18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2-4 MAYIS 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 32 kişi hastaneye kaldırıldı Trafik kazalan 10 can aldı SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk \urtHaberkriSer visâ - Yurt gene- lın-de dün mey- dana gelen trafık ka^alannda 10 kışi öldü, 32 kişi yaralandı Diyarbakır'dan Mardin'in Mazıdağı ilçesıne bağlı Sultan belde- sındekı Sultan Şeyhmus Tüıbesi'ni ziyarete gıden- leri taşıyan Ahmet Akkuş yönetırrundekı mınıbüs şa- rampole yuvarlandı. Ka- zada, Ahmet, Aziz, Elmas Akkuş ile Habip Aksoy ve kımlıği henüz belirlene- meyen 35 yaşlannda bır kadın öldü. Yaralanan 13 kişi hastaneye kaldırıldı. Adıyaman'ın Sincik ıl- çesinde. bir yakınlannın düğününe gıden kalabalık bır grubu taşıvan BekirÖz- bek'in kullandığı minibüs Çatbahçe köyünde frenının boşalması nedenıyle dev- rildı. Kazada yaralanan 13 kışı hastaneye kaldınl- dı.Balıkesir'inEdre- mit ilçesıne bağlı Bostancı köyü ya- kınlannda Çanak- kale-İzmir karayo- lunda SüleymanGü- ler'ın kullandığı oto- mobil ıle Y ıldınm Ayçjçek yönetimindeki yolcu oto- büsü çarpıştı. Kazada Gü- ler ile yanında bulunan Afi Külcü öldü Aydın'dan Muğla yönüne giden Erol Kahveci'nin kullandığı kamyonet ile Zafer \faral ıdaresındekı kamyonun çarpışması sonucu Kah- veci olay yerinde yaşamı- nj yitirdı. Konya merkez Millet Caddesi'nde MuratAlbay- rak. Ahmet Efe'ye çarpa- rak ölümüne yol açtı. Ib- rahinı Işık da Haydar Ek- ti"ye çarptı. Ekti olay ye- nnde yaşamını yıtirdi. MODERN EVLİLİK.. EVLİLİK ÖNCESL VE SONRASI. ATO'nun raporuna göre şirketler bile ürünlerini vitrinden tezgâha indiriyor 10 katrîlyon işportaya düştüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Ay- gün. Maliye Bakanı'na sunmak üzere hazırla- dığı "İşporta Ekono- misi Raponı r> nda ıl- ginç veriler ortaya koydu. ATO'nun saptamasına göre, Türkiye'de işporta pazannın yıllık ci- rosu 50 katrilyon li- rayı buluyor. Vergılerin düşürü- lüp kayıt dışı üze- rindeki denetımın arttınlmasını ıste- yen Sinan Aygün, "Eğer SayınBa- kan kayıt dısında- id vaban kazlan- • Türkiye'de işporta pazannın yıllık cirosu 50 katrilyon lirayı buluyor. Ekonomideki vergi kaçağı yaklaşık 10 katrilyon liraya ulaştı. Türkiye'de çalışan 21 milyon kişiden 451 bini işportacı. Ancak kayıtlara geçmeyen tezgâhlannın da eklenmesiyle toplam işportacı sayısı 3 milyonu buluyor. nı yakalama emri vermezse, kümestekiler de yabanhgı seçereközgürlüğünü Oan eder" uyansında bulundu. Raporu değerlendiren Aygün, ışporta- nın cazibesine kapılan şirketlerin bile mal- lannı vitrinden tezgâha ındirdıklerinı, bü- yüyen işporta sektörü nedeniyle ekonomi- deki vergi kaçağının yaklaşık 10 katnlyon liraya ulaştığını söyledi. ATO'nun açıklamasına göre. DtE'nin 2003 yıh Hane Halkı tşgücü Anketi'nde Tür- kiye de çalışan 21 milyon kişiden 451 bini işportacı olarak çalıştığı belirlendı. Ancak kayıtlara geçmeyen ve ek iş olarak kuru- lan işporta tezgâhlannın da eklenmesiyle toplam işportacı sayısı 3 milyonu buluyor. Yıllık ciro 50 katrilyon lira Rapora göre işportacıların günlük ka- zancı 5-100 milyon lira arasında değişı- yor. Günlük ortalama kazanç 50 milyon li- ra varsayıldığında. Türkiye çapında günlük ciro 150 trilyon lira. yıllık cıro 50 katnl- yon lira olarak hesaplanıyor. Başta îstanbul ve Ankara olmak üzere. Izmir, Bursa, Diyarbakır, Adana gıbı met- ropol kentlerde yoğunlaşan sektör, kendi ör- gütlenmesini de oluşturuyor. tstanbul, Di- yarbakır ve Eskişehir'de çeşitlı adlar altın- da 3 işportacı odası bulunuyor. İşportacı ol- mak için 2 resim, bir tezgâh ve tescil mas- rafı için 105 milyon lirayetiyor. "TesciIKişportacr olmak isteyen yurttaş, önce Türkiye Esnaf ve Sanatkârlan Kon- federasyonu'na başvuruyor ve oradan sey- yar satıcılar ve işportacılar odasına yönlen- dırilıyor. ATO Başkanı Sinan Aygün, işporta konusunda şu görüşleri kaydetti: "Kredi arayıp kaynak diye kı\Tanıyo- ruz. IMF de, ABD kredisi de, kaynak da işporta ekonomisidir. GerekJi yasal düzen- lemeler yapılsa ve beledheler işportayı ön- lemek için etldn bir şekilde çanşsa 5 >ıl son- ra sokaktaki işportacmni yerteşik bir işi evkı- de aşı, sosyaJ güvenöği, eğitimi, sağhk hiz- metleri olur. Kimse tezgâhtan ucuza bir gömJek aldım diye seviıımesin. Gömlek al- dm vergi vermedin, işportacı, toptancu üre- tici. dokumacı, boyacı, pamuk Uretkisi de vermedL" '2004 Yaz Buluşmasr yapıldı '^fenibir 68ruhuna ihtiyaç var' tstanbul Haber Servisi- 68'lıler Birlığı Vakfi'nın her yıl geleneksel olarak duzenledıği dayanışma yemeği bu yıl "2004 Yaz BuluşmasT adı altında yapıldı. Buluşmanın açılış konuşmasını yapan gazetemız ımtiyaz sahibi ve yazan fihan Selçuk. 68'lileri ve o dönemi anlattı. Selçuk. "Odöneın- de 68'b'Ieri asanlar. onlara işkence yapanlar ne büyük bir hata yapoklannı anladılar. Türki- ye'nin şu an içinde bulunduğu durum 68'ülerin haklı olduğunu gösteriyor'" dedi. 68'liler Birliği Vakfi Başkanı Gökalp Eren de 68'li olmanın "irade dışı bir olay degiL bilincin ve inancın bu- luşmasıyla yapüan bir tercih olduğunu"" ifade et- ^ _ - ^ _ _ _ _ — ^ — ti. İrtıca ve emperyalizm ^ ... ittifakının eğitim politi- ^ DÖ lıler kalan ve üniversitelere Birliği Başkanı saldınsı karşısında ulusal Gökalp Eren, ve demokratık güçlerle Türkiye'nin yeni birlikte mücadele ettikle- bır '68 ruhuıİa ™ ^ . ^ Eren, . . . . . . Bugun Turkhe nın venı ıhtıyacı olduğunu ^ ™huna ihtiyacı var. b l i k Unlüler korosu Tokyo 'da konser verdi Türkiye YüYrun kapanış etkinliği nedeniyle Japonya'da bulunan ünlü sanatçılar Ege, Sibel Tüzün ve Gökhan Özen, Tokyo BüyükelçiliğTnde verilen resepsiyonda konuklara müzik ziyafeti çekti. Sanatçüann, Ege'nin gitan eştiğinde birlikte seslendirdikJeri parçalara. zaman zaman konuklar da eşlik etti. Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Solmaz Ünay dın, resepsiyonda yaptığı konuşmada, büyük beğeni toplayan "Made in Turkey Fashion and Music Show"da görev alan Erkan Özerman başta olmak üzere herkese teşekkür etti. (Fotoğraf: AA) Romanya veBulgaristan, kaçakçılığın önlenmesi için NAJÖ 'nun konuşlanmasını istedi NATO'da Karadeniz sıkıntısı belirterek "Üzerimize düşeni yapmaktan uzak durmayacagız diye konuştu. Üzerimize düşeni >-ap- maktan uzak durinaya- cağE"dedi "2004 Yaz ™u *m *sı "na p«f taniz ı onetım Kurulu Başkanı o ş k u n ^ e s k ] E s e n . y Belediye Başkanı ——^———— Gürbüz Çapan. İşçi Par- tisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, EMEP Genel Başkanı Le\'etTûzel, CHP millervekilleri Gûl- dal Okuducu, Mehmet Tomanbay; Kemal Kıhç- daroglu, Yakup Kepenek, CHP îstanbul II Baş- kanı Şinasi Öktem, eski ANAP'Iı bakan Cahit Knnk, ADD îstanbul ÎI Başkanı Talha Ülgür, '68 hareketinin önderi DenizGezmiş'in kardeşi Hamdi Gezmiş, 78'liler Vakfi Girişimi Sözcüsü Ceialettin Can. Ulusal Sanayici ve îşadamlan Derneği Başkanı Kemal Özden, yazar Demirtaş Cejiıun, halk müzığı sanatçısı Sadık Gürbüz, gazetemiz yazarlan Şükran Soner, Sönmez Tar- gan. Vecdi Sajar ve çok sayıda 68'li katıldı. SERKANDEMJKTAŞ ANKARA - NATO'nun yeni üyelen Ro- manya ve Bulgaristan, Karadeniz üzerinden ya- pılan ınsan, uyuşturucu ve sılah kaçakçılığı- nın önlenmesi için NATO'nun Karadeniz'e deniz gücü yerleştirmesını istedi. Rusya'yı da tedirgin edecek bu gelişmenın 1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesı'nin delinmesı anlamına gelecek olma- sı nedeniyle Türkiye de bu istemi gö- rüşmeye yanaşmıyor. Karadeniz'in yeni üyelerinin söz konusu istemi 28- 29 Hazıran günlerinde yapılacak NATO Zinesi'ne taşımavT planla- dıklan öğrenildı. Romanya ve Bulgaristan'ın söz konusu öne- riyi geçen aylarda NATO Zirvesfnın hazırlık- lan çerçevesınde yapılan çalışmalar sırasında Brüksel'de gündeme getirdiği öğrenildı. Bu önerinin gerekçeleri şöyle: • Karadeniz ınsan, uyuşturucu ve sılah ka- çakçılığında kullanılan en önemli transit yol olarak öne çıkıyor. Bu yasadışı hareketlılik en çok da bölge ülkelerini etkiliyor. • Karadenız'e kıyıdaş ülkelenn oluşturdu- ğu Blackseafor'un ne görev yönergesi ne de yapısı itibanyla bu yasadışı hareketlilikle mü- cadele etmesi olanaklı görünüyor. • Bu nedenJerle NATO'nun terorizm ve sı- nıraşan suçlarla ılgilı mücadelesi kapsamında • Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin oluşturduğu Karadeniz Gücü'nün insan, uyuşturucu ve silah kaçakçılığma karşı etkisiz olduğunu düşünen Romanya ve Bulgaristan, NATO'nun Karadeniz'e bazı unsurlannı yerleştirmesini istedi. Karadeniz'e uygun sayıda deniz gücü yerleş- tirmesi ve düzenlı devnye faaliyetleri sayesin- de kaçakçılığı engellemesı, tüm bölgenin ıs- tikran açısından yararlı olur. Romanya ve Bulgaristanın önensinde ne tür bır deniz gücünün konuşlandınlması konu- sunda aymntılandınlmıyor. Buna karşın dip- lomatik kaynakJar, bu görevın yenne getiril- mesi için önemli sayıda sa^ aş gemısı ve sahil muhafaza botunun bölgeye göndenlmesı ge- rektiğini kaydediyorlar. Türkiye ise bu öneriye sıcak bakmıyor. Tür- kıye'nin NATO Daimı Temsilcilığı"nın, Tür- kiye "yi yakından ilgilendiren önenrun görüşül- mesıni "zamanh" olmadığı gerekçesiyle askı- ya almaya çalıştığı öğrenıldi. An- cak Türkiye'nin asıl önemli gerek- çelen şöyle: • SSCB donanmasının Rusya ve Ukrayna arasında paylaştınlması- nın ardından Karadeniz'ın en güç- lü donanmasına sahip olan Türkiye, bu gücünün ittifakça paylaşılması- nı istemıyor. • Rusya da NATO'nun kesinlik- le Karadeniz'e gelmesinı istemiyor. îki ülke NA- TO'nun Karadeniz'e gelmemesi konusunda görüş birliğine vardı. • NATO gemılerinin Karadeniz'e gelmele- ri durumunda Montrö Boğazlar Sözleşme- sı'nin tartışmaya açılabileceği belirtiliyor. AYDINLANMA EMRE KONGAR LaikükNiçin Tehlikede-ll İç Dinamik Öğeleri Türkiye'de laiklik, Cumhuriyet'le birlikte yukardan aşağı bir süreç içinde kabul edildiğinden, tabii ki bir toplumsal tabana değil, bir siyasal kadronun dev- rimci ideolojısine dayalıydı. Bu nedenle de zaman içinde, hem siyasal, top- lumsal ve ekonomık gelişmefere hem de bu geliş- melere öncülük edecek bir eğitim seferberliğine dayalı olarak yerleşmesi öngörülmüştü. Oysa siyasal ve toplumsal bılinçlenme ile bu bi- linçlenmeye öncülük etmesi beklenen eğitim, çok partili düzene geçildıkten sonra laiklik konusunda ciddi bir kesintiye uğradı. 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti, "Topluma mal olmuş Atatürk Devrimleri" ve "Topluma mal olmamış Atatürk Devrimleri" konulu bir tartışma açarak. geri adımlar atmaya başladı. Önce Türkçe Ezan Arapça'ya çevrildi. Sonra okullarda kullanılan dil yenıden eski terimlere döndürüldu. Zaten vazgeçilmiş olan Köy Enstitüleri eğitimi ye- rine, llahıyat Fakültelen ve Imam-Hatip okullan açıl- maya başlandı. Başbakan şeyhlenn elini öperek siyasal destek aradı. Bu arada laik ve demokratik bir rejimin gü- vencesi olan çağdaş sınrfsal gelişme çok yavaş ileriiyordu. 27 Mayıs 1960'ta kesintiye uğrayan eğitimdekı bu geriye dönüş, Demokrat Parti'nin devamı olan Adalet Partisi'nin 1965 yılında iktidara gelmesiyle yenıden başladı. 1975'ten itibaren de. kurulan Birinci ve ikinci Mil- liyetçı Cephe Hükümetlerı zamanında, genel eğiti- min, Imam-Hatip eğitımine kaydırılması topluma egemen oldu. 1980 askeri darbesi. hem dın eğıtımıni zorunlu kı- larak, hem de Imam-Hatıplilerin bütün üniversitele- re girişlerini sağlayarak bu "laiklikten geri dönüş" projesine destek verdi. Bu arada "demokrasinın sadece bir çoğunluk yönetimi olduğu", "devletin milletle kavga ettiği" gibi genel siyasal sloganlarla, laiklik temeline dayalı gerçek demokrasinın kuyusu ideolojik ve siyasal olarak kazılmaya başlandı. Derken "Türban eylemleri" ortaya çıktı. Artık, "laiklik karşıtı tabanın oluştuğu ve eyleme geçmesi gerektiği" düşünülüyordu. Eğitim, demokrasiye bağlı değil. tam tersine, la- iklik karşıtı insanlar yetıştirmeye başlamıştı. Bu çerçevede gelışen siyasal akımın temsilcisi olan Refah Partisi'nin önü 28 Şubat'ta kesildikten sonra. ortaya AKP çıktı. Merkez sağın yolsuzluk ve kötu yönetım dolayı- sıyla, orta solun da liderlik sorunlarından dolayı çökmesinden sonra AKP bu boşluktan yararlana- rak ıktidar oldu. Bugünkü iktidarın kökü, demokrasiden yararla- narak, onu değiştirmeye ve laiklikten uzaklaşarak din ağırtıklı bir yönetim oluşturmaya kararlı kâdro- lardan oluşmaktadır. Bu kadroların bır bölümü artık değiştiklerini ve demokrasiye ınandıklannı belirtmektedir. Fakat yapılanlar. laiklik karşıtı eğitim sürecini ve devlet yönetiminı destekleyen bir görünüm sergile- mektedir. Toplumun ekonomik ve kürtürel gelişme dü- zeyi ise, henüz demokrasiyi (ve tabii laikliği) tüm kurum ve kurallanyta benimseyen, destek- leyen bir sınrfsal yapı üretememiştir. Dolayısıyla, eğitim hâlâ laiklik konusundaki en önemli araçtır. İktidarın pek çok şeyı riske atan, hem ortaöğreti- me, hem de üniversitelere yönelik "kendi dediğini yaptırma" ınadının altında laiklik karşıtı özlemlerinin yatmadığı artık pek çok kişinin inanmadığı bir iddi- adır. Manzara, bugünkü AKP iktidannın, kendisini üre- ten laiklik karşıtı eğitim sürecini daha da güçlendir- mek ve pekiştırmek istedıği biçimındedir. Üstelik bu amaç, yine Türkiye'de tarihsel olarak demokrasınin yozlaştınlmasının en önemli ifadeleri olan "milli egemenlik", "milli irade" gibi totaliter öz- lemelere açık göruşlere dayandınlmaktadır. Şimdi bir an durup düşünelim: Avrupa Birliği sözcüleri durup dururken ne diye "Kemalizme" saldırmaktadır? Işte bu sorunun yanıtı, iç ve dış dinamik öğeleri- nin hep birlikte Türkiye'deki laik ve demokratik dü- zene karşı oluşturduklan tehdidin bir ifadesidir. Cephenın gücü, tehlıkeyi büyütmektedir. [email protected] www.kongar.org Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Evlathkta '18yaş farkı' koşulu ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Yargıtay. evlat edınen kımsenin. evlatlıktan en az 18 yaş büyük olması gerektiği- ne hukmetti. Yargıtay 2. Hukuk Da- ıresı. Adalet Bakanlı- ğı'run yazısı üzerine, e\- lat edınme koşullanyla ılgıli ıki mahkemenın ka- rannı "kanunyaranna" bozdu. Resmı Gazete'de dün yayımlanan kararla- ra göre yüksek mahke- me, Medeni Yasa'ya gö- re "evlat edinmede 18 yaşlık farkın" dıkkate alınması gerektiğini be- lirterek, evlat edınmek isteyen kadının evlat edınmek istediği kışiden 17 yaş büyük olması ne- deniyle yerel mahkeme karannı bozdu. 2. Hukuk Dairesi'nın karannda. Medeni Ya- sa'nın 313. maddesının. ergin ve kısıtlılann han- gı hallerde evlat edinıle- bileceğini düzenlediği anımsatıldı. Davada ev- lat edinılmek istenen ki- şinin ergin olduğunu, ev lat edinmek isteyen ki- şının ise çocuklan bu- lunduğmıu dikkate alan daire, "erginw ktathvıev- lat edinmek isteyenin alt so>ıınun bulunmaması gerektiğini*" hükme bağ- ladı. Çocuğun tenısüi Hukuk dairesi, bir baş- ka davada da "biristeya- sal temsilcinin menfaaü 3e küçüğün \?\a kısrtJının menfaaü çatışr\orsa. ve- sayetmakanu taranndan ilgininin istediği üzerine veya resen tenısil kayunı atanması gerektiğini" hukmetti. Mahkeme, bu durumda küçük çocuğun kayyımla temsilinin sağ- lanması ve bütün deliller değerlendınldikten son- ra hüküm verilmesi ge- rektiğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle