Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2004 CUMARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
K
PB
K
PB
PB
PB
PB
B
1
2
3
5
10
9
12
9
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
K
K
K
K
K
K
K
K
2
2
3
3
-2
-4
-2
-4
Zonguldak K 0 Antalya PB 15 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Y
PB
K
Y
K
K
K
K
1b
16
3
9
6
1
-3
2
K -7
Butun bolgelenmız
çok bulutlu, Maımara' nın
doğusu. Iç Ege, Karade-
nız. Iç Anadolu. Doğu Ak-
denız ıle Doğu ve Guney-
doğu Anadolu bolgelen
yağışiı geçecek Yağışlar.
Doğu Akdenız kıyılarında
yağmur, Guneydoğu
Anadolu'da karia kanşık
yağmur, yağış alan dığer
yertenje kar şeklınde oia-
cak Hava sıcaklığı butun
yurtta azalacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
B
PB
PB
Y
PB
2
-1
5
8
6
8
7
8
Berün B 4 Moskova B -6
Budapeşte PB 3 Aşkabat B 16
Madrid Y _ 7 As_ta_na_ B -11
PB 11Vıyana PB 2 Taşkent
Belgrad PB 7 Bakû PB 13
Sofya PB 7 Bişkek PB 6
Roma 8 Tiflis K -4
Atina
Münih B 12 Zürih
Y 11 Kahire
B 14 Şam
PB 20
Y 14
Açtk. Parçalı bulutlu • Sısiı Buiutlu ^ Çok bulutlu • M Yağmurtu Kariı Sulu kar k Gök gürültülu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Kemal Derviş bugünlerde bu gelişmede anahtar ro-
lünde. Partide ikilik olduğunu seçim arifesinde gün-
deme getirerek içerdeki kavgaya yeni bir ivme kazan-
dıımak istiyor.
Izmir'de halk arasına karışıp partisi adına propa-
ganda yapmıyor. Üstelik genel başkan yardımcısı.
Genel başkan olmasını isteyen çağnlara hayır, genel
başkanımız var diyerek karşı çıkmıyor.
Çağnlan, evdeki hesabına uygun bulduğu için yan
cebine atıyor.
Derviş'in Türkiye'deki geçmişini anımsayalım. Ece-
vit'e gençliğinden beri bağlılığını herfırsatta söyleme-
den duramıyordu. Ne zaman ki "bir işaret" aldı, Ece-
vit'i dinamitleyen bir çıkış yaptı. Seçimden söz etme-
ye başladı ve hükümet başkanının sonunu hazırtadı.
Hükümetin parçalanmasına önayak oldu. Cem'leri,
Özkan'lan ayartarak DSP'nin çöküşünü ha2ir(adı. On-
larla birlikte hareket edeceğini birçok kez ekranlarda
yineledi ve... birde baktı ki Cem'lerözkan'lar; kuş uç-
muş, solu ABD'ye uyumlu muhalefete çevirme göre-
vini üstlenen Derviş, CHP'yle flört ediyor.
Iki kez birlikte olduğu kuruluş ve insanlan sırtından
bıçaklayan Derviş, şirndi -kimliği gereği- üçüncü kez
yüze gülerken kuyu kazan siyasal taktiğini CHP'de
uyguluyor.
Derviş yeni stratejisinin ağlannı örüyor. Ulus dev-
let geleneğinin içine etmek! CHP'yi ya bölmek ya da
seçim hezimetinden sonra yönetimi devirmek veya
kafasındaki planlardan birini uygulamak için hareket
halinde.
• • •
Adam kafasındaki tilkiyi sahneye koymanın zama-
nını iyi seçiyor. Içerde dışarda büyük sorunlar. Laik
cumhuriyetin temellerini yıkmaya azimle yol alan AKP
iktidanna karşı suskun birtoplum. Sivil toplum örgüt-
lerinden, topluma heyecan ve hareket getirecek olan
ya da oluşması olası girişimlerden hayır yok ve... be-
ğenelim beğenmeyelim, hatalannı görsek de, ne ça-
re tutunacağımız -son zamanlardaki gibi- sesimizi
duyuracak tek örgüt; CHP'ye içerden dışardan sal-
dın başlatıldı.
içerden malum hareket; dışardan, iktidara yüklene-
ceği yerde muhalefeti kanştırmaya çabalayan hol-
ding medyası!
Deniz Baykal ağzıyla kuş tutsa beğenmeyen, mu-
halefet sözcülüğünde partayan, Kıbns politikalannda
iktidann maskesini indirerek gerçek yüzünü gösteren
Onur Öymen'i silmeye uğraşan (adını yazmaya ge-
rek yok. Her ortama göre renk degiştiren bukalemun
tabiattı) iki şapkalı (bir elinde işadamlığı kimliği bir
elinde kalem) gazete yönetmeni. Yanı sıra sapma ha-
berterle beslenen vs. yazılar.
Demokratikkuruluşlarda, medyada tık yok. Kıbns'ı
medya desteğinde satış pazariığına çıkaran iktidara
her fırsatta şak şak!
Üstüne üstlük bu iktidar yalan söylüyor.
• • •
Evet, yalan söylüyor bu iktidar.
örnek: Bütün kurumlaria, askerie, KKTC ile uyum
içinde, birlikte mutabakata vararak politika saptadık-
lannı savtayan RTE; New York'a hareketinden önce
Denktaş'a Davos'ta Annan'a "hakemliğini kabul ede-
ceğimize Mşkin açık çek verdiğini söyledi mi söy/eme-
di mi?"
Böyyük Ankara temsilcilerinden Sedat Ergin,
Denktaş'a olayı sormuş; Denktaş'ın "hiç tereddütet-
meden soruyu 'Hayır, benim için sürpriz oldu' diyeya-
nıtladığını" (dün) yazdı.
Oysa, (Davos'ta Annan'a koşullannı ve hakemliği-
ni kabul ettiğini basına açıklayan) RTE, NY'a hareke-
tinden bir gün önce Denktaş'a durumu duyurduğu-
nu içeren irdelemeler yaptı.
Ne ki işte gerçek: Soru- (Davos'tan döndükten son-
ra) ertesi günü RTE, Denktaş'lagörüşürken bu konu-
yu açtı mı? Denktaş'ın yanıtı- "Bize tam aksi birga-
ranti verdi. Hakemliğin kabul edilemeyeceğini söyte-
di".
Yalancının mumunun yatsıya kadar yanacağını söy-
leyen özdeyişi bu iktidar geçersiz kıldı; yalancı ki, ör-
nek örnek yalancı. Mumu sönmüyor. Söndürmeye
çalışanlar da ya içerden ya da iktidar marifeti veya ik-
tidar yalakalanyla dışardan vuruluyor.
Askerier, sivil toplum kuruluşlan, vesaireler nasıl-
sınız, iyi misiniz?
MESELADEDIKERDALATABEK
Çalar saatle
uyananhoroz...
• BaştarafıArka Sayfada
Kendilenni doğanın çalar
saati görmekten mutlu ol-
madıklannı söylüyor
Horozlar artık çalar sa-
atle uyanıyor, herkes gibi
kahvaltı edip işlerine ya
da okullanna gidiyorlar-
mış.
Çim bu değişimdem
hoşnut görünmüyordu.
- Ama horozlann bu
değişimi iyi mi yani"1
Öy-
le balta ibildi büyük ho-
rozlann ortalıkta gururla
dolaşması da pek hoş olu-
yordu. Şimdi ellerinde
çantalan. işe koşmaları
pek mi iyi?
Sanbuzağı güldü:
- İyi de Çim Hanım, siz
neden sakanın eşeği de-
ğilsiniz
9
Atalannız da iki
tarafında tenekeler. ma-
hallelerdedolaşırdı. Sizin
gibi bakımlı eşekler de-
ğildi.
Çim de güldü:
- Bu doğru, hepimiz
değiştik. tşletme okuyan
eşek akla gelir miydi?
Kuşdlll ortak
dll ml oluyor?..
uzucuk yeniden
'Hopstar yarışma-K
sı'na döndü:
- Şimdi ne oluyor.
Hopstar'a katılmayı dü-
şünüyor muyuz°
Çim: Hayır, ben dü-
şünmüyorum. Öyle anır-
mayla. kişnemeyle şarkı-
cı olunmaz. Bu iş. ötücü
kuşların işi kalmalı. Bül-
büllerle kanaryalar katıl-
sınlar, yanşsınlar. biz de
gene onları dinleyelim.
Ama benim kuşlardan
öğrenmek istediğim baş-
ka bir şey var. Ben ya-
bancı dil olarak kuşdilini
öğrenmek istiyorum.
Sanbuzagı atıldı:
- Kuşdili mi? Peki,
kuşdili yaygın bir dil mi?
Internette kullanılıyor
mu?
- Elbette kullanılıyor.
Artık bütün diller yavaş
yavaş kuşa çevriliyor.
Kuşdili hem kısaltılmış
dil hem de başkalan tara-
fından anlaşılmayan dil.
tki kişi arasında şifre gö-
revini de yapıyor.
Hepsi de hayallere dal-
mışlar, kendilenni kuşlar
gibi şaluyor görüyorlar-
dı. Bu kuşdili geleceğin
dünya dili mi olacaktı?
Oymen: Hükümet Kolomb gibi Batı'ya giderek Doğu'ya ulaşacağmı sanıyor
"Iktidanıı felsefesi çağdışıdır'
LEYLA TAVŞANOĞLU
CHP Genel Başkan Yardımcı-
sı ve Istanbul milletvekili emek-
li büyükelçi Onur Öymen, AKP
hükümetini özellikJe dış politika-
da teslimiyetçi olmakla suçladı.
Şimdiye kadar hiçbir Cumhuri-
yet hükümetinin dış politikada,
özellikle de Kıbns ve AB tam
üyeliği konulannda böylesine
boynu eğik davranmadığına dik-
kat çeken Oymen, "Bu hükümet
Kristof Kolomb gibi sürekli Ba-
tı'ya giderek Doğu'ya ulaşaca-
ğını sanıyor" dedi. CHP'nin ve
kendisinin Kıbns'ta çözüm ve
AB üyeliği istememekle suçlan-
dığını ve bundan son derece ra-
hatsız olduğunu söyleyen Öy-
men'le konuşmamız şöyle geçti.
- AKP hükümetinin son bir
ay içindeki iç ve dış politik ma-
nevralarını nasıl değerlendiri-
yorsunuz?
ÖYMEN - Hükümet dış poli-
tikada son derece sakıncalı ve
tehlıkeli bir mecraya girmiş gıbı
gözüküyor. 80 yıldan ben sürdür-
düğümüz ve temellerini Ata-
• CHP Genel Başkan Yardımcısı Öy-
men, AKP hükümetini eleştirirken "Bu
kadrolarTürkiye'yi Batıya, ileriye
değil, geriye götürüyorlar. Bunlar Ba-
tı'ya doğru giden Atatürk'ün çizdiği ge-
minin üzerinde Doğu'ya doğru koşan
insanlardır. Bunun örneklerinden birisi
de Kamu Yönetimi Tasansı'dır" dedi.
türk'ün attığı dış politikamızda
önemli kınlmalar oluyor. Bizim
dış politikamızın esası ülke çı-
karlannı ön planda rutmak, dış
baskılara direnmek, Türkiye"nin
itibannı yüksek rutmaktır.
Biz bu hükümetin yaptığı gibi
tarihimizde hiç bir zaman kredi
karşılığında siyası koşul içeren
bir anlaşma imzalamadık. Hiçbir
zaman son bıçimini başkalanmn
kaleme alacağı bir anlaşma ha-
zırlanmasını kabul etmedik. Bun-
lan ilk kez ve bu hükümet zama-
nında yapıyoruz. Bütün bu geliş-
meleri büyük bir endişeyle izliyor
ve Türkiye'nin buna layık ohna-
dığını düşünüyoruz.
- Ya Kıbns? Görüşmelerden
sizce ne sonuç çıkar?
ÖYMEN- Müzakerelerin so-
runu bir çözüme kavuşturmasıru
dıliyoruz. Müzakereler her za-
man bir umut ışığıdır. Ama mü-
zakerelere giden süreç bizi fazla
da iyimser olmaya sevk etmiyor.
Tersine, sırfmüzakereler başlasın
diye çok önemli tavizler verilmış-
tir. Daha önce alınan kararlar ise
hep göz ardı edilmiştir.
- Çok tartışılan Kamu Yöne-
timi TemelYasa Tasansı var. Siz
CHP olarak ne yapıyorsunuz?
ÖYMEN - Hükümetin genel
yaklaşımını biz laik, demokratik
rejimin geleceği açısından ciddi
bir kaygıyla izliyoruz. Hükümet
bu gidışten \azgeçmediği ya da
hükümetin bu gidişi TBMM'de
durdurulamadığı takdirde Türki-
Eski MGK
Genel Sekreteri
Kılıç, Kamu
Yönetimi
Tasansı'nm IMF
ve Dünya
Bankası
yandaşlannın
dayatmalarıyla
hazırlandığını
belirtcrek "Bu
tasan anayasaya
aykmdır" dedi.
(FotoğrafAA)
îthal tasan dayaülıyor
tstanbul Haber Servisi - KamuYönetimi Te-
mel Yasa Tasansı'nm, Türkiye'nin üniter yapısı-
nı tehdit eden, sosyal devleti ortadan kaldıran,
ulusalhğı ve kamusallığı yok eden bir anlayışla
hazırlandığı belirtildi.
tstanbul Üniversitesi (IÜ) Stratejik Araştırma-
lar Merkezi'nce düzenlenen "Kamu Yönetimi
Temel Kanun Tasansı ve Uiusal Birlik Sem-
pozyumu" tt) Fen Fakültesi'nde başladı. IÜ Rek-
törü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Amerikan
kapitalizmine, dünyayı yöneten odaklara ve
ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'ne karşı, en
büyük engel olarak ulus devletlerin görüldüğüne
dikkat çekerek "Kamu Yönetimi Temel Yasa
Tasansı, ulusal devleti yok ediyor" dedi.
Eski MGK Genel Sekreteri, Emekli Orgeneral
Tuncer Kıhnç da tasannın, küreseHeşmecilerin,
IMF ve Dünya Bankası yandaşlannın dayatma-
lanyla hazırlandığını anlatarak "Bu tasan ithal
bir mantık ürünüdür" diye konuştu.
tÜ RektörYardımcısı Prof. Dr. Nur Serter de,
tasannın merkezi otoriteyi ortadan kaldırdığını
vurguladı. KESK'e bağlı Kültür-Sen Genel Baş-
kanı Bilal Şimşir iseABD'nin Irak'ta silahla yap-
tığını, Türkiye'de yasayla gerçekleştirdiğini be-
lirtti. Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema
Kendirci de, tasannın ulusal ve sosyal devleti or-
tadan kaldırdığına işaret etti. Ulusal Sanayici ve
Işadamlan Derneği Genel Başkanı Kemal Öz-
den, Irak ve Afganistan'ın işgalı ile tasanmn ve
özelleştirme dayatmalannın aynı bütünün parça-
lan olduğunu anlattı.
istanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu,
yabancı sermayenin, ulus devlet engelini ortadan
kaldırmaya çahştığına dikkat çekerken TMMOB
Başkanı Kaya Güvenç de tasannın kamunun
hakkını değil, yabancı yatınmcının hakkını ko-
ruduğunun altını çizdi.
AKP tarilıi de satacak
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kültür Sanat-Sen Genel
Başkanı Bilal Şimşir, Kamu Yö-
netimi Yasa Tasansı'nm müze, ti-
yatro, opera, koro ve güzel sanat-
lan ortadan kaldıracağını ya da iş-
levsiz hale getireceğini bildirdi.
Kütüphanelere tarikat kıtaplannın
gireceğıni, müzelerin yabancı ku-
ruluşlara devredileceğinı anlatan
Şimşir, siyasi partılen ulusal ba-
gımsızlıkçı ve laik ilkeler ışığında
birlikte hareket etmeye çağırdı.
Şimşir, yaptığı açıklamada Ka-
mu Yönetimi Yasa Tasansı ile ulu-
sal kültürün hedeflendigini kay-
detti. Yasayla müzeler, ören yerle-
ri, sit alanlan, sanat kurumlan ve
kütüphanelerin ya özel işletmele-
re verileceğini ya da yerel yöne-
timlere devredileceğinı anlatan
Şimşir, "Tasarının ilk büyük
handikapı, hükümetin kültür ve
sanat hizmetleri gibi derdinin
olmadığı yönündedir. Hükümet
toplumsal zorunluluk olan kül-
tür ve sanat alanlannda bizmet
üretmek sorumluluğundan fera-
gat etmiştir" dedi.
Şimşir, eski Başbakanlık Müste-
şan Fikret Üçcan'ın sendika yö-
netim kuruluyla yaptığı görüşme-
de, "Satmaya müzelerden baş-
layacağız. Tiyatro, opera, koro,
kütüphaneleri de devre dışı bı-
rakarak biz bakanlık olarak sa-
dece organize görevi yapacağız"
dediğini aktardı. Yasamn geçici 1-
b maddesiyle ulusal nitelik taşı-
mayan kütüphane ve müzelerin,
kültürmerkezleri, taşmır taşınmaz
mallan ve personeliyle birlikte be-
lediye sınırlan içinde belediyelere,
dışında da özel idarelere devredil-
diğini kaydeden Şimşir, şu görüş-
leri dile getirdi:
Kütüphanelere tarikat
kitapîan girecek
"Halk kütüphanelerinin bele-
diyelere devri, bu kurumlarda
siyasi kadrolaşmavı artıracak ve
raflann Fettullah Gülen'lerin, Sa-
idi Nursi'lerin kitaplanyla dol-
masını sağlayacaktır. Birçok kü-
tüphanemizde bulunan tarihi el
yazmalarının kaderi ise belirsiz
daha doğrusu talana açık bıra-
kılacaktır."
Yasanın 5. ve 6. maddeleri ıle
kültür ve sanat hizmeri yürüten ku-
rumlann yasalannın değiştirihne-
si ve bu kurumlann 2 yıl içinde
tasfiye edilmesinin öngörüldüğü-
ne işaret eden Şimşir, böylece kül-
tür ve sanat kurumlannm işlevsız-
leştirilerek yok edilmek istendiği-
ni bildirdi. Şimşir, yasada, koruma
kurullanmn görevlerini daraltan
düzenlemeyle, "koruma alanla-
nnın imara açüması iie tarihi ve
kültürel çevreyi ranta talan et-
tirmenin" amaçlandığını kaydet-
ti.
Şimşir, Kültür ve Turizm Baka-
nı Erkan Mumcunun "müzele-
rin işletmelerini özel şirketlere
devredeceklerini" açıkladığım ve
bakanlık Müsteşar Yardımcısı İs-
mail Kökbulut'un da Ayasofya
Müzesi'ne İtalyanlann talip oldu-
ğunu söylediğini aktardı. Müzele-
rin özel kuruluşlara devrimn özel-
likle yabancı kuruluşlarca hevesle
beklendiğini anlatan Şimşir, mü-
zelerdeki envanteri yapümamış
580 bin eserin akıbetinin ne olaca-
ğı sorusunun. akıllara Irak örneği-
ni getirdiğini kaydetti. Şimşir, şöy-
le konuştu:"Şimdilik işletme
hakkını isteyen İtalyanlann iler-
de mülkiyet hakkı iddia ederek
ibadete de açmayacağının her-
hangi bir garantisi bulunma-
maktadır. Bir müze müdürümü-
zün 'Ülkem adına kaygıhyun, en-
dişeliyim ve çok üzgünüm. Korka-
nm bu anlayış devam ederse, ya-
kın gelecekte Türkiye Cumhuriye-
ti diye bir şey kalmayacaktır' şek-
lindeki ifadesi, hepimizin duy-
gulannı kısaca anlatmaktadır."
ye'nin geleceği hakkında kuşku-
lar duymak gerekecektir. Hükü-
metin laiklik ilkesim içtenlikle
benirnsemediğini çok iyi biliyo-
ruz. Ümmetçi olduİdannı televiz-
yonlarda resmen ilan eden kadro-
lan, devletin en kilit makamlan-
na getiren bir hükümetten ne bek-
lenebilir ki?
AB'yle bütünleşmek istedikle-
rini söylüyorlar, ama bütün bu
yaptıklan AB'nin temel felsefe-
siyle, temel yaklaşımı ve temel
uygulamalanyla çelişmektedir.
Bu hükümetin temel felsefesi
çağdışıdır. Ne yazık ki kendilen-
ni yurtiçi ve dışındaki bazı çev-
relere reformcu olarak tanıtıyor-
lar ve bazılan da buna inanıyor.
Hazin olan taraf budur. Bu kad-
rolar Türkiye'yi Batı'ya, ileriye
değil. geriye götürüyorlar. Bir de-
ğerli Cumhuriyet yazannın dedi-
ği gibi, belki de Batı'ya giderek
Doğu'ya ulaşacaklannı hesapla-
yarak Kristof Kolomb politikası
izliyorlar. Ama siyasette bu gibi
politikalann insanı götüreceği
yer hüsrandır. Bunlar Batı'ya
dogru giden Atatürk'ün çizdiği
geminin üzerinde Doğu'ya
doğru koşan insanlardır. Bu-
nun örneklerinden birisi de Ka-
mu Yönetimi Temel Yasa Tasa-
nsı'drr. Bunun temel felsefesi-
ninTürkiye'yi üniter devlet ya-
pısından uzaklaştırmak oldu-
ğu anlaşılıyor.
Bu tasannın birçok noktası-
nın anayasamıza aykın oldu-
ğunu saptadık. Devletin, devlet
memurunun temel niteliği de-
ğiştiriliyor; denetim kaldınlı-
yor. Bu tasannın baştan aşağı
yeniden yazılması lazundır. Bu
ülkenin reforma çok fazla ihtı-
yacı var. Ama bu reformu çağ-
daş bir anlayışla yapmahsınız.
Kafanızın arkasında Türki-
ye'yi çağdışı bir din devleti ha-
line getirmek varsa bunu yapa-
mazsınız.
- Siz ve partiniz Türki-
ye'nin AB üyeliğine karşı çık-
tığınız, Kıbns'ta bir çözüm
istemediğiniz gerekçesiyle
eleştiriliyorsunuz. Bu eleşti-
rilerin haklılık payı nedir?
ÖYMEN - Bu gibi eleştin-
leri gayri ciddi buluyoruz. Tür-
kiye'nin AB tam üyelığıni he-
def alan ortaklık anlaşması Is-
met Paşa'nın başbakanlı-
ğında, CHP hükümeti döne-
minde imzalanmıştır. Biz CHP
olarak şu anda gece gündüz
Türkiye'nin AB üyeliği için ça-
lışıyoruz. Yaptığımız işlerin
büyük kısmı buna yönelik. Da-
ha birkaç gün önce Alman Hı-
nstiyan Demokrat Parti Genel
Başkanı Angela Merkel'in
Türkiye'nin AB üyeliğine kar-
şı çıkin tutumunu eleştiren çok
yoğun bir çalışma yaptık. Ken-
disinı iki saat boyunca bu fikir-
lerinden caydırmaya çalıştık.
Bu konuda benimle ilgili
eleştirileri de hayretle okuyo-
rum. Benim de AB'ye karşı ol-
duğumu söylüyorlar. Ama ak-
sıne, ben Türkiye'nin AB üye-
liğini engellemek isteyenlere
karşıyım. Bizim, yalan yanlış
eleştirilerle bilgilerle birbiri-
mizi eleştirmek yerine Türki-
ye'nin AB üyeliğine karşı olan
çevrelere karşı birlikte müca-
dele etmemiz gerekiyor. Ben
Türkiye'nin AB üyeliğinin ne
kadar haklı olduğunu kanıtla-
mak için kitap yazdım.
Kıbns'ta çözümü biz herkes-
ten çok istiyoruz. Ben Kıbns'ta
4 yıl görev yaptım. Sorunun
çözümünün Türkiye'ye neler
kazandıracağıru en iyi bilenler-
denim ve yıllardan beri de Kıb-
ns sorununun çözümü için ça-
ba harcayanlardan binsiyim.
Bugüne kadar Kıbns'ta çözüm
olmadıysa bu Türkiye'nin ku-
suru değildir. Karşı taraf Tür-
kiye'yle makul, şerefli, kalıcı
bir banşa yanaşmadığı, Türki-
ye'yle mücadele yolunu seçti-
ği için durum bu noktaya gel-
di. Bizim çözümsüzlük istedi-
ğimiz de kocaman bir yalan-
dır. Bizim karşı olduğumuz
teslimiyettir, gelecekte Kıbns-
lı Türk'ün güvenliğini tehlike-
ye düşürecek çözümlerdir. An-
nan Planı'nı eleştirirken biz
bunlan söylüyoruz.
G U N D E M M1JSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Sayın Bakan aynı zamanda aile hukukunun ve ai-
le içi demokrasinin de güzel bir örneğini veriyor.
Bizce herkes bundan ders almalı ve Kemal Bey'in-
kilere katkıda bulunacak yeni yöntemler geliştirme-
li.
Son ömeğimiz şöyle:
Türkiye'de mısır ithalatı yerli üretimi de gözete-
rek yapılıyor. Yerli üretimin henüz piyasaya çıkma-
dığı dönemde gümruk vergisi düşük, hasat döne-
mindeyse yüksek.
Böylece üretici "birölçek" de olsa korunmuş olu-
yor. Kemal Bey, koruma kapsamına oglu Abdullah'ı
da almış. Geçen yıl gümrük vergisinin yüzde 20'den
yüzde 45'e çıkarılmasını bir ay kadar geciktiımiş. Bu
süre içinde bizim oğlan 4 bin ton mısır ithal etmiş.
Arada çok değil, birkaç yüz milyar kadar kâr etmiş!
Kemal Bey bunu saklamıyor, aklıyor. Diyor ki:
"Bu çerezlikmısırdeğil, yemlikmısırdır. Oğlum te-
vuklannı beslemek için aldı..."
Bakan toplumu çerez yerine mi koyuyor yoksa
'yem'liyor mu, bilmiyoruz ama, bu tür olaylar açığa
çıktığında bir bakanın yapması gereken tek şey var-
dır:
Istifa...
Ama Türkiye'de istifanın "de" hali geçerli oluyor
ve "istifa" gerektiren davranışlar "istifade" edilen
durumlar olup çıkıyor...
Yakın geçmişte Fransa'dan ABD'ye pek çok ül-
kede örneği var. Değil Kemal Unakıtan'ın oğlu gibi
binlerce dolar, birkaç bin dolarlık ayrıcahk elde
edenler bıle yaptığı iş ortaya çıkınca, çekilmek du-
rumunda kalıyor.
Kemal Bey ise lütfediyor, sadece mısınn nereye
gittiğine dair bilgi veriyor!
Imar, fatura derken mısır!
Maliye Bakanı'nın açıklamalan bizde ister istemez
değişik bir refleks oluşturuyor.
Imaraffı çıkar, bakarız yararlananlardan biri Una-
kıtan...
Fatura affı çıkar, bakarız yararlananlardan biri
Unakıtan...
Kemal Bey, anlaşılan usul usul oğlunu da yetişti-
riyor. Şimdi de mısırrthalininaltından Abdullah Una-
kıtan çıktı. Yeniden altını çizelim, Sayın Bakan "Her
şeyyasal" gibi bir tanımın arkasına sığınamaz. Her
şeyden önce gümrük vergisinin yüzde 20'den ön-
ce 45'e, sonra 70'e çıkarılmasının neden geciktiril-
diğini açıklamak durumunda...
Toplumdan, vergisini zamanında ve kuruşu kuru-
şunaödemesinı isteyen bir bakan, oğluna yüzde 45
gümrük vergisi rahatlığı sağlıyor!
Topluma, kayıt dışı ekonomiyi kayda alacaklannı
söyleyen bir bakan, gümrük vergisinin gerçek oran-
larını bir ay süreyle kayıt dışında tutuyor!
Arada bir Unakıtan'ın geçmişte yöneticiliğini yap-
tığı şirketlerle ilgili raporlara bakıyorum... Adeta he-
yecanlı bir polisiye roman...
Şirketlerin de hakkını yememek gerek, TCY'nin
birkaç maddesine aykın davranırsak, öteki madde-
ler gönül koyar, "Bize hiç uğramıyorsunuz" der di-
ye her maddeyle ilgili icraatta bulunmuşlar...
Her şey bir yana, hayatta Unakıtan ailesinden ol-
mak varmış. Çiftlik, arsaiar, tavuklar, çerezlik mısır,
yemlik mısır ne ararsan var! Ne diyelim?
Unakıtaanın bir çiftliği var,
Çiftliğinde tavukları var,
Mısııır mısııır diye bağınr...
Unakıtaanın bir gümrüğü var,
Gümrüğünde vergileri var,
Indiiiir indiiir diye bağınr...
Unakıtaanın faturası var,
Faturasında sıfırları var,
Arttııır arttııır diye bağınr...
Şarkımızı burada kesip soralım:
Bu çiftlik ne çiftliği, devlet çiftliği mi?
ankcum(« cumhuriyet.com.tr
Sivilörgütlerin
pmtestosu sürüyor
ANKARA/İSTAN-
BUL (Cumhuriyet) -
TBMM'de görüşülmek-
te olan Kamu Yönetimi
Temel Yasa Tasansı'na
sendikalar, sivil toplum
örgütleri ve meslek oda-
lannın tepkisi büyüyor.
Kamu-Sen, tasanyı ha-
zırlayan AKP hüküme-
tim Ata'ya şikâyet etti.
Kültür Sanat-Sen ve
TOBAV Istanbul Şube-
si, Türk Kütüphaneciler
Derneği ile Arkeoloji ve
Arkeologlar Derneği
üyeleri, AKP hüküme-
tince hazırlanan Kamu
Yönetimi Temel Yasa
Tasansı'nı "ulusal kül-
türü yok edeceği" ge-
rekçesiyle protesto etti.
Türkiye Kamu-Sen
Yönetim Kurulu üyeleri
ve Türk Dayanışma
Konseyi temsilcileri dün
Anıtkabir'i ziyaret etti.
Anıtkabir özel defterini
imzalayan Türk Eğitim-
Sen Genel Başkanı ve
Kamu-Sen Eğitırn Sek-
reteri Şuayip Özcan
deftere şunlan yazdı.
"Yüce Atatürk, bizlere
bıraktığın en büyük
emanet olan TBM-
M'de, bugünlerde gö-
rüşülmekte olan Kamu
Yönetimi Temel Yasa
Tasansı, devletimizin
üniter yapısını sarsa-
cak ve Cumhuriyetin
temel ilkelerini orta-
dan kaldırabilecek un-
surları içermektedir.
Fakat yılmayacağız."
Türkiye Yol-İş Sendi-
kası da gazetelere verdi-
ği tam sayfa ilanlarla
"reform" adı altında
yapılmak istenenin ön-
ce "yerelleştirme",
sonra "özelleştirme"
olduğunu vurguladı.
tlanda, sosyal devletin
tasfiyesi, kamu çalışan-
lannın mağduriyeti,
IMF ve Dünya Banka-
sı 'mn taleplerinin uygu-
lanması, ulus-devletin
yok edilip Türkiye'nin
küresel sömürüye tesli-
mi, Türkiye Cumhuriye-
ti'nin temel kurumlan-
nm ortadan kaldınlma-
sının amaçlandığı duyu-
ruldu. Ilanda, "Türk iş-
çisi, Türk köylüsü bu
girişime izin verme, işi-
ne, işyerine, vatanma
sahip çık" denildi.
Türk Yerel Hizmet-
Sen Genel Başkanı
Mehmet Ali Baz da
yaptığı açıklamada, söz
konusu tasannın, Türki-
ye'yi "federatif yapı"
ve "bölünme" tehlike-
si ile karşı karşıya bıra-
kacağını bildirdi.