23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2004 PAZARTESİ 8 Istanbul HABERLERİN DEVAMI TURKİYE Edime _Ş 3 Sinop K 4 Adana PB 10 5 Samsun Kocaelı 5 Trabzon Çanakkale Izmır 5 Giresun PB 10 Ankara Manisa Aydın PB 8 Eskışehir Denizli PB 12 Konya 9 Sıvas Zonguldak K 3 Antalya PB 13 Kars Mersın Dıyarbakır ŞanJıurfa Mardın Siirt Hakkârı Van PB K S S K K K 11 -2 3 2 1 -2 1 K -5 Bütun boigelenmız parçalı çok bulutlu Ka- radenız Iç Anadolu nun kuzeydoğusu Doğu Anadolu ıle Guneydoğu AnadoİL nun doğusu kar yağışiı geçecek Ha- va sıcaklığı, yurdun ku- zeybatı kesımlennde 2 ıle 4 derece artacak yurdun guney ve dogu kestmlennde 2 ıla 5 de- rece azalacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn PB PB PB B PB PB Y PB -2 -5 0 8 6 6 7 6 Münih K 6 Zünh Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına B K Y K Y K Y Y 4 4 6 5 6 2 16 10 Y 10 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre PB A PB PB Y PB K PB -2 18 -4 13 10 6 -4 18 t Taşkent Tahran i ^0Açk Parçalı bulutlu SlS'ı ~ 2, Bulutlu k ÇOK bulutlu YagmurL j Karlı Sulu kar > Gok gurultulu AÇI MUMTAZ SOYSAL Tutulamayan Söz BAĞDAT'TAN VVashington'a gelen haber- ler hiç parlak değil. Haziran sonunda işgali sona erdirip egemenliği Irak halkına devre- deceğini söylemiş olan Amerika, geride na- sıl bir ülke bırakacağını kestiremiyor. Aske- rin tam anlamıyla çekilmeyeceği, "son tah- lilde" gerçek egemenliğin ABD'de kalacağı kesin. öteyandan, yönetimin Iraklılaraaktarılmış görünmesi de gerekiyor. Ama, hangi Iraklılara? Başlangıçta, daha önce söylenenlerden farklı olarak, etnik temellere ve mezheplere göre üç-dört federe devletli bir federasyon kurmak yerine otuz "vilayet"e ayrılmış bir devlet yapısı oluşturmaktan söz edilmektey- di. Toprak bütünlüğünün korunduğunu gös- termek ve Türkiye ile Iran'ı tedirgin etme- mek için buna gerek vardı. Devir işlemi için böyle küçük birimlerde seçimler yapılacak ve oradan hareketle ortak bir ulusal meclis oluşturulacaktı. Nitekim, güneydeki bazı Şii nüfuslu yerleşim birimlerinde bu süreç baş- latılmıştı bile. Ne var ki, Amerika'nın beliriediği yerli un- surlardan oluşturulan "Yönetim Konse- y/"ndeki Kürtler başta olmak üzere, herkes bu modele karşı çıktı ve işgal makamları ne- yi nasıl yapacaklarını iyice şaşırdılar. Son gelen haberler, Amerikalı Paul Bre- mer'in başkanlık ettiği "Geçici Koalisyon Otoritesi"ri\n şimdiki "Yönetim Konseyi" ye- rine temsil niteliği daha az tartışmalı bir Ge- çici Hükümet kurulmasına ve seçimleri dü- zenleme işinin ona bırakılmasına karar veril- diğini gösteriyor. Bu yeni planın yürütülme- sini Birleşmiş Milletler'le paylaşmak niyetin- de olan VVashington bir süredir Genel Sek- reter Annan'ın peşinde. Kısacası, bombala- malarla suikastler yüzünden güvenlik ve hu- zur yönü zaten sıfıra inmiş görünen Irak se- feri, artık siyasal bakımdan da tam bir bata- ğa saplanmış durumdadır. Bu kargaşanın Türkiye'yi ilgilendiren tara- fı, kuzeydeki PKK yuvalanmasının Ame- rikalılarca temizleneceğine ilişkin olarak ve- rilen sözün güme gitmekte olmasıdır. "Siz kanşmayın, bu temizliği biz yapanz" diyen VVashington, zaten kaç zamandır bu konu- da ayak sürümekteydi. Yeni durum, temizli- ğin balık kavağa çıkıncaya kadar savsakla- nacağını gösteriyor. lleri sürülen bahane, Amerika'nın kuzeyde henüz böyle bir operasyonu gerçekleştire- bilecek kadar kuvvet bulunduramamış ol- masıdır. Ne zaman ve nasıl bulundurabile- cek, o da meçhul. Gerçek şu ki, Tikrit mahallelerinde insan avına çıkmaya benzemeyeceği ve herhalde çok zayiatlı bir gerilla savaşına dönüşeceği belli olan böyle bir girişim Amerika'nın gö- zünü korkutuyor. Dolayısıyla operasyonun hiç yapılmaması ve işgal ordusunun PKK'yi de o keşmekeşin içinde bırakarak Irak'tan çekilmesi büyük bir olasılıktır. Askeri bakımdan işin yine başa düşeceği- ni gören Türkiye, gerekli hazırlığı yapıyordur inşallah. Pentagon kıyameti gördüDış Haberler Servisi - ABD Savunma Bakanlığı (Penta- gon), hükümete gönderdiği gizli bir raporda, iklim değişik- liğinın gelecek 20 yıl içinde, milyonlarca insanın hayatına mal olacak küresel bir felakete neden olacağı uyansında bu- lundu. Rapora göre bu tehlike, dünyaya terorizmden daha bü- yük bir tehdit oluşruruyor. Ingiliz Observer gazetesinde yer alan haberde,Amerikalı sa- vunma yetkililerince "hasıral- tı" edilmeye çalışılan raporda, 2020 yılına doğru Avrupa'nın büyük kentlerinin denizlerin yükselmesiyle birlikte sulann altında kalacağı kaydedildi. Rapora göre, iklimdeki ani de- ğişiklikler dünyayı anarşinin eşiğine getirebilir ve bunun so- nucunda ülkeler, azalan yiye- cek, su ve enerji kaynaklannı korumak için nükleer yetenek- lerini güçlendirebilirler. Penta- gon raporu şu sözlerle bitiriyor: "Kanşıklık ve çatışmalar, dünyanın her tarafinda görü- lecek. Bir kez daha insan ha- yatını savaşlar beiirleyecek." Belgeyi hazırlayanlar arasın- da bulunan CIA danışmanı Pe- ter Schwartz, iklim değişikli- ğinin, biiimsel tartışmalardan taşınarak ABD'nin ulusal gü- venlik kaygıları arasına alın- ması gerektiğini söyledi. Ha- berde, raporun. son 30 yılda ül- kenin askeri düşünüş tarzında önemli etkileri olan Penta- gon'un savunma danışmanla- nndan Andrew Marshall tara- fından hazırlandığı belirtıldi. Belgenin içeriğini bilen uz- manlar. küresel istikrara yöne- lik bu tehdidin, terorizmden da- ha tehlikeli olduğuna dikkat çektiler. Geçen hafta, ABD'nin önde gelen bilim adamlan, Bush yö- netimini, kendi siyasi progra- mına uyan araştırmalara destek vermek, beğenmediklerine ise baskı uygulamakla suçladılar. Eski iklim Değişikliği Heyetı Başkanı Bob VVatson, Penta- gon un bu korkutan uyansının göz ardı edilemeyeceğini be- Iırtti. Watson, şöyle konuştu: "Bush yönetiminin dinledi- ği iki kurum vardır; Penta- gon ve petrol lobisi. Böyle bir raporu atnıak çok zor ola- caktır. Eğer iklim değişikliği gerçekten ulusal güvenliğe ve ekonomive büyük bir tehdit oluşturuyorsa, Bush hareke- te geçmelidir." Greenpeace'ten Rob Gu- eterbock ıse "Bir yanda küre- sel ısınmanın saçnıa olduğu- nu söyleyen bir Başkan, diğer yandaysa iklim savaşlarına hazırlanan Pentagon var" di- ye konuştu. AKP'nin Bursa adayları Nurcu 'ağabeyler 9 aday oldu • Baştarafı 1. Sayfada içinde tepkilere yol açtı. Bursa büyükşehir belediye başkan adayı Hikmet Şahin, Başbakan Erdoğan'ın "ağabey" dediğı isımlerden bıri. Nurcu olduğu belırtılen Şahin, megöl'de ıki dönem belediye başkanlığı yaparken Inegöl Tıcaret ve Sanayı Odası'nın sosyal tesislerine ıçkı yasağı zorunluluğu getirmesiyle anımsanıyor. Yıldınm'dan aday olan ancak Osmangazi beledıye başkan adayı olarak açıklanan Recep Âltıntepe de Başbakan Erdoğan'ın asker arkadaşı. Yıldınm Belediye Başkan adayı, eski Millı Eğitim Şube Müdürü Özgen Keskin de Nurculara yakmlığıyla biliniyor. Bir süre Vakıflar Bölge Müdürü olarak görev yapan Keskin, 1999 seçimlerinde ANAP'tan belediye başkan adayı olmuştu. Nilüfer belediye başkan adayı diş hekimi Tahsin Bulut ise Bursa'daki adaylar arasında en dikkat çekıci ısimlerden biri. Türk-lslam sentezinin ideologlanndan biri olarak tanınan Bulut, uzun yıllar ANAP'ta politika yaptı. Eski ANAP II Genel Meclisi üyesi olan Bulut, AKP'nin kurulmasıyla bu partiye geçti. Hizbullah tarafindan kaçınlarak öldürülen ve Nurcu olduğu bildirilen işadamlannın bir araya geldiği Zehra Vakfı Başkanı Izzettin Yıldınm'ın yakın çevresınde bulunan Bulut, vakfın Bursa Şube Başkanı Gıyasettin BingöTün sahibi olduğu radyodaki tartışma programlannın önemli konuklan arasındaydı. Görüklü beldesinde ise Şemsettin Şen'ın aday gösterileceğinin açıklanması büyük tepki gördü. Politikaya CHP saflannda başlayan ve Deniz Baykal'ın eski arkadaşlanndan olan Şen, önce ANAP'a, ardından AKP'ye geçti. Partililer Şen aleyhine gösten yaparlarken AKP İl Başkanı Hayrettin Çakmak, Şen'ın her koşulda aday olacağuıı ve geri adım atmayacaklannı söyledi. Konser sonrası gözaltı Politik müziğin önde gelen isimlerinden Ali Asker, dün akşam Abdi tpekçi Spor Salonu'nda verdiği konserin ardından gözaltına alındı. Eski bir arama kaydı nedeniyle gözaltına alındığı belirtilen Ali Asker, Istanbul Emnivet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldü. 12 Eylül sonrası yurtdışına kaçan ve Fransız vafandaşı olan Asker'in durumnyla Fransa'nın tstanbul Başkonsolosluğu da ilgilendi. 20 yıl sonra İstanbulda verdiği konserde oldukça heyecanlıydı. "Terk Etmedi Sevdan Beni" adıyla düzenlenen konserine "Dostlanmı türkü kadar seviyorum. Geleceğe onurumuzla yürüyeceksek türküler kadar cesur olalıtn. Türküler bize hiç yalan söylemez" sözleriyle başladı. Yaklaşık iki saat sahnede kalan Ali Asker'i "Oy Dağlar", "Gökte Bulut Yan Yan Gider", ''Turnalar"ın da aralarında bulunduğu türkülerini seslendirirken salonu dolduran binlerce hayranı coşkuyla alkışladı. Sanatçı dostları Suavi, Sevinç Eratalay ve Musa Eroğlu şarkı ve türkülerini Ali Asker'in yurduna dönüşii için söylediklerini ifade ettiler. Zaman zaman sloganlann atıldığı konseri. sanatçının ailesi, DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, TM.MOB Başkanı Kaya Güvenç, KESK Başkanı Sami Evren, Edip Akbayram, Ekrem Ataer, yazar Adalet Ağaoğlu'nun da aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı, demokratik kitle örgütü temsilcisi izledi. (SEVCAN ÖZDEMİR) G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada 2- Türkiye-AB ilişkileri... 3- Bölgesel konular... İki ülkenin ılişkilerini de kendi içinde değişik gruplara ayırabilirız. Schröder'in beraberindeki heyette bulunan Türk kökenli işadamları ve siya- setçiler ilişkilerin dozunu gösteriyor. Artık "Alman- ya acı vatan" ya da "gurbet" yok. "Almanya ikin- ci vatan" var. Sonuçta "Almanya Türkleri" olarak adlandırılabilecek ciddi birkesim oluştu. Dördün- cü kuşağın Türkçesi için de "Almanya Türkçesi" desek abartmış olmayız. Almanya, Türklerin ken- dilerini hayatın tüm alanında hissettirmeye başla- masından sonra yalpaladı. Önce geri gönderme- yi denedi. Tutmadı. Sonuçta Schröder'in heyetin- deki yelpazeye geldik. Almanya vatandaşı olan Türkler ve onlann etki alanı dikkate ahndığında Alman seçimlerini yüzde 2.5 oranında etkileyebilecek bir siyasal güç oluş- tu. Sosyal demokratlar 6-7 bin oyla iktidara gel- diler. Türklerin, en dincisinden en solcusuna ka- dar sosyal demokratlara oy verme eğiliminde ol- duğu hesaba katılırsa, artık seçimlerin başlıca un- suru haline geldiklerini söyleyebiliriz. Iskenderun'da açılacak Sugözü Enerji Santralı, Türkiye'deki en büyük Alman yatınmı olarak tari- he geçti. Ikı ülke ilişkilerinde, "Almanya'dakiyurt- taşlanmız güven ve güç arttıncı bir unsura dönü- şüyor", diyebiliriz. Doğu politikası... Türkiye'nin AB hedefi açısından daAlmanya ay- rıca önemli. Geçen hafta Almanya, Fransa ve In- giltere başbakanları bir araya geldiler. Başta eko- nomi olmak üzere, 21. yüzyılda öteki bölgesel güç alanlarıyla mücadele etmenin arayışına girdiler. 3 başbakanın ortak açıklamasındaki, "Bizimiçin iyı olan, ötekiAB ülkeleri için de iyi demektir" tüm- cesi aynca irdelenmesi gereken bir saptama.' Almanya, 2004 sonunda Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesını ister mi? Bizım öngörümüz şu: İster ama bastırmaz! Bundan ne çıkar? Siyahla beyaz arasında gri bir renk çıkabilir! Başlıkta altını çizdiğımiz, Schröder borcunu öder mi sorusunu bu duruma dayalı olarak yönel- tiyoruz. Schröder'in gelmeden önce verdiği de- meçleri AB süzgecine döküp elersek şu çıkıyor: Kıbrıs'ı çözmesi; reformlan yapmak yetmez, bunları yaşama geçirmesi şartıyla Türkiye'ye ver- diğimiz sözü tutarız! Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin en çok kar- şı karşıya kalacağı sözcük sanırız şu olacak: Uygulama! Bölge konularınm başında, Irak, Ortadoğu, Kaf- kaslar, Afganistan operasyonu ve NATO'nun ha- zirandaki Tstanbul zirvesi var. Almanya'nın geçen yüzyıllardan temellenmiş bir "doğupolitikası" var. Kendi dilleriyle "ostpolitik"... Almanya açısından ABD'nin Irak politikası, deyim yerındeyse "höst politik" olarak değerlendirilebi- lir. Türkiye'nin Irak savaşına karşı izlediği tutum Al- manya ve AB açısından olumlu karşılanmıştı. An- cak, Erdoğan'ın ABD gezisinde gündeme gelen "büyük Ortadoğu projesi" son dönemde Türki- ye'ye gelen her liderin ajandasında vardı! Yıllar öncekı bir Almanya gezisinden diyalogla noktayı koyalım... Çocuklarından sonra torunları- nı da Berlin'de büyüten anneanne sürekli, "ölün- ce beni mutlaka Tûrkiye'de gömün" diyormuş. Çocuklan şımdiden gidelim derlerse de kabul et- miyormuş. "O zaman burada gömelim, torunlann da mezarını sürekliziyaret eder" demişler, yine ha- yır. Neden bu kadar ısrarla Tûrkiye'de gömülmek istediğini sorunca şunu söylemiş: - Tek derdim ölünce başıma gelecek melekler. Ya sorulan Almanca sorarlarsa! Anneannemiz ömür boyu Almanya'ya evet, Al- mancaya hayır demiş... ankcum " cumhuriyet.com.tr SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Hey Gidi, Habibe Kadın!..' • BaştarafıArka Sayfada mıydı, yok muydu; bunu bilemiyoruz? 'Habibe Kadın' deyip geçmeyin, bilindi- ği kadarıyla bile, yaşadığı müthiş çıkmaz; onun, çıkmaza bulduğu, çözüm yolu; ro- manı yazılacak, filmi yapılacak, birinsan- lık dramını içeriyor. Bakar mısınız, Ana- dolu kadınındaki yüksek yurttaşlık bilin- cine, taşıdığı şeref ve haysiyet duygula- nnın yoğunluğuna! "...Domaniç'li Habibe Kadın'ın öz oğlu, Inegöl'de yaşarmış; besbelli gü- nün birinde, Şeytan'ın igvasına uyu- yor; Inegöl'e giren Yunan İşgal Kuv- vetleri'ne, yol gösteriyor; kılavuzluk ediyori Habibe Kadın'ın, duyduğu an, beyninden vurulmuşa döndüğü, olay budur; bu olaydır ki, bir süre sonra ses- siz sedasız yola düşüp, Domaniç'ten Inegöl'e inerek; beline sakladığı 'lü- ver'iyle (tabancası), rastladığı ilk yer- de, oğlunu tek kurşunla alnından vu- rup, yere sermesine neden olmuştun ve yurttaşlık namusunu ve haysiyetini böyle temizleyerek; yine sessiz seda- sız, yâni ardına bile bakmaksızın, gel- diği dağlara, geri dönmüştür..." "...o kadınlar bizim kadınlanmız..." Câzl'nin üzerinde durduğu... Gâzi Mustafa Kemal Paşa, daha o zaman. şu sözleri boşuna mı söyle- miştir sanırsınız? Eskilerin kullanmayı sevdiği deyımle, ifâde ettikleri 'aynıyleha- kikattı': "...dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde; Anadolu köylü kadınının üs- tünde, kadın çalışmasını zikretmeye imkân yoktur; ve dünyada hiçbir mil- letin kadını, 'ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım; milletimi kurtulu- şa ve zafere götürmekte, Anadolu ka- dını kadar himmet gösterdim' diye- mez..." "...belki erkeklerimiz, memleketi is- tilâ eden düşmana karşı süngüleriyle, düşmanm süngülerine göğüs germek- le, düşman karşısında bulundular; fa- kat erkeklerin teşkil ettiği ordulann za- yrf kaynaklannı, kadınlarımız işletmiş- tir. Memleketimizin, var olması imkâ- nını sağlayan, kadınlarımız olmuştur ve olmaktadır. Kimse inkâr edemez ki, bu harpte ve ondan evvelki harplerde, milletin hayat kaabiliyetini ayakta tu- tan, hep kadınlarımızdır..." "...onun içindir ki hepimiz, büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlanmızı, şükrân ve minnetle ebediyyen tâziz ve takdis edelim..." (Vakit gazetesi, 30 Mart 1923) Farkında mısınız? Gâzi, kadnılanmızın hangi 'husûsiyeti' üzerine, dikkati çek- miş? Onlann, 'memleketin hayat kaabili- yetini ayakta tutmak, ülkenin var olması- nı sağlamak' özelliğini öne çıkarıyor; yâ- ni 'emeği', ve bu 'emeğin' dayandığı 'bi- linç' üzerine; bu da, daha o zamandan, Türkiye'nin gücünü ve geleceğini, na- sıl üretim ve eğitim üzerinde kurduğu- nu göstermiyor mu? O 'kadınlann' to- runlan, bugünkü kızlarımız, ülkeçatırça- tır dağılmaya doğru götürülürken, başını örtmek ya da göbeğinı açmak için, ara- larında kapışarak mı; annelerine ve nine- lerine lâyık birer evlat olacaklar; yoksa, tıpkı onlar gibi, yurttaş sorumlulukla- rına sahip çıkarak mı? Benden sorması!.. Boğaz^da felakete davet AYKUT KÜÇÜKKAYA Iran'da kimyasal yüklü tren vagonlannın infilak etmesi yüzlerce insanın yaşamını yi- tirdiği bir felakete yol açarken tstanbullu her gün bu kimya- sal tehlikenin yarattığı "'ölümcül risk"le iç içe yaşı- yor. Boğazlar'dan gemi geçi- şinin "petrolle" nitelendiril- mesi yaşanabilecek tehlikenin yalnızca bir bo>Titunu gösteri- yor. Ancak Istanbul Boğa- zı'ndan heray "nükleer atık, amonyak. kimyasal madde, L P G , " L N G " gibi tehlikeli madde taşıyan en az 100 tan- ker geçiyor. Bir felaket senar- yosuna göre Istanbul Boğa- zı'ndan geçen bin ton "amon- yak gazı" yüklü bir gemınin kaza yapması durumunda 3 kilometrelik alanda yaşam bü- yük tahribata uğrayacak, 25 kilometrelik alanda ise canlı yaşamı etkilenecek. îran'daki patlamaya yol açan vagonla- nn yüzlerce kat büyüklüğün- deki tankerlerin geçtiği Istan- bul Boğazı'nda kaza olması durumunda acil eyiem planı- nı içeren yasa tasansı ise ha- len TBMM'de bekletiliyor. Gemiler için "dünyanın en riskli su yollarından biri" olarak nitelendinlen, ancak KIYILARDAKİ YA$AM BÖLCELERİ İÇİN FACİA YARATIR' Kıyı Emnıyetı ve Gemı Kurtarma Işlet- meleri (KEGKl) Genel Müdürü Barış To- zar: "tstanbul Boğazı'ndaki tehlikeli ge- çişler 'her an beklediğimiz ve her an yaşa- yabileceğimiz' bir risk oluşruruyor. Hemen belirtevim. İran'da patlayan bir vagon 25 ton kimyasal yük taşıyordu. Boğazlardan geçen tankerler ise 5-10 bin ton tehlikeli yük taşıyor. Bazen daha da fazla... En teh- likeli bölge ise güney bölgesi. Birinci köp- rüden Haydarpaşa'ya kadar olan bölge. Çünkü deniz trafiği yoğunluğu fazla.Yurt- dışında yapılan incelemelerle de bu alan içerisinde LPG-LNG yüklü bir geminin patlaması sonucu 30-50 millik alanda şid- detli deprem tehlikesi yaratabileceği tespit edildi. Geminin alevlenmesi sonucu bir kaç kilometrelik çember içerisinde okjisen emilir. Bu da yaşam bölgeleri hemen kıyı- da başlayan Istanbul için faciadır. Ne ya- pabiliriz? Riskle yaşıyoruz ama tedbirle- rimizi de ahyoruz. 30Aralık 2003 tarihi iti- barıyla Boğazı radarlarla izliyoruz.Trafik düzenini tüm kurallara göre uyguluyoruz. Gerekirse boğazi trafiğe kapatıyoruz. Me- sela eskiden gemiler yan yana burun bu- runa giderdi. Şimdi elektronik ortamda 1 kilometre sınırını uyguluyoruz. Pilot tav- siye ediyoruz, romörkör tavsiye ediyoruz. Riskleri minumuma indirmeye çahşıyo- ruz." Türk Deniz Araştırmalan Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk: "Türk Bo- ğazları'ndan geçiş yapan tanker sayısında 2015 yılında 2 kat artış olacak. Tankerler- le taşınan yük miktan 150 milyon tonu aşa- cak. Rakamlar ürkütücü. İstanbul'un için- den her gün 'ölüm gemileri' geçiyor. Bu bölgede meydana gelebilecek bir tanker kazası, Boğaz'ın, Karadeniz'in kirlenmesi. sahillerin yok olması anlamına geliyor. Ya- pılan araştırmalara göre, Karadeniz'de olabilecek bir tanker kazası 1 gün sonra Karadeniz sahillerine ulaşacak. Buralann kirlenmesiyle canlı hayat sona erecek. ba- lıkçılık yok olacak.Tüm burisklererağmen tstanbullular Boğaz'ın korunması konu- sunda yeterli tepki>i göstermiyor." son yıllarda adeta petrol boru hattına dönüşen Istanbul Bo- ğazı'ndan geçen yıl taşınan tehlikeli yük miktan, önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 10 artış göstererek 128 milyon 948 bin tona ulaşmıştı. 2003 "te Istanbul Boğazı'ndan 46 bin 939 adet gemi geçerken bunlann 8 bin 97 sini tehlike- li yük taşıyan tankerler oluş- turdu. Geçen yıl her 10 tankerden biri kimyasal, yine her on tan- kerden bıri LPG (likit petrol gazı) yüküyle Boğazlar'dan geçti. öünlük tanker geçişi sa- yısı ise 22'ydı. Bu tankerlerin jıikünün yüzde 20'sini kim- yasal ve yanıcı-patlayıcı mad- deler oluşrurdu. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kur- tarma Işletmeleri Genel Mü- dürlüğü "nün verdiği rakamla- ra göre her ay amonyak yüklü 200 metrenin üzerinde en az 15 tanker Türk Boğazla- n'ndan geçiyor. 150 metrenin üzerinde geçen ldmsayal ve L- NG yüklü gemi sayısı ise 25'i buluyor. 100 metrenin üzerin- de geçen LPG yüklü gemi sa- yısı ise en az 50'yi buluyor. 16 yıl önce Panama bandı- ralı sıvılaştınlmış amonyak yüklü M T Blue Star gemı- sinin,Ahırkapı açıklannda de- mirlemiş Gaziantep isimli hampetrol taşıyıcısı Türk tan- keri ile çarpışmasında (28 Ekim 1988) Istanbul şanslı bir günündeydi. Kazanın ardın- dan bin tonu aşkm öldürücü etkisi olan amonyak gazı rüz- gânn tersten esmesi sayesinde yerleşim birimlerine doğru değil de Marmara Denizı'ne yönelmişti. Denızcilik Müste- şarlığı'nın verdiği bilgiye gö- re böyle bir kaza sonrasında havada metreküpte 1.3 gram amonyak olması ve yanm sa- atten az bir süre solunması ha- linde ölüme, bu oranın hava- da metreküpe 3.7-7.5'e çık- ması halinde ise ani ölümlere yol açıyor. 1988 yılında 25 ki- lometre çapındaki bölgede toplu ölümlerin yaşanmasın- dan "şans eseri" kurtulun- muşru. ancak Marmara Deni- zi'ndeki çevre kirliliği önle- nememişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle