22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2004 PERŞEMBE HALKEVLERI 1980 darbesinden sonra kapaülan Halkevleri'nin hedefî, Cumhuriyet'in amaçladığı devrimci donanımk, bilinçli, aydm yurttaşlar yetiştirmektL Kitaplık-yayın, diL, tarih- edebiyat, köycülük, plastik sanariar. müzik, gösteri, folklor-etnografva, spor ve turizm- gezi olmak üzere 9 ana kolda faatiyet gösteren halkevlerinin 70'U yıllardaki etkinlikJerine kaülan çocuklar vegençler, bugüneışık tutuvoriar™ Genç Türkiye'nin önemli kurumu Halkevleri, kesintili de olsa 72 yıldır ışık saçıyor Ojrnhuriyet'in meşalesi• 19 Şubat 1932'de kurulan Halkevleri, tarihi boyunca iki kez kapatıldı. yöneticileri çeşitli baskılarla karşı karşıya kaldı. Bugün Türkiye genelindeki 82 Halkevi, Atatürkçü düşüncenin ışığındaki çalışmalanna devam ediyor. Halkevleri Genel Sekreteri Coşar, AKP'nin Halkevleri üzerindeki baskısına karşın. yola devam edecekJerini söyledi. GÖKÇE UYGUN "alk için, halk içinde, halkla birtikte. çağmuzın büûn ışığına doğru! Uhısal ülküyc doğnı! Cumhunyet dönemııun en önemli aydınlanma kurumlanndan Halkevleri, bu sözleri temel alıyordu. Bugün. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ısteğı üzenne 19 Şubat 1932'de faaliyetlenne başlayan Halkevleri'nın kuruluşunun 72. yıldönümü. Köy Enstitüleri ile bırlıkte Cumhunyet dönemııun en önemli eğitim ve kültür kurumlanndan bıri olan Halkevlen, 1912 'den ben faalıyet gösteren Türk Ocaklan'nın yenne, CHP'nın 3. büyük kurultayında alınan karar ile 19 Şubat 1932'de Ankara'da kuruldu. Başkentın ardından, Afyon, Samsun, Eskişehir, Diyarbakır, Izmir, Konya, Denizli, Van, Aydın, Çanakkale, Bursa, Adana ve Istanbul olmak üzere 13 kente Halkevı oluşturuldu. 9 dalda faalivet Halkevlen, Türk mılletını yenı ülküler etrafında toplamak, halk arasında kültür ve düşünce bırliğı sağlamak, Atatürk devnmlerinın benımsenmesını sağlamak ve Cumhunyetın kültür atılımını yapmak amacını taşıyordu. Halkın aydınlanmaya olan ıhtıyacının artması üzenne nüfusun az olduğu küçük yerleşım bölgelenne de Halkodalan açıldı. Cumhurivet'in amaçladığı devnmci donanımlı, bilınçlı, aydm yurttaşlar yetiştırmek hedefîyle çalışmalar yapan Halkevlennde, kitaplık-yayın. dıl, tarih- edebıyat, köycülük, plastik sanatlar, müzik, gösteri, folİdor-etnografya. spor ve tunzm- gezi olmak üzere 9 ana kolda çeşitli eğıtun ve kültür faalıyetleri gerçekleştırildı. Atatürk, CHP'nın 4. büyük kurultayında "Halkevterinin bütün yurttaşlanna kucağını açması, vatanda sosyal ve kültürel devrim yapti* diye konusmuştu. tsmet Inönü de halkevlerinin kapatılmasından duyduğu üzüntüyü "Hayaümın en büyük başansızhğı, Halkevlerinin kapaühşını önleyemeyişimdir" sözlenyle ıfade etmişti. İki kez kapaüldı 1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelmesınden sonra, 11 Ağustos 1951 gün ve 5630 sayılı yasa ıle Türkiye genelindeki 4 bin 785 Halkevi ve Halkodası kapatıldı. Malvarlıklan da Hazine'ye aktanlan Halkevlennde büyük yağmalama olaylan yaşandı. 27 Mayıs'ın ardından, Atatürkçüler ve HaUcevlennın eskı yöneticileri bir araya gelerek Türk Kültür Derneğı'ni kurdular. 21 Nısan 1963'te Ankara'da toplanan olağanüstü kurultayda, derneğın adı Halkevı olarak değıştırildı. 1970'li yıllarda siyasal amaçlı terör ve sılahlı çatışmalann hedeflennden bıri olan Halkevlennin yöneticileri de çeşitli baskılarla karşı karşıya kaldılar. 1980'de 910Halkevınındörttebın sıkıyönetım komutanlıklannca ikıncı kez kapatıldı. 12 Eylül sonrasında da tüzelkişiliğı sona erdinlen Halkevinin genel başkanı Ahmet Yıldız da tutuklandı. Ancak yöneticilerinin talebı üzenne Halkevleri, 31 Ekım 1988'de tekrar açıldı. Halkevleri Genel Sekreteri Mustafa Coşar, günümüzde 1 l'i îstanbul'da obnak üzere Türkiye genelinde 82 Halkevının çalışmalanna devam ettığını anlattı. Coşar, şunlan söyledı:"Biz kapitalizmi. yoksuDuğu, ırkçüığL yağmacılığı ve gericiliği kabul etmiyoruz. Ama maalesef ki AKP'nin üzerimizde dolaylı yoldan baskısı var. Tüm bunlara karşın Halkevleri yohına devam edecek." CHP'nin 3. Büyük Kurultayı'nda Mustafa Kemal Atatürk'ün isteğiyte alınan karar gereği, ilk Halkevi 19 Şubat 1932'de başkent Ankara'da kuruldu. Onu Afyon, Samsun, Eskişehir, Diyarbakır, İzmir, Konya, Denizli, Van, Aydin, Çanakkale, Bursa, Adana ve İstanbul Halkevleri izledi. Fotoğraflar: CUMHURİYET ARŞtVİ Cumhuriyetın 'şanslı kuşaklan' sanata, spora ve bılgıye yalnızca çalışarak ulaştı BirzamanlarHalkevleri vardıDoç Dr. TONGUÇ GÖRKER A \\\ yasındayım. Ögretmenle- / • nm beni okul müsameresıne J. M. çıkanyorlar. Bana pılot rolü venlıyor. 0 günlerde "tayyareci" de- nılen uçak pılotunun ülke ıçin ne den- lı önemli olduğunu anlatan senaryo ıçuıde, üzenme uygun dıkılmiş pilot gıysısı ile kelebek kılığına girmiş kız çocuklan arasındarolümüoynuyorum. Tıklım tıklım dolu salon alkıştan ın- lıyor. Provaların başladığı sıralarda götürüldüğümüz binanın neresı ol- duğunu sormak cesaretini göstermiş- tim. "Buras Halkevi'' dediler. Subay olan babamın zorunlu Do- ğu Anadolu hızmeti başlıyor. Bu kez Elazığ'dayım ve 7 yaşındayım. Sını- fımı geçtim, yaz tatili başladı. Dinle- diğim zaman düşler kurduğum ke- man isimli müzik enstrümanını çal- mayı öğrenmek ıstıyorum. Böyle bir olanağımız olup olmadığını babama soruyorum. Şehnn merkezındekı yep- yenı kocaman bir bınayı anımsahy or. Orası Halkevı'dir dıyor, önce oraya sor. Ertesi sabah Halkevı'ne gidıyo- rum. Ünıformalı bir kışı önüme çıkıp "Nereye gidiyorsun" dıyor. Neden geldığımi söylüyorum, sağdakı kori- doru ışaret ederek "Buradanyürü,so(- dan üçüncü kapıya gjr" dıyor. Kapı- yı buluyorum ve korkarak açıyorum. Ceketlı, kravatlı, ütülü pantolonlu or- ta yaşlarında bır beyefendı ıle karşı- laşıyorum. "Gir içeri çocuğum. ne is- temiştin" dıye soruyor. Sesındekı ce- saret vericı yakınlıida rahatlayıp ıs- Doç. Dr. Tonguç Görker. "Yeni kurtuluş savaşımı~Y ~T alkevleri. Atatürk devrimlerinin, ulusal kültü- ğ—m rü yayma çabalannın halka açılan pencerele- M. M- riydi. Kadın, erkek, genç, yaşlı. tüm yurttaş- lann kültürlerini geliştirme, kültürel çahşmalara katıl- malannı sağlama merkezleri idi. Ülkemızdekı okurya- zar oranının yükselmesini sağlayan eğitim yuvalarry- dı. Halkevleri açık olsaydı, en uçtaki vatandaşa bile uzanan okuma yazma eğitimi devam ediyor olacakü. 19 Şubat 1932'de iflc binasmı hizmete açarak varlı- ğını duyuran Halkevleri'nin insafsızca kapatıldığı 1951 yılında, var olan Halkevleri sayısı 478, varolan Halko- dası sayısı ise 4322 idi. Bu rakamlar, o tarihte Halkevi olmayan hiçbir U veya ilçenin bulunmadığını gösteri- yordu. Henüz ulaşılamamış yerler köylerdi. Bu eksik- lik de 1940 yılıNisan aymda hizmete başlayan Köy Ens- titüleri ile giderilme yoluna girmişti. Çekoslavak 'Sokol'den esinlendi Demokrasinin yalnızca hak eşitliği değil, aynı zaman- da fırsat eşitliği olduğununanlaşıldığı yıllar, sosyal de- mokrasi deyiminin toplumlarda kullanılmaya başlan- dığı yıllardır. Bugün bölücülerin, din satıcılannın, sözde 2. cum- huriyetçilerin eleştirdiği Atatürk Cumhuriyeti, daha sözcüğün toplumlarda kullanılmaya başlanmasından önce sosyal demokrasiyi uygulamaktaydı. Kuruluşunun 8'inci yıluıda Halkevleri'nden yararlanmanın eşitlikle uygulanmasını sağlamaya yönelik bir Halkevi Talimat- namesi çıkanldı. 1940'tayürürlüğegirentalımamame- nin ilk maddesi, Halkevleri kapılannın tüm \/ atandaş- lara açık olduğunu belırtıyordu. VDdanAşırSavaşır'ın Çekoslovakya'da gördüğü So- kol isimli örgütten esınJenerek kurulması kararlaştın- lan Halkevleri, Mustafa Kemal ın sosyaldemokrat Tür- kiye'sinin tüm vatandaşlan aydınlatmasına, Cumhuri- yetin konınması için gerekh kültür birikiminin uç yö- relerimize kadar uzanmasına yönelik çalışmalann ışık kaynağıydı. 1951 yılında Atatürk yapıtlannı yok etme- ye yönelik kıskanç girişimler Halkevleri'ni ve ardın- dan Köy Enstitülerini kapattıktan sonra bu kuruluşla- nn yeniden oluşturulması olanağı hiç mi yoktu? Elbet- te kı vardı. Nitekim 1960 devriminden sonra 1961 yı- lı Mayıs ayında Türk Kültür Derneği adıyla ve UNES- CO'nun da desteğiyle yeniden canlandınlmak istenmiş- ti. Ancak eskı Halkevleri'nin çürütülmüş olan araç ve gereçlerindenyararlanma olanağı bulunmamıştı. Bına- lann büyük bölümü ise başka amaçlarla kullanüma du- rumundaydılar. Yine de ısrar edildi ve 1963'te derne- ğin adı Halkevleri olarak degiştirildi. Ne var ki devır Atatürk'ün devri değildi. Kısa süre sonra Adalet Par- tisi iktidara geçmiş ve karşıdevrim çarkı yeniden dön- meye başlamıştı. Yeni Halkevleri örgütü Londra ve Frankfiırt şubele- ri ile birlikte, ülke içinde 154 Halkevi ve 100 Halkoda- sı açtı. 1976'da sayılan 208'e ulaştı. Ancak siyasal ik- tidardan destek görmüyorlardı. Ve bu örgüt 1980'de kapatıldı. Hatta yöneticileri tutuklandı ve yıllarca yar- gılandı. Aklandıktan sonra 1987'de el konulan mallan geri verilerek yeniden çalışmalanna izin verildi. Halkevleri bugün hâlâ var fakat etkinlikleri dikkat çe- kici değil. Çünkü parasal destekleri yok. Devlet çarkı, aydınlanmayı istemeyen ellerde dönüyor. Halkevle- ri 'ne soguk olan bu eller, Atatürk devrimlerine karşı olan örgütlere olağanüstü cömert davranıyor. Türkiyemiz bir kez daha kurtuluş savaşımı veriyor. Savaşımın ağır yükü Kemalist aydınlanmızın omuzla- nnda. Tüm Kemahstlerin bir araya gelmeleri gerekiyor. Güçbirliğinde değil aynı siyasal partıde. teğımı söylüyorum. "EIbette,burada ketnan çalmavi öğrenebilirsin, kema- nını al gel, kay dını yapahm" dıyor. 9 yasımda ıken babamın görev i Si- ırt'te. Okul müsameresı oluyor, 23 Nısan Çocuk Balosu oluyor. Bu kez nerede olacağmı merak etmıyorum. Düşündüğüm gıbı Surt Halkevi ile ta- nışıyoruz. 10 yaşımda iken ilk kez bir kütüp- haneye gıdıyorum. \'an Halkevi 'nin kütüphanesme. Dünya klasıklermi okumaya başlıyorum.Aynı Halke- \ ı'nde okulumuza beyaz perdede Be- ethoven belgeselı gösteriliyor. 11 yaşımda Mardın'deyım. Neresi olduğunu ilk sorduğumyer Halke\i. Halkevı'nın kütüphanesınde yerli ya- zarlanmızın ünlü yapıtlannı okuma- ya başlıyorum. ilk seçtiğım kıtap, Re- şatNuriGüntekin'ın "Çahkuşu'' ro- manı. Bugün olsaydL- Babamın Doğu .Anadolu zorunlu hızmetının bıtımınden sonra başka ilgialanlan bulabiliyorum. Ancak ba- zı sorunlanmın çözümü ıçın gene de sık sık Halke\len'nı anyorum. Örne- ğin Sıvas'ta lıse edebıyatı öğretme- nim tasa\"\-uf hakkında bir konuşma yapmamı ıstıyor.Vakit yitırmeden Halke\ı"ne koşuyorum \e konu hak- kında genel bılgılen buluyorum. Yükseköğrenimde istanbul Ünı- versitesi'nın Talebe Birliği Başkanı oluyorum. Banndığı yer, kuüandığı sahne ve salon. artık kâpatılmış oldu- ğu halde gene de bınasından yarar- landığımız Emınönü Halkevi. Geçen son 40 yılın koşullannı anım- samaya çalışalım. Çocuğuna bır mü- zik enstriimanı kullanmasını öğretmek ısteyen bir ebeveyn. yüklü bır ödeme yapmadan bunu sağlayabılir mıydı? Dünyaya açılan pencereler demek olan kıtaplan, ayırt etmeksızin her vatandaşın okumasına olanak veren kaç kütüphane anımsıyorsunuz? Jim- nastık yapmak, yüzme teknığıni öğ- renmek ısteyen çocuklanmıza, kar- şılıksız eğitim veren yerler var mıy- dı? Sahne sanatlanna ılgı duyan ço- cuklanmızın böyle bır olanağı var mıydı0 Bilgisayar kullanmayı öğren- mesi gereken çocuğunuza, milyar- larca lıra ödeyıp bilgisayar ahnadan ve bilgısa\arkursunagöndermeden yardımcı olabıliyor musunuz? Bugün Halkevlen olsaydı bu ıstek- len içınyalnızca çakşmalan yeterh ola- maz mıydı? Halkevlen 'nin kapanlma- suıdan sonra uzunca bir süre gençle- re salon sporu oyunlannı öğreten ve amatör basketbol ve voleybol oyun- culanna karşılıksız salon tahsis eden son kuruluş olarak Kadıköy Halke- vı'ni anımsıvorum. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Dinçerin Kaımı Yönetimi Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in kendi meşrebinden insanlarla birlikte hazırladığı Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasansı Meclis'te görü- şülüyor. Biliyorsunuz, ömer Dinçer, Türkiye'nin, artık Is- lamlaştınlması gerektiği ve bu Islamlaştırma için kü- reselleşen dünyada çok uygun koşulların oluştu- ğu görüşlerinin savunucusu. Pakistanlı bir şeriatçının, ekonominin Islamlaş- tırılmasını öngören ve sorunlan tartışan kitabının çevirmeni. Akademik hayatının önemli bir bölümü, şeriatın Türkiye koşullanna nasıl uygulanacağı, Türkiye'nin nasıl Islamlaştınlabileceği üzerine kafa yormakla geçti. Bunun dışında, "uzmanltk" alanı olan "Işletme Yönetimi" üzerindeki çalışmalarının "ürünü"olan bir kitabının da "çalıntı" olduğu ortaya çıktı. Ama hâlâ koltuğundadır. Dinçer, anlaşılan, Tür- kiye'nin Islamlaştırılmasınagiden yolda Önemli bir artyapı oluşturacağını düşündüğü Kamu Yöneti- mi Temel Kanun Tasansı ve onu izleyecek diğer ya- sa tasarılanyla "dini görevlerini" yerine getirme- nin huzuruyla görevini tamamlamak istiyor! Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasarısı, büyük tartışma konusu. Yasa tasansına, siyasal eleştiri- lerin yanı sıra ciddi bilimsel, hukuksal ve yasal eleştirilerin neredeyse tümüne (www.kamuyone- tim.org) internet sitesinde ulaşabiliyorsunuz. Ka- mu yönetimi uzmanlan ve bilim insanları, yasata- sansını didik didik ediyor, bu yasanın uygulanma- sı halinde yol açacağı sonuçları değerlendiriyor. • • • Yasa tasansının gerekçesini bile doğru dürüst ya- zamayan, Genel Gerekçe'de beş tane "fikri" dö- ne dolaşa 12 sayfa boyunca tekrar edip duran bu yasa taslağı çalışması bir dizı süslü lafla bezeli. Batı demokrasileri üzerine tartışmalardan apar- tılmış laflar, Genel Gerekçe'yi süslüyor: Şeffaf.. ka- tılımcı.. paylaşımcı.. insan hak ve özgüriüklerine say- gılı, hukuki olmak... Ancak bu sözlerie, topluma yutturmak için ya- sanın "şekere bulanmak" istendiği de çok açık. örneğin 33. sayfada şöyle deniyor: "Katılım kavramı, kamu hizmetleri ile ilgilikarar- lann hazırianması, olgunlaştınlması, alınması ve bu kararlann uygulanması aşamalanndan birine, bir- kaçına veya bütününe, o karardan doğrudan ya da dolaylı olarak etkileneceklerin katkıda bulun- masını.. ifade etmektedir"... örneğin 29. sayfada ve çeşitli yerlerde "kapalı ve tek taraflı biryaklaşımdan, açık ve katılımcı bir yaklaşıma" gibi benzer sözler bolca geçiyor. İnsan sanır kı AKP müthiş şeffafçı ve katılımcı bir parti! öyle mi? Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasansı bütün Türkiye'yi ilgilendiriyor. Her biryurttaşı... Tasanda "şeffaflık", "katılımcılık" dersleri veren ömer Dinçer ve arkadaşlan ise bütün Türkiye'yi il- gilendiren ve yönetim anlayışında çok önemli de- ğişiklikler getiren bu yasa tasarısını, beş-altı kişi- lik bir ekiple, kapalı kapılar ardında hazırladı. Geçen yıl birden basının önüne çıkarak, toplu- ma tam anlamıyla "ceee" dediler, "Obez devlete son veriyoruz" ve benzeri yemlerle "Kamu Yöne- timi Temel Kanun Tasarısı"n\ basına yutturdular. Seçim bildirgelennde esamesi okunmayan bir ko- nuyu tezgâhladılar. Biliyorsunuz, TÜSİAD yaptırdığı biraraştırmada, uluslararası kıyaslamalarla, Türkiye'de devletin obez olmadığını ortaya koydu! Böyle, çoktartışmalı, küreselleşmecilerin deda- yattığı köktenci bir yasa tasansı, bütün Türkiye'yi ilgilendirdiği ve geleceği belirleyeceğı ıçın, azınlı- ğın azınlığı bir parti tarafından "tek taraflı biryak- laşımla " dayatılamaz; ülkenin büyük çoğunluğun- ca tartışılır, bir uzlaşma sağlanır ve Meclis'e öyle sevk edilir. Nerede kaldı ömer Dinçer'in, AKP'nin "katılım- cılık, şeffaflık" iddialan! O halde, geride sadece bü- yük bir palavra kalıyor! • • • Ayrıca, bir dostun anımsattığı gibi, "katılımcı, şeffaf toplum"un kurulması, öncelikle, siyasi par- tiler yasasında ve seçim yasasında gerçekten ka- tılımcı ve şeffaf değişikliklerin yapılmasıyla birinci derecede ilgilidır. Bu iki yasaya hiç dokunmadan, partileri katılım- cı ve şeffaf yapmadan, yönetimi "katılımcı ve şef- faf" yapma iddiası da boş laftır. Ruhu ve özü katılımcılığa, paylaşımcılığa ve şef- faflığa karşı bir siyasi partiler ve seçim yasasıyla, şeffaf ve katılımcı bir yönetim kurmaya kalkışmak, eşyanın tabiatına aykırıdır. • • • Yasanın en önemli handikaplanndan biri de hü- kümete gelen partilerin, kendi bürokrasisi ile ge- lip-gitmesidir... İktidara oturan, devlet bürokrasi- sinin bütün tepesini, bütün yüksek dereceti me- murları, müdürleri budayacak, yerlerine kendi adamlannı atayacak; seçimi kaybettiğinde de adamlanyla birlikte basıp gidecektir! Devletin sürekliliği, bilginin birikimi, uzmanlığı vb., özetle toplumu ve onun örgütlü gücü olan devleti geleceğe taşıyan özellikler ortadan kaldı- nlıyor. Birikim, bir arşiv değil, insanın ta kendisidir. Arşivde ancak "tarihi araştırmalar" yaparsınız. İnsan ise birikimiyle yaşayan ve ülkeyi taşıyan esas güncel varlıktır... Bu yasa tasansı tamamen reddedilmeli ve yeri- ne, toplumun katılacağı tartışmalardan ortaya çı- kan fikirlen ıçeren, gerçekten katılımcı, paylaşım- cı ve şeffaf bir kamu yönetimi yasa tasansı hazır- lanmalıdır. obursali(« cumhuriyet.com.tr. İLAN KADIKÖY 2.AİLE MAHKEMES İ HÂKEVILİĞİ'NDEN SayıNo: 2004,110 Mahkememizden verilmiş olan 28.1.2004 tarihli tensıp karan ıle tstanbul tli, Beyoğlu îlçesi, Hacımimi C 017 22, AS.2137, Sıra No: 26'da nüfusa kayıtlı 27.9. 1959 d.'lu Pe- rihan ve Recep Hayn'den olma, Ayşe Serap Bilemedik 4721 sayılı TMK.'nun 420. mad- desi gereğince mahcur adayı Perihan Bileme- dik'e geçici vasi tayın edılmiştir. Keyfıyet ilan olunur. 28.1. 2004 Basın: 6681
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle