19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2004 PERŞEMBE DİZİ Işsizlikkasıpkavuruyorİşveren her an işten atılma korkusunu istismar ediyon Ekonomik-demokratik hakkını kullananlara gözdağı veriyor; bunayeltenen çalışanları da işten çıkararak engelliyor E konomi, 2001 yılındayaşadığı büyük daral- manın ardından izleyen ikı yıl büyümeye geçti. Ancak, yaşanan büyümeye karşın, hem kriz öncesi iş bekleyen işsizler hem de knzden dolayı işinden çıkanlanlar işlerine dönemediler. 2001 krızinden sonra geçim şartlannın zorlaş- ması, özellikle kadınlann işgücü pazanna inmesi ve iş aramalannı getirdi. Kadın işgücü arzında ar- tış görüldü. Ancak, çalışmak ıçin işgücü pazanna inen kadınlar iş bulamayınca umutlannı yitirip ev- lerine geri döndüler. Bu nedenle de işgücü ara, 2002'den 2003'e 507 bin azaldı. İşgücü pazanna inip de iş bulanlar, ya- ni istihdam edilenler 2002'de 2001'e göre arttı, an- cak 2003 yıhnda azaldı. Böylece 2000'de 1 mıl- yon 295 bin olan işsiz sayısı, 2001 'de 1 milyon 907 bıne, 2002 'de 2 milyon 414 bine çıktı ve 2003'te 2 milyon 328 bin olarak gerçekleşti. KADINLAR ÜCRETSİZ AİLE İSÇİLERİ 2003 ikinci çeyrek venlenne göre toplam nüfu- sun işgücüne katılma oraru yüzde 49. Yani gerek nüfusun genç olması, gerek toplumda kadırun ro- lü, gerekse işsizlik nedeniyle işgücüne katılma oranı hâlâ çok düşük. îstihdam edilenlerin de ku- rumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus içinde- kı oranı yüzde 44.51 istihdam edilen kadınlann yüzde 49.6'smı üc- retsiz aile işçileri oluşturuyor. Yani kadınlann ço- ğu tarlada çalışıyor ve ücret alamıyor. # Tanm dışı sektörde istihdam edilenlerin yüz- de 13.8'i informel sektörde çalışıyor. Ken- di hesabına ve işveren olarak çalışanlann ise yüzde 39'u informal sektörde faaliyet gösteriyor. Bu venler kayıt dışı ekonomi- nin ne denli yaygın olduğunu gösteriyor. # îşin en can alıcı noktası ise eğıtimli gençlerde ışsizlik oranınm ülke genelinde yüzde 31.8, kentsel yerlerde yüzde 34.2'ye ulaşması. Onca yapılan insan yatınmı he- ba oluyor. Işsizlik, özellikle tanm dışı ke- simde ve büyük kentlerde büyük tehlike. Büyük kentlerde ışsizligin arttığı görülü- MORAL1NI BOZMA...BAK TABLOUAR ÇOK M.'.. Ekonomide Yalancı Bahar "Petrol-lş Raporu" Mustafa SÖNMEZ 3 I yor. Açık işsizlik oranı büyük kentlerde 2001 yı- lında ortalama yüzde 11.5 olarak saptanmıştı. Bu, yeniden büyümenin başlamasına karşın 2002 yı- lında yüzde 14.3'e çıktı. Yan-işsiz ya da "eksikis- rihdam" da dikkate alındığında atıl ışgücünün 2001'deki yüzde 17.9'luk sevıyesinden 2002'de 20.2' ye çıktığını görüyoruz. Açık işsizlik oranı en fazla istihdama yer veren Istanbul'da 2002 'de yüz- de 15.5'e, lzmir'de yüzde 16.6'ya çıktı. Adana'da ise yüzde 24'e yaklaştı. Eksik istihdarn da dikkate alındığında Adana'da- ki atıl işgücünün 20O2'de yüzde 35'i bulduğu gö- rüldü. Başta finans olmak üzere hizmet sektörün- de, ımalat sanayiinde yaşanan tensikatlann (ışten çıkarmalann) da etkisiyle kentlerde ışsizlik tır- mandı ve 2000'deki yüzde 9'luk düzeyinden yüz- de 13.5'eulaştı. SoSYAL CÜVENCE YOK Tanm dışı sektörde istihdam edilenlerin yüzde 13.8'i informal sektörde çalışıyor. Kendi hesabı- na ve işveren olarak çalışanlann ise yüzde 39'u in- formal sektörde faaliyet gösteriyor. Kentsel yer- lerde istihdam edilenlerin yüzde 33.7'si yaptığı iş- ten dolayı herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşu- na kayıtlı değil. Bazı işverenler, krize karşı ayakta kalabilmenin bir yöntemi olarak, istihdamı Maliye'ye ve SSK'ye bildirmiyor, böylece vergi ve SSK prim yükünden kurtuluyor; ancak işçileri sosyal güvenliksiz, dev- leti de vergi ve primsiz bırakıyorlar. Öte yandan, çocuk istihdamı 2002' nin aynı dönemine göre yüz- de 22.3 azalmış durumda. Ancak bunun en önemli nedeni, krizde ilk ço- cuklann işten çıkanlması. Yaşanan büyük işsizlik dalgası, çahşanlan açlıkla terbiye ediyor. Her an işten atılma korkusunu kullanan işverenler, çalı- şanlann ekonomik-demokratik haklannı kullanma- lannı, işten tehdit ederek; buna yeltenenleri de in- safsızca işten çıkararak engelliyorlar. ' G R E V SİLAHI' KULLANILAMIYOR Sendikalı işçilerbile, toplupazarlıktagüçlük- ler yaşıyor, grev silahını ise her geçen gün daha zor kullaruyorlar. Nitekim grev sayısı her yıl da- ha çok azalıyor. Grevci işçi sayısı da azaldık- çaazalıyor. Imalat sanayii, 2002 "de yüzde 10.4 büyüdü. 2003'ün ilk 9 ayında da imalat sana- yiinde büyüme oranı yüzde 7.5 'e ulaştı. Ancak, yarattığı istihdam çok düşük kaldı. 2002 yılında olduğu gibi, 2003'te de büyüme- nin lokomotifi imalat sanayii oldu. Ihracata dönük tekstil, taşıt araçlan ve yan sanayii, demir ve de- mir dışı maddeler, elektronik ihracatının ivme ka- zanması ile imalat sanayiinde üretim artışı hızlan- dı. Oldukça gerileyen reel ücretler, döviz kurunun ithalatı "ucuzJaücı *' etkisi, kamu fiyatlannda ar- tışın frenlenmesi, ımalat sanayiinde üretim ve ve- rimlilik artışında etkıli olurken dış pazarlarda re- kabet gücü bulmasıru da sağladı. Düşük ücret, ucuz girdi ithalatı ve göreli düşen faizlerin sağladığı üretim iklimi, ihracatın yani sı- ra stoka üretimi de ateşleyince imalat sanayiinde yüksek büyüme hızlanna ulaşıldı. A F VNAYIDE ÇALIŞAN SAYISI AZALDI Bu canlanma belirtisine karşılık, ımalat sanayi- inde istihdam, 2002'deki artışını, 2003 'te sürdü- remedi. Sanayi, 2003 üretimini daha az çalışanla gerçekleştirdi. Bunu da işçi başına düşen iş yükü- nü ağırlaştırarak yaptı. İmalat sanayi kapasite kul- lanım oranlannda 2002 yılının Mart ayından iti- baren gözlenen artış eğilımı sonraki aylarda da çık işsizlik oranı, en fazla istihdama yer veren Istanbul'da 2002'de yüzde 15. 5'e, lzmir'de yüzde 16.6'ya çıktı. Adana'da ise yüzde 24'e yaklaştı. Eksik istihdam da dikkate alındığında Adana'daki atıl işgücünün 2002'de yüzde 35'i bulduğu görüldü. inans sektörü başta olmak üzere hizmet sektöründe, imalat sanayiinde yaşanan tensikatlann (işten çıkarmaların) da etkisiyle kentlerde işsizlik tırmandı ve 2000'deki yüzde 9'luk düzeyinden 13.5'e ulaştı. devam etti ve 2003 yılının Ekim ayında yüzde 80.8 olarak gerçekleşti. Atıl kapasite çalışmada işçi so- runlan yok denecek kadar az: Yüzde 2. Buna kar- şılık en büyük sorun iç talebin olmaması. Bu şi- kâyet, toplam ıçinde üçte ikiye yakın büyüklükte. İNŞAAT SEKTÖRÜ ÇÖKTÜ... Kamu yatınm harcamalannın hızla düş- mesinin yani sıra konut talebinin azalma- sı. dışa açılma şansı da sınırlı kalan inşaat sektörünü iyice çökertti. İnşaat, 2002'de, finans ile birlikte belini doğrultamayan iki sektörden biri olmayı sürdürdü ve 2002'yi yüzde 5 küçülme ile kapa- dıktan sonra 2003'ün ilk 9 ayında da yüzde 16 daralma yaşadı. inşaat sektörün- deki daralma inşaat ruhsatlan \ e yapı kul- lanma izin belge sayısındaki azalış- lardan da izlenebiliyor. Deprem yılı 1999'da yüzde 12.5 küçülme yaşayan inşaat sektörü 2000'de ancak yüzde 4.4 büyü- müş ve 2001 'i yüzde 6'lık küçülme ile kapamış- tı. Sektör 4 yılda 330 bin istihdam kaybı yaşadı. 2003'ün ilk 9 ayında ihracat ve ithalatta yaşa- nan büyük hareket ticaret sektöründe yaratılan kat- ma değer artışına da yansıdı. tç pazardaki daral- maya ve durgunluğa karşın dış ticaretteki genişle- me, sektörü olumlu etkiledi. 2001 'de yüzde 13'e yakın küçülen sektör, izleyen iki yılda hızlanan sa- nayi mallan ihracatıyla ilgili üretim ve ithalat ar- tış'ının etkisiyle 2002'de yüzde 10.7, 2OO3'ün ilk 9 ayında yüzde 7.6 büyüdü. Sektörün geleceği, sanayinin kaderine endeks- li. Iç ticarette, özellikle dayanıklı tüketim mallan sektöriinde kısmi bir açılma oldu. Ertelenen oto- mobil, beyaz eşya, elektronik eşyabaşta olmak üze- re dayanıklı tüketim mallan talepleri yeniden, kü- çük de olsa geri döndü. Yan dayamklı tüketim ma- h satışlannda da biraz canlanma oldu. Ama yine de tüketim harcamalan 2000'deki, yani kriz önce- sinin düzeyine ulaşamadı. Bu da özellikle peraken- de sektörünü henüz düze çıkaramadı. IRAK SAVASI VE SARS TURİZME YÖN VERDİ PanJk, fiyat incürttL•• T urizm sektörünün omurgası sa- yılan konaklama ya da milli ge- lir tablolannda yer alan adıyla "otel ve tokantacdık" sektörü, kriz yılı ve 2002'de turist giriş- lerinin artması ile yüksek büyü- me oranlan gerçekleştinrken 2003'te katma değer üretimi azaldı. Bunda, re- el gelirlerin azalması ile iç turizmin ya da gündelik dışanda yemek yeme ola- naklannın azalması kadar, turizm pa- ketlerinin fıyatlannın ucuzlatılması da rol oynamış olabilir. TuRİST HARCAMADI Nitekim, ortalama turist harcamala- nna bakıldığında eğrinin düşüş göster- diği görülmekte. Irak krizi, SARS gi- bi etkenlerle rezervasyon iptalleri ya- şayan turizm sektörü, panikle fıyat in- dirimine gidince, bu sektörün omurga- sı sayılan konaklamada da katma değer üretimi geriledi. Kum-deniz-güneş turizminin gide- rek tercih edilmesi ile turizm sektörü pas- Yarın: Önce iş ve aşL ırak krizi, SARS gibi j etkenlerle rezervasyon iptalleri yaşayan turizm sektörü, panikle fiyat indirimine gidince, sektörünün omurgası sayılan konaklamada katma değer üretimi geriledi... tasından "Güney" daha çok pay alırken kültür, kruvaziyer, kongre turizminde iddialı Istanbul 'un sektör katma değe- rinden aldığı pay azalıyor Sanayi sektöründe yaşanan ihracata bağlı üretim ve ithalat artışının etkisiy- le 2002'ye büyüme ile başlayan ulaş- tırma-haberleşme sektörü 2003 'te yüz- de 9'luk büyüme ile en parlak sektör ol- du. Dış ticaret hacmindeki büyümeden olumlu etkilenen ulaştırma sektörü, ge- rek kara gerekse deniz taşımacıhğında ihracat ve ithalatın artması ile canlılık yaşadı. Bu arada turist girişlerinin yıl- da 14 milyona ulaşması da yolcu taşı- macıhğını olumlu etkiledi. X E P ' KRİZ DİNLEMEDİ Haberleşmede ise cep telefonu kullanımının kri- ze karşın hızlanması ve sektörde yaşanan rekabet, haberleşme sektörü katma değer üretimini olumlu et- kiledi. Bu da sektör performan- sına yansıdı. Türkiye'nin 2003 Ekim ayı sonunda cep telefonu abone sayısı 27 milyonu buldu. 2000 yılında katma değer artışı yüz- de 1 'in altında kalan finans sektörü, Kasım 2000 ve Şubat 2001 şoklan so- nucu sistemden 20 bankanın çekilme- si ile büyük bir daralma yaşamıştı. 2000'den 200 l'e 929 şubenin kapan- dığı, 32 bin 906 personelin azaltıldı- ğı sektörde, daralan ekonominin iş- lem hacmi de azalınca, sektör 2002'de de büyümeye geçemedi. 2001 'de yüzde 10 küçülen sektörün 2002 küçülmesi de yüzde 7.1 ola- rak gerçekleşti. FiNANS SEKTÖRÜ... Ekonomi genelde büyümesini 2003'te sürdürse de mali sektörde katma değer artışı canlanmadı. Imar Bankası çöküşünü de yaşayarak ye- niden küçülen sektör, kredi hacmi- ni yeterince arttırmadı. füketici kredisi kullanımlan eski- si gibi değil. 2002 sonunda banka sa- yısı 51 'e geriledi. Bankalann işlem hac- mi geriledi. Toplam mevduatlann kre- di olarak kullanımı 2001 'de yüzde 3 l'e düştü, 2002'de daha da azaldı ve yüz- de 25'e geriledi. 2003"te de fazla bü- yümedi. Tüketici kredilerinin, toplam kredilerdeki payı yüzde 10'u geçeme- di. Mevduatlarda reel anlamda gerile- meler yaşandı. Imar Bankası'nın Hazine'ye, dolayı- sıyla topluma iç borçlann kabarması şek- linde getirdiği yük ise 7 milyar dolara ulaştı. Bankacılık sektöründe kriz bü- yük beyaz yakalı işsizliğine yol açtı. 2000'de 170 bin olan çalışan sayısı 123 bine kadar düştü. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Kurdaş'ın Alarmı Ekonomi "güllükgülistanlıkgiderken", vebasın- da milli gelirimizin yalan yanlış büyük artışlanna al- kış tutulurken, pazartesi akşamı eski maliye ba- kanlanndan ve ODTÜ rektörlerinden Kemal Kur- daş, "pişmiş aşa su katan" bir konuşma yaptı. Türkiye Bilimler Akademisi'nin Istanbul Akade- mi Forumu programı çerçevesinde konuşan Kur- daş, ekonominin son iki yılını değerlendirdi. Dolar kurunun düşük tutulduğuna, spekülatörlerin yeni- den ucuz dolara hücumu ile yeni ve daha ağır bir krizin patlaması olasılığına dikkat çekti. Kurdaş, her şeyi tozpembe gösteren, IMF poli- tikalarının iyi sonuçlar verdiğini yazıp çizen orta- lıktaki ekonomistlerin hemen hepsine "giydirdi". "Askılı pantalonlu TV ekonomistleri"ndeı n tutun, büyük basına ve "Babası bakanlık yapmış gaze- te yazan ekonomisV'e (H. Güneş) kadar!. Ve tabii TÜSlAD'a! Onları ülkeyi değil, sadece ceplerini doldurmayı düşünmekle suçladı ve bü- yük patronların hemen hepsinin dışarıda çok bü- yük miktariarda dolar hesapları bulunduğunu be- lirtti. Kurdaş, önce gayri safi milli hasılanın 357 mil- yar dolara ve adam başına milli gelirin 3.360 do- lara yükseldiğini duyuran ve "tarihin en büyük ba- şansı" olarak hükümet tarafından pombalanan haberlere bindirdi. Bu büyük bir yalan ve sadece bir "kur oyunu"ydu. Dolann, olması gereken 1900 ve üstü TL değe- rinin altında tutulması sonucu, bu "büyük başan" sadece kâğıt üzerindeydi ve gerçekle ilişkisi yok- tu. Reel bazda yüzde 3-5'lik büyümeyle, milli ge- lirin nasıl yüzde 40 arttığını sordu! Bu "mucizeye", dolar kurunun hükümet tarafın- dan kasıtlı olarak düşük tutulmasıyla ulaşıldığını be- lirten Kurdaş'a göre: Aslında hükümet işbaşına geldiğınde dolann olması gereken gerçek kurunu 1800-1900 olarak saptamıştı, ancak spekülatör- lerin baskısı sonucu kuru gerçek değerinde tuta- madı. Merkez Bankası, yüksek faizli Hazine kâğıtlan- na hücum için Türkiye'ye akan çoğu yerli, milyar- larca doların kur üzerinde yaptığı baskıyı göğüs- lemiyor ve kuru düşük tutuyor. • • • Kurdaş büyük spekülatif kâr sağlayan kriz oyu- nunu şöyle açıkladı: "Geçmişteki krizde büyük sermaye, devlet kâ- ğıdına yöneldi; büyük kazançlar elde etti. Kur çı- pası ile dolar düşük tutuluyordu. Zamanı gelince spekülatifsermaye, devlet kâğıtlannı satıp TL'den dolara dönerek Türkiye'yi knze götürdü. Yüksek faizli büyük borçlar ve sıcak para, paradan para kazanma, devletten yüksek fajzle para kazanma ortamını ve geleneğini Turgut Özal yarattı ve onun zenginleri 10 yıl boyunca mılyarlarca dolara hük- metmeye ve ülke ile oynamaya başladı. Bazı aka- demisyenler ve gazeteciler de onlara çanak tut- tu." Kurdaş, ilginç bir hesap ortaya koydu. Ona gö- re önceki krizde dolara hücumda, spekülatörier Tür- kiye'nin sırtından (Hazine'den tabii) 15 milyar do- lar kâr etti. Şimdi, devlet kâğıtlarından elde ettiği kazancın yani sıra düşük kurlu dolara dönmesiyle de yine milyaharca dolar kazancın pususuna yatmış du- rumda! • •• Kurdaş, IMF'de çalıştığı günleri anımsatarak "IMF'in kalitesi çok düştü, esas görevinden sap- tı; ben şimdi orada olsam kapının önüne konulur- dum. IMF düşük dolar kuruna sesini çıkartmaya- rak aslında yeni khzlere kapı açıyor. IMF'yi ilgilen- diren tek konu var: Dış ödemelerin düzenli yapıl- masını sağlayacak düzenlemeler." IMF'nin Türkiye'yi faiz ve borç ödeme kapanı- na sıkıştırdığını belirten Kurdaş, bütçeden sade- ce yüzde 4 yatırımlara harcama yapılabildiğini, devletin kalitesinın müthiş düştüğünü, altyapının yenilenemediğini ve bütün bunlann faturasının çok büyük olacağını dile getirdi. Bugün faizlerin düşmesinı "Hazine kâğıtlanna olan büyük taleple" açıkladı ve bunu da oyun olarak ni- teledi. "Literatüre geçecek işleryapıyoruz" diyen Babacan'a da bindirdi. Sonuç: "Türkiye'nin iç ve dış borçlannda artışlar, Türkiye'nin borç ve faiz- leri kaldıramayacak durumda olduğunu gösteri- yor. " • • • Peki, neyapmalı? Kurdaş'a göre, yapılacaktek şey borç faizlerini düşürmek. Dış ülkelere olan borçlar konsolide edilebilir ve buna sıcak bakıla- bilir... Esas sorun iç borçlarda. Bu borçlann faiz- leri biraz düşürülerek ortalama yüzde 15 faizle, ör- neğın yeni bir borç senediyie borçlar üç-beş yıl öde- mesiz 15-25 yıla yayılabilir. Karariı bir hükümet bu- nu iyi anlatarak ve savunarak yapabilir ve geniş an- layış dagörür... 2 saatlık konuşmasında, özellikle düşük kurun ülkeye verdiği büyük zararlara değinen Kurdaş'a göre, dolann düşük tutulmaya devam edilmesi durumunda, daha derin ve çok boyutlu bir kriz kapıda bekliyor. "Yüksek kur felakettir" diye ya- zanlar da buna çanak tutuyor! Düşük dolar kuruyla, bu yıl adam başına düşen milli gelir 4 bin dolara, gelecek yıl da 5-6 bina sıç- ratılabilir... Tabii hepsi ve sadece kâğıt üzerinde! [email protected]. Cumhuriyet i t a 1i ı t a p 1 IRAK BATAKLIĞINDA TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİ Mustafa Balbay TVk-Amenkan ılışkılerını dennlemesıne ınceleyefi, uzun vılların 'niş çıkışlarını kıtaplaştıran oek çok 'orıhçımız araştırmaamız vazarımız var Ben ıkı ulke ilişkılennı uzun zaman dılımınde ırdelemek ,erıre sadece Irak olayı çerçevesınde ve bir yıllık zaman dılımınde yaşaranları konu ettım T &TP?- ™:™izhttt^r* Cad - No:39/41 ^ Kltap KUIUDU Tc |:( 0212) 514 01 96 F»kj:(O212) 514 01 «5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle