21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2004 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Yarış ve Benzeyiş WISCONSIN onseçımınden sonra sayıları ıkıye ındr Ku- zeyın Massachusetts eyaletınden John F. Kerry ıle guney eyaletlerının kuzeye yakınlarından sayılan North Carolına'lı John Edvvards Başkanlıkseçımlen ıçın Demokrat Partı'de- kı adaylık yarışı artık bu ıkısı arasında surecek Amenkan sıyasal sıstemının ılgınç bır ozellığı olan onse- çım, partı ıçı demokrasının temel taşı olarak eskıden ben buyuk rağbet gorur Aslında yapılan, başkan ve başkan yar- dımcılığına aday gostenleceklenn belırtendığı buyuk kurul- taya delege seçmekten ıbarettır aday adaylan eyaletlen do- laşıp kurultaya gıdecek delegelerı kazanmaya çalışırlar önseçımde kazanan, eyalet delegelerını de kazanmış sa- yılır önseçımler tamamlandıkça, kumltayda kımlenn par- tı adına başkan ve başkan yardımcılığına aday gosterıle- ceğı de bellı olmaya başlar Şımdılık, on yedı eyaletten on beşını kazanan Kerry on- de, VVısconsın onseçımınde ıkıncı olan Edvvards dışındakı obur adaylar yarıştan çekıldı Ama sırada otuz uç eyalet da- ha var Sonuç, çok buyuk sayıdakı delegelerıyle, New York ve Calıfomıa eyaletlerındekı 2 Mart onseçımlenyle belırien- mış olacak Butun bunlar kasımda George W. Bush'un karşısına se- çım kazanabılecek lyı bır aday çıkarma çabaları Işba- şındakı başkanla yarışmak kolay değıl. özellıkle Irak fıyaskosunun Bush'u lyıce yıpratmış olma- sını duşunerek, "Nıçın kolay olmasın kı" dıye sorabılırsınız Ama, dıştan bakışla varılan yargılar ıçtekı durumla tam or- tuşmuyor Bağdat seferınde batağa saplanılmış olsa da, her gun ıkı uç kayıp haben gelse de ve nıhayet "kıtle ımha sı- lahlan" korkutmacasının buyuk yalan olduğu kesınleşse de, sıradan Amerıkalının gozunde Bush'un o karan hâlâ, "gu- cumuzu gostermek bakımından alınması gereken karar" nıtelığını surduruyor 11 Eylul'un "ç/fte kuleler" olayından odu kopmuş bır halk ıçın "Terorkaynaklannı kurutuyoruz" sozu bugun de ınandıncı olmakta, paralı ordunun kayıpla- n da bu ışın "doğal bedelı" sayılmakta Olsa olsa, Bush'un ıktıdar donemınde ekonomının ge- çırdığı duraklamadan ışsız sayısının ıkı buçuk mılyona çık- mış olmasından soz edebılırsınız Ama, o konuda bıle, so- kaktakı adam açısından, seçılıp seçılmeyeceğı belırsız adaylann vaatlennden çok ış başında bulunan kışının "Me- rak etmeyın, bır ıkı ay ıçınde alacağım onlemleıie yenı ış alanlan açacağım" sozu daha etkılı oluyor Amerıka'dakı ıç polıtıkanın bır başka ozellığı, başkan se- çımlennde ortalama vatandaşın "kendısıne en çok ben- zeyen" adaya oy venşıdır Ortalama vatandaşın duşunce duzeyı ve dunyaya bakış açısı kuçuk Bush'unkılere uyuyor- sa, tıpkı babası gıbı onun da şansının yuksek olacağını soy- lemek pek yanlış olmaz Kısacası, Arnerıkan polıtıkasında sıradanlık, buyuk bır handıkap değıl, hatta bır avantajdır Her yerde bıraz boyledır ama, orada bıraz daha çok boyle 'Kimlik' Sorunu.... -ı- Prof. Dr. Suna KİLİBoğazıçı Unnersıtesı —Sfcimlik" MDrunu sıvaset bılımırun sı\asa- nın uluslararası ılışkılenn onemlı bır sorunu ol- ma ozellığıru surdurmektedır Kanada, Belçı- ka gıbı gelışmış ulkelerde hala "kinüik'" soru- nu vaşanırken. II DunvaSavaşısonrasındaba- ğımsızlığına venı kavuşan ulkelerde "kimuV sorunu \e bu sorunun yarattığı çalkantılar vo- ğun bıçımde gundemdedır Kımlık sorunu geçmışte de onemıru korumuş- tur Ancak ulusçuluk yeşermedığınden bu so- runun ıçenğı farkh olmuştur "Atina she-de\- let" donemınde "Atinanolmak1 ' a\ncahğı tum obur gruplan dışlamıştır Oysa Roma Impara- torluğu l4 çdzülme\e'' \onelen durumu onleve- bılmek ıçın "Romatf olma kımhğıne bajjvur- muştur Mılattan Sonra 212 yılında "Karakala Ka- rarnamesi1 " Roma sınırlan ıçınde \ aşav an tum "hur" vnsanlara "Roma vurttaşhğT hakkını vermıştı Osmanlı de\letı ıse dını. ırkı. dılı ne olursa olsun tum Osmanlı tebaasını "Osman- bhk" kavramı etrafında butunleştırmeye çalış- tnıştır \ncak ulkede u\ gulanan u miUet" siste- mı> le kendı kımlıklennı canlı tutabılen Osman- lı tebaası. orneğın Bulgarlar, Rumlar ve Erme- nıler. dış guçlenn de desteğıv le Batı'dan gelen ulusçuluk akımının etkısınde kalarak kendı ba- ğımsız dev letlennı kurabümek ıçın Osmanlı \ a başkaldırmışlardır Turkler ıse hâlâ "Osmanh künKği" etrafında \ e avnca anav asal bır salta- nat sıstemıne geçışle Osmanlı İmparatorlu- ğu nun daha fazla çozulmesını engelleyebıle- ceklen gıbı gerçekçı olmav an bır v aklaşım ıçın- de\ dıler 19 yuzyılın sonlanna doğru ulkede- kı gelışmeler ve özellıkle Balkan Sa\aşlan, Turklen kendı "ulusal kimiik" bılınçlenru ge- lıştırmeye yonlendırmıştır "Genç Osmanh- lar'dan "Jön Türkler"e geçış bu anlav ış değı- şımının somut bır omeğıdır Ancak bu ımpara- torluğun son donemlendır ve Ittıhat Terakkı hukurnetı de hem "Osmannhk". hem "İslam- lık" (Hılatet kurumu nedenıyle) ve hem de "Turkçûluk" anlayışından v azgeçmev en ve çe- lışkılerie dolu bır sıvasa gurmuştur Etnik kimiik, dinsel Idmlik, ulusal kimiik Batılı somurgecı devletler vapav sınırlar çı- zerek, orneğın Afhka kıtasını aralannda pav- laşmışlar kabılelen sınırlar çızerek bolmuşler ve alabıldığınce "ulusal kunlik" bılıncının ve- şermesının onunu kesmışlerdır \slında orne- ğın Afhka kıtasindakı ulkelerde egemen olan "kabile kunngT'dır "Ulusal kimlik'" bılıncı hâ- lâ zavıftır ve vavgın değıldır Orneğın Gunev \fhka Cumhunv etı nde hâlâ kabile bıhncı y a- şamakta \ e sıv asetı alabıldığıne etkılemektedır Bır "Gunev \frika Cumhurheti*1 yurttaıji ol- ma bılıncı etrafında bırleşme gozlemlenme- mektedır "Kabile" kımlığının ne denlı guçlu olduğunu kışısel bır dene\ ımımle yaşadrm La- gos Uruv ersıtesı (>iıjery a) Hukuk Fakultesi' nde v er alan uluslararası bır konferansta son sinıf bır hukuk fakultesı oğrencısı bana Turkıv e'nın hangı kabılelerden oluştuğu sorusunu v onelttı Oysa eğer bır toplum çağdaş bır devlet olarak vaşamak ıstıvorsa tanhsel ımparatorluklann. kabüelenn, anasoy cu topluluklann guttuklen sı- yasa. yerını etken bır ulusal dev let olma olanak- lanm \ aratacak, ulusal kımlık bılıncının yeşer- mesını sağlay acak sı\ aj>av a bırakmak zorunda- dır Yukarda ınceledığımız konulann ışığında ozetle dıyebılınz kı, etnık, kabile ve dinsel kım- lıklennden uzakJaşamamış toplumlann daha ust bır kımlık olan ulusal kımlık bılıncıne v o- nelme şanslan zordur Onlar ulus-oluşturma surecuıı henuz başlatmamış v a da tamamlama- mışlardır Nasıl geçmışte Marx"ın "ulus TOk- tur, sımf \ardir" çağnsı ne denlı onlann koşul- lanna uvmuvorsa. kureselleşmerun çağnsı olan w ulus de\ letkr" ulusvoktur "ekonomikguç" anamal, "*kâr vardır* çağnsı o nedenle o ulke- lerın koşullanna uygun değıldır Ancak, kure- selleşmenın baş aktorlen olan gelışmış ulkeler, gelışmekte olan ulkelerdekı bu "kiınlik'' soru- nundan olabıldığınce v ararlanmakta ve etnık bo- lunmeler etnık vapı ve yer yer, zaman zaman da geçmışte Afganıstan'da Ruslara karşı Talı- ban guçlennın desteklendığı gıbı. "dinsel kim- fik" de desteklenmektedır Irak'ta yerleştınl- mek ıstenen w shasal sistcm" konusunda da et- nık kımlık desteklenmektedır O> sa etnık kım- lığe. dımel kımlığe davalı sıstemler geçmışın, feodal duzenın sıstemlendır Uzun surelı ola- mazlar. onanlmaz yaralara, karmaşava. "kan- h iç sa\^şlara" > ol açarlar v e v ol açmaktadırlar Etruk bolunmeler, etnık v e sıyası amaçlı dinsel duşunceler feodal duzenın ozellıkJendır Tum bunlan aşan, tasada ve kıvançta bır olan, demok- rasının sağladığı hoşgoru ortamında karşılıklı saygı ıçınde yaşayan bır ulke gelışır Etnık, din- sel kokenlı goruşler boler, guçten duşurur. çağ- daşlığı v adsır Azgelışmış ulkelerde etnık avTimcılığı des- tekJeyen gelışmış ulkeler, kendı ulkelennde ıse etnık kımlığe şıddetle karşı çıkmakta ve ulusal kımlık bılıncının guçlenmesını desteklemek- tedırler Bu gerçeğın somut bır orneğım .ABD'de- kı bazı gelışmelerde ızleyebılınz "Etnik" ko- kenlı goruşlere en etkın bılımsel tepkılerden bın, eskı Başkan John F. Kennedy'nın danış- manlanndan Arthur M. Schlesinger den gel- mıştrr (1) Schlesinger' ın savına gore, çeşıtlı et- nık kokenden gelen kışılen banndıran bır top- lum olmabinakarşın guçlu bır "Amerikan kim- hgTnın varlığı, Amenkan toplumunun yaşa- masına. gelışmesıne olanak tanımıştır .^nglo- Sakson kultur değerlennın baskısında olan Amenkan kulturu, özellıkle "60'lı vıllardan sonra obur gruplann, azınlıklann kujrurel de- ğerlerıne onem v ermev e başlamış v e bundan da eğıtım sıstemı etkılenmış, Amenkalılann baş- ka kulturlere, ırklara v e kıtalara daha duy arlı ol- masını sağlamıştır Ancak bu etnık yaklaşımın bazı kotu bonuçlan olmuştur Bu doğrultuda baskı vapanlar tum Amenkalılan etnık ve ırk- sal olçutlerle (knterlerle) değerlendırerek Ame- nkan toplumunun "butunleyici" değerleruıe saldırmakta ve "etnik şovenizme'" yol açmak- tadırlar Başkan \\ashington konuşmalannda sık sık Amenkan halkrrun "tek bir halk" olduğunu gundeme getırmıştır Lusıtanıa'nın bır Alman denızaltısı tarahndan batınlışından 3 gun son- ra donemın Başkanı \Vilson, Amenkan yurttaş- lığına yenı kabul edılmış kışılere Phıladelp- hıa'da seslerurken şunlan demıştvr "Kendinizi gruplar olarak düşunürseııiz siz gerçek \meri- kab olamazsınız. Arnenka gruplardan oluşmu- yor. Kendini bir' ozel grubun u\ esi olarak gö- renkişihenüzbir.\merikaholnıanııştır."(s 35) Theodore Roosevett ıse bu konuda şoy le dıyor "Bir iilkede yıizde effi bağhhk olamaz. Bir kişi j 1 »AmerikaİHÜr>"a da değüdir." (s 35) Theodo- re Roosev elt goruşlennı şu sozlerle de destek- lıyor "Buulke>imahvetmenin>olu,"bırulus' olarakyaşamamıa engelkmenin volu; birbiriy- le dalaşan Alman - Amerikau. İriandah - Ame- rikah, Fransız - Amerikah, İskandinav - Ame- rikah, itahBn -Amerikah olarakher bir a\Tigru- bun kendi aynkimliğini benimse>erek\-aşama- sıdır." (s 118) Konuyu yarınkı yazımda sonuçlandıracağım Kartal Öğretmenevi... Kartal'da Ahmet Şimşek, yoremızın bına zengınle- nndendır BıraraAKP'de adaylığı tarbşılan Yasemin Kurnral'ın eşı olan Ahmet Şimşek, çok katlı bınalann- dan bınsını yapılacak mas- rafa karşılık 5 yıllığına kı- rasız olarak "öğretmene- \i" açılmak uzere mıllı eğı- tıme tahsıs etmış, Kartal'da açılan oğretmenev ıne adı davenlmıştı 31 Arahk 2003 tanhıne kadar otehyle, lokantasıy- la, lokalıyle, okuma salo- nuyla eğıtımcılere hızmet veren oğretmenev r ı, her ne hıkmetse bu- gun sonra gı- den oğretmenlen "Tami- rat v e tadilat doiavısıvia ka- pıhjız" yazısıv la karşıladı Kapatılma nedenı konu- sunda bılgı yok, ama nv a- yet muhtehf Kıra odemeyen v e butun bınmlen tam kapasıte ça- lışan oğretmenevinın, borç- lan nedenıyle kapatıldığı savı pek ınandıncı gorun- muyor Yonetenlenmız de- mokrasıden, rnsan hakla- nndan, hoşgoruden başka laf etmedıklenne gore oğ- retmenev ınde içki verilme- si ya da demokrat eğitim- cilerin ora>ı mekân rutma- sı gıbı (munafıkça) bır ge- rekçeye de dılımız varmı- yor lyı ama öğretmenevi nedenkapanldı. oğretmen- lere duşmanca davranan kım° Umanz kı bır yetkılı eğıtımcılen adam yenne koyar da sorunla ılgılenır Kartalh eğitimciler adına N. Levla IĞDIRLI PENCERE Sürekli Bilimsel Devrim... Galileo'nun 'Yıldızların Habercısı' adını verdığı kıtabı 1620'de yayımlanınca kralların, duklerın, prenslerın saraylarında yenı bır moda doğmuş, soylular bırer teleskop edınıp gecelerı goklen ızle- meye başlamışlar Bu olguyu Erdal Inönü'nun "BılımselDevnm ve Stratejık Anlamı" adlı kıtabını okurken öğrendım "TUBA (Turkıye Bılımler Akademısı) Yayınları" Herkesın -özellıkle gençlerın- bu kıtabı okuma- sını dılerım, gerçı "Bılımsel Devnm" 16-17'ncıyuz- yıllarda başlıyor, ama, bızım ıçın sıyasal guncellığı var Inonu dıyor kı "Yenı bılg uretme yolunun bulunması' Bılım- sel devrımın temelı bu1 Gozlem, deney ve mate- matıksel gostenme dayanan araştırma yontemıy- le yenı bılgı uretımı " Ve eklıyor "Bılımsel devnmın hemen arkasından 'Aydınlan- maÇağı' gelıyor Nedensellıkılkesıne, mantıklıdu- şunceye dayanan araştırmalann gerçekten yenı bıl- gıler ureterek dunyayı değıştırdığı gorulunce bu durum sosyal bılımlerı de etkılıyor, demokratıkya- şamı ozendırıyor, Aydınlanma Çağı'nı getırıyor; yenı buluşlaıia, enerjı elde edılmesıyle sanayı dev- nmı ortaya çıkıyor" "Yenı bılgı uretımının ılk once yolunu açtığı ; Ay- dınlanma Çağı'na gırmek başlı başına çok onem- lı bır atılım, bır devnm, ınsanlara ozgur duşunce- yı sağlıyor" Bılımsel Devnm'ın onculennı okullarda belletır- ler Copemicus, Vesalius, Kepler, Galıleo, Des- cartes, Bacon, Newton, vb Tumu tanıdığımız adlar • Pekı Bılımsel Devrım'e ne oldu9 Erdal Inonu dıyor kı "Buhar makınesıyle başlayan makıne sanayı- sınden sonra kımya bılımının ılehemesıyle kımya sanayı devrımı, atom fızığının ılehemesıyle once elektronık sanayı devrımı, arkasından atom ener- jısı çağı, roket teknolojısıyle uzay çağı geldı; şım- dı yaşadığımız, bılgısayarlann getırdığı bılışım ça- ğı " Pekı, butun bu çağların ortaklığı nerede? "Hepsının temelınde 16 ve 17'ncı yuzyıllarda bulunmuş olan yenı bılgı uretme yöntemı var." • Turkıye Bılım Devnmı'nın neresınde 9 300 yıl gerısınde kalmışız Devlet duzenınde ınançtan akla geçememış, bı- lımın dınden bağımsızlığını sağlayamamış olan ul- kemızdekı oluşumu Erdal Inonu şoyle vurguluyor "Turkıye'de bılımsel araştırmanın ulusal eğıtım polıtıkasında temellı bıryeralması ancak 1933 yı- lında gerçekleştınlen Istanbul Unıversıtesı ve An- kara Yuksek Zıraat Enstıtusu reformlanyla oldu " Oldu, ama, surdu mu 1 ' 2004 yılında Turkıye'de neler oluyor 7 Iktıdardakı dıncıler ulkedekı bılım kuruluşlanna, unıversıtelere, laık-bılımsel oğretım duzenıne sa- vaş açmışlardır • Bızde 1946 yılında geçtığımız çok partılı rejim Ay- dınlanma'ya bır 'karşıdevnm' gıbı surdu, bugun ulaştığımız yer bıçak sırtıdır 1 Laıklığe ve bıhme oncelık vermeden demokra- sıyı yaşamak olanaksızdır, yalnız dort yılı askerı yonetım altında geçen 58 yıllık çok partılı rejımın bıze oğrettığı bılımsel gerçek de budur *AJ* K\CUMHURİYET KİTAPKULÜBÜ ŞUBAT AYI ETKİNÜKLBtİ (5) Yer: Cumartesi Söyleşileri Türkiyede Müzik Karmaşası" SELMİ ANDAK(21 Şubat 2004 Cumartesi Saat: 15.00) C D İ m z a s ı : Selmi ANDAK Yöneten: Nejat Çetinok Cumhurışet kitap Kulübü (Fransız KonsolosluğıTnun Yanı) tstıklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Bevoğlu/tstanbul EtkınlMer koop-C tarafından duzenlenmektedır. l cretsız \e herkese açıknr. katetenamızPazardahılhergüniaat HıUO 21 00arasıa<,ıktır Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne, yaklaşık 72 bin orman yangınmda, 3 milyardan fazla ağacı kaybettik. Ve hâlâ ülkemizde, her yıl ortalama 2 bin orman yangını çıkıyor. Yeniden ağaçlandırma "seferberligi" için 7 Mart'ta ekran başına! 9tv samanyolu KANAL7 www.tema.org.tr TC İNEBOLU KADASTRO M\HKEMESİ'NDEN EsasNo 2000 68 karar No 2002 18 Davacı Orman Işletme Mudurluğu tarafından davalılar Muzaffer ve Kazım Dıdın mırasçılan alevhıne açılan tespıte ıtıraz davasmın vapılıp bıtınlen karan gereğınce, Kastamonu llı Inebolu Ilçesı Lğrak Kovu. karşı meskıı nde kaın 195 \da 4 Par- sel savıh taşmmaz tespıt malıklennm olu olduğu anlaijilnıakla hısselen toplam 672 hısse kabul edılerek 133 hısse Selım kızı 1947 d lu Razrye Dıdın e 84 hısse kazım kızı 1946 d lu Muvesser Meş e 57 hısse Muzaffer kızı 1964 d lu Sebahat Zıpır a S"7 hısse Muzaffer kızı 1965 d lu Nezahat Hehacı \a, 57 hısse Muzaffer oğlu 1967 d lu Mehmet Dıdın e, 57 hısse Muzaffer oğlu 1970 d lu Fahn Dıdın'e 57 hısse Muzaffer oğlu 1976 d "lu Fıkret Dıdın e 5"1 hısse Muzaffer kızı 19"'9 d lu kezban Manoğiu na 57 hısse Muzaffer kızı 1981 d "lu Yeter Dıduı'e 56 hısse kazım e^ı Mustafa kızı 132^ d'lu Fırde\s Dıdın adlanna olacak şekılde tapuva kavıt \e tescıluıe karar venldığı Işbu karann tum araştırmalara rağmen açık adresı tespıt edılemeyen davalılar ka- zım kızı Muvesser Dıdın ıle Muzaffer çocuklan Sebahat Zıpır, Nezahat Helvacı Mehmet Dıdın Fıkret Dıdın adlanna karar teblıgı ıle davacı ıdarenın temvız dılekçesı suretı k k nun 28 ve muteakıp maddelen gereğınce teblığ \enne geçmek uzere ılan olunur Basın 3965
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle