Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2004 PAZARTESİ
8
Istanbul
HABERLERİN DEVAMI
TURKİYE
Edime
_Ş 3 Sinop K 4 Adana PB 10
5 Samsun
Kocaelı 5 Trabzon
Çanakkale
Izmır
5 Giresun
PB 10 Ankara
Manisa
Aydın
PB 8 Eskışehir
Denizli
PB 12 Konya
9 Sıvas
Zonguldak K 3 Antalya PB 13 Kars
Mersın
Dıyarbakır
ŞanJıurfa
Mardın
Siirt
Hakkârı
Van
PB
K
S
S
K
K
K
11
-2
3
2
1
-2
1
K -5
Bütun boigelenmız
parçalı çok bulutlu Ka-
radenız Iç Anadolu nun
kuzeydoğusu Doğu
Anadolu ıle Guneydoğu
AnadoİL nun doğusu
kar yağışiı geçecek Ha-
va sıcaklığı, yurdun ku-
zeybatı kesımlennde 2
ıle 4 derece artacak
yurdun guney ve dogu
kestmlennde 2 ıla 5 de-
rece azalacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
PB
PB
PB
B
PB
PB
Y
PB
-2
-5
0
8
6
6
7
6
Münih K 6 Zünh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
K
Y
K
Y
K
Y
Y
4
4
6
5
6
2
16
10
Y 10 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahıre
PB
A
PB
PB
Y
PB
K
PB
-2
18
-4
13
10
6
-4
18
t Taşkent
Tahran
i ^0Açk Parçalı bulutlu SlS'ı ~ 2, Bulutlu k ÇOK bulutlu YagmurL j Karlı Sulu kar > Gok gurultulu
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Tutulamayan Söz
BAĞDAT'TAN VVashington'a gelen haber-
ler hiç parlak değil. Haziran sonunda işgali
sona erdirip egemenliği Irak halkına devre-
deceğini söylemiş olan Amerika, geride na-
sıl bir ülke bırakacağını kestiremiyor. Aske-
rin tam anlamıyla çekilmeyeceği, "son tah-
lilde" gerçek egemenliğin ABD'de kalacağı
kesin.
öteyandan, yönetimin Iraklılaraaktarılmış
görünmesi de gerekiyor.
Ama, hangi Iraklılara?
Başlangıçta, daha önce söylenenlerden
farklı olarak, etnik temellere ve mezheplere
göre üç-dört federe devletli bir federasyon
kurmak yerine otuz "vilayet"e ayrılmış bir
devlet yapısı oluşturmaktan söz edilmektey-
di. Toprak bütünlüğünün korunduğunu gös-
termek ve Türkiye ile Iran'ı tedirgin etme-
mek için buna gerek vardı. Devir işlemi için
böyle küçük birimlerde seçimler yapılacak
ve oradan hareketle ortak bir ulusal meclis
oluşturulacaktı. Nitekim, güneydeki bazı Şii
nüfuslu yerleşim birimlerinde bu süreç baş-
latılmıştı bile.
Ne var ki, Amerika'nın beliriediği yerli un-
surlardan oluşturulan "Yönetim Konse-
y/"ndeki Kürtler başta olmak üzere, herkes
bu modele karşı çıktı ve işgal makamları ne-
yi nasıl yapacaklarını iyice şaşırdılar.
Son gelen haberler, Amerikalı Paul Bre-
mer'in başkanlık ettiği "Geçici Koalisyon
Otoritesi"ri\n şimdiki "Yönetim Konseyi" ye-
rine temsil niteliği daha az tartışmalı bir Ge-
çici Hükümet kurulmasına ve seçimleri dü-
zenleme işinin ona bırakılmasına karar veril-
diğini gösteriyor. Bu yeni planın yürütülme-
sini Birleşmiş Milletler'le paylaşmak niyetin-
de olan VVashington bir süredir Genel Sek-
reter Annan'ın peşinde. Kısacası, bombala-
malarla suikastler yüzünden güvenlik ve hu-
zur yönü zaten sıfıra inmiş görünen Irak se-
feri, artık siyasal bakımdan da tam bir bata-
ğa saplanmış durumdadır.
Bu kargaşanın Türkiye'yi ilgilendiren tara-
fı, kuzeydeki PKK yuvalanmasının Ame-
rikalılarca temizleneceğine ilişkin olarak ve-
rilen sözün güme gitmekte olmasıdır. "Siz
kanşmayın, bu temizliği biz yapanz" diyen
VVashington, zaten kaç zamandır bu konu-
da ayak sürümekteydi. Yeni durum, temizli-
ğin balık kavağa çıkıncaya kadar savsakla-
nacağını gösteriyor.
lleri sürülen bahane, Amerika'nın kuzeyde
henüz böyle bir operasyonu gerçekleştire-
bilecek kadar kuvvet bulunduramamış ol-
masıdır. Ne zaman ve nasıl bulundurabile-
cek, o da meçhul.
Gerçek şu ki, Tikrit mahallelerinde insan
avına çıkmaya benzemeyeceği ve herhalde
çok zayiatlı bir gerilla savaşına dönüşeceği
belli olan böyle bir girişim Amerika'nın gö-
zünü korkutuyor. Dolayısıyla operasyonun
hiç yapılmaması ve işgal ordusunun PKK'yi
de o keşmekeşin içinde bırakarak Irak'tan
çekilmesi büyük bir olasılıktır.
Askeri bakımdan işin yine başa düşeceği-
ni gören Türkiye, gerekli hazırlığı yapıyordur
inşallah.
Pentagon kıyameti gördüDış Haberler Servisi - ABD
Savunma Bakanlığı (Penta-
gon), hükümete gönderdiği
gizli bir raporda, iklim değişik-
liğinın gelecek 20 yıl içinde,
milyonlarca insanın hayatına
mal olacak küresel bir felakete
neden olacağı uyansında bu-
lundu. Rapora göre bu tehlike,
dünyaya terorizmden daha bü-
yük bir tehdit oluşruruyor.
Ingiliz Observer gazetesinde
yer alan haberde,Amerikalı sa-
vunma yetkililerince "hasıral-
tı" edilmeye çalışılan raporda,
2020 yılına doğru Avrupa'nın
büyük kentlerinin denizlerin
yükselmesiyle birlikte sulann
altında kalacağı kaydedildi.
Rapora göre, iklimdeki ani de-
ğişiklikler dünyayı anarşinin
eşiğine getirebilir ve bunun so-
nucunda ülkeler, azalan yiye-
cek, su ve enerji kaynaklannı
korumak için nükleer yetenek-
lerini güçlendirebilirler. Penta-
gon raporu şu sözlerle bitiriyor:
"Kanşıklık ve çatışmalar,
dünyanın her tarafinda görü-
lecek. Bir kez daha insan ha-
yatını savaşlar beiirleyecek."
Belgeyi hazırlayanlar arasın-
da bulunan CIA danışmanı Pe-
ter Schwartz, iklim değişikli-
ğinin, biiimsel tartışmalardan
taşınarak ABD'nin ulusal gü-
venlik kaygıları arasına alın-
ması gerektiğini söyledi. Ha-
berde, raporun. son 30 yılda ül-
kenin askeri düşünüş tarzında
önemli etkileri olan Penta-
gon'un savunma danışmanla-
nndan Andrew Marshall tara-
fından hazırlandığı belirtıldi.
Belgenin içeriğini bilen uz-
manlar. küresel istikrara yöne-
lik bu tehdidin, terorizmden da-
ha tehlikeli olduğuna dikkat
çektiler.
Geçen hafta, ABD'nin önde
gelen bilim adamlan, Bush yö-
netimini, kendi siyasi progra-
mına uyan araştırmalara destek
vermek, beğenmediklerine ise
baskı uygulamakla suçladılar.
Eski iklim Değişikliği Heyetı
Başkanı Bob VVatson, Penta-
gon un bu korkutan uyansının
göz ardı edilemeyeceğini be-
Iırtti. Watson, şöyle konuştu:
"Bush yönetiminin dinledi-
ği iki kurum vardır; Penta-
gon ve petrol lobisi. Böyle bir
raporu atnıak çok zor ola-
caktır. Eğer iklim değişikliği
gerçekten ulusal güvenliğe ve
ekonomive büyük bir tehdit
oluşturuyorsa, Bush hareke-
te geçmelidir."
Greenpeace'ten Rob Gu-
eterbock ıse "Bir yanda küre-
sel ısınmanın saçnıa olduğu-
nu söyleyen bir Başkan, diğer
yandaysa iklim savaşlarına
hazırlanan Pentagon var" di-
ye konuştu.
AKP'nin Bursa adayları
Nurcu
'ağabeyler
9
aday oldu
• Baştarafı 1. Sayfada
içinde tepkilere yol açtı. Bursa büyükşehir
belediye başkan adayı Hikmet Şahin, Başbakan
Erdoğan'ın "ağabey" dediğı isımlerden bıri.
Nurcu olduğu belırtılen Şahin, megöl'de ıki
dönem belediye başkanlığı yaparken Inegöl
Tıcaret ve Sanayı Odası'nın sosyal tesislerine
ıçkı yasağı zorunluluğu getirmesiyle
anımsanıyor. Yıldınm'dan aday olan ancak
Osmangazi beledıye başkan adayı olarak
açıklanan Recep Âltıntepe de Başbakan
Erdoğan'ın asker arkadaşı. Yıldınm Belediye
Başkan adayı, eski Millı Eğitim Şube Müdürü
Özgen Keskin de Nurculara yakmlığıyla
biliniyor. Bir süre Vakıflar Bölge Müdürü olarak
görev yapan Keskin, 1999 seçimlerinde
ANAP'tan belediye başkan adayı olmuştu.
Nilüfer belediye başkan adayı diş hekimi
Tahsin Bulut ise Bursa'daki adaylar arasında en
dikkat çekıci ısimlerden biri. Türk-lslam
sentezinin ideologlanndan biri olarak tanınan
Bulut, uzun yıllar ANAP'ta politika yaptı. Eski
ANAP II Genel Meclisi üyesi olan Bulut,
AKP'nin kurulmasıyla bu partiye geçti.
Hizbullah tarafindan kaçınlarak öldürülen ve
Nurcu olduğu bildirilen işadamlannın bir araya
geldiği Zehra Vakfı Başkanı Izzettin
Yıldınm'ın yakın çevresınde bulunan Bulut,
vakfın Bursa Şube Başkanı Gıyasettin
BingöTün sahibi olduğu radyodaki tartışma
programlannın önemli konuklan arasındaydı.
Görüklü beldesinde ise Şemsettin Şen'ın aday
gösterileceğinin açıklanması büyük tepki gördü.
Politikaya CHP saflannda başlayan ve Deniz
Baykal'ın eski arkadaşlanndan olan Şen, önce
ANAP'a, ardından AKP'ye geçti. Partililer Şen
aleyhine gösten yaparlarken AKP İl Başkanı
Hayrettin Çakmak, Şen'ın her koşulda aday
olacağuıı ve geri adım atmayacaklannı söyledi.
Konser sonrası gözaltı
Politik müziğin önde gelen
isimlerinden Ali Asker, dün akşam
Abdi tpekçi Spor Salonu'nda verdiği
konserin ardından gözaltına alındı.
Eski bir arama kaydı nedeniyle
gözaltına alındığı belirtilen Ali Asker,
Istanbul Emnivet Müdürlüğü Terörle
Mücadele Şubesi'ne götürüldü. 12
Eylül sonrası yurtdışına kaçan ve
Fransız vafandaşı olan Asker'in
durumnyla Fransa'nın tstanbul
Başkonsolosluğu da ilgilendi. 20 yıl
sonra İstanbulda verdiği konserde
oldukça heyecanlıydı. "Terk Etmedi
Sevdan Beni" adıyla düzenlenen
konserine "Dostlanmı türkü kadar
seviyorum. Geleceğe onurumuzla
yürüyeceksek türküler kadar cesur
olalıtn. Türküler bize hiç yalan
söylemez" sözleriyle başladı.
Yaklaşık iki saat sahnede kalan Ali
Asker'i "Oy Dağlar", "Gökte Bulut
Yan Yan Gider", ''Turnalar"ın da
aralarında bulunduğu türkülerini
seslendirirken salonu dolduran
binlerce hayranı coşkuyla alkışladı.
Sanatçı dostları Suavi, Sevinç
Eratalay ve Musa Eroğlu şarkı ve
türkülerini Ali Asker'in yurduna
dönüşii için söylediklerini ifade
ettiler. Zaman zaman sloganlann
atıldığı konseri. sanatçının ailesi,
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi,
TM.MOB Başkanı Kaya Güvenç,
KESK Başkanı Sami Evren, Edip
Akbayram, Ekrem Ataer, yazar
Adalet Ağaoğlu'nun da aralarında
bulunduğu çok sayıda sanatçı,
demokratik kitle örgütü temsilcisi
izledi. (SEVCAN ÖZDEMİR)
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
2- Türkiye-AB ilişkileri...
3- Bölgesel konular...
İki ülkenin ılişkilerini de kendi içinde değişik
gruplara ayırabilirız. Schröder'in beraberindeki
heyette bulunan Türk kökenli işadamları ve siya-
setçiler ilişkilerin dozunu gösteriyor. Artık "Alman-
ya acı vatan" ya da "gurbet" yok. "Almanya ikin-
ci vatan" var. Sonuçta "Almanya Türkleri" olarak
adlandırılabilecek ciddi birkesim oluştu. Dördün-
cü kuşağın Türkçesi için de "Almanya Türkçesi"
desek abartmış olmayız. Almanya, Türklerin ken-
dilerini hayatın tüm alanında hissettirmeye başla-
masından sonra yalpaladı. Önce geri gönderme-
yi denedi. Tutmadı. Sonuçta Schröder'in heyetin-
deki yelpazeye geldik.
Almanya vatandaşı olan Türkler ve onlann etki
alanı dikkate ahndığında Alman seçimlerini yüzde
2.5 oranında etkileyebilecek bir siyasal güç oluş-
tu. Sosyal demokratlar 6-7 bin oyla iktidara gel-
diler. Türklerin, en dincisinden en solcusuna ka-
dar sosyal demokratlara oy verme eğiliminde ol-
duğu hesaba katılırsa, artık seçimlerin başlıca un-
suru haline geldiklerini söyleyebiliriz.
Iskenderun'da açılacak Sugözü Enerji Santralı,
Türkiye'deki en büyük Alman yatınmı olarak tari-
he geçti. Ikı ülke ilişkilerinde, "Almanya'dakiyurt-
taşlanmız güven ve güç arttıncı bir unsura dönü-
şüyor", diyebiliriz.
Doğu politikası...
Türkiye'nin AB hedefi açısından daAlmanya ay-
rıca önemli. Geçen hafta Almanya, Fransa ve In-
giltere başbakanları bir araya geldiler. Başta eko-
nomi olmak üzere, 21. yüzyılda öteki bölgesel güç
alanlarıyla mücadele etmenin arayışına girdiler.
3 başbakanın ortak açıklamasındaki, "Bizimiçin
iyı olan, ötekiAB ülkeleri için de iyi demektir" tüm-
cesi aynca irdelenmesi gereken bir saptama.'
Almanya, 2004 sonunda Türkiye'ye müzakere
tarihi verilmesını ister mi?
Bizım öngörümüz şu:
İster ama bastırmaz!
Bundan ne çıkar?
Siyahla beyaz arasında gri bir renk çıkabilir!
Başlıkta altını çizdiğımiz, Schröder borcunu
öder mi sorusunu bu duruma dayalı olarak yönel-
tiyoruz. Schröder'in gelmeden önce verdiği de-
meçleri AB süzgecine döküp elersek şu çıkıyor:
Kıbrıs'ı çözmesi; reformlan yapmak yetmez,
bunları yaşama geçirmesi şartıyla Türkiye'ye ver-
diğimiz sözü tutarız!
Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin en çok kar-
şı karşıya kalacağı sözcük sanırız şu olacak:
Uygulama!
Bölge konularınm başında, Irak, Ortadoğu, Kaf-
kaslar, Afganistan operasyonu ve NATO'nun ha-
zirandaki Tstanbul zirvesi var.
Almanya'nın geçen yüzyıllardan temellenmiş bir
"doğupolitikası" var. Kendi dilleriyle "ostpolitik"...
Almanya açısından ABD'nin Irak politikası, deyim
yerındeyse "höst politik" olarak değerlendirilebi-
lir. Türkiye'nin Irak savaşına karşı izlediği tutum Al-
manya ve AB açısından olumlu karşılanmıştı. An-
cak, Erdoğan'ın ABD gezisinde gündeme gelen
"büyük Ortadoğu projesi" son dönemde Türki-
ye'ye gelen her liderin ajandasında vardı!
Yıllar öncekı bir Almanya gezisinden diyalogla
noktayı koyalım... Çocuklarından sonra torunları-
nı da Berlin'de büyüten anneanne sürekli, "ölün-
ce beni mutlaka Tûrkiye'de gömün" diyormuş.
Çocuklan şımdiden gidelim derlerse de kabul et-
miyormuş. "O zaman burada gömelim, torunlann
da mezarını sürekliziyaret eder" demişler, yine ha-
yır. Neden bu kadar ısrarla Tûrkiye'de gömülmek
istediğini sorunca şunu söylemiş:
- Tek derdim ölünce başıma gelecek melekler.
Ya sorulan Almanca sorarlarsa!
Anneannemiz ömür boyu Almanya'ya evet, Al-
mancaya hayır demiş...
ankcum " cumhuriyet.com.tr
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Hey Gidi, Habibe Kadın!..'
• BaştarafıArka Sayfada
mıydı, yok muydu; bunu bilemiyoruz?
'Habibe Kadın' deyip geçmeyin, bilindi-
ği kadarıyla bile, yaşadığı müthiş çıkmaz;
onun, çıkmaza bulduğu, çözüm yolu; ro-
manı yazılacak, filmi yapılacak, birinsan-
lık dramını içeriyor. Bakar mısınız, Ana-
dolu kadınındaki yüksek yurttaşlık bilin-
cine, taşıdığı şeref ve haysiyet duygula-
nnın yoğunluğuna!
"...Domaniç'li Habibe Kadın'ın öz
oğlu, Inegöl'de yaşarmış; besbelli gü-
nün birinde, Şeytan'ın igvasına uyu-
yor; Inegöl'e giren Yunan İşgal Kuv-
vetleri'ne, yol gösteriyor; kılavuzluk
ediyori Habibe Kadın'ın, duyduğu an,
beyninden vurulmuşa döndüğü, olay
budur; bu olaydır ki, bir süre sonra ses-
siz sedasız yola düşüp, Domaniç'ten
Inegöl'e inerek; beline sakladığı 'lü-
ver'iyle (tabancası), rastladığı ilk yer-
de, oğlunu tek kurşunla alnından vu-
rup, yere sermesine neden olmuştun
ve yurttaşlık namusunu ve haysiyetini
böyle temizleyerek; yine sessiz seda-
sız, yâni ardına bile bakmaksızın, gel-
diği dağlara, geri dönmüştür..."
"...o kadınlar bizim kadınlanmız..."
Câzl'nin üzerinde durduğu...
Gâzi Mustafa Kemal Paşa, daha o
zaman. şu sözleri boşuna mı söyle-
miştir sanırsınız? Eskilerin kullanmayı
sevdiği deyımle, ifâde ettikleri 'aynıyleha-
kikattı':
"...dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir
milletinde; Anadolu köylü kadınının üs-
tünde, kadın çalışmasını zikretmeye
imkân yoktur; ve dünyada hiçbir mil-
letin kadını, 'ben Anadolu kadınından
daha fazla çalıştım; milletimi kurtulu-
şa ve zafere götürmekte, Anadolu ka-
dını kadar himmet gösterdim' diye-
mez..."
"...belki erkeklerimiz, memleketi is-
tilâ eden düşmana karşı süngüleriyle,
düşmanm süngülerine göğüs germek-
le, düşman karşısında bulundular; fa-
kat erkeklerin teşkil ettiği ordulann za-
yrf kaynaklannı, kadınlarımız işletmiş-
tir. Memleketimizin, var olması imkâ-
nını sağlayan, kadınlarımız olmuştur
ve olmaktadır. Kimse inkâr edemez ki,
bu harpte ve ondan evvelki harplerde,
milletin hayat kaabiliyetini ayakta tu-
tan, hep kadınlarımızdır..."
"...onun içindir ki hepimiz, büyük
ruhlu ve büyük duygulu kadınlanmızı,
şükrân ve minnetle ebediyyen tâziz ve
takdis edelim..." (Vakit gazetesi, 30 Mart
1923)
Farkında mısınız? Gâzi, kadnılanmızın
hangi 'husûsiyeti' üzerine, dikkati çek-
miş? Onlann, 'memleketin hayat kaabili-
yetini ayakta tutmak, ülkenin var olması-
nı sağlamak' özelliğini öne çıkarıyor; yâ-
ni 'emeği', ve bu 'emeğin' dayandığı 'bi-
linç' üzerine; bu da, daha o zamandan,
Türkiye'nin gücünü ve geleceğini, na-
sıl üretim ve eğitim üzerinde kurduğu-
nu göstermiyor mu? O 'kadınlann' to-
runlan, bugünkü kızlarımız, ülkeçatırça-
tır dağılmaya doğru götürülürken, başını
örtmek ya da göbeğinı açmak için, ara-
larında kapışarak mı; annelerine ve nine-
lerine lâyık birer evlat olacaklar; yoksa,
tıpkı onlar gibi, yurttaş sorumlulukla-
rına sahip çıkarak mı?
Benden sorması!..
Boğaz^da felakete davet
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Iran'da kimyasal yüklü tren
vagonlannın infilak etmesi
yüzlerce insanın yaşamını yi-
tirdiği bir felakete yol açarken
tstanbullu her gün bu kimya-
sal tehlikenin yarattığı
"'ölümcül risk"le iç içe yaşı-
yor. Boğazlar'dan gemi geçi-
şinin "petrolle" nitelendiril-
mesi yaşanabilecek tehlikenin
yalnızca bir bo>Titunu gösteri-
yor. Ancak Istanbul Boğa-
zı'ndan heray "nükleer atık,
amonyak. kimyasal madde,
L P G , " L N G " gibi tehlikeli
madde taşıyan en az 100 tan-
ker geçiyor. Bir felaket senar-
yosuna göre Istanbul Boğa-
zı'ndan geçen bin ton "amon-
yak gazı" yüklü bir gemınin
kaza yapması durumunda 3
kilometrelik alanda yaşam bü-
yük tahribata uğrayacak, 25
kilometrelik alanda ise canlı
yaşamı etkilenecek. îran'daki
patlamaya yol açan vagonla-
nn yüzlerce kat büyüklüğün-
deki tankerlerin geçtiği Istan-
bul Boğazı'nda kaza olması
durumunda acil eyiem planı-
nı içeren yasa tasansı ise ha-
len TBMM'de bekletiliyor.
Gemiler için "dünyanın en
riskli su yollarından biri"
olarak nitelendinlen, ancak
KIYILARDAKİ YA$AM BÖLCELERİ İÇİN FACİA YARATIR'
Kıyı Emnıyetı ve Gemı Kurtarma Işlet-
meleri (KEGKl) Genel Müdürü Barış To-
zar: "tstanbul Boğazı'ndaki tehlikeli ge-
çişler 'her an beklediğimiz ve her an yaşa-
yabileceğimiz' bir risk oluşruruyor. Hemen
belirtevim. İran'da patlayan bir vagon 25
ton kimyasal yük taşıyordu. Boğazlardan
geçen tankerler ise 5-10 bin ton tehlikeli
yük taşıyor. Bazen daha da fazla... En teh-
likeli bölge ise güney bölgesi. Birinci köp-
rüden Haydarpaşa'ya kadar olan bölge.
Çünkü deniz trafiği yoğunluğu fazla.Yurt-
dışında yapılan incelemelerle de bu alan
içerisinde LPG-LNG yüklü bir geminin
patlaması sonucu 30-50 millik alanda şid-
detli deprem tehlikesi yaratabileceği tespit
edildi. Geminin alevlenmesi sonucu bir kaç
kilometrelik çember içerisinde okjisen
emilir. Bu da yaşam bölgeleri hemen kıyı-
da başlayan Istanbul için faciadır. Ne ya-
pabiliriz? Riskle yaşıyoruz ama tedbirle-
rimizi de ahyoruz. 30Aralık 2003 tarihi iti-
barıyla Boğazı radarlarla izliyoruz.Trafik
düzenini tüm kurallara göre uyguluyoruz.
Gerekirse boğazi trafiğe kapatıyoruz. Me-
sela eskiden gemiler yan yana burun bu-
runa giderdi. Şimdi elektronik ortamda 1
kilometre sınırını uyguluyoruz. Pilot tav-
siye ediyoruz, romörkör tavsiye ediyoruz.
Riskleri minumuma indirmeye çahşıyo-
ruz."
Türk Deniz Araştırmalan Vakfı (TÜDAV)
Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk: "Türk Bo-
ğazları'ndan geçiş yapan tanker sayısında
2015 yılında 2 kat artış olacak. Tankerler-
le taşınan yük miktan 150 milyon tonu aşa-
cak. Rakamlar ürkütücü. İstanbul'un için-
den her gün 'ölüm gemileri' geçiyor. Bu
bölgede meydana gelebilecek bir tanker
kazası, Boğaz'ın, Karadeniz'in kirlenmesi.
sahillerin yok olması anlamına geliyor. Ya-
pılan araştırmalara göre, Karadeniz'de
olabilecek bir tanker kazası 1 gün sonra
Karadeniz sahillerine ulaşacak. Buralann
kirlenmesiyle canlı hayat sona erecek. ba-
lıkçılık yok olacak.Tüm burisklererağmen
tstanbullular Boğaz'ın korunması konu-
sunda yeterli tepki>i göstermiyor."
son yıllarda adeta petrol boru
hattına dönüşen Istanbul Bo-
ğazı'ndan geçen yıl taşınan
tehlikeli yük miktan, önceki
yıla oranla yaklaşık yüzde 10
artış göstererek 128 milyon
948 bin tona ulaşmıştı.
2003 "te Istanbul Boğazı'ndan
46 bin 939 adet gemi geçerken
bunlann 8 bin 97 sini tehlike-
li yük taşıyan tankerler oluş-
turdu.
Geçen yıl her 10 tankerden
biri kimyasal, yine her on tan-
kerden bıri LPG (likit petrol
gazı) yüküyle Boğazlar'dan
geçti. öünlük tanker geçişi sa-
yısı ise 22'ydı. Bu tankerlerin
jıikünün yüzde 20'sini kim-
yasal ve yanıcı-patlayıcı mad-
deler oluşrurdu.
Kıyı Emniyeti ve Gemi Kur-
tarma Işletmeleri Genel Mü-
dürlüğü "nün verdiği rakamla-
ra göre her ay amonyak yüklü
200 metrenin üzerinde en az
15 tanker Türk Boğazla-
n'ndan geçiyor. 150 metrenin
üzerinde geçen ldmsayal ve L-
NG yüklü gemi sayısı ise 25'i
buluyor. 100 metrenin üzerin-
de geçen LPG yüklü gemi sa-
yısı ise en az 50'yi buluyor.
16 yıl önce Panama bandı-
ralı sıvılaştınlmış amonyak
yüklü M T Blue Star gemı-
sinin,Ahırkapı açıklannda de-
mirlemiş Gaziantep isimli
hampetrol taşıyıcısı Türk tan-
keri ile çarpışmasında (28
Ekim 1988) Istanbul şanslı bir
günündeydi. Kazanın ardın-
dan bin tonu aşkm öldürücü
etkisi olan amonyak gazı rüz-
gânn tersten esmesi sayesinde
yerleşim birimlerine doğru
değil de Marmara Denizı'ne
yönelmişti. Denızcilik Müste-
şarlığı'nın verdiği bilgiye gö-
re böyle bir kaza sonrasında
havada metreküpte 1.3 gram
amonyak olması ve yanm sa-
atten az bir süre solunması ha-
linde ölüme, bu oranın hava-
da metreküpe 3.7-7.5'e çık-
ması halinde ise ani ölümlere
yol açıyor. 1988 yılında 25 ki-
lometre çapındaki bölgede
toplu ölümlerin yaşanmasın-
dan "şans eseri" kurtulun-
muşru. ancak Marmara Deni-
zi'ndeki çevre kirliliği önle-
nememişti.