23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2İSAN2004CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab(g cumhuriyet.com.tr 11 İızada Rum tarafmın itirazlanna takılan BM, referandum için taraflardan yazılı taahhüt bekliyor Annan güvenceistiyor Derogasyonlarda istediği güvenceyi alamayan Trkiye'nin imza atmaya hazır oinasına karşın AB aracılığıyla Krpaz'ı isteyen Rum tarafı inzaya yanaşmadı. Brgenstock'taki görüşmeleri, taaflann imzasını alamadan ka>atan Annan, 7 Nisan'a kalar taahhüt bekliyor. hş Haberier Servisi - Kıbns'ın iki ya- kasnda referanduma sunulacak nihai met- ni nceki gece taraflara sunan Birleşmiş Miletler Genel Sekreten Kofi Annan, re- femdumla ılgili olarak garantör ülkeler- der 7 Nisan'a kadar taahhüt istiyor. I viçre'nin Bürgenstock beldesınde yü- rütüen 4 1ü görüşmeler, öncekı gece taraf- larırasında bır anlaşmaya vanlamadan sonı erdi. Annan. kendi admı taşıyan pla- nın4. versiyonuna son şeklini vererek ta- raflıra sunmuştu. Avrupa Birliği'nden de- rogısyonlann birincil hukuka dahil edil- mea yolundakı ısteğı konusunda güven- ce aamayan Türk tarafı planın son şeklin- denmemnun kalırken AB aracılığıyla Karpaz'ı da ısteyen Rum tarafı ise tatmin olmadı. Bışbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, nihai metıi ımzaya hazır olduğu yolundaki açıklama- sına karşın Rum tarafı planın referanduma su- nularağına dair güvence vermeyı reddetti. An- nan ın Bürgenstock'taki kapanış töreninde ta- rafla-dan referandum konusunda taahhüt alma- yı bckledığı, Rum Kesımi ve Yunanıstan"ın iti- razlan nedenıyle bu amacına ulaşamadığı be- lirtıhyor. Bunun üzerine görüşmeleri önceki BM Genel Sekreten Annan başkanlığında, İsviçre'nin Bürgenstock beldesınde yürütülen 4'Iü görüşmeler, önceki gece taraflar arasında bir anlaşmaya vanlamadan sona erdi (Fotoğraf: AP) lannı, Türkiye veMınanistan'm da bunu des- teklemelerini istedik. Ancak bu olmadı" dedi. Erdoğan "kazan-kazan" anlayışı için- de hareket ettıklerini anlattı. Bir gazeteci- nin. "Herkeseteşekkürettiniz, Denktaş'tan bahsetmediniz" yorumuna Erdoğan, "O zaten ailenin sahibi. Gönlümüzde ayn bir yeri var" yanıtını verdi. Erdoğan referan- duma destek verip \ermeyeceği sorusu üzerine "Biz bu yola iyi niyetle çıkük. Ne- ticeji de almak isteriz" dedı. Yunarüstan Başbakanı Kostas Karaman- Hs planın son şeklintn Rum tarafının bek- lentilerinı karşılamadığını, ancak son ka- ran Kıbnslı Rumlara bıraktığını açıkladı. Annan'ın Kıbns Özel Temsilcisi Alva- ro De Soto ise, planın. adada ayn ayn ya- pılacak referandumlardan binnde reddedil- mesi durumunda tamamen sona ereceğini kaydettı. De Soto, Kıbns planında kalıcı de- rogasyonlann bulunmadığını ve haritanın aynı kaldığını söyledi. Planın kabulüyle "Kıbnslı Türklerin uzun yıllar süren tec- ridinin sona ereceğini" söyleyen De Soto. çözümün "daha esnek mülkiyet haklan" içerdiğini belirtti, ancak aynntı vermedi. '100 bin Rum dönecek' gece geç saatlerde kapatan Annan "Burada gö- rüşmeler bitmiştir, şimdi sıra Kıbns halkında" sözlenyle planın adanın iki yakasında 24 Nı- san'da referanduma sunulacağını açıkladı. Va çözümsfizlûk ya da çözüm' Diplomatik kaynakJardan edirulen bilgıye gö- re. BM şımdi, adadaki iki taraftan. "bu planı referanduma götüreeeklerine", 3 garantör ül- keden de "bu planınreferandumagötürülme- sine onavverdikleri vereferandumlardanohım- lu sonuç çıkması durumunda plaıu, onaylan- nıası için ulusal paıiamentolanna sunacakla- nna" daır 7 Nisan'a kadar yazılı taahhüt bek- liyor. Annan kapanış töreninde "Önümüzde iki seçenek var; ya çözümsüzlük olacak ya bu çözüm olacak" dedi. Liderlerin geçmiştekı hatalan tekrarlamamalannı isteyen Annan. planın adil olduğunu, taraflann eşit ortaklık- ta bir araya geleceğıni anlattı. Bir basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, "Biz nihai metni adadaki iki tarafın ünzalama- De Soto, "Rum Kesimi'nin niçin olum- luyanıtvermesigerektiğinin" sorulması üze- nne, plan uyannca "binlerce askerin adadan aynlacağını ve 100 bin Rumun evlerine dö- nebileceğini" kaydettı. De Soto, "Rumtara- fuun beklentileri açısından da çok şey yapıl- dı" diye konuşru. Anlaşmanın. AB birincil hukuku kapsamı- na almmasına yönelik bır soru üzenne De So- to, AB Konseyinın Komisyon'a birtalepte bu- lunarak, ıçenğin yasal açıdan güvenli kılınma- sını isteyeceğinı kaydetti. vALICI DEROGASYON YOK Verheugen: AB 9 nin başansı AB KonıisYonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi, Runılar adına Türk tarafryla pazarhk yapmıştL ı AP) Dış Haberier Servisi -Av- rupa Birliği Komisyonu'nun Geruşlemeden Sorumlu üye- si Günter Verheugen, "Tür- kiye'nin Kıbns müzakerele- rinde çok yapıcı birroloyna- dığını" söyledi. AB komise- ri, derogasyonlann kalıcı ol- mamasıru, Komisyon'un ba- şansı olarak nitelendirdi. Verheugen, Avrupa Parla- mentosu'nda (AP), Türkiye raporunun tartışılması sıra- sında Kıbns müzakerelen haklunda görüşlennı açıkla- dı. "Kıbns müzakerelerinin başansız olarak nitelendirU- memesi gerektiğini" ıfade eden Verheugen. bundan son- ra taraflann sıyası liderlilde- nni iyi kullanmalan ve kamu- oylannı razı etmek için ge- reken çabayı göstermeleri gerektiğini söyledi. Verhe- ugen, Kıbns'ta her iki taraf- tan 24 Nisan'da yapılacak re- ferandumda olumlu oy kul- lanmalannı istedi. "Bu pla- nın alternanfi çözümsüzlük- tür. Çıkabilecek en dengeli plan oluştu" diyen AB yet- kihsi, "Arzu edilen, anlaş- manın önceki gün imzalan- masıydı. Şu anda ikinci seçe- neğe kaldı. Referandumda liderlerin kamuo) lannı razı etmekiçin gerekti çabayı gös- termesi gerekir" dedi. Verheugen. Birleşmiş Mil- letler'in son planında "dero- gasyonlann (istisnalar)" ka- lıcı olmamasını, AB Komis- yonu'nun başansı olarak de- ğerlendirdi. AP Türkiye raporunu habul etti Haber Merkezi - Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda dün yapılan oy- lamada, Hıristiyan Demok- rat Gnıp üyesi Hollandalı parlamenter Arie Oostiander tarafından hazırlanan Türki- ye raporu ve buna bağlı tav- siye karartasansı, 84 oya kar- şı211oylakabuledildı.AP, Türkıye'ye tam üyelik yeri- ne ayncalıklı ortaklık öne- rilmesine karşı çıktı. Parlamentodaki oylama- da, Hıristiyan demokratlann, Türkiye "nın tam üyeliğine alternatif olarak "ekonomi ve savıınma alanlannda da- hayakın işbirüği öngören ay- ncalıkh ortaklık önerilmesi" yolunda sunduğu değişiklik önergesi reddedildi. Yaptı- nm gücü bulunmayan tavsi- yekarannda, "1982dönemi- nin otoriterrejimininmührü- nü taşıyan bir ana\ asanın ko- runması" eleştirilerek yeni bir anayasa gereğinden söz ediliyor. Tavsiye karannın "Devlet Organizasyonu" ara başlıklı bölümünde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sıyasi ve sos- yal gücünün hsıtîanmasının zor, ancak kaçınılmaz bir sü- reç olduğu görüşü savıınu- luyor. Ankara hülcümetinin, sa\-unma harcamalannı par- lamenter kontrol altına taşı- masından duyulan memnu- niyetin ifade edildiği karar- da. "Bununla birlikte, Avru- pa Parlamentosu, ordunun resmi ve\"a gayri resmi etkin ağlanndan endişe duyuyor" deniliyor. Bunlara örnek ola- rak "düşüncegnıplar^OVAK gibi kurumlarv« fonlar" gös- teriliyor ve bu durumun, de- mokrasi, hukuk devleti, pa- zar organizasyonu gibi AB değerlerine tezat oluşturdu- ğu öne sürülüyor. YÖK ve RTÜK gibi kurumlann de- mokratikJeştirihnesi, bunla- ra askerlerin kaOlımına son verihnesi istenilen kararda, bürokrasıdeki zihniyetin de- ğiştirilmesi öneriliyor. Karar- da.Türkiye'nin terorizmle mücadeleye yeterli destek vermediği ifade edilirken İB- DA-C'nin AB terönstler lis- tesine alınmaması kınanıyor. KKTC lideri, belge üzerinde bir uzlaşmaya vanlmadığmı vurguladı 6 Evet denecek bir şey yok' LEFKOŞA (Cumhuriyet) - KKTC Cumhurbaşkanı Ra- ufDenktaş, Annan Plam'nda yapılan değışiklıklen tetkık et- tiğinı belırterek "şimdikiha- liyle plana 'evef denüecek bir şey gönnedjgjni" bildırdi. Denktaş makamında gaze- tecilere yaptığı açıklamada, kendisinin "evet" ya da "ha- yır" demesinin değıl, halkın karannı \ermesinin önemli olduğunu, bunun ıçın de hal- kın her şeyı bilmesı gerekti- ğini kaydetti. Türkiye ıle Yu- nanıstan ve KKTC ile Rum tarafı arasında bır uzlaşma olmadığını ifade eden Denk- taş, üzerinde uzlaşılamayan bir belgenın referanduma su- nuhnasından nasıl sonuç çı- kacağını bilmediğini söyledi. Denktaş, bir gazetecinin, "Türk teteviz- yonlannda 'Her şey oldu bitti, anlaşma ol- du' yönünde yayuıİar yapıldığınT hatırlat- ması üzerine Güney Kıbns'ta yayımlanan Cyprus Mail gazetesinin başlığına atıfta buldu ve şöyle devam etti: "Ben bu gazetenin başlığına inanıyo- nım. 'Uzlaşma ohnadı' dhor. Yunanis- tan ile Türkiye uzlaşamadı, biz Rumlaıia uzlaşmadık. Üzerinde mutabakat hasıl ol- ma\an bir belge var önümüzde ve bu bel- genin içinde de iki tarafı baş başa bırakıl- dıklannda büviik ölçüde kavga ettirecek ne gereldrse her şey var." Mal-mülk ve derogasyonlarla ilgili en- dişelerini dile getiren Denktaş planı tam olarak incelemesi gerektiğini dile getir- di. Denktaş şu ifadeleri kullandı: Rumlann insafina terk ediliyoruz' "Önemli olan, mal-mülk konusuna na- sıl bakryortar, harita bizi ne kadar perişan ediyor, göçmenler konusu ne durumda, siyasi haklanmız, eşitüğinıiz ne derece ko- runuyor, Türk garantisi ne kadar kalıcı? AçıkçaSayınProdı, 'derogasyonlann ge- Denktaş, "Türk basınında 'Her şey oldu bitti, anlaşma oldu' yönünde yaymlar yapıldığının" hatırlatılması üzerine Güney Kıbns'taki Cyprus Mail gazetesini gösterdi ve şöyle konuştu: "Ben bu gazetenin başlığına inanıyorum. 'Uzlaşma olmadı' diyor." çicı olabileceğini, kalıcı olamayacağım" söylemektedir. Bu da bizi belirli bir süre sonunda Rum çoğunhığun insafina terket- me anlamına gehyor." Denktaş, "planı tatmin edici bulup bul- madığı" sorusuna karşılık, "Haksızuk yapmak istemem, bizim he>etimizin giri- şimleriyle yapılmış olan lehimizde deği- şikükler vardjr muhakkak. Anıa sorunu- zae\et" diyebilmemiçinbütünbeige>ioku- mam \e aynı zamanda gelecek olan arka- daşlanmızla her şe>i tartışmamız gerekir. Onun için bir gün daha sabredin" dedi. Rum basını Hop halka atıldı9 diyor LEFKOŞA (Cumhumet) - Rum ba- sınının büyük bir bölümü. Bürgens- tock'taki Kıbns görüşmeleri sonrasında taraflann ortak bir merin üzerinde anla- şamadıkJanna dikkat çekerek son sözün halka bırakıldığını vurguladı. Fileleftheros gazetesı, "Söz şimdi hal- km. Başkan hiç memnun değfl" başlıklı ha- berinde, BM Genel Sekreteri Kofi An- nan'ın, "topu halka nrlatnğmı" yazdı. Po- litis gazetesi, Rum hallanı "Ya bu çözüm yadahiç" başlıklı haberiyleuyardı. Sime- rini gazetesi, "Her şe\i verip kaçolar. Er- doğan ba>ram yapıj'or" ifadesini kullan- dığı haberinde son 48 saati "dramatikpo- ker" olarak niteledi. Türkiye'nin öncelik- lerinin plana girdiğini savunan gazete, bu- nun özellikle Başbakan Recep Tayyip Er- doğan'ı çokmutlu ettığinı bildırdi. Cyprus Mail ise "Anlaşma yok... Annan topu hal- kafirlatn"başlığını kullandı. Papadopulos'a protesto Rum liderliğini hem BM'ye hem de ABD'ye boyun eğmekle suçlayan fa- natik Rum örgütleri, dün akşam adaya dönen Papadopulos 'u protestolarla kar- şıladı. Papadopulos'un lideri olduğu Rum Demokratik Parti yetkilileri de Başkanlık Sarayı önünde toplanarak planı protesto ettiler. KKTC BASINI: SON SÖZ KIBRISLILARIN Dış Haberier Servisi - KKTC basını, Isviçre'de kıran kırana pazarlıklar yaşandığını yazdı ve "Sonsözhalkm" ifadelerini kullandı. Kıbns Gazetesi, "Son Söz Halkm" başlığını kullandığı habennde, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, "Halka kılavuzluk edin". Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da "Referanduma destek vereceğiz" sözlerine yer verdi. Hahcın Sesi Gazetesi, Erdoğan'ın, "Tezlerimizi başanyla savunduk" sözlerini başlığuıa çekerken Yeni Düzen Gazetesi "Bu Iş Tamam" başlığını kullandı. Vatan Gazetesi "VeKararrJdHalkm", Kıbns Cumhuriyet "Son SözİkiHalkm".'Afrıka gazetesi ise "Türk Tarafi Evet Rum Tarafi Hayır" ifadeleriyle haberlerini duyurdular. Kıbnslı Gazetesi, "Büyük Başan!" başlıklı haberinde, "Rumlann 1 Nisan EOKA günü zehir oldu" ifadesine yer verdi. YUNAN BASINI: BOY CÖSTERDİK MURATÎLEM ATİNA - Yunanistan basını, Bürgenstock'taki görüşmelerde Yunan hükümetinin son Annan Planı'nı kabul etmemesini överken "Gittik, bov gösterdik, geldik" yorumunu yaptı. "Geüşmeler Türk tarafinm çıkanna olmuştur" görüşünü yansıtan gazeteler Rum tarafınca çok önemli sayılan 12 istemin, BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından reddedildiğıni vurguladılar. Elefteros Tipos, Başbakan Kostas Karamanlis'in "Yunan diplomasisinin saygısını kurtardığuu" belirtirken Annan'ın planını "tuzak" olarak değerlendirdi. Ta Nea ise Rum kesiminden "hayır" oyu çıkacağını öne sürdü. Niki gazetesi görüşme sonuçlannı "Tarihi hajır". Adesme\1os Tüpos, "Boy gösterdik, geldik" başlıklan ile duyurdular. BIÇAKSIRTI EROL MAIVtSALI Borsa Çıkarken Tiipkiye Nasıl Batar? - "Kıbns görüşmelerinde Brüksel ve VVashing- ton memnun, borsa fırladı, rekora gidiyor" haber- leri ortalığı kaplamış. Kıbns satılıyor ve aynı anda borsa rekora gidiyor, ilginç "örtüşme"; daha doğ- rusu "tersinekorretasyon"demekuygun düşüyor. - Nasılsa, aynı şeyi 6 Mart 1995'te gümrük birli- ği ile AB'ye (ve Batı kapitalizmine) tek yanlı bağla- nırken de rekorlan görmüştük. Türkiye sömürge- leşirken borsa yükseliyordu. - Yine ne tesadüftür ki Aralık 1999'da Helsinki do- ruğunda Türkiye için, Kıbns-Ege koşulu, "sahte adaylık" statüsü getirilirken de rekorlar konuşuldu. - Buna karşılık geçen yıl Irak tezkeresi reddedi- lince borsa düşmüştü. Kıbrıs, Ege verilirken bizim borsa yükseliyor; ABD'nin ve AB'nin talepleri yerine getirilirken bor- sada iyi gelişmeler oluyor. Hatta bızım pamuk, mı- sır, tütün, pancar, çay üreticisini iflas ettiren kanun- lar Meclis'ten geçerken borsa yine yükseliyordu. öte yandan IMF'nin işçiyi, memuru, köylüyü ezen talepleri karşılanırken borsa çıkıyordu. Affedersi- niz ama bizim borsa gerçekten Türk halkına yarar sağlayan bir kurum olabilır mi? Türkiye'nin ulusal çıkarian yerle bir edilirken köy- lü, işçi, memur ve ulusal sanayici geriletilirken bor- sa ileriye gidiyor. Bu işte bir terslik var, bu borsa bizim borsamız olamaz. Sıralayalım: - Kıbrıs, Annan Planı marifetıyle AB'ye (ve Yuna- nistan'a) teslim edilirken borsa yükseliyor. - Dış ticaret açığımız hızla büyürken, dış borcu- muz hızla artarken borsada yine yükselme görü- lüyor. - Çokuluslu şirketler Türkiye pazarını ele geçirir- ken borsada yine "hayırlı" gelişmelerin olduğu or- taya çıkıyor. Hayrının kime dokunduğunu iyi gör- mek gerekir. O zaman bu borsanın bizim değil, Türkiye üze- rinde hesaplarını yürüten Batı kapitalizminin bor- sası olduğu sonucu çıkmaz mı? Kimin borsası bu? Türk halkı siyasi, iktisadi, kültürel olarak kaybe- derken "iyiye giden" borsa kesinlıkle bizim borsa- mız olamaz. Bizim ıçimizde, Batı kapitalizminin, onlann dev şirketlennin ve sıyası merkezlerinın bir borsası haline gelmış olmuyor mu? Bunun en çarpıcı örneğini Annan Planı dolayı- sıyla yaşadık. - KKTC'de, Türkiye tarafında değil de "Rumla- nn, AB'nin ve ABD'nin yanında duranlar" ileriedik- çe borsa da yükseliyordu. - Karen Fogg'un, Verheugen'in, VVeston'un hakaret ve dayatmalarına Ankara sessız kaldıkça borsa iyiye gidiyordu. - ABD'nin ve AB'nin mısır, tütün, şeker, sigarate- kellerinin Türk köylüsünü ezen yeni düzenlemele- ri Meclis'ten geçtikçe borsa düzeliyordu. - Kırk yılda bir, "tezkereyi" reddederek ulusal çı- karlarımızı koruduğumuz gün ise borsa düşüyordu. Soruyorum sıze, bu borsa bizim borsamız ola- bilir mi? Başımıza felaketler getırıldikçe yükselen bir borsa, arada iyi bir şeyler yaptığımız zaman ise düşen bir borsa, nasıl bizim olabilır? Dtşartdaki Türkiye ve borsa Bunun sebebı çok açık ve basittir. Türkiye Batı ka- pitalizminin ıçıne alınmamış, özellikle itilmiştır. Kapi- talist düzenin "kaybedenlertarafına" oturtulmuştur. Bu nedenle Brüksel, VVashington kazandıkça, Batı kapitalizminin çokuluslu tekelleri Türkiye pa- zarını denetimleri altına aldıkça borsamız da yük- selmektedir. Çünkü borsamız, Batı kapitalizminin Türkiye'deki uzantısı olarak algılanmaktadır. Batı'dakı ülkeler ve onlann şirketleri kazandıkça borsa da yükselmektedir: Batı'nın yalnız iktisadi de- ğil siyasi, askerı ve kültürel talepleri yerine getiril- dikçe borsa da coşmaktadır. AB ve ABD'de büyük şirketler kazanırken ülke ekonomisi deyükselir: Frankfurt, Londra, New York borsaları yükselirken ekonomıleri de kazanır. Çün- kü mikro gelişmeler ile makro gelişmeler arasında hem örtüşme hem de tamamlaşma (dışsallıklar) vardır. (*) Buna karşılık Türkiye ve benzerlerinde bu örtüş- me yoktur. Dışa bağımlı holdingler kazanırken ül- ke kaybeder; borsa yükselirken çiftçi, işçi, memur, ulusal sanayi zarara uğrar. Çünkü Türkiye gibi ül- keler, şirketleri ve yönetimleri ile dışa tek yanlı bağ- lanmışlardır. Sorunlanmızaçözüm ararken "ulusallığın"niçin bu kadar önemli olduğunu bu çerçeve içinde de- ğerlendirmek gerekir. Kıbns verilirken borsanın yükselmesinin ardında- ki "keramet" bundan kaynaklanıyor; bu net birger- çektir, tabii görmek isteyenler için... (*) Dünyada ve Türkiye'de Büyük Sermaye, Der Yayınlan, 2003. www.istanbul.edu.trAıktisat/emanisali BATI BASININDA İSVÎÇRE 'Türk tarafı hevesli' Dış Haberier Servisi - Kıbns konusunda "çö- züm istemeyen taraf" imajını değiştirmek is- teyen AKP hükümeti, Isviçre'deki görüşme- lerle bu hedefine ulaş- mış görünüyor. Uluslararası basın bu kez Rumlan "hevessizve inatçt", Türkleri ise "çö- züm için basüran taraf" olarak gösterdi. ABD'nin Washington Post gazete- si, Rum tarafının, "daha inatçı bir tutumda oldu- ğunu" kaydetti. New York Times, Atına'nın bir anlaşmanın mümkün olmadığını söylemesine karşın yine referandum- lann düzenleneceğini be- lirtmesinin, Annan'ın ça- balannın tamamen çök- mesini engellediğini sa- . CNN tele\izyonu ise Rum-Yunan tarafinın, plana ilişkin Türk tarafı- na oranla "daha az be- vesü" olduğunu belirtti. Ingiliz Guardian ga- zetesıne göre son An- nan Planı Türkiye'de se- vinç, Yunanistan'da ise buruklulda karşılandı. Fransız Lıberation ga- zetesi, plana en çok Rum halkının karşı olduğunu ve Rum kilisesinin, hal- b "havTr" demeye çağır- dığuıı belirtti. Ispanya'nm El Mun- do gazetesi de "Rum halkı büyük çoğunlukla planı reddederken Türk toplumu daha da heves- li" dedı. ABC gazetesi de "Bu planı sadece Türkler begeniyor" ifa- desini kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle