23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MART 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA INCELEME Kırsal ve kentsel oylar arasındaki siyasi eğilim ve dağılım farklılığı göçler nedeniyle artık önemini yitirdi Seçmenprofüi değiştiERHAN KARAESMEN - 2 - 1 ^ . ^ _ lkemizde, çeyrek yüzyıl önce beledi- I I I ye düzeniyle yönetilen 1700'üaşkm I I J yörebulunmaktaydı.Günümüzdebu I ^~^ yörelerin sayısı 3OOO'i aşmıştır. 1 — — Son 25 yılın iç nüfus hareketleri öylesine bir doğrultu içine girmiştir ki, sa- dece büyük kentlerin nüfusunda artışa tanık olunmakla kahnmamış, küçük kentler orta boy kent, kasabalar küçük kentler haline dö- nüşme eğilimine girmişlerdir. Küçücük bel- deler, belediyesine sahip daha büyük belde konumunda görüntü sergiler olmuşlardır. KlRSAL VE KENTSEL OYLAR Tüm bu yörelerde nüfus artmış ve günde- lik yaşama düzeni biraz daha çapraşık hale gelmişlerdir. Nüfusu azalan tek yerler, ço- ğunlukla kısmen, bazen de tümüyle terk edıl- miş olan köy ve mezra birimleri olmuştur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun sosyo- ekonomik ihmal edilmişliğı, sert coğrafya ve iklim koşullan ile buna ek olarak bölgenin büyükçe bölümünde son dönemlerde yaşan- mış olan acılı, sosyal yırtılışlar. buralardaki kırsal kesimin hareketini daha da net hale ge- tirmiştir. Sonuç olarak, Türkiye toplamında ülke nüfusunun üçte ikisini aşan bir bölümü be- lediye düzeniyle yönetilen yerleşme birim- lerinde yaşar hale gelmiştir. Ülke nüfusunun yarısını aşan bir bölümü ise adına kent de- nebilecek yerlerde yaşar dunıma gelmiştir. Çeyrek yüzyıl öncenin bazı temel araşhrma- lannda çok önem verilen kırsal oylar ve kentsel oylar arasındaki siyasal eğilim da- ğıhşı farklılığı, artık önemini kaybeder ol- muştur. O R T A K EĞİLİM Kentsel yerleşmelerdeki kırsal çıkışlı ve ora- lara henüz çok tazelerde gelmiş olan nüfu- sun ülke ölçeğindeki yaygın varlığı, köylü- nün ya da şehirlinin hangi dürtülerle kime oy vereceği hususunu çok merakla ve derin- lemesine izlenen konular olmaktan çıkar- mıştır. Dolayısıyla kentsel alanlarda bazen kırsal alanlardakinden hiç de farklı olmayan ülke çapında ortaklaşa bir eğilim yansıtan gö- rüntüler ortaya çıkmaktadır. Ankara'nın, Istanbul'un, Adana'nuı uzun yıllardır sağ eğilimlerin yansıdığı bir yerel yönetim düzeni içinde yönetümekte oluşu rastlantı değildir. Orta sol eğilimin kent yönetiminde, hâlâ temsilciler bulundurabildiği yöreler ise da- ha çok Ege'de ve Trakya'da, yani ülkenin en uç batıda kalan bölgelerinde yer almaktadır. Marmara'nın doğusundaki bir îzmit ve Bo- lu, Akdeniz'in batısındaki bir Antalya ile en doğusundaki bir Antakya, Doğu'ya doğru gi- den yollann açılım noktası olan bir Gazian- tep yerel iç dengelerin ve de belediye baş- kanı kişiliğinin ağırlıklı rol oynadığı CHP'li belediye örnekleri olarak düşünülmelidir. Burada belediye başkanımn, kişiliği, kent- li hemşerilerle buluşabilme esnekliği, birey- sel dürüstlük ve etik kurallanna saygılı du- AKP'nin temsil ettiği pragmatik eli çabukluk, kent dokusunu algılama ve so- lumadaki yetersizlik, uygar kent yaşamı bilgi ve görgüsünden yoksunluk, gizli ve sinsi dinsel örgütlenme mekanizmalarıyla da birleşince 2010'lar Türk kentleri için mavi boyalı umut perspektifleri oluşturuyor. Ancak, o yö- relerde yaşayan nüfusun kırsal kökenlilik kimliğinden sıyrılamamış oluşu AKP'nin yetersiz kent anlayışını geniş kitlelere kusursuz gösterebiliyor. Ankara, tstanbul ve Adana'nın uzun yıUantar sağ eğilimlerin yansıdığı bir yerel yönetim düzeni içinde yönctilmekte oluşu rasüanü değiL~ ruşu aynca akılcı bir kent planlamasına işa- ret eden girişimcilik içinde bulunması gibı faktörlerle zenginleşerek siyasal parti eğili- mini bazen şaşırtabilen seçım sonuçlanna gö- türebildıği hatırlanmalıdır. İ970LERVECHP Kent yönetimine önem veren ve bu konu- da hemşeriler düzeyinde duyarlılık uyandır- maya çalışan, yurttaşa yakın ve gınşimcı kı- mi CHP'li belediye başkanlannın 1970'ler- de ülke ölçeğinde estirdiği rüzgâr olumlu bir tarihsel gelişme olgusu olarak, ama bi- raz da nostaljik biçimde, hatırlanmaktadır. Kırsallıkla kentselliği, yukanda da deği- nildiği gibi, birbiriyle karmaşık biçimde sar- maş dolaş olduğu 2000'lerde ise 1970'lerin kent yönetimi akılcılığını belkı bir miktar de- ğiştirecek ona bazı yeni öğeler ekleyecek yeni perspektiflerin oluşturulması gerek- mektedir. AKP'nin temsil ettiği pragmatik eli çabukluk. kent dokusunu algılama ve so- lumadaki yetersizlik, uygar kent yaşamı bil- gi ve görgüsünden yoksunluk. gizli ve sinsı dinsel örgütlenme mekanizmalanyla da bir- leşince 2010'lar Türk kentleri ıçin mavi bo- yalı umut perspektifleri oluşrurmamaktadır. Ancak, o yörelerde yaşayan nüfusun kır- sal kökenlilik kimliğinden sıynlamamış olu- şu AKP'nin yetersiz ve ilkel kent anlayışını geniş kitleler nezninde kusursuz gösterebıl- mektedir. BAŞI BOZUKLUK... Avrupa Bırlığı ufuklarının uzaktan da ol- sa gözüktüğü bir dönemde, ülkemızdeki kentleşme başı bozukluğunun ve dısiplinsız- liğinın akıl almaz bir kültürsüzlükle birleşe- rek ve de güya kent soylulann obur tüketim- ciliğine cevap venşı ile onlardan büyük al- kış toplayan bir AKP anlayışına (ya da an- layışsızlığına) terk edıliyor oluşu çok dü- şündürücüdür. Kentler. bılindiği gibi uygar- lıklann filizlenme, yeşerme ve büyüme or- tamlandır. Tarihsel kültür mirası kentlerin ta- rihı ile örtüşen bir oluşumdur. Bugünlerden yannlara kentlerdekı yerleşikliğin akılcılık, yenılikçılik. estetik ve insanca yaşama say- gı özellikleriyle yoğrulmuş izler kalacaktır. Bu yoğrulmada kusur varsa o zaman da hiç- bir iz kalmayacaktır. Burada. bir belediye başkanı adayının bü- tünleştiğı siyasal partınin yandaşı olmayan hemşeriler tarafından da seçilme şansı bu- lunuyor oluşu bır büyük şanstır. CHP liste- lennden gösterilen kımi uygar, becerikli. etik \ e dürüstlük kurallanna saygıyla bağlı düzgün adaylara yandaki sandıkta verilen il genel meclisi seçımındeki oylardan farklı oylar \erilmesı beklenebilir. Kentlilik-kırsalbk karmaşası \s\ evcut iktidann dümen suyundan çık- ması hiç beklenemeyecek pohpohçu- luk ve göze girme yanşında birbirini çiğneyen medya kiıruluşlan gerçeği yansıttığma hiç güvenilemeyecek ba- zı anketsel çalışmalar yürütmüş gibi- dirler. Seçmeni afallatıcılık ve bu çerçevede yönlendiriciük yönünün ağır bastğı açıkça his- sedilen bazı sayısal açıklamalann ülke ölçe- ğinde geçerli bir sayısal mantık oluşturması beklenmemelidir. Buna karşılık, bazı belediye başkanı aday- lan kendi sınırlı yörelerine yönelik eğilim saptaması çalışmalan yaptırmışlardır. Bu. ön- ceki yerel yönetim seçimlerinde de rastlanan bir durumdu. Ancak, bunlar çok özel ve ku- ruma özgü çalışmalar olduğundan kamuoyu- na açık olarak bir bilgi aktarması yapılabil- mesi etik olarak yanlıştır. Bazı gözlemsel ipuçlan yine de mevcut olup batı uçtaki bü- yük kent Izmir'den bir yöresel değerlendir- me için konuya giriş yapabilir. İZMİR'DE CHP RÜZCÂRI lzmir ilinin toplamında CHP'nin hâlâ bi- rinci parti olduğu ve bunun seçimlere de yan- sıyacağı tahmin edilmektedir. Bu, CHP adı- na belki rahatlatıcı bir durumu göstermekte- dir. Ancak, AKP'nin yönlendirici ve seçme- nin kafasını kanşhncı anket sonuçlanna da sanlarak tzmir'de seçime asıldığı izlenmek- tedir. Oraya gidip gelen bazı AKP'li bakan- lann açık şantaj görüntüsü altında yaptıklan çıkışlar da lzmir'e özel önem verdiklerini göstermektedir. Aynca, AKP'nin tzmirbaş- Toplam Oy Oranları (Sağ ya da sol olduğu tam kestirilemeyen partilerin ve bağımsızlann oylan dolayısıyla buradaki oranlann toplamı %100'e ulaşmaktadır) O 1983-2002 sol olayian 1983-2002 sağ olaylan ta olmak üzere Ege Bölgesı"yle hesaplaşma cepheleri belediye başkanlığı düzeyindedir. tl genel meclıs seçimlerinde başa baş gelse- ler bile, Ege Bölgesi'nden koparabilecekle- ri belediye başkanhklan hem kendi tabanla- n hem de üst yönetim iç bünyesi düzeyinde moral verici anlamlı mesajlar taşıyacaktır. Ancak, Muğla, tzmir, Çanakkale en uç batı hâlâ CHP kontrolünde gözükmektedir. Aydın ise ortada gibidir. Buna karşılık, Manisa, Balıkesir, Kütahya üçgeninde kuzeye doğru çıkıldığında AKP'nin bazı yörelerde bıraz daha şansı olabılecek gı- bıdir. Ege'nın İç Anadolu'yla birleşme sınırlann- daki Afyon'da ve çevresınde AKP'nin şansı- nın epeyce artmış olduğu gözlenmektedır. Buralara özgü MHP ve DYP yandaşçılığının ülkenin her yerinde olduğu gibi, büyük ölçü- de, gevşemiş olması \e bu çözülmeden AKP'nin yararlanması doğal gibidir. Eskişehir'e gelınce. daha zıyade ekonomik sağın yeşerme alanlanndan bıri olarak bıli- nen bu belli ölçülerde sanayileşmiş ve üst ti- cari etkınliğe ulaşmış ilimizde, AKP'nin güç- lü bir varlık göstermesi ve hele Eskişehir be- lediye başkanlığını kazanması normal ola- rak beklenmeyecektır. Saygın ve muteber bır kişilik olarak bili- nen şimdiki DSP adayının yeniden seçilebil- mesi için mutlak öbürpartilerden aktanlacak oylara ıhtıyaç duyulmaktadır. (Yukanda sö- zü edılen kentlılik bilinci ve hemşerilik duy- gusu Eskişehir'de kendini gösterirse Büyüker- şen Hoca yeniden seçilebilir.) TRAKYA Trakya'dan söz edilırse bu bölgede yer alan kentlenn (Edirne, Kırklarelı. Tekirdağ) tü- münde kent merkezi belediye başkanlıklan- nın CHP tarafından kazanılması normal kar- şılanacaktır. CHP buradaki gücünün farkın- da olduğundan ve aynca bu yöredeki bir üs- tün seçım başansının ülke çapında tüm taba- na moral \ erecek oluşu dolayısıyla başkan ada- yı belirlenmesınde de diğer bazı yörelerde kırgınlıklara yol açan savrukluğunu burada göstermemiş gibidir. Marmara'nın güneyi ve güneydoğusuna gidildıkçe durum farklıdır. AKP'nın Bursa'yı ve bazı ılçeleri kazanabilmek için ciddi gay- ret içinde olduğu bilinmektedır. Kocaelı ılinde ise durum biraz farklıdır. îz- mıt kent merkezınde büyükşehir belediyesi ve bağlantıh yan belediyeler itiban ile başa- nlı bir CHP performansı yerleşmiş ve gele- neksel bır olgudur. BTTT! CHP'NİN SECİM STRATEJİSİ Hedef,prestijli belediye başkanhkknnı kurtarmak iç HP 1999 seçimlerinde hem milletvekili seçimi oylan hem de il genel meclisi seçimi oyİannda düşük düzeylerde kalmışken îzmit kentinin belediyelerini kendi kontrolünde tutmayı başarmıştı. Son dönemin başanlı belediye başkanlannın yeniden aday gösterildiği bu kentte CHP, ana rakıbi AKP'nin, il genel meclisi seçimlerinde epeyce gerisinde kalsa bile bir kentlilik ve hemşerilik duyarhlığı göstergesi olarak belediye seçimlerini kazanabilme şansına, sınırlı ölçüde de olsa hâlâ sahiptir. Ekonomik ve dinsel sağın kol kola işbirligi yapageldiği Sakarya, Bolu, Çankın cografi hattına gelince, Bolu merkez hariç, belediyeler büyük çoğunlukla AKP'ye gidecek gibidir. ÇoRUM. SIVAS. YOZCAT VE TOKAT Sözü edilen geleneksel tutuculuk çizgisi daha doğuya doğru izlendiğinde Çorum, Sıvas, Yozgat, Tokat yörelerinde AKP'nin bu illerdeki mevcudiyeti tartışılmaz bir boyut taşımaktadır. Ancak, Çorum'da geçmişin başanlı CHP belediye başkanlanndan kalma olumlu anılar ve izler bulunmakta oluşu dolayısıyla Alevi yurttaşlara özgü yüksek kentlilik bilincinin de katkısıyla Çorum ibresi, kent merkezi belediye başkanı seçimınde CHP'ye dönebilme şansına sahiptir. 2002 genel seçimlerinde de CHP'nin nispeten düzgün bir sonuç aldığı yörelerden biri olarak Erzincan bu şansı hâlâ sürdürmektedir. Erzurum'dan itibaren daha kuzeydoğu ve doğu çizgisindeki illerde belki CHP çizgisine yakmlığı olan Artvin hariç dengelerin AKP ile DEHAP arasında oynayacağı bilinmektedir. Bu oyun Güneydoğu illennde de bu kez aşikâr biçimde kendini gösterme isndadındadır. Epeyce sayıda bir belediye başkanlığının DEHAP bağlantılı bağımsız adaylar tarafından kazanılmasına razı olsa bile AKP, bu bölgelerde de varlığını güçlendirme arayışı içindedir. TuNCELİ, GAZİANTEP. ADANA, MERSİN Aynca DEHAP'ın kendi başına parti olarak seçime giremeyişı, bazı küçük yörelerde bir boşluktan sızma biçiminde bile olsa AKP'nin varlığını rakipsiz bir görüntüye oluşturma şansına sahip gibidir. Bu cografi halka tamamlanıp biraz daha Orta Anadolu'ya yanaşıldığında Tunceli ve Gazıantep'in CHP'li adaylar tarafından kazanılması şansı bulunduğuna dikkat çekmekte yarar vardır. Bu şans, Güneydoğu. tç Anadolu'nun güneyi ve Akdeniz'in doğusu kesişmelerinin mozayigini yansıtan Adana'da da yurttaşlann güvenine ve sempatisıne sahip çıkabilecek uygun bir aday gösterilmesiyle mevcut olabilirdi. Ama, şimdiki durumda bu şansın yüksek bulunmadığı gözlenmektedir. Mersin'de her şeye rağmen CHP adına bir küçük şansın mevcut olduğu haberleri bazı mahalli gözlemlere dayalı olarak alınmaktadır. Çizgiye bu kez Akdeniz'in bahsına gelerek bakıldığında AKP'li bir belediye başkanına teslim edilmesi çok garip karşılanacak olan uyanık kentlilik bilinci yüksek bir Antalya'da, DYP'nin ülke çapında uğradığı kan kaybına karşı düzgün bir aday göstermiş oluşuna karşı, bu partinin CHP'den bir miktar oy kaydıracağını düşündürtmektedir. Partiler savaşından ziyade adaylar savaşına dönüşebilecek bu arenada AKP'nin teorik olarak sahip olduğu düşünülemeyecek seçim kazanma şansının bir miktar yükseldiği anlaşılmaktadır. IKİ KIRKENT' Ankara, İstanbul metropollerine gelince, bu metnin önceki bölümlerinde sözü edilen ve son çeyrek yüzyılın toplumsal gelişmelerine damgasını vurmuş bir olgu olarak kendini gösteren kentülik-kırsallık karmaşası bu iki büyük kentimizin sosyal mozayiğinde de aşikâr biçimde kendini ortaya dökmektedir. Dolayısıyla bu iki büyük "tarkent"te AKP ezici biçimde öndedir. "Sol bölünüyor; aman SHP adaymda birleşelim" teşhisi falan da maalesef çok anlamsızdır. CHP'nin gayretinin büyükşehir sistemi içinde yan belediye olarak kalan bazı prestijli belediye başkanlıklannı kurtarmaya yönelik olması gerekirdi. Zaten kendiliğinden de bu doğrultuya girildiği anlaşılmaktadır. Istanbul'da Şişli, Kadıköy, olabılirse Beşiktaş; Ankara'da Çankaya ve Yenımahalle belediye başkanlıklannm CHP tarafından kazanılmasını beklemek ve temenni etmek durumundayız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle