21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2004 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER ARADABİR Dr. BEŞtR DOSTER Hüseyin Batuhan... Tamamı tamamına elli beş yıl olmuş: Kars üsesi'nin son sınıf öğrencileriy iz. Sosyal Bilimler ağırlıklı ders- ler görüyoruz. Felsefe, bunlardan birı. Felsefe öğre- nimi adına, Turancı, ırkçı bir fırtınanın ardından din- gin. suskun bir bekleyişın ıçindeyiz. Kısa bır süre son- ra bir felsefe öğretmerıinın geleceğini duyuyoruz. Ge- liyorda... Yıl 1948. Mevsim kış. O yokluk ve zortu ko- şullar içinde, düz renk takım elbisesı, uygun kravatı, cıddi ve dingin (sakin) görünümüyle aradan yanm yüzyıl geçmesine karşın öğretmenım hâlâ gözümün önündedir. Hüseyin Batuhan, ılkdersımizdesınıfagırdi, ders- liğin tam ortasında durdu. Biraz tedirgin, biraz telaş- lı, bır parça kararsız. Işe nereden ve nasıl başlayaca- ğının tedirgınlıği vardı sanki! Ne de olsa bir 'taşra' l/- sesı... Kısa sürdü o an... Sonra felsefeden ne anladı- ğımızı sordu. Deyimin tam anlamıyla her kafadan ay- n bir ses çıktı. ller tutar bir yanıt alamamanın üzüntü- sünu yaşadı bu kez de genç felsefe öğretmenimiz. Felsefenin ilgilendiğî -ternej konular, felsefenın kısa tarihçesi ve büyük filozpîlantjzerine genel bir konuş- ma yaparak ilk dersini tamamladı. Hocamız, b/rsonrakı dersimıze, okul kıtaplığını ta- ramış olacak ki, kucak dolusu bır kitap yığını ile girdi ve "Şimdi hep beraberbu kitapçıklan okuyarak baş- layacağız dersimıze" dedi. Getırdiğı kıtaplar Efla- tun'un diyaloglan ıdi. O ders ve ondan sonraki ders- lerde yüzümüz sırtıfa dönük bir sandalyeye oturarak o ünlü diyaloglan okumaya başladık. Her ders bir dı- yalog okuyor, yer yer tartışıyor ve doğal olarak bu der- ya ööretmenımizin açıklamalannı dınl/yor ve ızlıyor- duk. îon, Menon, Lysis böyle geçtı. Tabii Sokrates'in savunması da. Dersın geri kalan süresinde felsefenin tanımı ve konuları üzerindeki konuşmalannı, dilisürç- meden, dikkatimizi dağıtmadan sürdürüyordu öğret- menimiz. O karmaşık, o anlaşılmaz, o ulaşılmaz ko- nulann örneklerle anlatılması keyiflendiriyordu sınrfı. Felsefeyigökyüzünden yeryüzüne indirmenin rahat- lığınıyaşıyorduk. Bir gün okuduklarımızın dışında ka- lanları bize dağıtarak okumamızı ve özetinı çıkarma- mızı ıstedi. Kriton'u almıştım, özetledım ve verdim. Hocamın ödev kâğıdırnın üzenne yazdığı yüreklendi- rici sözlerı unutamam. ödevimi bir uzmanlık diploma- sı gibi, yakın zamana kadar sakladığımı söylemelıyim. Cumhuriyet Gazetesi'nin Millı Eğitım Bakanlığı'nın 194O'lı yıllarda yayımladığı klasikleri, diyaloglan yeni- den yayımlaması heyecanlandırmıştı beni. Kars Lıse- si'nde kısa süren görevıne karşın unutamadığım de- ğerlı öğretmenim Hüseyin Batuhan'ın üzerimdeki et- kisinı düşündüm. Aklın, bilimin, önyargısız tartışma- nın, sorgulamanın kışisel yaşamıma katkılannı, kazan- dırdığı okuma alışkanlığını değerlendirdim. Heybeli- ada'yatelefon ettım. Kars üsesi'ndekı derslerimızı uzun uzun anlattım. "Elli beş ytl önce' Uğur'/ar felsefeyi böy- le öğreniyoriardı" dedim. Çok şaşırdı ve mutlu oldu- ğunu söyledı. Hüseyin Batuhan'ın Kars Lisesi'nde öğrencisiol- mayı, eğitimdeki fırsat eşitliğinin o yıllarda bize veri- len ödülü olarak değerlendiriyorum. Onun Kars ü- sesi'ndekı öğretmenliği ne kadar sürdü unuttum ama unutamadığım, hocamın tüm kitaplannı okuyan, ya- şamımın her döneminde onun ışıgı ile sürekli aydın- lanan bır öğrencisi olduğum gerçeğıdır. Senı en içten saygılarımla anjyorum sevgili öğret- menim, ışıklar içinde yat... Hukuk Devleti... Yekta Güngör ÖZDEN Hukukçu «TT; ukuk Devleti nedir?" di- ye, hâlâ sorulagelmekte. Bu nedenle yeniden açık- layalım. tlkel toplumlar- . danuygartoplumlarauza- nan gelişim çizgısınde en önemli aşamayı bir- likte yaşamanın çatısı, ülkeyi \e ulusu kapsa- yan bir üısan \r e hukuk kurumu niteliğiyle dev- let oluşturmuştur. "İktidar" adı verilen siyasal gücün yönetimındeki donanhörgüt, soyut bir var- hk olmasına karşın olanaklan ve yaptınmlany- la dayandığı, temsil ettiği ve yönettiği toplum- la özdeşleşmekte ve somutlaşmaktadır. Kuru- cusu halka ılışkin egemenhğın kaynağı ve ya- pısı yönlerinden değişik devlet biçimleri yanın- da kJasik demokrasılerin doğrudan, temsüi, ya- n doğrudan temsili biçimleri, demokrasilerde de Meclis Hükümeti. Başkanlık. Pariamenterdiz- gi (sistem) türleri ve yönetim (Hükümet) bi- çimleri vardır. Devletlerin adlan biçimlerini, biçimleri de adlannı tam olarak yansıtmasa bile yapılanrun dokusunu, özünü ve ırasını (karakterini), ger- çekleştirmeyi amaçladığı ilkeleri, bir ulusal ya- şam andı olarak iktidann siyasal ve hukuksal ko- numunu belirleyip sınırlayan anayasasının içe- riği açıklar, belirgin kılar. Bu durumda devle- tin kimliğinin en gerçekçi kanıtı, değerini orta- ya koyan niteliğidjr. Hukuk. kişisel ve kurum- sal ilişkileri düzenleyen evrensel bir ölcüttür. Ka- ba güçten. insan haklannı ve özgürlükJen gü- venceye bağladığı ölçüde saygınlık kazanan, demokratik devlet yapısına enşinceye değin in- sanlık büyük acılar çekmiştir. Güçleri denetime alan, toplumcu, katılımcı, kurallar ve kurumlar düzeni demokrasilerde yönetimin niteliği dev- letin sımgesıdir. Güçler aynhğına dayanan par- lamenter dizgenin geçerli olduğu ülkemızde or- ganlann varlığı ve birlikte çalışma düzeni sıya- sal rejimin göstergesidir. Aslında "halk ege- menHğT demek olan demokrasilerde. halk doğ- rudan ya da temsilcileri eliyle denetim hakkını kullanır. Bu kullanım. hukukun öngördüğü yön- temleyapıhr. Hukuklayönetilen,hukukun yön- kndirdigi, geçertiğhu saptadığu hukuku uygu- layarak varhğını sürdüren devlet, hukuk devle- tidir. Hukuk de\ letinde hukuk siyasallaşmaz, si- yaset hukuksallaşır. Bir devletin anayasasında "Hukuk devleti'' ni- teliği yazması, o devletin gerçek bir hukuk dev- leti olduğunu göstermez. Anayasada yazılı olan bir öngörüdür, ulaşılmak istenen düzeydir ve amaçtır. Hukuk devleti, her istediğini yapama- yan, kendini hukukla bağh sayan devlettir. Bas- kıya, zora, güce dayanan "poBs dev1eti"yle, bi- çimsel düzenlemelerin uygulandığı "kanun dev- leti" evrelerini gende bırakan, hukukun üstün- lüğü ükesini yaşama geçirerek her işlem ve ey- lemınin hukuka uygunluğu koşulunu gözeten dev- let, gerçek hukuk devleti'dir. Çağımız, insan haklan, bilgi ve uzay çağı olarak adlandınlmak- tadır. İnsan haklan, adaletin kavnağKur, adaJet de devletin, hatta dünyanm temetidir. Hukuk, in- san haklaruıdan türetilir, yasalar da hukukla üretüir. Hukuk devleti. hukukçu devleti ya dayar- gıçlar devleti değfldir. Hiçbir kişı ve kurumun hu- kukun dışında ve üstünde olmadığı, kurallan ya- şam gerekleriyle gerçeklerine uygun, yaptınm- lan çağdaş, yargı organlan bağımsız devletin hu- kuksallığı tartışılamaz. Aykınlık, çelişki, sakın- ca, bozukluk. kötülük, haksızlık, adaletsızlik vd. tüm sorunlann hukukla çözümlendiği. son sözii hukukun söylediği devlet, hukuk devletı- dir. Hukuk devletinin birçok tanımı yapılmış, ya- pılacaktır. Özetle hak aramanın, savunmanın kutsallığını benimseyen deviettir hukuk devle- ti Yönetenlerin hesap vermeyi çok doğal bul- duğu, demokratik bir işlerliğin her dalda ve ko- nuda yeğlendiği bir devlet hukuk devletidir. Ya- saklar düzeni değüdir. Yönetim hukukla kota- nlaca^dandkıdışıdır,dirıseJdeğiktir.laiktir. Bas- kıcı değildır, demokrattır. Çağın toplumsal ge- reksinimlerini doyurucu yanıyla da sosyaldir. GihenceB ve adalefli Yasalann üstünde yasakov'ucunun da uymak zorunda bulunduğu e\Tensel ve üstün hukuk kurallannı hiçbir zaman gözardı etmeyen, hu- kuksal iUcelerden odün vermeyen, her organ üzerinde hukukun mutlak egemenliğıni sağla- yan, insan haklanna ve özgürlüklere saygılı, bunlan koruyup güçlendirmeyi, yaygınlaştır- mayı, hukukun üstünlüğü ilkesine özenle uya- rak tüm işlem \ e eylemlerini hukuka uygun yü- riitmeyi, böylece güvenceli ve adaletli bır dü- zeni kurup gehştirmeyi başlıca erek ve görev edi- nen. bağımsız yargının etkin denetimine açık, çağdaş içerikli anayasası bulunan, hukuku yad- sıdıkça ve hukuka karşı çıktıkça geçersiz kala- cağını, bağlılığı oranında onur kazanacağım bi- len, hiçbir ayrım gözetmeden tüm bireyleri eşit kucaklayan, hiçbir sömürüye ve haksızhğa ola- nak tanımayan, hukuksallıkta öncü ve örnek olan devlet, hukuk devletidır. Böyle çağdaş bir hukuk devletinin en sağlıklı güvencesi de ana- \ asa yargısıdır. Hukuk devletinin dayanağı, eği- timli yöneticiler, bilinçli yurttaşlardır. Sözle de- ğil, sonuçlanyla kanıtlanır. Umut Veren Gençler... H . B a s r i AKGtRAY//MA-wA-fu, Eski Pariamenter -_?*-Jkemızde, çoğunun beğenı göstermemektedir- bukarabasan içinde bunalan I jadlannın başında ler. Vrf/Prof.sanıfunvanılbu- Nevarki,budenliuzraan lunan ünlü iktisatçılann, uğ- raşısında (mesleğinde) ba- şan sağlamış işadamlanıun çokça yar olduğu bilinmek- tedir. Üstelik, onlann ülke sorunlan hakkında medya- da hemen her gün çözüm üretme çabasında olduklan da bir gerçektir. Bu çözüm arayışlan arasında kimi önemli öneriler olsa da on- lara da yeteneksiz ve bece- ri yoksunu politikacüanmız, kişisel ve partisel çıkarlan- na ters düşmesi nedeniyle çokhığuna karşın ülke eko- nomisi ıstenilen düzeye ge- tirilememektedir. Düşük ulu- sal gelir, yetersiz üretim, ar- tan işsizlik vb. sorunlar in- sanlanmızı bunaltmaktadır. Her seçim döneminde büyük umutlarla beklenen iktidar- lar, düş kınklığından başka bir şey gerirmemektedirler. Arrıa, bu düş kınklığı ve umutsuzluğun yoğrulup oluşturduğu karabasantn ya- kın gelecekte son bulacağı kanısındayım. Şundan ki.. f güven demektir ipragaz Ist Şemsiyesi' Isıtma kopasıtesı j 6 kW LPCtuketımt osgkfr Reflektor çapı. 75 cm Isıtma alanı • 27 rrn Yuksekbk . 210 cm G02 Emnıyet Sıstemı Sevgi, güven demektir. Gözlerini kapattığında bile varlığmı hissetmektir. Hep farklı olmaktır aslında, hep genç olmaktır... Ve sevgi; Ellerden akaryüreklere... Tıpkı güven gibi.... İPRAGAZ "emin ellerdesiniz" •Sevgılıler G tny 02e! fıyatı 360 000.000 TL (KDV Dahıl) 14-28 Şubat tarıhlerı arasında geçerlıd'r / P R A H A T İPRAGAZ A.^. Genel Müdürlük: 19 Majns Cad Nova Baran Plaza No 4 KaJ-13-16 34360 Şışlı/ISTANBUL ıoıtnw«J*ı> Te 1 (0212- ^ 3 2 04 00 ıPbxı - 219 74 00 ıPbx) - 315 76 00 (Pbx) Faks '02121 246 02 42 0800211 6011 w;vv/ loragaz com tr ıDranet@ıpragaz corn tr gençlerimizın araştırarak, sorup sorgulayarak, "ne- den", "niçm" sorulanna ya- nıt arayarak kendılennı ye- tiştirdiklerini, coşkulu bır hazırlık içinde olduklannı görüyorum. Masamda bir derginin her sa\ısı 150,200 sayfadan oluşan iki sayısı duruyor; onlan okuyorum ve sayfalan çevirdikçe coş- kulanıyor ve umutlanıyo- rum. Ulke yönetimine is- tekli gençlerin ayak sesleri- ni duyar gibi oluyorum. Deigi, Boğaziçi Üniversi- tesi Işletmeve Ekonomi Ku- lübü tarafindan "EkDnonA" adıyla üç ayda bir yayım- lanmaktadır. Her sayının, kulüp adına sahibi ve editö- rü değişik ögrencilerden se- çiliyor. Sanınm böyle deği- şimli bir yöntemle siyasal partilerimizin değişmez baş- kanlannın kulaklanru çın- latmak ve onlara bir demok- rası dersı vermek ısriyorlar. Genış bır yazı kurullan var, yazarlanrun hemen hemen tümü 2. ve 3. sınıf öğrencı- lerinden oluşuyor, çok genç- ler ve daha öğrenimlerinın başında savılırlar, ama yazı- lar ıncelendığinde, gerçeği, ışığı görüp aydınlanmayı du- voımsuyorsunuz. Edıtörlüğünü Ceyhun El- gin-Burak Uras'ın yaptıgı ve "KüreseDeşme" konusu- nu ıçeren Aralık 2003 savı- sındakı yazı başlıklannın kı- mılen şö>le sıralanmış: Küreselleşme nereye ka- dar? Hakan Bulat; Küresel- leşme ve Ulus Devlet Huhı- a Yüce; Kımin İçın Küresel- leşme0 Burak Uras; Küre- selleşme, Fakirlikve Eşıtsiz- hkSalihFendoğhı. Edıtörler ortak düzenle- dikleri sunuş yazısında "».Yazılanmızın içerikkri- ne baktığınızda göreceğiniz gibi konuv^ sadece ekono- mi penceresinden v-aklaşma- dık. Bunun tenıel nedeniv se ekonomik küreseDeşmenin ekonomi dinamikierinden değil. küreseDeşmenin öbür dinamiklerindeki (kiiltür, si- y^aset terör ve tophım v^apı- sı) geiişmelerden de etkikn- meâ gerçeğrvdi'' sözleriyle küreselleşme olgusunun bo- yutlannı anlatıyorlar okur- lanna. Bir başka öğrencı Ha- kan Bulat "Küreselleşme NereyeKadar?" başhklı ya- zısında " „ Son hızla tek ve büviik bir küresel ekonomi- yedoğru mu giriyonız? Kü- reseDeşmekaçnuhnazbir fe- nomen ml yoksa bu olgu- nun da önünde engeüer var mı" diye soruyor ve var olan engelleri açıklayıp irdele- dikten sonra temel engelle- rin "_ Kabaca ülkeler ara- smdakiyapısal farkhhklar. sı- mıiar ve fhat farkhhklan, sermavenin serbest dolaşı- nunm getirdiği sakmcalar ve işgücünün serbest dolaşnnı- nm ortaya çıkaracağı zor- Juklarolaraksavabüiriz"' so- nucuna vanyor. Öğrencı Hu- lusı Yüce ise "KüreseDeş- me ve Ulus-Devtet" başhklı yazısında küreselleşme yan- lılannın sa\ lannı sıraladık- tan sonra onlan ders kıtap- lanndan çıkma sov-ut mo- delın serbest pıyasanın na- sıl etkinlıkle ışledığını gös- terirken çok önemli bır dızi olguyu ve olayı dıkkate al- madığını savunuyor. Yazar küreselleşme ve ulus dev- let konusunu aynntılı ve bı- limsel biçimde ırdeledikten sonra "Yeniekonomikdüze- ne göre şekiDenen dünyada kavramsa] çerçeve değişti- rttmiştir. Rasvonel düşünce- nin, avdınlanma çağınm ge- tirilerinin ikinci piana itildi- ği, farkh, akd kanşoran,ger- çekBğe karşı çıkan bir felse- fe akımının -postmoderniz- min- etkisine giren ve 20. >üzvil son çevTeğinde uhıs- lararasılaşan zengin ülkeser- mavesi. kazanunlan yeterü görmeyip yoksullann son kalekri olan uhıs-devieti vık- mak istemektedir. Dünya- nm geri kalanına kacmıbnaz biro^u gibikabul ertirflme- yeçataşdan bu istek kavram- sal çerçeveyi degiştinniştir; aroköncdikekonominin bü- yümesi, gelir böHişümünün düzelmesi, sanayileşme ve tanmıgetiştirmegibialanlar- da ya da insana odaklan- maktan, özelleştirmeve, pi- yasavı serbesöestirmeyç kay- dınlmış ulus devlet tek kö- tühık kâvnağı olarak öne çı- kanhnışür'' sonucuna van- yor. Derginin her sayısı bu şekilde 10-15 kadar maka- le, araştırma ve incelemeyi içeriyor, aynca ülke sorun- lanyla ilgili önemli konula- n (IMF ve Türkiye, Kalkın- ma, Avrupa Birliği, Kriz ve Küreselleşme) işliyor, irde- liyor, soru ve sorgulamalar- la çözüm yollan anvor. Yeni bir kuşak gelıyor, gençler geliyor... Ünlü ozanımızın dediği gibi "Güzel günler görece- ğiz çocuklar" umuduyla, "HaydS gençler!" dıyorum "Geİin, temizJeyin bu süp- rüntüyü!" PENCERE Firdevs'in Ozlemleri... Insanın içi sızlamaz mı!.. Popstar'ın ikincisi Firdevs Güneş'in ozlemleri, her şeyi tüm gerçeklığiyle ortaya koyuyor.. Demiş ki Firdevs: "- önce eğitim almak istiyorum. Dansöz deyin- ce insanlarımız burun kıvınyor; ama, ben sadece oryantal değilim. Her dansıyapmak ve Britney Spe- ars gibi çok lokalli, danslı klipler çekmek istiyo- rum. llkokul mezunuyum. Ama ortaokul ve liseyi dışardan bitirip mutlaka üniversite okuyacağım. Kü- çük bir evim olsun. Dört kardeşimin eğitimini de karşılamayı istiyorum." (Milliyet 13 Şubat 2004) • Geçen gün bizim gazetede Popstaryanşması ko- nuşuluyordu, ben desöze kanştım; çünkü olan bi- tenleri izliyordum... Lâf attılar: - Maşallah meraklısın abii. Nasıl olmam?.. Bizim toplumun dökümünü TV açıkoturumlan- na katılan medyatik gazeteci ve profesörierimizden öğrenecek değiliz ya; Popstar her şeyi ortaya se- riyor... Vaktiyle 'Süper Mürşit' Necip Fazıl polisin bir kumarhane baskınında yakalanmıştı.. Sormuşlardı: - Üstad, ayıp değil mi?.. Şairyanıtlamıştı: - Cemiyetimizin sefih tarafını incelemek için bu- rada bulunuyorum... Biraz değişiklikle diyebiliriz ki Popstar'a herkes hem burun kıvırdı, hem de yarışmayı izledi. • Çok lâfa gerek yok; ortalama eğitim süresi üç yıl olan öğretımsiz bırtoplumda yaşıyoruz; 12 milyon işsiz ortalıkta fink atıyor; çalışmadan zengin ve ün- lü olmak güdüsü kitlelerin rüyalarını oluşturup top- lumun alt katmanlarında gençleri güdülüyor... Ne demek Popstar?.. Para.. Ve ün!.. Ne var ki Popstar'da en kazançlı çıkanlar yine patronlardır; bu tür pazartamalarda malı götüren- ler, dünyanın hertarafındaaçıkgözgirişimcilerdir... Helâl olsun!.. • önceki gün gazetelerde Brigttte Bardot'nun fo- toğraflan yayımlandı.. Yaşlanmış.. Doğaldır ki herkes yaşlanacak; ama, gençliğe, starlığa, tensel güzelliğe, seks ve ses kraliçeliğine göre kurgulanmış sanal hayatlann gerçek dünya- daki tiyatrosu tragedyaya dönüşüyor; sıradan in- san vaktiyle yüceltip tapındığı popstannı yerden ye- re vuruyor: - Ne hale gelmiş.. - Felaket. - Vah vah.. 'Pop' sözcüğü artık difimize katıldı, 'halk' ile öz- deşsayılıyor; 'star' ise 'yıldız'ı vurguluyon ama, halk popstannı bir dönem kullanıp sonra bozuk para gi- bi harcamaya hazırdır. • Firdevs kısa hayatında çok yaşamış gizil bir hü- zün yumağı.. özJemlerinde gerçek değeriere derin hasretini di- legetirmiş.. Toplumun ve devletin Firdevs'e ve milyonlarca- sına borcu büyük.. Bu borcu ne zaman ödemeye başlarsak, o zaman adam olmaya başlanz. Eğitimde Yüksek Dershaneleri Caferağa Mahallesi Dr. Neşet Ömer Sokak No. 9 Kadıköy-lstanbul Tel:0216 414 52 24pbx Kayıtlarımız devam ediyor www.eybdershaneleri.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle