21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
a HART 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA INCELEME Sabahattin Selek'in 'Anadolu îhtilali' adlı dev eseri din adamlannın Milli Mücadele'deki rolünü anlatıyor Halifeye karşıda savaştdar DUZYAZI " • T "TT" lusalKurtınluşSavaşı'nı U J en iyi anlc&an h'taplar- U I dan biri odan Sabahat- • / tin Selek 'in "Anadolu ^^^^ İhtilali" cudh dev eseri, MilliAfücadeleöncesindeJd -durumu. Ku- \ jyı Milliye 'nin nekoşullartdageliştiğinı, scn'aşın hangı koşullarda verildiğini, sa- .aşiçindekigruplaşmaları v&Kemalistön- Jerliğin dışpolitikasını anlaCır. Kitap, mü- lıci din adamlan ile ülkeyi satan halife- mn vevandaşlannın kavgasana dayer ve- nr. Bir yanda Edirne 'nin, Ankara 'nın. Dentli nin Kmmı MiUheci müJHileri \xoxhr, diğeryanda iseonlar için "katli va- ciptir "fermanı vemûer. îşteMatabın en can ahcı bölümlerinden biri: Din ve Din Adamlan. UlN VE DİN ADAMLARI Kuvayı Milliye edebiyatımn renklı bır Islâmî tarafı vardır. Beyannamele- ri ve nutuklan süsleyen dini sözler, sı- kıştıkça kaleme alınan fervalar, metin- lerin başındakı besmeleler, kongrelerin sonundakı dualar, bu edebîyatrn zengin örneldendır. Milli birdavranışın bu de- rece dini bır kılığa sokulması, cahil halk yığınlanna, ne şehıtlik. gazılik gibi sa- de inançlann, ne de dini yükseltmek gibi büyük iddıaların tellan edilmesı için değildir. Eğer o günlerde din, te- sirli bir silah idı ise, bunu Müslüman- lar, düşmandan çok birbirlerine karşı kul- lanmışlardır. Uzun bir zaman, Kuvayı Milliye'nın, yani düşmana karşı silaha sanlıp mücadele etmenin din açısından tarnşması yapılmıştır. Ashnda bunun dı- ne aykın hıçbir tarafı olmadığını her- kes biliyordu. Fakat kavgadan kaçma- ya hazır olanlar içın ahkâm çıkaracak çeşıtli sebepler vardı. Padişah-Halife- nin Kuvayi Milliye'ye karşı olması. devletin içindebulunduğu şartlannağır- lığı, yeni bir harbın getireceği felâket- ler, böylelerinin nazannda Kuvayi Mil- liye'yi dinen mahkûmetmeye elveriyor- du. Bu zihniyetin en tipik örnegini Mül- kiye Mektebi mezunu bir aydın, Edir- ne İstatistik Müdürü Neyyir Beyvermiş ve Edime kongresınde (9 Mayıs 1920) şöyle konuşmuştur. •iŞCALE DİRENMEK FARZDIR' "Cenk etmek padişahunıan emir ve iradesine baghdır. Buna karar vermek mes'ufiyeüi bir iştir. Padişahlar, birçok istişarelerden sonra vuruşmak karan- nıverirler. Bizde buyetki \w mıdır? Di- nimiz buna eherişli mkiir? _Harb ta- raftarlanna soruyorum, bunun kanh akıbetkrini düşümiyoriar nu? Evvela, mes'elenindinitarançö/ülmetklir_"(l) Aynı kongrede bır din adamı, tpsala müftüsü. Neyyır Bey'i şu şekilde des- teklemiş ve meselenin dini cephesini(!) cözmüştür. "Cihadı, imam ilan eder. Imam olmadıkça harbolmaz. Kunıan- dan. Padişahımı/ serbest değildir, nıu- hasara atondadır. dedL Vali daha dün gekti. Öyle obaydı, ağızdan dertkrini anlaüriârdL Esaret yoktur. cihad ilan edecek yoktur." Km ı ayi Milliyecüer de, davalarırun sa- vunmasını dini esaslara dayamaya dik- kat etmişlerdir. Maksat yalnız vatanı, mil- letin istiklalini değıl, aynı zamanda hi- lafet ve saltanat makamını da kurtarmak- tı. Padişah-Halifenin esir olduğunda ıs- rar ediliyordu. Padişahın tuttuğu yol açıkçabellı olduktan sonra da aynı ifa- delerin kullanılmasına deNam olundu. Fakat, Istanbul, Kuvayi Milliye'yi dini silahlara karşı da zayıf görüyor ve bu suretle çahşıyordu. Ortada dını bir mes'eleden doğan anlaşmazkk bulun- madığı halde. din, zaman zaman bu yönden ön plana geçmiştir. Din faktö- rünün devamh olarak Kuvayi Milliye aleyhine çalıştığı söylenemez. Mem- leketini gerçekten seven birçok din adamlannın. kendiliklerinden Ku\ayi Milliye'yi tuttuklan görülmüştür. Da- ha bmir'in işgalinin ertesi günü, De- nizli Müftüsü toplanan halka şöyle de- miştir: "Her ne pahasma ohırsa obun Yunantalara karşı kovmak gerekir. Yu- nanhlanni^ale>iediğim€mlekeüerhal- kı için kavgaya girişmek farz-ı aymdır. İşgak uğrama>an memfcketler halkı için defarzri kifayedir. Benfetva veri>x)- rum. Sflah ve cephane azhgı veya yok- lugu hiçbirzaman ka\ga>a nıani olma- yacaknr. Hiçbirmüdafaa vasrtası olnıa- yan bir Müslüman dahi yerden üç taş alarak düşmana atmaj a mecburdur." ...Kuvayi Milliye tarafkn din adam- lannın davranışını beürten en güzel ör- neklerden biri de, Edirne kongresinde Sara\ Müftüsü Ahmed Efendi"nin ko- nuşmasıdır. Müftü Efendi tezirü şöyle savunmuştur: u Üzerimizedüş«ı\^zife, menıleketinıianıuhala/a\t'nr»iklalaae<- mektir. Bu hareketimi/ie, Padişahımı- za is>an etmiş obnayız. Hâşâ_ Ben. din kardeşlerüne hakikari söylemek iste- rim. _ Düşman isrilâ tehtikesi oian bir yerde, cihad, farz-ı â>mdır. Biz. muka- \wnetetmezsek padişahın emrinden a>- nhnış ohıruz. Hem biz. taarr-ma uğra- madan muharebe edecek değiliz ki... Hazırfak \'apacagız. Hazırhk \-apmak, de>1et ve millete. hilâfet makamınabağ- hhğı sağlamakor. Boşu boşuna oturur- sak miskirüik veriDetikabul etmiş olu- ruz. EBmizde olan rnaL mülk düşmana geçecektir. tçimizdebaşka türtüsünü id- dia edecek var mıdır? Cihadın güzel oluşu. tslamhğnı şerefıni > ükseltnıesin- dendir."(2) MustafeKemalPaşa. dahabaşlangıç- ta din faktörünü göz önünde tutmuş bu- lunuyordu. Ordu ile, halk ile, Müdafa- ai Hukuk teşekkülleriyle temas arar- ken, nüfiızlu din adamlannın da aynı saf- ta bulunmalannı sağlamaya çahşıyor- du. Onlardan büyük bir yardım görme- se bile. zararh olmalannı önlemek lâ- zımdı. ...Tokat'tan26Haziranl919'da, Konya'da tkınci Ordu Müfettişliğine çektîgı şu telgraf, Mustafa Kemal Pa- şa'nın bu meseleye ilk günlerden itiba- ren önem verdiğini göstermektedir "Tokat ve havalisnün İslam nüfıısu- nun yüzde seksen ve Amas>a hav^üsi- nin de mühinı bir kısnıı Akvi tnezhep olanlar teşkU edi>oriar ve Kırşehir'de- kiBabaefendi hazretierinefevkaİadebağ- b bulunuyorlar. Yatanın \e milli istikba- lin bugünkü tehlikesini bilfnl görmekte olan müşarünileyhin kanaaü haarası şüpheyoktur. bunapekmüsaittir.Bina- enakyh söz sahibi ve emnKedi baa ze- \uü görüştürerek kendikrince mm'afik görülecek Müdafaai Hukuku Millhe veReddiÎBıakcemi)«Öerinitak\i>eede- cek surette birkaç mekrup>azdınlarak bu havalideki Alevi nüfudulanna dağıt- mak üzere Sı\as'a gönderilmesini pek faydalı telakki edhorum! Bu babdaki nuı»çnetisâmieriniistirhamederHnr(3) ÜFTÜYE ÖZEL MEKTUPLAR Erzurum kongresinden sonra, milli da- vayı anlatmak için birçok nüfuzlu kım- selere özel mektuplar\azan Mustafa Ke- mal Paşa, bu arada şeyhleri ihmal etme- miştir Mesela: "KüfrevizadeŞeyh Az- dülbaki efendi hazretlerine^, "Şeyh Mahmut efendi hazretkrine" "Meşavi- hi âzamdan ŞeyhZhaeddinefendi haz- reüerine" yazdığı mektuplarda "ZaO âlileri gibi fedakâr,\atanpenwdindaş- lanmın benimle beraber çahşacağına mutmainim" diyor ve sözlenne "Mu- habbet ve hürmetlernnin kabulünü ri- ca ederim, efendim hazretteri" cümle- siyle son venyordu. Bunlar, genış nüfuz bölgeleri içinde gerçekten kudretli adamlardı. Onlara karşı saygılı ve mültefıt davTanmaktan başka çare yoktu. Şeyh efendi hazret- leri, Baba efendi hazretleri (4) ve bun- lar kadar nüfuzlu olmamakla beraber Müftü efendiler, Hoca efendiler. Tür- kiye'nin önemli kışileri idiler. Kuvayi Milliye cephesınde yer alan din adamlan. Müdafaai Hukuk Cemi- yetleıinin idare heyetlerine. kongrele- re geniş ölçüde katıknışlar ve aktif po- lıtıka yapmışlardır. ...Birinci Büyük Millet Meclisi'nin 60 üyesi sankhdır. Ve bu sankh meb'uslar arasında ustapo- litikacılar çıkmışhr (Şer'ıye Vekili olan \thbiHocagibi). Meclıste en büyük ten- kidcinin yine bir hoca olduğu söylen- mektedir: Isparta Meb'usu Hüsevin Hüsnü Efendi 15) Halife tarafını tutup Kuvayi Milli- ye'ye karşı çıkan din adamlan da Mil- li Mücadele olaylan içinde tesirsız kal- mamışlardır. Bunlar fonksiyonlannı yalnız ibadetle, vaazla değil, kan döke- rek de yapmışlardır. Bu silâhşör hoca- lararasında 31 Mart'tan kalma şeriat düş- künü, mekteph düşmanı yobazlar, ne is- tediğinibümeyencahil takımıve din yo- lunu kâr yolu sayan açıkgözler vardır. •m ^ u s t a f a /1/f Kemal A jJL Paşa, daha başlangıçta din faktörünü göz önünde tutmuş bulunuyordu. Ordu ile, halk ile, Müdafaai Hukuk teşekkülleriyle temas ararken nüfuzlu din adamlannın da aynı safta bulunmalannı sağlamaya çahşıyordu. Onlardan büyük bir yardım görmese bile, zararh olmalannı önlemek lazımdı. . Kuvayi Milliye'yi dağıtmaya çalışan Anzavur, avanesine "Km-aviMuham- medhe" adını takmıştır. Bütün bu kar- şı ihtiİâl hareketleri genellikle din adam- lannın idaresinde ve din uğrunda dü- zenlenmiştir. Büyük Millet Meclisi'nin açılışı sı- rasında, Istanbul-Anadolu mücadelesi- nin dini cephesi en kririk safhaya gir- miş bulunuyordu. Şeyhülislamın bütün hünerini göstererek hazıriadığı korkunç "•Fetvay-iŞerife", her tarafa yayılmış, si- lahşör ulema gemi azıya aİmıştı. Buh- ranlı günler geçiren .Ankara, Büyük Mil- let Meclisi'ni acele toplamaya çahşarak, açılışı cumaya rastlattığı gibi, büyük bir dinimerasimdeyapmıştır. ...Şeyhülis- lamın fervası da karşüıksız brrakılamaz- dı. Anadolu uleması da birmukabil fet- va hazırladı Milli mücadelede din ve din adamlannın ikı zıt şekilde dava- ya kanşmasını gösteren bu fervalan, okuyuculara sunmak isteriz. (1) T.Bt}ikboğtu.TmJsya'ıla\fflMüaıdde,S. 266. (2) Tmkw y da Afiffi Mücadde. S. 270ı 0) Harp tarihi vesUtakm, ı\a 113. (4) Mustafd Ke- malPaşa, Sıvas'tan.4nkara'yagfdaken Haa- bektaştoBabaeferuü'nmbttrgecemisafiriobHUŞr tur. (S)S. 4ğaoğtu.Kuvayi.\fUByeRuhu,S.260. . STANBUL'UN FETVASI Tadişahaitaatetmeyen şer'en cezaya hak kazanır' sf uttan Vahidettin 'in bir "Hatt-ı Hümayun "u ve hükümeîin bir bildirisi ile birlikte 5 Nisan 1920 gimüyayimlayıp dağıtıkm ve Şeyhülislamın imzasını taşıyan "Fetvay-i Şerife" aynen şöyiedir "Dünya nizammut sebebi olan İslam haüfesi (yike Tann onun hUafeûni hyamet gününe kadar sürdürsün) hazrederinin idaresiatünda bulunan İslam beldderinde bazı şerirşahslar aralannda birleşip ve kendüerine reislerseçerekpadişahm sadik tebasmı fıilder ve tezvirierile kandırmaya veyoldan çıkarmaya, padişahmyüksek emaieriohnadan ahaMen asker toplamaya kaliaşjp, görünüşte askeri iaşe ve teçhiz bahanesiyk vegerçekte mal toplama sevdastyİa kutsalşeriata vepadişahın emirlerineaykm olarak biruüam sabna ve vergiler kesip. çeşüB bash ve işkenceleAe haBan mallanmve eşyalamıyağmalamak n> buyoldan Tann 'nın kuBanna zulmedegebneye vesuçiarişlemeye,memleketinbazı köyleri ve bölgelerine hücum üe tahrip, yerie bir etmek, padişahm sadık teb'alanndan nice masum kimsderi kati ve masum kanlarvu döktükleri, müminlerin emiriolan padişah emrinde bulunan bazf dini, askeri ve mülki memurian kendi başlanna adl ve kendi hempalannı tayin, hüafet meıkej ile memlekeûn ulaşûrma ve habeHeşmeyoüarmı kesmek, de\4etçegönderilen emirlerin yaptimasuııyasaklamak, hükümet merkedni diğer bölgelerden ayırmak sureüyle haüfdik otoritesini ktrmak ve zffyıflatmak maksadıylayüksek haüfelik makamına ihanetetmek suretiyie imama (padişaha) itaatten dışan düşmekle, 'Devletiâüyye'nin nizam ve duzenlerini, memkketin asayişini bozmak içinyaîanlar yaymak üe halkıfimeyesevkesebep vefesadagayret etmekte olduklan açüdanmış vegerçekleşmiş olan adı geçen msleri üe avaneleri ve onlara bağlı olan kimseler eşlaya mertebesinde bulunup, dağıhnalan hakhnda gönderilmiş bulunan yüksek emirierden sonra hâlâinadve fesaâannda direnirier ise adı geçen kimsderin kötülükkrinden memlekeketitemizlemek ve zararianndan halkı kurtarmak vadp olup 'Fe-katilü elieâtebga hattâ tefaa Uâ emeriüah' âyed kerimesigereğince kaalkrive gerekirse Idüe haünde öldürülmderimeşru vefarz oher mu? Beyan buyrula. Cevatn budur: Gerçeği Tann büir ki tAur. Düni Zâde EsSeyyid Abduüah tarafmdan yaztkh. Böylecepadişahm ülkesinde savaş kudreüeri bulunan Müslümanlnn aM halifemiz ve imamontz Suhan Mehmet Vahidettin Han Hazrederinin çewesi etrafinda topktnaj bunuvia çarpışmak için yapdan davei ve emirlerine koşup, adı geçen eşktyalar üe savaşlan vadp <Aur mu? Beyan buyrula. Cevatn budur: Gerçeği Tann büir ki, ohtr. Düni Zâde Es^SeyyidAbduBah larafindanyazddi.Bu suretle halife hazrederi tarafmdan adıgeçen eşhyalar üe çarpışmak için tayin oiunan askerier çarptşmaktan kaçaur ve firar eykrierse büyük günahagirip ve asi olup, dünyada şiddetk cezaya ve ahirette acıkh azapiara hak kazanmış olutiar nu? Beyan buyrula. Cevabı budur: Gerçeği Tann büir ki, olurlar. Düni Zâde EsSeyyid AbduUah tarafmdanyazddı Bu surede hahfenin askerierinden olup da eşlayalan kadedenlergazi ve eşkjyalar tarafmdan kaüohtnanlar şehit ve şefaata nail oluriar nu? Beyan buyrula. Cevabı budur: Gerçeği Tann büir ki, olurlar. Düni Zâde EsSeyyid Abduüah tarafmdanyazddı. Bu surede eşhyalar üe muharebe hakhnda çıkardmış olanpadişahm emirlerine itaatetmeyen Müslümanlar asi\vşer'en cezplandmlmaya hak kazanmış olurlar mı? Beyan buyrula. Cevabı budur: Gerçeği Tann büir Id, ohtrlar.DürriZâde EsSeyyid Abduüah tarafmdanyaziuü." INADOLU'NUNFETVASI 'Memleketisavunana eşktya denmez' r~stanbul, bufetvayı çeşitli vollardan Anadolu 'nun her verine dağıtnıaya, Ankara da bunu önlemeye çalışvyordu. Silaha, aynı silahla mukabele etmekgerektiğinden, başta Ankara Müftüsü Rıfat (Börekçi) Efendi olduğu halde, 153 müftünün imzasını taşıyan, sureti aşağıdab'fetva hazırlanıp, yayüdı: "Dünyanın nizamınm sebebi olan İslam halifesi hazrederinin hatifeh'k makamı ve saltanatyeri olan İstanbul, müminlerin emirinin (padişahın) varhğuun sebebine ayhn olarak, İslamlann düşmanlan olan düşman devletier tarafmdan fiüenişgal edilerek İslam askerieri silahlanndan uzaklaşanhp, bazılan haksız olarak kadve hüafetyerinin korunmasma yarayan bütün istihkâmlar, kale ve diğer harp vasıtalan zaptedümiş, resmi işleri görmeye ve İslam askerlerini teçhize memur olan Bâbıâli ve Harbiye nezaretine el konularak, halifeyi milletin gerçek menfaaüerini hedef tutan tedbirler almaktan fiilen men ve örfî idare ilan ve divanı harpler kurmak sureüyle İngiliz kanunlannı tatbike muhakeme etmek ve cezalandırmak suretiyle halifenin yargılama hakkma müdahale veyine yüksek halifelik makammın maksaüanna ayhn olarak Osmanlı memleketi parçalanndan İznur veAdana ve Maraş ve Ayıntap ve Urfa bölgelerinde düşmanlar tarafmdan tecavüz edüerek gayri müslim teb'aüe birieşip tslamlan kaü'uun ve maüannı yağmalamak ve kadmlara tecavüz ve İslamın kutsal saydığı hususlan tahhr eder oİduklanndan açıklandığı veçhile hakaret ve esirliğe tnaruz kalmış bulunan İslam haüfesinin kurtardması için elden gayreti sarfederek bütün iman sahiplerinefarz olur mu? Beyan buyrula. Cevabı budur: Gerçeği Tann büir ki, olur.Bu surede meşru haklannı ve halifeliğin gasbedilmiş olan kudrea'ni kurtarmak vefiilen tecâvüze maruz kaldığı zikredüen memleketieri düşmandan temizlemek için mücadele eden vesavaşan İslam haüaşeriatça eşkrya oluriar mı? Beyan buyrula. Cevabı budur: Gerçeğp Tann büir ki, ohnazlar. Bu suretle düşmanlara karşı açüan savaşta ölenlerşehid, hayatta kalanlargazi oluriar mı? Beyan buyrula. Cevam budur: Gerçeği Tann büir h, olurlar. Bu surede savaşan ve dini vazifesiniyerinegetiren İslam halhna karşı düşman tarafını tutarak İslâmlar arasmdafitne çıkararak süâh kuUanan Müslümanlarşeriatça günahlann en büyüğünü işlemiş vefesadayöneimiş olurlar mı? Beyan buyrula. Cevabı budur: Gerçeği Tann büir ki, olurlar. Bu surede düşman devletlerinin zorlamalanve kandırmalanyia olaylara ve gerçekJere ayhn olarak çıkardmış bulunan fetvalar İslâm halh için şeriatça muteber olurlar mı? Beyan buyrula. Cevabı budur: gerçeği Tann büir ki, olmaz." ORHAN BİRGİT Kamuoyu Yoklamaları Siyasal partiler için en kolay olması gereken seçimler, yerel seçimlerdir. Niçin mi? Gerçi genel seçimlerde, iilke çapında iktidar değişikliği söz konusudur. Ama her i! çevresinin milletvekili sayısı belli olduğu, üstelik 550 aday- lık bir ordu ile alanlara çıkacagınız için tekeriiği dön- dümnek sanıldığı kadar kolay değildir. Oysa yerel seçimde, önce küçük bir genel se- çim gibi algılamanız gereken il genel meclisi için en ücra köye kadar sandık başı yapacaksınız. Büyüklü-küçüklü belediyeleri, beldeleri, başkan adaylan ve her birinin meclis üye adaylan ile he- sapladınız mı, sokağa çıkaracağınız insan sayısı- nın bir de yedeklerini hesaplarsanız; partiniz için çalışacak yığınlann sayısının katlanarak çoğaldı- ğını bilirsiniz. Tabii bilebilirseniz. TÜSES'in 22 Aralık 2003 ve 7 Ocak 2004 tarih- leri arasında yapttğı Seçmen Profili Araştırmala- rı'nın dün bazı gazetelerde açıklanan sonuçlan, ilkbakışta bu "bilebilirseniz" koşutunu şimdiliksa- dece iktidar partisinin algıladığını ortaya koyuyor. Veri Araştırma tarafmdan yürütülen çalışmanın açıklanan sonuçlanna göre, "Bugün seçim olsa kime oy verirdiniz" sorusunu yanıtlayanlardan "AKP'ye" diyenleryüzde 52.57, "CHP" diyenler ise 11.18'dir. öteki partilerin hiçbirisi yüzde 4'ü aşamıyor görünüyor ve araştırmacılarta karşılasan- lann yüzde 15.84'ü de kime oy verecekleri soru- sunu ya yanıtsız bırakanlardan ya da kararsız ol- duğunu söyleyenlerden oluşuyor. Ancaak! Ancak hemen altını çizmekte yarar var. TÜSES araştıımasının yapıldığı açıklanan tarihlerde, par- tilerin yerel seçimler için çok önemli olan adayla- rı henüz belirlenmiş değildir. Dolayısıyla da sözü- nü ettiğim o tekerleği döndürme işlevi hiçbir par- ti için gerçekleşmeden, yani seçmenin kendisine "Ben belediyenin başkanı olabilir miyim" soru- su yöneltilmeden yapılmıştır. Ama bu olgu, tek başına seçmenin iktidar ve muhalefet partileri için ne düşündüklerini de çok fazla değiştirmez. Tam aksine, ülkede, ısrarla yi- nelediğim gibi muhalefetin sokaklan, kahvehane- leri boş bıraktığtnı gösterir. Boşluk ise birileri tarafmdan elberte doldurula- caktır. TÜSES gibi isim yapmış bir kurum, mademki zaman zaman yaptığı şekilde, geçen yılın aralık ayı ile 20O4'ün hemen başında kamuoyunun nab- zını tutmak için para döküp, alanında üç önemli bilim adamını görevlendirip düğmeye basıyor. Ama onlara niçin "Bugün seçim olsa kime oy ve- rirdiniz" biçiminde yönelttiği soruya aldığı yanıt- lan, tam yerel seçim kampanyasının hızlanmaya başladığı bir sırada ve seçmenin 28 Mart'a yöne- lik eğilimleriymişçesine açıklıyor? Dahası, bu cu- martesi günü düzenlediğıni bildirdiği bir panelde tartışmaya sunmayı planlıyor. Yoksa üç ay önce gerçekleştirilen ve 1806 ki- şinin katıldığı araştırmanın yanıtlannı değerlen- dirmek o kadar zaman mı aldı? Insanın aklına, saygın ve sosyal demokrat bir araştırma kuruluşunun, acaba 28 Mart sonrasın- da, mesela CHP içinde yapılması kaçınılmaz gö- rünen hesaplaşmanın önhazıriığı için birilerinin dolduruşuna mı getirildiği, ister istemez gelip ta- kılıveriyor. AKP'nin kendi yaptırdığı söylenilen nabız yok- lamalannda ulaşamadığı bir rakamın "AKP açık ara ile önde" başlığı ile verilmesinden anlam çıkanmak gerçekten zor. Zor olduğu için de öteki partilerin "küsurat" gibi göriinen TÜSES değeriendirmele- rine kafa yoımanın hiç gereği olmamalı. Bir başka anket Oysa e-postama geçen hafta gelen bir başka anketin sonucunda, partilerin durumu tek tek ele alınmamış. Ama 1974 denek ile 12 ılde ve 12-13 Şubat tarihlerinde yapıldığı söylenen ankette, ik- tidar için hiç de övünülecek bir tablo ortaya çık- mamış. O araştırmada, 12 ildeki deneklere sorulan "AKP hükümetini başanlı buluyor musunuz" sorusuna "Evet" diyenlerin oranı yüzde 33.2. Yüzde 43.8 ise "Hayır" diyor ve yüzde 23.0 gibi önemli bir kit- le kararsız olduğunu söylüyor. Bu verileri güçlen- direcek asıl bölüm, dış politikada öne çıkıyor. Ik- tidarı dış politikada başanlı bulanlann sayısı 27.1. Yüzde 47.8 ise "Hayır" diyor. AKP'nin Denktaş'a yaptığı baskıyı destekleyen- lerin yüzde 21.4 olduğunu söyleyenlere karşı, yüz- de 67.5'lik bir kitle "yanlış bulduğunu" söylüyor. Anket deneklerinin yüzde 41.8'i Kıbns soru- nunda Denktaş'ı, 20.3'ü ise AKP'yi tutarlı ve doğ- ru politika izler görüyor. Berberin hikâyesini yinelemekte yarar var. Ha- ni saçının ak mı, yoksa kara mı olduğunu soran müşteriye verilen yanrtı. Yani 28 Mart akşamını bek- lemenin gereğini. Ama şayet yüzde 2.57'lik, hatta haberi veren ga- zetemizin manşetindeki rakamla söyleyelim; yüz- de 56'lık bir AKP'nin, isteyen istediği kadar yalan- lasın, laik ve Atatürkçü bir düzenin üstünden si- lindir gibi geçeceğinden kimse kuşku duymasın. Bu nedenle de 28 Mart için özellikle sorumlu- luk yüklenmiş partilerin genel merkez, il, ilçe yö- neticileri, en başta adaylan ile önümüzde her gün daha da azalan günleri insanüstü bir çalışma ile geçirmek zorunda olduklannı unutmasınlar. Bir dönem MHP'lilerin deyimiyle, her sabah kalktıklannda trtreyip kendilerine dönmesini de bilsinler. Kimse kendilerini o makamlara zoıiaya- rak oturtmadı ve yine kimse kendilerini ite kaka aday yapmadı. Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtto e-kolay.net ANTALYA CUMOK'LARA ÇAĞRI İlk toplantımızda öncelikli olduğunu be- lirlediğimiz gündemle, 4 Mart 2004 Per- şembe günü, saat 18.00'de, Mülkiyeliler Birliği Lokali'nde buluşuyoruz. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ lletişim ve bilgi: Hicran Karabudak O 242 247 67 17 - O 242 243 47 17 O 532 325 05 63 Adres: Karaalioğlu Parkı, Belediye Nikâh Salonu Karşısı, Deniz Restoran artı. Fatih Askerlik Şubesi'nden aldığım 02.07.1998 tarih ve 574616 No'lu emekli askeri kımliğimi yitirdim. Hükümsüzdür. SELMA FATMA ARTUN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle