm birbirinden ayrılır hatta fanatizme rastlanmaz- dı. Ancak para büyüyünce etik ol- mayan olaylar ortaya çıktı. Şimdi Teşvik primi doğaldır deniyor hatta Diyanet Işleri sanki göreviymiş gibi konuya ilişkın açıklama yapıyor. Bu da teşvik primini kullanmak isteyen çevrelere yarıyor. Bir futbol takımı- nın takımın belli bir gücü vardır. Siz büyük paralar vererek onlara moti- vasyon yolu ile güç katarsanız suç işlemiş olursunuz. Bu durum do- pingten farksızdır ve doping spor- da yasaktır. Art niyet aranmamalı Hakem hatalarının medyada ortaya konuş biçimi rahatsız edici. Eğitici olduğu sürece programlarda yer alabilir ama bir insanı günah ke- çisi haline getirirse olumlu sonuçla- rı olmaz. Hayatın hiçbir alanında aranan mükemmellik yakalanama- dığına göre hakemlerin üzerine de sanki art niyet taşıyorlarmışcasına gitmenin anlamı yok. Bir taç atışı bile saatlerce tartışılıyor. Oysaki ye- şil sahadaki hakem bu pozisyonu yalnızca br saniyeliğine ve tek açı- dan görebiliyor. Bu Türk futboluna mesi gerektiğini ifade eden Güler, "Stat içi güvenlik ve gereklidüzenlemelerkulüp- lerin özelgüvenlik birimlerin- ce sağlanmalıdır" dedi. "Vali'nin yanında edi- len küfüriere tepki göstenl- medi, önlem alınmadı" gibi eleştirilerin ağrına gittiğini anlatan Vali Muammer Gü- lerşöyte konuştu: "Olaylarol- duğunda Türkiye'de kimse- nin göstermediği tepkiyi ben gös- terdim. Hiçbir valinin yapmayaca- ğı şekilde ayağa kalktım ve olay- lara müdahale ettim. Küfür eden- lerin arasına polisleri oturttum ve ikinci yanda küfür kesildi." büyük zarar veriyor. Holiganizmi de tetikliyor ve körüklüyor. Eleştiriler yapıcılıktan çıkıp suçlayıcı nitelik ka- zanırsa ortaya böyle bir tablo çıkı- yor. Çıkıcak yasa ile bunların engel- lenmesi lazım. Serdar Bilgili istifa ederek doğ- ru bir hareket yapmış ve önemli bir ders vermiştir. Daha önce bu durum- la karşılaşan yöneticiler de Bilgili gi- bi cesur davransalardı bugünlere gelinmezdı. Togay Bayatlı (TMOK Başkanı) En tipik etkeni eğitimsizlik ve Kontrolden çıktı Özkan Sümer (Trabzon eski başkanı) Öncelikle şiddetle başetmek gerekir. Şiddetin beslendiği en önemli kaynak yönetimlerdir. Yö- netim kurullan yıllarca şiddeti bes- ledi. Olay kontrolden çıktı. Bunun durdurulması için devlet müdaha- lesine ihtiyaç var. Yönetimler bu- nu kontrol etmek gibi bir güce sa- hip değil. Gönül taraftarı ile çıkar taraftarını ayırmak gerekiyor. Yan- lış insanlara yol verirseniz onların önünü açarsanız doğru insanları kaybedersiniz. Futbolun güzel ya- nını görmek isteyenlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Camialarına ve ülkelerine karşılıksız hizmet eden yöneticileri aşağılamak doğru de- ğil. Hele de kendi yandaşınca bu yapılıyorsadaha kötü. Insanlarteh- likenin boyutunu yavaş yavaş an- lamaya başladılar. kültürsüzlüktür. Spor konusunda hiç bir eğıtim görmeyen, okullar- da bu konuda herhangi bir bilgı almayan gençleryaşları ilerleyip de futbol maçlarına gittiklerinde, bu üç sonuçlu oyunun sadece kazanmaktan ibaret olduğunu sanmaktadırlar. Onlar için ka- zanamamak ya hakemin ya da ra- kibin yaptığı yanlış ve haksız uygu- lamalar sonucunda meydana gel- mektedir. Işin ilginç yani hiç bir za- man yenilgide pay sahibi olan kendi takım futbolcularını suçlamakakıllarına gelmez. t Hakem hataları nor- maldir Kimse maçın içinde ha- kem hatalarını görmüyor. Ha- kem de insan olduğu için o da göremeyebilıyor. Ne za- man iş televizyonda yavaş tek- rarlara dönüşürse bu kez bazı hatalar ortaya çıkıyor. Hata; hakem, oyuncu, antrenör üç- geni içinde her zaman vardır. Önemli olan bunları hazmede- bilmektir. Bilgili doğru davrandı Bilgili'nin istifasını son derece doğru buluyorum. Çün- kü Sayın Serdar Bilgili, Beşik- taş kulübüne yıllardır büyük özveriyle hizmet etmektedır. Ama ne yazık ki her zaman her kulüpte görülen çıkar şebeke- leri başarılı insanlara çelme takmak için kötü günleri bek- lerler. Başkan Bilgili'nin deaçık- ça ifade ettiğı gibi kendisine hakaret edenler kulübün genel kurul üyelerinin bir kısmını tem- sil etmektedir. Küfür etmek ah- laksızlıktır. Ahlaksızların hiç bir kulüpte yeri yoktur. Onur Belge (TSYD Başkanı) Takımlarını zamanında iyi ha- zırlamayan yöneticilerin rakibi ve hakemi baskı altına almak için kul- landığı yöntemler şekil değiştirerek holiganizm olarak karş/mıza çıkıyor. Bu arada gerçek holiganlarla da iş- birliği yapılıyor. Aslında en büyük tehlike de onlardır. Bunlara profesyonel holiganlar diyebiliriz. Sedar Bilgili'nin yaptığı- nı anlayışla karşıl/yorum. Eğer küfürle istifa ettirme yolu- nu açmak için örnek ola- caksa yazık. Ama verilmek istenen mesaj başka. O mesajı ala- lım. Küfür ayaktan değil, baştan geliyor. Yani Şeref ve VIP Tribün- lerinden. Serdar Bilgili bunu gös- terdi. Gündem: Fair Play 2004'ün ilk gününden bu yana "Fair Play" Türkiye gün- deminin ön sırasına oturdu. Am- a bu; davranış, kariyer ve tanı- tım olarak değil, laf olarak gün- demde. Adını ilk kez sporla duydu- ğumuz Fair Play, spor sahalann- da yok. Sporda seyirci, yöneti- ci olarak örnek gösterilmek is- tense, en popüler olan futbolda hiç yok gibi. Aksine "anti fair play" adına ne ararsanız var. Sa- haya inen, hatta karşı takımın kalecisine kale önünde hesap sormayakalkan seyırciden, ken- dıni, rozetinı bayrağını temsil eden başkanına sövüp sayana kadar kişisel. maçları bağlaya- cak kadar takımsal olayları üzü- lerek izliyoruz. Bir defa Fair Play kavramının ağırlığı çok bir olgu olduğunu anlamamız gerek. Fair Play adını taşıyan ödü- lün çok uzun bir araştırmadan sonra verilebildiğinı bilmemız ge- rekir. Daha önemlisı bu kavramın patentınin her ülkede tek bir ku- rumunda ve bu kurumun da ül- kelerin Olımpiyat Komitelerınin Fair Play Konseylerı olduğunu artık anlamamız gerekli... 2003 Fair Play Ödüllerini açıkladığımız basın toplantısın- da söylediğim gıbi: Fair Play al- mak hacca gitmek gibidir. Dini inancına göre görevıni yapıp hac- dan dönen bir kişı tüm yanlışlar- dan arındığını düşünerek; yaşa- mını iyi, doğru ve dürüst sürdür- mek durumundadır. Fair Play Ödülü ileonurlandırılanlar da bu duygu ve olgu ile davranmak zorundadırlar. Her onüne gelen verdiği ödülün adını kendince Fair Play koyarsa, bu konu da kı- sa sürede özelliğini yıtirir. Fair Play'in adını. onurunu ve değe- rinı korumak gerçekten adam gibi adam olanlara düşen bir gö- revdir. Şimdi. "FairPlaydışı olay- lara; centilmenlik, sportmenlik dı- şı davrananlara ne yapmamız gerek" diye sorulabilir? Bunun iki türlü yanıtı var. Bırincısı ilkokul- lardan başlayacak Fair Play Eği- timi ile toplumu yetiştırmek. ikın- cisi kötü örneklerin dünyanın her yerinde olduğu gibi: cezalandı- rıldıklarını topluma göstermek. TBMM'de en ön sıraya alı- nan sporda Şiddet yasası ile bu ( Hiç Istemedığımız halde) yol ağır koşullan ile uygulanacak ve elbette örnek de olacaktır. Yıllar önce merhum Ziya Paşa: "Nush(Nasihat) ileyola gel- meyeni etmelı tekdir, Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" buyurmuş. Demek ki: eskiden bu yana uygulama böyle Turkıye Fair Play Konseyı Başkanı Avrupa Fair Play Bıriığı ıkıncı baş- kanı YASA ÇIKTI Şiddete ağır ceza C umhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer tarafından cezalara ilışkin 3 maddesi bir kez daha gö- rüşülmek üzere TBMM'ye iade edilen sporda şiddetin önlenme- sini öngören yasa, geçen hafta Genel Kurul'da aynen kabul edil- di. İçtüzük hükümlerine göre Cum- hurbaşkanı'nın iade ettiği 3 mad- desi görüşülen "Spor Müsaba- kalannda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesıne Dair Yasa", stad- yum, spor salonu ve diğer spor alanlarında ve çevresinde patla- yıcı. parlayıcı, yanıcı, yaralayıcı maddelerin kullanılmasının en- gellenmesi, aılevi veya manevi değerlere yönelik hakaret, söv- me ve aşağılayıcı slogan ve dav- ranışların yer aldığı kötü tezahü- ratın önlenmesini amaçlıyor. Spor alanlannda güvenlikten ev sahibi takımı sorumlu tutan yasa, kötü tezahürat yapan taraf- tara, tahrık edici beyanat veren kulüp yöneticisıne ve bunlan yayın- layanlara çeşıtli hapis ve para cezaları öngörüyor. SAYI 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle