Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 gUBAT 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishab « cumhuriyet.com.tr 11
KKTC Cumhurbaşkanı, Birleşmiş Milletler'in herhangi bir gündem belirlemediğini ifade etti
Denktaş:Esas görüşülmediRIŞATAKAR
LEFKOŞA - Kıbns sorununun
•çörümünü amaçlayan ve 22 Mart'a
Icaiar tamamlanması öngörülen
mLzakere sürecinin ikinci günün-
<le gerek Birleşmiş Milletler Özel
Teınsilcisi Alvaro de Soto'nun, ge-
rekse Rum lıden Tasos Papadopu-
los'un oyalama taktığı izledikleri
gözlemlendi.
7~oplantının sadece 45 dakika sür-
mesi ve bu süre zarfında taraflann
sadece "merkezi hükümet binala-
rır
ile "bayrak ve marş" üzerinde
durmalan KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'ı "sindirme oyunu"
©larak değerlendirildi.
Denktaş'ın, ilk günkü toplantı son-
rasında gerek Rum gerekse Türk
önerileri hakkında kamuoyuna aynn-
tılı açıkJamalarda bulunması, BM
yetkilileri tarafindan "karartmapren-
sibine" aykın bulundu. Denktaş,
dünkü görüşme sonrasında yaptığı
açıklamada, karartma polıtikasının
yanlışlığına dikkat çekerek "Ben
halkıma şeffaflık sözü verdim. Her
şey bitsin de sonra anlatahm gibi bir
tutum içine giremem" dedi.
Zorlama tarih ve zorlama referan-
dum karşısında halktan gizli toplan-
tı yapmanın doğru olmadığına dik-
kat çeken Rauf Denktaş, dünkü gö-
rüşmede gündem aradığını ancak
bulamadığını ve kurulacak merke-
zi hükümetin binalan üzerinde dur-
duklannı anlattı.
Banş Harekâtı'nın gerçekleştiği
1974 yıhndan bu yana kapah tutu-
lan Banş Gücü'nün denetiminde-
ki Lefkoşa Uluslararası Havaalanı
terminal binasının ya da Ledra Pa-
lace Oteli'nin geçici bir süre mer-
kezi hükümet binası olarak kulla-
nılması yönünde görüşlerin oldu-
ğunu vurgulayan Denktaş, geçen
yıl içinde açılan bayrak yanşması-
na 2000, marş yanşmasına da 200
kişinin katıldığını, dünkü görüş-
mede bu eserlen ıncelemek üzere
3 kişilik bir komite oluşturulması-
Denktaş'la
Papadopulos
arasındaki
görüşmelerin ikinci
günü, beklenenden
kısa sürdü. Üçüncü
görüşme salıya
ertelenirken
toplantının sadece 45
dakika sürmesi ve bu
süre zarfında
taraflann sadece
"merkezi hükümet
binalan" ile "bayrak
ve marş" üzerinde
durmalan dikkat
çekti. Denktaş, "Ilk
haftayı boşa geçirmiş
olduk" dedi.
nın kararlaştınldığını söyledi.
Pazartesi yortu...
BM'nin herhangi bir gündem be-
lirlememesi ve esasa ilişkin görüş-
me ortamı hazırlamaması üzerine,
ikinci günkü görüşmenin 45 daki-
kada tamamlandığını anımsatan
Denktaş, bir sonraki görüşmenin, pa-
zartesi Rum tarafinda yortu olma-
sı nedeniyle salı gününe ertelendi-
ğini kaydetti.
Cumhuriyet'in, "Sizce BM ile
Rum Hderüğj ne yapmaya çabşıyor*
şekhndeki sorusunu yanıtlayan
Denktaş, "Bir yerierden talimat mı
aldılar.. ya da talimat mı beküyor-
laranlayamadım. Ama herhakk ba-
n yerlerle temaslan vardır. Bu BM
de olabilir, ABD ve Yunanistan da
olabilir" dedi. Denktaş "Siz nasıl
bir yöntem istryorsunuz" sorusuna
ise şu yanıtı verdi:
"Bizim isteğimiz esasa geçmektL
Hatta Annan PlanTnın madde mad-
de ele ahnmasını ve ilk bir hafta için-
de anlaşılan konulann bir tarafa ya-
zılmasuu, anlaşılamayan konulann
ikinci hafta içinde görüşülmesini
önerdik, ama bunu kabul etmediler.
Umanz, sab günkü toplanüya gün-
demle getirler ve bundan sonra cid-
di bir müzakere süreci başlatınz.
Çünkü ilk bir haftayı boşa geçirmiş
olduk."
Öngörülen süre içerisınde, 22
Mart'a kadar taraflann anlaşama-
ması halinde Türkiye-Yunanistan ve
gerekirse BM Genel Sekreteri'nin
devreye gireceğini anımsatan Denk-
taş, boşluklann doldurulması sonra-
sında planın hazır olacağını ve refe-
randuma sunulacağını kaydetti.
fONDRA ÜSLERİNİKORUMAKÎSTÎYOR
Kıbns îngiltere'nin
son ileri karakolu
• The Times gazetesine göre Ingiltere, Annan
Planı'na, adadaki üslerini güvence altına aldığı
için büyük destek veriyor.
Dış Haberler Servisi -
Kıbns'ta çözüme yönelik
görüşmeler önceki gün
başlarken tngiltere'nin
adadaki stratejik üslerini
kaybetmemek için Annan
Planı'na destek verdiği
bildiriliyor. tngiliz The
Tımes gazetesi, adayı
"îngiltere'nin etinde kalan
son ileri karakol" olarak
nıteledi ve Annan Planı'nın
bu ayncahğı koruması
yüzünden Londra'dan destek
gördüğünü yazdı. Annan
Planı'nın uygulanması
yolundaki çabalann
bu kez sürdürülebilir
göründüğünü belirten
gazete, Îngiltere'nin ada
üzerindeki az sayıda askeri
üssünün yaşamsal düzeyde
stratejik önem taşıdığını
belirtti. Gazete, dünyanın
petrolden yana zengin en
gergin bölgesinin hemen
yanında bulunan tngiliz
üslerinin öneminin, iki
Körfez Savaşı sırasında bir
kez daha anlaşıldığını,
Ağrotur'daki tngiliz Kraliyet
Hava Kuvvetleri Üssü'nün
Ingiltere dışındaki en büyük
îngiliz üssü olduğunu
kaydetti. Annan Planı'nın
îngiliz üslerini korumasının
Ingilizler için büyük bir ödül
olduğunu, ancak Londra'nın
bu konudaki sevincini fazla
ortaya koymadığını belirten
gazeteye göre, Herfordshire
Unıversıtesi öğretim
üyelerinden Klearchos
Kiriakides, Îngiltere'nin
Annan Planı'nı neden bu
kadar çok desteklediğinin
yanıtının tarihte yatmakta
olduğunu kaydederek
"Çünkü bu plan.
tngiltere'nin adadaki
çıkarlannı koruyan 1960
Anlaşmalannı
güçlendiriyor" dedi.
Askeri istihbarat
toplanıyor
Gazete, Kıbns'ın Ingiltere
açısından bu kadar büyük
önem taşımasının bir başka
nedenıni de buradan
toplanan asken istihbaratın
oluşturduğunu ve bu
istihbaratın büyük
bölümünün ABD ile de
paylaşıldığımn tahmin
edildiğini kaydetti.
The Guardian gazetesi ise
AB'nin Kıbns'ın
üyeliğinden önce adanın
askerden anndınlmasuıa
büyük önem verdiğini
savunarak adayı, dünyanın
en ağır biçimde
silahlandınlmış kara
parçalanndan biri
olarak niteledi.
ılMERtNt: TÜRKlYE'YtIKNA ETTtLER
New York için
îsrail devreye girdi
Dış Haberler Servisi - Kıbns
Rum kesiminde yayımlanan
Simerini gazetesi,
Türkiye'nin Kıbns
müzakerelerine "evet"
demesinde Israil'in etkisi
olduğunu öne sürdü.
"Türkiye'nin, tsrafl'in
teşvUrîyle New York
müzakerelerine katıldığını ve
Lefkoşa'da başlayan çözüm
prosedürünü kabul ettiğini"
öne süren gazete,
"Türkiye'nin Kıbns
sorunundaki evet'ine İsrail
kanşo" başlıklı haberinde şu
savlarda bulundu: "tsrailüler
Türklere, planın, çıkarlanna
obnasınuı dışında. böyle bir
anlaşmanın kendüerine AB
bileti vereceğini ve somut
olarak, aralık a>inda AB ile
müzakerelere başlama tarihi
verileceği gerekçesiyle BM
Genel Sekreteri'nin
inish atifini olumlu
karşılanıalan teş\ikinde
bulundu. Böyle bir
geuşmeden İsraiTin çıkan,
Türkiye gibi müttefıki bir
ülkenin AB'nin içinde olması
ve böylece, dolayh yoldan
çıkarlanna hizrnet edebilecek
otanasıdu". Kıbns sorununun
çözümü ve devamında
Türkiye'nin AB'ye doğru
yönlenmesi durumunda. İsrail
Suriye'ye Golan Tepeleri ve
belki Fırat suyuyla ilgili bazı
kolaylıklar sağlamak
niyetinde görünüyor."
Gazete, İsrail İşçi Partisi
lideri Şimon Peres'in,
Kıbns'ta çözümün Ortadoğu
sorununa da olumlu etkiler
yapacağına ilişkin
açıklamasının da bu konuyla
ilgili olduğunu yazdı.
FOTOCRAF: RAUF DENKTAŞ
DENKTAŞ'A POZ VERDlLER - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, ilk günkü görüşmeler sırasında çektigi fotoğran Cumhuriyet'e
verdi. Bûieşmiş Milletier Genel Sekreteri'nin Kıbns Ozel Temsilcisi
Alvaro de Soto, görüşmenin başlangıcında. hukuk danışmanı Robert
Dann ile birükte, Denktaş''a böyle poz verdi
Referandum bugün olsa
Güney'den
'hayır'çıkar
LEFKOŞA (AA) - Annan Planı bugün
referanduma sunulsa, Kıbnslı
Rumlann yüzde 61'inin
"hayır" oyu vereceğı ileri sürüldü.
Communications Services Bureau
(CSB) şirketi Yunanistan'da
yayımlanan "Paron" gazetesi adına,
16-18 Şubat arasında, Rum
Kesimi'nde 18 yaş ve üzeri 800 kişiyle
söyleşi yaptı. Anketin, Güney
Kıbns'taki Simerini gazetesine de
yansıyan sonuçlanna göre Rumlann
yüzde 61 'i planı bu haliyle kabul
etmeyeceğını söyledi. "Annan
Planı'nın Kıbns sorununa çalışabilir ve
yaşayabttir bir çözümü temin ettiğine
inanıyor musunuz" sorusuna
Rumlann yüzde 67 'si "hayır" ve yüzde
20 'si "evet" derken,
yüzde 13'ü yanıt vermedi. Ankete
katılanlann yüzde 56'sı, Annan
Planı'nın öngörülerinin AB
normlanyla uyumlu olmadığına
ınandıklannı söylediler. Rumlann
yüzde 60"ı New York'taki görüşmeleri
"başanlı", yüzde 25'i "başansız"
olarak değerlendirdı.
AB çözüme uyum sağlamak için farklı seçenekleri değerlendiriyor
Kıbns'a6
Aland modelfAYHAN ŞİMŞEK
ANKARA- AB'nin, Kıbns'ta çözümü
AB hukukuyla uyumlaştırmak için "Aland
Adalan" modelini tartıştığı, ancak AB ile
Türk tarafi arasında, "çözümün onay sü-
reci tamamlanan Kıbns'ın Kaülını Anlaş-
ması'na nasıl eklenecegi" konusunda an-
laşmazhk yaşandığı öğrenildi. Edınilen
bilgilere göre AB Komisyonu. "Konseyka-
ran" ile çözümü AB hukukuna aktarma-
yı seçeneklerden bıri olarak görürken, Kıb-
ns Türk tarafi bunu tatminkar bulmuyor.
Türk tarafi, Konsey kararlan AB'nin bi-
rincil hukuku içinde yer almadığı için, an-
laşmada Kıbns Türklerine verilecek güven-
• Aland adalannda uygulanan kalıcı derogasyonun, Kıbns'ta
çözüm için örnek olabileceği belirtiliyor. Ancak vanlacak
çözümün, Kıbns'ın onayı tamamlanan katılım anlaşmasma nasıl
ekleneceği konusunda taraflar anlaşamıyor.
AÇIKÇA
celenn zamanla aşındınlacağından endı-
şe edıyor.
Annan Planı'nda Kıbns Türklerine gü-
\ ence olarak öngörülen. "serbest dolaşım,
yerleşim ve mülkryet özgürlüklerine istis-
nalar getirümesiııP (derogasyon) AB ile
uyumlandırmak için "AlandAdalan" mo-
delı değerlendiriliyor. Finlandıya sınırla-
n içinde kalan ancak Isveç nüfusunun ya-
şadığı Aland adalannın "özel statüsü",
Finlandiya 1995 yılında AB'ye üye olur-
ken korunmuştu. Kabul edilen "kahcı de-
rogasyon" ile, AB yurttaşlannın Birlik ül-
kelerindeki mülkiyet edinme özgürlüğü-
ne, Aland adalannda "istisna" getirilmış-
ti. Türk tarafi Aland modeline olumlu yak-
laşırken, Yunanistan ve Rum tarafinın bu-
nun Kıbns gerçeklenne uymadığını sa-
vunduğu belirtiliyor.
AB ile anlaşmazhk
AB ile Kıbns Türk tarafi arasında temas-
larda temel anlaşmazlığın ise,
vanlacak çözümün, onayı ta-
mamlanan Kıbns'ın katılım
anlaşmasına nasıl ekleneceği
konusunda ortaya çıktığı öğ-
renildi. AB Komisyonu'nun,
AB hükümet ve devlet başkan-
lanndan oluşan AB Konse-
yi'nin karan ile bunu yapma dü-
şüncesinin Türk tarafinca ka-
bul edilemez bulunduğu belir-
tiliyor. Konsey karan AB'nin
bırincil değil, ikincil hukuku
içinde değerlendiriliyor. Bu da,
Kıbns Türkleri ıçın öngörülen
güvencelerin zaman içinde aşı-
dınlması olasıhğını gündeme
getiriyor. AB Komisyonu'nun
ikinci seçeneğinı Kıbns'ta çö-
zümün, Ada'run AB'ye katılım
anlaşmasına "ekprotokoT ola-
rak 15 üye ülkenin parlamen-
tolanndan tek tek geçirilmesi
oluşturuyor. Bunun 1 Mayıs'a
yetişmesi ise güç görülüyor.
ŞÜKRU SİNA GUREL
AKP'nin Tavukları
Maliye Bakanı Unakıtan, oğlunun ithal ettiği dört
bin ton mısır ile ilgili olarak "hesap vermiş": "Oğ-
lumun tavukları var, mısın da onlaryesin diye ithal
etti!" Bu kadar mısın kaç tavuk yer, bunu he-
saplamak beslenme uzmanı veterinerlere dü-
şer... Ancak oğlunun ithalatına kadar yüzde
otuz beş olan gümrük vergisini, hemen bu rt-
halattan sonra baba Unakıtan neden yüzde
yetmiş beşe çıkardı, bunu hesaplamak da ah-
lakçılann işidir. Türkiye'de binlerce ton mısın, çat-
lamadan kursaklanna indirecek kadar çok tavuk ola-
bilir, ama Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görül-
memiş bu Maliye Bakanı'nın oğluna kazanç sağ-
lamakla ilgili ızahatını kim hazmedebilir, onu bile-
miyoruz. Bildiğimiz, tavuk benzeri kuşlardan fark-
lı olan insanlann, mideleri olduğu için her "yem"\
hazmedemeyecekleri...
Yalnız bu eşsız, benzersiz Bakan değil, bir bütün
olarak AKP iktidarı kamuoyumuzu sistemli bir biçim-
de "yemliyor". Bu yemleme işlemine gönüllü ola-
rak katılanlar, her gün medyada boy gösterip
dünyanın bundan sonra alacağı "kaçınılmaz" bi-
çimi ve Türkiye'ye bu dünyada biçilecek "rol"ü,
"uzman görüşü" olarak halka sunuyorlar.
"Haber" ile "talimat" arasında her zaman fark gö-
zetmedikleri izlenimini veren bu "uzman" ve "ga-
zeteci"\ere göre, ABD'nin dünyayı biçimleme işi-
nin başlangıç noktası Türkiye, başlangıç bölgesi Or-
tadoğu. ABD'nin Türkiye'ye verdiği talimatlan Türk
halkına yutturma konusunda uzman olan bu kişi-
lere göre, bizı şöyle bir kaçınılmaz gelecek bekli-
yor: ABD, Ortadoğu'yu "Büyük Ortadoğu" ola-
rak, yani batıda Fas'tan başlayıp doğuda da
Orta Asya'ya, Çin'e kadar içerecek biçimde
"ele alıp" yeniden düzenleyecek. Bu "uzman "lar,
bu tasannın yalnızca Bush yönetıminin tasarısı ol-
madığını; Bush gıder, Demokratlar gelırse bile uy-
gulanmak üzere gelecek bütün yönetimlerin şim-
diden benımsedikleri bir büyük plan olduğunu da
söylemeyı ıhmal etmiyorlar. Bunu bir demokratik-
leşme tasarısı olarak da sunuyorlar. Herhalde
ABD'nin Irak halkını "özgürleştirmesi" projesınin da-
ha geniş kapsamhsı! Şimdiye kadar Irak'ta yapı-
lanlar, bundan sonra ABD'nin "Büyük Ortado-
ğu"da yapacaklannın "fem;naf/"dır...
Geçen günlerde Ankara'ya gelen Mısır Devlet
Başkanı Hüsnü Mübarek ile bu konunun da ele
alındığı biliniyor. ABD ile arası her zaman lyi olmuş
bu Ortadoğulu lidenn bile, özellikle Abdullah Gül
ile yaptığı görüşmede ABD'nin bu "pro/es/"nin pe-
şinden sürüklenmenin sonuçlan konusunda Türk
yetkililerini uyardığı, basına da yansıdı. Mübarek,
"Halkımız kayıtsız koşulsuz ABD'ye teslimiyeti
onaylamaz, üstelik terör tehdidini de katlayarak art-
tırmış oluruz" diye Ankara'yı "Büyük Ortadoğu"
tasansıyla ilgili olarak uyardı mı, uyarmadı mı?
Bu uyanya karşın bu hafta içinde basınımız "Kıb-
ns zaferi"n kutlarken Türkiye'nin Başbakanı Tay-
yip Bey, "ABD'nin Ortadoğu projesinde Diyarbakır
merkez olacaktır" dedi mi, demedi mi? Aslında Baş-
bakan, Ankara'nın ne olacağını söylemedi, ama
anlaşılan AKP iktidannın isbaşmda olduğu bir Tür-
kiye'nin ABD projesine uygun düştüğüdür.
Bu geniş cografyada, "ılımlı Islamcı" ve "olabil-
diğince demokratik" yönetimler eliyle üstünlük
kurmak peşindeki ABD'nin projesinde AKP'nin
önemli "rol"ü olacaktır. Bu projede her şey var-
dır Ulus-devletlere son verilerek yerellikler-
den, cemaatlerden, tarikatlardan ibaret insan
toplulukları yaratmak asıl amaç olduğu için
başta Türkiye olmak üzere, heryerde ilk hedef,
ulusçuluğu, ulusal bütünlük ve duyarlılığı siya-
set manzarasından silmektir. Dolayısıyla bu pro-
jede hem AKP'nin iktidannı pekiştirmesi vardır hem
de sözde muhalefeti Derviş'lere teslim etmek. Du-
yariılıklar siyaset manzarasından silinince, ulusal bü-
tünlük ve kurumlara kim sahip çıkacaktır?
Bu projede Kıbns'ın yeri nedir? En az Yerel Yö-
netimler Yasası kadar, hatta ondan da önemlidir.
Çünkü Kıbrıs'taki hak ve çıkartanndan vazgeçen,
Kıbns Türkü'nün ve Anadolu'nun güvenliğini du-
yarlılıkla korumayı beceremeyen bir Türkiye, ne
içeride ne de dışanda eskisi gibi olabilecektir. Kı-
nlıp dökülen, sırmalan sökülen yalnız dış poli-
tikamız ve uluslararası saygınlığımız değil, içe-
ride Cumhuriyete sahip çıkma konusunda Türk
halkına en büyük güvenceyi sağlamış olan te-
mel kurumlanmız olacaktır.
Herkesin aklını başınatoplaması gereken birza-
mandan geçiyoruz. Unakıtanlar'ın tavukları gibi
önümüze konanlarla yemlenmek de bir seçimdir.
Ama hepimizin seçimi bu olamaz...
ssinagurel@cumhuriyet.com.tr
Çelişkili açıklamalar yaptı
Verheugen
kafalan kanştırdı
LEFKOŞA (Cumhu-
rh'et)-Kıbns görüşmele-
rinin ilk gününde Lefko-
şa'ya gelen Avrupa Bir-
liği"nin (AB) genişleme-
den sorumlu üyesi Gün-
ter Verheugen'in çelişki-
li açıklamalan, adanın
her ıki kesiminde de ka-
falan kanştırdı.
Annan Planı temelin-
de ortaya çıkacak anlaş-
ma metninın AB hukuku-
na uyup uymayacağı yö-
nünde çelişkili açıklama-
lar yapılırken Verhe-
ugen'in Türk tarafi ile
Rum tarafina farklı şey-
ler söylediği ortaya çık-
tı. KKTC Cumhurbaşka-
nı RaufDenktaş, Verhe-
ugen'in "Vanlacak an-
laşma AB hukukunun
parçası olacak" dedığıni
ve yazıh güvence verebı-
lecek kadar iddialı ko-
nuştuğunu, daha sonra
ise bundan vazgeçtığini
söyledi. "Verheugen bi-
ze böyle bir yaa verme-
dLSanınnıkendisidesöv-
lediğinden pek emin de-
ğfldir" dıyen Denktaş, bu
konudaki endişelerini
şöyle dile getirdi:
"Verheugen. anlasma
metninin, esas kuruluş
prensiplerini içeren an-
laşmaya dahil edilebile-
ceğinisöylü\w amamah-
keme buna ne >^par ko-
nusunda garanti \ereme-
yecegini belirtiyor. Biz
mahkemenin dokunama-
yacağı bir şekle ginnesi-
ni istiyoruz ve bunun için
hukukçulardan yorum
bektijonız."
Verheugen" in, Rum li-
derlerle yaptığı görüşme-
lerde ise sert ifadelerkul-
landığı bildırildi. Rum
Fileleftheros gazetesinin
haberine göre, "Müza-
kere sürecisian yüzünüz-
den çökerse zarar görür-
sünüz" dıyen Verheugen,
Annan Planı'nın, AB
normlanna uydurulması
için çalışmalar yapıldı-
ğını söyledi.