Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAY=A CUMHURİYET 8 MART 2004 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istarsul PB 10 Sınop PB 8 Adana B 16
Edırre Y 10 Samsun PB 6 Mersın B 16
Kocselı _S 11_ Trabzon PB 6 Dtyarbakır S
Çangfrkale Y 10 Gıreson PB 6 Şanlıurfa
lzmır
Y 16 Ankara 6 Mardın
Mansa
Ayoi'
_Y 14 Eskışehr 6 Siirt
Y 16 Konya
Dencli PB 12 Sıvas
_5 Hakkâri
4 Van
Zonauldak PB 9 Antaya B 17 Kars B -1
Yurdjr batı kesımle-
n ıle kuzeydoâu kesım-
len parçalı çok bulutlu
Mamara'r n batıs e
kıyı Ege /aârnuru, dığe
r
yerier parçah ve az t>L-
iutlugeçecek Mamara
ıle yurdun ıç ve doğu ke-
sınlerınde sabah saat-
lenrde sıs gorulecek
Hava sıcaklıg' batı bo(-
gelenmızde artacak
dığer yerie
r
cle azalmava
devam edecek
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
MB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
3
-2
3
10
9
8
7
7
Berlın PB 6 Moskova
Budapeşte K
Madrıd B 16 Astana
Vıyana K
Belgrad
Sofya B
Roma
Atina
Munıh 5 Zürih K
Taşkert
Y 10 Tıfhs
Y 14 Kahıre
Talran
=arçaiı buıutlu Sısıı 3 Bulut-t lJtİL Gok gurultulü
Siddetin merkezi kendi evleri
Kadınlar her
yerde dayakyiyor
ANKARA (AA) - Kadınlann büyük bölümü,
dûnyada ve Türkıye'de şiddete maruz kalırken
cinsiyet aynmcılığı de\am ediyor. Kadımn Sos-
yal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği
Başkanı Canan Güllü, kadmlann, tüm dünyada
eğitimden yoksun bırakılarak yasal ve gelenek-
sel engellerle eve mahkûm edildiğini, çalışma
yaşamında ıse haksız uygulamalarla karşılaştığı-
nı, şıddet ve cinsel tacize maruz kaldıklannı
scyledi. Işyerinde cinsel şıddete maruz kalan ka-
dınlann işten atılma korkusuyla sessiz kaldüda-
nnı belirten Güllü, bu konulara toplusözleşme-
lerde gereken önemin verilmediğini ıfade etti.
Güllü"nün, çeşitli araştırmalara dayanarak verdi-
ğı bilgiye göre. Türkiye. dayak konusunda yüzde
58'hk oranla, Bangladeş. Etiyopya ve Hindistan
önünde yer alıyor. Kadınlar için siddetin merke-
zmi kendi evleri oluşturuyor. Kocalan. babalan
ve erkek kardeşlerinden şıddet gören kadınlann
yaşamlarına yıne ya kocalan ya babalan veya
erkek kardeşİeri son \eriyor. Kadınlann yüzde
79'u fıziksel. yüzde 52'sı sözel, yüzde 29'u duy-
gusal. yüzde 18'i ekonomik şiddete maruz kalı-
yor. Türkiye"de evlıliklerinin ilk 3 yıhnda üni-
versiteli kadınlann yüzde 73'ü, gecekondu ve
kırsal kesimde yaşayan kadınlann yüzde 9O'ı
şiddetle tanışıyor. Türkıye"de erkeklerin yüzde
45'i, kadının kendisine itaat etmemesi halinde
"dövme hakkı" bulunduğuna inanırken, yüzde
23'ü de eşıne "tecavüz" ediyor. Fransa'da şid-
dete maruz kalan kadınlann oranı yüzde 95.
ABD'de her yıl 4 bin kadın dövülerek öldürülü-
yor, 4 milyon kadın da eşınden dayak yiyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"...Gâzi'nin 'Kızlarf! "
• Baştarafı Arka Sayfada
yâni herhangi bir kolej-
de deöil; fakat Üniversi-
te'nin Ingiliz Dili ve Ede-
biyatı bölümünden birin-
cilikle mezun olmuştum.
(Dıkkat!) Bunu lisân öğ-
renmek için muhakkak
koleje gitmenin gerekli
olmadığını; bunun, biraz
da heves ve gayret, sü-
rekli çalışma meselesi
olduğurtu belirtmek için
yazıyorum..."
"... şu an, çeviri alanın-
da, Türk Devteti'ne otuz
attı yıl hizmet etmiş bir
kimseyim. Bu sürenin o-
tuz bir yılı, Türk Denizcili-
ği için çalışmakla geç-
miştir; halen emekliyim,
fakat işime uygun bir yer-
de çalışmaya devam edi-
yorum. (Dikkat! ı Türkçeye
kazandırılması veya
Türkçeden ingilizceye
çevrilmesini gerekli gör-
düğünüz yazılar varsa,
bunu hiçbir ücret alma-
dan yapabilirim; yeter ki
Türkçemize kazandıra-
lım, veya ingiliz dilinde
duyuralım..." (25 ŞubatCM)
insanda mınnet duygu-
ları uyandıran, böyle bir
'hizmet arzı'na ne buyunj-
lur; ınsan elınde olmaksı-
zın, Müdafaa-i Hukuk'un
'gönüllü kızlan'm hatırlarnı-
yor mu? Bu kadar mı? Ha-
yır! Balıkesir'den (Ayvalık)
bir başka Gâzi'nin 'kızı'
(asıl adı mahfuz) aynı Ku-
va-yı Milliye ciddıyetıyle
devreye gıımektedır.
'...tek sorumlu
metUa'dır!..'
"... ismim Işınsal, sii-
per lise yabancı dil bölü-
münden geçen yıl mezun
oldum. ingilizce'yi sev-
meme rağmen, ingilizce
kelimelerin Türkçe keli-
meler arasına sokuştu-
oılarak, ne olduğu belir-
siz bir dilin Türkçe diye
oenimsetilmeye çalışıl-
•nası, beni son derece
rahatsız ediyor. (Dıkkat!)
Acaba, üretmekten ziyâ-
de, aşırı tüketen bir top-
ium olarak, farkına var-
maksızın Türkçe'yi de mi
tükettik? Yoksa ezelden
beri 'Batılı' birtoplum ol-
mak isteyişimizden do-
layı; nasıl an'anelerim izi,
bizi biz yapan kültürü-
müzü 'Batı'lılaştırdığı-
mız' gibi, Türkçe'yi de
Batı'lılaştırıyor muyuz?
Türkçe bunu hak ediyor
mu? Bence bu bir Çinli-
ye sen Türksün dernek
kadar saçma
1
Bir dilin
kendi türettiği kelimeler-
le konuşması gerektiğini
düşünüyorum. Nasıl ki
İngilizce bir cümle kurar-
ken 'I vvantto gitmek ho-
me" demek komik olu-
yorsa; 'Programımızın
start'ını veriyoruz..." da
bana bir o kadar komik
geliyor. 'Start', başlamak,
başlatmak, başlangıç
demektir. Sizce 'başla-
mak' veya 'başlatmak',
'verilir' mi?..."
"... son zamanlarda,
gazete ve televizyonlar-
da, başka kelimeler de
kullanıliyor: 'Trend. cool,
konsept, legal, illegal, cast,
secunty' vs... Işin en üzü-
cü tarafı ise, kullanılan
bu kelimelerin, Türkçe
karşılıklarının olması.
Ben bu kelimeleri duy-
dukça, neler hissettiği-
mi, stze anlatamam. İn-
gilizce, öyle istilâ etmiş
ki Türkçemizi, ve bizi;
onu görmemek, onunla
karşılaşmamak müm-
kün değil. Bunun sorum-
lulan sizce kimler? Ben
tek sorumlu olarak Me-
dıa'yı görüyorum..."
'Bana
blryolgösterlni..
1
Işınsal, faks mesajında
ışı bu kadaria bırakmıyon
o, tam da bir Anadolu kı-
zma yakışan ciddiyet ve
sorumluluk duygusuyla,
daha sonra bakınız neler
yazmış:
"... ben artık elim ko-
lum bağlı, onlan ve olan-
lan seyretmek istemiyo-
rum. Yapabileceğim bir
şey muhakkak olmalı.
Seksen yaşına girmiş
Cumhuriyet'imizin, daha
uzun süre yaşayabilece-
ğinden şüpheliyim. (Dik-
kat!) Atatürk'ün 'bize
emânet ettiği' bu ülke-
nin, geldiği durumdan
dolayı vicdanım hiç rahat
değil. Kendimi ona iha-
net etmiş gibi hissediyo-
rum. Her gün Atatürk'ün
Gençliğe Hitabı'nı defa-
larca okuyor ve okuduk-
ça ona elimden gelen her
şeyi yapacağıma söz ve-
riyorum. (Dıkkat!) Sizden
bir şey rîca ederim. Lüt-
fen bana bir yol gösterin.
Biliyorum ilk adımı at-
sam, gerisi gelecek. Ben
buradayım ve her şeyi
yapmaya hazırım..." (27
Şubat 04)
Üzülme Işınsal, şu me-
sajı çekmekle, sen 'ilk adı-
mı' attın bile kızım!
Cumhurbaşkanı Sezer, türban konusunda yapılan takıyyeye dikkat çekti
Laiklik dinin güvencesiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, 8 Man Dünya Ka-
dvnlar Günü mesajında, türban
konusunda yapılan takıyyeye
dikkat çekti. Sezer, "Türki-
ye'nin önüne çeşitli dönemler-
de getirilmeye çalışılan türban
sorunu. demokrasiye sığınıla-
rak, demokratik atılımların
gölgelenmesinden başka bir
anlam taşımamaktadır" dedi.
Laikliğin kadın özgürlüğü için
de güvence olduğuna vurgu ya-
pan Sezer, Atatürk'ün kadın-er-
kek aynmcılığına son verecek
düzenlemeleri yaşama geçirerelc,
bü^oik de\Tİmler gerçekleştirdi-
ğini belirtti. "1926 yıhnda Me-
deni Yasa'nın kabulü ve 1934
yıhnda kadınlann seçme ve se-
çilme hakkımn verilmesi,Türk
kadınına dönemin koşuüanna
göre ilerici niteliğiyle birçok ge-
lişmiş ülkede görülmeyen ka-
zanımlar sağlamıştır" diyen Se-
zer, buna karşın günümüzde ka-
dın-erkek eşitliğinin sağlanabil-
mış olduğunu söylemenin ola-
nakh olmadığını belirtti.
Eğitimin önemi
Sezer, kadın-erkek eşitliğinin
gerçek anlamda olanaklı kılınma-
sında eğitimin ve kadını erkeğin
arkasında gören sosyo-kültürel
düşünce yapısının kınlmasının
büyük önem taşıdığını behrterek
"Bireylerin bu konuda bilinç-
lendirilmesiyle. kadınlar sahip
oldukları hak ve özgürlükleri
özümseyecelc, bağnaz düşünce-
lerin ve dogmaların etkisinden
kurtularak kendilerini doğru
anlatma olanağı bulacaklar-
dır" dedi. Sezer, her demokratik
ülke gibi Türkiye'nin de yasalan
uygulamak ve rejime yönelik gi-
nşimlen önlemek dunımunda
oluğunu belirterek, "İnsan hak-
ları raporlarında Türkiye'ye
yöneltilen eleştirilerin haklıhk
payı bulunnıamaktadır" dedi.
Sezer, laiklik ve tartışılan tür-
ban sorununa değındiği açıkla-
masında şu görüşlen dile getırdı:
"Türkiye'nin önüne çeşitli dö-
nemlerde getirilmeye çalışılan
türban sorunu. demokrasiye sı-
ğınılarak, demokratik atılımla-
rın gölgelenmesinden başka bir
anlam taşımamaktadır. Çün-
kü, vTirttaşlanmız özel yaşam-
larında inançlannın gerekleri-
ni hiçbir baskıya uğramaksızın
özgür biçimde yerine getirmek-
tedir. Dinsel simgelerin. siyasal
düşüncelerin aracı olarak kul-
lanılmasına ve kutsal din duy-
gulannın kötüye istismarına
hoşgörüyle bakılamaz. Böyle
bir durum, laik demokratik ya-
pının özüne, gerçek inanç öz-
güıiüğüne, eşitlik Ukesine oldu-
ğu kadar, ulusal birlik Ukesine
de aykın düşer. Belirli siyasal
düşüncelerin, din ve vicdan öz-
gürlüğü ile insan haklannı ge-
rekçe göstererek inançlan kul-
lanmasına. demokrasinin ko-
runması ve toplumsal barış
adına izin verilemez. Din ve vic-
dan özgürlüğünün gerçek gü-
vencesi laiklik ilkesidir.
'Devlet sahip çıkmalı'
Kadınlarımızın siyasette ve
diğer alanlarda daha fazla tem-
sil edilmeleri, demokratikleşme
sürecimizi de hızlandıracaktır.
Devletimizin ve sivil toplum ör-
gütlerinin güç durumdaki ka-
dınlarımıza sahip çıkmaları,
onlann topluma kazandırılma-
sı için gerekli çalışmaların ya-
püaması önem taşımaktadır."
Haber Merkezi - "8 Mart
Dünya Emekçi Kadınlar Gü-
nü" bugün ülke çapmdaki etkin-
liklerle kutlanacak. tstanbul ve
Diyarbalar'da düzenlenen etkin-
liklere ise töre cinayetlerinin göl-
gesi düştü.
İstanbul Çağlayan Meyda-
nı'nda binlerce kadın bir yandan
halay çekip şarkılar söylerken bir
yandan da Şemse Aİlak. Gül-
dünyaTören"in fotoğraflannı ta-
şıyaraktöre cinayetlennı lanetle-
diler. Emekçi Kadınlar Birliği,
Amargi Kadın Kooperatifı. Pa-
zartesî Dergısı, DEHAP Kadın
Kollan, TUAD'lı Kadınlar,
KESK. ÎHD'nin de aralannda
bulunduğu 24 kadın kuruluşun-
dan oluşan "8 Mart Kadın Plat-
formu" dün Çağlayan Meyda-
nı'nda "Evde, sokakta. gözal-
tında. savaşta, dayağa. tacize,
tecavüze. namus cinayetlerine
karşı kadınlar örgütleniyor"
mitıngi düzenledı.
'Erkek politikası*
Pıyalepaşa Bulvan'nda topla-
nan 5 bin kadın Çağlayan Mey-
danı'na kadar yürüdü. Meydanda
platform adına yapılan ve Kürt-
çe çevirisı de okunan açıklama-
da. "8 Mart'ı Şemse'nin, Gül-
dünyanın acısının ağırhğı ile
kutluyoruz" denildi. Yerel se-
çimler yaklaşırken u
erkek poli-
tikasının" kadınlan anımsadığı
ama "kadını türbana indirge-
diği" ifade edılerek seçimlerde
yüzde 30 kadın kotası uygulan-
ması gerektıği vurgulandı.
Polis engelledi
Kadıköy"de toplanan ve Ata-
türk Arutı"na >
r
ürümek ısteyen ka-
dınlar ise polis tarafından engel-
Binlerce kadın Çağlayan'da bir araya geldi. (UĞUR DEMlR)
lendi Kadıköy Belediye Başka-
nı Selami Öztürk'ün, yürüyüşün
amacının sadece Atatürk Anıtı'na
çelenk konulması olduğunu kay-
detmesine karşın çevik kuv^'et,
kadınlan kordon içine alarak dur-
durdu ve yoldan geçen toplu ta-
şıma araçlannı durdurup zorla
araçlara bindirerek uzaklaştırdı.
Yeniden Iskele Meydanı'nda top-
lanan kadınlar Ayla Algan, Be-
dia Akartürk ve tıyatro sanatçı-
sı DilekTürker1
! izlediler.
AKP îstanbul tl Kadın Kollan
tarafından düzenlenen "1. Kadın
Şûrasfnda konuşan Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi
Emine Erdoğan töre cinayetleri-
ne değınerek "Devlet kurumla-
rı cinsiyet ayrımcüığı yaparsa
YÜZDE S4'Ü ÜCRETSÎZ ÇALIŞIYOR
Kadmapanı yok
I Baştarafı 1. Sayfada
lara halen görev verilmemesi
de cinsiyet aynmcılığının sür-
düğünü gösteriyor. Araştır-
maya göre evlilik çalışan ka-
dının kariyerini olumsuz etki-
lerken hamilelik durumunda
ise "anne olma" ile "çalış-
ma" arasında seçim yapmaya
zorlanıyor.
DtSK'in araştırmasına gö-
re, Türkıye'de 15 yaş üsrü
yaklaşık 25 milyon kadın nü-
fusu var. Bu nüfiısun yüzde
29'u kendisini işgücü içinde
tanımlamazken yüzde 71.2 si
işgücü dışında, yüzde 26.1 'i
iş sahibi. yüzde 27'si de işsiz
konumda bulunuyor. İşgücü
dışındaki kadınlann yaklaşık
yüzde 71 'i kendisini ev kadı-
nı olarak tanımhyor.
İşgücü oranındaki düşük-
lük, kadınlann iş yaşamına
katılmasını sağlayacak me-
kanizmalann yokluğunu ve
çalışma yaşamındaki gele-
neksel yapılann hâlâ çok
güçlü olduğunu gösteriyor.
Araştırmaya göre, 17 milyon
600 bin kadm işgücü dışında
bulunuyor.
İşgücü içindeki kadınlar
kentsel ve kırsal kesimlere
göre farklılıktaşıyor. Çalışan
7 milyonluk kadının yüzde
36'sı kentlerde, yüzde 64'ü
ise kırsal alanda yer alıyor.
Türkiye'de iş sahibi (kendi
adına. ücretli-yevmiyeli ya
da aile içinde çalışan) toplam
6.5 milyon kadının yüzde
54'ü ücretsiz çahşıyor. Üc-
retsiz çahşma kırsal kesimde
yoğun olarak gözleniyor. Kır-
sal alanda kadınlann yüzde
78'i ücretsiz olarak çahşu-ken
kentsel bölgelerde kadınlann
yüzde 80'i ücretli-yevmiyeli
çahşıyor.
SARIHAN,TCY'YÎ DEĞERLENDÎRDÎ
Ne istediler, ne oldıı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhuriyet Kadın-
lan Derneği Başkanı Şenal
Sarıhan, Türk Ceza Yasa-
sı'nda (TCY) yapılan değişik-
liklere "kadınlann istekleri-
nin" ne kadar yansıdığını
araştırdı. Sanhan, "Ne iste-
dik, ne oldu" başlığı altında
hazırladığı araştırmasında, ya-
saya yansıyan değişiklikleri
artılan ve eksileriyle gözler
önüne serdi. Sanhan, şu tespit-
lere yer verdi:
Ne istedik: Cinsel suçlar
"Kişilere Karşı Suçlar" kap-
sımında düzenlenmelı..
Ne oldu: Cinsel suçlar
"Vücut Dokunulmazlığına
Karşı Suçlar" adı altında
"Kişilere Karşı Suçlar" kap-
samında düzenlendi. Edep Tö-
releri ifadesi bölüm başlığın-
dançıkanldı.
Ne istedik: Namus cinaye-
ti faillerinin ceza indiriminden
yararlanması önlenmeli ve na-
mus cinayetleri "Nitelikti tn-
san Öldürme" kapsamına
ahnmahdır.
Ne oldu: Namus cinayetle-
rinde indirime neden olan 31.
maddedeki "Haksız Tahrik"
ifadesi "Haksız Fiir ifade-
siyle değiştirildi. Namus sa-
ikiyle işlenen cinayetler, "Nî-
telikli İnsan Öldürme" mad-
desine dahil edilmedi.
Ne istedik: Cinsel Tecavüz
ve Cinsel Bütünlüğe Tasaddi
suçlan açıkça adlandınlmalı,
"ırz" kavramıTCY'den çıka-
nlmalıdu-.
Ne oldu: Tecavüz, ağırlaştı-
ncı neden olarak "Herhangi
bir organ ya da sair cismin
mağdurun vücuduna sokul-
ması" olarak tarif edilmiş, ko-
vTişturma mağdurun şikâyeti-
ne bağlı olmaktan çıkanldı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor
Töre cinayetleri lanedendi
toplumda kadın hukukunu, ka-
dın haklannı töreler belirler.
Kendi yaradılışımızla çatışma-
ya girmeden, hayatın içindeki
ağırhğımızın ve yerimizin far-
kında olarak taşıdığımız yükü
paylaşmak istiyoruz" dedi.
Şemse Aİlak anıldı
Diyarbalar'da Kadın Merkezi
(KA-MER) üyeleri, Şemse Aİ-
lak' ın mezanna karanfıl bıraktı.
Allak'ın Yeniköy Mezarhğı'nda-
ki mezannın başında açıklama
yapan KA-MERNamus Cinayet-
lerini Önleme Projesi Koordina-
törü Naime Kardaş, kadm hak-
lannın insan haklan bütününden
ayn tutulmasına karşı çıktıklan-
nı belirtti. Mersin'deki yürüvüş
öncesinde, korteje izinsiz pan-
kartla katılmak isteyen 6 kişi gö-
zaltına alındı.
Bugünkü etkinlikler
DSP Genel Başkan Yardımcısı
Rahşan Ecevit DSP Okulu'nda
yapacağı toplantıyla Kadınlar
Günü'nü tartışacak. Ankara Ba-
rosu "Kürselleşme, Türkiye'de
Kadın ve Kadın Hareketi" ko-
nulu panel düzenleyecek. Sendı-
kalar da Kadınlar Günü nedenıy-
le çeşitli eylem ve protestolarda
bulunacak. Türkiye Kamu-Sen.
DoğuTürkistanlı kadmlara yapı-
lan uygulamalan protesto etmek
amacıyla Çin Halk Cumhuriyeti
Büyükelçiliği önüne sıyah çelenk
bırakacak. Türk-tş "21.Yüzyılda
Türkiye"'de Çalışan Kadın Pro-
fili" konulu panel ile Kadınlar
Günü'nü kutlamaya hazırlanır-
ken, Türk Metal Sendikası da
"Kadın tşçiler Büyük Kurul-
ta>i"nın 10. toplantısım gerçek-
leşürecek.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Sait Faik'in hemen bütün kitaplannın arkasın-
da, kendisine ait şu söz vardır:
"Bir insanı sevmekle başlar her şey!"
Bunu, yurttaşlık bilincine yansıtırsak şöyle diyebi-
liriz:
"Yurttaş için her şey, ülkesini sevmekle başlar!"
Vatanı sevmek, bizim ulusal özelliklerimizden biri.
Belki de yüzyıllar-binyıllar boyu, göçlere, savaşlara,
yengilere-yenilgilere, kuşatmalara karşın doğrulup
kendi ayaklarımızın üzerınde durabilmemizin bir ne-
deni bu...
Ancak son dönemde bu özellik neredeyse suç ha-
line geldi. Bir kişi, ulusal çıkarlardan söz etmeye baş-
ladığında baskın anlayış hemen karşı çıkıyor:
"Bırak bu statükocu tutumlan..."
Sözcüklerin çağrışımından yola çıkarsak artık sta-
tükoculuk yok, sat-at-üt-oculuk var...
Bunu besleyen unsurtann başında, hükümetin baş-
ta Kıbrıs olmak üzere, pek çok ulusal konuda "ken-
dimizi haksız görme" anlayışı geliyor. Komşumuz dün
sandıktaydı; iktidar da muhalefet de Kıbns'a ve öte-
kı sooınlara, arada bazı farklılıklar olmasına karşın or-
tak bir omurgaya dayalı yaklaşıyorlar. Bizde de ikti-
darla muhalefet giderek birbirinden uzaklaşıyor. Ikti-
dardakiler, 3 Kasım oylarını toplasan yüzde 50'yi ge-
çecek partilerin ortak katılımıyla yapılan bir toplantı-
yı bile "Marjınal gruplann etkinliği" diye yorumluyor-
lar.
Daralan çember!
Acımasız ama, gerçekçi bir sözdür:
Aç kalan toplum, once değerlerini yeıi
Iktidarın sat-at-üt-ocu tutumuna karşılık toplum-
dan yoğun bir tepkinin gelmemesinin bir nedenı bu
mu?
Evet demeye dilim varmıyor!
Gerçi son dönemde, Ankara'da önceki gün Tan-
doğan Alanı'nda da doğan bir uyanış dikkati çekiyor
ama, bunlann tam bir bütünlük içinde olmadığı, or-
tak hedefın tam olarak oluşturulamadığı havası var.
Iktidan, halkla alay edecek densizliğe iten de bu da-
ğınıklık...
Ekonomisi, dünya siyaseti üzerindeki ağırlığı Tür-
kiye ile karşılaştınlmayacak kadar büyük olan Ingil-
tere'de bile kimi önemli kurumlar özelleştirileceği za-
man, aylarcatoplumu bilgilendimne çalışmalan yapıl-
dı. Salt bir iki büyük kurum için 10'a yakın halkla iliş-
kiler şirketinden yardım istendi...
Türkiye'de ise Cumhuriyet tarihiyte eşdeğer kaza-
nımlar, bir kalemde, değerinin kat kat altında satılı-
yor... Icraatı yapanlar ise hem hatalannı kabul ediyor
hem yaptıklarının doğru olduğunu söylüyor!
Iktidardakilerin kendi dönem zenginlerini yaratma-
sına toplum da alıştı. Ama işin dozu biraz kaçarsa
tepki gösterilir..di! 1970'li yıllann liderleri, sülaleden
zengin edilecek kişileri seçip öne çıkardılar. Zengin-
liğin kaynağı hayali ihracattan olunca, başlarını der-
de soktular... 1980'li yıllann liderleri, sülaleden çok aı-
leden hareket ettiler. Dikili ağacı olmayan çocuklan-
na televizyon kanalı diktiler... 1990'ların liderleri, işi
daraltıp kocalarını zengin ettiler. Doz kaçınca siyaset
sahnesinden çekildiler...
2000'lerin liderleri, tarihsel çembeıi iyice daralttı-
lar, kendilerini zengin etmek için ticarete girdiler...
Ben istikrar diye buna derim; adım adım çemberi da-
raltıp kendi etraflanna getirdiler. Sanınm, 'nzkın on-
da dokuzu ticarettedir' sözünü bugüne şöyle taşıdı-
lar:
'Ticaretin onda dokuzu siyasettedir!'
Her neyse... Bugün gündemdeki konuları derin-
leştirip çeşitlemeler yaptık... Geçen gün bir arkada-
şımla oradan buradan konuşuyoruz. Bir yerde kızdı,
'Ben bunu yapana vatan haini derim' dedi... Görüşü-
ne katılmadım...
Bir kişıye vatan haini demek için, önce onda vatan
mefhumu olması gerekir!
cumhuriyetcom.tr
Cündoğdu'ya CHP'den tepki:
Çağdaş ve sağlıklı
düşünceler değil
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Eğitım
Bır-Sen Genel Başkanı
Ahmet Gündoğdu'nun
"Karma eğitim mec-
buriyeti kaldırılmah.
Özelİikle Doğu ve Gü-
neydoğu'da kız çocuk-
lan karma eğitim sebe-
biyle okula gönderil-
miyor. Bu durum top-
lumsallaşmalarını en-
gelliyor" açıklamasına
CHP'lıler tepki gösterdi.
CHPliler, "Kadmı
ikinci planda tutan bu
aynmcı yaklaşım top-
lumsallaşnıa değil, so-
yutlama formülüdür"
görüşünü sa\aındu.
CHP Ankara Millet-
vekili, Prof. Dr. Yakup
Kepenek, "Bu görüş,
bilimsel, çağdaş ve sağ-
lıklı bir düşüncenin
ürünü olamaz. Çocuk-
ların ve gençlerin top-
lumsallaşmalarının en
olunılu. en doğru oldu-
ğu eğitim biçimi kar-
ma eğitim biçimidir"
dedi. Kepenek, "Hele
hele, temel eğitime bu
anlayışla yaklaşılması-
nın toplumsallaşma
değil, tersine sağlıksız
kişiliklerin oluşmalan-
na neden olan avrımcı
bir yaklaşım olduğu-
nu" %oırguladı. Kepe-
nek, "Kadını ikincil tu-
tan bir dünya görüşü-
nün ürünüdür ve bu-
nun hiçbir biçimde be-
nimsenmcsi düşünüle-
mez. Kızlar için karma
eğitimin ne gibi bir sa-
kıncası olabilir. Bunu
bir eğitimcinin, söyle-
mesi çok üzücü" dedi.
CHP Ankara Millet-
vekili Zekeriya Akıncı
da u
Sendikacı arkada-
şımızı kutlamak gere-
kir. Bu yolla mı kadın-
lan sosyalleştirecekler-
miş? Eğitim çahşanla-
rının sendikal örgü-
tünden bu açıklama-
nın gelmesi çok üzüntü
verici" dedi. Akıncı
şöyle konuştu: "Tam
aksine o yol toplumsal-
laşma değil, toplum-
dan soyutlanmanın yo-
ludur. Kendilerini kını-
yorum. Kadının top-
İumsallaşmasının an-
cak karşı cinsle yan ya-
na olduğunu anlamış
değiller. O formüller
kadını toplumsallaştır-
maktan çok, senin ye-
rin bu, ancak bunlan
yapabilirsin, diye sınır-
landırmanın voludur."