17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2004 CUMA OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Sicil BILL BURKETT, Teksas Ulusal Muhafız Kuwe- ti'nden emekli bir yarbay. The New York Times'ın güvenilir muhabirierinden Ralph Blumerrthal ın dün verdiği Houston kaynaklı bır habere göre, bu emek- li subay şu günlerde George W. Bush'un asker- lik dönemıne ilişkin ilginç bir iddia ortaya atmaya hazırlanıyormuş. Iddiaya göre Bush, 1994'te Tek- sas Vaffliği seçimine aday olmadan önce, adam- lannı yollayıp Ulusal Muhafızlar'ın kayıtlanndan kendi siciliyle ilgili bazı evrakın "temizlenmesi"ni istemiş ve bu temizlik yapılmış. önceki gün Beyaz Saray'ca yapılan açıklama son- rasında böyle bır haberle olay iyice ilginçleştı. Otuz yıl önceki mıkrofilm kayıtlanna dayanarak yapılmış görünen o açıklamada, genç Bush'un 1972 ve 1973 yıllarında 82 günlük hızmet karşılığı maaş al- dığı, "vatan hizmeti"n eksiksizyaptığı ve ikide bir ortaya atılan iddialann aksine, "temizlenecek" bir durum bulunmadığı söyleniyordu. Ulusal Muhafızlık, Amerika Birleşik Devletleri'ne özgü bir kuruluş. Kökü başlangıçtaki Konfe- derasyon dönemine kadar gıder ve bir çeşıt yerel jandarma ya da iç güvenlik gücü niteliği taşır. 1970'lerde askerlik çağındaki erkekler, yılda bir aralıksız on beş gün ve bazı aylarda bir hafta so- nu talim görüp yılda toplam 39 günü tamamlamak koşuluyla askerlik hizmeti için öngörülen süreyi doldurabilirlermiş. George W. Bush, Ulusal Muha- fızlığın hava kuvvetı bölümüne pilot olarak alındı- ğı için, zorunlu süreden de uzun hizmet yapmış ve gerekli 50 puandan fazlasını alarak 56 puanla yıl- lık emeklilik maaşına hak kazanmış görünüyor- muş. Oysa, küçük Bush'un Vietnam Savaşı boyunca cepheye gitmek yerine Ulusal Muhafızlığı seçtiğı ve üstelik askeriigini "eksik" yaptığı, bütün seçim kampanyalarında ortaya atılan bir iddia olmuştur. Şimdi de sıcilinde 1972'ye ilişkin beş aylık bir boş- luk bulunduğu söylenmekte. |lk bakışta gereksiz görülen bütün bu aynntılı id- |dıalann anlamı ne? Anlamı şu: Başkan Bush, "önleyici, ön alıcı sa- vaş" görüşünün baş savunucusudur. "Teröristle- ri koruyan devletler bizi vurmadan biz onlan vur- malıyız" diyor ve Irak'a da hiç petrol sözü falan et- meden, bu görüşle girdi. Ama, hâlâ hergün, patlayan bombalann, düşü- rülen helikopterlerin, yıtırilen canlann haberlen gel- mekte oradan. Kendısı en kritık savaş yıllarında as- kerlığe bıraz teğet geçmiş bır başkanın şimdi uzak, anlamsız ve bambaşka nedenlere dayandığı bes- belli bir savaşa Amerikan toplumunun genç in- sanlannı sürmüş olması, yavaş yavaş insanlara ters gelmeye başlamıştır. Kasım ayında yapılacak seçımlerde Bush'un ra- kibi olacağa benzeyen Demokrat Partili John Kerry şimdilık bu ıddialaıia fazla ilgili gözükmeyip daha çok Irak yalanı üzerinde durmaktaysa da yalancı- lığın, bir yıllık değil, otuz yıllık bir geçmişi olduğu- nu söylemek, Demokratların başlıca kampanya motıflennden biri olacağa benziyor. Anayasa Yargısmda Siyasallaşma Sabih K A ^ A D O G L U Yargıtar Omtrsal Cumhuriyet Başsaveısı PİYANO ÖGRETMENt İLEYLA PAMİR Başvuru ıçm. 0.216 336 54 64 "Kurumlannca aday gösterikUktensonrasonuç olarak Cumhurbaşka- nı'nca seçim yapılması, aday obnayızorlaşürmak- ta,Cunıhurbaşkanınınsi- yasipartiBderferiv«ya par- iamentoüyeleriarasmdan seçDmîşolması durumun- da da yargı üzerinde siya- setin etkisini artürmakta- dır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi üyeleri, yük- sek mahkeme başkanlan veya daire başkanhklann- da olduğu gibi doğrudan ve sonuç olarak yüksek yargı organlan genel ku- ruDannca seçilmelidir." Yukandaki alıntı. Ana- yasa Mahkemesi Başka- nı'nın, mahkemenin 39'uncu kuruluş yıldönü- mü kutlama töreninde yap- tığı konuşmadan yapıl- mıştır. Toplumsal hafıza- mızın zayıf olduğu gerçe- ği gözetildiğinde, bu anım- satmada yarar bulunmak- tadır. Son günlerde basında, hükümet ile Anayasa Mahkemesi'nin ayn ayn anayasa değişikliği taslak- ları hazırladıklanna iliş- kin haberleryer aldı. Mah- kemenin başkanı ile baş- kanvekilı taslağı doğrula- dılar ve savundular. Mah- kemenin yeniden yapılan- dınlmasını ve çalışmayön- temlennin değiştirilmesi- ni hedefleyen her iki tas- lağın, benzer hükümler ta- şıdığı belirlendi. Bu hü- kümlerin en önemhsi. ye- dek üyeliğın kaldınlması doğrusunun yanında. 17'ye çıkanlacak üyeler- den 4'ünün TBM\İ tara- ftndan seçılmesı yanlışıdır. Açıklamalardan. her ıkı taslakta yer alan yeniden yapılandırmaya ilişkin de- ğişikliklerin, iki ana ge- rekçeye dayandınldığı an- laşılmaktadır. • Mahkemenin iş yo- ğunluğu, • AB ülkelerinde de mahkeme üyelerinin yasa- ma orgaru tarafindan seçil- mesi olgusu. Mahkeme başkanının, son 3 kuruluş yıldönümü kutlama töreni konuşma- sında iş yoğunluğundan özellikle yakındığı bilin- mektedir. tş yoğunluğu için milat ahnan yıl ise 2001 yıhdır. Nedenııse 21.12.2000 günlüve 4616 "23.04.1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Sahvermeye, Dava ve Ce- zalann Ertelenmesine Da- ir Yasa'nın" uygulanma- sı sırasında, bakmakta ol- duklan davalarda kimı ku- rallannın anayasaya aykı- nlığı kanısına varan ya da taraflann bu yöndekı id- dialannı ciddi bulan mah- kemelerin. yoğun bir bi- çimde itıraz yoluna baş- \-urmalandir. Anayasa Mahkeme- si'nin 18.07.2001 günve 2001 4-332 sayüı karan- nı inceleyenler. a>Tiı yön- de 226 itiraz başvurusunun ayn ayn "esasa kaydedi- lerek" numara aldığını, bunlann yine ayn ayn bir- leştırme kararlan ile 2001 '4 Esas sayılı dosya- da bırleştirildiklerini ve bu dosya üzerinden esası- nın ıncelenerek sonuçlan- dınldıklannı göreceklerdir. Buna benzer başka örnek- ler de vardır. Bu nedenle, geçıci ve aynı konudaki baş\iıru çokluğunun yarat- tığı yapay iş yoğunluğu görüntüsü aldatıcıdır. Kaldı kı davalann gün- deme alınmasında ve ka- rara bağlanmasında veya kararlann yazılmasında gözlemlenen gecikmenin, mahkemenin yapılanma- suıın değiştırilmesiyle ön- lenebileceği geçerli bir id- dia olamaz. Iş yoğunluğundan ya- kınılmadıgı yıllarda, olu- şan gecıkmeler bu iddıayı geçersiz kılmaktadır. Bu nedenle. TBMM 'nin seçe- ceği üyelerin katılımının ışlen hızlandıracağını sa- vunmak, mevcut yapılan- madaki üyeler için haksız ve yersiz bir suçlamadan ileri gidemez. Yapılması gereken ip- tal kararlannın gerekçesi yazılmadan açıklanama- yacağına ilişkin anayasa buyruguna uyulması, Ana- yasa Mahkemesi'nin Ku- ruluşu ve Yargılama Usul- leri Hakkındakı Yasa'nın ve onun göndermesi ile siyasi partilere ilişkin ko- nularda Ceza Yargılama- lan Usulü Yasası'nın tam olarak uygulanması ve varsa buyasalardaki eksik- liklerin giderilmesidir. Avrupa Birliği üyesi ül- kelerde veya daha geniş bir deyimle Avrupa mode- lı anayasa mahkemelerin- de üyelerin seçiminde iki yöntem kullanılmaktadır: - Üyelerin tamamının yasama organı tarafindan seçılmesıne "seçim siste- mT adı verilmekte; Al- man Federal Mahkemesi ile Macaristan, Polorrya, Portekiz anayasa mahke- melerinde ve tsvıçre Fede- ral Mahkemesi'nde bu sis- tem uygulanmaktadır. - Daha geniş bir uygu- lama alanı olan "karma astem"de ise üyeler atama ve seçim yoluyla belirlen- mektedir. Bu sıstem ise Avusturya, Belçika, Bul- garistan. Çek Cumhuriye- ti, Slovakya, ttalya, Ro- manya vb. ülkelerde uygu- lanmaktadır. Türkiye'de, 1961 Ana- yasası'nda karma sistem kabul edilmış. ancak 11 yıllık bır uygulamadan sonra yasama organımn Anayasa Mahkemesi'ne üye seçmesı usulünden vazgeçilmiştır. Buusulün iki büyük sakıncası bu- lunmaktadır. - Parlamentoda tek par- ti iktidan oluşmadığı hal- lerde üye seçimı partilera- rası uzlaşmaya bağlıdır. Bu uzlaşmanın ne sürede sağlanacağı belirsizdir. Uzlaşma aşamasında üye adaylannm kışiliklerinin yıpranması da ayn bir so- rundur. Bu nedenlerle ül- kemizde kötü bir dene- yımden sonra bu sistem kaldınlmıştır. - Tek partı iktidarlann- da ise kadrolaşma arzusu ve gereksinimı, siyasal ya- şantımızın onulmaz bir hastalıgıdır. Ehliyet, bil- gi, deneyim, kişılikbirta- rafa bırakılmakta, "biz- den obna" ölçütü egemen olmaktadır. Böyle bir se- çimin Anayasa Mahke- mesi'nin siyasallaşması tehlikesi yanında, saygın- lığını da zedeleyeceği kuş- kusuzdur. Kaldı ki her iki sistem- de de hedeflenen, demok- ratık meşruıyetrir. Demok- ratik meşruiyetin, anaya- sal organlar tarafindan ya- pılan seçimlerle de sağla- nabileceği gerçeği göz ar- dı edilmemelidir. Diğertaraftan, Cumhur- başkanı'nın siyasi parti li- derleri veya parlamento üyeleri tarafindan seçil- miş olması durumunda, Zenithmedia ZenithOptimedia Yayıncılık Hizmetleri Ticaret Gazeteciler Mah. Hikaye Sk. No:l3 Î4394 İSTANBUL Ys 0286 B M.G, Medya Yayıncılık Hizmetleri Ticaret A.Ş, Boğaziçi Kurumlar V.D. Bşk. 6090038743 Rrma Adı : ÜrünAdı : . . , 1 ^ Yaym Adı : P . ^ ^ j y ^ "^(f??^!!^....?.(^L,T7^£ ( ^^I!i!^i^l2PJ!. Yayın Tarihi:. 3 0 1 .2,0 04. mahkeme üyeliğine yapa- cağı seçimin yargı üzenn- de siyasetin etkisini arttı- racağı düşüncesini yuka- nya alınrıladığımız sayın başkanın, parlamento ta- rafindan yapılacak bir se- çimdeki siyasal etkıyı göz ardı etmesinın mutlaka bir açıklaması olmalıdır. Ünlü Anayasa. Hukuk- çusu Prof. Klaus Stern'in de vurguladığı gibı "huku- ka uygunhığun ölçütü hu- kuk kurallarının durak- samasız uygulannıasıdır. Yoğunluk açısından, ana- yasahukukunave Ana>a- sa Mahkemesi kararlan- na siyasalkonularegemen- dir. Ancak bu olgu yargı- lamasürecindegerçeğiara- maya ve bir karara var- maya ilişkin hukuksal me- tot terkedilmediği sürece, Anayasa hukukunu ve Anayasa Mahkemesikara- nnı siyasallaşürmaz." Siyasallaşma endışesı ve kuşkusu yüksek mah- kemenin yapılanmasında, siyasi etki bulunması ola- sılığı ile oluşur. Bu olası- lığın, gerçeğe dönüşmesı de gerekmez. Bir siyasi parti tarafindan tercih edi- lerek seçılen üye aynmı yeterlıdır. Siyasi tercihe dayah seçimlenn kımi ana- yasal kurumlann ıtıbarla- nna verdiği zararlar orta- dadır. Belirtilen nedenler- le, Anayasa Mahkeme- si'nin parlamento tarafin- dan üye seçimi gırişiminin kaçınılmaz sonucu, mah- kemenin siyasallaşhğina ilişkin genel bır kanının yerleşmesi olacaktır. An- cak, Anayasa Mahkeme- si üyeliği nitehğinin ye- niden belırlenmesinde ve Yüce ^-an göre\nnın Av- rupa modelı ile uyumlaş- tınlmasında mutlak bır zo- runluluk vardır. Öncelikle. hukuk kural- lannın hukuksal metotla uygulanması zorunlulu- ğu, anayasaya uygunluk denetiminin, hukuki bir denetim olmasından kay- naklanmaktadır. Bu denetim, ancak hu- kuk eğitimi almış üyeler tarafindan yerine getirile- bilir. Bu nedenle A\Tupa modelinde, hukuk fakül- tesini bitirmemış .\naya- sa Mahkemesi üyesi yok- rur. Aynı nedenle. AvTupa Insan Haklan Mahkeme- si yargıçları için de tHAS'nin. "tnsanHakla- nnı ve Ana Hürmetleri Koruma Sözleşmesi" 21 /5'inci maddesinde hu- kukçu olma koşulu getiril- miştir. O halde ilk yapıl- ması gereken Anayasa Mahkemesi üyelerinin ta- mamının hukukçulardan seçilmesinin sağlanması- dır. ••• Avrupa Birliği"nden müzakere tarihi alabilme çabalan kapsamında uyum yasalan çıkanldığı süreç- te, Anayasa Mahkeme- si'nin Yüce Divan görevi- nin, Avrupa modeline uyumsuzluğu sürekli ola- rak göz ardı edilmektedir. Türkiye'de başbakan ve bakanlann göre\leri ile il- gili suçlanndan dolayı yar- gılanmalan Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahke- mesi'nce yapılmaktadır. Avrupa'da, Yüce Divan görevinin verildiği hiçbir Anayasa Mahkemesi yok- tur. As-rupa Birliği'ne üye meşrutı rejimlerde (Ispan- ya, Belçika, tngiltere, Hol- landa, Danimarka ve Lük- semburg) adı geçen kişi- leri yargılama görevi nor- mal adli mahkemeler ta- rafından yapılmakta ve temyiz incelemesi Yargı- tay'ca yerine getirilmek- tedir. Meşruti rejimler için- de sadece îngiltere hukuk sistemınde Anayasa Mah- kemesi'ne yer verilme- miştir. Almanya. ttalya, Avusturya ve Portekız'de sadece suçlanan cumhur- başkanları -Yüce Divan sıfannı taşısın veya taşıma- sın- doğal hâkim ilkesine uygun kurulan istisnai mahkemelerde yargılan- maktadır. Bu mahkeme- lerin de Anayasa Mahke- mesi ile bir ilgisi bulunma- maktadır. Başbakan ve bakanla- nn bu ülkelerde ve diğer tüm Avrupa ülkelerinde görevleri ile ilgili suçla- nndan dolayı yargılandık- lan yargı yeri adliye mah- kemeleri ve temyiz yen de Yargıtay'dır. Fransa'da ise Anayasa Konseyi. mahkeme sıfatı- nı dahi taşımamakta ve doğal olarak yargılama yetkisi bulunmamaktadır. Ülkemizde Yüce Divan göre\inin, içinde hukuk- çu olmayan üyelerin bu- lunduğu çok sınırlı sayıda ceza hukukunda uzman hâkimlerin yer aldığı Ana- yasa Mahkemesi'ne ve- rilmesi büyük bir yanlış- lığı içermesinın yanında, tHAS'nin adil yargılama hakkını düzenleyen 6'ncı, hâkimlik için gerekli ko- şullan belirleyen 21'inci maddelerine ve kararlan- nın kesin olması nedeniy- le adı geçen sözleşmenın 7 numarah ekinın 2,1 'in- ci maddesıne aykmdır. Hele bu yapıdaki bir mahkemenin dörtüyesinin parlamento tarafindan se- çilerek siyasi etkilere açık hale getinlmesinin veya bu yönde bir ınanç doğrria- sına yol açılmasının vere- ceği sıkıntılan ve doğura- cağı sakıncalan iyi hesap- lamak gerekmektedir. Yü- ce Di\^n görevi, her koşul- da yargılama işlevinin as- li sahibi Yargıtay'a veril- melidir. Her ıkı taslakta, hizmet süresine ilişkin 65 yaşını bitirme sınırının 67'ye yükseltilmesi ayn bir ta- lihsizlik oluşturmuştur. Anayasa Mahkemesi üye- lennvn hâkim ve savcılar- dan ve diğer yüksek yar- gı organlanrun üyelerinden ayncalıklı hale getirilme- sınin ne gibi mantıklı ve hukuksal birgerekçesi ola- bilir? Yukanda sayılan sakın- calan içeren taslakta, böyle bir hükme yer verilmesi- nin etik yönden açıklama- sı nasıl yapılabilir? Hazırladıklan taslağa siyasi partiler ve kamu- oyundan destek isteyen il- gili sorumlulann, önce- likle belirttiğimiz sakın- calara ilişkin kuşkulan gi- dermeleri ve sorulan yanrt- lamalan gerekmektedir. Cumhuriyetp 1 a" r ı YEDİ CANLI CUMHURİYET Özdemir tnce i74Sayia 9.000.000TL Kuruluşundan gunumuze kadar geçen seksen yıl ıçmde Turkiye'yı \oneten iktıdarlann Curahunyet'e iyi davrandıklannı söylemek olanaksız. Kımı ıktıdaruı oylesıne ginşim ve uygulamalan oldu kı bunlan başka sıfatlarla tammlamak zorunlu Özdemir İnce PENCERE Kör Kör Parmağım Gözüne... Yazının tarihi: 21 Ağustos 2002.. Çarşamba.. Bir dostum gazete kesiğini dün cebinden çıkar- tıp uzattı... -Al, dedi, oku!.. Eski bir 'Pencere'.. Fırsatı kaçınr mıyım; hemen: - Şunu yaytmlayaytm, dedim. Tümünü değil, ama, büyük bir bölümünü bugün bir kez daha birlikte okuyalım. • "Birülkede IMF programı uygulamaya başlan- dı mı halkın anası ağlar; kaç kez laboratuvar de- neyi yapıldı; toplumun çoğunluğu dibe vurdu. Türkiye kaç yıldan beri IMF programlarıyla ce- belleşiyor; bu yolda önce Cottarelli, daha sonra Kemal Derviş meşhur oldular... Sonuç?.. Işsizlik ve yoksulluk arttı... Herkes bumundan soluyor.. Peki, tam bu sırada, IMF programı sonuçlanma- dan, kim icat etti erken seçim marifetini?.. Erken seçim ne işe yarayacak?.. Seçim AKP için tezgâhlanmış gibi.. Tayyip'e yarayacak!.. Iktidardaki üçlü koalisyonu oluşturan partiler IMF uğruna zokayı yediler... Yasaklanmış Necmettin Erbakan a dayanan Saadet Partisi açmazda... Çiller muhalefette biraz palazlansa da barajın kı- yısında dolaşıyor... CHP, Kemal Derviş'le birlikte oyunu artırsa da neyazar?.. AKP denenmemiş parti kimliğiyle, IMFprogra- mının altında kalıp ezilmiş varoşlann sesini dile getiriyor... Anketlere göre mah götürecek Tayyip... Peki, sonra ne yapacak?.. Hiç!.. Karmaşadaki toplumu kargaşaya sürükleyecek, Türkiye bu faturayı çokpahalıya ödeyecek... Seçim Yasası bir felaket. Lider sultası sûrûyor.. YTP daha kendini bulamamış, örgütünü oluş- turamamış, DSP kundaklanmış, merkezsağ tüken- miş, solun aklı tepesinden bir kanş havada, kanat çırpıyor.. Tayyip'in ekmeğine tereyağı sürmek için sanki Meclis'teki çoğunluk işbihiği yapmış.. Bölük pörçük partilerie, kendini bilmez liderler- le, IMF'nin güdümündeki bir ülkede, yüzde 20'lik dinci partinin iktidara geçmesi için yüzde 80 'in ha- zırladığı bu erken seçim dalaveresi nedir?.." • 3 Kasım seçimlerinden önce bu köşede yayım- lanan kendi yazımı okurken ben bile şaşırdım... Her şeyi önceden görmüşüm, bilmişim, diye bö- bürlenmeye başladım... Sonra sordum: - Nasıl bilmişim?.. Marifet mi?.. YokcanımL • Peki, önümüzdeki yerel seçımlerde ne olacak?.. Odabelli!.. Ancak ondan sonrasını ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim... Düzeltme: Dünkü 'Pencere'nin 40'ıncısatınndaki 'ağus- tos' sozcuğu 'temmuz' olacaktır; düzeltir, özür dılenz. r ^ ' r-,.~K;.-K—. C a l Pazarlama A S Turkocağı Cad No 39 41 » *-UmhUrQgt 34334 Cağaloilu-tstanbul ı^^ kitap kUlUbU T p | | n ? p ı 514OI 96 Faks (0212) 514 01 95 CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ŞUBAT AYIETKİMÜKLERİ (2) "Ayın Tiyatro Oyunları" TUNCER CÜCENOĞLU ile Söyleşi (13 Şubat 2004 Cuma Saat: 18.00) Kitap İmzası: Tuncer CÜCENOĞLU Yer : Cumhuriyet Kitap Kulûbfl (Fransız Konsolosluğu'nun Yanı) tstiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/tstanbul Elkinlikler Koop-C tarafindan düzenlenmektedir. İcretsiz ve herkese açıktır. kafeten. amız Pazar dahı! her gün saat 10 00 - 21 0*t arası açıktır I I CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ŞUBAT AYI ETKİMLİKIERİ (3) Cumartesi Söyleşileri Kamu Yönetimi Yasası üzerine" Ppof.Dr. TÜRKEL MİNİBAŞ(14 Şubat 2004 Cumartesi Saat: 15.00) Kitap tmzası: Prof. Dr. Türkel MİNÎBAŞ Yer : Cumhuriyet Kitap Kulübü (Fransız KonsolosluğıTmın Yanı) İsriklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İstanbul Etkinlikler Koop-C tarafindan düzenlenmektedir. İ cretsiz ve herkese açıktır. Kafeterv amız Pazar dahıi her gün >aat 1u OU - 21.(JÛ arası açıktır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle