14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 2004 CUMA 4 HABERLER DUNYADABUGUN ALt SİRMEN Yalan İmparatorluğu Artık sinirlenmiyorLm da. Eskiden politikacı- ar doğruyu söyleme/ip, gözümüzün içine ba- <abaka gerçekleri saptırdıklannda çileden çıkar- dın oysa. Artık Türkiye'nin bir "Yalan İmparatorluğu" ol- duğunubiliyorum. Kabul edemiyorum, amade- ğiştiremiyorum da. Şarkilarla, türkülerle, masallarla, öykülerle uyu- tırçorlarsa eğer insanlan, kuşkusuz suçu var uyjtarların. Pekiya uyutulanlann?... Başbakan Tayyip Erdoğan gerçekleri saptır- nnanın şampiyonu. Konuşmalarında ikide bir meslek liselerini geliştirmekten ve onların önü- nü açmaktan söz ediyor. Lafzına bakarsanız. çok doğru söylüyor. Tür- kiys'de meslek liselerinin düz liselere oranı yüz- de 35'e yüzde 65; çağdaş ülkelerde ise tam ter- si, yani öğrencilerin üçte ikisi meslek liselerin- de, üçte biri 'Gimnazium' denen üniversiteye yönelik liselerde okuyorlar. Ama, Tayyip Bey'in doğruyu söylediğini söy- leyenler yanılıyorlar. Çünkü her şeyden önce, meslek liselerinin önü zaten açık. Meslek lise- sinden çıkan bir öğrenci, kendi ihtisas dalında bir yüksekokula gitmek istediği zaman puanla- ma sistemi ile de teşvik ediliyor. Aslında, Başbakan'ın amacı belli. O imam ha- tip liselerinin önünü açmak, milli eğitimin bütün olanaklarını onlara akıtmak ve böylelikle egitim birliği ilkesini yerie bir edip laik eğitimin belini kır- mak için çabalıyor. • • • Başbakan, CHP'den de şikâyetçi görünüyor, CHP'yi eleştiriyormuş gibi yapıyor. Deniz Bey de bu söylemin üstüne atılarak ha- vayı geriyor. Başbakan'ın sözünün lafzına bakarsanız, sal- dırı CHP'ye gibi görünüyor. Oysa değil. Çünkü Başbakan CHP'den şikâ- yetçi değil. Halkla bütunleşemeyen, varolan po- tansiyeli seferber edemeyen, adı klikçiye çık- mış olan Baykal'ın sayesinde tek ve rakipsiz ko- numunu sürdürüyor. Böyle bir durumda Başbakan, CHP'ye neden saldırsın ki? Sadece saldırıyor gibi görünüyor. Bunu yaparken de, CHP'nin adını anıyor. Baş- bakan'ın "CHP'nin kökü bereketsiz" diyerek saldırdığı CHP Deniz Bey'in CHP si değil, 1923 yılında kurulmuş olan ve kurulduğundan birkaç ay sonra Cumhuriyeti kuran, ardından altı ay geçmeden laik eğitimi getiren Atatürk'ün CHP'si. Ama bunu açık açık söylemek işine gelmiyor Başbakan'ın CHP'yi eleştirir gibi yaparak seç- menine göz kırpmayı yeğliyor. • • • "Yalan lmparatorluğu"nda gerçekleri saptır- makyalnızca RecepTayyip Bey'in tekelinde de- ğil. Böyle bir davranış, AKP'nin iktidarını sür- dürme anlayışının kilit noktası. Abdullah Gül Bey ailesi de gerçekleri saptır- ma yöntemini çokça kullanıyor. Bayan Gül AİHM'de açtığı türban davasını ge- ri alırken "Bunu eşim ıçin yaptım" diyor ve me- kanizmanın çalışmasına büyük katkıda bulunan medyadan da alkış alıyor. Oysa gerçek hiç de öyle değil. Hayrünnisa Hanım davasını çekmese zaten kay- bedecek, çünkü kuruluşun bu yolda verilmiş ka- rarları artık müstakar bir içtihada dönüşmüş. Kapısıaşındırılan Avrupa'nın Insan Haklan Mah- kemesi'nden çıkacak türbanın üniversitede ya- saklanmasının demokrasiye aykırı olmadığı yo- landaki karar, büyük propaganda arabasının te- kerine çomak sokacak. Dava bu yüzden alınıyor geri. Bekleyin birsü- re daha benzer konuda bir emsal karar daha çı- kacak, göreceksiniz. Türbanı savunan AKP takımı bunu özgürlük adı- na yaptığını ileri sürüyor. Bu takımın içindekiler yalan söylüyorlar. Çün- kü onlar için türban, kılık kıyafet ve bıyık bir si- yasi gösteri sembolüdür. Bıyıklanna bakın anlarsın ız. Nrtekim Başbakan- lık Özürlüler Dairesi Şube Müdürü Şükrü Mut- lu, "bıyıklannı belirti bir ideolojiyi çağınştıracak biçimde bıraktığı" gerekçesiyle onları kesmeye veya düzeltmeye davet ediliyor, bunu kabul et- meyince de görevinden alınıyor. Buyurun, bir de buradan yakın! Türkiye'de Başbakan'darı başlayarakhükümet erkânı ve efradı, aileleri gerçekleri saptınyorlar. Türkiye'de kimileri bas*cıcı yöntemlerini de- mokrasi ve özgürlük savaşı diye sunarak yalan söylüyorlar. Türkiye artık koca bir "YaJan İmparatorluğu" olmuştur. Burada kandıran kadar, kandırana yardaklık eden ve kandırılan da sorumlu, hatta suçludur. Belediye meclis üyesi adayı El Kaidecinin babası AKP'de ADNAN A\TIKA MARDÎN - ts- tanbul'da 15-20 Kasım tarihlerin- de düzenlenen bombalı intihar eylemlerini ger- Aziz çekleştiren El Kaide'nin beyin takımından Habip Aktaş'ın Mardin'in Sa- vur ılçesinde yaşayan ba- bası Aziz Aktaş, AKP'den belediye mec- lis üyesi adayı oldu. Örgütle ilgilı ıddıana- mede"ElKaide'nin Tür- kiyeemiıf olarak tamm- lanan Habıp Aktaş, 60 kişınin öldügü, yüzlerce kişinin yaralandığı bom- balı saldırıların faili olarak aranı- yor. Aktaş'ın ey- lemlerden önce Suriye üzerinden izini kaybettirdi- ği ortaya çıkmış- tı. El Kaide'nin Afganistan'daki kamp- Lannda eğitim gören ve s ı k sık Türkiye'ye gele- r e k örgüte eleman ka- ^andıran ve eylem plan- l a n yapan Aktaş, şûra Ciyelerinden oluşan 5 ki- §iyle birlikte Türlaye'den kcaçmıştı. Baba Aziz Ak- t a ş aynı zamanda Savur Esnaf ve Sanatkârlar Ko- operarifi'nin başkanlığı- nu yürütüyor. Yargıtay'm beraat karannı bozma gerekçesinde 'Susurluk ilişkilerinin yasadışı olduğu' vurgulandı 'Bucak çeteyi yönetmiştir'• Gerekçeli kararda, Susurluk'taki ilişkiler ağı irdelenirken Bucak ve diğer sanıklann "olağan yaşam koşullan içerisinde" bir araya gelmelerinin ve tanışmalannın bile olanaksız olduğu vurgulandı. AiVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 8. Ceza Dairesi. Susurluk da- vasında beraat karannı bozduğu eski DYP Şanlıurfa Milletvekilı Sedat Bu- cak'ın "siyaset-polis-ınafya" üçgenin- deki çetenın ıçınde yer aldığına ve çe- teyi yönettiğıne hükmetri. Gerekçeli ka- rarda. Bucak ve dığer sanıklann "ola- ğan yaşam koşullan içerisinde'' bir ara- ya gelmelerintn ve tanışmalannın bi- le olanaksız olduğu vurgulandı. Yargıtay'ın, Sedat Bucak hakkında Susurluk davasında, "cürüm işlemek için teşekkül ohışturmak" suçundan ve- rilen beraat karannı oybirliğiyle boz- SAVCI YETERLİ DELİL YOK1 DEMİ$Tİ Sedat Edip Bucak' m beraatında etkıli olan Cumhuriyet Savcısı Orhan Erbay, esas hakkındaki mütalaasmda, "birkaç kişinin bir araya gehnesi ve suçun bir kez jşlenmesini" çete suçu için yeterli görmemişti. Savcı Erbay, Bucak'ın çete oluşturduğuna ilişkin yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatını istemişti. Savcı Orhan Erbay, îstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz yargılanan Bucak'a ilişkin sunduğu esas hakkındaki mûtalaasında, Bucak'ı suçsuz gördü. Erbay. Bucak'ın cumhurbaşkanının talimatıyla istihbarat ve güvenlik birimleriyle çahşmaya başladığını kaydetti. Bucak'ın ifadesinde kazada ölen Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ ile 1980'den sonra Siverek'te emniyet müdürü olarak çalışırken tanıştığını ve ilişkilerini koparmadığını belirttığini kaydeden savcı, şu değerlendirmeyi yaph: "Sanık, Mehmet Özbay takma adıyla bilinen Abdullah Çatlı ile 1994 yıtaıda. emniyet müdüründen daha üst düzeyde yetkflOerin bulunduğu bir yemekte işadamı olarak tanıştınldığnıı söylüyor. Çath, çevresinde saygı duyulan bir kişi görünrüsü veriyor. 12 Eylül nıüdahalesinin üzerinden çok zaman geçmesi nedeniyle kamuoyu Çath'yı unuttu. Aynca yetkflilerin bu kişinin arandığını Bucak'a bildinnemesi nedenh le sanığın Çath'yı gerçek kinıliğryle tanınıaması nornuüdir.'' ma gerekçesi belli oldu. Gerekçeli kararda, 3 Kasım 1996 tarihinde Susurluk yakınlannda mey- dana gelen kazayla günışığına çıkan siyaset-polıs-mafya üçgenındeki kır- lı ilişkiler anlatılırken, HOSPRO şır- ketınce Emniyet Genel Müdürlüğu'ne hibe edılen ve daha sonra birçoğu kay- bolan silahlann araçtan çıktığı anım- satıldı. Kararda, kazanın oluş biçimi. silah ve malzemelerin araç içinde bu- lunduğu yer göz önüne alındığında. bunlann araca sonradan konulduğunu ya da araç sahibi Bucak'ın bunlardan habersız olduğunun kabul edilemeye- ceği vurgulandı. Bucak" ın. gıyabi turuklu olarak kır- mızı bültenle aranan ve yasadışı eylem- leri nedenıyle kamuoyunun tanıdığı Abdullah Çath'nın gerçek kimliğini bıldığı ve samimi şekılde görüştüğü belırtılen kararda, çete üyesi olmak su- çundan haklanndaki mahkûmiyet ke- sinleşen emeklı Yarbay Korkut Eken, Ibrahinı Şahin. polis memurlan Ziya Bandırmahoğhı \ e AyhanAkça, kumar- hane işletmecilen Sami Hoştan ve An' Fevzi Bir ile katliam hükümlüsü Ha- luk Kırcrrun da sanık ile yakın ilişki içerisinde olduğu belirtildı. Gerekçe- li kararda. "Oiağan yaşam koşullaniçe- risinde bir araya gelmderi ve tanışma- lan dahi olanaksız olan tüm bu kişiler ile saruk arasmdaki ilişkiler ağının \>- sal bir zeminde gerçekleşip resmi bir- takım gerekçelerden kaynaklandığuu, rastlantısal ve meşru olduğunu kabul etmek mümkün değfldir" denildi. Gerekçeli kararda, Sedat Edip Bu- cak'ın cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan mahkûm olan ve haklanndaki mahkûmiyet kararlan ke- sinleşen diğer san^ar ile birlikte ay- nı teşekkül içinde yer aldığı ve konu- mu iribanyla yönetıci durumunda ol- duğu vurgulandı. Kararda, bu neden- le Bucak hakkında verilen ve dosya içe- riğine uygun olmayan gerekçe ile ya- zılı biçimde beraat karan verilmesinin bozmayı gerektirdiğine işaret edildi. Yargıtay'ın bu karanndan sonra Bu- cak, tstanbul 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde yeniden yargılanacak. Üc Sivas' Kitcıp özgür Erdost mahkûm ANKARA (Cumhuri- yetBürosu) - "Türkiye'nin Yeni SevT'e Zorlanması Odağmda Üç Sh^s" adlı kitaba özgürlük yolu açıl- masına karşın, savcı Düa- ver Kahvecl yazan Mu- zaffer tlhan Erdost' un mahkûmiyetinin kaldınl- masına karşı çıktı. Üst mahkemenın, kitapta suç unsuru bulunmadığı ka- ranna karşın, savcı Kah- veci'nin başka suçların oluşabileceği gerekçesiy- le mahkûmiyetin kaldınl- mamasında dırenmesi dik- kat çekti. Ankara 1 No'lu DGM, yayıncı-yazar Erdost'un ulusal bütünlüğü savun- duğu Türkiye'nin Yeni Sevr'e Zorlanması Oda- ğında Üç Sivas kıtabı hak- kında toplatma karan ver- di. Erdost. el koyma ve toplatma karannın kaldı- nlarak, basım ve dağıtı- mının serbest bırakılma- sını istedi. Kitap hakkın- da ceza, uyum yasalan kapsamında kaldınlan 8. madde uyannca verilme- sine karşın, savcılık. Idta- bınTArf'nın 7., Türk Ce- za Yasası'nın 312. mad- desıni "ihlal nitetiğinde dü- şüncekreyerverfldigı'' ge- rekçesiyle talebin reddi yönünde görüş bildirdi. Erdost'un itirazını incele- yen Ankara 2 No'lu DGM, TMY'nin 8. maddesinin yürürlükten kaldınldığım belirterek, suçun suç ol- maktan çıktığına ve toplat- ma karannın kaldınlma- sına hükmetri. Mahkeme, Erdost'un mahkûmiyet ka- rannın kaldınlmasına iliş- kin istemmı Ankara 1 No'lu DGM'nin karara bağlamasmı kararlaştırdı. Omer Inönü sonyolculuğuna uğurlandı Türkiye'nin 2. Cumhurbaşkanı tsmet tnönü'nün büyük oğlu Ömer tnönü (80), dün Teş>ikrve Ca- mü'nde kıhnan öğle namazuun ardından Zincüüku- yu Mezarüğı'nda toprağa verikü Törene. Ömer tnö- nü'nün kardeşi Prof. Dr. Erdal tnönü ve eşi Sevinç tnönü. oğullan Hayri ve Eren tnönü, torunlan Mün- ci. Murat, Mehmet, Ömer, tnönü Vakfi Başkanı Öz- den Toker, CHP Ankara MiDervekih Cülsün BUge- han Toker, gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alev Coşkun, eski Genelkurmav başkanlanndan Hüsevin Krvnkoğlu ve tsmail Hakkı karadayu ŞişH Beledive Başkanı Mustafa Sangül eski CHP Genel Başkanı Altan Ö> men. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP'nin tstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Sefa Sirmen, SHP'nin Ümraniye beie- dhe başkan ada\i Arif Sağ, yazarYaşar Kemal \v sa- natçı Bedri Ba> kam'uı da aralarmda bulunduğu çok sayıda isim kaukü. (Fotoğraf: GOKÇE LTGUN) Erdoğan'ın etiği sorgulandı VeMleyasak Başbakan 'a serbestANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - "Kamu Görevlileri Etik Kurulu" oluşturulmasına ilişkin yasa tasansının görüşmelerine, sıyaset ve ticareti bir arada yürüten Başbakan Tayyip Erdoğan'la ilgili "etiktarüşması'' damgasını vurdu. Komisyonda CHP'liler. kendilennın milletvekili maaşı ile geçınebildiklerini, Başbakan'ın aynı zamanda ricaret yapmasının etik ılkelere aykın olduğunu belirtirken. AKP'liler "Namusuyia ricaret yapmak suç mu?" savıınmasına sığındılar. TBMM kulisındeki "Mareşal üniformah Atatürk" fotoğrafinın kaldınlması ile tepkileri çeken AKP'li Hüsrev Kutlu ise genel başkanını "MiüetvekUi olduktan sonra, öncedenticarifaahyete girmemiş olmanın eksiküğini duyııyorum'" sözlenyle savundu. TBMM Anayasa Komisyonu'nda dün "Kamu Görevtfleri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Yasalarda Değişiklik CHP, dünyada ticaret yapan başka bir başbakan olmadığını vurguladı: ^Haksız rekabet yaraüyor' ANIC\R.\ (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan'ın "Ticaret yapmazsam geçi- nemem" sözleri üzenne "Ticareti bıraksın. şirketlerini kayyuma de\- retsin, bütçeden her türiü katkuun \erilmesi için üstümüze düşeni yapa- nz" çağnsı yaprı. CHP ^ ^ ^ _ Grup Başkanvekili Ha- luk Koç."Tüm halk adn na Başbakan'dan özür diliyoruz, bu kadarcık bir ücret verebildiğimi- "~^~^ n için. Inanıyorum ki bu ülkenin onuriu insanlan, başbakanlannın ek iş yapmaması için maaşlannda kesinti yapılmasını bile kabul eder- ler" dedi. CHP Grup Başkanvekili Koç. dün Konya Milletvekili Atilla Kart'la birlikte düzenlediği basın toplantı- sında, Başbakan Erdoğan'ın "geçim sorunu"na el attı. Siyasetin bir ka- mu göre\i olduğunu \iirgulayan Koç, "Kimse kimseyi zoriamıyor. Başba- kan çeşidi şirketlerin ortağı olarak haksızrekabete>wlaçryt)r'" dedi. Koç, Başbakan Erdoğan"ın Yenıdoğan Gı- da Pazarlama ve Ticaret AŞ, Ihsan • CHP'li Koç, ticareti bırakması halinde Başbakan'a bütçeden her türlü katkının verilmesi için üstlerine düşeni yapacaklannı yineledi. Gıda Pazarlama Sanayi ve Ticaret Li- mited Şirketi ve Emniyet Gıda Sa- nayi ve Ticaret AŞ'deki ortaklıkla- nna dikkat çekerek, şu görüşleri di- le getirdi: "Şirketierden biri meşnı- bat, şekerieme fırnıasının ürünleri- ni pazarlama işinde, diğeri biskü\i, çikolata, yeni kurulan da meşrubat alanmda çahşıyor. Bir ara Meclis lo- kantasına bile haksızrekabetgirmiş- ti. Yoğurt meşrubat istediğimizde Başbakan'ın dağmcıhğuıı üstlendiği marka \erilhordu. Başbakan'ın ma- aşı 6.5 mih-ar lira. Ek iş yapmak du- rumunda kaldığını söylüyor. Ört ki olem. Düm'adaticaretyapan bir baş- _^^_^__ bakanörneğivarmıdır?" Beriusconi bile devretti Başbakan Erdoğan'ın ^~~^~~ maaşıyla ilgilı açıkla- ması TBMM'deki ek bütçe görüşme- lerine damgasını vurdu. CHP İstan- bul Milletvekili Kemal Kdıçdaroğ- lu, Erdoğan'ın ticaretle siyaset ara- sında tercih yapması gerektiğıni be- lirterek Avrupa'da ticaret yapan tek başbakan bulunmadığmı. ttalya Baş- bakanı Beriusconi' nin bile işlerini kayyuma devrettiğini \nrguladi. • CHP'li Ercenk, "Milletvekili seçildikten sonra avukathk bile yapdamadığını, Başbakan'ın ise ticaretle uğraştığını belirterek "Cola Turka ve Ülker'in reklamını yapıyor" dedi. Yapdması Hakkında Yasa Tasansı" ele alındı. CHP Antalya Mılletvekili Tunca> Ercenk. sözlerine, tasanyı Başbakan Erdoğan"ın "Ticaret yapmazsam geçinemem" haberlerinin yer aldığı kritik bir günde ele aldıklanna işaret ederek başladı. .Ancak Komisyon Başkanı Burhan Kuzu hemen müdahale ederek "Şimdi onlan kanşürma" dedi. Bunun üzenne Ercenk sözlerini ^ ^ ^ " ^ ^ ~ ^ ~ ^ ^ ^ ~ sürdürerek "Kamu görevinin en üstündeki insan olan Başbakan, ticari girişimlerde bulunarak çıkar sağuyor" diye konuştu. Ercenk, tasannın önce siyaseti kapsaması gerektiğini \-urguladi. Ercenk, milletvekili maaşı ile geçindiğini. ticaretle uğraşmadığını anlattı. Milletvekili seçildikten sonra avukathk bile yapılamadığını, Başbakan'ın ise ticaretle uğraşmaya devam ertiğini kaydeden Ercenk, "Cola Turka ve Ülker'in reklamını yapıyor" dedi. Komisyon Başkanı Kuzu, Ercenk'in sözleri üzenne milletvekillerinin avukatlık yapmalanna olanak sağlayacak bir düzenleme yapılabileceğini söyledi. Ercenk'in, kendisinin böyle bir isteminin bulunmadığım dile getirmesi üzerine Kuzu, bu sefer de "Biz yasayi çıkarahm, siz isterseniz avukathk yapmazsınız" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Başbakan Tayyip Erdoğan, maaşı- nın az olduğunu söyleyerek ticaret yapmak zorunda olduğunu belirtin- ce tartışma koptu. Başbakanın ma- aşının az olup olmadığı tartıştlabilir. Bu- nun o düzeydeki bir kimseye yetip yet- meyeceği üzerinde konuşulabilir. Bu ayn bir konu olarak biryerde dursun. Bizim tartışmamız gereken, baş- bakanın tüccarlık yapıp yapamaya- cağıdır. Bazı ülkelerde işadamlann- dan başbakanlar var. Örneğin Italya Başbakanı Silvio Beriusconi, bü- yük bir medya devinin patronudur. Italya'nın en zenginlerinden birisidir. Sanıyorum ABD Başkanı George W. Bush'un da ticari ortaklıklan bulu- nuyor. Bu iki örnekten ilki, Italya'da ciddi rahatsızlıklar yaratıyor. Konuştuğu- muz Italyan entelektüelleri, yazarla- rı, gazetecileri, bu tür bir siyasi ve ti- cari ilişkinın kalya'nın dengelerini boz- duğunu söylüyorlar. Berlusconi'nin, elindeki büyük medya gücüyle ra- kiplerine saldınlarda bulunduğu, gü- cünü meslek etiğini çiğneyerek sür- Başbakan Tüccar Olabilir mi? dürdüğü düşüncesi Italya'da çok yay- gın. Türkiye'de Uzanlar örneğini yaşa- dık. Elindeki büyük medya ve ticari güçle Uzan Grubu, siyasete girdı. Akıl almaz biryayıncılıkla bu gücü bir si- lah olarak kullandı. Şu anda Star ça- lışanlarının mesleki olarak çektıkleri acılarbu konunun dışında. Hüküme- tin siyasi nitelikteki müdahaleleri onay- lanamaz. Ancak geçmişi de unutma- yalım, bu grup meslek ilkelerini ihlal etmek açısından çok kötü bir örnek- ti. Ticari güçle siyasi gücün bir ara- ya gelmesi, siyaseti de kirleten bir görünüm veriyordu. • • • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir siyasi partinin başkanı. Tek başı- na çoğunlukta olan bir hükümete li- derlik ediyor. Böyle bir gücü elinde tu- tan kimsenin ticaret yapması, en azın- dan serbest rekabet ilkelerini çığne- yecek bir dengesizliğe neden olur. Türkiye gibi devletin mali gücünün çok fazla olduğu bir ülkede, bir baş- bakanın ticaret yapması, serbest re- kabeti ortadan kaldırdığı gibi, haksız maddi tasarrufları da beraberınde getirir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olmadan önce ticaret yap- mış olabilir. Ancak başbakan olduk- tan sonra siyasi bakımdan doğru ola- nı ticareti bırakmasıdır. Milyonlarca do- ları, yani kamunun parasını bir kara- rıylayönlendirebilen bir gücü tek ba- şında elinde tutan bir kimsenin yapa- cağı ticaret gerçek bir ticaret olamaz. Bu gücün kendi lehine kullanılması- nı, kendi istese de istemese de en- gelleyemez. Bizde güçle ticaret ara- smdaki ilişki üstelik çok dengesızdir. Devletin aşırı merkeziyetçiliği, kural- sızlık, güç sahiplerini tican olarak çok güçlü hale getiriyor. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın başbakan olmadan önce ti- cari faaliyetlerden çekilmesi gereki- yordu. Hele başbakan olduktan son- ra hâlâ ticaretle uğraşması ve bunu savunması, kabul edilir gibi değildir. Bu konuda kötü örneklerden birisi de Maliye Bakanı Kemal Unakı- tan'dır. Türkiye'de yıllarca başbakanlık yap- mış Bülent Ecevit, bu konuda iyi ör- neklerden birisidir. 12 Eylül dönemin- de kendisıyle aynı cezaevinde yatar- ken emekli ışçi maaşıyla idare ettiği- ni biliyorum. Hiç kimseye de muhtaç olduğunu anımsamıyorum. Insanlar iktidara geldikleri an ticareti bırak- malıdırtar. Tersini düşünmek Türkiye gibi bir ülkede doğru değildir. Ben, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ticari ilişkilerini terk etmesi gerektiği düşüncesindeyim. Yoksa onun bütün ticari varlığı üzerinde bir şüphe olu- şacaktır. Başbakanın maddi varlığı konusunda geçmişte ciddi tartışma- lar ve iddiaların ortaya atıldığı da dü- şünülürse bu konu daha iyi anlaşıla- bilir. ••• Başbakanın maaşının az olduğu konusunagelince... Ben bunun da faz- la abartıldığını düşünüyorum. Bütün giderleri devlet hesabından karşıla- nan bir siyasetçiye 6 milyar neden yet- mesin ki? Bu ülkede emekli maaşı- nın 360 milyon lira olduğunu unutma- yalım. Başka ülkelerin başbakanları ileyapılan karşılaştırmaları daanlam- sız buluyorum. Blair'in 29 bin dolar aylık aldığı Ingiltere'de adam başına yıllık gelir de 26 bin dolar. Bizim Baş- bakan 4500 dolar maaş alıyor, ancak adam başına yıllık gelırin de 3000 dolar civannda olduğunu unutmaya- lım. Sonuç olarak, başbakanın ticaret yapması, siyasi bakımdan doğru de- ğildir. Başka ülkelerdeki kötü örnek- lerin de örnek olmayacağı inancın- dayım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle