Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
a HART 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
INCELEME
Sabahattin Selek'in 'Anadolu îhtilali' adlı dev eseri din adamlannın Milli Mücadele'deki rolünü anlatıyor
Halifeye karşıda savaştdar
DUZYAZI
" • T "TT" lusalKurtınluşSavaşı'nı
U J en iyi anlc&an h'taplar-
U I dan biri odan Sabahat-
• / tin Selek 'in "Anadolu
^^^^ İhtilali" cudh dev eseri,
MilliAfücadeleöncesindeJd -durumu. Ku-
\ jyı Milliye 'nin nekoşullartdageliştiğinı,
scn'aşın hangı koşullarda verildiğini, sa-
.aşiçindekigruplaşmaları v&Kemalistön-
Jerliğin dışpolitikasını anlaCır. Kitap, mü-
lıci din adamlan ile ülkeyi satan halife-
mn vevandaşlannın kavgasana dayer ve-
nr. Bir yanda Edirne 'nin, Ankara 'nın.
Dentli nin Kmmı MiUheci müJHileri
\xoxhr, diğeryanda iseonlar için "katli va-
ciptir "fermanı vemûer. îşteMatabın en can
ahcı bölümlerinden biri: Din ve Din
Adamlan.
UlN VE DİN ADAMLARI
Kuvayı Milliye edebiyatımn renklı
bır Islâmî tarafı vardır. Beyannamele-
ri ve nutuklan süsleyen dini sözler, sı-
kıştıkça kaleme alınan fervalar, metin-
lerin başındakı besmeleler, kongrelerin
sonundakı dualar, bu edebîyatrn zengin
örneldendır. Milli birdavranışın bu de-
rece dini bır kılığa sokulması, cahil halk
yığınlanna, ne şehıtlik. gazılik gibi sa-
de inançlann, ne de dini yükseltmek
gibi büyük iddıaların tellan edilmesı
için değildir. Eğer o günlerde din, te-
sirli bir silah idı ise, bunu Müslüman-
lar, düşmandan çok birbirlerine karşı kul-
lanmışlardır. Uzun bir zaman, Kuvayı
Milliye'nın, yani düşmana karşı silaha
sanlıp mücadele etmenin din açısından
tarnşması yapılmıştır. Ashnda bunun dı-
ne aykın hıçbir tarafı olmadığını her-
kes biliyordu. Fakat kavgadan kaçma-
ya hazır olanlar içın ahkâm çıkaracak
çeşıtli sebepler vardı. Padişah-Halife-
nin Kuvayi Milliye'ye karşı olması.
devletin içindebulunduğu şartlannağır-
lığı, yeni bir harbın getireceği felâket-
ler, böylelerinin nazannda Kuvayi Mil-
liye'yi dinen mahkûmetmeye elveriyor-
du. Bu zihniyetin en tipik örnegini Mül-
kiye Mektebi mezunu bir aydın, Edir-
ne İstatistik Müdürü Neyyir Beyvermiş
ve Edime kongresınde (9 Mayıs 1920)
şöyle konuşmuştur.
•iŞCALE DİRENMEK FARZDIR'
"Cenk etmek padişahunıan emir ve
iradesine baghdır. Buna karar vermek
mes'ufiyeüi bir iştir. Padişahlar, birçok
istişarelerden sonra vuruşmak karan-
nıverirler. Bizde buyetki \w mıdır? Di-
nimiz buna eherişli mkiir? _Harb ta-
raftarlanna soruyorum, bunun kanh
akıbetkrini düşümiyoriar nu? Evvela,
mes'elenindinitarançö/ülmetklir_"(l)
Aynı kongrede bır din adamı, tpsala
müftüsü. Neyyır Bey'i şu şekilde des-
teklemiş ve meselenin dini cephesini(!)
cözmüştür. "Cihadı, imam ilan eder.
Imam olmadıkça harbolmaz. Kunıan-
dan. Padişahımı/ serbest değildir, nıu-
hasara atondadır. dedL Vali daha dün
gekti. Öyle obaydı, ağızdan dertkrini
anlaüriârdL Esaret yoktur. cihad ilan
edecek yoktur."
Km
ı
ayi Milliyecüer de, davalarırun sa-
vunmasını dini esaslara dayamaya dik-
kat etmişlerdir. Maksat yalnız vatanı, mil-
letin istiklalini değıl, aynı zamanda hi-
lafet ve saltanat makamını da kurtarmak-
tı. Padişah-Halifenin esir olduğunda ıs-
rar ediliyordu. Padişahın tuttuğu yol
açıkçabellı olduktan sonra da aynı ifa-
delerin kullanılmasına deNam olundu.
Fakat, Istanbul, Kuvayi Milliye'yi dini
silahlara karşı da zayıf görüyor ve bu
suretle çahşıyordu. Ortada dını bir
mes'eleden doğan anlaşmazkk bulun-
madığı halde. din, zaman zaman bu
yönden ön plana geçmiştir. Din faktö-
rünün devamh olarak Kuvayi Milliye
aleyhine çalıştığı söylenemez. Mem-
leketini gerçekten seven birçok din
adamlannın. kendiliklerinden Ku\ayi
Milliye'yi tuttuklan görülmüştür. Da-
ha bmir'in işgalinin ertesi günü, De-
nizli Müftüsü toplanan halka şöyle de-
miştir: "Her ne pahasma ohırsa obun
Yunantalara karşı kovmak gerekir. Yu-
nanhlanni^ale>iediğim€mlekeüerhal-
kı için kavgaya girişmek farz-ı aymdır.
İşgak uğrama>an memfcketler halkı
için defarzri kifayedir. Benfetva veri>x)-
rum. Sflah ve cephane azhgı veya yok-
lugu hiçbirzaman ka\ga>a nıani olma-
yacaknr. Hiçbirmüdafaa vasrtası olnıa-
yan bir Müslüman dahi yerden üç taş
alarak düşmana atmaj a mecburdur."
...Kuvayi Milliye tarafkn din adam-
lannın davranışını beürten en güzel ör-
neklerden biri de, Edirne kongresinde
Sara\ Müftüsü Ahmed Efendi"nin ko-
nuşmasıdır. Müftü Efendi tezirü şöyle
savunmuştur: u
Üzerimizedüş«ı\^zife,
menıleketinıianıuhala/a\t'nr»iklalaae<-
mektir. Bu hareketimi/ie, Padişahımı-
za is>an etmiş obnayız. Hâşâ_ Ben. din
kardeşlerüne hakikari söylemek iste-
rim. _ Düşman isrilâ tehtikesi oian bir
yerde, cihad, farz-ı â>mdır. Biz. muka-
\wnetetmezsek padişahın emrinden a>-
nhnış ohıruz. Hem biz. taarr-ma uğra-
madan muharebe edecek değiliz ki...
Hazırfak \'apacagız. Hazırhk \-apmak,
de>1et ve millete. hilâfet makamınabağ-
hhğı sağlamakor. Boşu boşuna oturur-
sak miskirüik veriDetikabul etmiş olu-
ruz. EBmizde olan rnaL mülk düşmana
geçecektir. tçimizdebaşka türtüsünü id-
dia edecek var mıdır? Cihadın güzel
oluşu. tslamhğnı şerefıni > ükseltnıesin-
dendir."(2)
MustafeKemalPaşa. dahabaşlangıç-
ta din faktörünü göz önünde tutmuş bu-
lunuyordu. Ordu ile, halk ile, Müdafa-
ai Hukuk teşekkülleriyle temas arar-
ken, nüfiızlu din adamlannın da aynı saf-
ta bulunmalannı sağlamaya çahşıyor-
du. Onlardan büyük bir yardım görme-
se bile. zararh olmalannı önlemek lâ-
zımdı. ...Tokat'tan26Haziranl919'da,
Konya'da tkınci Ordu Müfettişliğine
çektîgı şu telgraf, Mustafa Kemal Pa-
şa'nın bu meseleye ilk günlerden itiba-
ren önem verdiğini göstermektedir
"Tokat ve havalisnün İslam nüfıısu-
nun yüzde seksen ve Amas>a hav^üsi-
nin de mühinı bir kısnıı Akvi tnezhep
olanlar teşkU edi>oriar ve Kırşehir'de-
kiBabaefendi hazretierinefevkaİadebağ-
b bulunuyorlar. Yatanın \e milli istikba-
lin bugünkü tehlikesini bilfnl görmekte
olan müşarünileyhin kanaaü haarası
şüpheyoktur. bunapekmüsaittir.Bina-
enakyh söz sahibi ve emnKedi baa ze-
\uü görüştürerek kendikrince mm'afik
görülecek Müdafaai Hukuku Millhe
veReddiÎBıakcemi)«Öerinitak\i>eede-
cek surette birkaç mekrup>azdınlarak
bu havalideki Alevi nüfudulanna dağıt-
mak üzere Sı\as'a gönderilmesini pek
faydalı telakki edhorum! Bu babdaki
nuı»çnetisâmieriniistirhamederHnr(3)
ÜFTÜYE ÖZEL MEKTUPLAR
Erzurum kongresinden sonra, milli da-
vayı anlatmak için birçok nüfuzlu kım-
selere özel mektuplar\azan Mustafa Ke-
mal Paşa, bu arada şeyhleri ihmal etme-
miştir Mesela: "KüfrevizadeŞeyh Az-
dülbaki efendi hazretlerine^, "Şeyh
Mahmut efendi hazretkrine" "Meşavi-
hi âzamdan ŞeyhZhaeddinefendi haz-
reüerine" yazdığı mektuplarda "ZaO
âlileri gibi fedakâr,\atanpenwdindaş-
lanmın benimle beraber çahşacağına
mutmainim" diyor ve sözlenne "Mu-
habbet ve hürmetlernnin kabulünü ri-
ca ederim, efendim hazretteri" cümle-
siyle son venyordu.
Bunlar, genış nüfuz bölgeleri içinde
gerçekten kudretli adamlardı. Onlara
karşı saygılı ve mültefıt davTanmaktan
başka çare yoktu. Şeyh efendi hazret-
leri, Baba efendi hazretleri (4) ve bun-
lar kadar nüfuzlu olmamakla beraber
Müftü efendiler, Hoca efendiler. Tür-
kiye'nin önemli kışileri idiler.
Kuvayi Milliye cephesınde yer alan
din adamlan. Müdafaai Hukuk Cemi-
yetleıinin idare heyetlerine. kongrele-
re geniş ölçüde katıknışlar ve aktif po-
lıtıka yapmışlardır. ...Birinci Büyük
Millet Meclisi'nin 60 üyesi sankhdır.
Ve bu sankh meb'uslar arasında ustapo-
litikacılar çıkmışhr (Şer'ıye Vekili olan
\thbiHocagibi). Meclıste en büyük ten-
kidcinin yine bir hoca olduğu söylen-
mektedir: Isparta Meb'usu Hüsevin
Hüsnü Efendi 15)
Halife tarafını tutup Kuvayi Milli-
ye'ye karşı çıkan din adamlan da Mil-
li Mücadele olaylan içinde tesirsız kal-
mamışlardır. Bunlar fonksiyonlannı
yalnız ibadetle, vaazla değil, kan döke-
rek de yapmışlardır. Bu silâhşör hoca-
lararasında 31 Mart'tan kalma şeriat düş-
künü, mekteph düşmanı yobazlar, ne is-
tediğinibümeyencahil takımıve din yo-
lunu kâr yolu sayan açıkgözler vardır.
•m ^ u s t a f a
/1/f Kemal
A jJL Paşa,
daha başlangıçta din
faktörünü göz
önünde tutmuş
bulunuyordu. Ordu
ile, halk ile,
Müdafaai Hukuk
teşekkülleriyle
temas ararken
nüfuzlu din
adamlannın da aynı
safta bulunmalannı
sağlamaya
çahşıyordu.
Onlardan büyük bir
yardım görmese
bile, zararh
olmalannı önlemek
lazımdı.
. Kuvayi Milliye'yi dağıtmaya çalışan
Anzavur, avanesine "Km-aviMuham-
medhe" adını takmıştır. Bütün bu kar-
şı ihtiİâl hareketleri genellikle din adam-
lannın idaresinde ve din uğrunda dü-
zenlenmiştir.
Büyük Millet Meclisi'nin açılışı sı-
rasında, Istanbul-Anadolu mücadelesi-
nin dini cephesi en kririk safhaya gir-
miş bulunuyordu. Şeyhülislamın bütün
hünerini göstererek hazıriadığı korkunç
"•Fetvay-iŞerife", her tarafa yayılmış, si-
lahşör ulema gemi azıya aİmıştı. Buh-
ranlı günler geçiren .Ankara, Büyük Mil-
let Meclisi'ni acele toplamaya çahşarak,
açılışı cumaya rastlattığı gibi, büyük bir
dinimerasimdeyapmıştır. ...Şeyhülis-
lamın fervası da karşüıksız brrakılamaz-
dı. Anadolu uleması da birmukabil fet-
va hazırladı Milli mücadelede din
ve din adamlannın ikı zıt şekilde dava-
ya kanşmasını gösteren bu fervalan,
okuyuculara sunmak isteriz.
(1) T.Bt}ikboğtu.TmJsya'ıla\fflMüaıdde,S.
266. (2) Tmkw
y
da Afiffi Mücadde. S. 270ı 0)
Harp tarihi vesUtakm, ı\a 113. (4) Mustafd Ke-
malPaşa, Sıvas'tan.4nkara'yagfdaken Haa-
bektaştoBabaeferuü'nmbttrgecemisafiriobHUŞr
tur. (S)S. 4ğaoğtu.Kuvayi.\fUByeRuhu,S.260.
. STANBUL'UN FETVASI
Tadişahaitaatetmeyen
şer'en cezaya hak kazanır'
sf uttan Vahidettin 'in bir "Hatt-ı
Hümayun "u ve hükümeîin bir
bildirisi ile birlikte 5 Nisan 1920
gimüyayimlayıp dağıtıkm ve
Şeyhülislamın imzasını taşıyan
"Fetvay-i Şerife" aynen şöyiedir
"Dünya nizammut sebebi olan İslam
haüfesi (yike Tann onun hUafeûni
hyamet gününe kadar sürdürsün)
hazrederinin idaresiatünda bulunan
İslam beldderinde bazı şerirşahslar
aralannda birleşip ve kendüerine
reislerseçerekpadişahm sadik
tebasmı fıilder ve tezvirierile
kandırmaya veyoldan çıkarmaya,
padişahmyüksek emaieriohnadan
ahaMen asker toplamaya kaliaşjp,
görünüşte askeri iaşe ve teçhiz
bahanesiyk vegerçekte mal toplama
sevdastyİa kutsalşeriata vepadişahın
emirlerineaykm olarak biruüam
sabna ve vergiler kesip. çeşüB bash ve
işkenceleAe haBan mallanmve
eşyalamıyağmalamak n> buyoldan
Tann 'nın kuBanna zulmedegebneye
vesuçiarişlemeye,memleketinbazı
köyleri ve bölgelerine hücum üe
tahrip, yerie bir etmek, padişahm
sadık teb'alanndan nice masum
kimsderi kati ve masum kanlarvu
döktükleri, müminlerin emiriolan
padişah emrinde bulunan bazf dini,
askeri ve mülki memurian kendi
başlanna adl ve kendi hempalannı
tayin, hüafet meıkej ile memlekeûn
ulaşûrma ve habeHeşmeyoüarmı
kesmek, de\4etçegönderilen emirlerin
yaptimasuııyasaklamak, hükümet
merkedni diğer bölgelerden ayırmak
sureüyle haüfdik otoritesini ktrmak
ve zffyıflatmak maksadıylayüksek
haüfelik makamına ihanetetmek
suretiyie imama (padişaha) itaatten
dışan düşmekle, 'Devletiâüyye'nin
nizam ve duzenlerini, memkketin
asayişini bozmak içinyaîanlar
yaymak üe halkıfimeyesevkesebep
vefesadagayret etmekte olduklan
açüdanmış vegerçekleşmiş olan adı
geçen msleri üe avaneleri ve onlara
bağlı olan kimseler eşlaya
mertebesinde bulunup, dağıhnalan
hakhnda gönderilmiş bulunan
yüksek emirierden sonra hâlâinadve
fesaâannda direnirier ise adı geçen
kimsderin kötülükkrinden
memlekeketitemizlemek ve
zararianndan halkı kurtarmak vadp
olup 'Fe-katilü elieâtebga hattâ tefaa
Uâ emeriüah' âyed kerimesigereğince
kaalkrive gerekirse Idüe haünde
öldürülmderimeşru vefarz oher mu?
Beyan buyrula. Cevatn budur:
Gerçeği Tann büir ki tAur. Düni
Zâde EsSeyyid Abduüah tarafmdan
yaztkh. Böylecepadişahm ülkesinde
savaş kudreüeri bulunan
Müslümanlnn aM halifemiz ve
imamontz Suhan Mehmet Vahidettin
Han Hazrederinin çewesi etrafinda
topktnaj bunuvia çarpışmak için
yapdan davei ve
emirlerine koşup, adı
geçen eşktyalar üe
savaşlan vadp <Aur mu?
Beyan buyrula. Cevatn
budur: Gerçeği Tann
büir ki, ohtr. Düni Zâde
Es^SeyyidAbduBah
larafindanyazddi.Bu
suretle halife hazrederi
tarafmdan adıgeçen
eşhyalar üe çarpışmak
için tayin oiunan askerier
çarptşmaktan kaçaur ve
firar eykrierse büyük
günahagirip ve asi olup,
dünyada şiddetk cezaya ve
ahirette acıkh azapiara hak
kazanmış olutiar nu? Beyan buyrula.
Cevabı budur: Gerçeği Tann büir ki,
olurlar. Düni Zâde EsSeyyid
AbduUah tarafmdanyazddı Bu
surede hahfenin askerierinden olup
da eşlayalan kadedenlergazi ve
eşkjyalar tarafmdan kaüohtnanlar
şehit ve şefaata nail oluriar nu?
Beyan buyrula. Cevabı budur:
Gerçeği Tann büir ki, olurlar.
Düni Zâde EsSeyyid Abduüah
tarafmdanyazddı.
Bu surede eşhyalar üe muharebe
hakhnda çıkardmış olanpadişahm
emirlerine itaatetmeyen
Müslümanlar asi\vşer'en
cezplandmlmaya hak kazanmış
olurlar mı? Beyan buyrula. Cevabı
budur: Gerçeği Tann büir Id,
ohtrlar.DürriZâde EsSeyyid
Abduüah tarafmdanyaziuü."
INADOLU'NUNFETVASI
'Memleketisavunana
eşktya denmez'
r~stanbul, bufetvayı çeşitli
vollardan Anadolu 'nun her
verine dağıtnıaya, Ankara
da bunu önlemeye çalışvyordu.
Silaha, aynı silahla mukabele
etmekgerektiğinden, başta
Ankara Müftüsü Rıfat
(Börekçi) Efendi olduğu halde,
153 müftünün imzasını taşıyan,
sureti aşağıdab'fetva hazırlanıp,
yayüdı: "Dünyanın nizamınm
sebebi olan İslam halifesi
hazrederinin hatifeh'k makamı
ve saltanatyeri olan İstanbul,
müminlerin
emirinin
(padişahın)
varhğuun
sebebine ayhn
olarak,
İslamlann
düşmanlan
olan düşman
devletier
tarafmdan
fiüenişgal
edilerek İslam
askerieri
silahlanndan
uzaklaşanhp,
bazılan
haksız olarak
kadve hüafetyerinin
korunmasma yarayan bütün
istihkâmlar, kale ve diğer harp
vasıtalan zaptedümiş, resmi
işleri görmeye ve İslam
askerlerini teçhize memur olan
Bâbıâli ve Harbiye nezaretine
el konularak, halifeyi milletin
gerçek menfaaüerini hedef
tutan tedbirler almaktan
fiilen men ve örfî idare
ilan ve divanı harpler
kurmak sureüyle İngiliz
kanunlannı tatbike muhakeme
etmek ve cezalandırmak
suretiyle halifenin yargılama
hakkma müdahale veyine
yüksek halifelik makammın
maksaüanna ayhn olarak
Osmanlı memleketi
parçalanndan İznur veAdana
ve Maraş ve Ayıntap ve Urfa
bölgelerinde düşmanlar
tarafmdan tecavüz edüerek
gayri müslim teb'aüe birieşip
tslamlan kaü'uun ve maüannı
yağmalamak ve kadmlara
tecavüz ve İslamın kutsal
saydığı hususlan tahhr eder
oİduklanndan açıklandığı
veçhile hakaret ve esirliğe
tnaruz kalmış bulunan İslam
haüfesinin kurtardması için
elden gayreti sarfederek bütün
iman sahiplerinefarz olur mu?
Beyan buyrula.
Cevabı budur: Gerçeği Tann
büir ki, olur.Bu surede meşru
haklannı ve halifeliğin
gasbedilmiş olan kudrea'ni
kurtarmak vefiilen tecâvüze
maruz kaldığı zikredüen
memleketieri düşmandan
temizlemek için mücadele eden
vesavaşan İslam haüaşeriatça
eşkrya oluriar mı? Beyan
buyrula. Cevabı budur: Gerçeğp
Tann büir ki, ohnazlar. Bu
suretle düşmanlara karşı açüan
savaşta ölenlerşehid, hayatta
kalanlargazi oluriar mı?
Beyan buyrula. Cevam budur:
Gerçeği Tann büir h, olurlar.
Bu surede savaşan ve dini
vazifesiniyerinegetiren İslam
halhna karşı düşman tarafını
tutarak İslâmlar arasmdafitne
çıkararak süâh kuUanan
Müslümanlarşeriatça
günahlann en büyüğünü
işlemiş vefesadayöneimiş
olurlar mı? Beyan buyrula.
Cevabı budur:
Gerçeği Tann büir ki,
olurlar. Bu surede düşman
devletlerinin zorlamalanve
kandırmalanyia olaylara ve
gerçekJere ayhn olarak
çıkardmış bulunan fetvalar
İslâm halh için şeriatça
muteber olurlar mı? Beyan
buyrula. Cevabı budur: gerçeği
Tann büir ki, olmaz."
ORHAN BİRGİT
Kamuoyu Yoklamaları
Siyasal partiler için en kolay olması gereken
seçimler, yerel seçimlerdir. Niçin mi?
Gerçi genel seçimlerde, iilke çapında iktidar
değişikliği söz konusudur. Ama her i! çevresinin
milletvekili sayısı belli olduğu, üstelik 550 aday-
lık bir ordu ile alanlara çıkacagınız için tekeriiği dön-
dümnek sanıldığı kadar kolay değildir.
Oysa yerel seçimde, önce küçük bir genel se-
çim gibi algılamanız gereken il genel meclisi için
en ücra köye kadar sandık başı yapacaksınız.
Büyüklü-küçüklü belediyeleri, beldeleri, başkan
adaylan ve her birinin meclis üye adaylan ile he-
sapladınız mı, sokağa çıkaracağınız insan sayısı-
nın bir de yedeklerini hesaplarsanız; partiniz için
çalışacak yığınlann sayısının katlanarak çoğaldı-
ğını bilirsiniz.
Tabii bilebilirseniz.
TÜSES'in 22 Aralık 2003 ve 7 Ocak 2004 tarih-
leri arasında yapttğı Seçmen Profili Araştırmala-
rı'nın dün bazı gazetelerde açıklanan sonuçlan,
ilkbakışta bu "bilebilirseniz" koşutunu şimdiliksa-
dece iktidar partisinin algıladığını ortaya koyuyor.
Veri Araştırma tarafmdan yürütülen çalışmanın
açıklanan sonuçlanna göre, "Bugün seçim olsa
kime oy verirdiniz" sorusunu yanıtlayanlardan
"AKP'ye" diyenleryüzde 52.57, "CHP" diyenler
ise 11.18'dir. öteki partilerin hiçbirisi yüzde 4'ü
aşamıyor görünüyor ve araştırmacılarta karşılasan-
lann yüzde 15.84'ü de kime oy verecekleri soru-
sunu ya yanıtsız bırakanlardan ya da kararsız ol-
duğunu söyleyenlerden oluşuyor.
Ancaak!
Ancak hemen altını çizmekte yarar var. TÜSES
araştıımasının yapıldığı açıklanan tarihlerde, par-
tilerin yerel seçimler için çok önemli olan adayla-
rı henüz belirlenmiş değildir. Dolayısıyla da sözü-
nü ettiğim o tekerleği döndürme işlevi hiçbir par-
ti için gerçekleşmeden, yani seçmenin kendisine
"Ben belediyenin başkanı olabilir miyim" soru-
su yöneltilmeden yapılmıştır.
Ama bu olgu, tek başına seçmenin iktidar ve
muhalefet partileri için ne düşündüklerini de çok
fazla değiştirmez. Tam aksine, ülkede, ısrarla yi-
nelediğim gibi muhalefetin sokaklan, kahvehane-
leri boş bıraktığtnı gösterir.
Boşluk ise birileri tarafmdan elberte doldurula-
caktır.
TÜSES gibi isim yapmış bir kurum, mademki
zaman zaman yaptığı şekilde, geçen yılın aralık
ayı ile 20O4'ün hemen başında kamuoyunun nab-
zını tutmak için para döküp, alanında üç önemli
bilim adamını görevlendirip düğmeye basıyor.
Ama onlara niçin "Bugün seçim olsa kime oy ve-
rirdiniz" biçiminde yönelttiği soruya aldığı yanıt-
lan, tam yerel seçim kampanyasının hızlanmaya
başladığı bir sırada ve seçmenin 28 Mart'a yöne-
lik eğilimleriymişçesine açıklıyor? Dahası, bu cu-
martesi günü düzenlediğıni bildirdiği bir panelde
tartışmaya sunmayı planlıyor.
Yoksa üç ay önce gerçekleştirilen ve 1806 ki-
şinin katıldığı araştırmanın yanıtlannı değerlen-
dirmek o kadar zaman mı aldı?
Insanın aklına, saygın ve sosyal demokrat bir
araştırma kuruluşunun, acaba 28 Mart sonrasın-
da, mesela CHP içinde yapılması kaçınılmaz gö-
rünen hesaplaşmanın önhazıriığı için birilerinin
dolduruşuna mı getirildiği, ister istemez gelip ta-
kılıveriyor.
AKP'nin kendi yaptırdığı söylenilen nabız yok-
lamalannda ulaşamadığı bir rakamın "AKP açık ara
ile önde" başlığı ile verilmesinden anlam çıkanmak
gerçekten zor. Zor olduğu için de öteki partilerin
"küsurat" gibi göriinen TÜSES değeriendirmele-
rine kafa yoımanın hiç gereği olmamalı.
Bir başka anket
Oysa e-postama geçen hafta gelen bir başka
anketin sonucunda, partilerin durumu tek tek ele
alınmamış. Ama 1974 denek ile 12 ılde ve 12-13
Şubat tarihlerinde yapıldığı söylenen ankette, ik-
tidar için hiç de övünülecek bir tablo ortaya çık-
mamış.
O araştırmada, 12 ildeki deneklere sorulan "AKP
hükümetini başanlı buluyor musunuz" sorusuna
"Evet" diyenlerin oranı yüzde 33.2. Yüzde 43.8
ise "Hayır" diyor ve yüzde 23.0 gibi önemli bir kit-
le kararsız olduğunu söylüyor. Bu verileri güçlen-
direcek asıl bölüm, dış politikada öne çıkıyor. Ik-
tidarı dış politikada başanlı bulanlann sayısı 27.1.
Yüzde 47.8 ise "Hayır" diyor.
AKP'nin Denktaş'a yaptığı baskıyı destekleyen-
lerin yüzde 21.4 olduğunu söyleyenlere karşı, yüz-
de 67.5'lik bir kitle "yanlış bulduğunu" söylüyor.
Anket deneklerinin yüzde 41.8'i Kıbns soru-
nunda Denktaş'ı, 20.3'ü ise AKP'yi tutarlı ve doğ-
ru politika izler görüyor.
Berberin hikâyesini yinelemekte yarar var. Ha-
ni saçının ak mı, yoksa kara mı olduğunu soran
müşteriye verilen yanrtı. Yani 28 Mart akşamını bek-
lemenin gereğini.
Ama şayet yüzde 2.57'lik, hatta haberi veren ga-
zetemizin manşetindeki rakamla söyleyelim; yüz-
de 56'lık bir AKP'nin, isteyen istediği kadar yalan-
lasın, laik ve Atatürkçü bir düzenin üstünden si-
lindir gibi geçeceğinden kimse kuşku duymasın.
Bu nedenle de 28 Mart için özellikle sorumlu-
luk yüklenmiş partilerin genel merkez, il, ilçe yö-
neticileri, en başta adaylan ile önümüzde her gün
daha da azalan günleri insanüstü bir çalışma ile
geçirmek zorunda olduklannı unutmasınlar.
Bir dönem MHP'lilerin deyimiyle, her sabah
kalktıklannda trtreyip kendilerine dönmesini de
bilsinler. Kimse kendilerini o makamlara zoıiaya-
rak oturtmadı ve yine kimse kendilerini ite kaka
aday yapmadı.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtto e-kolay.net
ANTALYA CUMOK'LARA ÇAĞRI
İlk toplantımızda öncelikli olduğunu be-
lirlediğimiz gündemle, 4 Mart 2004 Per-
şembe günü, saat 18.00'de, Mülkiyeliler
Birliği Lokali'nde buluşuyoruz.
SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ
lletişim ve bilgi:
Hicran Karabudak
O 242 247 67 17 - O 242 243 47 17
O 532 325 05 63
Adres: Karaalioğlu Parkı, Belediye Nikâh
Salonu Karşısı, Deniz Restoran artı.
Fatih Askerlik Şubesi'nden aldığım
02.07.1998 tarih ve 574616 No'lu emekli
askeri kımliğimi yitirdim. Hükümsüzdür.
SELMA FATMA ARTUN