Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 8 MART 2004 PAZARTESİ
4 HABERLER
HıMimetin bu yıl içinde alınmasını planladığı 40 bin personelin kurum dağılımı belli oldu
Diyanet,yargıyı solladıMUSCAFA ÇAKIR
A.VCARA - Hükümetin, Bütçe Ya-
sası kpsamında bu yıl içinde alın-
masın hedeflediği 40 bin persone-
lin kırum dağılımı belli oldu. Diya-
net keri Başkanlığı 600 personel
ile Aıayasa Mahkemesi Başkanlı-
ğfnı. Yargıtay Başkanlığı*nı, Da-
nıştajBaşkanlığVnı, Yüksek Seçim
Kuruu'nu (YSK), Adlı Tıp Kuru-
mu'nu üniversiteleri ve bazı bakan-
JıkJar geride bıraktı.
Bu /ıl Bütçe Yasası kapsamında
ahnacak 40 bin personelin. genel ve
katrm foütçeli kurumlara dağılımı
netleşi. Bu yıl içinde Tıpta L'zman-
lık Sınrvı ve Dişhekımi Uzmanlık Gi-
riş Sııavı sonucunda toplam 3 bin
• Anayasa Mahkemesi'ne 7, Adli Tıp Kurumu'na 25, Danıştay Başkanlığı'na 15, Yargıtay
Başkanlığı'na 30, Yüksek Seçim Kurulu'na 35 personel almacak. Bu yıl içinde 100'ün üzerinde
personel alacak üniversite bulunmuyor. Yüksek yargı organlan ile üniversiteleri sollayan Diyanet
İşleri Başkanlığı ise 600 personel alacak. En fazla personeli ise Milli Eğitim Bakanlığı alacak.
200 kişi ahnacak. ÖSYM 1, Üni-
versitelerarası Kurul 7, YÖK Baş-
kanlığı 20, Marmara Cniversitesi
75, Trakya Üniversitesi 71. Istanbul
Cniversitesi 75. Gazi Gnıversitesi
75. Ege Üniversitesi 75, Çukurova
Üniversitesi 62. Atatürk Üniversite-
si 76 personel alacak. Diğer üniver-
sitelerin alacakJan personel sayısı
da 60 ile 70 arasında değişiyor.
Genel bütçeli kurumlar arasında
yer alan Diyanet İşlen Başkanlığı
ise üniversiteler ile birlikte bırçok ku-
rumu geride bıraktı. Diyanet bu yıl
içinde 600 personel alacak. Buna
karşın örneğin Anayasa Mahkeme-
si Başkanlığı 7. Adli Tıp Kurumu
Başkanlığı 25. Danıştay Başkanlığı
17, Yargıtay Başkanlığı'30, YSK ise
35 personel alacak. Diyanetin 600
personel ile geride bıraktığı diğer
kuruluşlardan bazılan da şöyle:
TBMM: 20, Cumhurbaşkanlığı:
20, Başbakanlık: 40. İçişleri Bakan-
bğı: 300, Jandarma Genel Komu-
tanlığı: 50. Milli Savunma Bakanlı-
ğı: 250, Sahil Güvenlik Komutanb-
ğı: 100. Avrupa BirHği Genel Sekre-
teıüği: 4, Baymdırhkveîskân Bakan-
lığı: 40, Çahşma ve Sosval Güvenlik
Bakanhğı: 75, Sosval Güvenlik Ku-
rumu Başkanhğı: 15. Çevre ve Or-
man Bakanlığı: 25. Devlet İstaristik
Enstitüsü Başkanlığı: 20. DPT: 43,
Devlet Personel Başkanlığı: 5, Dışiş-
leri Bakanlığı: 50. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakantağı: 10. Gümrük
Müsteşarhğı: 90, Hazine Müsteşar-
bğı: 50, Sanayi ve Tkaret Bakanlı-
ğı: 26. Diyanet, katma bütçeli kurum-
lan da solladı. Bu yıl sonuna kadar
katma bütçeli kurufnlardan DSİ Ge-
nel Müdürlüğü 20, Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü 30, Karayollan
Genel Müdürlüğü 25, Köy Hizmet-
len Genel Müdürlüğü 10. Orman
Genel Müdürlüğü 45, Vakıflar Ge-
nel Müdürlüğü 50. Tanm Reformu
Genel Müdürlüğü 5 personel ala-
cak.
Bu yıl içinde en fazla personel ala-
cak kurumlar arasında 18 bin ile
Milli Eğitim Bakanlığı ilk sırada yer
alıyor. Onu 5 bin 900 ile Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü izliyor. Yine bu yıl
içinde Sağlık Bakanlığfnın 3 bin,
Adalet Bakanlığı'nın da 2 bin per-
sonel alması öngörülüyor.
DEHAP GENEL BAŞKANI
'AKP'lilerin
köküçürük
9
MAHMUT ORAL/ ALİ BÎLGİLİ
SÜRT- DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan,
Sürt'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
"CHP'nin kökii bereketsiz" sözüne atıfta buluna-
rak "AKP'Hlerin kökii çürük" dedı. Bakırhan. Sı-
irt CumJhuriyet Meydanı'nda yaklaşık 20 bin kişi-
ye seslendi. Demokratık Güçbirliğı'nın yalnızca
Güneydoğu'da değil tüm Türkiye'de Murat Kara-
yalcın, Fikri Sağlar. Arif Sağ, Osman Baydemir.
FerhatTunç Mesut Beştaş gibı bırikimlı adaylarla
seçmenlerin karşısına çıktığını belirten Bakırhan.
konuşmasuıda Erdoğan ve Fadıl Akgündüz'e yük-
lendi. Erdoğan"ın Sıirt"le "enişte" olarak milletve-
kili seçîldiğinı ve seçim öncesinde vaatlenni yeri-
ne getirmedığini söyleyen Bakırhan, şöyle
konuştu: "Erdoğan CHP için "kökü kurak' demiş-
ti. Ben d e şinıdi söylüyorum ki Tay\ip Erdoğan. si-
zin kökiinüz de duMe yollar gibi çürük." AKP'nin
seçimde umudunu Akgündüz'e bağladığını ifade
eden Bakırhan, "Akgündüz'e ve onu destekleyen-
lere sesleniyorum: Bu kirli oyuna gelmeyin. Kurtu-
luş AKP'nin takmeciKğinde değiL .\raplar ve
Kürtlerin oluşturduğu güçbirliğindedir'' dedi.
DtYARBAKIR DGM
Kçyıp HADEP'Uler
için taldpsizUk
DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şırnak ın
Silopi ilçesinde 25 Ocak 2001 günü jandarma ka-
rakoluna girdıkten sonra kaybolan HADEP Ilçe
Başkanı Baskanı Serdar Tanış ve yönetıci Ebube-
kir Deraiz'le ilgili hazırlık soruşturması takipsiz-
likle sonuçlandı. Tanış ve Deniz'in kaybolmasıy-
la ilgili Silopi Jandarma Komutanlığı ve Şırnak
Alay KomutanlığTnda görevli 47 asker hakkında
Silopi Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturma baş-
latıldı. Jandarmaya yapılan bir ihbarda eski DE-
HAP 11 Başkanı Resul Sadak'ın. Tanış ve Deniz'i
5 bin dolar karşıhğında PKK'Iilere teslim ettığı
ihban iizerine soruşturma eenişletildi. Bu sırada
Zeki Genç bir röportajda, Deniz'i öldürdüğünü
açıkladı. Tanış'ın babası Şuayip Tanış ı tehdit et-
tiği ileri sürülen ve kayıplardan sorumlu tutulan
Şırnak Jandırma Alay Komutanı Levent Ersöz ile
Silopi Jandarma Komutanı Süleyman Can'ın so-
ruşturma dısında tutulması dikkat çekti. Silopi
CumhıiTİyet Savcılığrnca hazırlanan hazırlık so-
ruşturması dosyası 22 Nisan 2003'te Diyarbakır
DGM Savcıhğı'na gönderildi. DGM Savcılı-
ğı'nca •vürütülen soruşturma sonunda "yeterü de-
He lüaşılanndığT gerekçesiyle tüm sanüdar hak-
kında takipsizlik karan verildi.
Oğrener
DSP lideri Bülent Ecevh, eşi Rahşan Ecevit'le birlikte partisinin Ankara il örgütü kongresine kaüldı. (AA)
AKP'nin laik Türkiye'yi tehlikeye düşüreceğini söyledi
Ecevit'ten rejim uyarısıANKARA (Cumhumet Bü-
rosu) - DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit. AKP'nin "laik, de-
mokratik rejimi tehlikeye düşü-
receğT uyansında bulunurken;
SHP- DEHAP işbırliğını de
"Türkhe için ciddi bir tehüke"
olarak değerlendirdi. Ece\it.
H
hü-
kümetin Türkiye ve KıbnstaTürk-
ler için tehlike teşkil ettiğini, hal-
kın da buna göre tedbirini alaca-
ğmı" söyledi.
Ecevit, dün _ ^ ^ _ ^ ^ _ ^
partisinin Anka-
ra 6. olağan
kongresine ka-
tıldı. Gazeteci-
lerin sorulannı
yanıtlayan Ece-
vit, ' KKTC
Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş a
Ankara'da des- ~ ^ ^ ~ ~ ~ ' ^ ~
tek verenlerin "marjinal çevnder"
olarak nitelendirilmesine tepki
gösterdi. Ecevit. "Marjinal çev-
reler falan, bunlar lafbr. Denk-
taş'm arkasında Türkn e ve Türk
halkının büyük çoğunluğu var.
Başka nedenlerleAKP'nin oyla-
n NÜkseldL Fakat halkmuz, hü-
kümetin Kıbns konusunda, Kıb-
rtsh TürklerveTürkheiçin ne ka-
dar tehlike teşkil ettiğini gördük-
çe ona göre gereken tedbiri ala-
cakür" dedi.
Ecevit. kongrenin açılışında
yaptığı konuşmada ise CHP ve
SHPyi hedef aldı. Bu ikı parti-
nin aynı kökenden geldiklerini id-
dia ettiklerini, ancak ikisinın de
eski CHP ile ilgisi bulunmadığı-
nı savunan Ecevit. "SHP şimdi
artık geleceğini bölücülük, ırkçı-
• CHP ve SHP'yi de eleştiren Ecevit, bu iki partinin
aynı kökenden geldiklerini iddia ettiklerini, ancak
ikisinin de eski CHP ile ilgisi bulunmadığını savundu.
Ecevit, "SHP şimdi artık geleceğini bölücülük,
ırkçılık yapmaya kalkışanlarla bir araya getirmektedir.
Birbirlerinden istifade etmeye çalışıyorlar. Bu,
Türkiye için büyük bir tehlikedir" dedi.
lık yapmaya kalkışanlarla bira-
ra>~a gearrnektedir. Birbirlerinden
istifade etmeye çahşnorlar. Bu,
Türkiye için büyük bir tehlikedir''
diye konuştu. Ecevit, CHP'nin ye-
rel seçimler için "irtica bakmun-
dan tehükeü olacak, CHP ve sol-
culukla alakası olmavan kişilere
ada>1ık teldifı gönürdüğünü, çün-
kü kendikrine güvenmedikleri-
ni" söyledi.
Ecevit, AKP'nin "laik,demok-
ratik rejimi tehlikeye düşüreceği-
ni'' sık sık dile getirdiğini anım-
satırken "Bunun bitincine varan-
lann sa\ısı giderek ardjor" de-
di. KKTC'nin çok cıddi tehlike-
lerle karşı karşıya olduğunu kay-
deden Ecevit, "Kıbns, Türki-
ye'nin bü" uzantısıdır. KKTC'ye
30 yıl önce banş, güven ve istik-
^ ^ _ _ _ _ _ rargeldLDahane
çözümü isteniyor
anlavabUmişdegi-
Km" açıklaması-
nı yaptı. Hüküme-
tin bazı medya ku-
ruluşlanyla birlik-
te "AB ve ABD
çok güçlü, o yüz-
den Annan Pİanı-
~ ^ ~ ~ nı,kabuletmekzo-
rundayjz" göriişünü savunduğu-
nu aktaran DSP lideri Ecevit.
şunlan söyledi.
"Çünkü Türkulusunu tanınıı-
yoriar. Hükümete seslenh orunı:
Türk halkmdan. Türk halkının
güciinden korkmayın. Denk-
taş'tan korkun anıa Türkne'den
korkmajin."
SERGULCAMGUR
BURDIIR-Uşak
Cezaevi'ndeölüm
orucunun 136. gününde
yaşarrunı yitıren DHKP-C
hükümlüsü Güla> Oğrener
(31) memleketi Burdur'da
toprağa verildi. Oğrener,
vasıyeri üzerine saçlan
Karadeniz'e atılmak üzere
kesildikten sonra üzerine
gül yapraklan serpilerek
tabutla defhedildi.20 Ekim
2003'te ölüm orucuna
başlayan ve 29 Şubat günü
cezaevindeki koşullan
protesto etmek için
kendisini yakan Oğrener,
tzmir'de 4 Mart günü
yaşamını yıtirdi. Oğrener,
kendini yakmadan önce,
cezaevinde birlikte yattıği
ve 3 ay önce tahliye olan
ablası Nuray Oğrener'e
mektup yazarak vasiyetini
ılettı. Oldüğünde Burdur'a
gömülmek istedigini
anlatan Oğrener,
mektubunda şunlan dedi'
"Denizi kendime çok yakuı
buluyorum. Suvu çok
seviyorum. Hani su hav'attır
derler ya. O vüzden toprağa
değil suya gömühnek
isterdim. Anıa yasal
zorunluluk gereği
gömüleceksem beni
Burdur'a gömün. Ailetn de
\^nlannda ohnamı ister.
Bari kemiklerim
yanlannda oLsun. Bunca yıl
hasrctimi çektiler. Ama
saçlarımın kazuımasuu
isti>t>rum. Akdeniz'de
doğdum. Ege'de çalışüm.
Saçlannu da Karadeniz'e
ann. Böviece .\nadolu*yu
dolaşnuş olurum. Başunda
hmon ve mimoza ağacı
olsun isterinı. Yağmurda
harika görünürler \e
çiçekleri çok güzel kokar.
Deniz deniz derken nerdere
geldik. Tamam arük
gidiyorum. Tekrar se\gi w
selamlanmla._"
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
YaprakZîhnioğlu'nun "Kadınsız In-
<ılap" frs/letis Yayınları) başlıklı kitabı,
3umhuriyethılk ktruluş yıllanna da
şık tutan öremli bir araştırma. Zih-
nioğlu'nun bu araştırmasının odak
noktası NezlieMuhiddin'in kadının
siyasi rıaklar için verdiği mücadele-
iı'n öyküsü. Cumhuriyetin bilinme-
/en bir yönu Kadın bakış açısıyla ilk
<ez gözler cnjne serilıyor. Bu araş-
nrrnayla kadnlann haklannı elde ede-
3İlmek için nasıl bir mücadele verdik-
erini d e öğrenmiş cluyoruz. Bu hak-
ar sani'ldığı /e ıddia edildiği gibi bir
ütuf olarak verilmemış. Kadınların
•nûcadele etiğı birçok sorunun bu ül-
<ede ilk savjnucuianndan birisinin
Nezıhe Muhddin oduğu bu araştır-
nayia g ü n uığına çıkıyor.
Nlezihıe IvluhıddinOsmanlı'nın çö-
<üş ve Curmjriyetn kuruluş yılları-
-ıın tanı^ı bira/dınd 20 yaşında ıken
Ikinci Iw1esn.tr/et gerçekleşmişti. O
/ıllarda öğret-nen olmak amacıyla
viaarif rNezaetı'nefcaşvurduve kız li-
sesinde öğBtmenlk yapmaya hak
<azandlı. Ayn yillarda ddnemin gaze-
telerincde kadn sorunlarını dile geti-
•en yazzılar yızıyordj.
NezihıeMıhddinın ilkromanıÇe-
Nezihe Muhiddin ve 8 Mart
bab-ı Tebah (Harcanan Gençlik) 1911
yılında Istanbul'da yayımlandı. Daha
sonra 20 kadar roman yazdı. Üç yüz
kadar öyküsü, sahnelenmiş piyesle-
ri, operetleri ve filme alınmış senar-
yoları vardı. Zihnioğlu, Muhiddin'in
çoğu eserini "köşesine çekilmeye
zorlandığı 1927yılından sonra"yaz-
dığını belirtiyor.
Nezihe Muhiddin"i unutulmaz ya-
pan, Türkiye'nin ilk kadın partisini
kurmaya öncülük etmesi ve başına
bu nedenle olmadıkdertlerin açılma-
sıdır. Zihnioğlu'nun "köşesine çekil-
meye zorlandığı" dediği dönem işte
bu dönemdir. Nezihe Muhiddin, Os-
manlı Imparatorluğu döneminde 1908
ile 1923 yılları arasında Osmanlı Türk
Hanımlan Esırgeme Derneği'nde, Do-
nanma Cemiyeti'nin kadınlar kolun-
da çalışmıştı. Aynca 1912 yılında Mü-
dafaa-i Hukuk Cemıyeti Kadınlar Mer-
kezi Genel Sekreterliği'ni yaptı.
Yaprak Zihnioğlu, Nezihe Muhid-
din'in çeşitlı dönemlerdeki siyasi eği-
limlerini ise şöyle değerlendıriyor:
"Muhiddin'in kadın hakları için et-
kınlikJeh iki farklı siyasi dönemde (II.
Meşrutiyet ve Cumhuriyet) gerçek-
leşti. Buna bağlı olarak Muhiddin'in
milliyetçiliğinin evrelerinden söz ede-
biliriz. Muhiddin 1912'de, yeni geli-
şen Türkçülüğün etkisini taşımakla
birlikte, esas olarak imparatorlukçu
Osmanlıcı olarak konuşuyor. 1918 de
adem-i merkeziyeti savunuyor,
1923 'te ise liberal cumhuriyetçi ola-
rak karşımıza çıkıyor."
Ama bütün bunların ötesinde Ne-
zihe Muhiddin'i bugün hâlâ önemle
anıyor olmamızın nedeni "bir düşü-
nür ve eylemci olarak kadın hakları
için mücadelesidir". Nezihe Muhid-
din, milli mücadelenin başanyla so-
na ermesinden sonra kadınlann siya-
si hakları için yürütülen mücadelenin
öncüsüdür. Cumhuriyetin kurulma-
sıyla birlikte kadınların da haklara ka-
vuşması gerektiğini düşünmüş ve
şunlan söylemişti: "Cumhuriyet ka-
dın-erkek farkı tanımayan adil birsis-
temdir."
Bu amaçla Nezihe Muhiddin ve ar-
kadaşları 15 Haziran 1923 yılında ka-
dınlar şûrası topladılar ve bu şûradan
Kadınlar Halk Fırkası'nın kuruluş ka-
ran çıktı. Kadınlar Halk Fırkası basın-
da ve kamuoyunda ilgiyle ve tepkiy-
le karşılandı. Kadınlar Halk Fırkası, Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin kurulan ilk siya-
si partisidir. Ancak, o zamanki anla-
yış ve yasalarda kadınlann siyasi hak-
lan yoktu. Bu nedenle bu partinin ku-
ruluşuna izin verilmedi.
1924 yılının ilk günlerinde Kadınlar
Halk Fırkası'nın kuruluşuna izin ve-
rilmediğini öğrenen kadınlar, daha
sonra adı Türk Kadınlar Biriiği olacak
siviltoplum kuruluşunu kurdular. Ne-
zihe Muhiddin bütün bu dönemler-
de kadın haklannı ve eşitliği savunan
militan tutumuyla öne çıktı. Bu tu-
tum, onun eleştirilere uğramasına ve
evine kapanacak ölçüde dışlanma-
sına neden oldu. Nezihe Muhiddin
kadının seçme ve seçilme hakkına sa-
hip olması için yürütülen mücadele-
nin de öncüsüydü.
Bu çabalar, Nezihe Muhiddin'in yar-
gılanmasına ve Türk Kadınlar Birliği'nin
bir süreliğine kapatılmasına da neden
oldu. Daha sonra Türk Kadınlar Birli-
ği'nden ihraç edildi. Ihraç, o dönem-
deki hükümetin kararıyla oldu. Yıl
1927'ydi. Nezihe Muhiddin gördüğü
baskılar sonucu evine kapandı. Ken-
dini yazılara verdi.
Yaprak Zihnioğlu, Nezihe Muhid-
din'in tarihten de dışlandığını, yıllardır
onun adının bile bir kadın yazar ve ro-
mancı olarak anılmadığını belirtiyor ve
şu değerfendirmeyi yapıyor: "Muhid-
din'in tarihten dışlanmasının nedenibi-
reysel, kişisel çatışmalar değildi."
Cumhuriyetin kuruluş yıllanndaki erkek
egemenliği ile Türk kadın hareketinin
feminist eylemci ve düşünürleri çatış-
mıştı.
Nezihe Muhiddin, 10 Şubat 1958
günü Istanbul'dayalnız ve unutulmuş
bir halde akıl hastanesinde vefat etti.
Cenazesi 12 Şubat günü Şişli Ca-
mii'nden kaldınlıp törenle Zincirlikuyu
Mezarlığı'na gömüldü. Törende eşi ve
dostları bulundu. Kurucusu olduğu
Türk Kadınlar Birliği'nden hiç kimse ce-
nazesine katılmadı.
Bugün 8 Mart. Nezihe Muhiddin, ta-
rihimizin önemli ve mücadeleci kadın-
lanndandı. Onu saygıyla ve sevgiyle an-
mak 8 Mart gününü daha anlamlı kılar.
2000'Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
Kadının purumunda
Değer Sistemleri...
Insanlann toplumsal konumlannı, kişisel davranış-
lannı belirleyen onlann değer sistemleridir. Bizim ka-
dınlanmızın içinde bulunduklan durum, toplumsal de-
ğer sistemleriyle belirlenmektedir.
21. yüzyılın başlannda bir '8 Mart Dünya Kadınlar
Günü'nde kadınların içinde bulunduğu durum gene
bu değer sistemleri ile belirlenmektedir.
Bu değer sistemlerine ana çizgileriyle bakarsak:
1. Töre-gelenek değerleri:
Bu değer sistemine göre erkek, kadının sahibtdir.
Kızının sahibi olan baba, sonra kızını yeni sahibi olan
kocaya verir.
Kadın, sahibi olan erkeğin istediği her şeyi hıç kar-
şı çıkmadan yapmak zorundadır. Sahibi isterse tarla-
da çalışır, ev hizmetleri zaten görevidir. Sahibi ne ve-
rirse onu yer, ne alırsa onu giyer, çocuk doğurur, on-
lara bakar büyütür. Sahibi eve yeni bir kadın getirirse
onu kabul etmek, ona hizmet etmek zorundadır.
Haklan yoktur, yükümlülükleri vardır.
Bu değerlerin ödülü yoktur, ama cezası çok ağırdır.
Bu değer sisteminın dışına çıkmanın cezası olüm-
dür.
Sistem ne ölçüde haksızsa ceza o ölçüde ağır olur.
2. Islam geleneği değerleri:
Bu değer sisteminin kaynaklan din yorumlan ve ge-
leneklerdir.
önce baba, sonra da eş, kadının 'efendisi'dir.
Kadının yeri evidir. Görevi de eşini hoşnut etmek,
evini temiz tutmak. çocuklanna iyi bakıp terbiyeli ye-
tiştırmektir.
Kocasına itaat etmesi asıldır, onunla eşit olmaya ça-
lışmayacaktır.
Babası ya da eşi izin verirse çalışabilir.
En önemli görevi önce iyi bir kul olmak, sonra da
kendisinden beklenen görevleri yapmaktır.
3. Evrensel üretici eşitlikçi değerler:
Toplum ekonomileri değıştikçe, tanm toplumun-
dan endüstri toplumlanna geçildikçe, kadınlann üre-
timde yerferinı almalan yanında toplumsal hiyerarşi de
yıkıldı. Kadınlar eşitlik istemlerinı yükselttiler ve yeni
haklar kazandılar.
Yeni 'evrensel-üretici-eşitlikçi değerler' sistemi Av-
rupa'da başlayan Rönesans ve Aydınlanma ile orta-
ya çıktı. Atatürk Türkiyesi'nin 'Cumhuriyet kadınlan'
bu değer sisteminin içinde yetiştiler ve yerlerini aldı-
lar.
Bu sistemin kadını erkekle eşittir. Kimse kimsenin
sahibi değildir.
Herkesin sahibi gene kendisidir.
Üreticıdir, erkekle yan yanadır, eşitlikçi yaşama hak-
kına sahiptir.
Hem bireydir hem de toplumsal yarann bir parça-
sıdır.
Bireysel sorumluluğa da toplumsal sorumluluğa da
sahiptir.
4. Evrensel tüketıci değerler sistemi:
Son otuz yılda daha belırgınleşen tüketici prototi-
pınin kadınıdır.
Hem tüketmekte hem de tüketilmektedir.
Birey çıkarlan öndedir, bencillik övülmekte ve ödül-
lendirilmektedir.
Kendi üstünlüğünün kabulü her şeyden önemlidir.
Erkek sadece tüketim için vardır ve tüketilmelidir.
Kendi tüketim özlemınden ve gücünden başka hiç-
bir şeye sorumluluk duymamaktadır.
Günümüzde yaşananlar, birbirinden çok farklı ke-
simlerde yaşayan kadınlar hep bu dört değer siste-
minin birbirinden farklılıklannı yansıtmaktadır.
Elbette sistemler arasında geçiş alanlan vardır, bu
alanlarda yaşanan durumlar da kanmaşık görüntüler
vermektedır.
Aynca, bir alandan ötekine doğru kaymalar olmak-
tadır.
örneğin, Islam gelenekleri değer sisteminde yaşa-
yan kadınlar, toplum yaşamına katılma isteklerini yo-
gunlaştırmaktadırlar. Birey olma istemi artmaktadır. Tü-
ketim toplumuna katılma istekleri bu kesimin kendı-
ne özgü modalannı yaratmaktadır.
Evrensel üretici değerlerden evrensel tüketiciliğe
doğru da hızlı bir kayma gözlenmektedir. özellikle
'evrensel üretici değerier'e sahıp anneler, kızlannda-
ki 'evrensel tüketici değerieHe çatışmaktadır.
Kaymaları ve çatışmaları ırdelemeyi sürdüreceğiz.
e-mail: erdalatak <ı superonline.com
Faks:0 212-513 90 98
CHP'den seçim yürüyüşü
• İstanbul Haber Servisi - CHP Eminönü Ilçe
Başkanlığı, CHP Eminönü belediye başkan ada-
yı Zeynel Yılmaz ve çok sayıda partilinin katıl-
dığı seçim yürüyüşü düzenledi. Yenikapi'dan
Cankurtaran'a kadar tüm mahalleleri dolaşarak
yurttaşlann sorunlannı dinleyen Yılmaz, Emi-
nönü'nde ınsan odaklı ve üretken bir belediyeci-
lik anlavışında olacaklannı söyledi.
Seçim sandığı kavgası: 13 yaralı
• VtRANŞEHİR (AA) - Şanlıurfa'nın Vıranşehır
ilçesinde 'seçim sandığı' nedeniyle çıkan kavga-
da, 2'si ağır 13 kişı yaralandı. Kınalıtepe Kö-
yü'nde oruran Faysal Ayaz ile Yukan Sarpin Mez-
rası'nda oturan Aziz Yıldız arasında, seçim sandı-
ğının konulacağı yer nedeniyle çıkan kavgaya mü-
dahale eden jandarma 11 kişiyi gözaltına aldı.
Zanlılardan Yasin \e \îahmut Ayaz tutuklandı.
Pratisyenler diplomalannı yaktj
• ANKARA (ANKA) -îlaç yazmalan kısıtlanan
pratisyen hekimler, uygulamayı diplomalannı ya-
karak protesto etti. Türk Tabipleri Biriiği Pratis-
yen HeldmJer Kolu. Pratisyenlik Enstitüsü ve Pra-
tisyen Hekimlik Derneği. Abdi İpekçi Parkı"nda
yaptıkian basın açıklamasında, Maliye Bakanlığı
Bütçe Uygulama Talünatnamesi'ni eleştirdi. TTB
Pratisyen Hekimler Kolu Başkanı Muharrem Bay-
temur, ''Sağlık Bakanlığı, kendi verdiği hekim
diplomalannı yok sayıyor" dedi. Daha sonra he-
kimler, dıplomalannın fotokopilerini yaktı.
Aksu: fşkenceyi affetmeyeceğiz
• İstanbul Haber Servisi - içişleri Bakanı Abdül-
kadir Aksu, "'Herkes, \atandaşlanmızın uğradığı
haksızlık. kötü muamele \e ışkenceden dolayı bu
işı yapanlan asla affetmeyeceğimizi biliyor" dedi.
AKP Küçükçekmece İlçe Başkanlığı'nca Cennet
Mahallesi'ndeki Mega Düğün Salonu'nda düzen-
lenen etkinlikte konuşan Aksu, AB üyeliğı yolun-
da temel ınsan hak ve özgürlükleri konusunda
önemli reformlar gerçekleştirdiklerinı savunarak
"Işkenceye sıfir tolerans dıye yola çıktık ve bugün
ısrarla bunun üstüne gidiyoruz" diye konuştu.