17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1> ŞUBAT 2004 PERŞEMBE CUMHURİVET SAYFA DIZI Ortadoğu'nun en eski ve en etkili yayın ogranı gazetesi araştırma merkezi yöneticileri: TürkiyeDoğu-Batı D oğu Konferansı heyetinin ilk görüşme- si Mısır'ın ünlü El Ahram gazetesinin araştırma merkezinde. Kahire kentinin merkezındeki trafık Tahran kadar olma- sa da yoğundu. Mısır'a ilk geldiğimiz- de rehberlenmiz, turizm polisinin ge- zımiz boyunca bizimle birlikte olacağını söy- lediler. Luksor Tapınağı'nda birkaç yıl önce on- larca tunstin radikal İslamcılar tarafindan öl- dürülmesinden bu yana böyle bir önleme ge- rekgörmüşlerdi. ' E L AHRAM BACIMSIZDIR' İpek, El Ahram'a ginşimızden sonraki ilk notu şöyle düşmüş: "Geldik, bekkmeye baş- bchk." Sabahleyın 09.00"da yola çıkacaktık, öy- le programlanmıştı. 0 da değiştı ve 10.30'a alın- dı. Yani çok daldk hareket etmemız istenen prog- ram gecikmelerle başladı. El Ahram, çok de- ğişik periyodik ve günlük yayınlan olan bir mer- kez. Araştırma Merkezi ise bu yayın grubunun beyni olarak faaliyet gösteriyor. Arap araştır- malan konusunda Uzman Hasan Ebu Talip şunlan anlattı: "Merkeamizde resmi araşnnnalar,Arap so- nınlan. askeri ekonomik konular ve Mısır'ın iş hayaü konusunda vavmlar yap*yor. YrihkArap $tratejiRaporu24v*İır\avınılaniyor.Arapdün- yasına ilişkin geHşmelere \ önelik iki de hafta- hk gazetemiz var. El Ahram gazetesi Ortado- ğu'nun en eski veen etkili yayınorganı. 1963'te kurulmuş. Her giin 1 milyon adet basıhyor. El Ahram gazetesi, içinde araştırma merke- zi olan tek örnek. Maaşlanmızı araşarmacılar olarak buradan alınz, Bir dönem Birleşmiş Milletler Genel SekreterKği yapan Butros Ga- li, bir siire bu merkezin başkanhğmda bulun- du. Daha sonra dışişleri bakanı oldu. Geniş U- gi alanınuz bütün Arap dünyası. Arap-İsrail ifiş- kileri ise >oğunlaşuğımız aianlardan. Arap diin- yasına hitap eden 300 kitap yayımladık. Ydhk strateji raporu yayımhyoruz. Türkrve'deki ge- lişmeleri çok vakından izliyoruz. Türkhe'nin Avrupa Birtiği adav lığı bizi çok ilgilendiriyor. Biz Türk ve Mısır aydınlan geleneksel çer- çeveyi kırmalrvTz. Bu zoıiuklan aşmakta 'Ak- deniz Araştırmalan' adı altında başlarüğımız proje vararlı olabilir." 'HiLAFET' KOMPLEKSİ Aynı araştırma merkezınden Amr Şubehi şunlan söyledi: "Türkiye'deki siyasi atmosfer İslamın demokrasiye karşı olduğu iddiasuu ge- çersiz kılryor. Bu özelJikJerinizle AB'ye girme- niz çok önemlL Bölgenin iiç önenıli ülkesi İran, Türkhe ve Mısır. Bu ülkelerin aydınlannın iKş- ki geliştinneleri o kadar da kolay degil. Türki- ye, AB ile daha kolay ilişki kurabiliy or. Külrü- rel açıdan Batf ya daha dönük. Bu nedenle ül- kenizde 'Bu Doğu da nereden çıktı" diyenler olabilir. İki şıktan birini seçmek zorunda degil Türkiye. Hem Baü'ya yönelebUir, hem de Do- ğu'ya önem verebflir. Türkhe, Bati'da İsiam dün- yasııu, Doğu'da Batı dünyasını temsD edebiür. Türkiye ile Mısır arasındaki güçlükleri biHyo- nız." Amr Şubehi. Mısırlılann yaşadığı bir ıkile- me de yenıden \nrgu yaptı: "Ben laikim. Böl- gede laik-İslam ikilemini yaşıyoruz. Örnegin hilafet sözcüğünü duyunca beninı tüylerim di- ken diken ohıyor. Hilafet kavramının içini fark- lı bir şekilde doldurabiliriz. Benim bu önerimi bir çılgınlık olarak da düşünebilirsiniz." Yarın: İbni Haldun Araştırma Merkezi Şerıatıa laiklik arasmda El Ahram Araştırma Merkezi yöneticileri, Türk ve Mısır aydınlannın geleneksel çerçeveyi kırması gerektiğini düşünüyor. Türkiye'nin AB ile daha kolay ilişki kurabileceğini söyleyen yöneticiler, "Türkiye hem Batı'ya yönelebilir, hem de Doğu'ya önem verebilir. Türkiye, Batı'da îslam dünyasını, Doğu'da Batı dünyasını temsil edebilir" diyor... Kahire'nin en renkli tarihi çarşısı Han El Halil, 600 yılı aşan bir geçmişe sahip. MEDYA HÜKÜMETIN MALI E l Ahram Araştırma Merkezi yö- neticilerinden Muhammed Seyid Said, basının durumunu şöyle an- lattı: " Mısır basınının yasal duru- munu açıklamak çok zor. Özellik- le bürokratik engeller her şeyin önüne geçiyor. 1952'den önce yani Na- sır'dan önce bütün basın özei girişimci- lerin müikiyetindeydL 1962 yıhnda bü- tün medya de\1etin eline geçti, bu alan- da özei girişim kalmadı. Bunu bütün medya hükünıetin malıdır diye açıkla- mak daha doğru olur. Örneğin Sosyalist Birlik PartisL bürokratik yollan kulla- narak bütün basına sahip oldu. Sosya- Kzm reddedilince her şev özeDeşti ve çok partili sisteme geçildl Peki Sosj alist Bir- Bk Partisi'nin etindeki bu gazeteler ne ola- caktı? Herşev birbirinekanşu. En\er Se- dat çözüm olarak basını yönetecek bir konsey önerdi. Konsey bu yolla bazı ga- zetelere sahip oldu. Partiler de kendfle- rine bağlı gazeteler çıkardılar. Özei sek- törün gazete çıkanp çıkarma>^cağı tam anlamıyla net değiL Özei sektör gazete- leri bu nedenle Kıbns, Londra ve Tür- kiye'de basıüyor ve burada saühyor. Hâ- lâ bu gazetelere izin verümiy or. Biz (El Ahram) bağımsızsak bu kar- gaşa içinde bir deha sa>esinde bu işi gö- türüyoruz anlamına geliyor. El Ahram Shasi ve Stratejik Araşnrmalar Merke- zi. muhakfet partilerinden bile daha ba- ğımsız bir yaprv'a sahiptir di\ebiliriz. Biz hiikümeti eleştirmeyenleri aranuza abıu- \oruz. Demokrasi konusunda çok prob- İemlerimiz var. .\rap ülkelerindeki yö- netimler içten ve dıştan büyük baskı al- tında. Halklanndan kopuklar. Bu yöne- timler ya milletleriyle banşacaklar ve \BD'\e direnecekler ya da miDetlerini baskı altuıa alıp ABD've tesüm olacak- lar." El Ahram gazetesinin kadın çalışan- lannın sayısının sınırlı olduğunu söyle- diler. Ancak haftalık Ingilizce bölümün- de çalışanlann \'üzde 80'i kadınmış. BaroMüslümanKardeşler'inyönetiminde Piramttler iyi korunmuyor. ^ ^ kinci randevumuz Mısır Barolar Biriiği yö- I netimiyleydi. Otobüsümüz eski taş bir bi- • nanın önünde durdu. Kapıdan adımımızı at- I tığımızda büyük bir kalabahkla \üz \iize I geldik. Gürültülü bir binaydı barolar birli- ^ L ğı. Bızı yönetim kurulunun bakımsız oda- sına aldılar. Yıpranmış kolruklara oturduk. Bizı aldık- lan odaya giren çıkan belli değildi Bekleme- ye başladık. Bızım heyetten Şinasi. duvarda- ki iki saatı gösterdi. İkisı de durmuştu. Şöyle bir yorum yaptı: "Bunlann zamanla olan iüş- kisi saatten beflL" Yönetici olduğunu söyle- yenlerbirerikışer içeri geldıler. Bizleri selam- ladılar. Ancak başkanın bir cenazeye gıttiğini biraz sonra geleceğinı söylediler. Biraz daha bekledik. Zamanımız sınırlı olduğu için ora- daki yöneticilerle konuşmayı yeğledik. KöKLÜ SİVİL TOPLUM KURULU$U Baronun başkan yardımcılanndan Taha Bey bize baroyu tanıtarak konuşmasına başladı: "Mısnr'daİden köklü sKil toplum kuruluşlann- dan birisi barodur. 1912 yılında kuruldu. Mı- sır'da barolar birliğine bağh 22 baro bulunu- yor. Mısır'da hukuk lisansı yapan iyi ahlak sa- hibi her Mısırtı baroya üye olabilir. Irak işgaU öncesinde orada savaşmak için gönüUüler top- ladık. Irak'taki kardeşlerimize yardım topla- vıp gönderdik. Fransa'daki başörtüsü yasağı- na karşı bir mücadele projemiz var. Filistinli avıı- katiara yardım edijoruz." Sonunda Arap Barolar Biriiği ve Mısır Ba- Arap Barolar Biriiği ve Mısır Barolar Biriiği Başkanı Sami Aşur, Batı'ya karşı Doğu'nun kendi arasındaki bir ittifaktan rolar Biriiği Başkanı, kıvırcık saçlı, güleç yüz- lü Sami Aşur içeri girdi. Duvarda kuruluşun- dan günümüze başkanlık yapanlann fotoğraf- lan asılıydı. Sami Aşur'un asılı fotoğrafı şim- diki haline göre çok genç duruyordu. Anlaşı- lan çok uzun süreden ben başkanlık yapıyor- du. Aşur. Türkiye-Sunye arasındaki ılışkilenn düzelmesini voırgulayarak sözlenne başladı: "Suriye Türkhe yakmlaşmasını kutluyoruz. Türkhe Ue İsrail arasındaki iiişkilerin bu dü- zejde gehşmiş olnıasını ise doğru bulmuyoruz. Türkiye güçlü bir ülke. İsrail'le değil. Araplar- la birlikte hareket etmeti. Baromuz, emperyalizme karşı mücadele ge- lenegi olan bir kuruluş. Mustafa Kâmıl baro- muzun ü>eterinden ve 20. yüzyılm başmdaki ulu- sal direniş öndeıierindendL Mısır Barosu, En- vçrSedat'm israil Başbakanı Menahem BeginTe uzlaşmakamacıyiaCamp David'egitmesineve anlaşma imzalamasma karşı çıkü. Bu nedenle başımız derde girdL Baro başkanuu, deviet baş- kanı atamav a kalkö. Yönetim olarak bu uygu- lamaya direndik. Anayasa Mahkemesi de ba- ronun bağımsızlığından yana karar aldı." (Aşur'un sözleri, birçok sivil toplum örgütün- deki Müslüman Kardeşler hareketinin gücü- nü de ıfade ediyordu. Baro yönetiminin Müs- lüman Kardeşler hareketi yanlılannın ehnde ol- duğunu daha önce öğrenmiştik.) Baro yöneticileri, ne kadar siyasi tutuklunun cezaevinde bulunduğuna ilişkin sorumuza net biryanıt \eremedi. Enver Sedat"ı öldüren Ce- maati İslami üyelerinin de bir süre önce ser- best bırakıldıklannı belirttiler. Cezaevinde tu- tuklu gazeteci yoktu. Ceza hukuku laik siste- me bağlıydı, medeni hukuk ise şeriydi. Müs- lüman olmayanlar ise medeni hukuku kendi inançlan doğrultusundauyguluyorlardı. Ölüm cezası vardı \e uygulanıyordu, ancak karar için yargıçlann oybirliği ile karar vermesi ge- reknordu. Baro Başkanı Sami Aşur, Batı'ya karşı Do- ğu'nun kendi arasındaki bir ittifaktan yanay- dı. Bir anlamda medemyetler arası çatışma te- zini destekleyen fikırler sa\oınuyordu. Biz 'As- hmıza dönehnV dıyoruz. Doğu. uygarlığın merkezidir. Medeniyetle- rin beşiği burasıdır. Biz Mısırlılar, Hazreti tb- rahim'in de Türk olduğuna inanıyoruz... ZENGtNLER VE YOKSULLAR Dinigelenekler ve modern gelenekler birarada... T arihi Kahire Kalesi'nin çevresi ise Mezarevler di- ye anılan mahallelerle çevrili. Bu mezarlar arasın- da 200 yıllık olanlar da varmış, 50 yıllık olanlar da. Mezare\'lerde yaşayanlar ise 300 bin ila 3 milyon gibi birbirine çok farklı iki rakamla ifade ediliyor. Mısırlı zenginler mezarlannı yaptınrken üzerindeki top- rağa da birkaç gözü olan miıiik evler yaptırmışlar. Bu evler hem mezarlar sahipsiz kalmasın hem de ko- nutsuzlar evsiz kalmasın diye yoksullara kiralanıyor. Mısır'daki durumu yansıtan ripik bir olay bu. Mısır, di- ni geleneklerle, modern gelenekler arasında sıkışmış bir ülke. Sokaklarda satılan renkli dergilerde, gazeteler- de, son derece şık giyinen, zengin insanlann öyküleri yer alıyor. Küçük bir zengin azınlık modern yaşamın ni- metlerinden yararlanıyor. Ancak bu küçük azınlık dışın- da Mısırhlar yoksulluğun ürettiği geri bir yaşam tarzı- na mahkûm durumdalar. Mısır belki de bu yoksulluk yüzünden çok ucuz bir ülke. Muzun kilosu 50 bin lira. Şehirde su bedava kul- lanılıyormuş, elektrik ve telefon da çok ucuz dediler. Zaten yıhn önemli bir bölümü sıcak geçriği için pek yakıt masrafı da yok anlaşılan. Ancak ücretler de çok düşük. Bir profesör maaşı bizim asgari ücretimize denk düşüyor. TARİHİ ÇARŞI: HAN EL HALİL Kahire'nin en renkli yeri ta- rihi çarşısı... Han El Halil... 1382 yılında yapılmış. Os- manlı döne- minde "Türk PazarT olarak anılan builginç çarşı, oldukça büyük bir ala- na yayılıyor... Güneyinden El Ezher Caddesi geçiyor. Memlükler döneminde büyük bir ticaret merkezi olan bu çarşıda öylesine kuvvetli bir baharat tekeli kurulmuş ki, Avrupalılar yeni kıtalar keş- fetmek için Amerika'ya doğru yola çıkmışlar. Çarşının, müzisyenleri, gumüşçüleri, kaftancılan, he- diyelik eşya dükkânlan, dansöz giysisi satanlan ve ku- yumculan iç içe geçmiş minik dükkânlar. Alışveriş uzun pazarlıklarla hareketleniyor. Sürekli gelenler gidenler- le çok hareketli bir mekân. Çarşı içindeki El Fişavi ya da Aynalar Kahvesi denilen çok eski kahve olağanüstü bir cazibe merkezi. Saatlerce oturup etrafi seyretmek is- teyeceğiniz hem açık hem kapalı bir mekân burası. Yıl- lanmış eski tahta sandalyeler, masalar ve dış duvarlara asılmış çok eski aynalar sizi hemen oraya doğru çeki- yor. Gezici müzik ekipleri gelenlere hemen minik kon- serler veriyorlar. Mallannı satmak için çarşının kahve- lerinde toplanan sayısız satıcının oluşturduğu uğultu ise bir başka müzik oluşturuyor. Elinde fistık torbası bir avuç fistık satmak isteyen kadın, ağır seramik taştan yapıl- mış dev tespihler satan bir adam, minik cam sigara tipi nargileleriyle dolaşan bir genç. TüTSÜCÜ KADIN... Han El Ha- lil'deki tütsücü kadının ise ko- lay kolay unu- tuünayacak ka- daretioleyid bir tipi vardı. Belki bizerastiayansi- ze rastlamaz ama... Son de- rece kıvrak ha- reketlerle kö- mürüyanantüt- süsünü başını- zınvebedenini- zin üzerinde si- zi yakmadanki- mi sözcükler fi- sıldayarak bü- yük bir el ça- bııkluğu ile do- laştınveriyor. Gözleri de be- deni ile birlikte üstünüzde dolaşıyor. Başı bağlı ama gözleri makyajlı 30 yaşlannda güzel bir kadındı tütsücü. Gecenin geç saatin- de Han Halil 'de gezinenlerden ekmeğini çıkartmaya ça- hşıyordu. Kahvede en çok çay ve nargile içiliyor. Sale- bi de içine kuru üzüm, findık ve hindistancevizi ile süs- leyerek getiriyorlar. Çarşının üzeri yer yer kapalı, yer yer açık. El Fişavi'nin hem kapalı hem açık bölümü vardı. Mısır'ınNobel edebiyat ödüllüyazan NedpMahfiız'un sık sık geldiği bir kahve imiş burası... Yarın: Eğlence, dansöz, kadın sarkıcı Mısırlı kadın, kapalı ama bakımlı... Han El Halil'de tütsücü kadın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle