21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2C?UBAT2004CUMA CUA/İHUR'YEH SAYFA 17 \L Kissinger: "Irak'a yeni bir Atatürk lasun." Bulsafc, bize lazım! Bektronik posta: [email protected] www.denizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Unakıtan, ne banka bırakacakmış ne de fabrika.. "Sahte faturalarla satmasın da!" TakıyyeIBMM'de Atatürk'ün nareşal üniformalı rasmine tahammül edemeyen AKP'nin Cadıköy llçe Eaşkanlığı'nda binayı kaplayacak kadar büyük ve üstelik asker iniformalı bir Atatürk posteri asıldı. Altında ca "Seni hep sevdik, saveceğiz" yazıyordu. Ke var ki iki gün içinde poster sert rüzgârlara dayanamayıp yırtıldı ve kaldırıldı. Yenisi de asılmadı. AKP'nin, CHP'nin kalesi Kadıköy'de ortaya çıkan asker üniformalı Atatürk sevgisi iki gün siirdü. Şimdi vatandaşlar AKP'nin aynı posteri Sultanbeyli, Fatih, Rize, Kahramanmaraş, Konya, Sivas, Siirt, Bitlis, Muş örgütlerine de asmasını bekliyori Annancı Prof. Dr. Erol Manisalı: "AKP, Kıbns'ı veren hükümet olmayacak. Adayı ABD, AB ve Atina'nın taleplerine göre hareket eden Kofi Annan'a havale etmekle Kıbns'ı verme yetkisini J& Annan'a devreden i § P hükümet olacak!" l • iyasi araştırma ve analizler yapan SE- SAR'ın (www.sesar.com.tr) "Hac yolunda değil haç yolunda" başlıklı çalışmasının özeti: "Tayyip Erdoğan ve çevresindeki kadroyu Türk siyasi hayatının tepesine taşıyan sü- recin mimarlan açısından Islam, artık Adalet ve Kal- kınma Partisi (AKP) balonunun atması gereken bir safra haline gelmiştir. Toplum nezdinde başlatılan 'muhafazakâr de- mokratlık' tartışması sağın ideolojik yapılanmasına yönelik samimi bir kaygıdan çok; Erdoğan ve eki- binin kendi tabanı nezdinde Islam etiketini sorun- suz olarak çıkarması gereğinden kaynaklanmakta- dır. Pratikte zaten iktidara geldiğinden beri Is- lam'dan çok, Hıristiyan ve Musevi odakların işine yarayan bir kadronun, Islam ile arasını açması bu açıdan bir zorunluluğu da ifade etmektedir. Bu noktada; Türk Silahlı Kuvvetlerı (TSK) ile AKP arasında yaşanan krizler, ne AKP'nin islam, ne de Kesişme TSK'nin laiklik ve Atatürkçülük konusundaki kaygı- sından kaynaklanmaktadır. AB'yi 'milli hedef' ilan eden TSK'nin, daha birkaç gün önce AB Komisyon Başkanı'nın Erdoğan'ı Ata- türk ile aynı platforma koyan düşünsel çerçevesi ortadayken; NATO'nun yeni Islam konseptine bire bir uyan Erdoğan ve misyonunun, NATO'ya sadık- lığını her fırsatta kanıtlamaya çalışan bir yapı ile te- melde çatışacağını düşünmek saflık olacaktır. Ne- ticede, bütün yollar NATO çatısı altında kesişmek- tedir. 28 Şubat'la başlayan ve günümüze kadar de- vam eden süreç; dış odakların aynı anda hem Is- lam'ı, hem orduyu hedef tahtasına yatırdıkları ve ay- rıştırmaya başladıklarının ifadesidir. En stratejik okumaları yapması gerekenlerin, ge- len dalgayı göremeyerek bu oyuna alet olmaları, sadece AKP'nin bir siyasi dinamik olarak ortaya çıkmasına neden olmamış aynı zamanda Türki- ye'de ki bütün devlet yapısını hedef tahtasına otur- tacak altyapıyı da hazırlamıştır. Türkiye'de Islam ve ordu aynı anda ayrışmakta- dır. Bu durumda; AKP ile Islam'ın, TSK ile de laiklik ve Atatürkçülügün ihya olacağını düşünen kitlele- rin şapkalarını önüne koyup yeniden düşünme za- manı gelmiştir. Bu coğrafya mevcut siyasi yapı içerisinden, Tür- kiye'yi 100. yılına bağımsız ve büyük bir cumhuri- yet olarak taşıyacak dinamikleri acilen yaratırken; herkesin klasik önyargılarından sıyrılıp batan gemi- de yön tartışmasının değil gemiyi tek parça yüzdür- me tartışmasının esas olduğunu görmesi gerek- mektedir." SESSİZ SEDASIZ (!) Tayyip Erdoğan'ın çok çalışması gerek! Eğitim Sen Samsun Şubesi, îBaşbakan Recep Tayyip'e birın- ci dönem sonunda kame vermiş. Velisınin Necmettin Erbakan gö- ründüğü ve T.C. Hükümeti Okulu'nun 59 numaralı 1. sınıf öğrencısı olarak Tay- yip Erdoğan'ın kamedeki ders notları şöyle: Eğitim sorunlannı çözme: Başarısız. Öğretmen açıklannı kapatma: Başa- rısız. Çalışanlarla iletişımi: Başarısız. Derslik açıklannı kapatma: Başarısız. Eğitim çalışanlarının ücretlerinde iyi- leştiıme: Başarısız. Yabancı dil/lngilizce: Başarısız. Seçmeli dil/Arapça: Pekiyi. Beden eğitimi (Binicilik): Başarısız. Kadrolaşma: Pekiyi. Müzik: Geçer. Yolsuzluk ve Yoksullukla mücadele: Başarısız. Işsızlıkle mücadele: Başarısız. Bir de davranış gelişimı notlan var: Şiddete eğilimi: Pekiyi. Kolektif yönetme anlayışı: Başarısız. Sabır ve hoşgörü: Başarısız. Vücut dılını kullanma: Başarısız. Zorluklar karşısında tutumu: Başarı- sız. ABD'den aldığı görevi yerine getirme: Pekiyi. Görevin niteliklerine sahip olma: Ba- şarısız. Problem çözme becerisi: Başarısız. IMF/Sermaye ile işbiriiği: Pekiyi. Yûksek Yerilim Hattı Matematiksel düşünüp solu TOPLAYIN:SoldaSIFIR olmayın CHP"li abiler! erdincutku yahoo.com BIRBAKIMA KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak" turk.net SERVER TANİLLİ Bir Efsane Gibiydi... Belleğimde bütün canlılığıy- la yaşar. 1970'lerinortalan...Yöneti- cisi Profesör Kıvanç Ertop, büyük bir uzakıllılıkla, Şişlı Si- yasal BilimlerYüksekokulu bi- rinci sınıfı için, liselerden tam bir kültür açığı ile çıkıp gelen öğrencilerin birtemel edinme- leri amacıyla, bir "Uygarlık Ta- rihi" koydurmuştu. Sabah öğ- rencileri bana verilmişti, öğlen sonrası Cevat Çapan'a bıra- kılmıştı. Bu iki dosta şu anda selam- lar olsun! öğrencilerime kültür götü- rürken, içine müziği koyarak venyordum. Haftalık üç saatin birini müziğe ayırıyordum. O sıralar piyasada rağbeti olan bir Dual alınmıştı, onunla dısk çalarak tanıtıyordum melodi dünyasını ve yaratıcılarını. Klasik Batı müziğinin do- ruklarından başlıyordum: Açıklayıcı bir bılgiden sonra Vıvaldi, Bach, Mozart, Beet- hoven, Çaykofski.. ve so- nunda konuyu bize getiriyor- dum: Klasik Türk müziğınden birkaç örneğin arkasından, Ruhi Su'nun sesinden ve yo- rumlamasından kulaklar ka- banyordu halk müziğimize. Programımda bir iki ara- besk inlemesi de oluyordu. En sonunda, Türk rock'\n\n daha o sıraJarda efsane olmuş sesi pikaptan yayılıyordu sını- fa: "NamusBelası", "Parka", "Tamirci Çırağı"... Bir tamirci çocuğun umutsuz aşkını an- latırken, bir yerinde sloganı kafalaravururdu: "Işçisinsen işçi kal!". Bitince, Dadaloğtu'nun "Kalktı göç eyledi Avşar ille- ri" diye başlayan ünlü şiirinin yorumu başlar ve bitırirken, gürleyen sesiyle çarpardı: Dadaloğlum yann kavga kurulur öter tüfek, davlumbazlar vurulur Nice koçyiğitler yere serilir ölen ölür kalan sağlar bizimdir. Ve ayağa kalkardı sınıf he- yecanla... Aslında, öğrencilerin her gün yaşadığı bir şey vardı: Sı- nıfta değil, dışarda bir "kavga kurulmuş"\u, kurşunlar hava- da sekerken vuruyordu dur- madan, ama "ölen ölür kalan sağlar bizim"d\. Kimdi bu ortamı yaratan? Sonra öğrendik! Ama o sırada önemli olan, düpedüz faşist saldırıya kar- şı, emeğın, işçinin ve ezilenle- rin safında tutunmak ve diren- mektı. Aydınların çoğu da diren- medeydi. Sanat da öyleydi. O'nun adı da, gerçekten "Türk rock'ının efsane ismi" olup çıkmıştı: Halktaki biriki- me sahıp çıkıp sesi ve yorum- lamasıyla katılıyordu dırenme- ye. özgün kışiliğiyle ortada ı- di: aslataklıtedılemezbirsöy- leyişle, özgürlüğün sesini çın- latıyordu. Aydınlar da birbin arkasın- dan öldürülüyordu ve kendisi de yok edilebılirdı. 12 Eylül'ün biraz öncesin- de, tehlike içinde olduğu bir ürküntü ile, Avrupa'ya çıktı. Güçlü sanatına dayanarak dolaşıyordu ülkeden ülkeye. Strasbourg'da da karşılaş- tık. Zaten önceden birbirimizi tanıyorduk. Bir gün, ülkeye dönme dü- şüncesinde olduğu etrafa ya- yıldı. Doğrusu, zamanı değil i- di bu fıkrinin. 0nun gibi yurt- taşlıktan atılmış aydınlar da vardı ve direniyorlardı, onlar- dan aynlıp, tek başına, Türki- ye'ye dönmek politik olmaz- dı; yalnız yurt özlemi etkili ol- sa da, sabır taşına bağlan- mak diye bir şey vardı. En tehlikelisi, Türkiye'de iktidar- da olanlarca da olayın sömü- rülmesi idi. Yurda dönmesi işlennin dü- zenlendiği günlerde, Alman- ya'dan bir telefonunu hatırlı- yorum, fikrimi soruyordu: Işin şiddetle karşısında oldum. Döndü yurda ve el öptürü- lüp bedel de ödetildi. Kendisini sevenlerin yürek- lennde bir burukluk vardı ar- tık. Türkiye'de yeni yaşamı ile doğrusu ilgilenmedim; anılar- la yetindim, yetiniyorum. Erken sayılabılecek bir yaş- ta öldü; cenazesinde, vaktıy- le öğrencim olanlar, o gün mutlaka gidip katılmışlardır sanatına saygılarından ötürü; ama "fetob/r"lerleyürüdükleri- ni hiçsanmıyorum... ÇtZGİLÎK KÂMtL UASARACl kamilmasaracifd mynet.com KEDİ LEVO APTÜÜKA aptull' hotmail.com IRAK'A ±.(AAVıS TARiMi HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BİLGIN TARİHTE BUGUN MIMTAZARIKJLN 20 Şubat icicw.mumtetz-arikan.com TC BERGAMA SULH HUKUK ^L4HKEMESİ'NDEN Sayı: 2003 876 Davacı Necla Akbaş vekıiı tarafından Ismihan Dıkbaş. Muharrem Ya\aş ve Müze\yen SavTan'a karşı açılan ortaklığın gıdenlmesı da- vasında venlen ara karan gereğınce: Davalılardan Muharrem Yavaş'ın teblıgata yarar açık adresı tespit edılemedığınden adına ılanen teblıgat yapılmasma karar venlmış ol- makla; Muharrem Yavaş'a duruşma günü olan 1 4.2004 günü saat 9 OO'da Bergama Sulh Hukuk Mahkemesı'nde hazır bulunması veya kendisini bır vekılle temsıl ettırmesı. aksı taktırde duruşmalann gı- yabında sürdürülüp karar verileceğı ılan olunur. 24 1.2004 Basın. 6435 Pint bir yapt olan Ur-Aiammu Z/şguraHnır) ilk dura- ınunu yansttan bir resı'mn. BİR MEZOPOTAMYA KENTI:UR 1960 IX BUGUN, YAPV6I KAZILAKLA, U8 ADLI MEZOPOIAM- YA HENTINİ OBTAYA Ç.IHAEAN IN6IUZ AÜKECHO6U', SIH CHARLES LEONAKD W00U£Y ÖLPÜ. DAHA ÖNCE, İKİ KÛÇÜK KAZI YAPtLAU YE&O6, G£MlÇ ÇAPTA SlR A&Ş. TIZMAYA eiBlÇBN W00U£Y, 1327. - 1934 YILLAei ARASINDAt &l£ SUMe/2. KeNTİ OLAN U/S'U OBJAYA ÇIKAZMtÇTl. IBAK TOPEAIClAKMOAICl 8ü ESK.İ K£HT, AAnArrAN ÖNCE 4-. YÛZYILDA BÜYÜIC SİR SEL F€LAK£TINE USSAYIP YOKOLMüŞTV. (BU SBLlM, ÜN- UJ UUH 7UfXUI OLAglLeCEĞl Ö ' ^ O -ZAMANIN ŞUMEE.JIYGAELISINI YANStTAU KBMTI, ŞıMPİYE DG6İN O&TAYA ÇlKARILMIŞ İYİ DuRUMDAKl ZJ66U/SAT7 DA lCe£l YO&Dü. YA- PAY BlR. PA6 6ÖRÜMÜMÜMOBKİ Zİ&GÜRAT, KgAL UR-NAMMU TAKAFMOAU INŞA ETT)<2Jt-Misrİ. ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Duvardaki Dostlar Helikon Çankaya'da bir galeri, ama ben istan- bul'a, Narmanlı Pasajı'na, Salıpazan'na ve Kala- mış'taki eve gidiyorum duvarlarında. Yıllara kar- şın solmayan renkleri, eskimeyen fırçaları kanıtlı- yor duvariar. Dahası resim dalındaki uzun birlik- teliği. Eren Eyüboğlu'nun tablolan, birlikteliğe karşın özünü, özelliğini koruyan fırçayı kanıtlıyor. Son sergiyi izlerken herkes çok coşkulu, çok mut- lu. Özlemle, sevgiyle çağrışımlar, öyküler, anılar- la selamhyor birbirini. Bedros Reis de gülümsü- yor kalabalıkta. Sıcak merhabalarla yanıtlıyor dostlarını. Kaç kuşak bir arada, kimi öğrencisi, ki- mi dostu, kimi hayranı, hepsi duvarda buluşuyor, kucaklaşıyor bu akşam. Dışarıda şaşılası oyunlar, giderek boyutlanan soygunlar, vurgunlar, milyarlar, katrilyonlar. So- ğuk ısırıyor ama içeride bahar havası, başka bir dünya var. Ağaçlar, çiçekler, denizler, dağlar, kent- ler, köyler, portreler. Nartaneleri, nurtaneleri, ka- ra dutlarla milyarlann veremeyeceği güzel bir so- luk, bir zenginlik duyuruyor. Başta Turan Erol, Helikonculan içten kutluyo- rum. Bu galeri emek ve yürekle oluşan bir ürün başkent yaşamında. Saygı, görev bilincini sergi- liyor; belli düzeni, düzeyi ile konuklan çok etkili- yor. Mustafa Pilevneli de konuklar arasında. Ko- nuk değil ev sahibi. Yan duvardan el sallıyor, Ce- vat Dereli'nin birtablosu, Eren Eyüboğlu ve Bed- ri Rahmi'nin birlikteliğini simgelergibi çarpıcı bir resim. Soyut değil somut. Geçmişten geleceğe uzanır gibi esintisi var. Bu tabloyu Halkbank Ga- lerisi'nden Helikon duvanna taşıdı Pilevneli. Bir gece konuk oldu Helikon duvarında. İzlerken neleranımsıyorum. Karşı duvarda Ma- rie'nin portreleri var. Turan Erol ile birlikte seyre- diyoruz. Bedros Reis, Marie'yi "Çepiş" diye ça- ğırırmış. Turan bir solukta dizeleri söylüyor son- ra: Yalan dünya, yalan dünya Yalan dünya değil misin Çebiş'imi bin parçaya bölmedin mi Derken Karadut şiirini anımsıyoruz. Bedros Re- is'in mutlu ve mutsuz dönemini, Eren Eyüboğ- lu'nun gebe kadnılannı. O yıllarda her şey başka düzeyde. Şiirlerdeyazılsa, aşk öyküleri konuşul- maz, gazetelere yansımazdı. Sevdası eskiyenle- re, sevgiyı yitirnelere saygıyla bakardı dostlan. Olayı sessizce paylaşırdı. Şimdi her şey nasıl ortalarda. Gebe kadınlar doğuramadı, ama o dönemden güzel bir portre var duvarımda. öyküsü de çok hoş. Bir perşembe akşamı Narmanlı Pasajı'na git- tik, atölye hayli kalabahk, Eren Eyüboğlu bir kö- şede oturuyor, Grissini ile rakı içerek beni inceli- yor uzaktan. Ben de sevgiyle bakıyorum ona. Gözleri güzel ama karar veremiyorum, bana sev- giyle mi bakıyor, öfkeyle mi? Birden sordu: "Portreni yapacağım, hoşlanır mısın? Eve ge- leceğim, birkaç gün çalışacağım." Ellerimi çırpıyorum, fırçasına hayranlığım var, portremi yapması da onurlandınyor beni. Salıpazan'na gittim, Eren'in karşısında oturdum üç gün. Benim karşımda da Sabahattin Eyü- boğlu, Berdi Rahmi ve Melih Cevdet. Arada Fikret Otyam ve Turan Erol da uğruyor. Üçüncü gün sehpayı çevirdi portreyi gösterdi; Sabahat- tin, Bedros Reis ve Fikret'in tepkisini unutamam. - Sen bu kızı kıskanıyorsun, en güzel yerini, gözlerini gömnüyorsun. Eren de gülümsüyor. "Ben fotoğraf çekmedim, resim yaptım "diyor. Bu sözleri saygıyla anımsanm her zaman. O portre en güzel tablolardan biri evimde. Yalan dünya diye sesleniyorum yitik dostlanma. Hepsine selam olsun. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 SOLDANSAĞA: 1/ Vezir ve sadrazamla- rın giydiği bir 2 çeşit k a v ^ . 3 2/Bir etkinli- ğin geçici olarak durdu- 5 rulduğu sü- 6 re... Terzinin -, belli bir ölçü ve modele 8 göre kumaşa 9 biçim verme- si. 3/ Türkiye'den göç eden Yunanhla- rın oluşturduğu mü- 2 zik türü. 4/ En kısa 3 zaman süresi... Is- lam inancına göre, kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek toplanacağı yerin 8 adı. 5/Porselenyapı- 9 mında kullanılan bir çeşit beyaz ve gevrek kil. 6/ Her iki Kore'nin de para birimi... Odeşme, razı olma. 7/Gereksiz... Czeriekmekkınntısıylakap- lanmış yiyecekJer için kullanılan sözcük. 8/ Bir kimsenin bir topluluk içindeki durumu... Utanç duyma. 9/ Küçük bitkilere verilen ad... Yerinde ya- pılan ve beğenilen davranış. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Kırmızı şarap üretiminde kullanılan bir üzüm cinsı. 2/Boğa güreşı yapılan alan... Ankara'daki özel bir tiyatronun kısa yazılışı. 3/Mikroskop ca- mı... Rize-Erzurum karayolunda bir dağ ve ge- çit. 4/Bir seçimde adaylardan hiçbirinin, gerek- li oyu sağlayamaması nedeniyle seçimin sonuç- suz kalması. 5/ "Ebnâ-yı dehr her hünere — verir Yâ Rab bu aferin ne tükenmez hazinedir" (Nabi)... Bir cetvel türü. 6/ "Neler yapmadık şu —- için/Kimimiz öldük'Kimimiz nutuk söyle- dik" (Orhan Veli)... Kayısı, erik, badem gibi ağaçlardan sızan zamk. 7/Eski Mısır inanışında ana tannça... Bir nota. 8/Yumurtabiçimli ve se- kiz delikli bir tür flüt. 9/Bir elektroliz aygıtında- - ki artı kutup..^ Hay\an pisliği.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle