21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAYFA CUMHURİYET 26 MART 2004 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER 4ÇI HUMTAZ SOYSAL Inkara Planı AKILLARINI "Annan Planı "na takmış ınsanla- ımız, Türkiye'de ve adada, başka bır şey düşüne- nez oldular Plar aşağı. plan yukarı. Başkalarınca oluşturjlrnuş bır çozüm tarzını tek careymiş gıbı boylesine kabullenmek görülmüş çy değıldır Kimse çıkıp "Annanya da görevlen- drdıği ıkı-üç kışı Kıbrıs konusunda neyı ne kadar tilırmış?" dıye sormuyor. Üstelık. bütün bunlar daha önce üzerinde anla- şlan yontemlere ters düşerek, verılmeyen yetkiler kjllanılarak yapılrnakta. Haklıyla haksızın, suçsuz- k suçlunu n saldıranla saldınlanın bırbirine kanş- tnldığı ortarnlarda. Oysa, ol up bıtenlerın ardından ortaya çıkan ger- çekler, yanı adanın ikı yanında bırbınnı hukuken ta- nmayan, ama ıkısı de pekâlâ bütün kurumları ve kjrallanyla işleyen ıkı devletin varlığı kabul edilsey- a, bu iki devlet arasında karşılıklı tanımayla bırlık- te saldırmazlık ve 1yi komşuluk anlaşmalanyia baş- layan ılışkıler kurulsaydı, serbest gıdıp gelişler ve tcaret gelışîınlse'ydi fjertıaiçle daha saglıklı bır nok- taya çoktan vanUnış öhirdu.,Önce en basit ve do- ğal ışlevierden başlamak, güv>ensızlık kalktıkça bir- takım eşgüdüm kurumıarı oluşturmak ve bazı or- 'taklık organları yaratmak b'aşarılamaz mıydı? •^ îfin kötüşij, şımdi, yapılacağı söylenen referan- ^> • dum sonuçJanna göre neyin nasıl olacağı datam " İblınmiyor. la cldğrusu, Rum tarafı bılıyor da Türk tarafı Imıyo'r. VGuney, ölası referandumda plana "hayır" dese de Avrupa Bırlığfnegfreceğindenyüzdeyüzemin. Hele "evet" der ve bır de Türk tarafının "evef'ini alırsa, Bırleşmiş Mılletler'le anlaşarak bulduğu çö- zume ve AB'yle bırlıkte oluşturduğu yasalara gö- re, "Bırleşik Kıbrıs Cumhunyetı" dıye değışık bır adla da olsa, kendı devletını yıne surdurecek. Turklerı bezdırıp sonuçta adadan kaçırtmanın hesaplannı yapayapa. YaTürkler? Onlar, Rumların "hayır"dedığı birre- feranduma kendılerı "evet" deseler bıle ne olaca- ğını bılıyorlar mı? Avrupa hayallerıne devam ede- bılecekler mı? Ambargolar kalkacak mı? Tanınma olacak mı? Buyuktuhaflık bunlarbelırlenmeden referandu- ma gıdılmesı ve Ankara'nın bu behrsızlığe razı ol- masıdır. Oysa, belırsızlıği gıdermesı gerekenlerin başın- da yıne Ankara gelıyor. "Annan Planı" dıye dıye aylar ve yıllar geçıren- ler, o değerlı vakti Kıbrıs Türk halkının sorunlannı derınlığıne düşunmeye, sıyasal, ekonomık ve kül- türel dırilışın "Ankara PlanT'nt yapmaya, adadaki ınsanlara kesın ve güvenlı bır ufuk açmaya ayırsa- lardı daha doğru bir iş yapmış olmazlar mıydı? Türkıye'dekı dertlerin temelınde yatan "plansız- lık", enınde sonunda bu en krıtık dış sorunda da kendinı gösterdı. Ama asıl çelışkı, ıçtekı plansızlı- ğı savunagelen sozde "lıberal" yazarçizer takımı- nın dışa sıra gelınce bırdenbıre başkalannın planın- dan yana oluvermesıdir. ORTACA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo. 2OOM40 Davacı Malıye Hazınesı vekılı Av H Ozden Savaş- lı tarafından davalılar Bahattın Kalan ve 85 arkadaşı aleyhıne mahkememıze açılan tapu ıptal. mudahale- nm onlenmesı \e kâl davası nedenıyle, Davalılardan Hasan kızı Elıf Mantar. Musa kızı Ha- fıze Arslan ve Hasan oğlu \fehmet Tekelı'nın adlan- na çıkartılan dava dılekçesı ıle duruşma günunu bıldı- nr açıklamalı davetıyenın adresınde tanınmadığından teblığ edılememış. davalının açık adresı tum aramala- ra rağmen tespıt edılemedığınden. venlen ara karan uyarınca davalılar Elıf Mantar. Hafıze Arslan ve \lehmet Tekelı alevhıne açılan davanın duruşma gunu 11 05 2004 gunu saat 09 20'de mahkememızde bizzat hazır bulunmalan \eya kendılerını bır vekılle temsıl ettırmelerı, duruşmaya gelmedıklerı ve bır vekılle temsıl edılmedıklen takdırde yargılamaya yoklukla- nnda devam edıleceğı ve karar venlebıleceğı da\a dı- lekçesı ve duruşma günu teblığı yenne geçmek uzere ılanen teblığ olunur Basın 12461 Ulusal Eğitim Bakanlığı'nm İşlevleri Ulusal eğitimden sorumlu bır bakanlık olarak MEB, öbür bakanlıklarda da var olan kimi teme] ışlevlere de sahiptir: Yöneltiler (politikalar) üretmek, yasal düzenlemeler yapmak, yasa önerilen hazırlamak, işgücünü (öğretmen, uzman, yönetici...) yetiştirmek, kaynak sağmak, görevli birimler arasında eşgüdüm ve işbirliği gerçekleştirmek. Prof. Dr. Cevat GERAY Bağımsız Cumhunyet Partısi MYK Üyesı • • lke ölçeğınde eğıtım ışlerı- U nın sahıbı bulunan ve devlet binmı olarak ilgıli bakanlı- ğın admda "eğjtim" sözcüğü önünde *ulusal" (mıllı) söz- cüğünün bulunması bırrastlantı değildir Ulusal Eğıtım Bakanlığımızın örgüt ve gö- revlenne ılışkin 1739 sayılı yasaya göre bakanlıgın görevlennın Özünde vatan te- mel işlev, ulusal eğitim temel yasasında belırtılenamaçlan gerçekleştırmektır. Bu amaçla, bakanlığa bağlı her basamakta- ki öğretım kurumlannın öğretmen \e öğ- rencılenne ılışkın tüm eğıtım ve öğretım ışgörülennı planlama, ızlenceye bağla- ma (programlama), ışleri yürütme ve uy- gulama, uygulamalan ızleme ve denetle- me görev, yetkı ve sorumluluklarına sa- hiptir. Ulusal eğitimden sorumlu bır bakanlık olarak MEB. öbür bakanlıklarda da var olan kımı temel ışlevlere de sahiptir: Yö- neltiler (politikalar) üretmek. yasal düzen- lemeler yapmak. yasa önenleri hazırla- mak, işgücünü (öğretmen. uzman, yöne- tıcı...) yetiştirmek. kaynak sağlamak, gö- revlı bınmler arasında eşgüdüm ve ışbır- lığı gerçekleştirmek. Bu ışlevlen başlıca ıki ana kümede top- layabılınz: 1) Yürütme ve uygulamalara ilişkin her türlü yetkilenn kullanılması (eği- tim ve öğretim ortamının sağlanması), 2) Okul yapımı, bakım ve onarımlan, okul- lann her türlü donatımı, bunlarla ılgılı genel gıderlenn karşılanması vb. fizıksel, sosyal altyapı hızmetlerının sunulması (eğitimin fiziksel ortamının sağlanması). Bakanlık başkentte ve taşrada (ıl ve ıl- çelerde) örgütlenerek bu ışlevlen yenne getırmektedır. Kamu Yönetımı Temel Yasa Tasansf nı hazırlayanlar MEB'nın taşradakı örgüt- lennı de ıl özel ıdarelerine devTetmeyı tasarlamaktalarsa da bunun benımsene- ceğıni beklemıyoruz. Yürurlüktekı yasalar yerel yönetimle- rı ulusal eğitimle ılgılı görev, yetki ve so- rumluluklar ıle donatmıştır. Onemlı olan. yerel yönetımlerın bu göre\len yenne getırecek güçten ve anlayıştan yoksun ol- malan, bakanlıgın da bu konudaki işlev- len ve sorumluluklan yenne getırmekten uzak bulunmasıdır. Öyleyse, nedir ulusal eğıtimı yerele devretmek ısteğının altında yatan? Bunun yanıtı, Kamu Yönetımı Temel Yasası Tas- lağı'nın ardında yatan amaçta yatmakta- dır. Görünüşte. >erel yönetımlenn bu ışle- n daha venmli, daha ekonomık, daha et- kin bıçımde yenne getıreceğı varsayım- ından hareket edılmektedır Oysa. tasan- ya egemen olan görüş. ulus-üsrü anapa- ra odaklarının, IMF, Dünya Bankası. GATT, OECD. AB gıbı kuruluşlann, kü- reselleşme söylemı ıçınde dayattığı neolı- beral yöneltılerden. buna uyum ıçın yay- macası yapılan özelleştırme, ulus-devle- tın küçülmesı, yerelleşme uygulamala- nndan kaynaklanmaktadır Türkıye'nın ıçınde bulunduğu toplum- sal, ekonomık. sıyasal, ekınsel. tanhsel ko- şullannı bır yana ıterek eğıtımın yerel yönetımlere devredılmesı. eğıtımın ulu- sal, laık, bılımsel. ussal. nesnel, kısacası çağcıl olma nıtelıklennden uzaklaştınl- ması çekıncesını yaratmaktadır Bugün sıyasal erkı elınde bulunduran- lann. ımam-hatıplenn ünıversiteye giri- şını kolaylaştırma, YÖK'ü ve TÜBtTAK'ı sıyasallaştırma çabalannı, türbanlı öğ- rencılerin önündekı engellerın kaldınl- masına ılışkın gınşımlennı. bakanhkta- kı ve taşradakı, okullardakı imam-hatıp- lı kadrolaştırmalan \e benzerı uygula- malannı usumuzdan çıkamıamalıyız. Açıklanmayan nıyetın bunlar bırer be- lırtısıdır. Başbakan yardımcısının eşının AlHM'dekı davasını gerı almayışı, aksi- ne Dışışleri'nın savunmasını geri çektır- mesi, kısacası başbakanı olduğu devletı mahkûm ettırmeye çalışması yakışıksız tutumdu. Türbanlı eşlerle Bush'lan zıyaret et- melerı, partıye venlmek ıstenen sözde "demokrat İslamcı ya da muhafazakâr parti" nıtelemesınin ABD başkanınca desteklendıği izlenimının "mütarekeba- sını"nca yaratılması dıkkatten kaçmama- lıdır Yönetımın yenıden yapılandırılması, devletin tekçı yapısını e\'alet dızgesine gö- türecek, îslam cumhurıyetıne dönüştüre- cek olan Kamu Yönetımı Temel Yasası Tasansı'nın mıman olduğu bılınen Baş- bakanlıkmüsteşannın 1995'tekıgörüşle- rıne sahıp çıkması, Başbakan'ın da onun arkasında durması çekıncelı bir gıdişın göstergesıdir. Sözleşmelı öğretmenlığe geçışı öngö- ren, özelleştirme kapsamında eğıtıme ce- maatlenn egemen olmasma olanak tanı- yan yenı yasa tasansı bu açıdan da sakın- calıdır. Kamu yönetımınde ve eğıtımde "teflüş" kurullannın kaldınlması, eğıtımın ulusallık nıtelığının askıya alınmasından başka bır şey değıldır. Kamu yönetımınde bır düzeltım (re- form) yapılması gereklıdır. ama bu, Ata- rürk'ün İaik. demokratik, sosyal bir hu- kuk devleri olan Cuınhuriyeüni yeniden diriltmek, canlandırmak. her türlü etnik ve dinsel öğelerden anndırmak, bilime da> alı, nesnel ve ussal nitelikler kazandır- mak \oluyla eğitimi çağcıllaştırmak doğ- rultusunda olmalıdır. PENCERE BilgiToplumu... Prof. Dr. GÖRLR TUBtTAK Marmara Amşttrma Merke:ı Başk. Y enı bir dunya düzeni bıçımleniyor Sanayı toplumlan bılgi toplu- muna geçıyor Bu geçış çok net ve behrgın bir bıçımde göz- lemlenebılıyor Bılım ve tek- nolojıye yön veren ülkeler bu dönüşümün altyapısını çoktan hazırlamışlar Kılıt değışımle- rı ustaca gerçekleştırıyorlar. Avrupa Bırlığı (AB) donüşümu hızlandırmak içın çeşıtlı prog- ramlar (ör. 6. çerçeve) kapsa- mında milyarlarca Euro harca- maktadır. Kuşkusuz, bu dönüşüm dün- ya üzenndeki tüm ülkelen kap- samayacaktır. Doğal olarak bı- lım ve teknolojı üreten ve bır- çok bakımdan doygunluğa ulaş- mış sanayı toplumlannda ola- caktır. Henüz daha tanm ve sa- nayi toplumu. süreçlerini ta- mamlamanıış olan ülkeler ye- ni doğmakta olan bilgi toplum- lannın pazan olmava devam edeceklerdir. Ancak, bu ülkeler dönüşümün yol haritasını çı- zen gerçek bılgı toplumu aday- lan tarafından değışıme özen- dınlmekte. hatta zorlanmakta- dırlar. .\maç. gittikçe teknolo- jiyc bağımü hale getirdikleri bu ülkelen kendileri için dikensiz bir gül bahçesine dönüştürmek- tir. Globalleşme ve bilgi toplu- mu anlavışı ile idari. siyasi ve ekonomık dokulannı değiştir- mekteve uluslararası serniave- nin havatmı kolaylaşoracak yön- de biçimlenıektetiirit r. \ lillivet- çilik, ulusal devlet, güçlü mer- kea yönetim,sınır, bavrakv« bu- nun gibi görüş ve değerler za- vıflanimakta ve yerine global nitelikli uluslararası sermaye anlavışı verleştirilnıektedir. Ge- lışen bılışım teknolojılerının bırçok devlet hızmetının bun- dan boyle ıletışım ağlan yo- luyla bılgısayar ortamında ya- pılabıleceğını göstermış olma- sı da bu gıdışı kolaylaştırmış- tır. Toplumda bıreysellık ve ye- rellik ön plana çıkmış ve artık devletin küçülüp. bırçok alan- dan elını çekmesı gerektıği fik- n yaygınlaşmıştır. Teknoloji- nin efendileri tek bir pazar ola- rak gördükleri gelişmekte olan ülkelerdeki devieti sözde e-dev- let, toplumu da e-toplum haü- ne getireceklerdir. Ancak, bu ülkeler büinı v e teknolojide yet- kin hale gelmedikleri için, bu suretie hiçbirdönemde olmadık- lan kadar bağunh hale gelecek- lerdir. AB, bellı sınırlan parlamen- tosu. bayrağı. parası, dılı. ana- yasası \e mahkemesı olan bıl- gı toplumudur Bu toplumu bı- çımleyen başaktorler özgün bıl- gı üreten \e bunu teknolojık ürüne donuşturen ülkelerdır Türkiye. özenle AB'ye hazır- lanmakta, kendisini beğendir- mek için deetinden gelen her şe- vi yapnıaktadır. Sosvo-ekono- nıik yapısını. kanunlannı. ana- yasasını, hatta kimi toplumsal değerierini ve politikalannı de- ğiştirmektedir. Amaç üye ol- maktır Ancak. unutmamak ge- rekır kı AB'ye gırmek bu bıl- gı toplumunun aktörlen ara- sında yer almak anlamına gel- memektedır Eğer özgün bilinı ve teknoloji üretemiyorsanız birliğin üyesi değil ortak paza- nn bir parçası olursunuz. Her geçen gun artan teknolojık ba- ğımlılık nedenıyle de tum ka- rakterlennı, değerlennı ve ulu- sal kımlığını yıtırmış sılık bır üyedurumunagelırsınız Onun için Türkhe AB'ye bir an önce kavdolnıakiçin kayit koşullan- nı tartışmak yerine, vakit ge- çirmeden bu bilgi toplumu ileU- gili ülküsünü, görev lerini, he- deflerini ve beklentilerini sap- tamahdır. Bunu y aptıktan son- ra da kendi bilinı kurumları ile didişnıeyi bir kenara bırakıp, bi- lim ve teknoloji üretme kabili- yet ve kapasitesini nasıl artüra- cağını. Ar-Ge altyapısı ve insan kavTiağını nasıl zenginleştirece- ğini düşünmelidir. SOPUH Iktidarda Değil, Muhalefette Yanndan sonra seçim.. Yerel seçım.. Soruyorlar: - Oyumuzu kıme verelim?.. Cumhunyet'm dunkü sayısını açın!.. önce Oktay Akbal'ı okuyun.. Hikmet Çetinkayanın yazısının başiığı da konu- yu vurguluyor: "Oyumu kime vereceğım?.." Şükran Soner ne yazmış: "ÇUMOK'lann oylan" Ümrt Zileli de yazısının ikincı bölümunü aynı ko- nuyaayırmış.. Akıl içın yol bir. Ben de yazararkadaşlarım gıbı düşünuyorum, "Ki- me oy vereyım" sorusunun yanıtı açık seçık . Partı martı bır yana, kazanmaya en yakın duran la- ık Cumhuriyetçı adaya oy vermek gerek!.. Peki, bu bırçözüm mü?.. Yok canım1 . Çozume doğru çözülmemek ıçın yapılacak en doğ- ru iş bu... • Türkıye'de beledıye ne demek?.. Duşunün kı İkincı Dünya Savaşı'ndan sonra ülke- de bır nüfus patlaması yaşanmış.. Tanm topraklan köylülere yetmemış.. Köylerden kentlere göç bunun üstune eklenmış.. Merkezı yonetım, daha doğru adıyla 'ıktidartar' bu- na karşı ne yapmışlar'?. 'Yağma dûzenı'nt benımsemışler.. Kentte arsa yağması en başta gelıyor, gecekondu- lar her yanda pıtrak gıbı.. Orman arazısını açmak, ağaçlann köküne kıbnt su- yu ekmek yerleşım ıçın cazıbeiı.. Sokak mokak, cadde madde, plan mlan, bılım mı- lım, şehırcılık mehırcılık hak getıre!.. Yağmayı gerçek- leştıren, goçte arsaya konan vatandaş ne ıstıyor?.. Elekt- rık mı, su mu? . El koyduğu toprağa oturttuğu kon- duya tapu mu? . Ver tapuyu, al partıne oyu... Beledıyecılık palavra!.. Sozum ona hukuk devletıyız; ama, nüfus patlama- sı ve göçü düzenleyecek bır ıktıdar hıç olrrtadı! Ter- sıne, ıktıdar olmak ıçın hukuku, yasaları, kurallan hı- çe sayarak seçmene oy pazarlaması yolunda yağma- ya sıyasal partıler de katıldılar • AKP yerel seçımlerde oyunu yükseltirse aklı başın- da yurttaş bozulmasın!. Aklını ıktıdar partısıne takmasın!. Ulkenm bugünkü sorunu ıktidarda değil.. Muhalefette!.. Çünkü muhalefet iktidarla uğraşmıyor.. Bırbirını yıyor... Hele sol!. Solun sorunu sağ değil.. Irtıca değil.. KendısıL • Laık Cumhurıyetçıler.. Atatürkçüler.. Kemalıstler. Demokratik solcular.. Sosyal demokratlar.. Sosyalıstler.. Ulusalcılar. Birbırlerıyle dıdışmekten kurtulamadıkça, bır aç- mazda çırpınacaklar. Bugün Türkıye'de ıktıdar değil muhalefet sorunu var; çözüm buradan başlayacaktır. Değerlı hocamız Prof. Dr. NECDET TUNÇDİLEK'i olumünun bınncı vılında sa\gı ıle anıvonız Sızı hıç unutmadık Oğrencileriniz: Ahsen V üksek, Hiiha Caner, Erdoğan Okuş, Şenol Caner Yenilenen yapımız ve yeni yüzümüzle hizmetinizdeyiz. Şekerbank^ TRABZON 2. ASLİ\T HUKUK MAHKEMESrNDEN EsasNo 1997 412 KararNo 2000 100 Davacı Mert Konfeksıyon \e Tıc Ltd Ştı adına Ahmet Hamdı Mert vekılının da- valılar Seteks Gıyım San Tıc Ltd Ştı ve Yapı ve Kredı Bankası AŞ aleyhlenne açı- lan çek ıptalı ve menfı tespıt davasının vapılan açık duruşma sonucunda. Davalı Seteks Gıyım San Tıc Ltd Ştı "nın adresı burun araştırmalararağmentes- pıt edılemedığı ve bulunamadığından mahkememızın 04 04 2000 tanh ve 1997 412 esas. 2000 100 sayılı karan ıle," 1- Davacı tarafuı davalı Seteks Gıyım Sanavı Tıc Ltd. Ştı hakkındakı menfı tespıt davasının kabulu ıle davacı şırketın dava konusu ^kbank Trabzon Şubesı'nın 0041965 hesap no'lu 30.10 1997 tanh 3 000 000 000 - TL bedellı. 30 11.1997 tanhlı 3 000 000 000 -TL bedellı ve de 30 12 1997 tanh 3 000 000 000 -TL bedellı ve top- lam 9 000 000 000 -TL bedellı bu çekler nedenıvle davalı Seteks Gıyım San Tıc Ltd. Şırketı'ne borçlu olmadığımn tespıtıne. çeklenn ıptalı ve ıadesı talebınm reddıne, 2- Bu dava ıle bırleştınlen mahkememızın 1998 480 sayılı dosyasında davacı tara- fın ıstemı kanıtlanamadığından Yapı Kredı Bankası hakkında açmış olduğu davanın da reddıne, 3- Mahkememızın 1997'412 esas sayılı dosyası ıle bırleştınlen 1998 480 sayılı dosyasında alınması gereken 2 080 000.-TL harcın davacıdan peşın alınan 81 000 000 -TL harçtan mahsubu ıle bakıye ^8 920 000 -TL harcın talep halınde da- vacıva ıadesıne. 4- Yıne bu dava nedenıyle davacı tarafından yapılan mahkeme masraflannın dava- cı üzennde bırakılmasına, 5- Avukatlık asgarı ücret tanfesı gereğınce takdır edılen ve alınması gereken 67.000 000 -TL vekalet ucretının davacıdan alınarak davalı Yapı Kredı Bankasf na venlmesıne. 6- Mahkememızın 1997 412 esas sayılı dosyası ıçın Harçlar Kanunu hükümlen gereğınce alınması gereken 405 000 000 -TL harcın davacıdan peşın alınan 81 000 000 -TL harcın"mahsubu ıle bakıve 324 000 000 -TL harcın davalı Seteks Gı- yım Sanayı Lımıted Şırketı'nden alınmasına, 7- Mahkememızuı 1997 412 esas sayılı dosyası nedenıyle hesaplanan ve takdır olunan 67 000 000 -TL vekalet ucretının Se- teks Gıyım Sanayfden alınarak davacı tarafa venlmesıne keza 67 000 000-TL avu- katlık ucretının ıse davacıdan alınarak davalı Yapı Kredı Bankası'na odenmesıne, 8- Davacı tarafından yapılan 128 850 000 -TL mahkeme masrafının Seteks Gıyun Sana- yı Lımıted Şırketı'nden alınarak davacıya venlmesıne karar venlmış olup, işbu karar ılan tarıhınden ıtıbaren 15 gun sonra kesınleşecegınden ılanen teblığ olunur 28 012004 Basm. 5171 www.sekerbank.com.tr TRABZON 2. AS1İYE HUKUK .MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 2003 147 Davacı Alı Bayraktar tarafından davalı Arzu Bayraktar aleyhıne açılan boşanma davasında davalı Arzu Bayraktar'ın adresı tum araştırmalara rağmen bulunamamış olduğundan ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır Davalı Bakı kızı 1978 doğumlu Arzu Bayraktar'ın duruşmanın atılı bulunduğu 13 05 2004 gunü saat 09 00'da mahkememızde hazır bulunması, duruşmaya gelmedı- ğı takdırde davanın yokluâunda yTirütulup sonuçlandınlacağı hususu dava dılekçesı teblığı yenne geçerlı olmak üzere ılanen teblığ olunur Basın 46586
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle