19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2004 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Ibhaf Seferberlik HAYRET kı, ne hayret: Güney Kıbns Rumlannın çıkarları- nı kollamak ıçın Türkiye'de ve dünyada müthiş bir kampan- ya başlatıldı. 0 Türkiye ki, yarım yüzyıldır, basınıyla, partileriyle, "Kıbns Türk'tür, Türkkalacaktır"diye bağırmaktan sesi kısılmış hal- kıyla, Rum saldırganlığını, kınciliğini, hunharlığını yazarak ve söyleyerek bugünlere geimiştir. 0 dünya ki, 1963'le 1974 arası Kıbns Türklerine uygula- nan soykırım polıtikalarına seyırci kaldığı için asla affedilme- melidir. 0 Güney Kıbns ki, daha geçen yıl, Yunanistan'la biriikte, Anadolu Rumlannın "1922 soykınmı "ndan geçirişlerini lanet- lemek ve bu ulusal lanetleyişi her 14 Eylül'de tekrarlamak için bir yasa çıkartmıştır. Şimdı, hep birden, Güney Kıbrıs'a seslenerek "Amman, sakın ha, Annan Planı'nı reddetmeyin; yoksa 'evet' diyen KKTC tanınacak, ambargolar kalkacak, AB 'yle başınız der- de girecek" kampanyasında yan yanadırlar. Kampanyanın Türkiye faslı "suret-i hak"tan göriinerek yü- rütülüyor. Kıbns Türklerinin "evet"i çantada keklik sayıldığı için, on- lara dönüp "Evet denildiğinde şu tehlikeler de vardır" diyen yok. Tam tersıne, Rumlar 'hayır' dese bile 'evef' diyecekTürk- lerin neler kazanacağı ballandıra ballandıra anlatılarak Ku- zey üzerinden Güney'e korku mesajlan iletiliyor. Istanbul'un bütün Avrupacılart ve Ikıncı Cumhuriyetçiler tam kadro se- ferber: Efendim, KKTC'yı tanımak üzere, başta Azerbaycan, bütün dostlar sıradaymış, Amerika Güvenlik Konseyı'nı et- kileyip "tanımayın" ve "yardımcı olmayın" kararlannı kaldır- tacakmış, ambargoların sona ermesi gün meselesiymiş. Başka zaman tanınma ve ambargolar konulannda kılını kı- pırdatmayan hükümet bile, şimdi, sanki o işlere kalkışmak için kolları sıvamış görünüyor. Yok mu ya, Güney Kıbns'a bir yandan gözdağı verilip bir yandan da göz kırpılarak "Oyun bozanlık etmeyin de 'evet' deyin" mesajı gönderilmekte. Davos'ta Amerika'ya ve Av- rupa'ya verilen sozler suya düşerse, n'aparız? Dışta ıse HerrVerheugen'in bile Nemrut suratında Türk- lere bakarken güller açıyor, Rumlara dönerken şimşek- lerçakıyor. Çünku, yıllardır Bırieşmiş Mılletler'in, Avrupayar- gıçlarının ve dünya jandarması ABD'nin işbirliğiyle hazıria- nan "Kıbns 'ı Türkiye 'den koparma" kumpasını huysuz Rum- lar bozmakta. Üstelik, plan bozulmakla kalmayacak, uluslararası hukuk çiğnenerek gelınen şu noktada Batı'nın ikiyüzlülüğü tüm iğ- rençlığıyle ortaya çıkacak, Avrupa bile bile ıçine aldığı yanm ve sakat bir Kıbns belasıyla baş başa kalacak. Aslına bakarsanız, bu oyunun çöküşü, Türkiye için, böy- le bir perışan manzara karşısında keyif çatma ve bütün is- tediklerini yaptırtma zamanıdır. Baş eğmeyı degıl, burun sürtmeyı bilenlerin yönettiği bir Türkiye için, tabii. Cumhuriyet Eğitimine Hançer... Eğitim dizgemiz. biri usu, öbürü inancı yol gösterici kabul edenler olmak üzere iki tip insan iiretiyor. Tebliğ, irşat, münkir, cihat, şeriat, darülharb sözcükleriyle koşullanmış olanlar iktidardalar. Öğrendik- lerini egemen kılmakta kararlılar. Eğitimin bilimselliğı, ulusallığı, laikliği onlan ilgilendirmiyor. İnsanlanmız tedirgin. Dinginlik görüntüsü aldatıcı. Toplum gebe... BahattinFIRTINAfğ B alkan ve Bi- rincı Dünya savaşların- dankalanar- tıklanyla Kurtuluş Savaşı'nı utku- ya dönüştüren köylüye ilk kez elini uzatıyordu genç Cumhuriyet. Ereğı heye- can venciydi. Kırk bin köy okula kavuşturulacaktı. Nüfusun yüzde 80'ini oluşturuyordu köylümüz \ e yüzde 83' ü okuma yaz- tna bılrruyordu. Düşünce yapısıyla ortaçağı, yaşam ve üretim bıçimıyle. yer yer Hitit dönemını yaşı- yordu. 0 yıllarda ne doya- biliyor ne giyinebiliyor- duk. Köyler ören yeri gi- biydi. Köylü abasız ve ça- nksızdı. İnsan ve hayvan gücüyle üretim yapabılı- yordu. Ülkede altyapı ye- nice oluşuyordu. Toplum- sal kalkınma aracı olarak eğıtimi kullanmaktan baş- ka umar yoktu. Köylü içın- den canlandınlacâk, köri- nanlardan anndırılacak, doğaya egemen olacak, gelın vükselecektı. "Biösiz vebedavaçahşanbirişhay- vam" olmaktan kurtulacak. haklannı bılen bir yurtta- şa dönüşecekti. Köyün yüzde \-üz ilkÖğ- retimden geçmesı bu ne- denle gerekliydı. Bunu ıtımcı sağlayacak. köye göre öğ- retmen ve köye yarayacak diğer meslek erbabıru ye- tiştirmek için Köy Ensti- tüleri kuruldu. Yabancı eğitbilimcile- nn düşlerindeki okullardı enstıtüler. Yaşamın ta ken- disiydiler. Usun ve yaşa- mın temeli işe ilk kez ku- cak açan kurumlardı. Do- ğanın kucağında ortalama beş yüz ile bin dönümlük yereylerde (arazi) kurulan Köy Enstitüleri, öğrenci- lere -okuyana inanılmaz gıbı gelecek- ış \e etkin- lik alanlan sunuyordu: Tar- lalar. bağlar, bahçeler, or- manlar, denizler, göller, anlıklar, ağıllar. ahırlar, kümesler. demircilik, ma- rangozluk. dokuma, dikiş, halı, resım-iş atölyeleri, ınşaat alanlan. tuğla. kı- reç, taş ocaklan. elektrik üretim evi, tiyatro sahne- len, ulusal oyun ve beden eğitımi alanlan. müzik ay- gıtlan, kitaplıklar. derslik- ler, orak, çekiç, kazma, kü- rek. traktör. kamyon, bi- siklet, motosiklet benzeri taşıma ve üretim araçla- n... Öğrenim. üretim, ya- pım. bakım. yönetim, de- netim süreçlerinde etkın öğe öğrencilerdi. Öğrenci öğrenirken üretiyor, üre- tirken öğreniyordu. Iş için- de da\Tanjş \e düşünce bo- yutları varsıllaşıyordu. İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nde yer alan "Eğitim insan kişiliğinin tam erişmesine uygun ol- nıalıdır" buvTuğu bu ku- rumlarda yaşam bulmuş- tur. Tüm anlaksal yetileri et- kin kılan bir eğitim orta- mı. dılsel, mantıksal, gör- sel, müziksel, sosyal. be- denself*) becerilerle do- nanmış insanlar yetiştirdi. Özgürce düşünüyorlardı. Emekten. halktan, daya- nışmadan yanaydılar. Eğ- riyi büğrüyü gören ve söy- leyen insanlardı. Kulluk, kölelik bilmiyorlardı. Beklenmedık. amacı aşan bu üründen Enstitü- ler'e destek \ erenler de çı- karlan bozulanlar da kork- tular. Rüzgâr birden tersi- ne döndü. 1946 seçimlerinde. CHP'nin sağ kanadı ikti- dara egemen oldu ve eği- timi siyasal erekleri doğ- rultusunda biçimlendirdi. "Köy Enstitüleri'ni Cum- hum etin eserleri içinde en kıymeüisiveensevgDisisa- yıyorunT diyen İsmetinö- nü. bu kez "Siyasette ide- atizm yoktur" dedi ve ens- titülerden desteğini çekti. Maximum Kart ile peşin fîyatma a,., md/ (ımum www.isbank.com.tr I 444 02 02 TÜRKİYE Hl BANKASI t[ Tûrkiye'nin Bankası Millı Eğitim Bakanı Ha- san Âli Yüce^ Genel Mü- dür İsmail Hakkı Tonguç görevlerinden alındı \e gözden düştüler. İktidar da muhalefet de Köy Ens- titüleri'ni ahlaksızhk, din- sizlik, komünistlik yu\a- lan olarak suçladılar. Mil- li Eğitim Bakanlığı, ABD'de McCarthv'ın ko- münistlere u\guladığı yön- temleri Köy Enstitüsü çı- kışlı öğretmenlere uygula- dı: Sürdü, kıydı, bakanlık emrine aldı. meslekten uzaklaştırdı. Onlara dün- ya>ı zindan etti. .\ma yıl- dıramadı. sindiremedi. Çok partili döneme ge- çilmişti. CHP iktidarda ka- labilmek ve toplumsal uya- nışı geriletmek için büyük bir hata yaptr. Laik çızgi- sinden saptı ve eğitime din öğesini soktu. 1948 - 49 öğretım vilında, ilkokulla- ra din dersi koydu. Imam hatip kurslannı. ilahiyat fakültelerini ve türbeleri açtı. Laik Cumhuriyeti \ ö- rüngesinden saptıran uy- gulamalan devinime ge- çirmiş oldu. Kutsal duygu- lan siyasete alet etmesine karşın 195O'de seçimi kay- bettı. DP iktidar oldu. Dün- ya ikı kampa aynlmıştı: ABD'nin liden olduğu hür dün>a ve SSCB'nin lide- ri olduğu sosyalist dünya. DP iktıdan da .\BD"nın yanında yer aldı. Böylece sivaset. ekonomi. eğitim, saMinma ABD'nin güdü- müne girdi. Güdüm hâlâ sürüyor. Ülke ABD çıkar- lannın aygıtı konumuna geldi. Aydın kuşak yok edili} r or Komünizm karşıtı iki devletın yaklaşımı sol akımlarla savaşıma İMne kazandırdı. Devletin ide- olojık ve baskıcı aygıt- lan günümüze değin sü- rekli çalıştı. Komünizm adma bu süre içinde ül- kemizin en namuslu, en yurtsever yüz binlerce aydını, yaşına başına, cin- siyetine bakılmaksızın cezaevlerinde çürütüldü, işkence tezgâhından ge- çirildi, aşından, işinden, sağlığından edildi. Da- rağacınaçekildi. Kurşun- landı. Ölüm tuzaklannda can verdi. Sağcılarm sırtı sıvaz- landı. İçten. dıştan her türlü destek aldılar. Sol- cu kitaplar yakıldı, yeşil kuşak politikası gereği dın dersleri. Kuran kurs- lan, ımam hatip okulla- n yeğinliğini ve yoğun- luğunu arthrdı. Eküen to- humlardan, bugün insan- hğın başma bela kesilen El Kaide \ e Hizbullahçı- lar çıktı. Sanklı ve sakal- hlar ülkemizde insan a\ı- na çıktı. 37 canı güle oy- naya cayır cayır yaktılar. Devlet seyretti. Dün. Köy Enstitüleri geleceğin insanını yetiş- tiriyordu. Yıllardır dev- let ortaçağın insanını ye- tiştiriyor. Ne öğrenim bir- liğı kaldı, ne ulusal eği- tim. Eğitim dizgesinden öğretmen, öğrenci, yö- netici, veli, üniversite ve devlet dahil herkes yakın- macı. Okullardört duvar. Bir tebeşir. bir yazı tahta- sı. Derslikler. oyun alanla- n yetersiz. Insanı bütünüy- le geliştirici, oluşturucu ortam, olanak, araç ve ge- reçlerden yoksun. Ezber- ci yöntem baş tacı. Oku- lun yaşamla bağı kopuk. Ve okul kuramsal bilgi ak- tanmcısı. Öğretmen yetiş- tirmiyoruz. Oğretmeni, bu- lunması gereken nitelik- lerle donatmıyoruz. Ona onuruyla yaşayabilecek ödeme\apmıyoruz. Ders kitaplan çağdışı, bilim dı- şı bilgılerle yüklü. Ussal- lık ve bilimsellik sözde ka- lıyor. Gelışım kuramının yanında yaratılış inağı yer alıyor. Oğrencıde bilim- sel kuşku yerine bilimden kuşku yaratıyoruz. Sek- sen yıl önce sökülüp atı- lan dın derslerini özenle koruyoruz. Öğrenci ikı- lem ıçmde. Eğitim dizge- miz, biri usu, öbürü inan- cı yol gösterici kabul eden- ler olmak üzere ikı tip in- san üretiyor. Tebliğ, irşat, münkir, cihat, şenat. darül- harb sözcüklenyle koşul- lanmış olanlar iktidardalar. Öğrendiklerini egemen kıl- makta kararlılar. Eğitimin bilımsellıği, ulusallığı. la- ikliği onlan ilgilendirmi- yor. tnsanlanmız tedirgin. Dinginlik görüntüsü alda- tıcı. Toplum gebe... Ulus olarak var olma- nın. kalkınmanın. doyrna- nın, uygarlaşmanın, öz- gürleşmenin, bağımsızlı- ğın, banşın. kardeşliğin, bilişim çağını yakalama- nın, bsaca insan olmanın bıncık yolu eğitim. Bu nitelikleri kazandıran bir eğitim ortarrunı biz ya- ratmıştık Köy Enstitüle- ri'nde. Siyasetçiler, so- rumluluk duyanlar, yakı- nanlarbu kurumlarayönel- dıkleri zaman eğitim so- runlanmız çözüme ulaşır. Yeni Kuşak Köy Ensti- tüleri Dernegi, Çağdaş Eği- tim ve KöyEnstitüleri Vak- fı, Eğit-Der, Ulusal Eği- tim Derneği, Maltepe Üni- versitesi, Marmara Eğitim Vakfı, Köy Enstitülerini ,\raştırma ve Eğitimi Ge- lıştirme Derneği, Istanbul Eğitimciler Derneği, bu amaca yönelik çalışmalar yapıyor. Akademisyenler. yazar ve düşünürler, üni- versiteler, sivil toplum ör- gütlen Köy Enstitüle- ri'nden yana düşün üreti- yorlar. Bu çalışmalar, için- de bulunduğumuz döne- me ve Tonguç'un, "Aydm- larfikrenhazırlannıalıdır- hr" uyansına u)gun düşü- yor. Bir kurtuluş sabahın- da da 'uhısan bihükHiğün- den bir an bfle kuşku etme- difini' söylevışıni anımsı- yor insan. Ulusça ö\"üne- bileceğimız, dünyanın be- ğenisini kazanan eğitim anıtlan Köy Enstitüleri'nin kurucu üçlüsü; İnönü, Yücel, Tonguç'u ve bu kurumlara emek verenleri saygıyla anıyorum. (*) Doç. Dr. Ayfer Kocabaş, Yeniden Imece, 2003. KOOR-C BURSA'DA Bursa Gezisi 23-25 Nisan 2004 günlerinde yapılacaktır. 2 Gece 3 Gündüz yanm pansiyon İki kişüik odada kişi başı: 150.000.000.-TL Tek ki}ilik oda: 165.000.000.-TL HOTEL EFE-H.t\- Osmangaj/Bursa PANEL "ULUSAL EGEMENÜK VE BURSA" Yöncten: Sonmez T.\RGAN (Cumhunvei Gazetesı Yazanı Konuşmacılar: Le\ ent GENCELLIICmnhunyet Gazetesı Bursa Muhabın) Lürru KDLA.YOCLU ı ADD Bursa Şube Başkanı) Gezi Mekânlan Kent Mûzesi, Yeşil Cami, Türk îslam Eserleri Mûzesi, Bılgı Parkı, Irgandı Köprûsü. Tophane. Saat Kulesi. Muradiye Küllıyesı, înkaya Çınan, Karagöz Çtrağan. Vah-Beledıye Başk. Konutu, Kapalıçarşı, Kozahan. Orhan Cami Meydanı, Ulucami. Bursa Surlan, Uludağ. Daha genış bılgi ıçın lütfen aşağıdaki numaralan arayınız. Tel: (0212) 514 18 08 - 09 Fax: 520 50 23 PENCERE Nerede Muhalefetin Alternatit Planı?.. Birkaç gün önce bu köşede Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun raporundan söz açmıştık; res- mi damgalı bu rapor ne diyordu?.. "IMFekonomik, sosyal ve siyasal kurumlarımı- zın tamamını etki altına almış, adeta devlet için- de bir devlet konumuna girmiştir." "Halkın yoksulluğa sürüklenmesi, devletin güç- süzdüşmesi, milletin kendine duyduğu özgüve- nin kaybolmaya başlaması, ahlak çöküntüsünün derinleşmesi, gelir dağılımının hızla bozulması, ekonomik ve sosyal problemlerin çözümünün yabancı kuruluşlara devredilmesi nedeniyle al- ternatif bir modele ihtiyaç vardır." Peki, ülkenin ve devletin bir kurumu bunu söy- lerse, anlamı nedir?.. Cumhuriyet'in dünkü ekonomi sayfasında, Ze- keriya Temizel'in 'Not Defteri'ndeki şu başlık göze çarpıyordu: "Yoksulluk Resmileşti" Devlet Istatistik Enstitüsü (DİE) bu alandaki ger- çekleri rakam rakam sergilemişti... Türk halkı açlığa sürükleniyordu... Ülkemizde 1 milyona yakın insan açlık sınırın- dayaşıyordu... 18 milyon kişi yoksulluk kapsamındaydı... Temizel diyor ki: "Sendikaların araştırmalarına göre dört kişilik bir ailenin yoksulluk sının 1 milyar 300 milyon li- ra düzeyinde. Üstelik bu harcamanın yüzde 80'i de gıda harcamalanna gidiyor. Bu veriler dikka- te alındığında ise ülkemizde açlık ve yoksulluksı- nırında yaşayanların ulaştığı düzeyin dehşeti or- tada." • Yukarıda vurgulanan gerçekler muhalefet par- tilerinin dile getirdiği iki görüş değil, devlet kurum- larının saptamaları... AKP hem genel hem de yerel seçimleri kaza- nan bir iktidar... Ne yapıyor?.. Koltuğunu korumak için tümüyle Bush yöne- timine ve IMF'ye dayanıyor, bir dediklerini iki et- miyor... CHP ne yapıyor?.. CHP'nin önde gelen adlarından Kemal Derviş IMF siyasetinin adamıdır... AKP'nin IMF politikasını dikkatle sürdürmesini destekliyor... Ve alkışlıyor.. CHP anamuhalefet partisi... Amaşaşkın!.. • Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu ve Devlet Ista- tistik Enstitüsü'nün ortaya koyduğu gerçeklere kim- senin kulak astığı yok... Medya bu gerçekleri örtüyor... IMF'nin Türkiye uygulamalarını savunan Ke- mal Derviş, siyasal muhalefet adına AKP'yi des- tekliyor.. Garip bir manzara!.. Ancak belli ki bu iktidara karşı geleceğin mu- halefeti de açlık, yoksulluk, adaletsizliğin kol gez- diği tabandan doğacak; halkın din imanla gözü- nü boyayanların yarın öbür gün karnı doymayan kesimleri uyutması olanaksızlaşacak... • Kıbns ile mıbrıs, AB ile MB, Irak ile mırak der- ken Tûrkiye'nin temel davası şimdilik örtbas edi- liyor; ama, yarınki muhalefet bu gerçek üzerine yükselecektir. CUMHURİYET KİTAP KULUBÜ NİSAN AYIETKJNÜKLERİ Cumartesi Söyleşileri "ABD Emperyalizmi ve Büyük Ortadoğu Projesi" Ali SİRMEIM (UNisan 2004 Cumartesi Saat: 15.00) \tr: Cumhuriyet Kitap kulübü (Fransız konsolosluğunun \anı| İsrikJal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Bevoğlaistanbul / Tel: 0212 252 38 81 - 82 Etkinlikler Koop-C tarafindan diizenlenmektedir. Vcretsiz ve herkese açıktır. kafeter. amız pazar dahıl her gun ^aat 10 00 - 21 00 arası açıktır CUMHURİYET KİTAP KULUBÜ NİSAN AYI ETKİNÜKIİRİ 'Köy Enstitülerini Anma Toplantısı" Sami KARAÖREN Saydam Gösterisi: Karabey AYDOĞAN Dinleti: Feride ATICI (18 Nisan 2004 Pazar Saat: 18.00) \er: Cumhuriyet kitap kulübü (Fransız konsolosluğu'oun yaaı) Istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İstanbul/ Tel: 0212 252 38 81 - 82 Etkinlikler Koop-C tarafindan diizenlenmektedir. Vcretsiz ve herkese açıktır. Katetenamız pazar dahıl her gun saat 10 00 - 21 00 arası açıktır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle