22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18MAYIS2004SALI HABERLER DIMYADABUGUN ALt SİRMEN Türkiye, AB ve Laiklik Ülkemizi fena halde sarsan ve daha bir süre de sarsmaya devam edeceği görülen YÖK tartışmalan sırasında AB'nin aldığı tavır, Türkiye'nin laik nrteliğinin ABaçısından bir önem taşıyıptaşımadığı sorusunu gündeme getirdi. Gerçekten de, AB'nin Türkiye'deki temsilcisi Hansjörg Krestchmer, TSK'nin AKP'nin tutumu karşısındaki açıklamasını, demokratikleşme sürecinde geriye doğru bir adım olarak nitelerken AB'nin, Tayyip Bey'in laikliği ortadan kaldırma yolunda önemli bir adım atmasına tepki göster- meyerek, bunu Türkiye'nin bir iç sorunu olarak nitelemesi kimi zihinlerde bazı soru işaretlerinin oluşmasına, hatta bazılannın "laiklikkazaya uğrarsa Recep Tayyip Erdoğan kadar AB'nin de sorumlu olduğunu" söylemelerine yol açtı. Doğrusu ilk bakışta gelişmeler, AB'nin Türkiye'nin laik olup olmamasını umarsamadığını düşünenlerin haklı oldukları izlenimini veriyor. AB'nin, bu umursamazlıkla bütün dikkatini ordunun siyasetteki ağııiığına odaklaması, gerçekte demokratikleşmeden çok, kendi sultasını yerleştirirken TSK'nin ağırlığını hafifletmek isteyen AKP'nin de bu durumdan yararlanarak garip bir ittifak içine girmesi, olaylan olduğu gibi görenierin haklı kuşkularına yol açıyor ve AB'nin aslında Türkiye'yi içine alma niyeti olmadığı konusundaki görüşlerini pekiştiriyor. Çünkü onlar görüyorlar ki, bu gidiş aslında, Türkiye'yi AB içine almayıp özel statüyle kıyıcığında tutmak isteyenlerin tam aradıklan fırsattır. • • • Sorunun püf noktası da buradadır. Türkiye'yi belirli alanlarda kullanmak için kıyıcığında tutmak isteyen güçlere göre, AKP sultasında " ılımlı Islam " (ne demekse!) bir rejimle yönetilen laik olmayan Türkiye ideal bir modeldir. Çünkü aslında adına istersekülarizm deyin, ister laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden aynlmış olması çağdaş Avrupa'nın vazgeçemeyeceği temel ilkelerden biridir. Türkiye'yi AB'nin dışında ve kıyıcığında görmek isteyenler, yarın, öbür gün Türkiye'nin laik olmama kusurunu, onu içeri almamamın mazereti olarak kullanacakken, şimdi neden laiklik için uyarıda bulunsunlar ki? Ama Türkiye'nin er ya da geç, hem de pek güç bir biçimde AB içinde yer alabileceğini ileri sürenler ise laikliğe sürekli vurgu yapmaktadırlar. ömeğin bu konuda kendi ülkesindeki duyarlıiığını kanıtlamış olan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Türkiye'nin geç ve güç de olsa AB'de yer bulabileceğini söylerken, özellikle ülkemizin laik niteliğini vurgulamıştır. Yine "AB'nin kapılarının Türkiye'ye açılacağına içtenlikle inandığım"belirten Belçika Dtşişleri Bakanı Louis Michel'in şu sözleri çok ilginçtir: "Itirafedetim ki, laıkliğın bekçiliğiniyapan TSK'nin siyasi gücünün azaltılması, ülkenin laik karaktehnin zayıflamasınayol açarmı sorusunu kendikendimize soruyoruz." Dünkü Cumhuriyet'te Fransız düşünürü Henry Levy'nin Türkiye'nin er ya da geç AB üyesi olmasının iyi olacağını, ancak laiklik yanlısı Kemalistler'in yenilgiye uğramaları halinde bunun mümkün olmadığını belirttiği bildiriliyordu. • • • Açıkça görülüyor ki, Türkiye'yi 9©Ç de olsa AB içinde görmek isteyenler laiklik konusunda duyarlıdıriar; kıyıda tutmak isteyenler ise tam aksi bir davranış içindedirler. Ama buradan hareketle, Türkiye'de laikliğin kazaya uğraması halinde, AB'nin de sorumlu olacağını söyleyenlere katılmamız mümkün değildir. Gerek Osmanlı Devleti gerekse Cumhuriyet döneminde, Türkiye'de laiklik yönünde gelişmeler olması için Avrupa'dan değil baskı, bir telkin bile gelmiş değildir. Nitekim, Abdülaziz 1868'de, Müslüman ve gayrimüslim tebaanın bir arada eğitim göreceği, zamana göre laik eğitim veren Galatasaray üsesi'ni kurarken, kurumun esin kaynağı olan ve Ösmanlı'ya bu konuda yardım eden Fransa bile, bunun gereksiz olduğunu söylüyor, okulda yalnızca Müslümanlara eğitim verilmesini öneriyordu. Ittihatçılar'ın, savaş içinde ilan ettikleri ve laiklik yolunda bir adım olan Ahkâm-ı Şahsiye Talimat- namesi de, mütarekeden sonra Ingilizlerin isteği ile kaldınlmıştı. Lozan görüşmeleri sırasında Türk delegasyonu, çağdaş bir medeni kanun hazırlanacağını söylediğinde, bu öneri Avrupa'da yankı bulmamış, iltifat görmemiş ve ünlü 42. maddedeki düzenlemeyle, hercemaatin kendi dini kurallarının egemen olması fikri benimsenmiştir. Türkiye bu duruma ve bir ölçüde de Avrupa'ya rağmen 1926'da, Medeni Kanun'u yürürlüğe koymuştur. Görülüyor ki, tarihimizin her döneminde laiklik yolundaki adımları, kimseden destek ve telkin gelmeden, biz kendimiz attık. Doğru ve normal olanı da buydu. Kendi geliştirdiğimiz ve benimsediğimiz bir demokratik kurumu yaşatamazsak, neden bizim kadar bizim dışımızdakiler de sorumlu olsunlar ki? Laikliği biz egemen kıldık, yaşatmak da bizim işimizdir, AB'nin değil. 'Cöstermelik zam'a tepki Anadol: AKP'nin yargıya bakışışaşı ANKARA(Cumhuri- yetBürosu)-CHPGrup Başkanvekiii Kenıal Anadol. hâkim ve savcı- lann maaşlanna "göster- melik" zam öngörülen tasannın bugün genel ku- rulda yapılacak görüş- meleri sırasında değişik- lik önergeleri verecekJe- rini açıkJadı. "Hâkinı ve savcılar yoksulluk sınınnda, yar- gı emekçileri açbk sıro- nnda" pankartı altında konuşan Anadol. "AKP, herhalde kararlanndan hoşlanmadığı için yarg»- ya şaşı bakryor. Yargrtay kararverdi, Maliye Baka- nı'nı af da kurtaramadı. Bakan kaçmaktan bık- madı, biz kovaJamaya de- vam ediyoruz, istÜa et- meti" dedi. Kemal Anadol, dün düzenlediği basın top- lantısında hâkim ve sav- cılann maaşlanna yüzde 10'a bile ulaşmayan zam öngörülmesiyle ilgili ola- rak tt semboHk,göstenne- Bk, komik, ulufeverir,di- lencinin önünepara atar gibi" değerlendirmesini yaptı. Insan Haklan Kurultayı'nda, özgürlük, güvenlik, adil yargılanma, eğitim ve işkencenin önlenmesi konulan tartışıldı hakkı korunmalı'tstanbulHaberServisi-Türkiye'nin Insan HakJan Avrupa Sözleşmesi'ne (İHAS) taraf olmasının 50. yıldönümü nedeniyle Cumhurbaşkanı AhmetNec- detSezer hunayesınde düzenlenen "tn- san Haklan KurultayT devam ediyor. Kurultay kapsarrunda dün Sultanah- met'teki Marmara Üniversitesi Rektör- !ük binasında gerçekleştirilen oturum- larda, çok sayıda akademisyen ve hu- kukçunun katılımı ile ÎHAS açısından yaşam, özgürlük, güvenlık, adil yargı- lanma, eğitim haklan. işkence ve kö- tü muamelenın önlenmesi konulan ma- saya yatınldı. u Yaşam HakkT konulu oturumun başkanı Türkiye Barolar Bir- Türkbank sorusturması Sağlar 'kaseti' anlattı TUREYKOSE ürkbank soruşturma komisyonuna bilgi veren eski milletveküi FikriSağlar, Korkmaz Yiğit kasetiyle ilgili açıklamalarda bulundu. • Yaşam hakkı olmadan diğer haklann hiç bir anlamı kalmayacağını vurgulayan AİHM yargıcı Türmen, "Devlet, bireylerin yaşam hakkını korumakla yükümlü" dedi. Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Zeki Ekmen de Türkiye'nin insan haklan konusunda yaşanan ihlaller nedeniyle uluslararası alanda en çok sorgulanan ülke haline geldiğini söyledi. liğı Başkan Yardımcısı Zeki Ekmen. Türkiye'de idam cezasının kaldınlma- sının sevindirici bir gelişme olduğunu belirterek, ancak insan haklan konu- sunda yaşanan ihlaller nedeniyle Tür- kiye'nin uluslararası alanda en çok sor- gulanan ülke haline geldifini söyledi. Ekmen, "Demokrasiöncüsü olduğunu söyleyen bazı ülkeler, birçok yerde in- sanhk dışı uygulamalaryapıyor" dedi. Avrupa Insan Haklan Mahkemesi (AlHM) Yargıcı Dr. Rıza Tünnen de, yaşam hakkuıın AlHM tarafindan al- gılanış biçimini anlattı. AİHM de önem veriyor1 Yaşam hakkının çok önemli olduğu- nu, çünkü o olmazsa diğer haklann hiçbir anlamı kalmadığını vurgulayan Türmen, "AİHM de bu konuva önem veriyor. îlgüi maddeleregöredevlet,bi- reylerinyaşam hakkınıkorumakla yü- kümlü. Devietin adam öldürme yasa- ğma tek istisnası ise idam. Ancak idam cezasının verüebihnesi için adil yargı- lama,ceza ile suçun uygunluğu gibi çok sayıda dunımun oluşması gerek" de- di. Gözaltındaki kayıp ve ölümler ko- nusuna değinen Tünnen, şöyle devam etti: "Önceden, mahkeme bu konuda davacırun, devletin sorumluluğunu or- taya çıkaracak kanıt göstermesini zo- nirdu kıhyordu. Ancak arük bu degiş- ti. Devlet de bu konuda inandıncı bir açıklama yapmak zonında bırakıldı." 'Yasalar yaşama geçmeli' Kültür Üniversitesi Hukuk Fakülte- si Öğretim Göre\'lisi Prof. Dr. Bahri Öz- türk ise hukuk devletinin oluşabilme- si için ınsan haklannın kanunlarda kal- mayarak yaşama geçirilmesi ve ko- runması gerektiğini dile getirdi. "Tur- krve'nin. idam cezasını sadece AB iste- diği için kaklırdığınT belirten Öztürk, bunu içine sindiremediğini bildirdi. AıNKARA - Türkbank ihalesinin ıptali- ne yol açan ünlü 'kaseti' kamuoyuna açıklayan Fikri Sağlar, Türkbank so- ruşturma komisyonuna bilgi verdi. Sağlar, "kasetin devlet arşrvinde bulun- duğunu, Başbakan Mesut Yılmaz ve Başbakan Yanhmcısı Bulent Ecevit ta- rafindan da önceden bilindiginT söyle- di. Sağlar, CHP liden Deniz BaykaTın "3 tane gazetesi, 2 televizyonu olan bir adamın husumetini niye üzerimize çe- kefim' 1 dıyerek Korkmaz Yigifin kase- tinı açıklamasını ıstedigıni aktardı. Sağlar'ın yaptığı açıklamalann tuta- naklanndan bazı bölümler şöyle: Kaseti biliyorlardl: Başbakan Yardımcısf yla görüşmemızde kasette- ki bilgilenn kendısinın 1 aydır bilgisin- de olduğunu söylemişti Ecevit. Aslın- da kasetle ortaya çıkan konum, Başba- kan Yardımcısı ve 7» bakanlan tarafindan ürkbank da bilinıyordu. Da- ha sonra Başba- kan'a gittiğimizde, 4 aydır Çakıcı ve Yiğit ilişkisini bildi- ğini söylemişti. Yılmaz, kaseti Çakıcı gönder- dl dedi: Başbakan bana. "Bu kaseti si- ze Çakıcı gönderdT dedi. Biz de. "Ha- yır, böyle bir şey yok" dedik. "Bir voUa bize ulaşonldı, postayoluyla r demiştım. Ama kendisi, bunun emniyetten alındığını söyledi. Kaset çıkmasaydı, ihale ger- çeklesecekti: thale yapıldığı gün, yine güvenlik güçlerinden Yiğit'le ilgi- li araştırma yazısı ele geçmiyor, ihale- den sonra Başbakanlık'ta bulunuyor. Yani, bir mekanizma bu ihalenin yapıl- ması doğrultusunda. Bunlar -eğer bu kaset ortaya çıkmasaydı- ihalenin ke- sinleşmesı doğrultusunda çalışılmıştı. Açıklamak görevimizdl: Bay- kal, bu kasetın parti adına açıklanma- ması gerektiğini, husumetin üzerimize çekilmemesi gerektiğini söylemişti. Ben aynen şunu söylemıştim: "Bu ka- seti bana değil de Ylğit'e vermiş olsalar- dı ne çıkar elde edebifirlerdi." u \Dlyon dolar ahrlardT demişti. 200 milyon li- ra maaşlı bir de\let memuru bizim vic- danımıza bunu bırakıyorsa bizim gö- revmiz bunu açıklamaktır. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Özok, laik eğitimi savununca dinci basının hedefi haline geldi eğitiırıin yozlaşmasına^ İLHANTAŞCI ANKARA - Eğitimin dınselleştirmesine karşı çıkan açıklamalan nedeniyle dinci ba- sının hedefı haline gelen Türkiye Barolar Bir- liği (TBB) Başkanı Özdemir Özok. tartış- malann "demokrasi yolunda daha çok firuı ekmekyenilmesi gerektiğini" or- taya koyduğuna söyledi. Özok, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisine tepki göstermesini "duygusalhk" olarak nitelerken. Deviet Bakanı Mehmet AB Şa- hin'in "halkı kin ve düşmanhğa sevkettiği'' savuıı ise komik bul- duğunu söyledi. tmam hatip liselilere avncahk sağlayan YÖK Yasası değişikli- ğini eleştinrken u tmam hatip mezunu bir insanıa başbakan oi- masını hiçbir şekildeiçime sindi- reımy'orum" sözleri nedeniyle AKP yönetimı ve dinci basının • Herzamanve her zeminde eğitim birliği ilkesini savunduklarını belirten Özok, "Böyle bir eğitim birliği bozulmasaydı. bugünkü tartışmalar olmazdı" dedi. TBB Başkanı Özdemir Özok. hedefı haline gelen Özok, saldınlara yanıt verdi. Her zaman ve her zeminde eğitim birliği ilkesini savunduklannı belirten Ozok, "Bununla. çağdaş. demokrat, laik. aktan ve bilimin öncülüğünde yeni dünyalara ufuk açtık. Böyle bir eğitim birliği bozulmasaydı, bugünkü tartışmalar olmazdı. Biz her şeyin istismardanve sömüriiden uzak. çağdaş,>a- hn bir biçimde yapümasından yanayız n dı- ye konuştu. Tartışılan "Başbakan'ı içime sindiremi- yorum" sözünün bütünlüğiinün bozularak. çarpıtıldığını vurgulayan Ozok, bir gazete- cinin kendisine Erdoğan'ın imam hatipte okuduğunu ve başbakan oldu- ğunu söylemesi üzerine söyledik- lerini şöyle aktardı: "Benim gön- hımde. ülkevi yönetecek başba- kanın, üst düzeyyöneticilerin, ild Ksan bflen, uluslararası bihnu ve sKaseti okumuş, uluslararasıstra- tejDerie ve ekonomhle çok va- kmdanügilL Türk halkını çağdaş değeriere entegre edecek, en azm- dan kendi yaşanunda demokrat obcakbir Bderyatiyor. Bunun dı- şındaki başbakanian içime sin- diremryorum dedim. Ama ahmı çizerek, uyardım. bunu Recep Tayyip Erdoğan'a bağlamavm. Ben, yozlaşan sistemin yanhş sonuçlarına dikkat çekiyorum. Sanki bunu dememişim gibi bazı basın organlan deveyi pire. pireyi deve > apüJar." Söylediklerinin arkasında durduğunu vur- gulayan Özok, bir bardak suda firtına kopa- nldığı için üzgün olduğunu söyledi. Cüven cinayeti İBDA/C üyelerine tatbikat • îhsan ve Sibel Güven cinayetinin ardından gözaltına ahnan örgüt üyelerinin Başbakan'a suikast hazırlığında olduklan bildirildi. ÖZGÜRERBAŞ Emekli Binbaşı thsan Güven ile eşi Sibel Gü- ven'i evlennde öldür- düklerini itiraf eden şeri- atçı terör örgütü IBDAC üyesi 3 kişiye olay yerin- de tatbikat yaptınldı. Gözaltına ahnan örgüt üyelennin Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan'a suikast girişimi hazırlı- ğında olduklan belırlen- di. Güven çifti cınayetıni terör örgütü İBDA'C'nin üstlenmesinin ardından çalışmalannı bu örgüt üzerine yoğunlaştıran polis, düzenlediği ope- rasyonlarda 15 kişiyi gö- zaltına aldı. 2 kişi olayla ilgileri bulunmadığı için serbest bırakılırken Bur- hanettin Y, Emin K. v e Setim A, Güven ve eşini öldürdüklerini itiraf etti. Bu 3 kişi dün sabah zırh- lı araç ".\krep" ile Tuzla HaMizIu Sitesi'ne getiril- di. Burhanettin Y, Gü- ven"e tetiği kendisinin çektığıni ve eve kendile- rini kitap satıcısı olarak tanıtıp gırdıklerinı söyle- di. Önce Sibel Güven'i öldürdüğünü ifade eden zanlı, cinayeti örgüt lide- n SaKh îzzet Erdiş in "Telegram-Zihin Kont- rohı" kitabını okuduktan sonra işlemeye karar \er- diklerini söyledi. Burha- nettin Y, silahı denıze at- tığını söylerken pohsin aramalanna karşın silah bulunamadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a suikast hazırhğı yaptık- lan tespit edilen 13 kişi içın ek gözaltı süresi alındı. Zanlılann, bugün Istanbul DGM'ye sevk edilmeleri bekleniyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Şam'dan dün sabah saat 04.30 uçağıyla Istanbul'a geldik. Bu saatte uçağa binmek tam anlamıyla bir ezi- yet. Çünkü gece hiç uyuma olanağf- nız olmuyor. Bizim içın de öyle oldu. Saat 01.30'daŞam'da kaldığımız otel- den yolaçıktık. Sonra aramatarama- lardan geçerek uçağa ulaştık. Hiç uyumadan sabah saat 06.45'te uça- ğımız Yeşilköy'e indi. Ben de bu ya- zıyı size hiç uyumadan yazmaya gay- ret ediyorum. Bir de bu geziyi anlat- mak amacıyla gazeteye hazırladığım diziyi de yetiştirmek için ayaktayım. Uzun gezimizin son günlerini Şam'da geçirdik. Suriyeliler komşu- muz. Mutfağımız benziyor. Birçok ye- mek aynı adlarla Türkçede de var. Tepkilerimiz, duyariıklanmız arasında da paralellikler olduğunu söyleyebi- liriz. Bu nedenle kısa sürede aramız- da dostluklar oluşabiliyor. • • • Daha önce Ermenistan uçağında benzer şeyler yaşamıştım: Uçağın Ülkelerarası Kültür Farklan yolculan yasak oJmasına rağmen uça- ğın içinde sigara içtiler, cep telefon- lannı kullandılar. Biletler de numara- sızdı, isteyen istediği yere oturabiliyor- du. Şam'dan Türk Hava Yollan uça- ğıyla döndük. Şam'da konuştuğu- muz Türkiyeli öğrenciler, Suriyelilerin uçak yolculuğuna ilişkin korkutucu öyküleranlatmışlardı. Suriye uçakla- nndan yolcular cep telefonlanyla ko- nuşuyor, bilet numarasına aldırma- dan istediği yere oturuyordu. Bir ke- resinde de cep telefonuyla konuşan- lan şikâyet etmek amacıyla pilota bi- le gitmek zorunda kalmışlardı. Pilotun yanıtı da korkutucuydu: "Frekansla- rın çakışması çok uzak ihtimal, bu nedenle telaşlanmanıza gerek yok." Ermenistan uçağında ben cep te- lefonlan konusunda hostese şikâyet etmiştim. "Meraketmeyinkonuşmu- yoriar. Yalnızca mesajgeçiyohar." Bu yanıt karşısında ne diyeceğimi bile- memiştim. Dün sabah aynı sahnele- re Türk Hava Yollan'nın uçağında da tanık olduk. Bir grup Suriyeli, ellerin- de cep telefonlan, numaralan çevire- rek uçaktan içeriye girdiler. THY hos- tesleri hemen müdahale ettiler, tele- fonlan kapatmalannı söylediler. Bir kısmı buna uydu, bir kısmı uymadı. Hostesler onlan uyarmayı sürdürdü- ter. Bizler de hosteslere destek ver- dik. Ikinci kargaşa ise yer sorunundan kaynaklandı. Suriyeliler istedikleri ye- re oturuyorlardı. Bir süre sonra o ye- rin gerçek sahibi geliyor ve ona baş- ka bir yere oturması söyleniyordu. Yolculann bir kısmı ise şaşkınlıkla hos- tese şikâyete gidiyorlardı. Hostesler onlan doğru yerlere yerleştirebilmek amacıyla çok çalıştılar. Tamamını ba- şaramadılar. Uçak indikten sonra da henüz dur- madan bu kez yine aynı yolcular ku- rallan çiğnediler. Şam'ı çok sevdim. Yaşayan eski bir kent. özellikle eski çarşılan, tarihi mekânlan çok etkileyici. Sur içindeki eski şehrin sokaklannda dolaşırken ço- cukluğumun Tarsus'una döndüm. Sı- cak yaz günlerinde sabahlara kadar Tarsus'un dar sokaklannda dolaşır, konuşacak sözlerimiz bitmezdi. Şam da öyle bir kent. Gençler so- kaklarda konuşup duruyorlar. Çoksı- cak bir atmosfer bütün kente hâkim. Filistinli ressam Mahmud Şahin'le tanıştıktan kısa süre sonra dost olduk. Ardından getirip bir küçük resmini he- diye etti. Bizi gezdiren rehberimiz he- pimize dondurma aldı. Nereye dön- sek bir sıcak havayla yüz yüze geldik. Şam'ı Şam yapan en önemli özel- lik eski kentin tamamen ayakta kal- masıydı. Istanbul'un suriçi korunsay- dı, daha güzel bir kent şimdi ayakta olurdu. İç içe evler ve sıcak insanlar Şam'a etkileyici bir hava veriyorlardı. Bu sıcaklığı hiçbir Avrupa kentinde bulmak mümkün değildi. Ancak hiç- bir Avrupa ülkesinde ya da kentinde yolcular uçakta cep telefonlannı açık tutmazlar, tutamazlar. Uçakta kimse kimsenin yerine oturmaz. Kimse kim- senin önüne geçmez. Daha doğrusu kurallara karşı gelip bir kaosa neden olmazlardı. Uçaktaki Suriyelilere kızdım, Şam'daki Suriyelileri çok sevdim. Iki- si de aynı kültürün iki yüzüydü. Onlar aslında aynı insanlardı da diyebiliriz. Bu kadar negatif ve bu kadar pozrtif iki özelliğin bir arada bulunması hiç de yabancı değil. Benzer özellikler biz- de de yok mu? Ben yine de Türkiye'nin Batı ile Do- ğu arasında bir köprü olması nede- niyle bu zıtlığın en pozrtif örneklerin- den birisi olduğunu düşünüyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle