21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23UBAT 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ UAralık 537'den beri kilise, cami ve müze olarak ayakta duran tarihiyapının dışında da ayn tarihyattyor Ayasofya'nın bahçesindeki türbelerde beş Osmanlı padişahı yaüyor. Katledileıüerle beraber Osmanb sülalesinden toplatn 144 kişînin mezarı burada. t Fotoğraflar: SERKAN YILDIZ) Ayasofya'nın bahçesiA yasofya, kilise olarak, ca- ^m mi olarak, müze olarak ken- / J di başına bir tarihtir. Aya- y I sofya'yı gezerken göz jL J^~ ucuyla şöyle bir bakılıp ge- çilen bahçesi ise başlı başına başka bir tarihtir. Ancak Ayasofya'nın dışındaki bu tanh içindekı kadarpek bilinmez, il- gi çekmez. Sonuçta orası Ayasofya'nın bahçesidir. Gelin turnikelerden geçtikten sonra "turistgibi'' koşar adım Ayasofya Mü- zesi'ne gırmeyelim; bahçede dolaşa- lım.. Tumikeler tamamsa eğer, turnikele- rin hemen solundaki taşa bir bakın he- le... Üzerinde mermer bir sütun yükse- len bu yuvarlak taş kaide, bugünkü Ayasofya'dan da bundan önceki Aya- sofya'dan da daha eskidir; ilk Ayasof- ya'dan kalmadır. Evdokla'nm gümüş heykell Biliyorsunuz, ilk Ayasofya 360 yılın- da yapüdı ve ahşaptı; 404'te bir ayak- lanmada yandı. Isyanı çıkaran ve Aya- sofya'yı yakan işte bu mermer kaide- nin üzerinde duran gümüş bir heykel- dı. Bizans İmparatoriçesi Evdolda, bü- yük kilisenin karşısma diktirdiği hey- kelinin açılışını Zeus'a adanan bir pa- gan şenliğine dönüştürmüş; piskopos İo- annes Hrisostomos, vaazında impara- toriçeyi kınamış ve Tevrat'takı sapkın kraliçe İsabel'e benzetince sürgüne gönderilmiş; piskoposu tutan halk ayak- lanmış; Hıristiyanlarla paganlar birbi- rine girmiş ve 20 Haziran 404'te ahşap Ayasofya yakılmıştı. Turnikelerden son- ra üzerinde başka bir mermeri taşıyan bu mermer kaide işte o ilk Ayasofya'yı yakan gümüş heykelin taşı! Bahçede bir yolun iki yanına dizil- miş mermer sütunlann, altlanndaki sü- tun başlıklannın Ayasofya ile ilgisi yok. Bunlar. Ayasofya müze olarak düzen- lenirken İstanbul'un çeşitli semtlerin- den toplanmış Bizans sütunlan. Kuşku- suz her birinin bir öyküsü vardır ama bileni bulmak neredeyse olanaksız. Mka ayaklanmasıntian kalan Turistlenn peşıne takılıp Ayasof- \a'nın "gûiş" kapısına kadar gidip du- ralım. Solumuzdaki derin çukurda yat- makta olan ve üzerlerinde koyun mo- tıfleri bulunan taş yontulara bakahm... Bu taşlar da bugünkü Ayasofya'dan da- ha eskıdır; ıkinci Ayasofya'dan kalma- dır. Biliyorsunuz, ikınci Ayasofya 415 'te açıldı; 532 yılında yine bir ayaklanma- da yakıldı. Büyük Nika ayaklanması sırasında çıkanlan yangınlardan birini 13 Ocak 532"de büyük kilıseye de sıç- ramıştı. İsyan, hipodromda yaklaşık 35 bin kişinin öldürülmesiyle bastınlmış ama Ayasofya da kullanılamayacak denli zarar görmüştü. 12 havariyi sim- geleyen birbirinin peşine takılmış ko- yunlardan oluşan ancak kınldığı içiniki parçaya aynlmış bu taş işte ikinci Aya- sofya'dan bir parça. Bugünkü Ayasofya, Nika ayaklan- ması bastınldıktan sonrayapımına baş- lanan ve 27 Aralık 537'de ibadete açı- lan üçüncü Ayasofya. tmparator I. tus- tinianos'un, Tevrat'taki Sükymanpey- gamberin efsanevi mabedinden daha görkemli bir mabet yaptırdığı için "Se- niyendtaı Süleyman'" dıye kapısmda ba- ğırdığı Ayasofya. İstanbul'un İlk medresesl Bu bağınştan 915 yıl 5 ay 2 gün son- ra yani 29 Mayıs 1453'te Osmanlı pa- dişahı ILMehmet'in Ayasofya'nın ka- pısına geldığınde bir şey demediğini; kentin üç günlük yağması bittikten son- ra 1 Haziran Cuma günü namazıru Aya- sofya'da kılarak kiliseyi camiye çevir- diğini biliyoruz. Ayasofya'nın bahçesinde, Soğukçeş- me Sokağı'ndakı evlere doğru yürür- sek... Karşımıza, paravanlarla kapattl- mış bir alan çıkacak. Burada, II. Meh- met'in yaptırdığı medresenin temelle- ri duruyor. Varlığı Kemal Atatürk'e bağlı olan İstanbul Ünıversitesi'ninku- ruluşunu Fatih'in açtığı medreseye ve dolayısıyla 1453'e indirenlerin bilme- diği (bilselerdi 500. kuruluş yıldönüm- lerinde gelip bakarlardı) Istanbul'daki ilk medrese burada yapılmış. Hatta medreseden önce Ayasofya'nın için- deki papaz odalan kullanılmış. Sonra taştan tek katlı birbina yapılmış. Fatıh'in oğlu IL Beyazıt, medreseye ikinci katı yaptırmış. Ayasofya'nın bahçesindeki bu temel taşlan da Osmanlı'dan kalan en eski taşlar olsa gerek. Ayasofya'nın minareleri için nvayet muhtelif... Fatih'in ahşap bir minare yaptırdığı da söyleniyor; bugünkü tuğ- lalı minareyi yaptırdığı da. Tuğlalı mi- nareyi II. Beyazıt'a mal edenler de var, onun arkasındaki minareyi II. Beya- zıt'a yaptırtanlar da. Ama kesin olan, Ayasofya dört minaresinden kahn ve ka- ba görünüşlü olan ikisini IL Seüm'in IVfi- mar Sinan'ayaptırdığı. Mimar Sinan'ın da Ayasofya'nın kaymasını önlemek için minareleri bir baİama payanda ola- rak değerlendirdiği. II. Selim ya da San Selim, babası Kanuni Sultan Sük>man. büyükbaba- sı Yavuz Sultan SeBm, daha büyük ba- balan n. Beyaat ile D. Mehmet gıbi ken- di camilerinden birinde kendıne türbe yaptırmıyor; gömülmek için Ayasof- ya'nın bahçesini seçiyor. Ayasofya'nın bahçesinde bugün dört türbede ve vaf- tizhaneden bozma yerde beşı padişah toplam 144 kişi gömülü bulunuyor. Tam bir aile mezarlığı gibi! 19 şehzadenln katll Birbirine neredeyse yapışık düzende- ki türbelerin tümü kapalı. Ancak, Aya- sofya Meydanı'ndan bakılmak suretiy- le görülebiliyor. II. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdı- ğı ancakölümündenüçyü sonra I577'de biten türbesi, dışandan sekizgen plan- lı, içeriden dört köşe... Revaklı ginşı, üç kat penceresi, Iznık çinilen, iki ci- darlı yani çift katlı kubbesi ve heybet- li görünüşü ile îstanbul'daki türbeler arasında en birincı sayılıyor. Giriş ka- pısının sol yanındaki çini panonun sah- te olduğu biliniyor; Osmanlı'mn son- lanna doğru Fransız dişçi Derigny, *ek- siklerini tamamlatıp onanmını yapb- raynn" diye panoyu sökmüş; Fransa'da I. Mahmut'un yaptırdığı şadırvan. \n Kütüphane. Türbelerin önündeki bina muvakkithane. Evdokia'nın heykefiıdıı buhmduğu kaide. yaptırdığı taklitleri yapıştırmış. Bahçedeki ikinci türbeyi II. Selim'in oğlu III. Murat yaptınyor. O da baba- sı gibi sağlığında türbesini göremiyor. Mimar Davut Ağa'nın yaptığı altı kö- şeli çift kubbeli türbe, HI. Murat'ın ölü- münden dört yıl sonra 1599'da bitiyor. Burası biraz kanlı bir türbe... III. Mu- rat'ın yerine tahta çıkan oğlu IIL Meh- met, tam 19 kardeşini boğdurtuyor ve babasının toprağa verildiği yere göm- dürtüyor. Türbe bu mezarlann üzerine yapılıyor. Hatta, dört şehzade için de kü- çük bir türbe daha yaptınhyor. Bu tür- benin bir köşesi yer darlığından III. Murat'ın türbesıne bitiştiriliyor. İki dell vaftlzhanede Dördüncü türbe III. Mehmet'in tür- besi. III. Mehmet'i Ayasofya'nın bah- çesindeki türbelerin arasuıa oğlu I. Ah- met gömdürtüyor ve ölümünden bir yıl sonra 1604'te mimar Dalgıç Ağa'ya ba- bası için sekiz köşeli ve oldukça göm- meli bir türbe yaptırtıyor. Yüzyıllar sonra Sultan V. Mehmet yani Osmanlı tmparatorluğunun perdesinı kapatan Vahdettin. Ayasofya'daki türbeleri zi- yaret etmesini öneren başkâtibıne, III. Mehmet'i kastederek "Ben öyte 19 kar- deşini bir günde öldürten adamın tür- besini ziyaret etmem" diyor. Osmanlı'nın iki deli padişahı L Mus- tafa ve İbrahim ise Ayasofya'nın vaf- tizhaneden bozma eski kandil yağı de- posuna defhediliyor ve tavanın kireç- lerinin döküldüğü yerlerden kilisenin süslemelen kendini göstermeye çalışı- yor. I. Mahmut'un yaptırdıkları Bahçedeki tarih devam ediyor. Top- kapı Sarayı'na dönen dış köşedeki se- bil, deli de olsa îbrahim'den kalma... Bu tarihi eseri kiraya verip çayhaneye dö- nüşfürenin hangi akıllı olduğu ise baş- ka bir konu! Bahçedeki şadırvan, şim- dilerde üst katı lojman ve altı ofis ola- rak kullanılan sıbyan mektebi, yine şim- dılerde Vakıflar' ın deposu olan yan ha- rabe halindeki aşevi, apsisin sağından ve padişahlann giriş için yaptınlan kasr- ı hümayun, kitaplan Süleymaniye'ye gönderilen kütüphane 1740'lann ba- şında Sultan I. Mahmut'tan karnıa... Namaz için saat ayarının yapıldığı ve bugün birer antika olması gereken sa- atlerin saklandığı muvakkithane ise 1853 te Sultan Abdülmecit'in projesi- ni mimar Fossatti'ye çizdirdiği ve ar- tık içinde saat kalmayan bir yapı. Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk'ün önerisi üzerine 1935'te Bakanlar Ku- rulu karan ile müzeye dönüşen Ayasof- ya'nın bahçesinde bile ayn bir müze... Bahçedeki her yapıda, her taş parça- sında ayn bir öykü, başka bir tarih sak- h... Kim bilir belki bir gün, Ayasofya'nın bahçesindeki bilgisayarlı turnikeleri de birilen yazacaktır! Aydın'daki müzeden kaçırılmıştı Kaadan çıktığı günkü durumu ve kaçakçılar- ca \-anlan kınlmadan önce... Çalınan Aphrodisias Londra'da ortaya çıktı • Aphrodisias Kazı Heyeti Başkanı Prof. R.R.R. Smith, maskı saptamakla kalmadı, el konulması için durumu Londra polisi ve Türk yetkililere de iletti. Smith, daha önce New York'ta da iki eseri bulup Türkiye'ye getirilmesini sağlamıştı... ÖZGENACAR Aydın'daki Aphrodisias Müzesi'nin bahçesinden kaçınlan bir "tragedv^ maskuıT gösteren bir mermer blok, Londra'da bir eski eser galerisinde bulundu. Aphrodisias Kazı Heyeti Başkanı R.R.R. Smith, bu maskı saptamakla kalmadı, el konulması için Londra polisine bildirdi; durumu Türk yetkililere de iletti. Prof. Smith, 10 Şubat'ta ziyaret ettiği "Barakat" adlı eski eser galerisinden maskın Aphrodisias'tan çahndığını saptayan belgeleri de aldı. Prof. Smith, bu belgelerin dışında, kazı başkanı Prof. Kenan T. Erim'in bu maskı 1984 yılında antik kentte "Tiberius Pbrtikosu''nda gün ışığına çıkardığını, (PTNE 84- 1-4) envanter numarasını taşıdığını, 1989'da çahndığını da Londra polisine bildirdi. Öte yandan, Prof. Erim'in aynı yıl aynı noktada bulduğu iki blok daha sonra çalınmış; yine bunlardan birini Prof. Barakat Galerisfndeki Tragedj'a Maskı Smith, 1993'te ünlü bir Türk kaçakçısı olan Setim Dere'nin New York'taki Fortuna (yazgı) adlı antika galerisinde görerek Türkiye'yi temsil eden Herrick Feinstein hukuk bürosunca FBI'ya el koydurtmuştu. Bu parça da 1994'te Türkiye'ye geri gönderilmişti. Geçen yıl Ankara'daki bir özel koleksiyoncu kendisine getirilen yine aynı yerde bulunmuş bir başka envanter kayıtlı mermer bloku da Türk hükümetine gönüllü olarak törenle devretmişti. Londra'da Barakat Galerisi'nde bulunan tragedya maskının yan taraflannın tanınmaması amacıyla kaçakçılarca kınldığı saptandı. Londra dışında ABD'de de galerileri olan Barakat'ın Web sayfasında eserin resmi, Prof. Smith'in Selim Dere'nin galerisinde bulduğu ilk parça. özellikleri verilirken bunun IS 2. yy'da bir Akdeniz ülkesinden geldiği duyuruluyor. Galeri maskın fiyatım açıklamıyor. Prof. Smith, New York'taki parçayı saptamasından bir ay sonra yine Selim Dere'nin galerisinde, bir av söylencesiyle bağlantılı, müze envanterine kayıtlı, mermerden bir kabartmadaki Meleager başını da saptarmş, bu yapıt da aynı yoldan Türkiye'ye dönmüştü. Kültür ve Turizm Bakanhğı'nın Londra'dakl hukukçulan ile maskın geri getirilmesı için çalışmalara başlayacağı anlaşıhyor. Deniz Som Anadolu'da Rönesans ve reform hareketleri ancak 20. yüzyıhn başında Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ile başlamıştır. Fakat, Atatürk sonrasında Türkiye'yi ortaçağ karanhğına doğru sürükleme çabalan, dini siyasete alet edenlerin temel politikasını oluşturmuştur ve bu politika günümüzde de geçerlidir. GÜNİZİ YAYINCILIK Tel: (0212) 512 4219 Fax:(0212)5121172
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle