17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 - 6 ŞUBAT 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JV LJ -L X U J \ kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 HAYATIN ÖTE YAKASI FERtDLTN ANDAÇ BebeUer1 yenklen gösterUecak • Kültür Servisi - Takeshi Kıtano'nun 'Dolls' (Bebekler) filmi, gördüğü ilgi izerine 20-27 Şubat tarihleri arasında yeniden gösterime giriyor. Beyoğlu CineMajestik ve Kadıköy Broadway sinemalannda izlenebilecek film; Takeshi Kitano'nun iç içe geçen öykülerle oluşturduğu, aşk üzerine çekilmiş en dokunakh filmlerden biri. Eleştirmenlerin, görselliği ile bir şiire benzettiği film, sözcükleri ve mantığı kaybedecek kadar kınlan kalpleri ve bu kalpleri tamir etmek uğruna feda edilen yaşamlan anlatıyor. Iran tiyatposu İstanbul'da • Kültür Servisi - tran Pehlivanlık Tiyatrosu, bugün saat 20.30'da, Cem Safran Sahnesi'nde Iran tiyatrosundan bir örnek olan 'Pehlivanın Oyunu' adlı oyunu sahneleyecek. Hasan Bastani'nin yazdığı, Seyyid Muhammed Cevad Taheri'nin yönettiği oyunda Mecid Emiri, S. M. Cevad Taheri ve Seyyid Hamid Laceverdi rol alıyor. îran'daki pehlivanhk geleneğinden yola çıkılarak sahneye uyarlanan oyun, oyuna eşlik eden def sesi ve Mürşit Ishaki'nin manileriyle hareket kazanıyor. Pek çok mizahi aynntıya yer verilen oyunda, seyircinin de oyuna katılmasını saglayan bir düzenek oluşturuluyor. (0 212 245 13 14) ANKARA (AA) - Mozart, Verdi, Strauss, Puccini, Bellini, Dvorak gibi ünlü bestecilerin eserlerinin sevilen bölümleri, Devlet Opera ve Balesi'nin yeni yapıtında 'resmi geçit' yapacak. Ünlü opera, operet ve müzikallerden bölümlerin yer alacağı 'Yaşasm Opera', 18 Şubat'ta 'perde' diyecek. Bolşoy Tiyatrosu'nun baş rejisörlüğünü uzun yıllar üstlenen ve bu yıl Devlet Opera ve Balesi'nde baş rejisör olarak görev almaya başlayan Georgy Ansimov'un yönetimiyle sahneye gelecek yapıtta, başrolde 23 sanatçı yer alıyor. Ketencoğlu sanal dünyada • Kültür Servisi - Akordeon ustası Muammer Ketencoğlu, müzikal birikimini sanal dünyaya taşıdı. Türkçe, Yunanca, Fransızca, Almanca ve Ingilizce olmak üzere 5 dilde hazırlanan www. muammerketenco|lu.com sitesi sanatçının aynntılı biyografisiyle açüıyor. Ardından Ketencoğlu" nun albümleri ile hazırladığı antolojüer tanıtıhyor. Sitede sanatçınuı kurduğu ve yönettiği 'Muammer Ketencoğlu ve Zeybek Topluluğu' ile 'Balkan Yolculuğu' topluluğunun bilgi ve kayıtlan da bulunuyor. Zengin bir fotoğraf albümünün yanı sıra konser afişlerinin de görülebildiği sitede dünyanın çok çeşitli geleneksel müzikleriyle ilgili geniş web sayfa hnkleri de yer alıyor. Anadolu Ateşine destek • ANKARA (ANKA) - Hükümet, Anadolu'daki halk danslan, figürleri ve müziğini sahneye taşıyan Anadolu Ateşi dans topluluğuna destek verecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bilgisi dahilinde hazırlanan projeye göre, aralannda Anadolu Ateşi'nin de yer aldığı, Türkiye'nin tanıtımına katkı saglayan faaliyetlerde bulunan kuruluşlara kaynak sağlanacak. Kaynağın, Başbakanlık Tanıtma Fonu ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı kaynaklanndan karşılanacağı belirtiliyor. 3500 yıllık tarihiyle Rodos • Kültür Servisi - Osmanlı Bankası Müzesi'nde Voyvoda Caddesi Kent Sohbetleri Rodos'la sürüyor. Kent Sohbetleri'nin bu ayki konuğu, sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz, 18 Şubat günü saat 18.30'da 'Rodos' üzerine konuşacak. Yılmaz, 12 Ada'nın en büyüğü ve 3500 yıllık tarihi boyunca değişik kültürlere ev sahipliği yapmış Rodos Adası'nın tarihi mirasını anlatacak. (0 212 292 76 05) BAĞIMSC FİLMLER FESTİVAÜ'NDE BUGÜN • AFMl'de 12.30'da 'Misket', 15.00'te '15', 19.00'da 'Yossi ve Jagger', 21.30'da 'Cremaster3'. • AFM2'de 13.00'te 'Dördüncü Dünya Savaşı', 15.30'da'Kısalar 2', 19.30'da" 'Dişçilerin Gizi...'. 22.00'de 'Seni Seviyor muyum?'. (0 216 454 15 55) Müziğimizin enasisesiydiOturup resmini çizdim. Beyaz çer- çeveli gözlüklerini ortaya çıkaran son rötuşlan yapıp kâğıdın sağ alt köşesine imzamı attım. Hazırladı- ğım çerçeveye özenle yerleştirdiğim resmi seyre daldım... Sonra şarkı defterlerimi gözden geçirdim. Ona ait sayfalan bir bir okudum yeniden. 'Zeyno', 'Niksarın Fidanları", 'Oy Bana Bana', 'Emrah' 'Resim- deki Gözyaşlan' şarkıları dilimden düşmüyordu o günlerde. Yollar, sokaklar, ev içleri mırıldan- dığımız ezgilerle inlerdi. Kendimizi müzikle ifade edebilmenin yollannı aradığımız bir yaş dönemindeydik. Timur Selçuk 'Ayrılanlar tçin', Barış Manço 'Kol Düğmeleri', Fikret Kızılok 'Yumma Gözün Kör Gibi', Esin Afşar 'Yoh Yoh' Ue yeni bir dünyanın sesini/soluğunu, bakışını getiriyordular... 0 ne görkemll duruş! Cem Karaca, onlarla önümüzde açılan 'yeni dünya'nın en aynksı, asi duruşlusuydu bizim için. Sesini dinleyip fotoğraflannı gör- düğümüz bu 'asi' duruşlu/öfkelı adamı, bır-iki gün sonra sahnede seyredecektim... Çizdiğim resmi ona sunup bir-iki söz edecektim kendisiyle... Çünkü ben de şarkı söylüyordum; ıyi-kötü, taşrada bir orkestramız vardı... Yanı başındaki yol arkadaşlannı anımsıyorum: Seyhan Karabay, Ü- nal Büyükgönenç... Kentin merke- zindekı spor salonu hıncahınç do- lu... Dışandakorku, kavga kol gezi- yor... Sol rüzgânn esintisini bile içı- ne sindiremeyen kentin Turancı ke- simi, Cem Karaca'yı bir avuc suda boğmak için kapılan aşındınyor. Olsun, bız gene de gidip onu dın- liyoruz... Yirmili yaşlardaki bu genç'ası adam, bizim sesimiz/solu- ğumuz kesiliyor sahnede... O ne görkemli duruş! Kentin yeryüzüne kapalı yedi ka- pısı bir an'da açılıyor, dünyada olup bitenlerin bilinç ışığı oralardan ağıp gelerek onun sahnedeki duruşuna yansıyordu sanki! Bir ayin gibiydi bizler için Cem Karaca'yı dinlemek... Şarkılan dilimizden düşmezdi. Açtığı yol, getirdiği bakışla insa- na-topluma, kendi kültürel değerle- rimize dönüp nasıl bakmamız gerek- tiğini sorguladığımızı söylemeliyim. En azmdan müzikteki yabancılaş- manın aşılması yönünde rota çizen kuşağın önemli bir adıydı, Karaca. Batı'ya bakmak yerine, kendi değer- lerimize yüzümüzü dönerek, oradan aldıklanmızla nasıl bir sentez oluş- turabilırizın simgesiydı. Aynı yıllarda dınledığımiz Ruhi Su'nun, halk türkülerine getirdiği yorumun yanı başında, bir başka ses, daha farklı bir söyleyışle Ana- dolu ile Batı arasında yeni bir köprü kurmaya yönelmişti. 'Türk pop müziği', 'Türk hafif müziği' gibi tanımlann yenne doğru bir kayıt dü- şen. gene Cem Karaca olmuştu. Rock'n roll'la adımını attığı müzik dünyasmda, sürekli bir arayışın, ye- nilığın sesı olmayı öncelemişti. Sesinın etkileyıciliği, yorumunun özgünlüğü, bızı kendisine çekmişti ilkten. Onun şarkılanyla 196O'lı '70"lı yıllann başkaldın düşüncesi- ne sımgesel bir ad da bulmuştuk: 'Protest müzik' Belki de o düşüncenin ipiltilerini hissettiğimızden, Cem Karaca daha yakın duruyordu bize. Başkaldınnın sözünü sakınmadan söylemesi. bir tür kışkırtması kıtleleri etkiliyordu. Gene de ben, onun bazı şarkılann- daki link söyleyışı, buruk ezgileri daha çok sevıyordum. '\iksar', 'Resimdeki Gözyaşları', 'Bu Son Olsun Bu Son', 'Kara Sevda', 'Oy Gülüm Oy', Demedim mi', 'El Çek Tabip' gibi şarkılannda böyle- si bir yan var. Onları her dem anımsayacağız Cem Karaca, Banş Manço ve Fik- ret Kızılok, toplumsal belleğimızin bırer parçasıydılar. Onlann duruş- lan önemliydi. Bu, bir kuşağa özgü yaşama biçimiydi. Duyuş ve hısse- üzikteki yabancılaşmanın aşılması yönünde rota çizen kuşağın önemli bir adıydı Cem Karaca. Batı'ya bakmak yerine, kendi değerlerimize yüzümüzü dönerek, oradan aldıklanmızla nasıl bir sentez oluşturabilirizin simgesiydi. Rock'n roll'la adımını attığı müzik dünyasmda, sürekli bir arayışın, yeniliğin sesi olmayı öncelemişti. dişleri kadar, yansıtıcı bir bilinç ol- malanyla da her dem anımsayacağı- mız önemli müzik adamlanydılar. Inişler, çıkışlar ve savrulmalarla geçen bir ömrün müziğe adanmışh- ğının, bize anlatacağı çok şeyi oldu- ğunu düşünüyorum. Cem Karaca, başkaldınsını her dem sürdürdü. Kirlenmeden yaşa- mak isteğinin simgesi şarkılan orta- da. Karacaoğlan'dan, Dadaloğ- lu'ndan. Emrah'tan, Neşet Er- taş'tan, Âşık Mahzuni'den, Ahmed Ariften, Nâzım Hikmet'ten yolu geçen bu gönül ve sevgı ınsanımn sesi, Emrah'ın şu dizelenyle kulak- lanmda çınlıyor: "El çek tabip el çek yarem üstünden/ Sen benim derdime deva bilmezsin/Sen nasıl tabipsin yoktur ilacın/ Yarem yü- rektedir sarabilmezsin." OKUMA/DINLEME ÖNERILERI ~* Cem Karaca: The Best ofCem Karaca: Vol: 1,2,3,4; Yavuz Asöcal- Yavuz&Burç Plakçılık; Bir Yudum tnsan: Cem Karaca, Nebil Özgentürk, CD-kitap, Boyut Yayın Grubıı, 32 s.; Cem Karaca Kitabı, Ada Müzik, 1998, 191 s. * Fikret Kızılok: Dünden Bugüne: 1965-2001, Sony Music. * Banş Manço: CD-kitap, Bülent Özükan, 2000, Boyut Yayın Grubu, 48 s. * Naim Dilmener: Bir Varmış Bir Yokmuş, 2003, tletişim Yay, 398 s. * Metin Solmaz: Türkive 'de Pop Tarihi, 1996, Patı Yay, 157s. BELLEK KUTUSU "Askere gidip de Anadolu 'yu görünce, kırsaldaki hayatın hiç de dergilerde anlatıldığı gibi nefis köy manzaralarından ibaret olmadığını gördüm. Kerpiç evleri; şalvarlı, poturlu insanları; kız kaçırmalan, yoksulluğu, kan davalannı görünce bakış açım değişti. Kültürlerle beraber, deyişler ve Doğu- Güneydoğu kökenli müziğe eğildim. O güne kadar Türkçe şarkı hiç söylememiştim. Fransızca bile söylerdim kulaktan dolma. Ama Türkçe yoktu. Fakat beni anlatan enstrümanın adt bağlama, beni anlatan şarkının, öykünün dili TürkçeydL Daha sonra tarzımı genişlettim. Daha Doğu-Güneydoğu 'yla kısıtlı kalmayıp Anadolu 'nun her yanından türkülere eğildim." Cem Karaca. Ressam Antonio Cosentino 'ya göre kentlerimiz düzensiz mimarileriyle doğaya benziyor Yitirdiğimiz kente ağıtyakmak.• "Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar mekân yitimi olmamıştır. Bu aslında bizim için travma sebebi.. çünkü hiçbirimiz, çocukluğumuzun geçtiği yerleri bugün gidip göremeyiz, bu dünyanın hiçbir yerinde bu kadar hızlı ve kötü yaşanmadı." SELCEN AKSEL Havada hiçbir ikliminkine benzemeyen, bir mevsimi çağnştırmayan bir ışık. Kent, beton, içinden gelerek ne anlatıyorsa, o. Cağnşımla- ra açık. Fakat sıradan bir etki taşımayan.. An- tonio Cosentino, ikinci kişisel sergisi 'Beton Denizi'yle kenti ve yıkıcı değişimi sorguluyor. - Resminiz başlangıçtan bu yana belirgin bir anlatımı geliştiriyor, bu seçiminiz nasıl oldu? ANTONIO COSENTINO - Akademıye başlamadan resme bakışım başkaydı. Soyut anlatımı çözümlemek, resmi anlamaya çalış- mak önem kazandı daha sonra. Ka\Tamı anla- mak, bu açıdan kendi bakışımı yakalamak... - Daha önce Hafriyat Grubu'yla birçok sergi gerçekleştirdiniz... Bu oluşumun ge- rekçeleri neydi? COSENTİNO - Eleştirel ortamın yetersiz ol- duğunu gözleyebiliyorduk. Öğrenciyken, tek ve bağımsız sanatçılann sergi açtığını göriiyorduk; bu, özgünlük olarak sunuluyordu ama şunu bi- liyorduk ki birçok kişinın bir araya gelmesiyle de özgün akımlar oluşabiliyordu. Tek başınıza da özgürsünüzdür, iyi bir noktaya da gelebilır- siniz; fakat, eleştirel, canlı bir sanat ortamı bu- nu daha da iyi noktalara getirebilecekti. Bizim de ortak bir bakışımız vardı. kente ve o dönem- ki kültür tartışmalan içinde yerelliğe, evrensel- liğe, zaman anlayışına, pentür anlayışına... - Kişisel gelişim çizginizin temelinde aka- demik eğitiminiz var. Kendinize döndüğü- nüzde, anlatinıınızda baskın olan ne sizce? Antonio Cosentino, resimlerinin ritmini oluştururken mimarhktan da yararlanıyor. COSENTİNO - Oncelıkle bir ıkilik üzeri- ne kurulu benim resmim. Yaşadığımız ülkede her şeyin iki anlamı var, örneğin her toplulu- ğun kendi grafik anlayışı, her mahallenin gör- selanlayışı... Modern. gelişmiş bir kentte, tüm türler, tüm örnekler, bir standart içinde zengin- ken ya da öyle görülebilirken, ülkemızde ta- mamen ayn uçlarda ve farklı alanlarda gelışi- yor olduklannı görebiliriz. Bu, bir gelişme- mişlik göstergesi sayılabilirken, benim için zenginlik. Bu anlamda ülkemizin kendi ken- dini kuran, örgütlenmemiş bir mimari anlayı- şı var. Akıldışı gelışen, sezgisel olarak kuru- lan, düzensiz bir hah dokusuna benzeyen... - Konu olarak seçmenizden öte, kurguda mekânın yeni bir tanım bulması basit bir deformasyon değil... COSENTİNO - Resimlerimin ritmini oluş- tururken, mimarhktan da yararlanıyorum de- nebilir. o yüzden kent görünümleri ve pers- pektifle çok fazla ılgileniyorum. Bunlan soyut- layıp resimlerin altyapısını oluşturmaya çalışı- yorum. Aslında kentin sosyolojisi de ilginç, bi- zim gibi Batı'ya yakın, ama farklı bir mesafe- si de olan ülkelerde yaşam ya da sosyoloji hâ- lâ çok zengin, çok çeşitli, çok karmaşık. - Elenmemiş belki de, diğer ülkelerde işe yararlık öncelikli... COSENTİNO - Düzensizlik açıkçası hoşu- ma gidiyor. Elde tutulamayan, uçucu mekân'ar ve bence hüzünlü modernleşme projemizi yan- sıtıyorlar. Bu bir yanıyla da trajik... Resimleri- mi oluştururken sezgilerime güvenirim, çoğu zaman aklın. gönülden gelenin sesini bulandı- racağına ben de inanınm. Yani çok akıllı dav- ranamam tuvallerin başında. - tlla ki gönderme yapmak, benzetmek de- ğil, ama mekânlar etken olgular. figürler re- simlerinizde... COSENTİNO - Mekânın ruhu denen bir şey- den söz ediyoruz. Benim için mekân, duygula- nmın döküm atölyesi; mekânlarla yaşıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar mekân yi- timi olmamıştır Bu aslında bizim için travma sebebi.. çünkü hiçbirimiz, çocukluğumuzun geçtiği yerleri bugün gidip göremeyiz, bu dün- yanın hiçbir yennde bu kadar hızlı ve kötü ya- şanmadı, onun için hatırlayarak bulmak duru- mundayız. 'Ben rüküşlüğü sevlyorum' - Kavramsal bakışınız net, renklerin alışıl- dık duygusal tanımlarına da sığınmıyorsu- nuz... COSENTİNO - Naifler benim için her za- man ilgi kaynağı oldular, çünkü rengi özgürce kullandılar. Ben rüküşlüğü seviyorum, bunu olumsuz anlamda söylemiyorum. Hayatımın \azgeçilmez bir yan dekoru. Bu benim hisset- tiğim doğal ahenkle de ilgili bir şey. renk se- çimleri de bundan nasibini alıyor. Anlatmaya çalıştıklanm bazen çok hızlı \ e heyecanlılar, o yüzden renklerin içimden geçtiği gibi, belki bi- raz fovca etki yaratmasım istiyorum, paletten çıktığı şekilde, daha da net... Çiğ beyazlar, çiğ sanlar... Mimari armoniden, dokudan çıkarma- ya çalıştığım renkler de var. Kent dokusundan özenle çıkarmaya çalıştığım armonileri tablo içinde tekrar denemeye çahşıyorum. Kentin do- kusu da bana göre bir doğa, yaşam alanımız bu binalar ve sokaklar. Beton içindeki melankoli, beslerune kaynaklanm bunlar. Tıpkı bir eski or- man şiiri gibi...(Sergi 21 Şubat'a dek Evin Sanat Galerisi'nde-0 212 265 81 58)-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle