21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKlNCt îzmir'den sonra Osmanlı Devleti'nin ilk büyük başkenti de 'binyıllarına' kavuştu Bursa'nın 'duygulu'müzesi Tarihi Kentler Birliği'nın (TKB) 2000 yılındaki kuruluşuna ev sahipli- ği yaptıktan sonra, kültür mirasımıza karşı bu "gönül birliğinin" yönetim ve sekretarya hizmetlerini de yürüten Bursa Büyükşehir Belediyesi, aynı önderliğini taçlandıran bir armağanıy- la 1999-2004 yönetim dönemini ta- mamlıyor. Başkan Erdoğan Bilenser, tıpkı ge- çen ay İzmir'de eski Itfaiye Bina- sı'nda açılışı yapılan "Kent Arşivi ve Müzesi"nde olduğu gibı, Bursa'nın da binyıllannı bundan böyle "göze görünür" kılacak olan Bursa Kent Müzesi ıçin; "görev siiremizin en anlamlı hizmeti" demekle kalmıyor ve şu- nu ekliyor; "Artık tüm gelecek kuşaklar, nasıl bir kentin hemşerisi olduklarını biz- den çok daha ileri bir bilinç içinde öğrene- rek Bursa'yı daha kimlikli bir geüşmeye yöneltecekler..." Yok oluşa dlrenenler Evet... Bursa da diğer tüm kentlerimiz gi- bi, "kimlikli" gelişemedi... Gerçi Osmanlı nın bu anıtsal başkentin- de, tarihle tanışıklığı sürekli diri tutacak mi- marlık ve kent mirası her şeye rağmen en önemli örnekleriyle korunabildi... Ahmet Hamdi Tanpınar ın ünlü "Bursa'da Za- man" seslenişinden etkilenebilmek için ge- rekli o eski ve duygu yüklü mekânlar, bugün de sevdalılara ilham vermeyi sürdürüyor... Ama, hemen tüm kentlerimizi geçmişin- den kopartan şu körolası •'apartmanlaşma" ile bu yok edicı salgının kendine "kent içi rant arsası" bulabilmesı için eski evleri ve sivıl mimariyi adeta kıyıma uğratan "mo- dern"(!) imarcılar yüzünden, Bursa da son on yıllannı büyük tahribatla yaşadı... Bu nedenle. anıtsal ve dini yapıların besle- diği "ruhani" etkiyi, geçmişin yaşam ve top- lumsal kültür kazanımlanyla da buluşturup "insani" Bursa kımliğini güçlendirecek "si- vil bellek değerleri" azaldıkça azaldılar. On- lan önemsemeyenlerin diktikleri yeni bina- lann, hatta kimi yeni yollann altında kaldı- lar. Sevgllller Günü'ydü... Bursa Kent Müzesi, işte sadece böylesi bir sürecin "unutturduğu" tarih kültürünüye- niden anımsatmakla yetinmeyen, bundan sonra da aynı yok oluşun artık yaşanmaması CUMHURtYETt TARİHLE BULUŞTURUYOR - Tarihi Adüye Binası, Cum- huriyet kuşaklanna yaklaşık 70 yıl adalet dağıttıktan sonra şimdi de tarihle buluşturacak... (Üstteki fotoğraf: Muallim Mektebi mezunları adliyenin önün- de / Cumhuriyet arşivi) Tarihi Kentler Birliği'nın 2000'deki kuruluşuna da şimdi kültür merkezi olan "Tayyare Sineması" ev sahipliği yapmıştı (altta). 3Ö3T5S!!! için "kent ve yaşam sevgisini" herkeste can- landıracak bir armağan... Üstelik, eğer o gün, yani geçen cumartesi, "kar" engeli olmasaydı, törensel açılışı da "14 Şubat Sevgililer Günü"nde yapılacak- tı.. Bursa belki de bundan böyle "sevginin" tarihte nasıl derinlikli kültürler yarattığını da belgeleyen bir müzeyı; yüreklerinde "sevgi" olanlann gününde bağnna basacaktı... Ne var ki o bembeyaz "kar", dengelerini yine tarihi unutarak yitirmiş bir kentsel yığıl- mayı cezalandınrcasına yaşamı "karartın- ca", böylesine anlamlı bir kucaklaşmayı bi- le sanki "istemeyen" inatçı tavnyla Bursa'yı teslim aldı... Kent Müzesi'nin resmi açılışı da 21 Şubat 2004 tarihine ertelendi... Müzenin binası aslında başlı başına "mü- ze" değerinde bir yapıt... Kent merkezinde- ki "Tarihi Adliye Binası" restore edilerek bu işlevle donatıldı... Bursa'ya Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk mimari katkılanndan olan ve 1926'da Ek- rem Hakkı Ayverdi tarafından yapılan gör- kemli ama zarif bina, 2000 yıhna dek adliye olarak kullanıhrken "adaletin" de simge- siydi... Bundan böyle ise bir bakıma aynı ada- leti de yaratan uygarlık birikimlerinin sünge- si olacak... Adliye bu binayı terk ettiğinde, önce "Hâ- kimevi" olması benimsenmişti. Yani, Bur- sa'daki hâkimler, daha önce "adalet dagıt- tıklan" mekânlarda, artık belki de "stres atacaklar"dı... Ne var ki buna elbette haklan olsa bile, böylesi bir bina için asıl "adaletli" olanm, yine tüm kente ait kültürel ıçerikli bir kamu- sal hizmeti üstlenmesi olduğunu hâkimler de kabul edince, Büyükşehir Belediyesi onlar için yeni bir Hâkimevi projesi gündeme ge- tirdi; Tarihi Adliye Binası'nın ise valiliğin de desteklediği bir proje olarak Bursa Kent Mü- zesi'ne dönüştürülmesine karar verildi. Restorasyonu ve müze olarak düzenlenme- si yaklaşık 3.5 trilyon liraya mal olan ve bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlanarak açılışa hazır duruma getirilen müzenin mimari pro- je sorumlusu Naim Arnas... Yöneticiliğini ise Bursa Araştırmalan Vakfı Genel Sekre- teri Ahmet Erdönmez üstlendi. Başkan Er- doğan Bilenser, binanın yani başındaki aynı tarihsel dönemin mimarisini taşıyan Defter- darlık Binasf nın da bu işleve paralel bir sa- nat galerisi bütünselliğiyle değerlendirilme- sini hedeflediklerini belirtiyor. Her iki bina- nın "uyumlu komşuluğunu" gören herkes de bu niyetin mutlaka gerçekleşmesi gerektiğine inanıyor. "Cezerken yaşamair Kent Müzesi'nde ise binlerce yıllık Bursa yerleşiminin, antik çağdan Os- manlı'ya kadar bilinebilen tüm belge- lerine ulaşmak mümkün olduğu gibi, Osmanlı dönemi de dahil hemen tüm çağlara aıt "kentsel mekân ve ya- şam" örneklerinden canlandırmalar, ınsanı adeta bir "zaman koridoru" ıçine alıyor. Toplantı salonlan, kütüphanesi, okuma odalan ve hatta kafeteryasıy- la da sadece "gezilen" değil, "yaşa- narak kullanılan" bir müze hizme- ti sunuyor. Bilgisayar donanımlı ve elektronik ortamdaki arşiv ve bilgilenme hiz- metleriyle de bir anlamda "tarih ve kültür için halk okulu" işlevi ka- zandınlan müzede dolaşırken, bugün ne ya- zık ki saraylannı bile sözde çağdaş yapılann altında bıraktığımız ilk Osmanlı padişahla- nyla karşılaşmanız mümkün... Yine ünlü Bursalılarla birlikte örneğin Zeki Müren'e de işte o "tarih koridorunda" rastlayabilir, "bir demet yasemen" sunabilirsiniz. Onlar ise size sadece susarak bakacaklar; ama artık siz susmayacak ve müzeden çıkar çıkmaz sesinizi yükselteceksiniz; "- Yeter artık bu tarih ve kültür talanı- na dayalı kentleşme... En değerli uygarlık mirasımız, acaba müzelik mi olmalıy- dı?..." Bankalardan kültür-sanata destek Medya Takip Merkezi 'nin yaptığı araştırmaya göre gazetemiz, bankalann düzenlediği kültürel ve sanatsal etkinlikleri içeren haberlerin yayımlanmasında 498 haberle ilk sırada ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ekonominin en önemli yapı taşlanndan birini oluşturan banka- lar, sosyal etkinlikleriyle de toplu- mun refah kalitesinde etkin rol oy- nuyorlar. Kültür- sanat, eğirim, spor başta olmak üzere pek çok çalış- mayla. toplumun bugününe ve ge- leceğine ışık tutup destek olurken, bilinirliklerini artınp imajlanm da güçlendiriyorlar. Yazılı basında kültür sanat haber- lerine en fazla yer veren gazeteler arasında birinci sırada Cumhuri- yet gazetesi yer aldı. Medya Takip Merkezi'nin (MTM) 2003 'ün son 6 ayında yap- tığı medya araştırması sonuçlanna göre, yazılı basın ve TV kanallann- da bankalar ile ilgilı toplam 42 bin 846 adet haber yayınlandı. Haber- lerin 34 bin 67 adedi yazılı basında yer alırken, 8 bin 779 adedi de tele- vizyonlarda yayımlandı. Bunlann 34 bin 222 adedi genel bankacılık faaliyetleriyle ilgili olurken, 8 bin 624 adedi ise kültür ve sanat etkin- likleri ile ilgili haberler. Hem yazı- lı hem de görsel basında, bankacı- lık haberlerine en fazla yer verilen banka Merkez Bankası olurken, îş Bankası ikinci sırada yer aldı. Ban- kacılıkJa ilgili haberlerde yazılı ba- sında, Yapı Kredi Bankası, görsel basında ise HSBC üçüncü oldu. MTM'nin araştırmasına göre, bankalann yazılı basın ve TV ka- nallarında en fazla yer bulan etkin- likleri 2 bin 514 haberle sergiler ol- KÛLTÖR-SANAT- SPONSORLUK ETKİNLİKLERİ %20 du. Sergıleri 1931 haberle kıtap ha- berleri takip ederken, üçüncü sıra- da 1782 adetle sponsorluk haberle- ri, dördüncü sırada ise 926 haberle konser haberleri yer aldı. Çeşitli et- kinliklerin yazılı basın ve TV ka- nallannda yansımalan da farklı ol- du. Buna göre gazete ve dergiler en çok kitap haberlerine yer verirken, ikinci sırada sergi, üçüncü sırada sponsorluk haberleri medyaya ko- nu oldu. MTM araştırmasında bankalann kültür-sanat etkinlikleri ile sosyal sorumluluk ve sponsorluk çalışma- lan incelendi. Buna göre, yazılı ve görsel basında yer alan kültür-sa- nat etkinlikleri ile ilgili haberlere bakıldığında, 2003 'ün son 6 ayında, en fazla yer verilen banka, 2 bin 671 haberle Yapı Kredi Bankası oldu. tş Bankası, 2 bin 655 haberle ikin- ci sıraya yerleşirken. üçüncü sırada 1746 haberle Akbank, dördüncü sı- rada ise 1085 haberle Garanti Ban- kası yer aldı. Yapı Kredi Bankası ve Îş bankası, kültür-sanat etkinlik- leri haberlerinde en çok kitap ha- berleriyle yer alırken, Akbank sponsorluk haberleriyle, Garanti Bankası da sergi haberleriyle konu oldu. Araştırmaya göre, yazılı basında, sosyal sorumluluk çalışmalanyla haberlere en fazla konu olan banka, Vatan Türkiye Sabah Evrensel Yayın adı Haber adedi Cumhuriyet 498 Radikal ^ " ^ 465~ Akşam Milliyet Hürriyet Dünya 2 bin 43 haberle Yapı Kredi Banka- sı oldu. Yapı Kredi Bankası'nı 1514 haberle Iş Bankası ikinci sıra- da izledi. Akbank 914 haberle üçüncü sıraya yerleşirken, 718 ha- berle dördüncü sırada yer alan ban- ka ise Garanti Bankası oldu. TV kanallannda kültür-sanat ve sponsorluk çalışmalan ile ilgili ha- berlerde ise, Iş Bankası 1141 adet haberle birinci oldu. îş Bankası'nı ikınci sırada 832 adet haberle Ak- bank izlerken, üçüncü sıraya 628 haberle Yapı Kredi Bankası yerleş- ti. MTM'nin araştırmasında TV ve gazetelerin sanata yer verme oran- lan da ölçüldü. Buna göre yazılı ba- sında sanat haberlerine en fazla y- er veren gazete. 6 ayda, 498 haber- le Cumhuriyet oldu. Cumhuriyet'i 465 haberle Radikal ikinci sırada izlerken 421 haberle Milliyet üçün- cü sırada ver aldı. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Sevgi Kültürü... Bir "Sevgililer Günü" daha geride kaldı. "Sevgi Günü"nü akıl etmeyen bir dünyada "Sevgililer Günü"... lyi bir küreselleşme, özellikle de tüketim mo- deli. Sevginin insanı insan kılan, kılması gereken te- mel ve genel nitelik olduğunun göz ardı edilme- sine yarayan bir gün. "Seni seviyorum" sözcüğünün, bugüne kadar -anlayan ve anlatabilen için elbet- daha şifalısı bulunamamış o ilacın yalnızca sevgililer arasın- da söylenmesinin ve kullanılmasının uygun dü- şeceğinin anımsatıldığı gün. Bu girişten sevgililerin sevgilerine karşı oldu- ğum anlamı mı çıkıyor? Hayır, böyle bir yöneli- mim asla yok. Ama sevgililer günlerinde sevgili olduklarnı etrafa göstermek için ortalığa dökü- lenlerin sevgililiklerini de hiçbir zaman inandıncı bulmadım. Tıpkı, sevgiyi bir eyleme ve insandan insana yönelik bir sorumluluk kaynağına dönüştüreme- yenlerin, dönüştürmekten kaçınanların sevgile- rini de hiçbir zaman inandıncı bulmadığım gibi. "Ben, yaşadığımın ahlakını savunmak zorunda- yım, hem de ne pahasına olursa olsun! Yoksa ben olmaktan çıkanm..." Yıllar önce gördüğüm bir filmdeydi. Kendisin- den çok genç bir delikanlıya âşık olan ve onun- la bir ilişki yaşayan, orta yaşın üstündeki kadın, böyle diyordu kendisini suçlayanlara. Kendisine o delikanlının yayılan dedikoduların zarariı etki- sinden kurtulmak için bu ilişkiyi inkâr ettiği söy- lendiğinde ve aynını yapması tavsiye edildiğin- de, yukarıdaki yanıtı veriyordu: "O, inkâr edebi- lir, ama ben, yaşadığımın ahlakını savunmak zo- rundayım, hem de ne pahasına olursa olsun! Yok- sa ben olmaktan çıkanm..." Yaşadığı sevgiyi Ben'iyletam anlamıyla özdeş- leştirecek kadar bir ahlaka dönüştürmek; hiçbir şeyi, ama hiçbir şeyi uğruna böyle bir Ben'i feda etmeye değer bulmamak. Sevgi kültürü diye bir şey varsa, o da budur. Sevgi kültürü, toplumun sevgileri sınıflandır- ma ve girdikleri sınıfa göre değerlendirme has- talığının, bir insana sevdiğinizi hangi koşullar al- tında söylemek ya da söylememek gerektiğini saptamaya kalkışan korkunç faşizmin karşısına çıkmaktadır. Sevgi kültürü, sevmenin eyleminden ve bera- berinde getireceği sorumluluktan kaçmamaktır. Sevmek, kimi sevmek olursa olsun, artık bu dünyada onun için de var olabilmektir; ya da, Azra Erhat'ın eşsiz tanımıyla, birinsanda bütün insanlık değerlerini sevmektir. O yüzden, hep az olmuştur sevgi. Ve sevgisiz düşünülemeyecek kimi ilişkiler de, örneğin dost- luk gibi, hep azdır. Dünyanın sevgi bağlamında bir kısırlık döne- mini yaşamakta olduğu kesin. Bu kısırlık son yıl- larda -ne yazık ki her olumsuz etkiye kapılmak- ta pek aceleci olan!- kendi iklimimize de bulaş- tı. Sait Faik'e: "Birinsanı sevmekle başlarherşey, oysa burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor..." dedirten de, bu kısırlık değil miydi? "Kimse birbirini sevmek zorunda değil!" diye- rek sevgisizliğin gönüllü sözcülüğünü üstlenen- leri tanıdım. Bir şeyi bütünüyle yaşadıktan son- ra, ansızın yaşadığından korkup, ya da, her ne- dense, kendine yakıştıramayıp, inkârlarıyla ken- di sevgilerini kirletenleri de tanıdım. Ve nihayet, sevgiieri sorumsuz yaşayabileceklerine ve böy- lesinin de sevgi olabileceğine kendini inandırmış olanlarla da karşılaştım. Yaşamının en büyük sevgisini, bana sevgi söz- cüğünün tüm anlamını belki de başlangıçtan gü- nümüze verilmiş tüm başyapıtlardan daha somut öğretebilmiş bir insanı yitirişimin üzerinden yıllar geçti. Hâlâ onunla oluşumu, ne yazık ki sadece anıları bağlılıkla açıklayamıyorum; ancak bir kül- türün çöküp gittiğini düşündüğümde açıklayabi- liyorum. Oysa bizimkisi gibi sevgilere O'ndan sonra da tanıklık edebilmeyi ve anılarımda ona: "Bak, bizim gibiler hep çıkabiliyor!" diye sesle- nebilmeyı ne kadar isterdim! e-posta: ahmetcemal« superonline.com acem20' hotmail.com BLGLN • LÜTFİ KIRDAR KONSER SALONU'nda 20.00de Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası konseri. Şef: Giuseppe Lanzetta. Solist: Dimitris Sgouros (piyano). (0 212 292 06 55) • İŞ SANAT KONSER SALONU'nda 20.00'de Moskova Eski Müzik Akademisi konseri. (0 212 316 10 83) • CEMAL REŞİT REY'de 20.00'de tstanbul Büyükşehir Belediyesi CRR Dans Tiyatrosu Topluluğu ndan Benim Akdeniz'im/Kınlgan'. (0 212 232 98 30) • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZt'nde 12.30'da Borusan tstanbul Filarmoni Orkestrası Oda Müziği Solistleri konseri. (0 212 292 06 55) • BABYLON'da 21.00'de Zipistanbul Electrock Gecesi'. (0 212 292 73 68) • NARDİS JAZZ CLUB da 21 30 da Cengiz Baysal Group konseri. (0 212 244 63 27) • YAPI KREDİ SERMET ÇİFTER SALONU nda 18.30'da 'Doğaçlama ve Çağdaş Müzik-II' adlı 'müzikli söyleşi'. Konuşmacı: Hasan Uçarsu, İlhan Usmanbaş. (0 212 252 47 00) • tFSAK'ta 19.30 ve 20.15'te Oktay Çolak'ın "Fas'tan tzlenimler' adlı saydam göstensi. (0 212 292 42 01) BAĞIMSIZ FİLMLER FESTİVAÜ'NDE BüfiÜK • AFM l'de 12.30'da 'Başlangıç Günü', 15.00'te 'Creamaster 3', 19.00'da 'Eski, Yeni...', 21.30'da 'BeUeville'de Randevu' ve 24.00'te'KorkuX'. • AFM 2de 13.00'te 'Bu KüçükHayat', 15.30'da 'Şirket', 19.30'da 'Orman', 22.00'de 'Gök Başımıza Düşecek' ve 00.30'da 'Derimin Aftında'. (0 216 454 15 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle