20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAfA CUMHURİYET 15 MART 2004 PAZARTESİ DİZt ODUNPAZARI, ODUNPAZARIOLALL. Odunpazan'ndaki bu evler tümüyle yok olmuşlardL Biiim, kültür ve araşürma işlevli konuna projesiyle yeniden kente kazandınldılar. ÖzeDikle Anadolu Üniversitesfnin semtteki geleneksei evterde ohışturduğu konukevi tesislerinin yanı sıra küni varbkh aileler ile bazı kurumlar da benzer şeküde eski evleri sahipJenerek, restore edip yaşabvoriar. Bu örnekkrin çoğalması karşısında yenilerinin daha hızla gûndeme geieceğini betirten Başkan Yıfanaz Büyükerşen, Eskişehir içüı geçen 5 yıldan geJeceğe taşuıacak "kent bilincini' oluşturmanın peşinde- Cıımhuriyet'in Türkiye'ye armağanı olan Eskişehir ve Anadolu Üniversitesi, artık 'biri olnıazsa diğeri olmaz' gibi Bilimingüvencesindekikent TARİHLERJYLE TANIŞAN BÜYUKSEHIRLER IİZMİR-BURSA-ESKİSEHİRİ OKVtYBfİNCİ 3 C umhuriyet döneminin Türkiye'ye armağanı olan kentler arasındaki Eskişehir için 1999-2005 döne- minin temel özelliği, hıç kuşku- suz "büimlegüvenceye ahnan" bır kent olrnası. Daha öncekı dönemlennın mirası ve Eskişehir'ın tarihsel merkezi olan Odunpa- zan "nın da yeniden eskı gururlu günienne ka- vuştunılması çabalanndan tutun, ulusal sanayi- mızin ılk örneklenyle yaratılan "Eski Fabrika- lar Bö1gesi''nın çağdaş bir kültür ve rekreasyon alanına dönüştürülmesını başlatmaya kadar, son 5 yılda bu kente "başka bir heyecan" katan ne kadarproje ve uygulama varsa, öncelıkJe Ana- dolu Üniversitesi birikimlerinin devreye girme- siyle gerçekleşti. Denilebilir ki bu üniversiteyi de ülkemıze kazandıran dönemlerin çalışkan ve özvenli rektörü Prof. Dr. Yıhnaz Büyükerşen'in hem akademik kimliği, hem de beledıye başka- nı kişıliginde, Eskişehir artık "bitimveküMrün rehbertiğinT yaşıyor. Daha doğnisu, böylesi bir eşı bulunmaz reh- berliğin yarattığı ayncalıklı kazanımlan ve esen- liği. 1999'unNisanayındakiyerelseçımIerinar- dmdan Büyükşehir Belediyesi'ni yönetmeye başla\an Yılmaz Büyükerşen, ilk günlerdeki "yabancıhğınr gizlemiyor ve diyor ki: "Yaşa- mımn en önemli yıllannı bir üniversiteyi yönet- meyeadamış biri olarak, bu kez kentin sorum- luluğunu üstienince elbette ki çok fartdı bir du- rumun yakama yapışûğını fark ettim. Ancak, ikisinde de ortak yanım, ne olursa olsun bilimin yol göstericüığinde hareket etmekti. tşte bu ka- rarbJık ik kısa sürede sorunlan saptayıp çözü- mü için de önce toplum yarannı gözeten bir bi- limselliğin yerei yönetime kazandınlması ilk he- defuniz oJdu." Büyükerşen bunlan söylerken aslında YÖK yasasının da aynı tannru getırdığinı anımsata- rak; "yasaya göre tüm üniversitelerin bir görevi de buhınduktan kentteki kamu hizmederine yol göstericilikyapmak" diyor ve ekliyor: "Eğer bi- zim yaşama geçirdiğimiz bu kural diğer illerde de önemsenseydi,Türkrvebugün daha farkü bir verdeolurdu." NTİNİN HOCASI Yıhnaz Büyükerşen'le randevumuzdan önce kenttedolaşıyoruz... Konuştuğumuz hemen her- kes, belediye konusunu açtığımızda "Hoca"la- nndan söz ediyor. Büyükerşen'e kimse "Başka- nım*demıyor ve Eskişehir'de "Hocam" demek adetabaşkan anlamına geliyor. Bunun sadece bir "saygı" söylemı olmadığı, belediye hizmetleri- nin uygulanmasında gösterdigi "titizliğe'' bakı- lrnca da başkan yerine kullaruhnasınm çok da aykır sayılmayacağı o kadar belli ki. Örnegın, sıradan birkaldınm düzenlemesi ya da bir otobüs durağının yerine konmasında bi- le ustalar "fen işlerinden" değil, sanki hocadan çekiruyorlar. Büyükerşen, en ufak bir aynntıya kadar ilgileniyor ve "nata" görürse, yine baş- kan gbı değıl hoca gibi "ders verircesine'' uya- nlarda bulunuyor... Bu tuhımunun, kendisinı "aşınmeşgul ettiği'' yönündekı uyanlara karşı da hoeanın yanıtı hazır ve kesin: "Yaşamın için- deki birözensiztik, genetin güzefliğini görmeyi de engeler. Bu da büyük emeklerin krymetini örter kt asla izin veremem." I RAMVAYSIZ OLMAZDI... Kentteki gezimızi, yıllardır bır "gürültü ve egzoîkoridoru" gibi olan ve insana değıl araç- lara hızmet eden 2 Eylül Caddesfnde, adeta "saluarak" sürdürüyoruz.. Uzun yıllar "ana trafilarteri"olmasına bakılmaksızın "yayalaş- ünlaı" caddede herkesin yüzü gülüyor; sanki kimseeskı günleri anımsamak bile istemıyor. Es- kişehr Senfoni Orkestrası ve Büyükşehır Bele- diyea Kent Tiyatrosu gibi kültür merkezlerinin PORSUK'LA YAŞAMAK... Çaiışmalar(p 7 yde başkyor. Porsuk çaymın ıslahıpro jesiele alınıyor Çıy. jehlr içt geçljlnd» beton kanıllın alınıak Porsuk Çayı'nın tslahı 30 yıldan fazla bir sûredir ütopya idi 1999-2004 döneminde ise bu rûya gerçek oldu. Porsuk Çayı ve çevresi arük böyie görünüyor. M büyükemeklerden birı, hiç kuşkusuz "Porsuk"projesi.. Daha doğrusu, Eskişehir V "içinden sugeçen kent"yapan, ama kentin yıllardır bu değerinifark etmediği bır akarsuyu yeniden yaşamla ve uygarlıkla buluşturma projesi. Paris için Sen Nehri neyse, Eskişehir için de Porsuk'un o olduğunu halka anlatmanın ardından, nehir boyunca özel ulasım amçlannın Avrupa daki örneklerine bahlarak edınilmesı ve hatta bunlann nehir kotundah kademelerde özel havuzlara ahnarakyollanna devam etmelerini sağlayan mekanik düzenlemelere kadar, kenti suyla bütünleştiren 12 km likdevproje artık tamamlanma aşamasmda. Strasbourg örnek alınarak tasarlanıp uygulananprojeye, vılların "çöplüğüne"dönüsen nehiryatağının temizlenmesiyİe başlanmış ve özenle biçimlenen yeni köprüler ile kıyı alanındakipark ve dinlence alanlanyla da zenginleştirilmıs. Artık Eskişehir ıçın Porsuk demek, gerçekten "Eskişehir'i" doyasıya yaşamak demek yanı sıra her yaştan insanlann buluştuklan kah- veler, pastanelerve her türden mağazalar, bu ak- sı kent halkının "kentiiyaşamına" kazandırmış. Porsuk layılanyla da buluşulan bu huzur orta- mına uygun ve çağdaş kent yaşamının olmazsa olmaz toplu taşıma seçeneğı olan "tramvay" ise artık Eskişehir için hayal değil, adı "Est- ram" olan bir gerçek. Büyükerşen diyorki: "LTaşntı sorununu da \il- lardu* hep yeni yoüar açarak ya da caddeleri ge- nişletmeye çanşarak sadece otomobile ve otobü- se bağfa bir karavolu anla\ışı>1a çözme>e çahşan bilinı dışı poütikalann Eskişehir'de sona enne- si, ancak raylı sistemle mümkündiL n Bu büyük hedefe ulaşabılmesını sadece 5 yı- la sığdıran, dahası aynı dönemm ilk bü\ıik dı- lımıni de "merkezi ve siyasi bürokrasiyi aşma" çabalanyla geçıren "Hoca" ve ekıbının Eskışe- hir'e uygun gördükleri tramvaylar da Avrupa'da- ki örnekler arasından titizJıkle seçilmiş. Çift hat- ta 15 km'lik bır ılk güzergâh içinde, kuzeyban- güneydoğu ve güneybatı-kuzeydoğu semtleri- nı çapraz olarak birleştiren tramvayla hemen her yere "uygarca" ulaşacak Eskişehirliler, bü- yük camlanndan panoramik olarak da kentleri- ni "müzik eşüğinde'' seyredecekler. HEYKELLER' HALKIN ARASINDA Böylesi yatınmlarla kentı hem yaşanabilir hem de modern kılmaya yönelık en önemli aşa- malan geride bırakan Büyükerşen'in yine aynı çağdaşlığın bu- göstergesı olarak Eskişehir'de başlattığı diğer bir uygulama ise Anadolu'nun tarih içindeki "heykel'' kültürünü yeniden top- lumla buluşturmak. Efsanevi "Frig" coğraryasının metropolü ol- maya da yakışabılmek için bir "beykeller ken- ti" yaratmak üzere Anadolu Üniversitesi'nin genç sanatçılanyla kollan sıvayan Büyükerşen, beledıyeye ait bir aterye oluşturarak 3 yılda üre- tilen 50'ye yakın heykeli değişik kent mekân- lanna kazandırdı. Değişik insan ve hayvan fıgürlerinin yanı sı- ra Mal Hafun, Yunus Emre, Osmangazi ve Kral Midasgibı Eskişehir'in düşünce ve uygarlık ta- rihindeki simge kişilerin deheykelleri, artık kent halkıyla beraber günü karşılıyor ve yine halkla birlıkte yaşamı paylaşıyorlar. I RAFOLAR BİLE HEYKELSİ' Büyükşehır Belediyesi 'nin bu çabasına koşut bır "kentve sanat" hıimetini de Tepebaşı Bele- diyesi hemen tüm trafo binalanna yöreye özgü dekoratif giydırmeler yaparak yerine getiriyor. Başkan Dr Ahmet Atâç bu projesini anlatırken "Kentekaolan beryapıgibi trafoJann da kimlik- H ve sa>gıh ofanaa gerektiguıi düşündük ve eski evterin, eski dükkânlaraı Ö2şün cephekrryie be- zedJk" diyor. Aralannda Frig uygarlığırun ünlü "Yazılıkaya''sıyla da kaplanan örneklerin de bu- lunduğu Tepebaşı trafolan, "kent küMründen yoksun enerji mimarisini'' de Eskişehir'de geçer- siz kılan bir estetik özenin belgeleri gibiJer. Geride kalan böylesi bir 5 yılın, yine daha ÖZENStZLİK, GÜZELLİĞt GÖRMEYİ ENGELLER' Büyükşehir Belediyesi'nin heykel atelyesinde, Prof. Dr. Y ılmaz Büyükerşen, 'sanaünm donığunda'.~ Eskişehir'de 'Hocam' djyeçağnlan Büyükerşen, kentteki en küçük ajTintılara kadar ilgjknip gördüğü hatalar karşısuıda ders verircesine uyanlarda buhınduğu için sadece bir saygı söylemi değü bu~ Büyükerşen'in bu turumunun kendisini aşm meşgul ettiği yönündeki uyanlar karşısında yanıtı hazır: **Yaşanun için- deki bir özensiztik, ge- nelin güzettiğnıi gör- mevi de engelkr. Bu da büyük emeklerin kıv merini örter ki asla izin veremem.'' öncekı dönemlerde hemen hiç gündeme gehne- yen, gelse bile projeye dönüşmeyen en önemli öncelikJennden biri de "tarihsel dokunun" ya- şatılması ve "kültür mirası binalaruT koruna- rak yeni işlevlerle geleceğe taşuıması. Bu kentin adındaki "eski'' deyişinin tarihten gelen bir gerçeklik olduğunu da kanıtlayan ve büyük çoğunluğu Odunpazan'nda bulunan sı- vil mimarlık örneklerinin yok oluşlanm dur- durmak için bir dızi proje geliştirildi. Odunpa- zan Belediyesi'nin de kımi sokaklan betondan kurtanp parke ve taş döşemesiyle katkıda bu- lundugu çabalarda ilk kez "restorasyonlara" başlanmış oldu. Bu tarihi semtin, yeni kentsel dokuyla kom- şu oldugu Atatürk BuJvan'na bakan cephesin- deki varlıklannı "apartman imarahğma'' kur- ban eden 8 Odunpazan evi, esb fotoğraflann- dan ve kalınhlannın rölövelerinden yararianıla- rak özgün mımari görünümlenyle aynı yerde ye- nıden yaratıldılar. Yine bu alandaki tümüyle yıkılmamış 3 ge- leneksei ev de restore edilerek aynca vaktiyle aralanndan geçen eskı bır sokak tarihi çeşme- siyle birükte yeniden düzenlenerek ve hemen ya- nıbaşlanna da çağdaş bir kültür ve sanat mer- kezi ile kütüphane, semt evi ve Odunpazan araş- tırmalan için enstitü merkezi tasarlanıp inşaatı- na da başlanarak kentin kimlik zenginlığı kur- tanlmış oldu. Projeyı yürüten Erkan Uçkan di- yor ki: "Aynı evleri yaparak konut şeklinde pa- zariamayi öngörenbirprojedevardıama bu ken- tin cıkanna değüdL O nedenle. öncelikle konak- lama işievti bir kültür, bflhn ve turiznı komplek- stniohıştuni}vnız.Burada,özeflikieOdunpaza- n'nı yaşamaya ve Eskişehir'in taribini, kültürü- nü araşürmaya getenler,hem konaklanuşoiacak- lar, hem de en son teknolojik olanaklan da kul- lanaraken modern çalışma ortamlannda büun- sel çabsmalannı sürdürebüecekler.- İ/DUNPAZARI 'FARK EDİLDİ' Bu çabalann kuşkusuz en önemli kazanımla- nndan biri de Odunpazan'nın Eskişehir ıçın ta- şıdığı değeri "fark edüir" kılması ve yerel yö- netim dışındaki kurumlann da aynı bölgedekı miman mirası kurtaracakprojeler üretmeye baş- lamalan. Nitekim. Anadolu Universitesi'nin de Odunpazan 'ndaki geleneksei evlerde oluşturdu- ğu konukevi tesislerinin yanı sıra kimi varlıklı aileler ile bazı kurumlar da benzer şekilde eski evlen sahiplenerek, restore edip yaşatıyorlar. Bu örneklerin çoğalması karşısında yenilen- rıin dahahızla gündeme geleceğini belirten Yıl- maz Büyükerşen, Eskişehir için geçen 5 yıldan geleceğe taşınacak "kent bilincini" ise şöyle özetliyor: "Bu kent; içinden geçen ırmağın de- ğerini, toplu taşımada ra\t sistenün güzeöiğinL ünrversitenin uzakta degil yanında yer aldığmu caddderin otomobiSe değıl insanla şenlendiğmi, kümır ve sanann beffi bir kesime değil herkese gerekü olduğunu, heykeiin süs değil yaşamı an- lamfakıknğuu hattaeski favtonlann bileyeniden caddelerde dolaşabüeceğini ve arük yok olmala- n beklenen tarihi mimarlık kültürünün yann- lara da taşmabileceğhıi gördü, hatta yaşamaya başladı ve kucakladı. Arük geriye dönüş olamaz ve yarmlan karanhk kılacak bjçbir güç, Eskişe- hir'den yüz bulamaz." BİT Tİ PROJE ÖDÜL KAZANDI Önceki dönemlerde gözden çıkanlan eski hal binası şimdi v gençtik merkezi'' 'HaVdeki kent kültürü "W" ~WTer kent gibi Eskişehir'de de m m eski "haP binası, zamanla M M yerleşme içinde kalarak .^L. -M*. çağdaş yaşamla pek uygun olmayan kirlüik ve karmaşa yuvası haline gelmişti. Yeni hal tesislerinin ardından boşaltılan Eski Yaş Sebze ve Meyve Hali binasının "yıkuarak" yerine rant ve otopark tesisierinin yapılması da yine her kentteki "alışılagelmiş" kararlardan biriydi. Ne var ki Büyükerşen'le birlikte "biBmve kültürün rehberl^i'' de başlayınca, yine Anadolu Üniversitesi'nden Doç. Dr. Erkan Uçkan'ın önerdiğı "eski hal bmasmı kentin bir dinlence ve sanat merkezi olarak yaşatahm" düşüncesi, hemen en anlarnlı projelerden birine dönüştü. Hem toplumsal bellekte yeri olan bir mekânın yitirilmemesi, hem de aynı mekânın olanaklanndan yararlanarak bir sosyal alan yaraülması, projenin akılcı ve çekici yönünü oluşturdu. Aslında sanat tarihi açısından bir kültür varlığı sayılamayacak olan, ama dönemini yansıthğı için yine de "kentsel miras" özelliğı taşıyan ve ilk betonarme uygulamalar arasındaki hal binasının şimdıki görünümüne bakanlar arasında, karşılannda bir "esld eser" olduğunu sananlar bile var. Hele. kafeteryalan, sineması, tiyatrosu, sergi gaJerileri, el sanatlannın sergilendiği kitapçı kahveJeriyle, üniversite gençliğinin, akademik topluluğun ve kent halkının "hep bnükte Eskişehir uygarlığını" yaşadıklan bır merkez. Bütün bu kazammlanyla da Tarihi Kentler Birliği'nin ödülünü kazanmış projeler arasında.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle