Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2004 CUMARTES
HABERLER
_^_^ •« ^^ ••
DUNY4DA BUGUN Adalet Alt Komisyonu üyesi Eraslan, TCY Tasansı'nın kamuoyunda tartışılması gerektiğini söyledi
ALİ SİRMEN
17Nisan
Kırk yıl geçmiş aradan, 1964 yılı Temmuz ayıy-
dı. Hukuk Fakültesi'nin son sınrfsınavlanndan çık-
tıktan üç gün sonra, üç arkadaş, (Bakır Çağlar,
Feryal Şenesen ve ben) Fransa'nın Aix en Pro-
vence Üniversitesi'nde toplanan, Akdeniz Yaz Üni-
versitesi'ne Türkiye'yi temsilen gitmiştik.
Bütün Akdeniz ülkelerinden gelen elli kadar öğ-
renci, Prof. Duverger, George Duby, gibi siyaset
bilimi ve tarih alanında ünlü hocalann konferans-
lannı izlemiş, kendi aramızdatartışmış, kaynaşmış-
tık.
Çok verimli geçen üç haftanın sonunda, Floran-
sa Belediye Başkanı'nın davetlisi olarak, Italya'nın
bu müze kentinde bir hafta geçirdik.
Floransa'ya kırk kilometre uzaklıkta bir köyde,
Don Milani'nin yönettiği köy okuluna davet edil-
dik.
Bir Katolik papazı olan Don Milani, burada köy
çocuklarına eğitim veriyor, yabancı dil öğretiyor,
çeşitli ülkelerden konferansçılar çağırıyor, tama-
men demokratik ortamda, konferanslar verdiri-
yor, tartışmalar yaptınyordu.
Don Milani ve öğrencilerinin el becerilerini, bil-
gilerini geliştiren, onlara birer de zanaat kazandır-
maya çalışan okulu dünyaca ünlü olmuştu.
Kendisiyle uzun uzun konuştum, tartıştım; ama-
cını şöyle açıkladı:
- Bunlar köylü çocuklan, hayat yanşına geriden
başlıyorfar, benim amacım onlan, yalnız Italya'da
değil, dünyanın her yerinde herkesle eşit koşul-
larda yanşabilecek, ezilmeyecek bir hale getir-
mektir.
• • •
24 yaşındaydım ve ben ülkemde o tarihten he-
men hemen çeyrekyüzyıl önce, bu amacı gerçek-
leştirecek örnek kurum olan Köy Enstitülerinin ku-
ruîduğunu bilmiyordum.
Daha doğrusu Köy Enstitülerini biliyordum da
nrtefiklerini daha yeterince öğrenmiş değildim.
Sonralan Köy Enstitüleri ile ilgili çıkan kitaplann
hemen hepsini okudum, bu kuruluşun hocalan ve
eski öğrencileriyle tanıştım. Üretirken öğretmek,
öğrenirken üretmek, dayanışma, imece ilkeleri
üzerine dayalı, demokratik aydınlanma yuvalan-
nın önemini kavradım.
Yırminci yüzyılın ikinci çeyreğinde, (1940) Ha-
san Âli Yücel-lsmail Hakkı Tonguç ikilisi, Tür-
kiye'de bütün dünyaya örnek olacak bir kurum ya-
ratmışlardı. Köy Enstitüleri, aydınlanmanın ışığını,
üretimin erdemini köyleretaşıyarak, gerçek demok-
rasinin tabanını genişletmeye başlamıştı.
Ne yazıktır ki, Köy Enstitülerinin ömrü kısa o\-
du. On beş yıl bile yaşamadan, 1954 yılında 7 böl-
geye yayılmış 21 enstitü kapatıldı, Demokrat Par-
ti iktidan tarafından.
DP'nin hakkını yemeyelim; tutucu DP ve onun
tutucunun da tutucusu Milli Eğitim Bakanı Tevfik
lleri'den önce, bu kurumlar ilk darbeyi Inönü Hü-
kümeti'nin Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin
Sirer'den yedi.
Kırklı yıllar ve özellikle İkinci Dünya Savaşı son-
rası, Türkiye büyük kınlma noktalanndan birini ya-
şıyor, karanlık aydınlığı geriletmeye daha o za-
manlar başlıyordu.
Bu gelişmenin nedenleri çeşitlidir ve ayn bir in-
celeme konusudur.
• • •
Don Milani'nin öğrencileri ne oldular bilmiyo-
rum. Kuşkum yok ki, içlerinden kimileri, okulun
amaçladığı hedeflere varmışlardır.
Ama Köy Enstitüleri mezunlarını gördüm, tanı-
dım onlar hem Türkiye'de hem de yurtdışında ezil-
meden, yarışta kimsenin altında kalmadan, top-
lumda seçkin yerler edindiler, eserler verdiler.
Fakat Köy Enstitüleri amacına varamadan, ay-
dınlanmanın ışığını köylere kadar yaymaya ulaşa-
madan baltalandı.
Bugünkü Türkiye'nin koşullarında Köy Enstitü-
lerinin ihyası söz konusu değildir.
Ama Köy Enstitüleri Türkiye'nin, kendi cevheri-
ne güvendiği zaman, özgün çözümler üretebile-
ceğinin cesaretlendirici bir kanıtıdır.
Aynca öğrenirken, üretmek ve üretirken öğren-
mek, dayanışmacı eğitim ilkesi bugün için de okul-
larımızda uygulanabilecek bir husustur.
Köy Enstitüleri Türkiye Cumhuriyeti'nin en bü-
yük ve en parlak başanlarından biridir.
Ne yazık ki, aynı zamanda da en büyük bozgun-
lanndan biri olmuştur.
RTÜK karar verecek
ilıısıılküiuıl Mblu
TV'âvasınıkyındı
İstanbul HaberServi-
si- Ulusal Kanal. kablo-
lu yayınının durdurul-
ması ile ilgili Ankara 1.
Asliye Ticaret Mahke-
mesfnde açtığı davayı
kazandı. Mahkeme ka-
rannda, "Kanal TekYa-
ymcıhkAŞ''nin. yayınla-
nnda Uhısal 1 logosunu
kullanması hukuka aykı-
n bulundu.
Kanal Tek Yayıncılık
AŞ'ye ait Medical Chan-
nel'ın kabio yayın hak-
kını satın alan, buna kar-
şın bir süredir yayıra dur-
durulan Ulusal Kanal'ın
a\ukatı Osman Aydın
Şahin da\a sürecini ga-
zetemize şöyle özetledi:
"15Mayıs2002'yeka-
dar kabto hattı devri ya-
sakü. Bu nedenle Kanal
TekYayıncılıkAŞileki-
ra sözleşmesi imzaladık.
Daha sonra çıkanlan
4756 savıh vasa ile devir
mümkün hale geldi. Biz
de Kasun 2002'de yaym
hakkını saün alarak an-
laşUğımız şekliyle öde-
meye başladık. Çıkan so-
ruıilar nedeniyle açüan
davada, mahkeme 'Ulu-
sal 1 logosuyla yayınya-
pılmaya devam edile-
cek' karan aldı. Ardın-
dan Medical Channel,
Ulusal 1 logosuyla yayın
yapmaya başladı. Son
olarak Ankara 1. Asliye
Tfcaret Mahkemesi'nde
açüğımız davayı da ka-
zandık, Karara bakıldı-
ğındayaym hakkuun za-
ten Liusal Kanal aduıa
tesciDi oktuğu açıknr. Bu-
na karşın henüz vayına
başlanrnadıRadyo İele-
vizyon Üst Kurulu'nun
(RTÜK), mahkeme ka-
ranna karşın, yönetim
toplanüsında bu konu-
yu görüşüp karar vere-
ceğini öğrendik."
'Laiklik karşıtiığı yaptınmsız'MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Türk Ceza Yasası
(TCY) Tasansı, TBMM Adalet AJt
Komisyonu'nda değiştirilerek yeni
bir metin haline getirildi. Çalışma-
lannı tamamlama aşamasına gelen
Adalet Alt Komisyonu'nun CHP"li
üyesi Niğde Milletvekili Orhan Eras-
lan. tasanda laikük karşıtı hareket-
lere karşı açık hüküm bulunmadığı
uyansı yaparak "Tasan yeni bir me-
tin haline geldi. Mutlaka barolar,
Yargıtay ve hukukçular tarafından
tarüşılnıalT dedi.
Türkiye'de 1926 yılında yürürlü-
ğe giren en köklü yasalardan birisi
olan TCY. TBMM'de yenıden yazıl-
Mustafa Bumin:
• Türkiye'nin en köklü yasalanndan olan TCY. TBMM'de yeniden yazıldı. Adalet AJt Komisyonu,
hükümetin hazırladığı tasanyı büyük oranda değiştirdi. Çalışmalannı tamamlama aşamasına gelen
komisyonun CHPTi üyesi Eraslan. tasanda laiklik karşıtı hareketlere karşı tek bir hüküm bulunmadığı
uyansını yaptı. Eraslan, yeni metnin mutlaka yargı çe\Telerinde tartışılması gerektiğini söyledi.
dı. Uzun süredir TCY Tasansı üze-
rinde çalışmalannı sürdüren TBMM
Adalet Alt Komisyonu, tasan met-
nini büyük oranda değiştirdi. Ko-
misyon çalışmalarını tamamlama
aşamasına geldi. Hükümet, tasanyı
TBMM tatile girmeden önce genel
kuruldan çıkarmayı planlıyor. Alt
komisyonun CHP'li üyesi Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan. hükü-
metin gönderdiği tasannın alt ko-
misyonda yeniden yazıldığını söy-
ledi. Ceza yasasını yapmanın hu-
kuksal olarak TBMM'nin görevi ol-
duğuna işaret eden Eraslan. "Ancak
bu az sayıda milletvekilinin çalışma-
sı ile çözülebilecek bir şey değil. Ta-
san yeni bir metin haline geldi. Met-
nin yeniden hukuk çevrelerinde tar-
tışılması gerekiyor. Bizinı gözümüz-
den yanbşhkla kaçanlarolabin'r" de-
dı. "
Türkiye'de çok sayıda hukuk fa-
kültesi bulunduğunu belirten Eras-
lan, hiçbir ihtisası olmayan 5 millet-
vekili ve 3 doçent tarafından yeni-
den yazılan tasan metninin sakınca-
lar doğurabileceğine dikkat çekti.
1926 yılından bu yana ilk kez ceza
yasası yapıldığını vurgulayan Eras-
lan. tasannın mutlaka kamuoyunda
tartışılması gerektiğini dile getirdi.
Hukuk çevrelerinin yeni tasanya
katkılan olabileceğinı kaydeden Eras-
lan, "Bu metnin hukuk çevrelerin-
de tartışılması gerekiyor. Çok farkh
şeyler yazdık. Benim önerim şudur:
Alt komisyon raporu yazümadan ön-
ce yeni hazuianan tasan nıerni üni-
versiteleregönderilsin. Barolara gön-
derüsin. Türkiye'de 250 Yargrtayüye-
si var. Çok sayıda hukukçu var. Bu
ldşilerin de görüşleri ahnsın. Aluıan
göriişler doğrultıısunda tasan ekim
ayı başına kadar yeniden komisyon
gündemine gelsin. Her şeyi biz yap-
ûk demek doğru olmaz" dedi.
Tasanda laiklik karşıtı hareketle-
re karşı bir yaptınm bulunmadığını
da vurgulayan Eraslan, metnin bir
rnaddesine açık bir şekilde bu hare-
ketlere karşı uygulanacak hükümle-
nn de eklenmesi gerektiğini söyle-
dı. Eraslan, "Laiklik karşıtı hare-
ketier yakın tehlikedir. Ceza yasa-
sında mutlaka bunun bir karşıliğı ol-
nıalı" diye konuştu.
'TBMM'nin
üyeseçmesinde
sakıncayok'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa
Bumin, dün TBMM Başkanı Bülent
Annçı ziyaret etti. Bumin, anayasa
değişikliği yapılarak üyelerinin bir
bölümünün TBMM tarafından
seçilmesinin sağlanmasından rahatsızhk
duymayacağını söyledi. Annç da
"tyelerin bir kısmının TBMM tarafından
seçilmesi yararh olur" dedi. Bumin,
Yargıtay'ın "Yiice Divan biz olalım"
önerisine ise karşı çıktı.
Bumin, dün Annçı ziyareti sırasında
gazetecilerin sorulannı da yanıtladı.
Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir
bölümünün TBMM tarafından seçilmesi
ile ilgili anayasa değişikliği önerisi
ammsatılarak yöneltilen bir soru üzerine
Bumin, "Bundan
rahatsızhk
duymuyonım.
Bira/sabıriı
olsa> dınız, 26
Nisan'da kuruluş
yıldönünıümüz
nedeniyle
yapacağun
konuşmada
a\TUiülı
açıklamalar
\apacagım.
Mahkeme
üyelerinin üçte
birinin mech'sler
tarafından
seçilmediği
ülkeler yok
denecek kadar
az.1961
Anayasasmda da
Anayasa
Mahkemesi'nin 15 üyesinden 7'sinin
TBMM tarafindan seçilmesi
öngörülüyordu. Biz çanşmalanmızda
duygusalhğı bir yana itiyoruz" dedi.
Yargıtay'ın "Yüce Divan biz olmahyız"
önerisi konusundaki soruya da Bumin,
"Bu göriişe kaülmıyorum. Yanhş olur.
Anayasa Mahkemesi'nde görev yapan en
az 5 üye ceza davalan konusunda uzman"
yanıtını verdi.
TBMM Başkanı Annç da Anayasa
Mahkemesi üyelerinin bir bölümünün
TBMM tarafından seçilmesini yararh
bulduğunu söyledi. Annç. "Anayasa
Mahkemesi'nin yükü çok arrü. Sürekli
iptal davalan açıüvor. Asil, yedek üye
a>Tinunın ortadan kalkması ve üye
sayTSUun artması yararb olabilir" dedi.
Tatbikatta özel harekât timûıin toplumsal bir olaya müdahalesi canlandınldı. (AA)
Jandarmadan müdahale tatbikatı
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Jandarma Ge-
nel Komutanlığı bünyesinde oluşturulan Jandar-
ma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK), "Tophun-
sal ola>1ara müdahale" tatbikatı gerçekleştirdi.
JÖAK'a bağlı timler, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök'ün de katıldığı törenle,
toplumsal olaylara müdahale, binada ve otobüs-
te rehine kurtarma, canlı bomba eylemi ve enkaz
altından yaralı kurtanlması tatbikatıru Güvercin-
lik Kışlası'nda gerçekleştirdi. Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Aytaç Yahnan, Hava Kuv-
vetleri Komutanı Orgeneral Halil tbrahim Fıro-
na, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramıral Özden
Örnek, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şe-
ner Eruygur ile subay ve astsubaylann da izledi-
ği tatbikatın ardından bir konuşma yapan Orge-
neral Özkök, şunlan kaydetti: "Bir askerin başı-
na gelecek en körii işlerden birisi, kendi vatandaş-
lanna karşı bir harekâtibra etnıezorunluhığudur.
Bu. bü>ük bir sabır, kararhhk ve bilgi tster. Ne ile
karşılaşacağınızı bilmeden, onlara zarar verme-
den böyle harekerJeri önlemek mümkün değildir.
Bu bakımdan bilgi tophmak, bunlan değerlendir-
mek. planlar yapmak, toplumsal olaylara karşı
yapılacak harekâün en insancıl şekilde yapdması
için vazgeçibnez unsurlardır."
Emniyet Sözcüsü Er
'Kırcı
yurtdışına
çıkmadı
f
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü
Ramazan Er. yanhş tahlıyesinin
ardından hakkında gıyabi turuklama
karan verilen Bahçelievler katliamı
hükümlüsü HalukKma'nın yurtdışına
çıktığına ilişkin bilgi olmadığını
söyledi. Sözcü Er. Kırcı'nın
yakalanması için çalışmalann
sürdüğünü bıldirdi. Er, Istanbul'da
meydana gelen bar cuıayerinde 3
kişinin gözaltında olduğunu ve
soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.
Haftalık bılgilendırme toplantısında
konuşan Er, korsan yaymlann
önlenmesi için yapılan düzenlemelerin
ardından emniyet teşkilatının yeni bir
çalışma başlattığını kaydederek büyük
illerde bu doğrultuda polis bürolan
kurulduğunu söyledi. Toplantının
sonunda gazetecilenn sorulannı
yanıtlayan Er, Istanbul'da meydana
gelen bar cinayetinde 3 kişinin
gözaltında olduğunu ve soruşturmanın
sürdüğünü bildirdi. Er, yanlışlıkla 18
Mart'ta tahliye edilen Bahçelievler
katliamı hükümlüsü Haluk Kırcı'nın
şu ana kadar 101 sınır kapısında
yapılan incelemede yurtdışına çıkış
kaydının yer almadığını bildirdi. Sözcü
Er, Kırcı'nın yakalanması için
çalışmalann sürdüğünü kaydetti.
• Anayasa
Mahkemesi
Başkanı Mustafa
Bumin, TBMM
Başkanı Annç'ı
ziyaret etti.
Demokratik Katılım Grubu hekimleri İstanbul Tabib Odası'na sahip çıkmaya çağırdı
Saghk temel insan hakkıchrİstanbul HaberSenisi-îstanbui Ta-
bip Odası Başkanı ve Demokratik Ka-
tılım Grubu'ndan aday olan Prof.
Dr. Gencay Gürsoy, geçen dönem
seçimlere kahlımın çok düşük oldu-
ğunu anımsatarak, tüm hekimleri
odaya sahip çıkmaya çağırdı.
İstanbul Tabip Odası Genel Ku-
rulu Sultanahmet Meslek Lise-
si'nde başlayacak. Bugün seçim-
lere katılacak gruplar programla-
nnı anlatıp kendini tanıtacaklar,
yann yenı yönetim için seçim ya-
pılacak.
Seçimlere. halen yönetimde bu-
lunan Demokratik Kanlım Gru-
bu. "Ulusal Hekim Güçbirüği''.
"Hekim Haklan Platformu" ve
"LTusal Bnük Grubu" katılıyor.
Hekim Haklan Platformu'nun
siyasal iktidara yakın çevreleri tem-
sil ettiğine dikkat çeken Gürsoy,
oda olarak bağımsız tavırlannı bir
sonraki dönem de devam ettirme-
yi istediklerini belirtti. Gürsoy, "İs-
tanbul'da görev >apan30bin hekim-
ğine hazuız" diye konuştu.
Prof. Dr. Gencay Gürsoy, 28 Ni-
san 2002'de yapılan seçimlerde
"Başka bir sağhkortanu, başka bir
Tabip Odası mümkün" iddıası ile
göreve geldiklerini anlatarak, üd yıl
• İstanbul Tabip Odası Genel Kurulu Sultanahmet
Meslek Lisesi'nde başlayacak. Bugün seçimlere katılacak
gruplar programlannı anlatıp kendilerini tanıtacaklar, yeni
yönetim için yann seçim yapılacak.
den 25 bini odaya kayıth. Resmi gö-
revfa' hekimlerin odaya kayıtn olma
zorunluluğu yok. Bu konudaki so-
runun çözümü için, önümüzdeki
dönemde Sağhk Bakanhğı'ndan
bir adım bekSyonız. Yapıcı işbirli-
boyunca bu iddialannı hayata ge-
çinnek için çalıştıklannı anlattı.
Bu süre içinde "sağhğın temel in-
san hakkı olduğu" yönündeki tez-
lerinin hekim tabanına yayıldığını
gözlemlediklerini dile getiren Gür-
soy, Tabip Odası'nın en mücade-
leci dönemini yaşadığını savundu.
Güçbirliği Grubu önderi Prof.
Dr. Orhan Anoğul da yayımladı-
ğı bildiride, hekimlik mesleği ve
toplum sağlığı sorunlannın ancak
güçlü bir ulusal dayanışmanın ha-
rekete geçireceği toplumsal bir se-
ferberlikle çözülebileceğini söy-
ledi. Ulusalcı ve halkçı bir cephe-
nin gerekliliğini ifade eden An-
oğul, şöyle devam etti:
"Bu cephenin tophımumuzdaki
örgütlü yapılann kaölmuyia halk
tabanında kunıbnası zorunludur.
Geiişmiş özgürlük düzeyleri nede-
nnie işçi ve memur sendikalan ile
meslek kuruhışlan, ulusalcı-halk-
çıcepheninaltvaptsmı oluştunnada
temdsorurnhılugutaşırnaktadniaıf
SİFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Insan Hakları Derneği (İHD) Genel
Merkezi, 2003 yılı boyuncayapılan in-
san haklan ihlallerini bir rapor olarak
yayımladı. Bir yıl boyuncaAKP tek ba-
şına iktidardaydı ve insan haklannı
iyileştirmek amacıyla, demokrasiyi
geliştirmek amacıyla AB'ye uyum ya-
saları altında değişiklikler yaptı. AKP
yöneticileri insan haklan ihlalleri ko-
nusunda karşılaşılan eleştirileri ise
"Uygulamada aksaklıklar var düzel-
teceğiz" şeklinde cevapladılar.
İHD Genel Merkezi'nin raporunda
özetle şu tablo ortaya çıkıyor. Yargı-
sız infazlar sonucu toplam 44 kişi ya-
şamını yitiriyor, 49 kişi yaralanıyor.
Oldürulen 44 kişinin 13'ü dur ihtan-
na uymadığı için güvenlik güçleri ta-
rafından öldürülüyor, 16'sı silah kul-
lanma yetkisini ihlal edenlerin kur-
şunlanna hedef olarak yaşamını yiti-
riyor. 3'ü yargısız infazla, 12'si de köy
korucularının ateşiyle ölüyor.
2003 yılı içinde cezaevinde yaşa-
mını yitirenlerin sayısı 20. Bunların
11'i cezaevinde intihar ediyor, 2'si
açlık grevi sonucu, 1 'i kendini yaka-
AKP'nin 1 Yıllık însan Haklan Karnesi
rak, 3'ü diğer mahkûmlann saldınsı
sonucu, 3'ü de tedavi edilmedikleri
için yaşamını yitiriyor.
2 kişi gözaltında ölüyor, 50 kişi fa-
ili meçhul saldırılarda yaşamını yitiri-
yor. Gözaltında ölüm üzerine 10 da-
va sürüyor, 2 kişi kaybedildiği için
yok oldu. 6 kişinin ölümü ise kuşku-
lu sayılıyor. Poliste ve orduda 18 ki-
şi intihar ediyor.
Bir yıl içinde 222 kişi güvenlik güç-
lerinin saldırısına uğruyor. Bunların
99'u öğrenci, 66'sı gazeteci, 11 'i si-
yasi parti yöneticisi, 11'i öğretmen,
8'i sendikacı, 8'i vakıf ve dernek üye-
si, 9'u yerei yönetici.
Gözaltında kötü muameleyle yüz
yüze gelenlerin sayısı 818. Tehditle
ajanlık teklif edilenlerin sayısı 189.
Cezaevlerinde işkence görenlerin sa-
yısı ise 113. 2003 yılı içinde namus
cinayetlerinde yaşamlannı yitirenle-
rin sayısı 40. Aile içi şiddet nedeniy-
le ölenler ise 37.
2003 yılında dört ilde 98 kaset, 23
kitap, 25 dergi toplatılmış ya da ya-
saklanmış. 24 gazete ve dergi kapa-
tılmış. 26 sanat etkinliğine izin veril-
memiş. 30 kez gazete ve dergi bü-
rolan basılmış, 11 TV ve 10 radyo
toplam 480 gün kapatılmış.
Düşüncelerini ifade edenlere kar-
şı açılan soruşturma tablosu ise şöy-
le: Toplam 155 soruşturma açılmış.
12 öğretmene uyarı cezası verilmiş.
1 kişi üç yıl kademe durdurma ceza-
sı almış. 2 kişiye maaş kesme ceza-
sı verilmiş. 2003 yılı içinde görülen 172
davada 882 kişi hakkında 3545 yıl
hapis cezası istenmiş. Yine 2003 yı-
lı içinde toplam 153 dava açılmış ve
851 kişi hakkında 3107 yıl ceza isten-
miş. 2003 yılı içinde sonuçlanan si-
yasi nitelikli davalarda 171 kişi 324 yıl
hapis ve 5 milyar lira para cezasına
çarptınlmrş. Geçen yıl 736 kişi sürgün
edilmiş, 46 siyasi parti binası polis bas-
kınına uğramış.
İHD, bu hak ihlallerini bir yıl önce-
siyledekarşılaştırıyorvebazıhakih-
lallerinin azalırken bazılarının arttığı-
nı belirtiyor. İHD Genel Başkanı Hüs-
nü Öndül son çıkarılan reform yasa-
lan ışığında uygulamaları değerlendi-
riyor: A. Reformlardan bazılan hiç uy-
gulanmıyor, örneğin Türkçe'den baş-
ka dillerin öğrenilmesine ilişkin kurs-
larfaaliyetebaşlatılamamıştır. B. Re-
formlardan bazılan istikrarsız uygu-
lanıyor: örneğin dernek özgüriüğü,
toplantı ve gösteri yürüyüşü özgür-
iüğü konusunda illerdeki vali ve em-
niyet müdürlerine göre uygulamalar
değişiyor. C. ölüm cezası artık uygu-
lanmıyor. Son beş yıl içinde işkence
konusundaki şikâyetin 500'ün altına
düşmemesi işkencenin hâlâ yaygın
olarak sürdüğünü gösteriyor.
İHD, bütün bu hak ihlallerinin ışığın-
da Türkiye'nin durumunu şöyle de-
ğerlendiriyor: Türkiye demokrasiye
doğru yönelmiş, fakat mevcut siste-
mi ve pratiği ile hâlâ militer ve otori-
ter nitelikli bir ülke olarak görülmeli-
dir. Burada da siyasi iktidann ve ka-
mu otoritelerinin tutumu önem ka-
zanıyor.
Bir yıllık AKP'nîn însan haklan kar-
nesi pek parlak değil. özellikle dik-
kat çekici olan bazı insan haklan ih-
lallerinde idarecilerin tutumu önem
kazanıyor. Bunun pratik örneğini ga-
zeteci meslektaşımız Hilmi Haca-
'oğlu'nun polis tarafından dövülme-
sı olayında yaşadık. Başta vali olmak
uzere idareciler gereken titizliği gös-
termediler. Saldırganlargerekli şekil-
de uyarılmadı.
AKP Hükümetinin Başbakanı ko-
nuşması nedeniyle yıllar önce tutuk-
landığında, "düşünce özgüriüğü" ko-
nusunda tepkiler gösterilmişti. Aca-
ba bugün hâlâ kitap, gazete yasağı-
nın sürmesini, hâlâTV'lerin anlamsız
Şekilde karartılmasını AKP'li hükü-
rnet üyeleri nasıl karşılıyorlar? Bu in-
san haklan ihlallerini önlemek için ye-
tenncegayretgösterdiklerini düşünü-
yorlar mı?