17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2004 CUMARTESf 10 DIŞ HABERLER dishab(2 cumhuriyet.com.tr BM Genel Sekreteri Annan'ın daveti üzerine 4 gün önce masaya oturan Türk ve Rum taraflar görüşmeleri sürdürecek New"fork tamamLefkoşa'da devam• KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Halkımızm endişe etmesine neden yoktur. Haklanmız, egemenliğimiz ve eşitliğimiz mutlaka korunacaktır" dedi.Dışişleri BakanJığı Müsteşan Büyükelçi Uğur Ziyal de tüm taraflann BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbns'la ilgili çalışma sürecini kabul ettiklerini ve müzakerelerin 19 Şubat'ta başlayacağını açıkladı. Dış Haberier Servisi - BM Ge- nel Sekreteri Kofi Annan ın dave- tiyle Nevv York'ta bir araya gelen taraflar müzakerelerin bundan son- raki bölümünü Kıbns'ta yürütme karan aldı. KKTC Cumhurbaşka- nı Rauf Denktaş anlaşmaya varıl- masının ardından "Haklanmız, egemenliğimiz mutlaka konına- cakür" dedı. BM Genel Sekrete- ri Kofi Annan ise yaphğı açıkla- mada, Kıbns'ta yapılacak müza- kerelerin "Annan Planı" çerçeve- sinde sürdürüleceğini söyledi, BM Genel Sekreteri Kofi An- nan'ın daveti üzerine Nevv York'ta, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Rum lider Tasos Papa- dopuJos 4 gün süren çetin pazar- lıklar sonunda müzakerelerin de- vamı için karar aldılar. Bu karara göre, Kıbns'ın bürün olarak AB'ye üye olmasını sağlayacak müzake- relerin bundan sonraki bölümü 19 Şubat'ta Lefkoşa'da Türk ve Rum taraflar arasında yürütülecek. Denktaş: Endişeye gerek yok Görüşmenin ardından açıklama yapan KKTC Cumhurbaşkaru Ra- uf Denktaş. "Halkımızın endişe etmesine neden yoktur. Haklan- mız, egemenKğimiz ve eşitliğimiz mutlaka korunacaktır" dedı. Denktaş, AB konusuyla ilgili ola- rak da şunlan söyledi: "Bununal- tmı çizerek sövledik. Bizinı varn- ğımızve haklanmız için gerekli de- rogasyonlar (istisnalar) vardu*. Bu derogasyonlann AB Anayasası'na gümesi kaydıyla olacaktır her şey. Bu olmazsa hiçbir şey olmaz. Bu hayati bir meseledir" diye konuş- ru. Denktaş, derogasyonla ilgili şu teknik açıklamada da bulundu: "Bazı derogasyonlar, AB normla- nnaaykındır diye mahkemelerta- rafmdan altüst cdilebilir. Bunla- nn ortadan kaldınlmaması için bizim Rumlaıia yapûğmuz anlaş- mamn AB müktesebatma ve kan- lım anlaşmasına, onların yasası olarak konulması lazım. Bu çok önemüdir, Hayati birkonudur. Bu- nun üzerinde durduk." Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Uğur Ziyal de, görüş- meler sonrası yaptığı açıklamada tüm taraflann BM Genel Sekrete- ri Kofi Annan'ın Kıbns'la ilgili ça- lışma sürecini kabul ettiklerini ve müzakerelerin 19 Şubat'ta başla- New — - York'ta yapılan Kıbns görüşmelerinin üçüncüsü 10 saat sürerek tambir maratona dönüştü. Yoğun diplomasi trafiği ardından taraflar anlaştı yacağuu açıkladı. BM Genel Sekreteri Kofi An- nan, Kıbns'ta yapılacak müzake- relerin "Annan Pİanı" çerçevesin- de sürdürüleceğini bildirdi. An- nan, görüşmelerin tamamlanma- sından sonra yayımladığı bildiri- de,"10 Şubat'ta başlayan ve3 gün devam eden Kıbns'la ilgili miiza- kereier sonunda. taraflann iyi ni- yetle müzakere etmeyi taahhüt et- tiklerini'' belirterek "Bu görûşme- ler Kıbns sorununa köklü çözüm gedrilmesini öngören, Annan Pla- nı temelinde yürütülecek ve anlaş- ma 1 Mayıs 2004 tarihinden önce eşzamanb olarakreferanduma su- nulacakür" açıklamasında bulun- du. AB'den teknik yardım Bıldirisinde, "Taraflar bu bağ- lanıda planla ilgili değişikükler ko- nusunda 22 Mart 2004 tarihine kadar anlaşmaya çalışacaklardır. Bu aniaşma olmadığı takdirde Ge- nel Sekreter, taraflan Türkiye ve Yunanistan'ın kaühmı ile toplan- üya davet edecek ve 29 Mart'a ka- dar nihai metin üzerinde aniaşma sağlamayaçalışacakür'' ifadeleri- ni kullanan Annan, "Tıkanıkhk bu yolla da giderilemedigi takdir- de referanduma sunulacak metin- deki anlaşma/Jık noktalannın An- nan Planı çerçevesinde kendisi ta- rafmdan doMunılacağjru" kaydet- ti. "Garantör ülkelerin bu sürece bağhhklannı taahhüt ettiklerini'' behrten Annan, "aynca AB'nin kendi konıisyonu aracıbğıyla çözü- mü kolaylaşûrmak anıacıyla sun- mayı önerdiği teknikyardmu mem- nunlukla karşıladığını" ıfade etti. "Müzakerelerin 19 Şubat'ta Al- varo de Soto'nun kaülımıyla Kıb- ns'ta başlayacağmr bildiren An- nan, KKTC ve Kıbns Rum Kesi- mı ile Türkiye ve Yunanistan'ın göstermiş olduklan sıyasi ıradeyi takdirle karşıladığını kaydetti. "Şimdi tüm taraflann Kıbns'ta adil ve kalıcı bir banşa ulaşüması konusunda tarihi sorumluluklar- la karşı karşıya olduklannT behr- ten Annan, taraflara başan diledi, onlarla yakın işbirliği içinde ola- cağını ifade etti. Annan, "Taraf- largerekli siyasi iradeyiortaya koy- dular. İki Hderi 'Rauf Denktaş ve Tasos Papadopulos'u bundan örü- rü kutiuyorum. Müzakereleri ge- lecek hafta başlatma karan al- mamda ortaya koyduklan siyasi iradenin büyük rolü var. Türkiye ve Yunanistan'a da oynadıklan, üsdendikleri yapıcı rolden ötürü te- şekkür ediyorum" dedi. Annan, konuşmasıru Türkçe olarak "Te- şekkürederim" dedi ve bunu Rum- ca yineleyerek bitirdi. ' Bu fıyat Yataş Danışma Mefkezlen Ankara (0312) 351 8S 00 (5 hat), Istanbul (0216) 309 54 10 (pbx), tzmır (0232) 252 34 34 - 252 33 33 (pbx), Kayserı (0352) 321 24 00 (20 hat) www ymas.com.tr •= Clıppo Kanepe ıçın geçerlıdır. HüKÜMEl 'PLANIREFERANDUMÖNCESİONAYLAYIN'KOŞULUNVKABULETTÎ Meclis'eKıbns ipoteği SERKANDEMİRTAŞ ANK4RA-AKP ikridan, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Türk anayasal sistemine aykın olarak öne sürdüğü "referan- dum öncesi onay" koşulunu ka- bul etti Buna göre hükümet, en geç 10 Nısan'da görüşmelerin sonunda tamamlanacak Annan Planı 'nı onayladığına ilişkın bir Bakanlar Kurulu karan ile BM'ye taahhüt verecek. Türk anayasasına göre, uluslararası bir anlaşmanın onay merci TBMM. Nevv York'ta 3 gün süren gö- rüşmelerin ardından BM Genel Sekreteri Kofi Annanca yapılan yazılı açtklama hükümetin, An- nan'ın 4 Şubat'ta taraflara gön- derdiği mektupta yer alan ağır koşulları kabul ettığini ortaya çıkardı. Annan'ın koşullan ara- sında Türkıye'yı en çok rahat- sız eden ve değiştirilmesinı is- tedığı konu, garantör ülkelerin lONısan'a kadar anlaşmaylail- gılı yasal prosedürleri yerine ge- tırmesı güvencesiydi. Annan'ı bu koşulunu değiştirmesi yönünde ikna edemeyen hükümet, yeni formül arayışında. Türk hukuk sistemine göre ta- mamlanmayan bir uluslararası anlaşma, TBMıM'nin onayına sunulamayır. Annan Planı'nın ta- mamlanması ise ancak 21 Nisan'da her ıki tarafında da referandumda "e\«" demesi üzenne gerçekleşecek. Dolayısıyla TBMM, 10 Nisan'da an- laşmayla ilgili bir işlem yapamaya- cak. Bu durumda hükümetin, anlaş- manın ve referandum sonuçlannın kabul edıldiğıne ilişkin bir siyasi irade beyanında bulunması, TBMM'ye anlaşmayla ilgili bilgi vermesı olasılıklan üzerinde duru- luyor .Ancak budurum ne Annan'ın yasal prosedür koşulunu karşılıyor, ne de TBMM'nin yetkisinin hükü- metçe kullanılmadığını gösteriyor. Dışişleri kaynaklan, Genel Sekrete- rin amacının "riskisıflraindennek'' olduğunu. kendi üzerindekı baskı v e kaygılan gidermek amacında ol- duğunu belirtiyorlar. AB'nin rolû Annan'ın açıklamasının en önem- li unsurlanndan biri de AB'nin ro- lüne ilişkin. Annan, Türk tarafırun RUM ÖNERİSİNİ REDDETTİ AYHANŞtMpK/ ELÇİN POYRAZOGLU ANKARA/BRÜKSEL - Avrupa Birligi (AB), Yunanistan ve Rum kesiminden gelen Kıbns görüşmelerine birliğin de katılması önerisini reddetti. Avmpalı diplomatlar, AB'nin Kıbns müzakerelerine katılmasının gerekli ya da yararlı olabilecek bir öneri olmadığmı dile getirirken Yunanistan'ın büyük baskısının olduğunu ancak Brüksel'in bu yönde bir rol üstlenmek istemediğini kaydettiler. AB'nin sorunun çözümünde doğrudan taraf olmadığını da vurgulayan diplomatlar, "Vbnanistan, AB üyesi olarak görüşmelere kaülacakrır. AB'nin, üye bir ülke ile üye ülnıayan başka bir ülke arasında tarafsız arabuluculuğu nasıl olabilir" da memnunJukla karşıladığı şekilde AB 'nin doğrudan bir rol oynamaya- cağını ancak AB Komisyonu'nun teknik biryardımda bulunabıleceğı- ni kaydetti. Türkiye'nin temel amaç- lanndan biri Annan Planı'nın AB müktesebahnın temel parçalanndan biri olmasını sağlamaktı. Böylece Annan Planı'yla getirilen sınırlama ve kısıtlamalann, Türkiye'nin AB 'ye üye olacağı tarihe kadar süreceği güvencesini almak istiyordu. An- nan'ın açıklamasında böyle bir ta- nıma yer verilmezken "AB'nın ada- da vanlacak çözüme uyumlaştınla- cağı" ıfadesine yer verildi. Dışişle- ri kaynaklan, Annan Planı ile van- lacak anlaşmanın "sui generis-ken- dine özgü" bir yapısı olacağını, za- ten AB müktesebatının parçası ol- masınm olanaklı olmadığını kay- detti. Dışişleri kaynaklan, "Temel amaç, Türkiye AB'ye tam üye olana kadar adada taraflar arasında birih- tilaf çıkmaması, ihtilaf çıkabilecek konuhnn zamanayayılnıasL. Veni Lo- izidou davaları istemivoruz" dedi- görüşünü dile getirdiler. Avrupa Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Sözcüsü Flori, dün düzenlediği basm toplantısında, bu durumu açık bir şekilde dile getirdi: U AB, Kıbns konusunda müdahil değil, müdahil olmak istemivor. Ancak ' tüm taraflar, yani Rum kesimi, Türk tarafı ve BM'deld yetkilUer, eğer bir talepte bulunursa, bizi çağırırsa, o zaman mecburen geliriz" dedi. Aynca Flori, bir başka hususun daha altını çizdi. BM yetkilileri, Avrupa Komisyonu'nun hukuk danışmanlannın müzakereler esnasında hazır bulunmalannı zaten talep etmişti. Bu yüzden AB, hukuk danışmanlannı BM yetkililerinin hizmetine sunarak orada dolaylı olarak bir varlık gösterecek. ler. Annan Planı'nın özellikJe mal- mülk devrine ilişkin maddelerinin çok aynntılı hazırlandığı biliniyor. Türk tarafı, Annan Planı ile getiri- len sınırlamalann ortadan kalkma- ması ve Rumlann Türk tarafı aley- hıne mülkiyet davalan açmamalan- nı istiyor. Gûl: AB taraf olamaz Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 19 Şubat'ta Kıbns'ta müzakerelere başlanması yönünde vanlan anlaş- manın Türkiye'nin faydalı olduğu- na inandığı formül olduğunu vurgu- layarak tüm kararlann KKTC ve Türk heyeti ile Ankara arasında kar- şılıklı istişare içinde alındığınj an- larb.Kararhlıkla devam edihnesi ha- linde 1 Mayıs'tan önce banşın sağ- lanabileceğine ınandığını belirten GüT,tüm çalışmalann Türkiye'nin inisiyatifı ile ortaya konduğuna vur- gu yaptı. Gül, Kıbns'ta vanlacak anlaşmamn daha sonra AB'nin te- mel hukukunun birparçası haline ge- leceğini vurguladı. 4- Verheugen: Kıbns çözülecek Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üye- si Günter V'erheugen, Kıbns sorununun çözüleceğine ke- sin bir şekilde inandığını söy- ledi. Verheugen, "Türkfyeşu anda beklenen yönde hare- ket ediyor. Yıllardır süren bir anlaşmazlıgın çözümünde en iyi çıkış noktasındayız" dedi Günter Verheugen, "Kıb- ns sonınu masadaki tek po- litik sorun. \lne de çözülece- ğine kesin birşekildeinanryo- runı" şeklinde konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle