25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2X CUMHURİYET SAYFA DIZI | FETHULLAH CÜLEN KENDİNİ ANLATIYOR 'CJerçekdiriliş cihadlagereken en yüce duygu, cihad dL«>'grus£jr.IMduygusunasah]polın^aninsanlar, m«ez3rt_arn farksızsayıhrlar.Evetonlar, başka değl,adec-e ö t ü n i n e Jcileridirler. Böylelerine, Allah'ın kaıt'tya n a z a r - ı fca-ha ıt bakması düşünülemez. Kendini Cenitı H a i k ' ı n E i C i -31 anlatmaya adamamış bir insan, hddsfsz sayılı*" v t ^ u â c k n farkı yoktur. însan, cihad ruhu ve nüahe<lcsi niastüa^nlılıkkazanır.Zirao.ancak cihadla kentr, a i t e s i n ı = n i jıi ihya edip koruyabilir. Gerçek dirüşancalc c i h & a j«Sdeşir. Ve insarun atnğı en büyük, en kırii, en verin.. eı sereli adım, mücahede ve mücadele ıstüanetmde a t t ı adatr. RısJ-i E k r e m ( s 1 jgenel ıslahatlan arasında ölümden ioıimyan, h a k t ü ğ ;lan dönmeyen, olabildiğince zinde bir ceraati ~ve ak1 t>i mroyu yetiştirmiş olması, O'nım en dikkatr-ekici husuarmdır. Bu cemaat sürekli mefkûreleri UĞTTIK» mücadcltsrrncftüşünüyordu ve hatta ölümsüzlüğün sırna! rnlar l>u şeloie :<«/orlardı. Cihad sayesinde kıyamete lcada lefterlen loarrteıcak ve böyle ebediyen yaşamış olacakardı. Madç&enö. gitmiş olsalar bile. Islam uğruna katlandıklan, göğüs gerdikleri mehâlikten (tehlikelerden) ötürü, bizler ve bütün gelecek nesiller onlan hep hayırla yâd edecek olduktan sonra. onlara nasıl "öktü" diyebiliriz ki? însan ötelere inanınca cihad en yûksek bir mefkûre. en tath bir ideal ve en yüce bir düşünce olur. tşte sahabede gelişen duygu ve düşünce de buydu. Bedir'e gidebilmek için birbiriyle yanşıyor.Çocuklarsııfhaıtjeiştirakedebilmekiçinparmaklannın ucuna dikilıp büyük görünmeye çauşryorve geride kalanlar harbe katılmadıklanndan dolayı müteessir oluyordu (1). Teknik, teknoloji ve sanayide kat edılen terakki, tekbaşrna Müslümanlan içine düştükleri çukurdan çıkaramaz. Cihad, bir farz-ı kifayedir. Ancak bu vazife günümüzde oldugu gibi sistemli olarak hiç kimse tarafindan yapılamaz ve bütün bütün ihmale uğrarsa, işte o zaman farz-ı ayn halıne gelir ve her fert teker teker ondan sorumlu olur. Devlet de sistemli olarak cihad yapmalıdır. Bazen cihad vazifesini ordu yüklenir; bazen de emniyet kuvvetleri ve her ikisi de harici ve dahıli tecavüzlere karşı cihad yapar. Asker bir milletin cihadı ise cihanşümuldür. Zira o, yeryüzünde muvazene unsurudur. Allah, ona bu misyonu yüklemiştir. Ancak onun yeryüzünde muvazene unsuru olabilmesi de bu işi en kudsi, en büyük vazife bilmesıne bağlıdır. tşte böyle bir vazdfeyi üzerine alan birmillet bulunmadığı takdirde, yeryüzünde muvazeneden bahsetmek de mümkün değildir. Ne acıdır ki 2- 3 asırdan beri mümirüer, başkalanrun muvazenesininpiyonlan haline gelmiş ve bir türlü muvazenedeki gerçek yerlerini yakalayamamışlardır. Müminin camisi, uyuşuklann, miskinlerin yeri olmuş. tekkesi, zaviyesi aşktan mahrum insanlann yatıp kalktıklan ızbeler haline gelmiş, medresesi, skolastik Batı kültürünün tedris edildiği yer durumuna düşmüş ve mümirüer, bu halleriyle meselelerini, eski çağlarm dehlizlerinde anlatan insanlar durumuna düşmüş.. ve tabii, de\Tİni idraktan mahrum insanlar olarak da dünya muvazenesinde ortaya herhangi bir ağırlık koyamarruşlardrr Modern teknik ve teknolojide asnn önüne geçemedikten aşk-vecd içinde Sahabe seviyesinde bir hayat yaşamadıktan, Allah'la irtibat açısından tabiinin ibadet ü taatı ölçüsünde bir kulluk sergileyemedikten sonra. Müslümanlık adına yapılacak pek bir şe>r olmaz zannediyorum. Zira. asnnı yaşamayan, problem ve dertlerine. kendi asnna göre mualece ve müdahalede bulunamayan insamn, Müslümanlık adına bir iş yapması da asla söz konusu değildır. îslâmi onur ve gurur taşıyan her fert ve millet, mutlaka kendini cihad vazifesiyle vazifeli olarak görmelidir. Zaten kendinde böyle bir mesuliyet hissetmeyen fert ve milletlerin, îslâmi onur ve gururdan nasıpleri oldugu da söylenemez. Cihad, öyle bir mükellefiyettir ki, bir cemaatin mutlaka kendisini bu işe vakfetmesi ve "ribat" yapması geTekmektedir. Böylece, iç ve dış düşmanlardan gelebilecekmaddi-manevi her türlü saldın önlenecek ve bu uyûn-u sahire (uyanık gözler) vasıtasıyla bütün bir millet, her türlü felâket ve helâketten kurtulmuş olacaktır. Bu gayret içinde olan insanlann saniyeleri seneler, seneleri ise asırlar kadar bereketli sayıhr. Onlar daha dünyada iken ebediyeti yakalamış talihlilerdir. (1) Bkz. Heysemî, Mecmeu 'z-Zevâid, 6/69; YusufKandehlevi, Hayâtü's-f Sahâbe, 2/93-94. Fethullah Giilen 'in "J-lâ-yiKeümetuIlah veya Cihad"küabuuhn aknmıştır. YARIN: Cihad İç ve dı$ huzurun garantlsldlr Darbecibr^emaatlerin desteği karşılığmda okullarda felsefeyi seçmeli, din eğitimini zorunlu ders yaptı 12 EylüFün getirdMeri Fethıllah G-ilcn'in Serweni HİKMET ÇE1NKAYA 5 •¥~~Tethullah Hoca'n» gcz^aşlı vaazlan çok etkili /-/ cldu. 1978*de yeimbsya başladığı Sızıntı dergisi A. etrarında oluşan»eyn Jcımrna sahıptı. MSP'lilerin teşkılatlannın destegı d "burakJenince Fethullah Gülen ve cemaatı etkili bir ceraate (»ıüşmeye başladı. Yeni Asya cemaaıtinden kopa^, an.wlSP'nın gölgesınde kalan Fethullah Gülen cemaaı buhnlelerle cemaatler arasında üçüncü sırava yülcseldi.ırazı^ur ve dığer Nurcu gnıplar zaman kinde etkinlikJesni yıtmiş, çoğu Fethullah Hocanın ceıtıaatinde yt alrua başlamıştı. Fethullah Cülen yeteri kadar güçlnıdıp tancına vannca MSP'lılıkten de kurtulnası jeSktiğine karar verdi Yurt müdürlüâü. cemaatin çeâtli omımlanndaki göre\ ler. dershane'sorumluklan £fci ç;bdek kadrolar, MSP'li olanlanıı elmden alınıyc ve k»dısinı Fethullahçı kabul edenlere devredilıyordu Çojı-cimse bu dönüşümün farkmda değildı. Fakat bs sürt^onra MSP'liler durumu fark ettiler Bu yüzden otaya VlSP'KHk- FethuHahchk" tartışmalan <;ıktı. 'Nazik başlean tartışma giderek sertleşti. GüJen 24 Haziruı 1 **'de yaptığı bir vaazda ısim vermeden MSP"yn ve M.P'ruri'ayuı organı Millı Gazete'M eleştirince. ka alı dere suren tartışmalar açığa çıktı. Bu olay. Fethullahalarıa^SP'lilenn ılk gerginliğıydi. Bu sürede-ethuıahçılar, MSP'lılerin öfkesi ve görülmedık tepkisi yaaşsın iye sessiz kalmayı tercıh etti Bu süre^ içinde kenıdlennfcu noktaya getiren MSP'lilerin bmıik bölürjtünü. azı müritleriru de kaybetti Fethullahçılar. Ama. MS3 "Iilem öfkesi ve tepkisi zamanla yatıştı. îsi taraf da bırbirerinı "üazanmak' düşüncesiyle hareket «dıyordu. MSP }SnetuI Fethullah Gülen"e karşı açıktan tavır almaınıştı /jynca Jkedeki gelişmeler bu kavganm açıkça sürmesiıi deejgeller 12 Eylül askeri darbesi sonucu MSP kapttılır. i.rbakan da cezaevıne gönderilj. Darbenin ilk ^inlemde İslamcı çevreler büviik bir korku ya şadı. Fakat çı k geç-neden durumun pek de korkulacak gıbi olmadığnı fari ettiler. Darbenin lideri Kenan Ivrem, neredeyse üni coıaatlenn yapmak istedıkle-inı yapar hale gdmişt, Evren. yaptığı konuşrrularda ayetler. hatisler <kuyor, tslamı övüyordu Darbecîkr. cemaatlerin oasteği ^arşılığında okullarda dini eğıtimi zoruHilu hale getirüler i-una karşı felsefe, zorunlu ders olnoaktarı çıkanlıp seçmelinale getirildi. Evren'in bu tutumu. üni cemaat ve ta-ikatlan rahatlattı. Darbeciler ve cemaatler ittifakı 12 Eylül dart^ecıleri de özslliklt anayasa oylamasına taban bulmak imajcıyla, îslamcı çe\Tecre hoşgörülü davTandılar. Hatta kiııi c emaatlerle de doğndan ilişkiye geçtiler. Nurculann ltimı ıleri geleileri. carbecilerle yakınlık turmuştj. Ea-zururn'da bu nnan Wlehmet Kırkıncı Hoca hunlannbaşanda gelıyorda. Melonet Kırkıncı Hoca, Kenan Evren'e -nektup yazarak r eler yapılabileceğine daır önerilerce bmılunmuş. dart ecıler överek dualar etmişti. UehmeîKjrkıncrnın Denaırel'e"bağlı Yenı Asya cemaati ıçınde çck etkili olduğunu öğreren darbeciler de ona ^•akınlıkaös^enr ve özel g5rüşrrelerde kendisine >ardımcı olacaklannı sövlerler Kırbncı Koca. Gülen ile işbirlıği -.^pınca.orta}a bü^iik bir euç çıkar. Gülen. hakkında ıranıyoıafı§îen asılı olmasına rtşjmen darbecilere tam iestek veriyordu. Sızıntı dergisirede askerleri ö\en Mşyazılir yazd; Darbeden bır av sonra yazdığı "Asker" Je daha sonra kıleme aldığı "Som Karakol" başlığını aşıyan taşy azılarda askerUnn *^epe" bir varlık olduğunu jöyleyerek. anadan doğma asker .millet olduğumuzu Kİirttı. Gülen"e göre. askeı tam ^amanında yetışmeseydi. •Bütün nillct olarak mkisar içinde ağlamakdan başka ^remizLalnna\îcaktJ." \e Gulea 12 Eylul'den gunumüze adar "^lavarak" vaazlanaısürd^ürdü... Yeni Asya'dan kopuş ethullah Gülen. "ortadaki M insanlara" MSP'lilerin A. teşkilatlan sayesinde ulaşmayı hedeflemıştı. Zaten Yeni Asya cemaati gibi. kendi cemaati de artık kamplara. dershanelere. dergne, yurtlara. en önemlisi zenginlığe sahıpti Bu dönemde Fethullah Gülen devlete yakınlığını da ilan ermeye başladı. 1977'de \oirt çapmda yapılan Yüksek İslam Enstıtüleri boykorunu eleştırdi, -İslamda boykot \wktur" diye konuşarak boykotu kırdı ve gücünü gösterdı. MSP'lılenn tam desteğini alan. başka cemaatlerden de taraftar kazandığını goren, maddı ve manevi olarak güçlendıği belli olan ve Yeni Asya cemaatinın ozellikle siyasi fanatıkliğı nedeniv le yıprandığını goren Gülen. artık bağımsızlığını ilan etme zamanı geldığını anlamıştı. Yenı Asya">ı çok siyasi olmakla. sıyasetı hızmetm önüne geçırmekle suçlayıp. cemaatini Yeni Asya cemaatınden avırdı.•>• •• ^-- . . . . . . •^.»•r suçlavıp. cemaatini Yeni Asya Karıkatur MUSA KART cemaatl F ndena y ı r d l Gülen, şeriata ulaşmak için izlenecek yöntemleri kitaplannda müritlerine söyledi: 'Cami ve kışladan yararlanın' rarın: GeneHoıniay rapo runda Fethullahıcılar Fethullah Gülen, cenıaatinden. laikliğe alternatif bir düzenin yerleş- tirilmesi için devlete baskı kurmalanm istemişti. C umhuriyet gazetesinde 18 Ağustos 2000 tarihinde Alper Balh imzasıyla > ayımlanan haberde Fethullah Gülen'in yazdığı kitaplara dikkat çekılmiştı. Haber şöyleydi: .\nkara DGM'nin ABD'de bulunan Fethullah Gülen hakkında çete oluşrurmak suçlamasıyla gıyabi tutuklama kararı vermesinin ardmdan iddıaname hazırlıklan sürerken iddianameye konu olan soruşturmadakı kanıtlar da şekillenmeye başladı. Şeriatı öven ve müritlerine devlete sızmalarını öneren konuşmalan tele\ ızyonlara yansıyan Gülen, cemaatinden, laikliğe alternatif bir düzenin yerleştirilmesi amacıyla devlete karşı baskı kurmalannı istemişti. Gülen. Ankara DGM Başsavcılığf nın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde değerlendınlen kitaplannda, şeriata ulaşmak için müritlenne çeşitli önerilerde bulunuyor. "Buhranlar Anaforunda İnsan" adlı kıtabmda ülkeyi zavallı olarak ıııteleyerek bugünkü nesıllen umursamazhkla suçlayan Gülen, 102 sayfada "An zavalh vatan, vıllar yilı kaygısız evlatlannın şuursuz ve düşüncesiz da\Tanışlanndan me> dana gelen bu kadar musibetle inim inim inledikten, düşmanca tavuiaria bu kadar hırpalandıktan. canhıraş feryatlarla bu kadar sızlandıktan sonra, bugünkü nesillerden de aynı umursamazlığı mı görecektin" yakınmasını dile getiriyor. Gülen, "Ölçü veya Yoldaki Işıklar" adlı kıtabında da tasarladığı düzenin kurulmaması durumunda çekilen acılann boşa gideceğini belırterek şöyie devam ediyor' "Bu unıunıi çalkalanma ve tekev\iinden münkariz olmayan millet payına düşeni alacak ve yeni bir dünya kuracakör (sf. 2). Ya bütün bu buhranlardan sonra bir idrak ve izanla kurulmasuu tasarladjğımız dünyayı kuracak ve huzura ereceğiz veya bir kısını küçük hesap ve çıkarlar uğruna çekilen binlerce ısttrabı semeresiz ve boş kılacak bir anlayış ve daM^nışla gerisin geriye gideceğiz (sf. 3 ve 4). Öyleyse siyasi, gayri siyasi bütün gnıplar için vahy-i münzelin (Kuran) âlem şumul davetini icabetten başka ne çare ne de makul bir mesnet kalmadığı çağnsıyla insanımıza sesleniyoruz. Hepiniz toptan Allah'ın ipine sanlın. (sf. 27)" Komando gibi yaşayın' Gülen, "Ölçü ve Yoldaki Işıklar-3" kitabında Cumhunyetı. Kuran'ın belirttiği esaslar olarak tanımlayarak bu esaslann uygulanabilmesi için siyasete karışılmasını istiyor. Siyasete kanşmamayı ulusla ilgilenmeme olarak niteleyen Gülen, "Sijf asete kanşmam, siyasete kansma demek, vatan ve millet işine. milletin hayat ve bekasına kanşma demektir" diyor. "Ölçü ve Yoldaki Işıklar-4" kıtabında Müslümanlann komando gıbi yaşamasını ve tslami olmayan yayınlan okumamalannı öneren Gülen, müritlerinin başanya ulaşmak için lüksten kaçınmalannı öğütleyerek şöyle devam ediyor: "Muvaffakiyetin düşmanı refahür, lükstür. Müslümanlann muvaffakrvcti ancak komando gibi vaşamakla mümkün olur (sf. 95). İslami olma> an gazete ve mecmualan okumak zararfa olur. Eğer mutlaka okunması gerekiyorsa sadece başhklan okunmahdır (sf. 96)." Gülen. "Ruhunıuzun Hejkelini Dikerken" adlı kitabında ise Türkıye'de dini hayat yıllarca işlemez hale getirilerek "dünyada mutluluk" gibi çarpık bir düşüncenin beyinlere yerleştirildiğini öne sürüyor. Fethullah Gülen, şu iddialannı müritlerine iletiyor: "Evet, yıllar \e yıDar bu ülkede ruhi ha> aün büyük ölçüde sürdürülmesi. dini hayatımızın işlemez hale getirilmesL, aşkın, vecdin, bütün bütün unutturulup gönüllerin düine zincir vurulması, düşünen ve okuyan ay dınlann gidip kaskatı bir pozitrvizme aborda ohnalan, salabet ve hakta sebat yerinc softahğın ikame ediunesi, hatta ahiret ve cennet istenirken bile dünyada alışılagelen mutluluğun devarru mulahazası ile istenmesi gibi çarpık düşünce, çarpık telakkileri sinelerimizden söküp atmadan yeni bir fasıl açmamız mümkün değildir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle