19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2004 CUMA 14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr Devlet Opera ve Balesi'nin 55.yüı HAYATİASILYAZICI Devlet Opera ve Balesi'nin 55. yıb, 25 Aralık Cumartesi günü özel bir etkinlikle kutlandı. Program, opera ve bale yapıtlanndan seçilmiş ilgi çekici bölümlerden oluşuyordu. Genel müdürlükçe opera bale akımlanna aynlan seçme bölümler, dönem içinde gösterimde tutulduğunda yoğun izleyici bulacaktır. Gerçekten de, programı izlediğimizde, opera ve balenin dünyaca ünlü parçalannın almdığına gördük. Operanın, dansın ruhuna uygun yorumlar klasik dönemin etkisiyle yeni biçim almıştır. Bu nedenle 21. yüzyılda da çağcıl olmayı bilmiştir. Doğal olarakyorum, seslendirme ve sahneye konuluşla günümüzde de geçerliliklerini sürdürmektedirler. Rossini, Verdi, Puccini, Dvorakgibi bestecilerle Rönesans ve Barok dönem müzikleri yeniden gözden geçirilmiştir. Yeni biçim kazanmasının nedeni de bu bestecilerdir. O dönemin bestecilerini aynmsız klasik saymaz, besteciler adına değişimden söz edersek gerçeklere varabiliriz. Seçilen bölümlere, ADOB opera ve bale sanatçılannın seslendirişleri ve yorumlan ayn birer güzellik kattı. Görünen o ki; 55 yıl önce kurulmuş olan operamızın ve (daha sonra, 1957'de başlamış olmakla birlikte) balemizin sanatçılan profesyonel düzeydedirler. Sanatçüanmızın öne çıkışlan kuşkusuz ADOB Orkestrası'nın profesyonel anlayışından da kaynaklanmıştır. Yönetmen Naci Ozgüç ile Gürçü ÇeKktaş'ın sahne düzenlemesi estet anlayışıyla yapılmıstı. Solo yapan opera sanatçıları, seslendirdikleri parçalarda sanat yapıtlan Geçen hafta yapılan özel gösterimde ünlü opera ve balelerden bölümler sergilendi YAZI ODASI SELİM İLERİ Cahit Sıtkı Tarancı (2) O zamanlar, Her Gece Bodrum'da, Emine ya da Cem, dunjp dururken, Cahrt Srtkı'nın hemangi bir imgesiyle donanıyorlardı. Ben de öyle yaşadım ömrümde Sükut şairini. öteki eserleri kitaplığımdaydı ama, ömrümde Sükut'un yeniden yayımlanışı için epey beklemiştim. "Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika Bir buz parçası gibi kendinden eriyecek." Ziya Osman Saba'ya yazılmış, bütün bir poetikayı dile getiren Ziya'ya Mektuplar'ı sık sık kanştırdım ve asıl Cahit Sıtkı'yı bu güzel eserde buldum. Mektuplar, hele Ziya Osman Saba'nın baştaki "Cahit'le Günlerimiz" yazısı Bir öykü, düzyazı bir şiiıi...Tarancı'nın bir türlü kavuşamadığ, kuşanamadığı o aylak gezen, aylakça düşünen, özgüriüğünü bir mücadele gibi değil, doğrudan doğruya var oluşunun özü sayan 'flaneur' türküsünü açıkça dile getirir. Ama, biryandan da, flaneur içe kapanır, bıkkın, çoktan yitirmiş yaşama sevincini: "Yolculuk sanırsın Issız deniz gibi." Zaman zaman Cahit Sıtkı şiirinden uzaklaştığım oluyordu. Birçok başka şairin şiirleri gönlümü çelerdi. Sonra yine bir rastlantı, bir duyuş beni alıp onun şiirlerine götürürdü. En sevdiğim dizesini "Son Yazarkşamı" öyküme saklamıştım: "Aşk, dostluk!.. Hepsi dökülür yapraklar!" Bu dize benim için, Necatigil'ın "M/üfer"indeki gibi: "Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar." Yada: "Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar." Ve yapraklar dökülüyordu. Tek tek yitirdim insanlan... Doğduğum yıl, 1949'daşunlan söylemiş "OtuzBeş Yaş" şairi: "Şiiryazan adam kör veya sağır değildirki, çevresinde olup bitenleri görmesin, duymasın; elbette kendisine en çok dokunan şeylerden bahsedecektir. Kunduracıdan ayakkabı beklediğimizgibi şairden de şiir bekleyelim. Nasıl ki kunduracı hem iskarpin, hem teriik, hem potin, hem çizme yaparsa, şair de gününe ve şartlanna göre ıstırap şiiri, aşk şiiri, isyan şiiri, ölüm şiiri, kurtuluş şiiri yazar. Bütün mesele sanatkânn yaratma gücüne müdahale etmemektedir." Galiba hâlâ aynı yerde bocalıyoruz. Gelelim, Cahit Srtkı'nın sayılı şiir çevirilerine. Belleğim beni yanıltmıyorsa, Baudelaire'den "Ne Dersin Bu Akşam"\n ikinci dizesini, ölüm llişkileıi'nde alıntılamıştım: "Ya sen kalbim, sen ki vaktiyle çiğnendin kalbim"... Olağanüstü ses, duyuş, öz benzeşimi. Cahit Srtkı'nın şiirinde Baudelaire etkisi arayanlar, bence, bu çevirideki olağanüstülüğü göremeyenlerdir. Çünkü artık bir ruh ikizliği konuşmaktadır. Sonra, "Balkon'un ilk dizesi: "Hatıralar annesi, sevgililer sultanı"... Zaten "Balkon" bütünüyle eşsiz bir şiir çevirisidir. Tarancı, Ziya Osman'a yazarken, sevdiği yabancı şairterden de sık sık söz açmıştır. Başı elbette Baudelaire çekiyor, sonra Rimbaud, Verlaine, Mallaıme. Gerard de Nerval'den "Fantazya"y\ çevirmiş. Onu bizde ilk tanrtanlardan. Degişen şiir, Cahit Sıtkı'nın eserini ve kafiyeye o kadar bağlı şiir anlayışını eskitti mi? öyle diyen yazılar okudum. Bahçeler, havuzlar, uçurtmalar azaldıkça azaldı. Zıpzıplar yok, horoz şekeri de. Ama "Çocukluk" şiiri bence "şınl şınl" hâlâ: "Affan Dede'ye para saydım, Sattı bana çocukluğumu. Artık ne yaşım var, ne adım; Bilmiyorum kim olduğumu." öneriler Kitap I Alexis ya da Beyhude Mücadelenin kitabı, Margueritte Yourcenar, SosiDolanoğlu'nunçevirisi, Metis Yayınlan, 1999. • Carl Ebert'le, Muhsin Ertuğrul'la başlayan Devlet Opera ve Balesi (1949), Cüneyt Gökçer'le sürdü. Bugünlere gelmesinde tüm genel müdürlerin katkılan yadsınamaz. Ne ki son birkaç yılda Devlet Opera ve Balesi, Remzi Buharah'nın yönetiminde Aspendos Opera ve Bale Festivali ile Bodrum Bale Festivali'ni dünyadaki konumuna oturttu. nın niteliğinı bestecilerin ayırdını ortaya koydular. Ferda Yetişer, Ash Gökçe, Ece Asb Gültekin, Olça Kuntasal; bu dört sanatçı "My Fair Lady"yi başanyla seslendirdiler. Rossini'nin "Sevil Serberi"nde Tuncay Kurtoğlu ve Mithat Karakelle. Don Basilio ile "Don Bartolo''yu karakterleriyle sergilediler; ölçülü ve güzeldi yorumlan. ADOB Korosu parçalanyla "gece"ye renk ve güzeüik kattı. Koroyu yöneten Sunay Muratov'u da anmak gerekir. "Azucena"nın aryasında Arzu Mecitova, başansını sesiyle ortaya koydu. Yavuz Öztürk, "Cavaradossi"nin aryasında, bu rolüyle özdeşleşmiş olduğunu gösterdi. Sesin böylesi etkileri olabiliyor. "Rusalka"nın aryasını seslendiren Feryal Türkoğlu hem sanatçı niteliğini ortaya koydu, hem de müziksel başannın üst düzeyine ulaştı. "Nabucco"daki "Esirler Korosu" ile programın kapanış parçası olan "ZaferSahnesi", Verdi'nin gerçeklikle ne kadar ilgili olduğunu göstermiyor mu? ADOB Korosu, yüksek düzeyde seslendirdi. Ada'nın yapıtlarını da dinledik. S. Ada'nın "AliBabaJOHaramiler" aryasını Yavuz Öztürk ıyi yorumladı. Tuncer Tercan da aynı besteciden bir başka parçayı seslendirdi. Bütünüyle başarılıydı opera parçalan. Denebihr ki, Verdi'nin "Zafer SahnesT, operanın kendı zaferiyle geceyi bağlamış oldu. CarlEbert'le, MuhsinErtuğrul la başlayan Devlet Opera ve Balesi (1949), Cuneyt Gökçer'le sürdü. Bugünlere gelmesinde tüm genel müdürlerin katkılan yadsınamaz. Ne ki son birkaç yılda Devlet Opera ve Balesi, Remzi Buharah'nın yönetiminde Aspendos Opera ve Bale Festivali ile Bodrum Bale Festivali'ni dünyadaki konumuna oturttu. Bunlan ekibiyle gerçekleştirdi. Yeru atılımın eşiğinde, başkoreograf Lale Balkan, genel müdür sanat danışmanı Mehmet Balkan ve diğer görevlilerle opera ve balemiz gelişmesini sürdürecektir. Baleye gellnce Türk balesinin kurucusu Dame Ninette De Valois'dır. 0nun ektiği tohumlann nasıl yeşermekte olduklannı bu gösteride izledik. VVeber'in Gütun Hayaleti'nde, L. Minkus'un La Bayadere Final Sahnesiınde bir ekip başansı vardı. Gösterinin tek konuk sanatçısı, Mariinsky Tiyatrosu Kirov Balesi'nin ünlü solisti Uliana Lopatkina bu özel geceye renk kattı. Saint/Saens'ın "Hayvanlar Karnavalmın Kuğusu" adlı balesi "Kuğunun Ölümü"yle sona erer. Lopatkina, şıırle müziğin bireşimini yaparak "KuğununOtümü"nü, olağanüstü güzellikte, düşsel bir dansla sundu ve geceye damgasını vurdu. "Yaşasuı Opera Bale!" Üç birlik kuralı Bellini'nin Norma operasından Norma'nın aryasını söyleyen Nilgün Akkerman, bestecinin müzik çizgisini ve derinliğini olabildiğince başanyla yansıttı. Aynı estetik kaygıyı Gerard'ın aryasında Eralp Kıyıcı da gösterdi. J. Strauss'un ilk Bahar Sesleri'nde EKiraFatihovamüzıkaliteyi öne çıkaran yorumuyla solo parçalarını noktaladı. "Dionisos Korosu" bale ile ayn bir nitelik kazandı. Bu arada Ferit Tüzün'ün, Selman VasıfKortun Dünya sanat çevresinde ilklOOkişi arasında "»' ,™, (» 23 ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ 1 1 1 1 ISTHMUt KUtTUK VE SAIIJtT MJUfi Kültür Servisi Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi'nin yönetmeni Vasıf Kortun. New York'ta yayımlanan uluslararası sanat dergisi Art +Auction'ın 'tlk 100' listesinde (2004 Power List) yer aldı. Dergi, her yıhn sonunda müzeci, galerici, küratör, koleksiyoncu ve sanat destekleyicileri arasmdan yaptığı seçimle, uluslararası sanat çevTesinin en etkin ve kayda değer 100 kişisini belirliyor, sanat dünyasını daha canlı ve ilginç kıldıklan için onlara teşekkür ediyor. Dergide Vasıf Kortun için şu sözler kullanıldı: "Dünya çapında ders veriyor, sergiler düzenliyor ve uluslararası platformlarda >fazılan yayımlanıyor. Postmodern bir küratörün gelebileceği en son noktayı temsil eden Kortun, şu sıralar Hollanda'nın Eindhoven kentindeki Van Abbemuseum'un Direktörü Charles Esche ile buiikte 2005 Istanbul Bieoali'ni hazırhyor." Geçen üç yılda Almanya, Amerika, Belçika, Bulgaristan, Danimarka, Fransa, Finlandiya, Hırvatistan, Kanada, Hollanda, Ingiltere, Isveç, Italya, Ispanya, Mısır, Norveç, Romanya, Ukrayna ve Rusya'da güncel sanat konusunda gerçekleştirilen çeşitlı sempozyumlara katılan VasıfKortun konferanslar verdı ve atölye çalışmalan yönetti. sanata 'yarın' gözüyle bakabllmek Kortun; Helsinki Güzel Sanatlar Akademisi, Konstfack ve Uygulamalı Güzel Sanatlar Fakültesi (Stockhohn), HISK Güzel Sanatlar Yüksek Enstıtüsü (Belçika) ve Istanbul Kültür Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Platform video gösterileri, performans ve enstalasyonlar için bir ortam sunmanın yanı sıra, halihazırda kabul gören alternatif yaklaşımlarla, kavramlann estetik ve yapısal sorgulanmasına ortam sağlıyor. Uluslararası güncel sanatçılan, küratörleri ve eleştırmenleri ortak bir adreste buluşturan, sunumlar için en uygun ve kapsamlı araştırma alanlan sağlayan Platform'un karakteri, sanata 'yann'ın gözüyle bakabilmek. Platform halen yaklaşık 3 bin yayın. 1.800 dergi ve vıdeo. 400 CD, DVD, VHS kaset, güncel sanat kütüphanesi, 160 ulusal sanatçı dosyası ve her gün genişleyen veri bankası ile hizmet veriyor. 14. ULUSLARARASI İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ 1 I51HM01 I KULIUR 1 HE SANAT 1 UMI1 32. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ 1 ISIHMUt 1 KUITIFI 1 V 5IHAI E I V««EI 11. ULUSLARARASI İSTANBUl CAZ FESTİVALİ "VMurat'ın 100.yılı"konseriCRR'de Kültür Servisi Emre Aracı yönetimindeki İstanbul Oda Orkestrası 4 Ocak günü saat 19.30'da Cemal Reşit rey Konser Salonu'nda polkalann sultanı V. Murad'ın 100. yıh konseriyle izleyicinin karşısına çıkacak. Konserde orkestra, Sultan V. Murad'ın 'Grand Galop', Donizetti Paşa'nın 'MecidiyeMarşı', V Murad'uı 'Domajörmarş',RifatBey'üı 'Sultan V. Murad'a şarkın duaiye', V Murad'ın 'Şefkefea Vaöde Sultan'a', Hatice Suhan' ın 'Sultan V Murad'm Yeni Yıl Marşı'. V Murad'ın 'Domajör kadnl', 'Selaheddin Efendi'ye', 'Andantinomosso',TarzınevinKalfa'nın 'Mibemolmajörpolka', V Murad'ın 'Bahriyar bir günün polkası', 'Şayan Kadnıefendi'ye', 'Do majör polka', 'Fehime Sultan ve Meyliservet Kadınefendi'ye', Fehime Sultan'ın 'Miffi Büük Marşı' ve V Murad'ın 'Re majör vals' adlı yapıtlannı seslendire Yeni yılın ilk tiyatro turneleri • ANKARA (AA) Ankara Devlet Tiyatrosu iki ayn oyunuyla, yeni yılın ilk turnelerini Çorum, Kayseri ve Diyarbakır'a gerçekleştirecek. Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre Mehmet Ege'nin yönettiği, özen Yula'nın yazdığı 'Aşk Evlerden Uzak' adlı oyun, 78 Ocak'ta Çorum'da, 1011 Ocak'ta ise Kayseri'de seyirci karşısına çıkacak. Rona Munro'nun yazdığı, Kazım Akşar'ın yönettiği 'Demir' adlı oyun ise 26, 27, 28, 29 Ocak tarihlerinde Diyarbakır'da sahnelenecek. l'J resmı banka Polkalardaıı ıı ıarslara İstanbul Kültür ve ı 2004 yıh Uluslararası | İstanbul Film, ', Tiyatro ! Müzik ve Caz Festivalleri'nin l gerçekleştirilmesinde resmı sponsorlarına teşekkür ediyor... ^RNANSBANK K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K KÂMİL M A S A R A C I Sanat Vakfı, resmı tonaklama f r. Orkestrayı yöneten Dr.Emre AracL cek. Piyano partisyon orijinalleri istanbul Universitesi Nadir Eserler Kütüphanesi 'nde bulunan yapıtlann orkestrasyonu Dr. Emre Aracı'ya ait. (0 212 232 98 30) MARMARA resmi taşryıcı büyük destek sağlayan Milli Mücadele karikatürleri kitap oldu ANKARA (AA) 19191922 yıllan arasında Türk mizah dergileri Güleryüz, Karagöz, Ayine ve Aydede'de yayımlanan Milli Mücadele konulu karikatürler bir kitapta toplandı. Cüneyt Okan'ın hazırladığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca yayımlanan kitapta, Sedat Simavi başta olmak üzere Cevat Şakir, Haydar Şevket, Mazhar Nazım, Mehmet Sadi, Zeki Cemal, Ramiz ve Rıfkı imzalı 200 karikatür yer alıyor. Karikatürlerin başlıca konulan Mustafa Kemal Paşa, Kral Konstantin, Yunan asken v e devlet ileri gelenlen, Yunan ordusu ve Mıllı Mücadele muhalifleri. TBMM'nin açılmasının ardından kesin zafere kadar geçen iki yıllık süre içinde, mizah dergilerinin gerek yazılan, gerekse karikatürleriyle Milli Mücadele'ye bıkmadan usanmadan büyük bir sabırla destek verdiklerini belirten Okan, "Işgalin en yoğun, en baskıcı, en ağır şartlan altında bile mizah dergileri TBMM'yi desteklemekten ve halka moral ve güven vermekten geri durmamışlardır. Özellikle çok zor şartlar altında karikatür gibi komik bir işle uğraşabilmek, o devirdeki geniş halk kitlelerinin psikolojısinı yansıtması bakımından çok önemli bir belge değerindedir" dedi. İSTANBUL SANAT VAKFI KÜLTÜR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle