Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2004 CUMARTESİ
HABERLER
CHP iktidan tarafından 17 Nisan 1940'ta kurulan enstitüler, 1954'te Anadolu'nun aydmlanmasından rahatsız olan birtakım çevrelerin karalama kampanyası sonucu kapatıldı.
Köy yaşamına eğitimi, sanatı, sporu ve tanm tekniklerini götüren Köy Enstitüleri 64 yaşında
Anadolu'yu aydınlatanlartstanbul Haber Servisi - Köyler-
de yaşayan ve nüfusun yüzde 8O'ini
oluşturan halkın üretime dönük eği-
timini sağlamak amacıyla kurulan
Köy Enstitüleri'nin bugün 64. ku-
ruluş yıldönümü.
17 Nisan 1940"ta çıkanlan yasay-
la CHP iktidan tarafından kurulan
enstitüler, 1954'te Anadolu'nun
aydınlanmasını istemeyen bazı çev-
relerin karalama kampanyası so-
nucu kapatıldı.
Köy yaşamına eğitimin dışında
sanat, spor. tanm teknikleri gibi
birçok yeni bilgiyi de götüren ens-
titülerin bıraktığı boşluk aradan ge-
çen yıllara karşın doldurulamıyor.
İLK GİRİŞİM
Köy Enstitüleri"nın kurulması
için ilk gınşım Tanm ve Milli Eği-
tim bakanlıklannın işbirliğiyle uy-
gulamalı tanm okullannın açılma-
sına karar verilmesiyle gerçekleş-
ti. Bu amaçla kurulan karma komis-
yon, 1936'da okullar için 40 yer
tespit etti, ancak Tanm Bakanlı-
ğı'nın araç-gereç temin etmemesi
üzerine projeye başlanamadı. Bu-
nun üzerine Milli Eğitim Bakanlı-
ğı, 1936 yılında askerlikte çavuş
ve onbaşılık yapmış olanlann kurs-
larla eğitmen olarak yetıştırilmesi-
ni öngören bir proje başlattı.
Ertesi yıl göreve başlayan eğit-
menJere Milli Eğitim Bakanlığı'nca
toprak, tanm araç-gereçleri, tohum-
luk, fıdansağlandı. 1937 yılında bu
eğitmenlerin köye bağlanmalan ve
üretıci olmalannı özendirici ön-
lemleralındı. Aynı yıl Izmir. Eski-
şehir ve Kastamonu'da birer öğret-
men okulu açıldı. Milli Eğitim Ba-
kanı Saffet Ankan zamanında baş-
latılan bu uygulama, Türk aydın-
lanmasının önemli ismi HasanÂli
YüceT in 1938 'de bakan olmasından
sonra daha da geliştirildi.
İSMAİL HAKKI TONGUÇ
Yücel'ın göre-ı, lendirdiği İsmail
Hakkı Tonguç ise projeyi köy ya-
şamına sanat, spor. modern tanm
teknikleri gıbi birçok yeni bilgiyi
de gerirecek şekilde hazırladı. Pro-
jenin Tonguç'un hazırladığı şek-
liyle kabul edılmesi üzenne 1940'ta
3803 sayıh "Köy Enstitüleri Kanu-
nu" çıkanlarak enstıtülenn kurul-
masına başlandı.
Tonguç, enstıtülerin yönetimi ile
de görevlendınldı. Hemen ardından
da 1942'de 42 74 sayıh "KöyOkuJ-
lan ve Enstitüleri Teşkilat Kanu-
nu" kabul edildi.
Köy Enstitülen'nın yerleri sap-
tanırken çevre köy okullannın ya-
pılmasına ve gelişmesine katkıda
bulunulması göz önünde tutularak
21 yerde enstitüler kurulmaya baş-
landı. Enstitülerde okutulacak ders-
lerin yüzde 50'si kültür dersleri,
yüzde 25'i tanmla ilgili dersler,
yüzde 25'i de teknik derslerdi.
1943 'te Köy Enstitüleri'ne öğret-
) Köy Enstitüleri'nin
yerleri saptanırken çevre
köy okullannın
yapılmasına ve
gelişmesine katkıda
bulunulması göz önünde
tutularak 21 yerde
enstitüler kurulmaya
başlandı. Derslerin yüzde
50'si kültür, yüzde 25'i
tanm. yüzde 25'i de
teknik derslerdi...
Köy Enstitüleri'nin kuruldujj
r
.KIRLARELl
VıKepırtepeı
Golkoyi
O
©SAKARYA
Anfıyej
ÇSAMSUN
lAkpınari
oBALIKESJR
(Savaştepet
O İZMİR
(Kızılçulluj
O
AYDtN
(Ortato'afj
Q
ESKİŞEHİR
Çıfteten
ANKARA
IHasanoğtanl
O
ISPARTA
(Gonen)
O
KONYA
(tvnz)
ÛANTALYA
O
KAYSERİ
ıPazarofenı
O
ADANA
(Duaçıl
O
SIVAS
(Yıldızelıı
O
MALATYA
(Akçadag)
O
TRABZON
BeşiKauzu
KARS
'Cılavuzl
O
oERZURUM
Pulunl
O
DİYARBAKIR
iDıcle)
O
VAN
lEnşi
Köylünün bayramı
KADRİGÜLHAN ADD Genel Merkez Üyesi
Ülkemizde yüzyıllardır dini ve ulusal bay-
ramlar kutlanagelmiştir.
Asırlardır karanlıkta bırakılmış, hor görül-
müş, ezilmiş, vergide, askerlikte, harpte öne sü-
rülmüş, şehit olmuş, gazi olmuş Türk köylüsü-
nün kendine has bayramı ve günü olma-
mıştır. Büyük devlet ada-
mı tsmet İnönü, Türk
köylüsünün yazgı-
sı böyle olmama-
lıdiyebiravuç
hümanist ve
yurtsever
insanla bu
kara yaz-
gıyıboza-
cak uğraşa ,
girişmiştir. \
Nüfusumu-
zun yüzde 70'i
köylü olan Türkı-
ye'yi köyden kalkın-
dıracak aydınlık yolu bul-
muşlardır.
Bu yol, Ismet Inö-
nü'nün büyük desteği ile
1940yılı"17Nisan'
;
gü-
nünde Köy Enstitüleri
kurularak aşılmıştır.
Kurulan Köy Enstitü-
lerine, köyden zeki köy
çocuklan alınmış, 5 yıl
"Iş içinde eğhHerek" tek-
rar köylerine öğretmen, sağlıkçı olarak dönmüş-
lerdir. Karanlık olan okumasız, yazmasız köy-
ler aydınlanmaya başlamışlardı.
Ülke kalkınmasının ve çağa ulaşmanın yolu
köyden başlayacaktı. Ülke nüfiısunun üçte iki-
si köylerde yaşıyordu. Ilk önce eğitmen sonra
öğretmen, sağlıkçı, ebe, hemşire, köy hekimi, ta-
nmcı, sanatçı ve idareci yetiştirecekti bu güze-
lim kuruluşlar. Ülkenin dört bir yanında ışık
vermeye başlamışlardı.
1950 yılından sonra Demokrat Parti'nin yıkı-
cıhğına uğramış, bu güzelim aydınlığa açüan yol
kapatılmış, aydınlanma ateşimizin büyük alevi
söndürülerek 1954 yılında Köy Enstitüleri ka-
patılmıştır. 17 Nisan Köylü Bayra-
mı'nagelince...
Köy Enstitülerinin
kuruluş gününü
yediyıldır köy-
lerde köylü-
lerle kutla-
maktayız.
Izmir
Bornova,
Kemalpa-
şa ilçeleri
Atatürkçü
Düşünce
Derneği şube-
lerince binlerce
Köy Enstitülü ve se-
venJeriyle köyde köy-
lülerle kutlamaya baş-
ladık.
Köylüler köyün bay-
ramı olarak inanıp coş-
lcu seli içinde pişirdik-
leri bulgur pilavı, ay-
ran ve köy ekmekleriy-
le şölene katılıp, katı-
• Türk aydınlanmasımn önemli
ismi Hasan Âli Yücel'in 1938'de
bakan olmasından sonra daha da
geliştirilen Köy Enstitüleri projesi,
İsmail Hakkı Tonguç'la birlikte
iyice zenginleştirildi. lımcdarla yiyip içip, gü-
le oynaya doyasıya mut-
lu olmaktadırlar. Bu yıl yine 17 Nisan Köy Ens-
titüleri kuruluş gününü Atatürkçü düşünce der-
nekJeriyle köyde kutlayacağımız sevinci içinde
îzmir Bornova, Kemalpaşa Atatürkçü Düşünce
Derneği yöneticilerine Köy Enstitülü "sağjıkçı''
olarak teşekkür ediyor, köyün, köylünün 17 Ni-
san Bayramı'nı kutluyorum.
Enstitüler
kapattlmamış
olsaydu..
HASAN TOPSAKAL
23 Nisan İlkokulu Emekli Öğretmeni
Ülkemizin genel nüftısu 1939-1940 yıllann-
da 17 milyon 771 bin 999'dur. Bu durum kar-
şısında okullaşmadaki öğrenci. öğretmen, fa-
külte ve yükseköğretimdeki genel duruma bir
bakalım. Cumhunyetimizin 15. yılı eğitim fa-
aliyeti aşağıdaki tabloda görülmektedir:
Okul
Ögretmen
Öğrenci
Ilkokul
10.596
20.564
955.957
Ortaokul
233
3.867
95.332
Lise
82
1.544
26.255
Meslek O.
103
1J55
1<U1O
Cumhuriyet dönemindeki yükseköğretim du-
rumu ise aşağıdaki gibidir:
Fakülte ve vüksekokul savısı
Öğretim üveleri savısı
Öğrenci savısı
Mezun olan öğrenci
19
1.013
12.130
1.554
men yetiştirmek amacıyla Yüksek
Köy Ensritüsü açıldı.
KAPATILMA
1946'da girilen çok partili rejim-
de Köy Enstitüleri önce pasifplan-
da ve dolaylı olarak zamanın ikti-
dan aleyhıne tartışma konusu ya-
pıldı. Bu kurumlar kanunla yasak-
lanmış ideolojik bir teşkilat, ahlak
kurallanna ve geleneklerine aykı-
n davramşlann merkezi olmakla
suçlandı. Demokrat Parti (DP), Köy
Enstitüleri'ni karalayan, iftira atan
söylemler geliştirdiğinde, iktidar-
daki CHP, bu kurumlara veterince
sahip çıkamadı. 1950'deTevfikÜe-
ri Milli Eğitim Bakanı olduğu sı-
rada önce Köy Enstitüleri'ndeki
karma eğitim sistemine son vere-
rek kız öğrenciler ikı enstitüde top-
landı. Reşat Şemsettin Sirer" in Mil-
li Eğitim Bakanı olduğu 1954 yılın-
da ise bütün enstitüler kapatıldı.
1939-1940 yıllanndaki okuma yazma duru-
munu da incelediğımiz zaman, genel nüfiıs sa-
yımı oranına göre, okuma yazma oranının çok
düşük olduğunu göreceğiz.
Eğitim-öğretimde ileri gitmiş dünya ülkele-
ri seviyesine yetişmek için Cumhurbaşkanı Is-
met Inönü'yü ve Milli Eğitim Bakanı Hasan
Âli Yücel'i yeni arayışlar için çalışma yapma-
lanna mecburbırakmıştır. Bu sebeple Köy Ens-
titüleri fikri ortaya atılmış ve TBMM'ce 17 Ni-
san 1940'ta kanun kabul edilerek yürürlüğe
girmiştir.
Köy Enstitülennın başanlı çalışmalan toprak
ağalannı, para babalannı ve bazı çevreleri ra-
hatsız ediyordu. Halkımızın aydmlanmasından
korkuyorlardı. Köy Enstitüleri 27 Ocak 1954'te
Demokrat Parti tarafından kapatılmıştır.
Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı:
• Ulkemizdeki bilim ve teknoloji bugünkü-
nün iki katına çıkardı.
• Sanayi, ticaret. ihracat ve ithalat bakı-
mından Avrupa ülkeleri se% iyesine ulaşırdık.
• Tanmsal kalkınma gerçekleşmiş olsaydı,
tohumluk buğdayı dışandan almazdık.
t/ İnsanlanmız işsizlik dramı yaşamazdı.
• Ülkemizi yönetenler seçme seçilme uğ-
runa devlet ve özel bankalan batıranlan ceza-
landınrdı.
• Özelleştırme adı altında TEKEL, TÜP-
RAŞ, Telekom gibi altın yumurtlayan müesse-
seler ölü fıyatına satışa çıkartılmazdı.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Köy Ensti-
tülerinin Türk milli eğitımınde ve dünya eği-
tim konjonktüründe eğitim modeli olarak adın-
dan söz ettireceğine inanıyorum.
Tüm Köy Enstitüleri'nin kuruluşunda eme-
ği geçen ve yaşayıp yaşatılmasında yardımcı
olanlan rahmet, minnet ve şükranla anıyor, say-
gılanmı sunuyorum.
ACI KAYIP
Herkesin sevgilisi, gurur kaynağımız,
bilim adamı
Dr.
HALDUN
DİRESKENELİ'yi
(47)
ABD'de (NASA) kaybetmenin dayanılmaz acısmı yaşıyoruz.
Naaşı 18.04.2004 Pazar günü(yann)
Erenköy Galippaşa Camii'nden (öğle namazını müteakip) kaldınlacaktır.
DİRESKENELİ ve TOKER AİLELERİ
Çelenk gönderilmemesi, isteyenlerin Türk Eğitim Vakfi'na
bağışta bulunmalan nca olunur.
VEFAT
Baromuz üyelerinden
Avukat
YILMAZ YECİN
vefat etmiş olup, cenazesi
16.04.2004 Cuma günü Bostanlı
Beşikçioğlu Camii'nden defnedilmiştir.
Ailesine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz.
İZMİR BAROSU BAŞKANLIĞI
VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI
Makina Mühendisleri Odası
Istanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı
TEVFİKPEKER'inbabası
AYDOCAN PEKER
vefat etmiştir.
Başkanımıza ve ailesine başsağlığı diliyoruz.
TMMOB MMO İSTANBUL ŞUBESİ YÖNETİM
KURULU VE ÇALIŞANLARI
Askeri kimlık kartımı yitirdim.
Geçersızdir.
TOPAL
Askeri kimliğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
g NİHANÖZCAN
VEFAT
Canımız Küçükanneannemiz
NACİYE ZİL'İ
kaybettik.
Tanrıdan rahmet, sevenlerine başsağlığı dileriz.
Doğa - Evren ŞAHİN
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Yüreğimdeki Kıbms...
Bu sütunda Kıbns üzerine üç yazım yayımlanmış: "Kıb-
rıs Gerçeğinin Fotoğrafı" (Ağustos 1996), "Kıbnslılık"
(Ağustos 1997), "Kıbns'ta Sıcak Günler" (Temmuz
2000). Bu yazıyı tasarlarken onlan gözden geçirdim. So-
nuncu yazının giriş paragrafında şu cümleler yer alıyor:
"Rumluk, Türklük ve Akdeniz, Kıbns'ın kendine öz-
gü dokusunu oluşturur. Bu bir büyüdür. Tadını almış-
sanız tiryakisi olursunuz... Göz alabildiğine uzayan,
susuz, kıraç topraklarıyla, dağ dizileriyle, tuzlu ve son-
suz Akdeniz'iyle ve unutulmaz yaz geceleriyle Kıbns,
sizi düşlerinizde de izleyecektir... Güneyiyle ve Kuze-
yiyle... Evet. Çünkü bu, yapay bir aynmdır. Kıbns bir
bütündür. Siyaset, yapay sınırlar çizebilir. Asıl sınıria-
rı beliheyen kültürdür. Kıbns, Türk ve Rum kültürünün
bir Akdenizlilik aşısıyla birbirinin içinde eridiği, bütûn-
leştiği, sınırsızlaştığı yerdir..."
Yukandakisözler, "yüreğimdekiKıbns"\n\an\m\d\r...
• • •
Kıbrıs'la ilk ve gerçek anlamda tanışmamın 1970
başlannda, Moskova Devlet Üniversitesi'ndeki stajyer
öğrencilik dönemimde olduğunu önceki yazılanmda
da belirtmiştim. Orada, üniversite kampusunda tanı-
şıp dost olduğumuz Kıbnslı Türk arkadaşlanmın, Be-
kir, Şener, Doğan ya da Soysal'ın, tıpkı Kıbns gibi, yü-
reğimde her zaman özel bir yerleri vardır... Bu, Kıbns-
lı Rum arkadaşlar için de böyledir... 1974'te, Türkiye'ye
dönmek üzere Moskova'dan Paris'e geldiğimde, ora-
da karşılaştığımız Kıbnslı Rum arkadaşlardan Tasos An-
gelikos'la, ortak bir kederi paylaşmıştık. Darbe ve mü-
dahale sonrasındaki Kıbrıs'ın, belki artık hiçbir zaman,
hayallerimizdeki banş ve dostluk adası olamayacağı-
nın kederi...
• • •
Bu "hayal"\, sözünü ettiğim yazılanmdan birinde, "Kıb-
nslılık"ta, şöyle dile getirmişim: "196O'lı yıllarda bizim
kuşak için Kıbns bir umut adasıydı. Gerçi bir din ada-
mının devlet başkanı olması biraz yadırgatıcıydı, ama
başta AKEL olmak üzere sol partilerin yüksek oy ora-
nına sahip olduğu bu küçük Akdeniz ülkesiniyakın ge-
leceğin mutlu birsosyalistülkesi, aynızamanda da Türk
ve Rum halklan, Türkiye ve Yunanistan arasında birkar-
deşlik köprüsü olarak görüyorduk... Makarios'un gü-
ven uyandırmayan kişiliğine ve Yunanistan 'dakialbay-
lar cuntası sonrasında Ada 'da gerginleşen siyasal or-
tama rağmen Kıbns 'taki faşist darbeye ve onu izleyen
Türkiye müdahalesine kadar bu umutlanmız sürdü.
Sonra Ada fiilen ikiye bölündü ve bugünlere gelindi."
• • •
1974 müdahalesi, Kıbns'ın Rum kesimi ya da Yuna-
nistan işin bu yönünden hiç söz etmiyor olsa da, EO-
KA'cı faşist darbeyi girişim aşamasında ezerek Ada'da
bir Türk ve bunun yanı sıra da (AKEL üye ve yandaş-
lan başta olmak üzere) bir solcu Rum katliamına engel
oldu...
Albaylar cuntasının devrilmesini sağlayarak da Yu-
nanistan'da demokrasiye hayrı dokundu...
Kıbns Rum kesimi ya da Yunanistan'da bunlardan
söz edilmesi belli ki hoşa gitmiyor...
Çünkü büyük olasılıkla, kurtulamadıklan şovence bir
duygu ve onur kınklığıyla, bunu Anadolu içlerindeki ye-
nilgiden sonra "7ürfc"lere karşı ikinci bir yenilgi olarak
algılıyorlar...
Ve öyle sanıyorum ki, bugünkü çözümsüzlüğün baş-
lıca nedenlerinden biri de, belki sıradan halkın değil,
fakat Yunanistanlı ya da Kıbnslı Rum aydınının kişili-
ğinde iz bırakmış olan, solcusunun da kendini kolay-
ca anndıramadığı bu "türkofobi"d\r...
Batılının bilinçaltında yer etmiş bu Türk düşmanlığı
ya da korkusu, Avrupa Birliği konusunda da karşımız-
daki başlıcaengeldir...
• • •
74 müdahalesi, kendisine yakıştırılan ad ne olursa ol-
sun, sonuçta bir savaştı ve acı sonuçlan olması da ka-
çınılmazdı. Fakat hiç kuşkusuz, Türkiye hükümetleri,
müdahale sonrasındaki süreçlerde Kıbns konusunda
doğru politikalar uygulayarak Kıbns sorununun ve Kıb-
nslı Türk'ün, adım adım, bugünkü çıkmaza, çözümsüz-
lüğe sürüklenmesine engel olabilirlerdi...
Bunun neden yapılmamış olduğunu şu anda tartış-
manın anlamı yok. Bugün tartışılan, haklı olarak, Tür-
kiye'ye ve Kıbnslı Türk'e sözcüğün tam anlamıyla "da-
yatılmış" olan çözüm planının gerçek bir çözüm planı
olup olmadığıdır...
Gelinen noktada, söz konusu planın en katı yandaş-
lan bile başlangıçtaki heyecanlannı yitirmiş görünü-
yor...
• • •
24 Nisan'da Kıbns Rum kesiminden büyük çoğun-
lukla olumsuz oy çıkacağı hemen hemen kesinleşti.
Bu sonuç Rum kesimindeki ikircim ve içtenliksizli-
ğin, olası sonuçlan ise Batı'nın ikiyüzlülüğünün kanıt-
lan olarak Türkiye dış politikasına yeni açılımlar, yeni
atak yapma olanaklan kazandırabilir...
Fakat, teslimiyetçi ve cahilce pazarlıkçı yöntemleri
medyadaki yandaşlarınca başanlı dış politika gibi gös-
teriliyor olsa da, bugünkü siyasal erkin bu olanaklan gö-
rüp değerlendirebilecek bir çapa sahip olmadığı çok
açık.
"Kıbnslılık" başlıklı yazımın son paragrafıyla, bir baş-
ka deyişle "yüreğimdeki Kıbns "la bitirmek istiyonjm bu
Cumartesi yazısını da:
"Kıbns sorununu nasıl bir çözüm bekliyor? Bunu bil-
miyorum. Fakat eğerbu çözüme, orada bir küçük Yu-
nanistan ve daha da küçük bir Türkiye yaratılarak, bir
başka deyişle Kıbnslılıkyok edilerek ulaşılacaksa, böy-
le bir sonuç Türkiye için de Yunanistan için de kazanç
değil, utanç verici, giderilmesi olanaksız bir kayıp
olacaktır..."
ataol b@ cumhuriyet.com.tr.
Faks:(0212)513 85 95
ANKARA ASLİYE 12. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003 846
Davacı Sadık Demır vekili tarafından davalılar aleyhine
açılan alacak davasının yapılan yargılamasında \erilen ara
karar gereğince;
Davalılardan .\hmet Özyazıcı'ya çıkartılan tebligat bila
teblığ iade edilmiş. zabıta tahkikatından da adresi meçhul
bulunduğundan dava dılekçesının ve duruşma gününün
ilanen tebliğine karar verilmiş olup bu dava ile ilgili ibraz
etmek istedığınız belgelerin duruşmanın bırakıldığı
29.04.2004 günü saat 09 20'de göndermeniz \eya bir ve-
kil tarafından kendinizı temsil ettirmenız, bir vekıl tara-
fından temsıl ettirmediğiniz takdirde 1201 sayıh TY.'nin
28. 29. ve devamı maddelerı ile HUMK. nun 213., 377.
maddeleri gereğınce yargılamanın yokluğunuzda yapıla-
cağı ve hüküm verılecegi dava dilekçesi \e duruşma günü
yerine kaım olmak üzere ilanen duvurulur.
Basın: 17127