Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/ıYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2004 PAZARTEl
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI * t
VTIMTAZ SO YSAL
Boğaz Dendi
SON YILLARIN uluslararası denizcilik kurallan
îam boyu 200 metre ve daha uzun olan gemileri "Bü-
yûk Gemi" sayar Türk Boğazlan için yeni sistem ku-
rulmadan önce çıkarılmış "Seyir Rehberi"nde de
öyleydi, şımdi yünürlükte olan "Deniz Trafik Hizmet-
leri Kullanıcı Rehberi"nde de böyle.
"M/TOttoman D/gn/fy"tankerinin boyu 270 met-
re. Boğazlardan yenı geçiş rejiminde o da özel ku-
rallara uymak zorunda.
özelleştirmeye kurban edilmek üzere "kınalan-
/roş"TÜPRAŞ'ınAlıağa Rafinerisi'ne Ortadoğu pet-
rolünü boşaltıp Rusya'nın Novorossisk Umanrndan
Izmrt'in TÜPRAŞ'ına yıne ham petrol taşımanız ıs-
teniyorsa, üç Boğaz geçişi yapmanız gerekiyor de-
mektir. Bir Çanakkale, gidip gelirken de iki kez Is-
tanbul.
Çanakkale, genişliğı dolayısıyia daha az sorunlu.
Aliağa'dan kalkış saatiyle seyir süratinizi lyi ayarta-
mışsanız. sabah 06'da şafak sökerken, fazla bekle-
meden, rahat ginş yapabiliyorsunuz. önce Kumka-
le ve Nağra "Sektör"\eri, sonra da "Sektör Gelibo-
lu" deyip Marmara'ya açılmak işten değil. Seyirier
çift yönlü ve sık olsa da, yeni elektronik sistemle ha-
berieşme ve uyarı ağı sayesinde "akşam Karade-
niz'e çıkanz" umuduyla, kıritik Nağra dahil, "sorvn-
suz" geçiş.
Ama, Çanakkale'deki hesap Istanbul'a uymuyor.
Kural gereği 20 mıl öncesinden Boğaziçi gırişin-
deki "Sektör Kadıköyle temas ettiğinizde kötü ha-
ber: Gemınin büyüklüğünden ötürü, tüm Boğaz bo-
yunca deniz trafiğinin durması ve yolun "Ottoman
Dignity" için neta tutulması gerekiyor; oysa, o sa-
atte güneye geçmekte olan ve kuzey uçta geçiş is-
teyen ınli ufaklı biryığın gemı var. Yeşilköy açıklann-
daki demir yerinde durup sabahı bekleyeceksiniz.
Tabii, Güney Kore'de yaptınlarak her seferde 150
bin ton petrol taşımak üzere üç yıl önce Türk petrol
sanayiinin hizmetıne sokulan koca geminin böyle bir
bekleyişı gururunayedirmesıkolay değil. Adıüstün-
de "Ottoman Dıgnıty", eski dilde "Osmanlı Asale-
ti" veya "Osmanlı Vekan " demek. Bu adıyla, geri ka-
lışlannı hep "Osmanlı Boyvndunığu "na bağlayan es-
ki imparatoriuk topraklannın insanlannı çileden çı-
karsadakendi "Dersaadefiningirişindebekletilmek
onun şanına yakışır mı?
Nitekim, dün sabah, daha gün henüz yeni doğar-
ken 05.30'da ılk geçiş izni "Osmanlı'ya" verilı-
yor. Çirkin yapılanmaya karşın yine de dünyanın en
güzel, en anlamlı deniz geçişi olarak kalmış ve adı-
nın şerefine bomboş tutulmuş 18 millik bir su yolun-
dan, Kandilli, KavakveTürkeli "SeWör"lerinı deaşa-
rak açık denize, Karadenız'e çıkıyor Osmanlı. Çarp-
masız, çatışmasız, yangınsız, kazasız belasız.
Boğazlar, başkalarının göz koyuşlanyla, tanker
yangınlanyta, milyonlarca insanı diken üstünde ya-
şatan korkulanyla ve güvenlik sorunlannın gerektir-
diği pahalı yatınmlanyla elbet Türidye'tvn büyük dert-
lerinden biridir. Ama, lyi korunur, iyi bakılır ve geçiş-
leri güvenli kılınıp kolaylaştınlırsa dert olmaktan çı-
kanlarak sevinç, gurur, güzellik, hatta kazanç kay-
nağı olabilecek bir dert...
'Suçlu'
Senin şaşmaz ölçülerin vardı. OnJan bırakıp 'Kopenhag
KriterlerTni kullanmaya mı başladın? Oysa sen AB'nin
'cemaziyelevverini bilirsin! Bizi başa döndürdün de
dünyayı, "sırtına binilmesi gereken eşek' gören bir
mantığa mı bırakıyorsun? Suçlusun!
Prof. Dr. MahİT AYDEV htanbul Üniversitesi
T
:arih!.. Türkiye
Cumhuriyeti'ne kar-
şı suçlusun! Yargı-
nın karar anrnda suç-
lu ayağa kalkar.
Ama sen otur ve dinle. Çünkü
dosyan kabank, ayaklanna ka-
ra sular ıner.
Eğer dünyanın bir kuytusun-
da yaşasaydık. böyle bir yargı
gerekmezdi. Sayı çokluğu ve
zamansal derinligimiz, suçunu
ağırlaştırmakta. Suçun: Cumhu-
riyet gençKğine eksik bilgi ver-
mek, onları uvarmamak, olay-
lann sonuçlanm saklamak ve
kullanıldığinı gizlemek. 80 yıl
aradan sonra, yaşadığımız so-
runların nedeni sensin...
Güzel olmak zordur. Gözler
üzerinde, kendı başına bırakıl-
maz, mutluluğu engellenir. Bu
yüzden atalarımız mutluluk di-
lerken: "Tann çirkin şansı ver-
sin" demiştir. Anadolu, en gü-
zel yurt. Sanki Tanrı kendisi
için yararmış da, sonradan "de-
ğerbilene"bırakmış. Veevren-
sel politıka ızleyen lıderler. Ana-
dolusuz yapamamıştır.
Sen bıze Anadolu'da yaşama-
nın güzelliğini, ayncalığını ve
bedelini anlatmadın. Gençleri-
mız sanıyor ki, bin kez dünya-
ya gelecek olsalar, yine bu top-
raklarda yaşayacaklar. Ve Ana-
dolu'nun, insan beyni için en uy-
gun iklimde, "beyin kuşağı"
üzerinde olduğunu bılmiyorlar.
Geçen kış birkaç kez, kuzey
ülkelerinin hava koşullannı ya-
şadık, evlerimize kapandık. Oy-
sa o koşullar, onlar için sıra-
dan. Ama onlar bunu tatil ola-
rak görmez, yeni projeler için
"diişünme firsatı" sayar. Bir-
kaç gün güney ülkelennin "çöl
sıca^"nı yaşasak, çevre deniz-
lerde serinleriz. Ama onlann, sı-
caklar yüzünden pantolon bile
giyemediğini bilmeyiz.
Anadolu'yu alan Alpars-
lan'ın, birCumagünü "kefen"
simgesinde beyaz giydiğini, atı-
nın kuyruğunu nasıl düğümie-
diğinı anlattın. Eksik bılgilen-
dirdin. Üstünlükkurmanın; bil-
gi, kültür, ekonomi ve teknik
anlamda üstün olmayı gerek-
tirdiğini, sakladın.
Bugün kimileri, bin yıl ön-
cesini yaşamaya çahşıyor. bıyık
ve sakal benzerivor. Ama deve-
ye degil. son modeJ otomobıle
biniyor, televizyon izliyor, elekt-
rik ve telefon kullanıyor. Bir
dönemin tüm konulan aynı düz-
lemdedır ve toplamı bir '"bü-
tün"dür Sen bızı uyarmadın
Türk toplumunda erkek-kadın
eşitliğinin, hep var olduğu ko-
nusunda sustun. Bir delıkanlı,
sevdiğı kızla e\ lenebilmek için
onu güreşte yenmesi gerekırdi.
Bırakın "harem" kurmayı. eşi,
hükümdann sağında otururdu.
Kültürümiiz "arabesk"leşince,
toplum da "erkek"leştı. Yaşa-
dığım çevreye baktığımda, "ka-
dın eli"nin inceliğıni göremi-
yorum. Ve 21. yüzyılda
M
kadm
hakJannı taröşmanın" ılkellı-
ğı beni üzüyor. Sen bunlan bi-
ze anlatmadın. Bız de Ata-
türk'ün Türk kadınına verdiği
hakları anlayamadık.
Senı sevdiğıni söyleyenler,
kendi politikalan için kullan-
dılar. "Sevgininbirgözükördüıf
Bu yapay sevgı uğruna. sustun.
Oysa konulann, "etieûrnakgi-
bi" aynlmaz bir bütün. Onlar bu
büründen. çıkanna uygun olan-
lan cımbızla çekip aldı. îstan-
bul'un fethini kutlayıp, Viyana
bozgununu es geçti. 16 devlet
kurmakla övündü de. onlan na-
sıl yıktıgımızı söylemedı. Bu
suskunluğun vüzünden, geçen
ay Kuzey Kıbrıs Türk Cumhu-
nyetı konusunda ne ">
?
akışnıaz-
hİ4
w
Iar yaşadık.
Külrürümüzün kilometre ta-
şı insanlan bize anlatırken, ya-
njlttın. Onlann özlemlenni, ya-
şantılanymış gibi sundun. Yiı-
nusEmre'yı okuyanların kafa-
sında. olaganüstü bir dönem
canlanır. Oysa orada yazılan-
lar, Moğol baskısı altında inle-
yenlerin özlemleridir. Bir eli
yağda öbüreli balda, 72 yaşın-
dakı Kanuni. at sırtında binler-
ce kilometre teperek gittiği Zi-
gervar'da ne aradı. anlatmadın.
Çadır bile direkler üzerine
kurulur. Kişi, toplum ya da dev-
letin direği de, onun ilkeleridir.
Yoksa boş çuval gıbi yığılır.
Bunlardan hiç söz ermedin. Bi-
lımin. uluslann önünü aydınla-
tan ışık olduğunu bilemedik.
"Kurt masalı" gibi, hep savaş-
lan anlattın, durdun. Biz de Ata-
türk Ilkeleri'ni anlayamadık.
Resmı törenlerde yasak savdık.
Senin yüzünden "kentli" de
olamadık. Dünya "tanm top-
lumu"nu, yüzyıllar öncesinde
bırakmıştı. Neredeyse "sanayi
topJumu" olmak eskidı. Günü-
müzde kazanan uluslar. "tek-
noloji toplumu" olmayı başa-
ranlar. Türkiye Cumhuriyeti'ni
kurarken. neden "köy"den baş-
lamak zorunda kaldığımızı, bu-
gün olmuş bilmiyonız. Büyük
kentlerdeki "köy derneklerT
için ne düşünüyorsun?
Geçmişi. abartılı bir güzellik
olarak gösterdin. Günümüze
haksızlık ettin. Bu abartı, bede-
lini ödediğimiz deneyımlerden
yararlanmayı engelledi. Genç-
lerimiz, geçmişin konu ve kişı-
len ile "karşılaşürma bağı" ku-
ramadı. Çok, bize çok büyük
körülük ertin.
Senin şaşmaz ölçüJerin var-
dı. Onlan bırakıp, "Kopenhag
Kriterleri"nı kullanmaya mı
başladın ? Oysa sen AB"nın "ce-
maziyelevveFıni bilirsin! Bizi
başa döndürdün de. dünyayı,
"sırüna binilmesi gereken eşek"
gören bir mantığa mı bırakıyor-
sun?
Suçlusun!
Ansoy Ödülleri...
E
MucizeOZUNAL
y dilimin doyul-
maz tadı / Kav-
gamın tek silahı
şiir dizesi yazıldı me-
zar taşına. Hem müca-
delede direnme karar-
lılığını, hem de dil tut-
kusunu özetlediğin-
den... Dil sevgisiyle,
yurt sevgisiyle yazına
(edebiyata), şiire adan-
mış bir ömür. Edebiyat-
çılar Dernegi kurucu
üyesi, Türk Dil Kurumu
Yönetim Kurulu üyeli-
ği, Tanıtma Kolu Baş-
NOKTA 0KUMAK
AYRICALIKTIR
Biliyorlar, susuyorlar:
Uyuşturucu ilkokuilarda
Uköğretımde uyuşturucuyu
takip etmekle gorevli 70
'casus' öğretmen nasıl yalnız
kaldı? İlkokullardaki trajediyi
gören, bilen yetkililer neden
üç maymunu oynuyor?
İlk Türk-Ermeni
buluşmasında
Tazminat Krizi
Nokta, uzun süredir askıda
rutulan Türk-Ermeni
ilişkilerindekı ilk temasın tek
ranığı oldu. 'Soykırımı tanıyın'
diyen Ermenıstan Meclis
Başkanı'yla Arınç arasında
krize yol açan konuşma neydi?
Gizli IMF mektubunda
şantajla karışık talimatlar
Beş bankaya el konulduğu
dönemde BDDK Başkam'na
gönderilen mektup gün yüzüne
çıktı. Dönemin Ekonomi Bakanı
Kemal Derviş IMF mektubunu
neden hatırlamıvor?
Cambridgeli çiftçi Hatice...
Liseyi birincilikle bıtirdı. İngiltere'ye gitti.
Bulaşıkçılık yapıp işletme okudu. Büyük
kuruluşlarda yönetıcilik yaptı. Bebek'teki
yalısını terkerti. O şimdi çiftçi...
kanlıgı, TRT radyo ve
televizyonlarında An
Dile Doğru, Bir Güneş
Batö, ÇağdaşTürk £de-
biyaündan Ornekler gi-
bi ılgiyle izlenilen eğı-
tici, öğretici sürekli iz-
lenceler (programlar).
Yedi şıir kitabı, bir öy-
kü, bir roman, üç anto-
lojı... Dil konusunda al-
tı kitapçık. Sonra "Ga-
zi Paşa"sına gönül bor-
cuyla Atatürk'ten Bi-
ze.. Dört ciltlık bu ça-
hşmanın ancak bir cıl-
di yayımlanabildi.
TTK'ye (Türk Tarih
Kurumu) darbe ınince
geri çekildi çünkü...
Sonra Kuşadası Körfe-
zi'nde sessiz çalınan bir
ıshk...
Kuşadası Eğitim Vak-
fı (KEGEVJ ölümün-
den sonra adına bir ödül
koydu: Ansoy Ödülü.
Bir ödül koymak, bir
ödülü oluşrurmak kuş-
kusuz önemli. Ama bir
ödülü kurumsallaştır-
mak güç. Ansoy Ödü-
lü bu güçlüğü aşma yo-
lunda. Başlangıçta okul-
lar arası bir yanşmaydı.
tlk adım dikkatli, al-
çakgönüilülükle atılı-
yordu. Sonraki yıllarda
ulusal bir ödül. Kımi
yıllar katılım olmadı-
ğından ödül venlemese
de. dil ödülü olarak dı-
renmeye devam edili-
yordu. Doksan Sekız
Yılı Ansoy Dil Ödü-
Jü'nün konusu, Dilde
Yabancılaşma olarak
belirlendi. E. Özdemir.
S. Özel, A. Püsküllüoğ-
lu'ndan oluşan seçıcı-
ler kurulu Prof. Dr.
Ömer Demirtaş' ın "Ya-
bancılaşma Sürecinde
Türkçe" adlı çalışma-
sını ödüle değergördü.
Dilünize yönelik duyar-
sızlığın aşılabileceği dü-
şüncesiyle umutlar art-
mıştı.
Bundan böyle çevre
ıllenn üniversiteleri, Pa-
mukkale, Muğla, Aydın
üniversitelerinın dil bö-
lümleri beklenen ilgiyı
gösterirlerdi belki. Ye-
niden duyurular, bölüm
başkanlanna yazılar. ga-
zetelere dergilere faks-
lar... Doksan dokuzda
yeni birdüş kınklığı da-
ha. Dilciler bu ödülü
yok sayıyorlardı.
Bahk bellekler ölen-
leri anımsamıyorlardı
ki, anısına konulan ödü-
le ilgi göstersınler. Var-
sın "geri iade"ler, "ay-
rıyeten"ler "dürüm-
land"lar ses bayrağımı-
zı değil, aslında bilinci-
mizı, düşün dünyamızı
kemirip dursun. hikme-
ti kendinden menkul ka-
lemler kapsam ve ıçle-
me ulaşamayan sığ dü-
şüncelerini, duyguları-
nı dillendırmede, dıli
kırmak adına bir başka
cephe açmış olsunlar.
Odül Kurulu yıne de
direndi, 2001 'de Ansoy
Ödülü, şiır ödülü ola-
rak duyuruldu. Belki şi-
irın düşünceyle yazıl-
dıgının ayırdında olan-
lar düşünceden dile yö-
nelırlerdi. B. Giinei, V.
Yaacı, S. Sezer, G. Cen-
gizhan, A. Özer'den olu-
şan seçiciler kurulu
HaydarÜnatm "Gebe>-
din O gün" adlı dosya-
sını ödüllendirdi. O yıl
KEGEV'in bir değer-
bilirliği de Islığını Ses-
siz Çal'ın kitaplaşma-
sıyla ortaya çıktı. R.
tnanç, G. Tombul'un
emeklennin yürekleri-
nin katkısıyla...
Bu yıl 30 Nisan'da
Kütüphane Salonu ta-
mamen dolmuştu. Şiir
severler. seçici kurul,
dernek. oda temsılcile-
ri, yerel gazete. dergi-
lerden ilgililer, idareci-
ler, şair M. Kemal Yıl-
maz, Güven Pamukçu.
tıyatromuzun hocalann-
dan Haldun Maraiı, da-
ha kımler kimler gelmiş-
ti. Ansoy Şiir Ödülü bu
yıl genç bir şaıre verili-
yordu. Berrin Taş, Sen-
nur Sezer, Remzi Inanç,
Gökhan Cengizhan ve
Tank Dursun K. dan olu-
şan seçiciler kurulu "Be-
ni Kuşlarla''yı ödüle de-
ğer bulmuştu. Zeynep
Kurada ödülünü aldı. Şi-
irlerini okudu.
Şimdiden. gelecek yıl
yeniden dil konusuna
dönülebılir mi, diyen-
ler var. Bunca çabadan
sonra sekizinci yılda ye-
nıden yüzler gülüyor.
Bir ödül konmuştu. şim-
di kurumsallaşıyor diye.
Bu ödülle ilgilenin
lütfen. Yalnız Kuşada-
sı'nda. Başka yerde
yok...
Menopozda devrim
Meğer vücutta östrojen üretiminın
sonu yokmuş! Uzmanlar kadınların
korkulu rüyası menopozla ilgili
bilinen yöntemleri sorguluyor...
• SEN HAKKINI ARA, ÜLKEN DERS ALSIN! • DEVLET KONUĞU KADINISTERSE
• STRASBOURG'DAN BAKINCA SİYASİ AF GÜNDEMDE • TURKİYETI SARSAN
MAYIS GUNLERI • EKONOMİ YÖNETİMINE OPERASYON • TURK
TELEKOM'A 'AĞABEYLIK' DÜŞTÜ . 117 MILYON LİRALIK VERGI
İÇİN KARAKOLA ÇEKTILER • TURK BAKKALA FBIIŞKENCESI
8.Uluslararası Çevre Filmleri Festivali
otn internationai Environmental Film Festivai
21-27 May» 2004
TÜRSAK Vakfı Festivate desteklen için
MEDYA SPONSORLARI na teşekkur eder.
Basın Sponsorları
Cumhuriy^t
Televizyon Sponsorları
KANAİ7
• ı
Radyo Sponsorları
Internet Medya Sponsoru
tOruk
TÛRKIYE SİNEMA VE AUDlOVtSUEL KÜLTÛR VAKFI
T» 0212 244 52 51/25) 6"
1
7a*251 84 8»
Vrtb ^v-u tursak org tr E-maı) *ürsa^©tursa^ cyg tr
ÛcreBtedk)
CUMHURİYETTEN
OKURLARA
tBRAHtM YILDIZ
Beğenilen Gazete
Geçen hafta, 19 Mayıs Atatürk'ü Anm£
Gençlik ve Spor Bayramı yurt çapında kutlandı
Türk ulusunun tarih dönemeci olarak vur-
gulanması gereken bugün, gençlerin sporla
şenlendirdiği ve Atatürk'ü andığı ulusal uya-
nışın bayramıdır.
Kutlamalar coşku yaratırken Ankara ve Iz-
mir'de 'imam hatipli gençlerin kürsüye çıka-
rılması birrastlantı mı' sorusu tartışıldı.
Burada kuvvet komutanlannın tepkisi eleş-
tirilirken son YÖK Yasası'na yönelik bir pro-
testo olduğu saptaması da yorumlarda yer al-
dı.
Manşetlerimiz yankı buldu
Bağımsızlık yürüyüşünün 85. yılında Cum-
huriyet gazetesi yine önderliğini sürdürdü.
Kuşekâğıdına basılı Atatürk'ün Gençliğe Hi-
tabesi okurlanmızca çok beğenildi ve övgü al-
dı.
Son günlerdeki manşetlerimiz ve gazetemi-
zin olaylara objektif yaklaşımı gözden kaçmı-
yor.
Haziran ayında Istanbul'da yapılacak olan
NATOtoplantısının perdearkasını okurtanmı-
za aktardık.
ABD'nin yeni üsler istemesi ve Incirlik'in ge-
nişletilmesi haberi bir tek Cumhuriyet'te yer
aldı. Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay
bugün de bu haberin ayrıntılarını yazdı.
Cumhuriyet, çevremizde olup bitenleri, ulu-
sal sorunlanmızı, çıkarlarımızı sürekli dile ge-
tirmeyi bir görev bilmiştir.
Bu haberler, kıskanılacak nitelikte gazete-
cilik olgusudur.
Alaattin Çakıcı olayı
Beşiktaş Kulübü Menajeri Sinan Engin'in
imzaladığı belgelerle vize alıp yurtdışına ka-
çan ülkücü mafya lideri Alaattin Çakıcı, ge-
çen haftanın en çok yazılan haber konusu ol-
du.
Mafyanın sporun içine bu denli sızdığının da
bir belgesiydi bu haberler.
Ancak, hem Beşiktaş Kulübü hem de Fut-
bol Federasyonu konuyla ilgili net bir tavır al-
maktan kaçındı.
Üstelik Beşiktaş kongre üyesi olan Çakıcı,
hâlâ bu üyeliğini sürdürüyor.
Her alanda yaşanan kirlenmenin hiç değil-
se spor sahalarından uzak tutulmasının çö-
zümlerini tüm yetkililer bir an önce düşünme-
lidirler.
Zeugma trajedisi
Zeugma antik kenti kıyısının baraj sulan al-
tında kalma tehlikesinin yaşandığı 2000 yılın-
da bu soruna en çok dikkati çeken ve önem
veren gazetenin "Cumhuriyet" olduğu açık-
landı.
Gaziantep Üniversitesi öğretim görevlile-
rinden Dr. Nüket Elpeze Ergeç, Gaziantep'te
iki gün süren "Uluslararası Zeugma Sempoz-
yumu "na sunduğu bilimsel araştırmasına da-
yalı bildirisinde basının Zeugma'ya yaklaşımı-
nı irdeledi.
Bildiride, Zeugma trajedisini dünyaya ilk kez
Cumhuriyet gazetesinin 6 Mart 2000'de du-
yurduğuna, daha sonra Economist dergisi ile
New Yörk Times gazetesinin olayı uluslarara-
sı arenaya taşıdıklarına dikkat çekildi.
Araştırma sonucuna göre 1 Ocak - 31 Ara-
lık 2000 tarihleri arasında satış, siyasal eği-
limleri dikkate alınarak seçilen Cumhuriyet, Hür-
riyet, Radikal, Sabah veZaman gazetelerinin
toplam 1825 sayısının izlenmesi sonucunda
yayımlanan Zeugma haberlerinin üçte birin-
den fazlası (yüzde 34.4) Cumhuriyet'te yer al-
dı. Cumhuriyet'i yüzde 24.6 ile Hürriyet izle-
di. Cumhuriyet, "olaya birinci ve son sayia-
da en çok yer ayıran gazete" oldu.
Cumhuriyet "haber, araştırma/inceleme,
köşe yazısı" gibi bir sınıflamada da birincili-
ğini korudu. Bildiride Cumhuriyet'in, okuria-
nnı bu açılardan "en çok bilgilendiren " gaze-
te olmakla kalmadığı, haber başına düşen ke-
lime ortalaması ile "en kapsamlıyayın" yapan
gazete özelliğini de sürdürdüğü belirtildi. Ay-
rıca bildiride, Cumhuriyet'in "kazı çalışmala-
rı, kazı buluntulan, kültürel sorumluluğa. yö-
re halkına en çok önem verme" sıralamasın-
da her dalda önde yer aldığı, yalnızca turistik
amaçlı haberiersıralamasında Hürriyet'in ar-
dından ikinci olduğu belirlendi.
Buhafta I^TYıTMarşı
Çok bilinen 10. Yıl Marşı'nı ilk kez Atatürk
fotoğrafıyla birlikte poster olarak veriyoruz.
Perşembe günü Cumhuriyet ile birlikte ku-
şekâğıda basılı posteri gazete bayinizden üc-
retsiz olarak isteyiniz.
lyi haftalar.
flfflTÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DBUVEâ
ÇORLUŞUBESİ
KONFERANS
"ULUSAL EĞİTİM VE ÜNİVERSİTELER"
Prof. Or. KEMAL ALEMDAROĞLU
(Istanbul Üniversitesi Rektörü)
24 Mayıs 2004 Pazartesi
Saat: 17.00
Çortu Tıcaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu