14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2-es» M/flT 2004 ÇAflŞAMBA CUM.-IURİYET SAYFA KULTUR kulturfS cumhuriyet.com.tr 15 ALLECRO EVtN İLYASOĞLU Müziği okuyarak anlamak rkın Akrüze'nin 1985-2002 ;yıllan arasında îstanbul Fes.tivali için hazırladığı program metinleri derlenip 'Müziği Okumak' adıyla Pan Yayıncılık'tan beş cilt halinde yayımlandı. Bir de 'Müziği Anlamak' başlıklı kocaman Ansiklopedik Müzik Sözlüğü basıldı. Konserlerimî^de program me- tinlerinin belli fcir formu. kemik- leşmiş bır yapısı yoktur. Irkin Ak- tüze, 1985-2002 arasında îstanbul Festıvali ıçın hazırladığı program metınlenyle Türkıyede ılk kez program notu yazmayı kurumsal- laştırdı. Her yıl aynı yapı içinde yazdığı program açıklamalan bu- gün önemlı bir başvuru kaynağı olarak derlenip 'Müziği Oku- mak' adıyla Pan Yayıncılık tara- fından beş cilt halinde yayımlandı. Bir de 'Müziği Anlamak' başlık- lı kocaman 'ansiklopedik müzık sözlüğü' basıldı. Bu set, bütünüy- le klasik müzikseverlere venlecek en güzel armağan. Klasik müzık dağarcığının bütün bestecilenni, terimlerinı ve neredeyse bütün ya- pıtlannı içeriyor. Dünyada bıle eşı olmayan ince ince işlenmış bir ça- lışma. Bence her aydın kişinin kı- taplığında mutlaka bulunmalı. Ba- tıda böylesı bir prodüksüyon koca- man bır ekıp çalışmasının ışidır. Irkin Aktüze bu çalışmaya rahmet- li eşı Cevza Aktüze'nin desteğıy- le başlamış, onun anısıyla tamam- lamış. - Festival kitapçıklarındaki bilgilerle yola çıkmak, böylesi bir külliyatı oluşturmak için ye- terli miydi? tRKİN AKTÜZE - Hayır, bun- lan kitap halinde yayımlamaya kalkıştığımda elimdeki her beste- Bu set, klasik müzik dağarcığının bürün bestecilerini, terimlerini ve neredeyse bütün yapıtlannı içeriyor. MÜZİĞİ ANLAMAK ANSİKLOPEDİK MÜZİK SÖZLÜĞÜ trfcin Aktüze ci, her eser hazır sanıyordum ama festivalde çalınmayan ne çok şey varmış! Uzun süre o boşluklan ta- mamlamaya çalıştım. Hâlâ da ek- siklikler var. Hemen anlaşılan bllgller - Araştırma sürecinde başlıca kaynaklarınız neler oldu? AKTÜZE - Öncehkle uzunçalar plakların arkalanndan ve CD bro- şürlennden yararlandım. Nice kı- tapta bulunmayan ve bir okuyuşta anlaşılan bilgilerdir onlar. Çok ay- nntıh, kupkuru teknik bılgıler de- ğildir. Aynca dünya üstünde ya- yımlanmış birkaç dildekı pek çok müzik ansiklopedısi ve müzik merkezlennin salonlanndaki prog- ram notlan da kaynak oldu. Orne- ğin Boston Fılarmorn'nin yıllığını buldum. Eserlerinin ılk çalındığın- da bestecılerin kendi ağızlanndan görüşlerinı anlatan bır seçki. - Teknik açıdan kimi madde çok ayrıntılı, kimi daha yüzey- sel. Nasıl bir kıstas koydunuz? Güncel okura nıı, işin uzmanına mı hitap ettiniz? Yoksa besteci- sine göre mi kalıp çizdiniz? AKTÜZE - Çok tanınan, çok bi- linen büyük eserlen bürün aynntı- sıyla yazdım. Yahut da pek tanın- mayan ama daha çok ılgi görmeyi hak edenleri aynntısıyla anlattım. Hiçbır bilgi bulamadıgımda esenn notalannı ele geçınp oradan ince- ledim. Sıradan dinleyı- cinin konserden önce kendini hazırlamasını amaçladım. Kendini geliştirmek ısteyene teknik bilgıler yardım edecektır. Ozellikle dıl bilmeyen, yabancı söz- lük ve kitaplan okuya- mayanlara daha çok ya- ran olacaktır. - Anlatımda yer yer biçem (üslup) farkı göze çarpıyor. AKTÜZE - Bazı yerde bestecılerin ken- di özgün anlarımlannı olduğu gıbı bıraktım. bu da üslupta farklılık yaratıyor tabıi. Son cıl- de doğru gıderek ek- siklerimı görmeye baş- ladım. Şostakoviç'ın bütün senfonılerını yazmak zorunda his- settım kendimı. Ama Bach, ilk ciltlerde çık- tığı ıçın şimdi bakıyo- rum ki eserlerinde ek- sıkliklerkalmış. Buek- siklikleri zaman içinde yeni bir cilt olarak ek- İeyeceğım. Beetho- ven'ın bütün sonatlan- nı aynı ölçüde anlat- sam başh başına bir kı- tap olurdu. Örneğin Hammerkla- vier sonatı festivalde hiç çalınma- mış. Diabeili Çeşitlemeler'ine de vakıt kalmadı. Alfabetik olarak ek kıtaplar çıkabilır. - Üzıın yıllar boyunca TRT fs- tanbul Radyosu Müzik Daire- si'ndeki göreviniz sırasında müt- hiş bir arşiv biriktirmiş olmalı- sınız... AKTÜZE - Kimi bestecınin eseri ilk kez radyoda çalındığında gidıp konuşma yapmışım. Aynca onlarla yapılmış söyleşilen ve konserlerde çalınanlann program notlannı biriktirmiştim. Yalnız Is- tanbul değil, Ankara ve tzmir rad- yolanndakiler ve bütün orkestrala- nn programlan var. - Klasik müzik, hatta caz hak- kında her şeyi içeren bir çalış- ma. İçinizde ne kaldı? Şunu da ekleyebilseydim, şeklinde? AKTÜZE - Notalan da verebıl- seydim iyı olacaktı. En azından ünlü temalan. Biraz nota bilen pi- yanoyla çalsın ya da solfej okuya- bilen notayı ıslıkla çalsın! Ama çok şışecektı ciltler. - Nice sözlü müziği özgün di- linde vermişsiniz. AKTÜZE - Sahnede söylerken dınleyicı metınden izlerse daha iyi anlar diye düşündüm. Zira her şan- cının telaffuzu anlaşılmaz. Carl Orffun Carmina Burana'sı gibi korolu-şarkılı yapıtlan olduğu gı- bi tercüme ettım. Onjınalmı bıre- bir çevirmek çok uzardı, Türkçe- lennin kısa açıklaması var. Sözlükte 2800 klşl var - Sözlüğü hazırlarken 'biraz delice bir çaba' olduğunu fark etmişsiniz. Hele en büyük deste- ğiniz Cevza Hanım'ın o günler- deki vefatından sonra da adeta insanüstü bir güçle tamamla- mışsınız. Bunun içeriğini nasıl saptadınız? AKTÜZE - Batı müziği terim- lerini, Türk halk ve geleneksel mü- ziği tenmlerinden yalnız çoksesli bestecılerin kullandıklannı aldım. Aynca yabancı ülke halk müzi- klerinın çalgı ve formlanyla, caz ve pop türlerinı de kattım. Sözlü- ğün sonunda 2800 ısim var. Beste- cı, yorumcu. müzık yazan, müzik hocası, caz ustalan, dansçı, hatta hafif müzık şarkıcılan da yer alı- yor. Genelde bütün Türk bestecile- nni -eğer doğum tarihlerini bul- dumsa- aldım, bulamadıklanmı koymadım. Bır de çok genç kuşak- lan daha almadım. - Bundan sonra tezgâhta ne var diye sormak âdettir. AKTÜZE - Bundan sonra ken- dim için gıtar tanhinı içeren bır kı- tap hazırlayacağım. evini(g boun.edu.tr KÜLTÜIt • SANAT (0212) 293 t * 7* RESİM SERGİSİ 24MART-10NİSAN 2004 AKM MAHMUTCELAYİR AÇIUŞ KOKTEVL : 24.32004 : 18.00-20.00 ORGANİZASYON : ANTİK SANAT GALERİSİ 1885 ORTAOYUNCULAR İSTİKLAL CAD. N0:140 TEL (0 212) 25118 65-W> FAX: (0 212) 244 43 27 www.ortaoyuncular.com 31 Mart'tan Başlayarak Ferhan Şensoy'un UZUN DONLU KİŞOTEROL GÜNAYDIN - FERHAN ŞENSOY RASİM ÖZTEKİN - PARKAN ÖZTURAN - ERKAN ÜÇÜNCU ALİ ÇATALBAŞ - HAKAN BİLGİN - ELİF DURDU EBRU SOYUERDEN - ECE ERDOGUŞ - NECMİ YAPICI BENİ BEN Mİ DELİRTTİM? pıl-kotnik oyun CESPV Cum c m l 20.00 vSSu>* i Bilet Satıs/Rezervasyon: Ortaoyuncular Gişesi / 0 212 25118 65-66 Korat'ın anısına sergi FRIDAKural SON 5 OYUN HER ÇARŞAMBASAAT: 20.00 MIUMNERKMUUTİYATMSU Gişe Tel: 0212.249 42 78 •Mİt Jj' Cumhuriyrt S Kültür Servisi - Opera sa- natçısı Suna Korat'ın yaşa- möyküsü yakında bir kitap olarak yayımlanacak. Gazete- ci yazar Deniz Banoğlu, Su- na Korat ölmeden önce baş- lattığı projeyi, bir yıl gecik- meyle gerçekleştiriyor. "Su- na Korat -Bir Yalnız Diva- Müziğe Adanmış Bir Yaşa- möyküsü" adıyla yayımlana- cak olan kitapta, Suna Ko- rat'ın 1956"da Ankara'dabaş- layıp 2003 yılında yine Anka- ra'da sona eren müzik, mutlu- luk ama aynı zamanda, acılar, üzüntüler ve yalnızlıklarla ge- çen yaşam serüvenini anlatıyor. Sanatçının akrabalan, meslektaş- lan, onu çok seven dostlannın anıla- nnın da yer aldığı kitapda, Korat'ın özel arşivinden seçilmiş çok sayıda fotoğraf da bulunuyor. Yasamını yansrtan fotoğraflar Bu arada Suna Korat'ın ölümünün bırinci yılı nedeniyle, AKM Fuaye- Suna Korat son oiarak görev aldığı Bilkent Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü'ndeki öğrencüeriyle... sinde bugün sanatçının çocukluğu ve sanat yaşamını yansıtan fotoğraflar- dan oluşan "retrospektif fotoğraf sergisi" açılıyor. Sergiyi gezenler, sa- natçının doldurmuş olduğu bir CD'yi de dınleme olanağı bulacaklar. Aynı gece. 1989-90 sezonunda AKM'de sergilenen ve sanatçının solo partis- yonda yer aldığı Carmina Burana Orator> r osu"ndan önce, bir Suna Ko- rat'ı anma konuşması da yapılacak. I? OkrıyEkJnci Utanbul'un On Yrfi ŞERİATÇI RANTIN 10 YILLIKSERÜVBMİ > e ı ı ı , ı > ı i « D ! « E r t ı KIRALIK GeUcfjiai tartirmaüiiıı: tel Toh, çtçmışiai öldürmek... w w w . s a r a t y Q l c u l a n . c o m G i « • T • I 0 2 1 2 i i i i l 3 S H t r Ç ı r f i m b l S a ı t 2 0 3 D O . ı n c . l ı . T l j F . t r . II . n . t G i f l T t t 0 2 1 2 2 4 5 1 3 1 4 YIL.. CENTRE KAMUOYUNUN DIKKATINE !.. 20 ytldır sızlerB son derece tıtıziıisie Ingılızce dıl eğıtımı vermette ve 20 yıldır öörencılerımız tarafınck»ı takdır ve tavsıye eaılmenın onunınü yaşamaldayız Ancak, son bırkoç yıldır 'Ozel Kodıkov Mefkez Eğıtım KoruluşlarıJngılızce, Bılgısayor, Muhasebe ve Dakhlo Kursları' adında bir kufulo; Englısfı Centsr' tabelosı kulanmakta ve bu adb rekbrr yapmoklodıf Bır yanıigıya dü$0imemes4 ve odımızın ıtıbannın zedeienmemesî açt$fndan bugun ırîbariyfe Osmanbey'dekı Dıl Otulumuzdan oaşka bır jubemız olmodığını ve odımızı şu ya da bu sekilde kulbnan hiçbır kuruluşun bizimle ilgısı olmodığını sızlerın dıkkatıre sunmak gereğinı duyduk ENGLISH CENTRE M (wm 7v 09 «3 • MI 10 3* • ra 91 n-n 1 GÜZELtN ARDINDA BERTAN ONARAN Anamalçılıgın Korkunç Yalanı: Özgürlük Fransız Devrimi'nın ünlü özlemıni biliyorsunuz: Eşitlik, kardeşlik, ÖZGÜRLÜK. Ama, 0 dönemde dünya nüfusunun büyük çoğun- luğunu oluşturan köylülerin hani şu herşeylerini Tan- n'dan aldıklannı öne süren soylulann(?) amansız sö- mürüsüne duydukları öfkeyı arkalanna alan küçük- kentlıler, bunlan söylerken evrenin temel enerji yasa- lannı da, enerjinin canlı varlıktaki ışleyiş yasalarını da hıç bilmıyorlardı; nıtekım, "Hiçbir şey yoktan varol- maz, varkenyok olmaz" dıyebilmış en parlak çocuk- larından birinin, Lavoisier'nın o güzelım kafasını göz- lerini kırpmadan uçurdular. Doiayısıyla, en çok özlenen bu üç şeyi gerçekleş- tıremedik şimdıye dek. Zaten, bız canlılan ilgılendiren en temel bılimden, dirımbilimden habersiz olduğumuz ıçın, evrende hıç- bir şeyin özgür olmadığını, olamayacağını; en küçü- ğünden en büyüğüne, nötrino'dan güneşe, gökada- lara dek her şeyin sımsıkı bırbırine bağlı olduğunu dü- şünmemız olanaksızdı. Bu bilim dalında köklü aydınlanma 1950'lerden sonra başlamıştır; ve her zamankı gibı, daracık bir çevrede; bugün de ortalığı kaplayan yayınlar, yorum- lar arasında, geçmış yüzyıllann, binyılların masalları- na, söylencelenne, kör ınançlarına değıl, dinmbilıme dayanarak söz edebılen parmakla gösterilecek kadar azdır. Canlı cansız bütün variıklar da tek görünseler bıle, özgür değildırier; önce yanlanna yörelerine, ortama, iklıme, mevsımlere, gezegene, güneş dizgesme, gö- kadaya, kısacası evrene bağlı, bağımlıdırtar. Enerjinin tanımı gereğı, uçsuz bucaksız bır enerji okyanusu olan evrende SOMÜRÜ de yoktur, ÖZ- GURLÜK de. Henri Laborit, daha başka düşünür-bilgınler gibi, bence 20. yüzyılın ıkınci yansında dırımbilim, doğa- bilim, kimya, güdümbilim gibı çeşıtlı anlayıp açıkla- ma yöntemlerinın özetı olan Davramşlann Öyküsü adlı yapıtında, şimdiye dek söylenegelenın, hâlâ ıs- rarla ymelenenın tersıne, Danvin'in dile getırdiğı, bir yanıyla anamalcı öğretinin bilimsel gerekçesi sayıla- cak, doğada güçlünün güçsüzü yenip yutması ilke- sınin değil; yapıtı Bir Evrim Etkeni Olarak Dayanış- ma adıyla Türkçeye çevrilmış olan Rus bılimadamı Pi- yotr Kropotkin'in vurguladığj üzere, karşılıklı yardım- laşmanın, dayanışmanın, bağımlıhğm yürürlükte oldu- ğunu anımsatır. Gerçekten de başka bır Fransız'ın, François Ja- cob'un anımsattığı üzere, evrendekı her şey, ünlü Rus bebeklerı gıbı, birbınnın ıçindedır: Atom molekü- lün, molekül gözenın, göze örgenın, örge örgenliğın (bedenın), örgenlik ortamın, ortam (dünya) güneş dız- gesınin, o bizım gökadanın, gökadalar evrenin ıçın- de. Doiayısıyla, gerek öbür canlı kardeşlerimiz, gerek hepsınden daha akıllı, daha becerıkli ve ne demekse daha uygar olduğunu ılerı süren insan özgür değıldır, olamaz, olsaydı ayakta kalamaz, üreyemez, yaşaya- mazdı. öbür canlılar adına konuşmaya yetkılı değilız; on- ları da aslında kendi ölçüt ve kavramlarımızla anlatı- yor, dahası öyle davranmalarını bekliyoruz; tıpkı, baş- ka ınsan kümelennın, uluslann kendini başat, seçkin sayanlara benzemesıni, dahası onlann kulu kölesi ol- masını ısteyışımız gibı. Demek kı gerçek bılıme göre, insan özgür olamaz, olsa olsa çok sıkı bağımlılık içinde görece özerk ve sorumlu olabilir. Ama bedendeki tek bir gözenin çıldınp eldekı bü- tün enerjiyi tek başına kullanmaya kalkması demek olan kansenn toplumsal biçimı anamalcılık kanseri başka bir yanılsamayı dayatmış durumda dünyaya: Bütün enerjiyi, artı-değerı bir avuç kanserlı varlık yı- yıp yutmak ıstıyor. Bu yüzden, bütün dınsel-oğretısel söylemleri bir yana bırakıp evrenin temel bilimlerıne, o arada can- lılar ıçın bınncı sırada gelen dırımbılime dönüp bütün eğıtimı, düşünsel-yazınsal üretımı değiştirmeden en küçük bır barış, mutluluk umudu yok. Toplumcu olduğunu öne sürenler de, yıne ne de- mekse örneğin varoluşcu diye yıllarca kendilenni de, bütün öbürinsanlan da kandıranlar da, daha bilmem necıler de korkunç bır yanılsama. doiayısıyla yanılt- ma ıçindeydiler; hâlâ öyleler. Zeus'un ya da ışçı sınıfının cennetıne gırebilmek ıçın değıl, evrenin bize bağışladığı zaman dılimını sev- gı, çalışma ve bilgi'ye dayanarak doyumlu, dengelı, mutlu yaşayabılmek için, benim bılınçlı bencillıkadı- nı verdiğim zorunlu bilgelıkle, evrendeki canh-cansız bütün öğelerle dayanışarak, yardımlaşarak var olma- yı öğrenmekten başka çıkar yol gözükmüyor. Bakalım, toplumsal kanser'den annıp bunu bece- rebilecek miyiz? Beceremezsek, evrenın kılı bıle kıpırdamaz; kendi- sıni anlatan filmde Castro'nun dediği gibı, mısır ta- nesınden daha önemli değiliz ki! BUGUN • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda 19.30'da Jerusalem Trio konseri. (0 212 232 98 30) M BOĞAZfÇİ ÜNİVERSITESİALBERT LONG HALL BİNASInda 19.30'da Trio Amati konsen. Solistler: Charles Wieder (keman), Rudy Froyen (çello), Muhiddin D. Demiriz (pıyano). (0 212 287 02 32) • BABYLON'da 21.30'da Tortoise konseri. (0 212 292 73 68) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİnde 20.00'de 'Piyano Günleri' kapsamında Mehmet Okonşar konseri. (0 212 252 35 00) • TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZt nde 19 OO'da Ihsan Fazlıoğlunun katılacağı 'Kültürsüzlüğümüzün Kışı' adlı söyleşi. (0 212 293 12 70) • fFSAK'ta 19.30'da 'genel üye toplanrısı' ve Ali thsan Gökçen ile Aykut tnce'nin 'YedJ Göllerin Bilinmeyen Vahşi Yaşam Yüzü' adlı saydam gösterisi ve söyleşisi. (0 212 292 42 01) M YAPI KREDİ TURKCELL BÎNASI'nda 18.30'da Güneş Karabuda nın 'Dünya Mirası Serisi: tlk Dört Bölüm' belgesellerinin göstenmi. (0 212 252 47 00) M YEDÎTEPE ÜNİVERStTESÎ'nde 13.00te llber Ortaylı'mn katılacağı 'Osmanb Tarihinde Dış tlişkiler' konulu konferans. (0 216 327 12 63)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle