22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2004 PERŞEMBE 14 U MX kultur@cumhuriyet.com.tr 53 yıl önce bugün ölen Andre Gide yapıtlanyla önyargılara karşı savaşmayı sürdürüyor 'Dünya Nimetleri'ninustasıH.NECMİÖZTÜRK Andre Gide bundan 135 yıl once, 22Kasım 1869 da,PaulGide ileJu- BetteRondeaus nun oğlu olarak Pa- ris'te, Medicis Sokağı'ndaki 19 nu- maralı evde dünyaya geldi. Hukuk profesörü olan babası Uzes'li bir yargıcın oğlu, annesi ıse Rouen'lı zengin bir sanayici ailenin kızıydı. Babası daima ona hoşgöriilü dav- ranmış bir Protestan, Gıde' inbaşın- dan savmak için çok büyük bir uğ- raş verdiği dinsel dayatmalan ve Tann kavramını kafasına sokan an- nesi ıse son derece otonter ve kural- larabağlı, katıbirKatolikti. On bir yaşındayken babasını kay- betmesi, annesinin onun üzerinde daharahat baskı kurmasını sağladı. Fikirlerini oğluna zorla kabul ettir- meye çalışan annenin silahı bazen ka- tılığı, bazen de kırbacı oluyordu. Okula başlamadan önce özel pıya- no dersleri almaya başlayan Gide. ha- yatının sonuna kadar çalmaya de- vam edeceği bir aletle tanıştığınm far- kına daha sonra varacaktı. Besteci- lerin eserlerini.notakâğıtlannıoku- yarak dinleyebilmesini yedi yaşın- da almaya başladığı bu derslere borç- ludur. r Sekiz yaşında Alsace da bulunan Ecok Akacienne'e yazıldı. Ne varki Gide, birçok kez okul değıştirmek zo- nında kalacaktı. Ecole Alsecienne'e girdiğı yıl, "kötü davranışlar sergi- lediği için" okuldan atıldı ve başka bir okulun yolunu tuttu Ancak bu okula liseyi okumak için tekrar ge- lecekti. Gide, özel denler almaya başladı ve annesinin kanatlan altın- da (sık sık başı ağnyordu ve bırke- resinde geçirdiği sinir knzlerinın sa- yısının artması nedeniyle Lamalou akıl hastanesinde muayene edilmiş- ti) lise yıllanna ulaştı. Gide, Alsace Lisesi'nde PierreLo- uis ile tanıştı ve bu arkadaşlıklan onu yazarlığa iten etmenlerden biri oldu. Pierre Louis (1870-19251, As- tarte adlı ilk parnasçı şiir kitabrnı 1891 'de yayımlayacak olan ünlü ya- zardan başkası değıldı. Liseyi biti- ren Gide, Paris'teki Henri IV adlı üniversitenin felsefe bölümüne ya- zıldı. Üniversiteyi, yandan sonra bı- rakıp özel dersler alarak tamamla- dı. 1889'untemmuzundabakalorya sınavını veremese de aynı yılın ekim ayında tekrar girdığı sınavda başa- nlı oldu. İlk kltabı llgl görmedl Artık kendinı edebiyata adamaya karar verdı ve on beş yaşındayken âşık olduğu. günlüklerinde Emma- nueDe adıyla andığı kuzini Madela- ine Rondeaux"ya adayacağı "Les Cahiers d' Andre VValter" ("Andre VValter'in Defterieri") adh kitabını yazmak üzere Haute-Savoie bölge- sinde bulunan müstakil eve çekildi. Ailesinin, özellikle de anne tarafinın zengin olması nedeniyle hiçbir za- man parasal sıkıntı çekmeyecek olan Gide, bu ilk kitabını 1890'da kendi parasıyla bastırdı. Fakat yapıt hiç il- gi görmedi. Bu tarihten sonra Gide, eser vermeye ve seyahat etmeye hiç ara vermeyecekti. 1892'de bağım- sız sanat kütüphanesince yine Ma- delaine Rondeaux'ya adanan "Les Poesies d'Andre Walter" ("Andre YYalterin Şnrleri") basıldı. Ardından Urien'in Yokuluğu (1893), Dünya Nimetleri (1897), lyi Zincirienme- miş Prometheus (1899), Immoranst (1902), Dar Kapı (1909), Corydon (1911), Isabeüe (1911), Vatikan'ın Jer, baktığın şeyde değil, bakışında olsun' veya 'Orada her şey durağandı, çünkü hiçbir şey daha yetkin olmak istemiyordu' gibi cümleleri ve daha yüzlercesini cömertçe okurlanyla paylaşan Gide, 19Şubatl951'de, 82 yaşında çok sevdiği ve eğlendiği yaşama gözlerini yumduğunda, arkasında uzunlu kısalı, her biri birer 'özlü sözler sözlüğü' niteliğinde olan doksandan fazla sarsıcı eser bıraktı. Zindanlan (1914), Pastoral Senfoni (1919), Dostoyevski (1923), Kalpa- zanlar (1926), Oidipus (1931), The- seus (1946) gibi başyapıtlar veren Gi- de, hayatı boyunca on kereden faz- la Afhka ülkelerine gitmiş ve bura- larda uzun süreler kalmıştır. Afrika dışında birçok kez de Avrupa ülke- lerine, 1914'te Türkiye'ye, aynca defalarca da SSCB'ye gitmiş ve bu seyahatlerde edindiği izlenimlerle yaptığı gözlemleri çok sayıda eserin- de (Yokuluk Notlan, Kongo'ya Yol- culuk, Çad Dönüşü, SSCB DÖnüşü, Mısır Notlan vb.) okurlanyla paylaş- mıştır. "Değer, baktığın şeyde değil, bakı- şmda obun" veya "Orada her şey du- rağandı, çünkü hiçbir şey daha yet- kin olmakistenuyordu" gibi cümle- leri ve daha yüzlercesini cömertçe okurlanyla paylaşan Gide. 13 Kasım 1947"de çok geç olarak verilen No- bel Edebiyat Odülü'nü aldıktan dört yıl sonra, 53 yıl önce bugün 19 Şu- bat 1951'de. 82 yaşında çok sevdi- ği ve eğlendiği yaşama gözlerini yumduğunda, arkasında uzunlu kı- salı, her biri birer "özhî sözler söz- lüğü" niteliğinde olan doksandan fazla sarsıcı eser bıraktı. Yüzytlın Theseus'u... 1946'da basılan Theseus, Gide'in son kitaplanndandır. Bakac'ın eser- lerini onlarda tekrar tekrar ortaya çı- kan karakterler nedeniyle, Zoû'nın Rougon-Macquart ailesini anlattığı yirmi kitaptan oluşan dizisindeki ya- pıtlan süreklilik göstermeleri nede- niyle, Gide'in eserlerini de sahip ol- duklan ortak amaç (okurlan uyan- dırmak, onlan toplum kurallanndan oluşan kabuklannı kırmaya ve her ko- nuda düşünmeye itmek) nedeniyle birbirlerinden ayırmayan yazınbi- limciler, Theseus'un bir sonsöz ni- teliği taşıdığı konusunda hemfikir- ler. Okura bir vasiyetname okuyor- muş izlenimi veren eserin iletisi açık- tır: Basmakalıp düşüncelerden kur- tulun. " Yahuz başıma ölmeye razıyun ve işte ölüme yaklaşıyorum. Dünya ni- metierini tatüm. Benden sonra in- sanlann benim sayemde daha mut- lu, daha ryi ve daha özgür olacakla- nnı düşünmek bana huzur veriyor. İnsanhğın geleceği uğruna, yapaca- ğımın en iyisini yapüm. Yaşadım." Hayır, bu sözler Gide'e değil, kita- bın başkahramanına, Theseus'a ait. Fakat Gide'in bu anlayışla yaşama- dığını söylemek de son derece yan- lış olacaktır. Gide, ölümünün üzerin- den 53 yıl geçmesine rağmen eser- leriyle hâlâ insanlan önyargılardan kurtarmaya çalışmaktadır. Gide ken- di döneminin olduğu kadar, bu yüz- yılın ve gelecek yüzyıllann da The- seus"udur. Amelita Baltar ve grubu bugün Buzmarkiz'de Buenos Aires ruhu canlanıyorKültürServisi-AmeBtaBahar \e grubu bugün saat 22.30'da îşsanat(abuzmarkız konser dızısı kapsamında Buzmar- kiz'de sahneye çıkacak. Aıjantin tangosunun en büyük divalanndan Amelita Baltar, coşku ve hüznün bir- likte yoğruldugu müziğiyle Buenos Aires ruhunu Buzmarkiz'de yeniden canlandıracak. 1968'de ilk uzunçalanyla Ulusal Disko Festiva- li'nde birincilik ödülü kazanan Baltar, aynı yıl As- tor Piazzolla tarafından keşfedildiğin- de, Piazzolla'nın Horacio Ferrer ile birlikte yazdığı 'Maria de Buenos Ai- res' adlı opera yapıtında başrolü üstlendi ve bu, sanatçının uzun yıl- lar sürecek Piazzolla \ e Ferrer ile işbirliğinin ilk adımı oldu. \ 'Los Pajaros Perididos' şarkı- \ sıylaPalmadeMaDorcaödülü- \ nü de kazandı. Bırkaç yıl son- \ ra da bir ılke daha ımza ata- •K, *T. rak A. Favero'nun müzikle- riyle Sao Paulo ve Buenos Aires te tango-rock göste- rilerine başladı. Juan de Dios Filiberto Or- J kestrası'yla birlikte 30. sanat yı- / lını kutlamak üzere çok özel bir / proje olan 'Ametitango'yu pek çok \ şehirde sergiledikten sonra 2001 "de \ son albümü 'Amebta de Todos los \ Tangos'u çıkardı. .emancı Özcan Ulucan ile piyanist Birsen Ulucan bugün Akbank Kültür Merkezi'nde verecekleri konserde Mozart, Janacek ve Prokofiev'den yapıtlar seslendirecek. Iki kardeş aynı sahnede Kültür Servisi - Keman sanatçısı Ozcan Ulucan ve piyano sanatçısı Birsen Ulucan kardeşler, bugün saat 20.00'de Akbank Kültür Merkezi'nde resital verecekler. Ingiltere başta olmak üzere dünyanın birçok kentinde adlanndan başanyla söz ettiren Ulucan kardeşler, resitalde Mozart'ın si bemol majör keman sonatını, Janacek ın keman - piyano sonatını ve Prokofievin 1 No'lu keman - piyano sonatını seslendirecekler. 'S. Obretenov' Müzik Yanşması'nda ikincilik, J. Kocian" Liuslararası Keman Yanşması'nda birincilik, \Iimar Sinan Cnrversitesi Keman Yanşması'nda üçüncülük, 'R. Lipizer' Keman Yanşması'nda "En tyi Beethoven Sonat Yorumu' ödülü, 'W. Gieseking' müzik yanşmasında birincilik ödülü alan Özcan Ulucan solistlik çalışmalanm ve kariyerini halen Maxim Vengerov ile Almanya'da sürdürüyor. Ulucan kardeşler Türkiye, Bulgaristan, îngiltere, Almanya, Isviçre, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde konserler veriyorlar. (0 212 252 35 00) Son üçyılını dinlenerekgeçiren sahnelerin büyükannesi Tına Turner, Ismail Merchant'ınyenifilminde oynayacak Bu kez tannça olarak dönüyor Kültür Servisi - Rock & Roll'un kraliçesi Tina Ttarner, James Ivory ile birikte çalıştığı 'dönem filmle- ri'ndeki başansryla büyük destek gören Hint kökenli ABD'li yönetmen fsma- üMerchant'ın yeni füminde rol ala- cak. Bolryvvood'dan oyunculann rol al- dığı fılmde Turner, yönetmenin son filmi 'Le Boşanma'da da oynayan MatthewMoodine'le kamera karşısı- na geçecek. 'The Goddess/Tannça' adını taşı- yacak olan bu 'mistik' filmin öykü- sü, genel anlamda "kadmın gücü' üze- rine kurulu. 63 yaşındaki sanatçı, fil- min çekimlerine başlanmasından ön- ce Hint kültürü ve yaşayışı hakkında bilgi sahibi olmak ve havasını solu- yabilmek için ülkede iki haftalık bir geziye çıktı. Merchant. sanatçıyı ön- celikle güney eyaleti Kerela olmak üzere ülkenin değişık bölgelerine gö- türdü. Yönetmene göre, bu geziyle Turner. Hindu tannçası Shakti rolü hakkında daha denn bılgi sahibi ol- duğunu. Hindu 'puja'lan ve yaşam- lannı yakından gözlemlediğini söyle- di. Turner, yönetmenin bu rol için ken- disini seçmesının nedenini de şu söz- lerle açıkladı: "Sanınm İsmail'in bu role beni uygun bulmasının en büyük nedeni, içsel güce sahip olduğumu gör- mesi. Çok uzun zamandır mücadele ediyorunı ve halen ayaktayım." Daha önce Mad Max dizisinde rol alan sa- natçı, sahneye veda ettikten sonraki son üç yılını dinlenerek geçirdiğini, artık "dünyaya geri dönmeye hazır" oldu- ğunu söyledi ve ekledi: "Bu kez Mad Max kahramanı olarak değiL yüzünü gerçek güce ve gerçek sevgiyeçevirmiş bir tannça olarak dönüyorum." Çekimlerine önümüzdeki yılın ilk aylannda başlanacak olan filmin mü- ziklenni de uluslararası üne sahip Hint tabla virtüözü Zakir Hüseyin hazırla- yacak. Özgün film müziklerinde, Tur- ner'ın seslendireceği Latince, Sansk- ritçe ve Ingilizce şarkılara da yer veriliyor. Dişi Entrtkalap' Sarajevo'da • Kültür Servisi- Bedri Baykam'ın 2002 de Istanbul AKM'nin ardından Paris ve Ankara'da açılan 'Dişı Entrikalar' sergisi şimdi uluslararası 'Saraje\o Winter2004' festivali kapsamında Sarajevo Türk Kültür Merkezi'nde. Baykam 29 Şubat'a dek açık kalacak sergide, kendi modelleriyle yaptığı fotoğraf çekimlerinden yola çıkarak çeşitli gereçleri birlikte kullanarak geliştirdiğı çahşmalannı sunuyor. Baykam'ın resimlen tuval üzerine kanşık teknikle üretilmiş; kimileri fotoğraf çekimlerinın tuval üzerine inkjet baskılanndan oluşan model görüntüleri, kumaş, pirinç levha, plastik döşemeler, kâğıt ve yapay çim halılar gibi gereçlerle, çeşitli kolajlarla bir araya geliyor. Sarajevo Türk Kültür Merkezi'nde, Baykam'ın sergisi için hazırladığı bir saatlik video çalışması da gösterilecek. Genç fotoğrafçılar için burs • KültürServisi- Fotoğraf Vakfı Girişimi, belgesel fotoğrafin bir alt dah olan fotoröportaj tekniğinin teorik ve pratik altyapısını genç fotoğrafçılarla paylaşmak adına düzenlediği fotoröportaj atölyesinin katılımcılanndan üçüne bu alandaki üretunlerine maddi zemin sağlamak, yeni denemeler için motivasyonlaruu arttırmak amacıyla burs verecek. Atölye, özellikle üniversitelerin fotoğraf bölümlerinden ve fotoğraf kulüplennden ögrencilere, iletişim fakültesı öğrencilerine ve temel fotoğraf bilgisine sahip 30 yaş alhndaki fotoğrafçılara yönelik. Atölyeye katılmak isteyen fotoğrafçılann en geç 20 Mart 2004 tarihine kadar Fotoğraf Vakfı Girişimi'ne başvurmalan gerekiyor. 24 Mart'ta atölyeye katılacak 15 kişi açıklanacak ve aynı gün atölye çalışmalanna başlanacak. (0 212 243 71 88) Samyer Tiyatrosu'ndan iki oyun • Kültür Servisi - Sanyer Belediye Tiyatrosu tiyatroseverlerin karşısına ıkı yeni oyunla çıkıyor. Müşfık Salhk'ın yazıp yönettiği 'Kahkaha Kabare' adlı iki perdelik oyun günümüzde hızla tükettiğimiz toplumsal değerlerimizi ve bunun en etkin sorumlulanndan biri olan medyayı esprili bir dille eleştiriyor. Oyun çarşamba-cuma saat 19.00'da, cumartesi-pazar ise saat 18.00'de sahnelenecek. Müşfik Saltık'ın yazdığı 'Umudumuz Umut' ise orta halli bir kan-kocanm çocuklan Umut'un geleceği için gösterdiği çabalan anlatan bir müzıkli çocuk oyunu. Oyun, cumartesı-pazar saat 12.30'da izlenebilir. Caz Afifteri Aflş Yarışması • Kültür Servisi - tzmir Kültür Sanat ve Eğıtim Vakfi (ÎKSEV) tarafından düzenlenen Izmir Avnıpa Caz Festivali'nin tanıtımında kullanılacak afışin belirlenmesi amacıyla düzenlenen yanşma sonuçlandı. Izmir A\Tupa Caz Festivali'ne gençlerin bakış açısını taşımak \e grafik sanatına ilgi duyan üni\ersite öğrencilerini desteklemek amacıyla iki yıldır düzenlenen 'tzmir A 1 rupa Caz Festivali Afiş Yanşması'nda, bu yıl Dokuz Eylül Üniversitesı Güzel Sanatlar Fakültesi'nden Koray Ekremoğlu'nun çalışması birinci seçildi. îkinciliği Le\ent Avcı, üçüncülüğü ise Hüseyin Ekinci'nin elde ettiği yanşmaya katılan afişler, 15 Mart'ta Akademi tKSEV'de yapılacak ödül töreninde sergilenecek. SF.S-18S5 Tiyatrosu istiklal Caddesi No:140 Beyoğlu Tel: 0212 251 18 65t o n o e r l o r Açılış Konseri Pİyânonun Türküsü Lara Shekinsky 23 Şubat Pazartesi Saat: 20:30 01 Mart Pazartesl Istanbul'dan Mektup Sokratls Slnepoulos & Derva Turkan 08 Mart Pazartesi Sabahat Akkıraz, Erkan Oğur, Hakkı Demircloğlu 15 Mart Pazartesl Dona Rosa www.UbHl.ta. iit 554 «00 Cumhunyef A I S V K M HASTANESİ »no 63 yaşındaki sanatçının fflmdeki rol arkadaşı Matthevv Moodine olacak. SANAT CEVRESİ AYLIK SANAT DERGİSİ ŞUBAT SAYISI ÇIKTI 0NBV1Ü SATIŞ YffilffilNDE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle